Din Psikolojisi Final 26. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Ödül, ceza, pekiştirme, taklit ve model alma fikirlerine dayanan teori aşağıdaki şıklardan hangisinde verilmiştir?
Bilişsel gelişim teorisi |
Sosyal öğrenme teorisi |
Duygusal ilişkisi veya bağlanma teorisi |
Baldwin teorisi |
Harms teorisi |
Çocukluk dönemi dinî gelişimini daha iyi anlamamızı sağlayan teorilerden birisi sosyal öğrenme teorisidir. Bu teoriye göre sosyal öğrenme ilkeleri, ödül, ceza, pekiştirme, taklit ve model alma fikirlerine dayanmaktadır. Basit bir şekilde çocuklar herhangi bir ödül kazandıkları davranışları hatırlamaları veya onları tekrarlamaları kuvvetle muhtemelken, cezalandırıldıkları davranışları tekrarlama ihtimalleri azdır.
2.Soru
Din ile psikolojinin uzlaşmasını ifade etmek için kullanılan kavram aşağıdakilerden hangisidir?
Psikoteoloji |
Teoloji |
Psikoterapi |
Psikopatoloji |
Psikometri |
Psikoteoloji: Din ile psikolojinin uzlaşmasını ifade etmek için kullanılan terimdir. Teoloji: Dine ilişkin olgu ve fenomenleri konu alan ve dinle ilgili olarak geniş kapsamlı bir senteze ulaşmayı amaçlayan disiplindir. Psikoterapi: Bu konuda gereken eğitimi almış bir klinik psikolog/psikiyatr ile "psikiyatrik hastalık/psikolojik temelli" sorunlarının çözümü için kendisine başvuran danışan, hasta, çift, aile ve gruplar arasında gerçekleşen "tedavi amaçlı işbirliği-iletişim" sürecidir. Psikopatoloji: Akıl hastalığı, ruhsal bunalım, anormal/uyumsuz davranış üzerine araştırma dalıdır Psikometri: Sosyal bilimler için daha çok ölçme araçları geliştirilmesiyle ilgilenen psikolojinin alt dalıdır.
3.Soru
Aşağıdakilerden hangisi orta yaş döneminde dine ilginin yeniden canlanması ile ilgili değildir?
Bunalımlar
|
Yaşam kalitesi
|
Mutluluk düzeyi
|
Kararsızlıklardan kurtulma arzusu
|
Alışkanlıklardan kurtulma arzusu
|
4.Soru
I. Bilişsel faktörler
II. Sosyal faktörler
III. Çevresel faktörler
IV. Kişisel faktörler
Yukarıdakilerden hangisi/hangileri ergenlik dönemi dini gelişiminde belirleyici faktörler arasında yer almaktadır?
Yalnız I |
Yalnız II |
I ve II |
I, II ve III |
I, II ve IV |
Ergenlik dönemi dinî gelişiminde belirleyici faktörler bilişsel faktörler, sosyal faktörler ve kişisel faktörler olmak üzere üç grupta incelenmektedir. Çevresel faktörlerin ise belirleyici faktörler arasında yer almamaktadır.
5.Soru
“Bir kimsenin kendi kendisi hakkındaki algıları ve yargılarının toplamı” aşağıdakilerinden hangisini ifade etmektedir?
Kişilik |
Özgüven |
Benlik |
İrade |
Tecrübe |
Benlik, bir kimsenin kendi kendisi hakkındaki algıları ve yargıları toplamıdır. Benlik sürekli yenilenen bir oluşumdur. Benlik sürekli yenilenen bir oluşumdur. Her yaşantı, baştan geçen her olay, birey için önemli olan kişilerin onu beğenip beğenmemeleri, eleştirmeleri ya da övmeleri ve onun bunları algılayış tarzı, benliğinde yer eder, benliğinin alacağı şekli etkiler.
6.Soru
Kişinin yarattığına inandığımız Tanrı’nın, aynı zamanda bizi karmaşık bir evrende yapayalnız bırakmadığına, bizi gördüğüne de inancımız hangi duygumuzu hafifletir?
