Çağdaş Felsefe 1 Final 1. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Aristoteles, Gottlob Frege ve Kurt Gödel ile birlikte gelmiş geçmiş en büyük dört mantıkçıdan birisi olarak kabul edilen Polonyalı mantıkçı ve matematikçi aşağıdakilerden hangisidir?
Alfred Tarski |
Auguste Comte |
Karl Popper |
Ludwig Wittgenstein |
Rudolf Carnap |
Aristoteles, Gottlob Frege ve Kurt Gödel ile birlikte gelmiş geçmiş en büyük dört mantıkçıdan birisi olarak kabul edilen Polonyalı mantıkçı ve matematikçi Alfred Tarski'dir. Doğru cevap A'dır.
2.Soru
Aşağıdakilerden hangisi mantıksal pozitivizm ile ilgili doğru bir bilgi değildir?
Bilimi merkeze alan bir yaklaşım vardır. |
Dilin mantığını çözümleme amacı vardır. |
Bilimi sağlam bir felsefî temele oturtma projesi vardır. |
Bilimin doğrulanabilen ve doğrulanamayan önermeler ile özdeşleştirilmesi vardır. |
Bilim felsefesi tartışmalarının temelinde mantıksal pozitivistlerin emeği vardır. |
Mantıksal pozitivistler çalışmalarının bilimin bilim olmayandan ayrılması, bilimin doğrulanabilen önermeler ile özdeşleştirilmesi gibi savların geliştirilmesini sağlamışlardır. Bu nedenle doğru cevap D seçeneğidir.
3.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Wittgenstein’ın Tractatus adlı eserinde savunduğu bazı görüşleri eleştirdiği diğer eseridir?
Felsefi Soruşturmalar |
Kesinlik Üstüne |
Kültür ve Değer |
Mavi Kitap Kahverengi |
Dahinin Görevi |
Wittgensten, ölümünden sonra yayımlanan ikinci önemli eseri Felsefi Soruşturmalar'da Tractatus'ta savunduğu bazı görüşleri kıyasıya eleştirmiştir.
4.Soru
Wittgenstein'nın temel önermelerinin başlıca özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
Wittgenstein'nın temel önermelerinin başlıca özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
Doğruluk değerlerinin bir başka önermeden türetilememesidir. |
Çözümlenmesi sonucu atomsal önermelere varacağımızı söyler. |
Dünya, doğru cümlelerin bütünü tarafından temsil edilir. |
Önermeler, belli bir bağlantı içerisindeki adlardan oluşur. |
Önermeler bir resim olduğuna göre, belli unsurları ve bu unsurların belli bir düzenlenişini içermelidir. |
Temel önermeler, adların dolaysızca ilişkilendirildiği basit önermelerdir. Temel önermelerin önemli bir özelliği ise doğruluk değerlerinin bir başka önermeden türetilememesidir. Bir başka deyişle, temel önermelerin doğruluk değerleri birbirlerinden bağımsızdır.
5.Soru
Carnap'ın Aufbau projesinde olduğu gibi herkesin yapılması gerektiğini söyleyip
yapmadığı işe soyunan kişi olduğu "dizimbilimi"nin amacı nedir?
İşaretlerin kullanılmadığı ve farklı işaret etme kiplerine sahip işaretler için farklı işaretlerin kullanıldığı mantıksal bir dizimbilim geliştirmek |
Doğrulanabilirlik ilkesi olmak ya da analitik bir önerme ya da sentetik (olgusal) bir önerme olmak |
İşaretlerden oluşan bir dizge oluşturarak mantıksal çözümlemenin sonuçlarını bir muğlaklığa yol açmaksızın tam olarak ifade edebilmek |
Felsefe tarihi boyunca felsefecilerin geliştirmeye çalıştıkları ahlâk felsefeleri de bu felsefecilerin hissettiklerinin ifade edilmesi |
Biçimsel, fiziksel ve algısal veya görsel uzaylar arasındaki ayrımları netleştirmek |
Mantıksal dizimbilimin amacı, işaretlerden oluşan bir dizge oluşturarak mantıksal
çözümlemenin sonuçlarını bir muğlaklığa yol açmaksızın tam olarak ifade edebilmektir
6.Soru
Bugün “tipler kuramı” olarak bilinen kuramı geliştiren ve analitik felsefenin kurucularından biri olan İngiliz felsefeci aşağıdakilerden hangisidir?
