Ceza Hukuku Ara 14. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
“Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hâllerde cezalandırılır” ifadesi TCK'nın hangi maddesinde yer alır?
21 |
22 |
23 |
24 |
25 |
Taksirli suçlar, kasten işlenen suçlarla birlikte, ceza hukukunda ikinci büyük suç grubunu oluşturmaktadır. Ancak, daha önce de belirtildiği üzere, suçlar kural olarak kasten işlenmekte, taksirle işlenen fiillerin kanunda suç olarak tanımlanması ise istisna teşkil etmektedir. Nitekim bu husus Kanunun 22. maddesinin 1. fıkrasında “Taksirle işlenen fiiller, kanunun açıkça belirttiği hâllerde cezalandırılır” şeklinde ifade edilmiştir.
2.Soru
Kanunda açıkça suç olarak tanımlanmayan bir fiil, kanunda suç olarak tanımlanan bir fiile bazı yönlerden benzerlik gösterdiğinden bahisle o fiile ilişkin suç tanımı kapsamında cezalandırılamaması hangisiyle ilgilidir?
Kıyas yasağı |
Derhal uygulama ilkesi |
Belirlilik ilkesi |
Tanımlayıcılık |
Uygulanmazlık ilkesi |
Kıyas yasağı gereğince, kanunda açıkça suç olarak tanımlanmayan bir fiil, kanunda suç olarak tanımlanan bir fiile bazı yönlerden benzerlik gösterdiğinden bahisle o fiile ilişkin suç tanımı kapsamında cezalandırılamaz.
3.Soru
Geçmişe yürüme yasağı, ceza hukuku kurallarının zaman bakımından uygulanmasının temel dayanağı ne olabilir?
Bu kurala göre, her fiil, islendiği zamanın kanununa tabiidir. Bir fiil islendiği zaman yürürlükte olan kanunlara göre suç¸ teşkil ediyorsa cezalandırılabilecektir. İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç teşkil etmeyen bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez. |
Failin aleyhine olan kanun geriye yürür. Çünkü ceza hukukunda geçerli olan geriye yürüme yasağı kuralı vardır. |
Derhal uygulama, temel bir dayanaktır ve bir hükmün yürürlüğe girdiği anda ilgili olan her olaya uygulanmasını ifade eder. |
Failin lehine olan kanunun geçmişe uygulanır ve geçmişe uygulanma bakımından bir zaman sınırlaması getirilmiştir. |
Yeni kanunun fiili suç olmaktan çıkartması hâlinde, daha önce bu suçu isleyen kişiler hakkında henüz kamu davası açılmamışsa da kovuşturmaya yer olacağı kararı verilecektir. |
Ceza hukukunun kişi hak ve özgürlükleri açısından güvence oluşturması amacıyla kabul edilen diğer bir kuralı da geçmişe yürüme yasağıdır. Kanunilik ilkesinin sonucu olan bu kurala göre, her fiil, islendiği zamanın kanununa tabiidir. Bir fiil islendiği zaman yürürlükte olan kanunlara göre suç teşkil ediyorsa cezalandırılabilecektir. İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç teşkil etmeyen bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez. İşlendiği zamanın kanuna göre suç sayılmayan bir fiili isleyen kişiye, daha sonra yürürlüğe giren ve o fiili suç hâline getiren bir kanun geriye yürütülerek ceza verilemez. Yine işlendiği zamanın kanununa göre suç sayılan bir fiil için daha sonra yürürlüğe giren bir kanunla suçun unsurlarında, cezalandırılabilme şartlarında, suç için öngörülen yaptırımlarda ve suçtan dolayı mahkûmiyetin kanuni neticelerinde failin aleyhine olacak şekilde değişiklikler yapılması hâlinde, bu kanun, yürürlüğe girdiği tarihten önce islenmiş olan fiiller bakımından uygulanamayacaktır.
4.Soru
- Kişi tarafından doğrudan doğruya kullanılabilen sübjektif bir hakkın bulunması
- Kişinin hakkını tanınma sebebinin sınırları içinde kullanması
- Hakkın kullanılması ile işlenen ve tipe uygun olan fiil arasında nedensellik bağının bulunması
- Kişinin hakkı üzerinde serbestçe tasarruf edebilme yetkisinin olması
Yukarıdakilerden hangisi veya hangileri hakkın kullanılmasının hukuka uygunluk nedeni oluşturabilmesi için gereken şartlardandır?