Yalnızlık duygumuzu |
Güven duygumuzu |
Öfke duygumuzu |
Beğenmişlik duygumuzu |
Ezilmişlik duygumuzu |
Tanrı tasavvurları, bu dengeleme eylemine çeşitli şekillerde katkı yapabilir. Bizi yarattığına inandığımız Tanrı’nın, aynı zamanda bizi karmaşık bir evrende yapayalnız bırakmadığına, bizi gördüğüne de inanırız. Yalnızlık duygusunu ve ayrılık acısını bu şekilde hafifletir, Tanrı’yı her an yanıbaşımızda olan ve bizi seven güçlü bir dost olarak tasavvur ederiz.
7.Soru
Gelişim dönemlerinin (çocukluk,ergenlik,genç ve orta yetişkinlik ve yaşlılık) din ve dini konulardaki uğraşları ile ilgili aşağıdakilerden hangisi doğrudur ?
Yaşlıların daha fazla enerjiye sahip olmaları öğrenme konusunda ilgilerini arttırmaktadır. |
Geçmişte yapılan yanlışlardan hissedilen suçluluk ve günahkârlık duygusu, bağışlanma arzusu genç yetişkinlik dönemind ediğer dönemlere göre daha fazla hissedilmektedir. |
Ergenlik döneminde din en önemli psiko-sosyal uyum faktörlerindendir. |
Ölüm sonrası hayata, ilahî mahkemeye, cennet ve cehennemin varlığına olan inanç en fazla orta yetişkinlikte artmaktadır |
Yaşlıların özellikle ahiret inancına daha çok önem atfetmeleri, dini onların hayatında diğer yaş gruplarından daha önemli hale getirmektedir |
Yaşlıların muhafazakâr olmaları, alışkanlıkları, sosyal fırsatlardan soyutlanmaları ve eskisinden daha az enerjiye sahip olmaları gibi bazı sorunlar, öğrenme konusundaki ilgilerini azaltmaktadır.
Yaşlılık döneminde dua, ibadet ve dinî uygulamanın sıklık ve sürekliliğindeki artış, bazı araştırmacılarca geçmişi onarma ve telafi etme çabası olarak yorumlanmaktadır. Zira geçmişte yapılan yanlışlardan hissedilen suçluluk ve günahkârlık duygusu, bağışlanma arzusunu yaşlılık döneminde diğer dönemlerden daha fazla ateşleyebilmektedir Yaşlılık döneminde din, en önemli psiko-sosyal uyum faktörlerinden birisidir. Konuyla ilgili yapılan bazı araştırmalar, yaşlılarda Allah inancının daha kesin ve kararlı bir şekil aldığını, ölüm sonrası hayata, ilahî mahkemeye, cennet ve cehennemin varlığına olan inancın bu dönemdeki bireylerde belirgin bir artış gösterdiğini ortaya koymuştur. Yaşlıların özellikle ahiret inancına daha çok önem atfetmeleri, dini onların hayatında diğer yaş gruplarından daha önemli hale getirmekte, ilerleyen yaşlarda insanlar dinî hayatın en belirgin göstergesi olan ibadetlerin en olgun şekillerine ulaşabilmektedir
8.Soru
Ergenlerin dine karşı ilgilerinin azalmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
Bağımsızlık duygusunun uyanması
|
Çocukluğun sona ermesi
|
Fiziksel görünüşün değişmesi
|
Akranlara ilginin artması
|
Bağımsızlık duygusunun azalması
|
9.Soru
Bilinç alanına gelen tüm verileri zihin değerlendirir. Ancak bunların hepsini, sahip olduğu sınırlı kapasiteyle anlaşılır kılamaz. Bilimsel veriler ona ancak sınırlı bir katkıda bulunabilir. Zira ne kadar ilerlemiş olursa olsun bilimin susmak zorunda kalmasına karşın dinin açıklayabileceği pek çok konu vardır. Bu bağlamda zihnin ancak dinin yardımıyla çözebileceği temel problemler aşağıdakilerden hangileridir?
I. Şuur, yaratıcılık, estetik ve mistik tecrübeler gibi bilimin henüz açıklayamadığı tabii süreçler
II. Evrenin ve dünyanın yaratılışı
III. Toplumsal engellenme ve mahrumiyet şekilleri
IV. Zihinsel boyutta ele alınan kimlik problemleri
I ve II |
II ve III |
III ve IV |
I, II ve III |
Hepsi |
Zihnin ancak dinin yardımıyla çözebileceği temel problemleri, beş ana grupta toplamak mümkün
görünmektedir. Bunlar:
1. Evrenin ve dünyanın yaratılışı; hayatın anlam ve amacı gibi mantıksal çözümü olmayan sorular;
2. Acı tecrübeler, doğal felaketler, ölüm gibi hayatın zorlayıcı ve olumsuz görünen yönleri;
3. Haksızlık, adaletsizlik, başarısızlık, fakirlik gibi bireysel ya da toplumsal engellenme ve mahrumiyet şekilleri;
4. Şuur, yaratıcılık, estetik ve mistik tecrübeler gibi bilimin henüz açıklayamadığı tabii süreçler;