Leibniz |
Wittgenstein |
Moore |
Frege |
Russell |
Russell
7.Soru
Euklides'in beş aksiyoma dayanarak pek çok geometri teoreminin ispatında hangisi doğru değildir ?
Euklides'in beş aksiyoma dayanarak pek çok geometri teoreminin ispatında hangisi doğru değildir ?
Bir noktadan bir başka noktaya doğru bir çizgi çizilebilir. |
Bir doğru çizgi üzerinde sonsuz ve sürekli bir doğru parçası çizilebilir. |
Belli bir noktayı merkez ve herhangi bir uzunluğu yarıçap olarak alarak bir çember çizilebilir. |
Tüm dik açılar birbirine eşittir. |
İki doğru bir doğru ile kesildiğinde, kesenin bir tarafında oluşan iki iç açının toplamı 180 dereceden küçükse, bu iki doğru bu 180 dereceden küçük açıların bulunduğu tarafta kesişir. |
Euklides, Unsurlar (İng. Elements) adlı eserini, M.O¨. 300 yıllarında yazdı. İnsanlık tarihinin en ünlü ve belki de en çok okunan kitaplarından birisi olan bu kitap, beş aksiyoma dayanarak pek çok geometri teoreminin ispat edilmesini içeriyordu.
1. Bir noktadan bir başka noktaya doğru bir çizgi çizilebilir (veya iki noktadan bir doğru geçer).
2. Bir doğru çizgi üzerinde sonlu ve sürekli bir doğru parçası çizilebilir (veya iki nokta arasındaki sürekli doğru sonludur).
3. Belli bir noktayı merkez ve herhangi bir uzunluğu yarıçap olarak alarak bir çember çizilebilir (veya bir noktadan eşit uzaklıktaki noktaların geometrik yeri, bir çemberdir).
4. Tüm dik açılar birbirine eşittir.
5. İki doğru bir doğru ile kesildi¤inde, kesenin bir tarafında oluşan iki iç açının toplamı 180 dereceden küçükse, bu iki doğru bu 180 dereceden küçük açıların bulunduğu tarafta kesişir.
Doğru yanıt B'dir.
8.Soru
Frege’nin aritmetiği mantıksal olana indirgeme projesi, aşağıdakilerden hangisini kapsar ?
Sayıların tek tek tanımlanmasını. |
Tek tek sayıların saf mantıktan nasıl türetilebileceğini ortaya koyma çabasını. |
Aritmetiğe ilişkin tüm doğru önermeleri biçimsel bir dizge içerisinde temsil etme çabasını. |
Sayıların sırasının yakalanmasını . |
Hepsi |
Frege’nin aritmetiği mantıksal olana indirgeme projesi, hem sayıların tek tek tanımlanmasını hem de sayıların sırasının yakalanmasını içermektedir. Tek tek sayıların saf mantıktan nasıl türetilebileceğini ortaya koymaya çalışmıştır. Frege, bu çalışmalarının sonucunda aritmetiğe ilişkin tüm doğru önermeleri biçimsel bir dizge içerisinde temsil etmeye çalışmıştır. Doğru yanıt E'dir.
9.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Viyana Çevresi ile ilgili doğru bir bilgi değildir?
Topluluk, fizikçi ve felsefeci Moritz Schlick’in önderliğinde düzenli olarak haftalık toplantılar yapmıştır. |
Bu bakış açısına sahip düşünürlere göre felsefe, metafiziksel düşünüş biçimlerinden ve metafiziksel önermelerden arındırılmalıdır. |
Matematiğin önermelerinin mantıksal, yani analitik ve a priori olduğunu düşünmektedirler. |
Grup özellikle 1980’li yıllarda çok etkili olmuştur. |
Grup için doğrulamacı anlam anlayışı önemlidir. |
Viyana Çevresi olarak anılan topluluğun faaliyetleri, 1920’lerin başından 1930’ların ortalarına kadar yayılır. Topluluk, fizikçi ve felsefeci Moritz Schlick’in önderliğinde 1924’ten 1936’ya kadar, düzenli olarak haftalık toplantılar yapmışlardır. Bu açıklama doğrultusunda doğru cevap D seçeneğidir.
10.Soru
Şıklardan hangisi Quine'nin deneyciliğin iki dogması (ilki analitik ve sentetik önermeler arasında keskin bir ayrım olduğu; ikincisi ise anlamlı ifadelerin dolaysız deneyimle bire bir karşılaştırılabilecek basit önermelere çözümlenebileceği dogması) hakkındaki düşüncelerine göre doğrudur?
