A; B, D ve E seçenekleri engelli bireylerin medyada temsil ettikleri olumsuz bir birey davranışı olduğu yönündedir.

İnsanoğlunun yaşamını anlamlandırmak amacıyla yaşadığını savunan varoluşçu yaklaşıma göre engelli bireyin de diğer tüm bireyler gibi yaşamımı daha anlamlı kılmak için neler yapabilirim gibi bir soru sorması beklenebilir. Yani bu tarz bir soru daha çok varoluşçu yaklaşıma uymaktadır.

A, C, D ve E seçenekleri engelliliğin nedenleridir.

Cinsel gelişim açısından engelli bireylerin yetersizlikleri temelinde yaşadıkları sorunları, engelli bireylerin kronolojik yaş ile gelişimsel yaş arasındaki fark,birçok engellilik durumunda fizyolojik gelişimin kendi zamansal sürecini izler ve engellilik durumundan etkilenmez,çevrenin olumsuz etkileridir.

Psikoseksüel evrelerde organizmanın çok az ya da çok fazla tatmin olması durumun organizmanın bu psikoseksüel evreye saplanması ile sonuçlanmaktadır ve bu durum organizmanın sonraki psikoseksüel evrelerde zorlanması ile sonuçlanır. Bu saplanmaların yoğunlukları kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Ancak bazen bu saplanmalar ilerleyen yıllarda ruh sağlığını etkileyecek düzeyde problemlere neden olabilir.

Gerçek benlik bireyin sahip olduğunu düşündüğü benliktir.

Freud, psikoseksüel evreleri; erotojenik bölge olarak adlandırılan vücudun değişik bölgeleri yoluyla cinsel dürtünün tatmin olması ile özdeşleştirilmiştir. Yani erotik duyum uyandıran, uyarılması hâlinde haz alınmasına neden olan vücut bölgelerine verilen isim erotojenik bölgedir.

Bakım veren kişi resmi olarak görevlendirilmediği hâlde engelli bireye düzenli bir biçimde bakım sağlayan veya bakım sağlamak niyetini gösteren kişidir.

Psikoseksüel gelişim kuramı insanın psikoseksüel gelişimini oral, anal, fallik, latans ve genital evre olmak üzere erotojenik bölgelerin yaşla bağlantısı üzerinden açıklamıştır.

Engellilikle ilgili ilk teorik yaklaşım olan tıbbi modelin, tıpta kullanılan hastalık bakışından doğduğu bilinmektedir. Bu görüş engelliliği bireysel bozukluk olarak ele alıp biyolojiye bağlı olarak açıklamaktadır. Tıbbi model en genel anlamda engelliği bir çeşit problem durumu ve hastalık olarak görmektedir. Bu model çerçevesinde engelli birey, engeli nedeniyle talihsiz/şansız/trajik algılanmaktadır.

Toplumsal cinsiyet rolleri; Toplumsal cinsiyet rolleri dişi ve eril bireylerin toplum içinde cinsiyetleri ile ilgili davranış, tutum ve rollerini nasıl yerine getireceğini gösteren ve bireye sosyalleşme süreci içerisinde kazandırılan rol kalıplara.

Psikoseksüel gelişim kuramına göre bireyin kendi cinsiyetindeki ebeveyni ile özdeşleşme kurmasına neden olan ve psikoseksüel olduğu kadar psikososyal gelişiminde de önemli yer tutan evre fallik evredir.

Bu durumun bireyin ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkisinin olduğunu ve bu tip uygulamaların anal saplanmaya neden olduğu söylemek mümkündür.

Ayakta duruş, yürüme, denge gibi işlevlerde görülen bozukluklarla seyreden bir engel tür olan spastik engelliliğin de aralarında bulunduğu birtakım engel türlerinde dışarıdan görülebilen fiziksel özellikler ve yardımcı teknoloji kullanımını gerektiren işlevsel sınırlılıklar mevcuttur.

Toplumun engelliliğe bakış açısını etkileyen bireysel faktörlerden belki de en başta geleni engel türüdür. Toplumun bazı engel türlerine bakış açısı diğer engel türlerine göre çok daha olumsuz olabilmektedir. Bu durum özellikle psiko-sosyal engel türlerinde oldukça yaygın görünmektedir.

Pedofili, fetişizm, teşhircilik, gözetlemecilik, sürtünmecilik, travestik fetişizm cinsel sapkınlıklar arasında yer almaktadır.

Bağlantısal damgalanma bireyin kendisinin toplumca normal kabul edilen ölçülerin dışında kalan bir özelliği bulunmamasına rağmen böyle bir özelliğe sahip olduğundan dolayı itibarsızlaştırılmış bir insan ya da grupla olan ilgi ve bağlantısından dolayı itibarsızlaştırılmasıdır.

Varoluşsal yaklaşım kişinin kendini toplumda nasıl gördüğü, yaşamına nasıl bir anlam verdiği, içsel dünyasında kendisini nasıl gördüğüyle ilgilenir. İşitme engelli bireyin bir kurumda kendi işini işaret diliyle halledebiliyor olması kendi yaşamına anlam kattığını hissetmesine ve kendini gerçekleştirmesine yardımcı olur.

Engelli bireylerin güçlendirilmesi, engelli bireyin kendisi ile ilgili utanç, negatif düşünce ve inançları içselleştirmesini engellemek, engelli bireylerin lider pozisyonunda yer almasını desteklemek ile gerçekleşir. Bu da sporculuk, sanatçılık, milletvekilliği gibi önde gelen meslek alanlarında yer alan engelli bireylerin görünürlüğünün artmasıyla mümkün olur.