5. Zihinsel boyutta ele alınan kimlik problemleri ve hayat felsefesi. Tüm öncüller doğru olduğundan cevap E'dir.
10.Soru
......... döneminin en karakteristik özelliklerinden biri olan düşünmeden
kabul, din konusunda da geçerlidir. Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?
çocukluk |
erinlik |
ergenlik |
yetişkinlik |
yaşlılık |
Çocukluk döneminin en karakteristik özelliklerinden biri olan düşünmeden kabul, din konusunda da geçerlidir. Bunun için çocuklar din konusunda çok küçük içsel çatışmalar yaşar veya hiç yaşamazlar. Dinî hayat onların yaşamında normal bir şekilde, derece derece yayılmaya başlar. Bunun için inançları, yaşayan bir iman haline gelen bir şahıs örneği, bu gelişme sürecinde hassas ve güçlü bir uyarıcıdır. Çocuğun dinî kurumlarla ilişkisi ve zaman zaman bu kurumlarda yapılan etkinliklere katılması diğer bir uyarıcı faktördür. Doğru cevap A'dır.
11.Soru
Aşağıdakilerden hangisi olumlu ve yardımsever bir tanrı tasavvuruna sahip birinin özelliklerindendir?
İçsel yaşantısında kaygılıdır |
Yalnız başına var olmaya katlanamaz |
Temel güven duygusu güçlüdür |
Yetersizlik hissi kuvvetlidir |
Üzüntü ve keder duygusu yoğundur |
Tanrı tasavvurları, öncelikle iç ve dış gerçeklikler arasında köprü görevi yapar. Olumlu veya yardımsever bir Tanrı tasavvuru, endişeyi dindirerek, yalnız başına var olmaya katlanma yeteneğini geliştirip, daha büyük ve daha güçlü bir varlığa bağlanma duygusu temin eder ve temel güveni destekler. Olumsuz bir Tanrı tasavvuru ise endişeyi tahrik edip, temel güvensizliği besleyebilir. Mesela, eleştirel veya talep edici bir Tanrı, yetersizlik hissi uyandırabilir. Olumsuz Tanrı tasavvurları, olumsuz yansıtmada bulunmaya neden olur ve genellikle olumsuz sonuçlara yol açar. Doğru cevap C’dir.
12.Soru
Hangi İbadet için belirlenmiş bir şekil yoktur?
Namaz kılmak |
Oruç tutmak |
Hacca gitmek |
Dua etmek |
Zekat vermek |
Her ibadet için belirlenen, değişmez söz ve davranışlardan oluşan ve sembolik anlamlar taşıyan bir şekil vardır. Bu şekil ve sözler ilahi otorite (Allah) tarafından belirlenmiş, değiştirilemeyen bir özelliğe sahiptir. Fakat dua için böyle bir durum söz konusu değildir. İnanan insan, istediği yer ve zamanda, istediği şekil altında ve dilediği sözlerle Rabbine yakarabilir.