İlki, bilim adamları ile felsefeciler arasında bir işbölümünü imkansız kılmaktadır. |
Bilim adamları analitik doğruların peşine düşerken, felsefeciler mevcut terimleri sentetik tanımlar yoluyla açık hale getirmekte, mantıksal çıkarımların biçimlerini ortaya koyarak doğru düşünmenin araçlarını ortaya koymaktadırlar. |
İkinci dogma, Hume’un deneyimin duyusal izlenimlerle başladığı fikrine dayandırılamaz. |
İkinci dogma, mantıksal pozitivistlerin doğrulanabilirlik ilkesine dayandırılamaz. |
İki dogma birbiriyle ilintilidir çünkü analitik önermeler karmaşık sentetik önermelerin unsurlarına çözümlenerek duyu deneyimiyle karşılaştırılabilir basit önermelerin elde edilebilmesine olanak sağlamaktadır. |
Bu dogmalardan ilki analitik ve sentetik önermeler arasında keskin bir ayrım olduğu; ikincisi ise anlamlı ifadelerin dolaysız deneyimle bire bir karşılaştırılabilecek basit önermelere çözümlenebileceği dogmasıdır. Bu dogmalardan ilki, bilim adamları ile felsefeciler arasında bir işbölümünü de beraberinde getirmektedir. Bilim adamları sentetik doğruların peşine düşerken, felsefeciler mevcut terimleri analitik tanımlar yoluyla açık hale getirmekte, mantıksal çıkarımların biçimlerini ortaya koyarak doğru düşünmenin araçlarını ortaya koymaktadırlar. İkinci dogma, gerek Hume’un deneyimin duyusal izlenimlerle başladığı fikrine, gerekse mantıksal pozitivistlerin doğrulanabilirlik ilkesine dayandırılabilir. İki dogma birbiriyle ilintilidir çünkü analitik önermelerin bulunması sentetik önermeler için bir sınır durumunu ifade etmekte, ayrıca analitik önermeler karmaşık sentetik önermelerin unsurlarına çözümlenerek duyu deneyimiyle karşılaştırılabilir basit önermelerin elde edilebilmesine olanak sağlamaktadır. Doğru cevap E'dir.
11.Soru
Moore, ''Principa Ethica'' adlı eserinde, ahlak felsefesinin hangi yaklaşımına karşı çıkmaktadır?
Varoluşçuluk Yaklaşımı, |
Tarihsel Gelişim, |
Pozitivist Yaklaşım, |
Doğalcı Yaklaşım, |
Didaktik Yaklaşım, |
Moore, Principa Ethica adlı eserinde, ahlak felsefesinde doğalcı yaklaşımlara karşı çıkar ve kendinden sonra gelen meta-etik tartışmalarında belirleyici olur.
Moore, felsefi kanıtlamaların, kendisinin doğalcı yanılsama olarak adlandırdığı bir sorunla malul olduğunu ifade eder. Bu sorunun kaynağında, bir terimin belli bir kanıtlama dahilindeki kullanımının, söz konusu terimin tanımı ile karıştırılması yatar. Ahlak felsefesi tartışmalarında bu sorunla, özellikle iyi teriminin tanımlanmasında karşılaşılır. Ahlaki kanıtlamalar genellikle şu şekilde ifade edilir. Bir şey belli başlı özelliklere haiz ise iyi olduğu kabul edilmelidir. Farklı ahlaki anlayışları savunan düşünürlere göre bu özellikler farklılık gösterebilir. Örneğin, hazcı yaklaşımın savunucularına göre hoş, haz veren şeyler iyidir. Moore, bu kanıtlamaların bir geçerliliği olsa dahi bize, ''iyi''nin tanımını vermediklerini öne sürer. Bir özellik olarak ''iyi'', Moore göre tanımlanamaz. Sadece ne olduğu gösterilebilir ve bu gösterme üzerinden kavranılabilir. ''A iyidir eğer B özelliğine sahipse'' biçimindeki ifadeler, B özelliğinin neden iyi kabul edildiğini açıklayamadığı için sadece ''iyi''nin tanımlamasını ertelemiş olur.
