Diplomasi Tarihi Final 26. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Kamuoyu diplomasisinde başlıca aktör ve koordinatör hangisidir?
Sivil toplum kuruluşları
|
Dışişleri bakanlıkları
|
Başbakanlıklar
|
Hükümet dışı kuruluşlar
|
Medya patronları |
Kamuoyu diplomasisi uygulamasında başlıca aktör ve koordinatör dışişleri bakanlıklarıdır. Bu bakanlıklar esasen eskiden beri rutin olarak bugün kamuoyu diplomasisi çerçevesine giren faaliyetler yürütmektedir.
2.Soru
Misyon şefleri arasındaki öncelik sırası neye göre saptanır?
Ülkelerinin gücüne göre
|
Güven mektubunu verdikleri tarihe göre
|
Görev yerlerine ulaştıkları tarihe göre
|
Ülkelerinin İngilizce alfabetik sırasına göre
|
Ülkelerinin Fransızca alfabetik sırasına göre |
Diplomaside öncelik sırası protokol kurallarının belki de en fazla önem verilenidir. Bugün diplomatik öncelik sırası hususunda gerek 1961 Viyana Konvansiyonu gerek gelenek kuralları nedeniyle kesine yakın bir ortak anlayış ve uygulama yerleşmiş bulunmaktadır. Misyon şefleri arasındaki öncelik sırası, sınıflarına ve görev yaptıkları devlet başkanına güven mektubunu sundukları tarih sırasına göre saptanır. Büyükelçiler her durumda varsa elçi, elçi-müsteşar ve geçici maslahatgüzârların önünde gelir. Bunun dışında aralarında herhangi bir farklılık yapılamaz
3.Soru
Kamuoyu diplomasisi uygulamasında başlıca aktör ve koordinatör kimdir?
Mukim büyükelçilikler
|
Başbakanlık
|
Dışişleri bakanlıkları
|
Sivil toplum örgütleri
|
Basın ataşelikleri
|
4.Soru
Kamuoyu diplomasisi uygulamasında başlıca aktör ve koordinatör aşağıdakilerden hangisidir?
Dışişleri Bakanı
|
Cumhurbaşkanı
|
Başbakan
|
Savunma Bakanı
|
İçişleri Bakanı
|
5.Soru
Aşağıdakilerden hangisi modern diplomasinin bazı yeni alanları içerisinde değildir?
Çevre diplomasisi
|
İnsan hakları diplomasisi
|
İnsani diplomasi
|
Enerji diplomasisi
|
Terörle mücadele diplomasisi
|
6.Soru
Batı üniversitelerine benzer bir bilim kurumu olarak ilk Osmanlı Darülfünun’u hangi tarihte kurulmuştur?
1863
|
1843
|
1834
|
1859
|
1878
|
7.Soru
Kordiplomatik nedir?
Bir devlet nezdinde akredite diplomatların tümünü oluşturan gruba verilen isimdir.
|
Diplomatların toplantıya davet edilme sırasıdır.
|
Üst düzey diplomatları tanımlamak için kullanılır.
|
Diplomatik davetlerdeki usul kurallarını tanımlar.
|
Diplomatik misyonlar ile Dışişleri Bakanlıkları arasında iletişimi tanımlar.
|
8.Soru
Ulus devletlerin egemenliklerini gönüllü kısıtlamalarının en önemli örneği hangisidir?
Birleşmiş Milletler
|
NATO
|
Avrupa Konseyi
|
Avrupa Birliği
|
AGİT
|
9.Soru
I. Yabancı medya mensupları ile iletişime geçmek
II. İnternet aracılığı ile doğrudan ülke tanıtımı yapmak
III. Ticari ortaklıklar kurmak
IV. Mülteciler ile ilgili işlemleri gerçekleştirmek
Yukarıdaki işlevlerden hangileri Dışişleri Bakanlığının kamuoyu diplomasisi çerçevesinde gerçekleştirdiği faaliyetler arasında yer almaktadır?
I, II |
I, III |
II, III |
II, IV |
III, IV |
Kamuoyu diplomasisi uygulamasında başlıca aktör ve koordinatör dışişleri bakanlıklarıdır. Bu bakanlıklar esasen eskiden beri rutin olarak bugün kamuoyu diplomasisi çerçevesine giren faaliyetler yürütmektedir. Bunlar arasında, tanıtma malzemesi hazırlayıp dış temsilciliklere dağıtmak, başkentteki yabancı medya mensuplarını bilgilendirmek, internet sitesi aracılığıyla doğrudan tanıtım yapmak, bilgi aktarmak, kültür tanıtımı faaliyetlerine ve bu tarz faaliyetleri yürüten kurumlara fon sağlamak sayılabilir. Doğru cevap A'dır.