13.Soru
İnanç esaslarındaki farklılıklara rağmen dinlerin üzerinde temellendiği ortak alanlar aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
İnsandan aşkın olan ve insana yardım eden bir “şey” aslında yoktur |
Bu “şey” belirli bir tarzda bilinemez veya ona yaklaşılamaz. |
İnsanlar kendilerini bir çıkmazda bulurlar |
Kurtuluşa ya da özgürleşmeye erişebilmek için insan da bir şeyler yapmak zorunda değildir. |
İnsanlar çıkmazdan kurtulmak için inanç esaslarına uymak zorunda değildir. |
İnanç esasları, bir dine mensup olabilmek için asgari düzeyde kabul edilmesi ve benimsenmesi gereken ilkeler demektir. Ancak inanç esasları her bir din için farklıklar arzeder ve dolayısıyla bir Hıristiyanla bir Budist’in veya bir Yahudi ile bir Müslüman’ın inançları birebir örtüşmez. İnanç esaslarındaki bu farklılıklara rağmen, yine de, dinlerin üzerinde temellendikleri inançların birkaç ortak alan etrafında dönme eğiliminde oldukları yönünde bazı görüşler ileri sürülmektedir. Buna göre, bu ortak alanlar şunlardır: 1. İnsanlar kendilerini bir çıkmazda bulurlar (günah ve ölümlülük gibi). 2. Bu çıkmazdan kurtulmak için bir yola ihtiyaç duyarlar (kurtuluş ve özgürleşme gibi). 3. İnsandan aşkın olan ve insana yardım eden bir “şey” vardır (Tanrı, Mutlak Gerçeklik, Brahman, Nirvana gibi) veya varoluşumuzun bir amacı vardır. 4. Bu “şey” belirli bir tarzda bilinebilir veya ona yaklaşılabilir (Kutsal Kitaplarla). 5. Kurtuluşa ya da özgürleşmeye erişebilmek için insan da bir şeyler yapmak zorundadır (inanmak, benliği imha etmek, inanç esaslarına uymak gibi).
14.Soru
“Aynı inanç ve duyguları paylaşan insanların dini bir törende bir araya gelmeleri, aralarında daha samimi, daha sıcak duyguların oluşmasına, kendilerini aynı bütünün parçaları olarak görmelerine neden olur.”
Yukarıda yer alan parçada dini ritüellerin hangi özelliği vurgulanmıştır?
Dini inancı pekiştirmeleri |
Bireyin inancını güçlendirmeleri ve dini duygularını geliştirmeleri |
Toplumu Allah ve Peygamber sevgisi, dinî değerler etrafında birleştirmeleri |
Bireyin kendini kritik etmesine yardımcı olması ve sorumluluk duygusunu güçlendirmesi |
Sosyal dayanışma ve kaynaşmanın, birlik ve bütünlük ruhunun canlı kalmasını sağlamaları |
Dinî ritüellerin önemli bir etkisi de sosyal dayanışma ve kaynaşmanın, birlik ve bütünlük ruhunun canlı kalmasını sağlamalarıdır. Aynı inanç ve duyguları paylaşan insanların dinî bir törende bir araya gelmeleri, aralarında daha samimi, daha sıcak duyguların oluşmasına, kendilerini aynı bütünün parçaları olarak görmelerine neden olur. Birbirleriyle ilgilenme, birbirlerine yardımcı ve destekçi olma arzuları artar.
15.Soru
Bir insan, Allah’ın kendisinden istediklerini ne düzeyde yerine getirdiğini sorguluyorsa hangi dini şüphe içerisinde kabul edilir?
Arayış şüphesi |
Bencillik şüphesi |
Bilimsel şüphe |
Sadakat şüphesi |
İnkârcı şüphe |
Sadakat şüphesi, inancın gereklerinin yerine getirilip getirilmediğiyle ilgili bir şüphedir. Başka bir ifadeyle, insanın, Allah’ın kendisinden istediklerini ne düzeyde yerine getirdiğini sorgulamasıdır. Burada iman edenin, inandığı değerlerden değil, imanındaki samimiyetinden ve imana karşı sadakatinden şüphe etmesi söz konusudur. Sadakat şüphesi, inanan kişinin imanını derinleştirme ve olgunlaştırma çabasına olumlu katkılarda bulunur.
16.Soru
Aşağıdakilerden hangisi yaşlılık döneminde dua, ibadet ve dinî uygulamanın sıklık ve sürekliliğindeki artışın sebeplerinden biri olabilir?
Geçmişi onarma ve telafi etme çabası |
Maddi korkular |
Sosyal çevre baskısı |
Dini alışkanlıklar |
Fiziksel faktörler |
Yaşlılık döneminde dua, ibadet ve dinî uygulamanın sıklık ve sürekliliğindeki artış, bazı araştırmacılarca geçmişi onarma ve telafi etme çabası olarak yorumlanmaktadır. Zira geçmişte yapılan yanlışlardan hissedilen suçluluk ve günahkârlık duygusu, bağışlanma arzusunu yaşlılık döneminde diğer dönemlerden daha fazla ateşleyebilmektedir.
