Özellikle okulöncesine ilişkin teknoloji destekli öğretim ortamları oluştururken öğrenci özellikleri dikkate alınmalı ve bu süreçte bir takım özelliklere dikkat edilmelidir.Çocukların ilerleme hızına uygun olmalı ve ilerleme hızının ayarlanmasına izin vermelidir.

Eğitim kaynaklarının belirlenmesi, seçilen temanın işlenmesine uygun eğitim kaynaklarının, ders materyallerinin, teknolojik araç ve gereçlerin belirlendiği aşamadır.

Öğretim sürecinde kullanılan kullanıcı ara yüzleri, öğretim tasarımlarında kullanıcının tasarım içeriğindeki görsel, sesli, yazılı, hareketli bir takım tasarım öğelerinin kontrol ettiği bir araç değil aynı zamanda kullanıcının komutları ve öğrenmeyi yönlendirebildiği aktif bir kullanıma sahip olmalıdır.

Ders içerik ve tasarıların belirlenmesi için gerekli adımlar temanın belirlenmesi, gözden geçirilmesi, eğitim kaynaklarının düzenlenmesi ve sınıf ortamının düzenlenmesi şeklinde sıralanmaktadır.

Osmanlı döneminde ise, okulöncesi eğitimin ilk uygulamasını Fatih Sultan Mehmet zamanında açılan “sıbyan mektepleri” örnek olarak gösterilebilir. Ancak, bu okulların dini temelli bir eğitim vermesi bakımından cumhuriyet dönemindeki okulöncesi eğitim anlayışından çok farlı bir yapıda olduğu görülmektedir.

Sosyal bağlılık perspektifi, işbirliğine dayalı öğrenme üzerine etki yapan sosyal bağlılık kuramının öğelerinden biridir.

Öğretim sürecinde öğrenciyi tanımaya ilişkin değerlendirme amaçlı araçların seçiminde önemi olan öğretim amacı ve durumuna en uygun olanın kullanılmasıdır. Bu araçlardan biri ya da birkaçı bir arada kullanılabilir, öğrencinin gözlemlenmesine ve tanınmasına en çok yardımcı olan yöntem ve araçlar belirlenmeli ve bireysel özellikleri belirlemeye ilişkin araçlara, özellikle sanat öğretiminin genel özellikleri düşünüldüğünde daha çok yer verilmelidir.

Görsel sanatlar eğitiminde katı kurallar geçerli değildir. 

Form çalışmaları farklı malzemelerin kullanılması ile deneysel bir çalışma ortamı sunar. Üç boyutlu çalışmalar ise yaratıcılık ortamı oluşması ve özgün çalışmalar yapmasına neden olmaktadır.

Kişisel arzu ve hayaller oluşturabilmek; öze dönük zekâda, diğer bireylerin duygularına, güdülenmelerine, ruh durumlarına dikkat etmek kişilerarası-sosyal zekâda görülen yeteneklerdir.

Disiplinlerarası yaklaşımı program geliştirme boyutunda inceleyerek, yedi basamaklı bir model önerisinde bulunan eğitim teorisyeni Jacobs’ dur.

Etkileşimli eğitim CD’leri Çizgi film, oyun ve film  temelli etkileşimli eğitim CD’leri şeklinde sıralanır.

Sanatın sosyal alanlarla ilişkilendirilmesi ve ilgili bilimlerin disiplinlerarası bilgi aktarımında beraberce kullanılması sayesinde, öğrenciler dünya hakkında eğitilerek, yaşadığımız bu dünyada ne kadar farklı toplumların olduğunu, toplumların geçmişlerini ve bugünkü yaşantılarını, düşüncelerini ve kültürlerini de öğrenmiş olacaklardır. Bu bilgileri edinirken farklı kültürlerin değişik sanat eserlerini sınıfta veya müzede inceleyerek, sanatın daha karmaşık olabileceğini kavramakta, farklı kültürleri, değişik sanatçıları onların eserlerini anlamaya çalışmaktadırlar. Bu yaklaşım, öğrencilerin yaratıcılıklarının gelişmesinin yanında, iletişim kurmalarına, hayal etmelerine, toplumsal anlayışlarının artmasına ve farklı konularda karar vermelerine de yardımcı olmaktadır.

Sanat çalışmaları gün içinde çeşitli formlarda çocuklar için etkili bir öğrenme fırsatı olarak kullanılabilir. Sanat çalışmalarından eğitim programdaki amaç ve kazanımlara ulaşmada teknik olarak da yararlanılabilir.

Okulöncesi sanat eğitiminde sanatsal gelişimi değerlendirmek için kullanılan araçlar, portfolyolar ya da süreç dosyaları, gözlemler, görüşmeler, durum çalışması gibi öğrencilerin bireysel özelliklerini dikkate alan veri toplama yöntemleridir. Sınav kağıtları ise bunlardan biri değildir.

Okulöncesi çocukların görsel sanatlar eğitimi programlarında, bilgisayar oyunları yerine hayali oyunlar tercih edilir.

Çocuğun yönlendirdiği etkinliklerle, öğretmenin yönlendirdiği etkinlikler arasında farklılıklar değil, denge olmalıdır. II. ifadenin yer almadığı seçenek doğrudur.

Çocuğun yönlendirdiği etkinliklerle, öğretmenin yönlendirdiği etkinlikler arasında farklılıklar değil, denge olmalıdır.

Genel olarak görüşme türleri yapılandırılmamış, yapılandırılmış ve yarı yapılandırılmış görüşme olarak sınıflandırılabilir. Yarı yapılandırılmış görüşme tekniğinde ise yapılandırılmış görüşmeden farklı olarak belirlenen sorular kapsamında görüşme yapılır ancak görüşmenin içeriğine bağlı olarak sorular ve etkileşim değişiklik göstertebilir.

Sanat eğitiminde düzey belirlemeye yönelik değerlendirme, sanatsal etkinliklere ilişkin bilginin, becerinin, tutumların bir bütün olarak değerlendirilmesini içermektedir.