Yalnız I |
I ve II |
II ve IV |
III ve IV |
I, II ve III |
Hakkın kullanılmasının hukuka uygunluk nedeni oluşturabilmesi için gereken şartlar Kişi tarafından doğrudan doğruya kullanılabilen sübjektif bir hakkın bulunması, kişinin hakkını tanınma sebebinin sınırları içinde kullanması, hakkın kullanılması ile işlenen ve tipe uygun olan fiil arasında nedensellik bağının bulunması şeklinde sıralanabilir. Ancak, kişinin hakkı üzerinde serbestçe tasarruf edebilme yetkisinin olması bunlardan birisi değildir.
5.Soru
Bir suçun varlığından söz edebilmek için kastın varlığı ne zaman aranmalıdır?
Fail yakalandığı anda |
Fiil işlenmeden önce |
Fiil işlendiği anda |
Fail hakkında cezaya hükmedildiği anda |
Ceza infaz edilirken |
Kastın “suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesi” şeklindeki tanımından konunun fiilin icra edildiği ana göre değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
6.Soru
Aşağıdakilerden hangisinde fiilden bahsedilebilir?
Bir kimsenin diğerini vitrin camına iterek camın kırılmasına sebebiyet vermesinde camı kırmak |
Hipnoz altındaki kişinin başkasını yaralaması |
Bir köpeğin bir insanı ısırması |
Heyelan esnasında ayağı kayan kişinin başkasının malına zarar vermesi |
Cebir ve tehdit altındaki kişinin sahte senet imzalaması |
Fiilden bahsedebilmek için irade olmalıdır. Tehdit altındaki kişinin iradesi sadece zorlanmaktadır. Ortadan kalkmaz. Cevap E dir.
7.Soru
“Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır" ifadesi TCK'nın kaçıncı maddesinde yer alır?
20 |
21 |
22 |
23 |
24 |
TCK’nın 21. maddesine göre, “suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır”. Tipikliğin
manevi unsurunun gereği olarak fail her bir tipiklik unsuru bakımından kasten hareket etmelidir.
8.Soru
Aşağıdakilerden hangisi suçun kanuni tanımında yer alan maddi unsurlarından biri değildir?
Fiil |
Netice |
Nedensellik bağı |
Fail |
Tipiklik |
Bu sayılanlar zaten tipikliğin unsurlarındandır. Cevap E dir.
9.Soru
Yapısında hukuka aykırılığa ayrıca yer veren suçların aşağıdakilerden hangisiyle işlenebileceği kabul edilmektedir?
Doğrudan kastla |
Bilinçli taksirle |
Olası kastla |
Bilinçsiz taksirle |
Zorunluluk hâliyle |
Kanuni tanımında “hukuka aykırı”, “hukuka aykırı olarak”, “haksız” veya “haksız olarak” şeklinde ifadelere yer verilen suçlar doğrudan kastla işlenebilir.
10.Soru
Aşağıdakilerden hangisi bilinçli taksiri bilinçsiz taksirden ayırır?
Failin kusurlu olması |
Fiilde hukuka aykırılık unsuru bulunması |
Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranış |
Neticeyi isteme |
Fiilin öngörülmüş olması |
Bilinçsiz taksir öngörülebilir bir neticenin failce öngörülememiş olmasına rağmen, bilinçli taksirde netice failce öngörülebilmektedir. Doğru cevap E seçeneğidir.
11.Soru
Sanığın kızının evlilik dışı olan ve erken doğan bebeğini, kuvöze konulması gerekirken diğer sanık ile birlikte alıp ıssız bir yerde bıraktıkları ve bebeğin öldüğü anlaşılmaktadır. Sanıkların eylem ve irade birliği içinde, eylemin işlenmesinde ortak hakimiyet kurarak bebeği …………………….ile öldürme suçunu işledikleri kabul edilmelidir. (1.CD.16.03.2011, E.2010/6237, K.2011/1607)
Yukardaki Yargıtay kararında boş bırakılan yere aşağıdaki kavramlardan hangisinin getirilmesi uygundur?
Olası kast |
Doğrudan kast |
Objektif sorumluluk |
Bilinçsiz taksir |
Bilinçli taksir |
Doğrudan kastta, failin, suçun bütün maddi unsurları hakkındaki bilgisi tamdır, kesindir.
Bir suç işlemeye karar veren failin bu suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları mevcut olduğunu, bu unsurların fiilin icrası sırasında gerçekleşeceğini ve özellikle suç tipinde aranan neticenin meydana geleceğini kesin olarak bildiği hâllerde doğrudan kast söz konusudur.
Somut olayda da hastanede tedavi altına alınması gereken yeni doğan bir bebeğin kimsenin bulunmadığı bir ortamda bırakılması durumunda bebeğin ölümü kaçınılmazdır.