10.Soru
Zorlayıcı olmayan araçlar, ekonomik ve teknik yardımları, ticari tavizleri, en çok kayrılan ülke muamelesi yapmayı veya uluslararası forumlarda destek vaatleri diplomaside hangi ad ile anılır?
Havuç |
Kavun |
Sopa |
Karpuz |
Şiddet |
Zorlayıcı olmayan araçlar, yani havuçlar olarak, ekonomik ve teknik yardımları, ticari tavizleri, en çok kayrılan ülke muamelesi yapmayı veya uluslararası forumlarda destek vaatlerini saymak mümkündür. Nihayet, diplomasinin en olumlu aracı işbirliği ve dayanışma esası üzerinden ilişkilerin geliştirilmesidir. Bu durumda, zorlayıcılık-sopa ve teşvik-havuç araçlarının yerini karşılıklı ortak çıkarlar alır. Bu yaklaşım kazan-kazan ilişkisi şeklinde de adlandırılabilir. Doğru cevap A'dır.
11.Soru
Uluslararası ihtilaflarda gerginliğin azaltılması için başvurulan Doğu-Batı zirvelerinin de ortadan kalkması sonucu ikili süper güç müzakerelerinin yerini liderler arasında çok taraflı görüşmelere bırakması, diplomasideki hangi başlıca değişikliklerle ilgilidir?
Diplomasinin içeriğindeki değişiklik
|
Diplomatik yöntemlerdeki değişiklik
|
Egemenlik kavramının değişmesi
|
Diplomasi normlarının yıpranması
|
Uluslararası toplum ve ilişkilerin demokratikleşmesi
|
12.Soru
Çevre politikaları, ilk olarak özellikle sanayileşmiş ülkelerde su ve hava kirliliği gibi küresel çevre bozulması işaretlerinin bilincine varılmaya başladığı 1960’lardan itibaren uluslararası düzeyde gündeme gelmiş ve diplomasi konusu olmuştur. Konu önce Birleşmiş Milletler’de tartışılmaya başlanmış, 1969 yılında NATO çevre güvenliği konusunu ele almıştır. Bu alanda ilk büyük uluslararası girişim olan “Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Konferansı” 1972 yılında nerede gerçekleştirilmiştir?
Paris |
Zürih |
Roma |
Londra |
Stockholm |
Çevre politikaları, ilk olarak özellikle sanayileşmiş ülkelerde su ve hava kirliliği gibi küresel çevre bozulması işaretlerinin bilincine varılmaya başladığı 1960’lardan itibaren uluslararası düzeyde gündeme gelmiş ve diplomasi konusu olmuştur. Konu önce Birleşmiş Milletler’de tartışılmaya başlanmış, 1969 yılında NATO çevre güvenliği konusunu ele almıştır. 1972 yılında Stockholm’de gerçekleştirilen ve Stockholm Konferansı olarak da bilinen “Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Konferansı” bu alandaki ilk büyük uluslararası girişim olmuştur. Sosyo-ekonomik yapıları ve gelişme düzeyleri farklı olan birçok ülkenin “çevre” konusunda ilk defa bir araya geldiği bu Konferans sonunda “Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Bildirisi” kabul edilmiştir. Yine bu toplantıda kurulması kararlaştırılan Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) 1972’den beri çevre sorunlarının çözümüne yönelik faaliyetlerin eşgüdümü için çalışmaktadır.
13.Soru
1982 Anayasası’nın hangi maddesinde, uluslararası antlaşmaların cumhurbaşkanının onaylanması ve yayınlanmasıyla yürürlüğe gireceği de belirtilmektedir?
1982 Anayasası’nın hangi maddesinde, uluslararası antlaşmaların cumhurbaşkanının onaylanması ve yayınlanmasıyla yürürlüğe gireceği de belirtilmektedir?
101 |
102 |
103 |
104 |
105 |
1982 Anayasası’nın 104. maddesinde, uluslararası antlaşmaların cumhurbaşkanının onaylanması ve yayınlanmasıyla yürürlüğe gireceği de belirtilmektedir.