Moore'un ''iyi''nin tanımlanamaz olduğuna dair kanıtlaması, genellikle açık soru kanıtlaması olarak anılır. Moore, ''Haz veren bir şey aynı zamanda iyidir'' biçiminde bir ifadeyi ele alır. Eğer bu ifade ''iyi''nin tanımını içeriyorsa ''Bir şeyin haz verici olması iyi midir? sorusu ile ''Bir şeyin haz verici olması haz verici olması mıdır?'' sorusunun aynı anlama gelmesi ve anlamca eşdeğer olması gerekir. Moore göre ilk soru gayet anlamlıdır ve bir içeriği vardır. ; öte yandan ikinci soruya kolayca 'evet' cevabı verilebilir. İlk biçimdeki sorular açık sorulardır. ''Haz veren'' yerine hangi özellik konulursa konulsun bu durum değişmez. Moore bu kanıtlaması sonucunda, değer kavramının çözümlenmesine yönelik tüm girişimlerin başarısızlığa mahkum olduğunu ifade eder. Eğer değer kavramının çözümlemesi olanaklı olacaksa, yukarıda sözü geçen soru ve ifadelerin aşikar olması beklenir ki böyle bir durum söz konusu değildir. Bir başka biçimde ifade edersek, eğer iyi kavramı başka bazı kavramlarla çözümlenebiliyor olsa, iyi kavramını içeren analitik ifadelerin bulunması gerekir ki Moore, tam olarak böyle analitik ifadelerin bulunmadığını iddia etmektedir. Sonuç olarak ''iyi''yi diğer sözcükleri kullanarak tanımlayamayız. Sadece bir eyleme veya bir şeye işaret ederek ''İşte bu iyidir.'' diyebiliriz. Moore'un bu kanıtlaması, sadece değer kavramı ile sınırlı tutulmayabilir. Bazı düşünürler, Moore'un burada altını çizdiği sorunun başka çözümlemeler için de geçerli olacağını söylemektedirler. Dolayısıyla tartışma, ahlak felsefesi alanıyla sınırlı olmayıp çözümlemenin olanağına dair bir tartışmaya dönüşmektedir. Moore'a göre iyi, doğal olmayan bir özelliktir. Bunun anlamı, iyinin ampirik veya bilimsel olarak test edilmeyeceği veya doğrulanamayacağıdır. İyi kavramı, doğa bilimlerinin sınırlarının dışında kalmaktadır. Hal böyle ise iyi ile ilgili bilgimizin kaynağı, bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. İyi, duyusal deneyimin sınırları içerisinde algılayıp kavrayabileceğimiz bir özellik değil ise bir şeyin iyi olup olmadığını iddia ederken neya dayanmaktayız? Moore, bu noktada dolaysız bir bilgi edinme biçimi olarak ahlaki bir görüntüden söz eder. Ahlaki bilgiler, kendiliğinden aşikar önermelerdir ki ispatları ya da değillemelerinin ispatları söz konusu değildir.
12.Soru
1936’dan 1978’e kadar hangi üniversitede öğretim üyesi olarak akademik çalışmalarını sürdürdü?
1936’dan 1978’e kadar hangi üniversitede öğretim üyesi olarak akademik çalışmalarını sürdürdü?
Hacettepe |
Harward |
Oxford |
Sorbonne |
Princeton |
Harward
13.Soru
Aşağıdaki düşünürlerden hangisi zihnin sadece bir nesne olmadığını, insan davranışlarının ve etkinliklerinin de zihnin gelişiminde etkili olduğunu savunur?
John Langshaw Austin |
Gilbert Ryle |
Peter Strawson |
Norman Malcolm |
Paul Grice |
Ryle benzer bir düşünüşle zihnin, bedenin dışında ve ötesinde bir başka “şey” olmadığını, bir insanın zihninden bahsettiğimizde onun davranışlarının ve etkinliklerinin belli bir düzenlenişinden söz etmekte olduğumuzu söyler.
14.Soru
Mantıksal pozitivizmin metafizik karşıtlığının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
Tezlerin yanlış olması |
Tezlerin anlamsız olması |
Tezlerin eskimiş olması |
Tezlerin felsefe dünyasında kabul görmemesi |
Tezlerin ahlaka uygun olmaması |
Mantıksal pozitivizmin metafizik karşıtlığının nedeni metafiziksel tezlerin yanlış olmaları değildir; anlamsız olmalarıdır. Doğru cevap B seçeneğidir.
15.Soru
Aşağıdakilerden hangisi A. J. Ayer’ın kuramına verilen isimdir?