12.Soru
(A)'nın işlediği fiilin cezası 1 yıldır. Hâkim (H), (A)'nın kişiliği ve ahlaki yargılarını dikkate alarak, bu cezanın yetersiz olduğunu düşünmektedir. (H); (A)'ya daha ağır bir ceza vermek için başka bir suça dair cezayı uygulamayı düşünmektedir. Olaya göre (H); aşağıdaki kurallardan hangisine aykırı hareket etmektedir.
Yorum yasağı. |
Kıyas yasağı. |
Örf ve âdetin ceza hukukunda kaynak değeri olmaması. |
İleriye yürüme yasağı. |
Geçmişe yürüme yasağı. |
B şıkkı doğrudur. Kıyas yasağı gereğince, kanunda açıkça suç olarak tanımlanmayan bir fiil, kanunda suç olarak tanımlanan bir fiile bazı yönlerden benzerlik gösterdiğinden bahisle o fiile ilişkin suç tanımı kapsamında cezalandırılamaz. Bir fiil toplum düzeni bakımından ne kadar rahatsız edici ve katlanılmaz olursa olsun, kanunda açıkça suç olarak tanımlanmadıkça bu fiili işleyen kişiye ceza verilemez. Bir başka deyişle ceza hukukunda hâkimin kıyas yoluyla kanundaki boşlukları doldurma ve suç ihdas etme yetkisi bulunmamaktadır. Aksi bir anlayış, bir yandan kanunilik ilkesinin vatandaşa sağladığı hukuk güvenliğini, diğer yandan da kuvvetler ayrılığı ilkesinin sağladığı insicamı ortadan kaldıracaktır.
13.Soru
Suçun kanuni tanımındaki fiili gerçekleştiren, bu fiil üzerinde hâkimiyet kuran, kanuni tanıma uygun haksızlığı gerçekleştiren kişiye ne ad verilir?
Fiil |
Fail |
Ani suç |
Suç |
Ceza |
Fail, suçun kanuni tanımındaki fiili gerçekleştiren, bu fiil üzerinde hâkimiyet kuran, kanuni tanıma uygun haksızlığı gerçekleştiren kişidir.
Her suçun mutlaka bir faili vardır
14.Soru
Suçun temel şekline ilave edilen ve suçun temel şekline nazaran cezanın artırılmasını veya indirilmesini gerektiren unsurlara ne ad verilir?
Objektif cezalandırılabilme şartı |
Şahsi cezasızlık sebebi |
Cezayı kaldıran şahsi sebep |
Objektif isnadiyet |
Suçun nitelikli unsuru |
Ceza kanununun özel hükümler kısmında düzenlenen suç tipleri incelendiğinde, suçların önce temel şeklinin tanımlandığı görülür. Tipik haksızlığın oluşması için aranan temel unsurları taşıyan suç tipi, o suçun temel şeklini oluşturur. Örneğin, kasten öldürme suçunun (m. 81) temel şekli “bir insanın kasten öldürülmesi ile” gerçekleşir. Suçun temel şekline ilave edilen ve suçun temel şekline nazaran cezanın artırılmasını veya indirilmesini gerektiren unsurlara, “suçun nitelikli unsurları” adı verilir.
15.Soru
Av alanında karanlıkta geyik zannederek ateş ettiği kişinin birlikte ava gittiği arkadaşı olduğunu ve öldüğünü gören failin içinde bulunduğu duruma ilişkin olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
Suçun manevi unsurunda hataya düşmüştür. |
Haksızlık yanılgısı içindedir. |
Suçun maddi unsurlarında hataya düşmüştür. |
Nitelikli hallerde hata içerisindedir. |
Kusurluluğu kaldıran hallerde hataya düşmüştür. |
Söz konusu hata hali suçun konusunda meydana gelmiş olup, bu da TCK m.30/1 kapsamında maddi unsurlarda hatadır.
16.Soru
Bir fiilin gerçekleşmesini muhtemel görmekle beraber neticenin meydana gelmeyeceğine yükümlülüklerine aykırı olarak güven besleyen kişinin tipikliğin manevi unsurlarından hangisine sahip olduğu kabul edilir?
Bilinçli taksir |
Olası kast |
Bilinçsiz taksir |
Doğrudan kast |
Kast veya taksir |
Bir fiili özen yükümlülüğünün ihlali suretiyle gerçekleştiren ve bunu yükümlülüklerine aykırı bir şekilde öngörmeyen (bilinçsiz taksir) veya böyle bir fiilin gerçekleşmesini muhtemel görmekle beraber neticenin meydana gelmeyeceğine yükümlülüklerine aykırı olarak güven besleyen (bilinçli taksir) kişi ise taksirle hareket etmiştir.
17.Soru
Aşağıda taksirle ilgili olarak verilenlerden hangisi yanlıştır?