14.Soru
NATO’nun işleri büyük ölçüde hangi kuruma bağlanmıştır?
NATO işlerinin büyük ölçüde İktisadi İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterliğine bağlanmıştır. |
Birleşmiş Milletler nezdinde ilk Daimi Temsilciliğine bağlanmıştır. |
Hariciye Vekili’nin altında, bir Müsteşar sorumlu olmuştur. |
Milletlerarası İktisadi İş birliği Teşkilatına bağlanmıştır. |
NATO işlerinin büyük ölçüde Hariciye Vekaletine bağlanmıştır. |
Soğuk Savaş döneminde teşkilatla ilgili en önemli değişiklik, 1952’de Türkiye’nin NATO’ya üye olması üzerine bu örgütle ilişkilerin, askerî niteliği yanında siyasi ağırlığı gözönünde tutularak NATO işlerinin büyük ölçüde Hariciye Vekaletine bağlanmasıdır
15.Soru
Hariciye Vekaleti aşağıda belirtilen hangi yılda kalıcı bir yapıya kavuşturulmuştur?
1927 |
1928 |
1929 |
1930 |
1931 |
Hariciye Vekaleti 1927 yılında kalıcı bir yapıya kavuşturulmuştur. Doğru cevap A'dır.
16.Soru
Aşağıda sayılan ülkelerden hangisi “insan hakları” diplomasisi yürütmemektedir?
Norveç |
Çin |
Hollanda |
Kanada |
Avustralya |
Çin gibi bazı ülkeler insan haklarının evrenselliğini reddetmekte, uluslararası forumlarda farklı kültürlerde farklı insan hakları anlayışının geçerli olduğunu savunmaktadır. Bu tarz ülkelerin çoğunluğu evrensel insan haklarının bir Batı kavramı olduğunu ve zaten Batı’nın neo-emperyalist emellerle bu kavramı ülkelerin iç işlerine karışmak için kullandığını savunmaktadırlar. Esasen ancak ülkelerindeki insan hakları durumundan kendini emin hisseden ülkeler dış politikalarının güçlü bir aracı olarak tutarlı ve ilkeli bir ‘insan hakları diplomasisi’ yürütebilmektedir. Bunlar arasında başta İskandinav ülkeleri ile Hollanda, Kanada ve Avustralya’yı saymak mümkündür.
17.Soru
Aşağıdakilerden hangisi "aman" ile ilgili yanlış bir ifadedir?
Hükümdarlar arasında elçi değişimi dışındaki alt düzey diplomatik temaslarda |
Aman sahibine İslam diyarlarına girme olanağını verir ve yetkili makamların korumasını sağlardı. |
Resmi aman imam tarafından bir kişiye, bir gruba, hatta İslam makamlarıyla barış imzalamış olan bir toprakta yaşayanların tamamına verilebilirdi. |
Gayrıresmi "aman" Ambaciatore tarafından yazılır. |
Müslüman olmayan birinin “aman”ı olmadan İslam diyarına girmesi halinde verilecek ceza da oldukça esnekti; idam edilmekten, dört aylık bir ikamet sonunda sınıra götürülmesine kadar geniş bir yelpazeyi kapsardı. |
Hükümdarlar arasında elçi değişimi dışındaki alt düzey diplomatik temaslarda
kullanılan önemli bir araç bir nevi pasaport denilebilecek “aman”dı. Aman sahibine İslam diyarlarına girme olanağını verir ve yetkili makamların korumasını
sağlardı. Aman resmi veya gayrıresmi olabilirdi. Resmi aman imam tarafından
bir kişiye, bir gruba, hatta İslam makamlarıyla barış imzalamış olan bir toprakta
yaşayanların tamamına verilebilirdi. Böyle bir aman karşılıklılık esasına göre tanınırdı. Gayrıresmi olanı ise herhangi bir Müslüman tarafından sözlü olarak veya başka bir şekilde verilebilir, ancak aman sahibi olan kişi Müslüman topraklarında kötü bir davranışta bulunursa veren cezalandırılırdı. Müslüman olmayan birinin “aman”ı olmadan İslâm diyarına girmesi hâlinde verilecek ceza da oldukça esnekti; idam edilmekten, dört aylık bir ikamet sonunda sınıra götürülmesine kadar geniş bir yelpazeyi kapsardı.
