Kavram öğretimi bebeklikten başlayıp yaşamın sonuna kadar devam eden bir süreçtir. 

Kavram öğrenmenin aşamaları en basit olandan karmaşığa doğru; somut düzey, tanıma düzeyi, sınıflama düzeyi ve soyut düzey olmak üzere dört aşamalıdır (Senemoglu, 2011). Örneğin, bir çocuk doğduğu andan itibaren çeşitli nesnelerle karşılaşır. Somut düzeyde, karşılaştığı bu nesnelere dikkat etmeye ve diğer nesnelerden ayırt etmeye baslar. Kalemler, kitaplar, oyuncaklar onun için fark ettiği madde örnekleridir. Tanıma düzeyinde ise artık nesneleri farklı durumlarda ya da yerlerde fark eder ve hatırlar. Bir başka yerde de karşılaştığında defterin yaprakları olan bir malzeme olduğu tanımına sahip olduğu için defteri diğer nesnelerden ayırabilir. Sınıflama düzeyinde artık ikiden fazla nesneyi belli özelliklerine göre gruplandırabilir. Renklerine, boyutlarına, şekillerine göre maddeleri sınıflandırabilir. Bir sonraki aşama olan soyut düzeyde ise bir kavrama ilişkin örnekleri, kavramın özelliklerini, kavrama ait olmayan örnekleri belirler ve kavramın tanımını yapabilir, gruplandırabilir ve her bir türün özelliklerini açıklayarak farklı örnekler sunabilir. 

Bilimin doğasına ilişkin bilgilerin erken yaşlardan itibaren vurgulanması öğrencilerin bilime olan ilgisini artırır, bilimsel uğraşın ne olduğuna ilişkin anlayışlarını geliştirir, bilimle ilgili daha bilgili kararlar alabilen vatandaşlar yetiştirilmesine katkı sağlar, öğretmenlerin fen derslerini destekler ve geliştirir. Ayrıca erken yıllarda bilimin doğasını anlamaya yönelik yaşantılar sunulmasının çocukların ileriki yıllarda hem bilimin doğasına hem de fen konularına ilişkin daha iyi kavramsal anlayış ve bilimsel altyapı geliştirmelerine yardımcı olur.

Çocuklar doğdukları andan itibaren vücutlarını tanıma konusunda büyük bir meraka sahiptirler. Bu konuda onların merakını gidermek, vücutlarıyla ilgili sahip oldukları bazı endişeleri azaltmak ve sağlıklı büyümeleri adına aşağıdaki konuların öğretilmesi faydalı olacaktır:

                • Kemikler ayakta durmamızı ve hareket etmemizi sağlar.

                • Kaslarımız hareket etmemize, nefes almamıza, organlarımızın çalışmasına yardımcı olur.

                • Spor yapmak ve zararlı maddelerden (sigara vb.) uzak durmak   sağlıklı kalmamıza yardımcı olur.

Doğru cevap C'dir.

Etkinliğe kemik getirmek doğru değildir.

Doğal öğrenme deneyimi günlük yaşamda doğal deneyimler ile kavramların kazanılmasıdır. Öğrenme deneyimini başlatan çocuğun kendisidir. Bu süreçte çocuğun beş duyu organını kullanabileceği deneyimler onun ilerideki gelişimine olumlu katkı sağlayacaktır. Karşılaştırma yaparak, parça-bütün ilişkisini öğrenerek, birebir eşleştirme ve renk kavramını öğrenerek bu doğal öğrenme gelişimi gerçekleşir. A seçeneğinde bire bir eşleştirme söz konusudur. C seçeneğinde karşılaştırma vardır. D seçeneğinde parça-bütün ilişkisi vardır, E seçeneğinde ise yine parça-bütün ilişkisi söz konusudur.

Genelleme, varlıkları ortak özelliklerine göre aynı kategoride toplama ve oluşturulan kategoriye ad verme süreci olarak da tanımlanabilir. Genelleme (tümevarım) kavram kazanmanın ön koşuludur.

C şıkkındaki Tahmin Etme Öncelikli olarak kazandırılması gereken temel süreç becerilerinden biridir. 

İndirgemecilik, bütün olguların daha basit bir olgu içinde anlaşılabileceğini söyleyen bir kuramdır. Bir başka deyişle bu kavram bütün karmaşık sistemlerin kendi parçalarının içinde tamamen anlaşılabileceğini söylemektedir.

Sofistler, öğrenmeyi ve öğretmeyi iş edinmiş kişilere verilen addır.

Bir ifadenin kavram olabilmesi için ayırt edici özelliğinin olması gerekir.

Bilim insanları bilimsel bilginin elde edilmesi sürecinde planlama safhasından verilerin yorumlanmasına kadar geçen tüm süreçlerde yaratıcılıklarını ve hayal güçlerini kullanırlar.

Bilimsel tutumun gelişmesinde etkin rol oynayan davranışlar, meraklı, kuşkucu, açıkfikirli, dürüst, alçak gönüllü, öğrenmeye, özeleştiriye ve değişime açık olmayı, doğaya saygılı hareket edebilmeyi, başarısızlık karşısında yılmamayı içerir.

Bütün bilgiler kapsamlıdır, ancak bilimsel bilgilerin kapsamı elbette daha fazladır. Fakat bu durum, çocukların erken yaşta bilim öğrenmelerinin gerekçelerinden biri olamaz.

Bilim insanı farklı fikirlere ve bakış açılarına açık olmalıdır. İnandığı düşünceleri bilimsel kanıtlara dayalı olarak ispatlayabiliyorsa gerçeklikten söz edilebilir. 

Teknoloji, çocukları aktif düşünme süreçlerine dahil ederek daha etkili öğrenmeye yardımcı olmakta ve soyut yaşantıların daha somut ve kişisel yaşantılara dönüştürülmesini sağlamaktadır. Ayrıca çocukların yaratıcılık, eleştirel düşünme, problem çözme ve transfer etme becerileri gibi üst düzey becerilerini geliştirmektedir.

Paragrafta açıklanan yargıda teknolojinin bilişsel gelişime etkisi anlatılmıştır. 

Söz konusu verilerin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanaat verici belge, delil, iz ve argümanlara kanıt denir. 

I, II, III, IV şıklarının hepsi fen öğretim ortamlarından biridir. 

Bir ifadenin kavram olabilmesi için isim olması, ayırt edici ve ayırt edici olmayan özelliklerinin olması ve örnekler içermesi gerekir. Bir ifadenin kavram olabilmesi için somut olmasına gerek yoktur.