Objektif olarak öngörülen özen yükümlülüğünün ihlali suretiyle işlenebilen suçlar taksirlidir. |
Taksirle işlenen fiiller, kasten işlenen fiillerden mahiyeti itibariyle farklıdır. |
Taksirli suçlarda yönlendirici irade, hukukun yasakladığı bir hususu gerçekleştirmeye yöneliktir. |
Taksirli suçlarda tipiklik, objektif unsurlardan ibaret olup tipikliğin sübjektif unsurları bulunmamaktadır |
Taksirli suçlarda hareketin yöneldiği netice, |
Taksirli suçlarda yönlendirici irade, kasti suçlarda olduğu gibi hukukun yasakladığı bir hususu gerçekleştirmeye yönelik değildir. Taksirli suçlarda hareketin yöneldiği netice, tipikliğin dışında bir neticedir. Taksirin cezalandırılabilirliği, hukuken önem arz etmeyen bir amaca yönelik olarak gerçekleştirilen hareketin olması gerektiği gibi yönlendirilemeyerek, hukuken önem arz eden bazı neticelerin oluşumuna sebebiyet verilmesinden kaynaklanmaktadır. Hukuken önem arz etmeyen bir amaca yönelik olarak fiili icra ederken gereken özeni göstermiş olsaydı kanuni tanıma uygun netice gerçekleşmeyecekti yolunda bir değerlendirmenin yapılabildiği hâllerde, failin taksirli suçtan dolayı sorumluluğu doğar.
18.Soru
Aşağıdakilerden hangisi manevi unsurun temel iki şeklinden birisidir?
Taksir |
Teşebbüs |
Tekerrür |
İştirak |
Haksız tahrik |
Dolayısıyla kural olarak kast, istisnai olarak da taksir manevi unsurun temel iki şeklini oluşturmaktadır.
19.Soru
I. Kişi tarafından doğrudan doğruya kullanılabilen sübjektif bir hakkın bulunması
II. Kişinin hakkını tanınma sebebinin sınırları içinde kullanılması
III. Hakkın kullanılması ile işlenen ve tipe uygun olan fiil arasında nedensellik bağının bulunması
Yukarıdakilerden hangisi hakkın kullanılması hukuka uygunluk nedeninin şartları arasında yer alır?
Yalnız I |
Yalnız II |
I, II |
II, III |
I, II, III |
Hakkın kullanılması hukuka uygunluk sebebinin ceza kanunu ile düzenlenen şartları şu şekildedir: - Kişi tarafından doğrudan doğruya kullanılabilen sübjektif bir hakkın bulunması: Sübjektif hak, hukuken korunan ve bu korumadan yararlanmanın sahibinin iradesine bırakıldığı hakkı ifade eder. Kişi, bu hakkını herhangi bir makamın ya da merciin aracılığına gerek kalmaksızın doğrudan doğruya kullanabilirler. Şayet, bir hakkın kullanılması, başka bir merciden alınacak bir karar veya izinle mümkünse bu hukuka uygunluk sebebi söz konusu olmaz. - Kişinin hakkını tanınma sebebinin sınırları içinde kullanılması: Kişi, kendisine tanının hakkın sınırlarını aşmamalıdır. Aksi hâlde, hakkın sınırlarının aşılması veya kötüye kullanılması hâlinde artık bir hukuka uygunluk sebebinin varlığından bahsedilemez. - Hakkın kullanılması ile işlenen ve tipe uygun olan fiil arasında nedensellik bağının bulunması: Kişiye hukuk düzeni tarafından tanınan hakkın kullanılması ile tipe uygun fiil arasında bir ilişkinin varlığı gerekir.
20.Soru
Derhal uygulama kuralın en önemli özelliği nedir?
Kanunun yürürlükte olup olmaması derhal uygulama için bir önem temsil etmez. |
Derhal uygulama, birhükmün yürürlüğe girdiği anda ilgili olan her olaya uygulanmasını ifade eder. |
Anayasa’ya göre Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen kanun hükümleri, iptal kararının Resmî Gazete ’de yayımlanmasıdır. |
Anayasa Mahkemesi bir fiili suç¸ olarak düzenleyen kanun hükmüyle ilgili olarak iptal kararı verdiğinde, bu karar geriye yürümesidir. |
Ceza muhakemesi hukukuna ilişkin kuralların zaman bakımından uygulanması konusunda derhal uygulama kuralı geçerli değildir. |
Derhal uygulama, bir hükmün yürürlüğe girdiği anda ilgili olan her olaya uygulanmasını ifade eder. Buna göre ceza infaz rejimine ilişkin kanuni düzenlemeler, failin lehine mi aleyhine mi olduğuna bakılmaksızın, yürürlüğe girdiği anda cezası infaz edilmekte olan tüm hükümlüler hakkında uygulanacaktır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