Anlambilimsel doğruluk |
Duygusalcı ahlak |
Mantıksal dizimbilim |
Diyalektik materyalizm |
Yeni Platonculuk |
Ayer’ın yaklaşımı, duygusalcı ahlâk kuramı olarak adlandırılır. Ayer’ın görüşü kabul edilirse ahlâki konularda üzerinde tartışılacak nesnel bir içerik de söz konusu değildir. Felsefe tarihi boyunca felsefecilerin geliştirmeye çalıştıkları ahlâk felsefeleri de bu felsefecilerin hissettiklerinin ifade edilmesinden başka bir şey değildir. Doğru cevap B’dir.
16.Soru
Quine, “var olmayanın bilmecesi” adını verdiği sorunun çözümü için hangisine başvurur?
Wittgenstein’ın dil oyunlarına |
Frege'nin sunu modu kavramına |
Fenomenolojiye |
Sezgiciliğe |
Russell’ın belirli betimleyiciler kuramına. |
“On What There is?” adlı makalesinde Quine, varlıkbilimle ilgili tartışmasına “var olmayanın bilmecesi” adını verdiği bir sorunla başlar. İki felsefeci (ya da iki kişi) birbirlerinden farklı ontolojilere sahip olabilirler. Birisine göre bir şey varken, diğerine göre o şey var olmayabilir. Ancak ikinci kişi var olmayan şey hakkında tartışmaya girmek isterse, kullandığı dil ister isteme o var olmayan şeye gönderme yapacaktır. Bu durumda da var olmadığını düşündüğü şeyin var olmadığını söylerken, öncelikle o şeyin var olduğunu ifade etmek durumunda kalacaktır. Quine’ın bu konuda seçtiği örnek Pegasus’tur. “Pegasus yoktur.” dediğimde özne konumundaki “Pegasus” teriminin işaret ettiği bir nesne olarak Pegasus’tan söz etmek durumundayımdır. Quine bu sorunun çözümü için Russell’ın belirli betimleyicilere ilişkin kuramından yararlanır. Doğru cevap E'dir.
17.Soru
Moore'un duyusal deneyimin özel oluşundan hareketle geliştirilen kuşkucu yaklaşımları eleştirdiği eseri aşağıdakilerden hangisidir?
Principia Ethica |
The Refutation of idealizm |
A Defance of Common Sense |
A Proof of the External World |
Principia Mathematica |
Moore'un duyusal deneyimin özel oluşundan hareketle geliştirilen kuşkucu yaklaşımları eleştirdiği eseri A Defence of Common Sense dir.
18.Soru
Nesne dili (ing. object language) ile üst dil (ing. metalanguage) arasında bir ayrım yapan ve doğruluk yüklemini üst dilde tanımlayan ve anlambilimsel doğruluk kuramının da sahibi olan felsefeci aşağıdakilerden hangisidir?
Alfred Tarski |
Ayer |
Thomas Kuhn |
Carnap |
Karl Popper |
Tarski nesne dili (ing. object language) ile üst dil (ing. metalanguage) arasında bir ayrım yapar ve doğruluk yüklemini üst dilde tanımlar.
19.Soru
I. Arkaik
II. Modern
III. Teolojik
IV. Metafiziksel
V. Pozitivist
Yukarıdakilerden hangileri Auguste Comte’un insanlığın gelişimi için belirlediği aşamalar arasında yer almaktadır?
I ve II |
I, II, III |
II, III, IV |
III, IV, V |
I, II, III, IV |
Pozitivizm (ispatçılık veya olguculuk), felsefeye bir terim olarak Auguste Comte (1798-1857) taraf›ndan kazandırılmıştır. İnsanlık tarihinin veya toplumların geçtiği üç aşamanın sonuncusunu adlandırır. Comte’a göre, insanlık gelişimi sürecinde üç aşamadan (safhadan) geçer: Teolojik, metafiziksel ve pozitivist. Olgucu veya pozititivist aşamada insan aklı, görüngülerin nedenleri konusundaki arayışını bırakır ve fenomenleri belirleyen yasaların belirlenmesi ile yetinir. Mutlak olana dair aray›fl, yerini göreli kavramlara bırakır. Bilim, gerçekliğe yaklaşan/yakınsayan bir etkinlik olarak düşünülür. Doğru cevap D’dir.
20.Soru
Konuşmanın kendisini bir eylem türü olarak çözümlemesiyle tanınan düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
John Langshaw Austin |
Descartes |
Sokrates |
Gilbert Ryle |
Michel Foucault |
Austin, konuşmanın kendisini bir eylem türü olarak çözümlemesiyle tanınır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