18.Soru
I- Önerilen antlaşmayı tartışmasız kabul etmek.
II- Antlaşma koşullarını pazarlık yolu ile kabul etmek.
III- Ortaya konan tutumu beğenmeyip müzakereleri kesmek.
Yukarıdaki tutumlardan hangisi ya da hangileri resmi müzakerelerde tarafların ortaya koyabileceği tutum ya da tutumlardır?
I, II, III |
I, II |
I, III |
II, III |
Yalnız III |
Resmî müzakereler tarafların tutumlarını açıklamalarıyla başlar. Taraflar karşı tarafın temel yaklaşımı hakkında bilgilendikten sonra ortaya birkaç ihtimal çıkar. Bunlardan birincisi, taraflardan birinin ortaya koyduğu tutum üzerinde anlaşmayı tartışmaksızın kabul etmektir. Doğal olarak, bu şık en ender rastlanan bir durum olarak gözükse de tarafların resmî müzakere oturumundan önce, ikili veya çok taraflı ortamlarda gayrı resmî temas ve ön müzakerelerle uzlaşmaya varmaları çok sık başvurulan bir yöntemdir. Esasen, bu yöntem izlendiğinde, uzlaşma oluşmadan resmî toplantı yapılmaz. Yapıldığında toplantı başkanının yaptığı, ortak kararı veya anlaşmayı, çoğu kez “alkışlar arasında” ilan etmekten ibarettir.
İkinci olasılık, tarafların karşılıklı olarak ortaya konan anlaşma koşullarını pazarlık yoluyla kendi lehlerine iyileştirmeye çalışmalarıdır. Bu pazarlık resmî toplantıda yapılabildiği gibi, yukarıda da belirtildiği gibi, toplantı kulislerinde ve başkentleri devreye sokmak suretiyle ikili ortamlarda da sürdürülebilir.
Nihayet son olasılık, tarafların ortaya konan tutumların pazarlık yoluyla dahi uzlaştırılamayacağını saptayarak müzakereleri kesmeleridir.
19.Soru
Aşağıdakilerden hangisi ulus devletlerin egemenliklerinin bir kısmını gönüllü olarak ortak egemenlik alanına devrederek sınırlandırmalarına örnek teşkil eden bir yapıda değildir ?
Birleşmiş Milletler |
NATO |
Avrupa Birliği |
UNESCO |
Şangay İşbirliği Örgütü |
Çağımızda ülkelerin egemenliğinin görece kısıtlanması da diplomasi faaliyetini etkileyen yeni bir gelişmedir. Mutlak egemenlik kavramı neredeyse geçmişte kalmıştır. Hâlen ülkelerin egemenliği gönüllü olarak veya dıştan müdahale yoluyla sınırlanabilmektedir. Ulus devletlerde gönüllü kısıtlamanın en önemli örneği Avrupa Birliği’dir. Avrupa bütünleşmesi süreci içinde AB üye ülkeleri giderek artan konularda ulusal egemenliklerini ‘ortak egemenlik’ alanına devretmeyi kabul etmektedir. Hukuki yükümlük getiren pek çok uluslararası sözleşmeye katılan ülkeler de egemenliklerine belirli konularda sınır getirilmesini kabul etmiş olmaktadır. Yukarıdaki uluslararası örgütlerde üye devletlerin egemenliklerini kısıtlar niteliktedir ancak sosyal yardımlaşma örgütü niteliğinde olması itibariyle UNESCO bünyesine yönelik bir egemenlik devri söz konusu değildir. Doğru cevap D'dir.
20.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Türkiye’nin yaptığı yardım operasyonlarından biri değildir?
2005 Pakistan depremi |
2011 Japonya depremi |
2010 Haiti ve Şili depremi |
Irak’a müdahale |
Güneydoğu Asya depremi |
Türkiye’nin yaptığı insani yardımlar arasında özellikle 2004 sonunda meydana gelen Güneydoğu Asya depremi, 2005’teki Pakistan depremi, 2006’da Lübnan’da yaşanan insani kriz, 2008 yılının sonunda patlak veren Gazze Krizi, 2010 başında meydana gelen Haiti ve fiili depremleri ile Ağustos ayında yaşanan Pakistan’daki sel felaketi ve 2011’de meydana gelen Japonya depremi ile Libya krizi bağlamındaki yardım operasyonlarımız başta gelmektedir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