17.Soru
I. İnsanların kendilerini bir çıkmazda bulması
II. İnsanların kurtulmak için bir yola ihtiyaç duyması
III. İnsandan aşkın olan ve insana yardım eden bir “şey” olması
IV. Kurtuluşa ya da özgürleşmeye erişebilmek için insanın bir şeyler yapmak zorunda olması
V. İnsanın kendinden aşkın olan “şey”in belirli bir tarzda bilinebilir veya ona yaklaşılabilir olması
Yukarıdakilerden hangisi/hangileri inanç esaslarındaki farklılıklara rağmen dinlerin üzerinde temellendikleri inançların ortak alanları arasındadır?
I, II ve III |
II, IV ve V |
I, II, III ve IV |
I, II, III, IV ve V |
II, III ve V |
İnanç esaslarındaki bu farklılıklara rağmen, yine de, dinlerin üzerinde temellendikleri inançların birkaç ortak alan etrafında dönme eğiliminde oldukları yönünde bazı görüşler ileri sürülmektedir. Buna göre, bu ortak alanlar: 1. İnsanlar kendilerini bir çıkmazda bulurlar (günah ve ölümlülük gibi), 2. Bu çıkmazdan kurtulmak için bir yola ihtiyaç duyarlar (kurtuluş ve özgürleşme gibi), 3. İnsandan aşkın olan ve insana yardım eden bir “şey” vardır (Tanrı, Mutlak Gerçeklik, Brahman, Nirvana gibi) veya varoluşumuzun bir amacı vardır, 4. Bu “şey” belirli bir tarzda bilinebilir veya ona yaklaşılabilir (Kutsal Kitaplarla), 5. Kurtuluşa ya da özgürleşmeye erişebilmek için insan da bir şeyler yapmak zorundadır (inanmak, benliği imha etmek, inanç esaslarına uymak gibi).
18.Soru
“Kendi dinini ve diğer dinleri araştırarak, ilahi kitabı ve dinle ilgili diğer kitapları okuyarak din değiştirir” ifadesi hangi din değiştirme tipini anlatmaktadır?
Mistik tip |
Deneysel tip |
Duygusal tip |
Entellektüel tip |
Yeniden uyanış tipi |
Entellektüel tip, kendi dinini ve diğer dinleri araştırarak, ilahi kitabı ve dinle ilgili diğer kitapları okuyarak din değiştirir. Bu tiplerde kritik etme, sorgulama ve değerlendirme özelliği hâkimdir.
19.Soru
"Bir aracı vasıtasıyla Allah’a dileklerini sunan kişi, o aracının Allah nezdinde değer verilen etkili bir kişi olduğunu düşünmekte, böylece duasına daha kolay karşılık alacağına inanmaktadır." Aşağıdakilerden hangisi bu durumun bir sonucudur?
Duanın bireyselleşmesi |
Duaların daha kolay karşılık bulması |
Aracı kişilerin yüceltilmesi |
İbadetlerin cemaat halinde yapılmasının daha makbul kabul edilmesi |
Puta tapınmanın azalması |
Bir aracı vasıtasıyla Allah’a dileklerini sunan kişi, o aracının Allah nezdinde değer verilen etkili bir kişi olduğunu düşünmekte, böylece duasına daha kolay karşılık alacağına inanmaktadır. Zamanla bu aracılar kutsallaştırılmakta ve birçok dinde görüldüğü gibi, Allah adına hareket eden kişiler, sınıflar (Hıristiyanlıktaki ruhban sınıfı, S¸iilikteki imamet sınıfı gibi) oluşmaktadır. Doğru cevap C seçeneğidir.
20.Soru
Aşağıdaki dua güdülerinden hangisi Allah’ın isteklerine, emir ve yasaklarına uygun davranışlarda bulunamadığı durumlarla ilgilidir?
Maddi ya da manevi bir arzunun, bir isteğin gerçekleşmesi |
Bir çaresizliğin, mahrumiyetin, sıkıntının giderilmesi |
Allah’ın nimetlerine şükrün ifadesi |
Günahlarının bağışlanması |
Allah’ın yüceliğine duyulan hayranlığın vurgulanması |
Allah’ın isteklerine, emir ve yasaklarına uygun davranışlarda bulunamadığı, hatalarının, günahlarının olduğu bilinciyle birey, Allah’ın kendisini bağışlaması için O’na dua eder, yalvarır. Allah’ın isteğine aykırı hareket etmiş olmanın üzüntüsünü, Allah’ın rızasını kaybetmenin endişesini yaşar. Pişman olduğunu belirtir, tutum ve davranışlarını düzelteceğine dair O’na söz verir, tövbe eder.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