Siyasal seçimlerde ilk kamuoyu yoklamasını George Gallup, 1936 yılındaki ABD başkanlık seçimleri öncesinde gerçekleştirmiştir. Doğru cevap E seçeneğidir.

İnsanlık farklı etkiler doğrultusunda şekillenen çeşitli dönemler yaşamıştır. Bu dönemler bir yandan toplumsal, ekonomik, siyasal, kültürel yapılarda meydana gelen yeni gelişmelerin etkisinde şekillenirken kendine özgü, biricik yapılanmaları ve ilişkileri de türetmiştir. İçinde bulunduğumuz çağın en önemli belirleyicilerinden küreselleşme ( globalleşme ) adı verilen olgudur. Dünya, çeşitli seferler yaşadığı küreselleşme sürecini daha önce hiç bu kadar kapsamlı bir süreç olarak yaşamamıştır. Bu sürecin toplumsal, siyasal, kültürel boyutlarının vb. yanında belkide en etkili boyutunu ekonomik gelişmeler oluşturmaktadır. Doğru cevap D'dir.

Kurumsal marka iletişim kampanyalarınında Hatch ve Schultz kurumsal markalamayı ürün markalamasından ayrı tutmaya çalışarak tartışmışlardır. Kurumsal markalama 3 öğesi bulunur; stratejik vizyon, kurum kültürü ve kurumsal imajdır. Doğru cevap D'dir.

Yüksek Bağlama Karşı Düşük Bağlam: Bu modele göre reklamın temel görevi tüm dünyada aynı olmasına karşın mesajın anlatımı farklı kültürlere göre değişiklik göstermektedir (Hall’dan aktaran Wells vd., 1995: 752). Yüksek bağlamda kültürden kasıt, mesaj sadece spesifik bir kesim tarafından anlaşılmaktadır ve düşük bağlamda kültürde ise, mesaj daha bağımsız durumdadır.

Küresel markalar faaliyet gösterdikleri bütün bölgelerde tüketicilerin aynı ihtiyaçlarına hitap etmektedirler. 

Ürün yerleştirme, bir ürün, hizmet ya da markanın çeşitli yollarla ve reklam amacıyla sinema filmi ya da televizyon programı vb. içine yerleştirilmesi olarak tanımlanabilir. Ürün yerleştirme kullanımı giderek yaygınlaşan bir marka iletişimi aracıdır. Ürün yerleştirme tüketicileri marka ve ürüne maruz bırakma, farkındalık yaratma, hatırlatma vb. ile imaj oluşturmak için çeşitli amaçlar ile planlanır. Bu planlama stratejini 3 temel şekilde sınıflandırabiliriz; 1. Örtük, 2. Bütünleşmiş açık, 3. Bütünleşmemiş kapalı. Doğru cevap D'dir.

Kişisel satış: Bir ürün ya da fikrin, markanın bir temsilcisi tarafından potansiyel bir müşteriye yüz yüze sunumudur.

Siyasal kampanya stratejisi, seçim kampanyası çalışmalarında en düşük bütçe ile en olumlu sonuca ulaşmanın genel planı olarak tanımlanabilir.

Kriz Zamanlarında Medya ile İlişkiler

Kriz zamanlarında medya ile kurulacak ilişkiler çok önemlidir. Kriz zamanlarında, medyanın desteğini, saygısını, anlayışını ve toleransını kazanmak için medya ile kurulucak ilişkilerde dikkat edilmesi gerekenler şu şekilde sıralanabilir (Regester, 1995’den akt: Okay ve Okay, 2001): • Medyayla ilişkilerde kriz konusunda spekülasyon yapılmamalı ve doğru olmayan, zanna dayalı bilgiler verilmemelidir.

• Kriz konusuyla ilgili olarak yeni bilgiler alındıkça basın bültenleri aracılığıyla basın mensuplarına aktarılmalı ve basının bu bültenleri alıp almadığı kontrol edilmelidir.

• 24 saat görev yapan bir büro oluşturulmalı ve bu bürodan iletilecek bilgiler kriz yönetimi ekibinin onayından geçtikten sonra iletilmelidir.

• Medyaya yapılacak açıklamalarda mümkün olduğunca yazılı açıklama yolu tercih edilmelidir.

• Medya açıklamalarında açık olunmalıdır. Açık sözlü bir biçimde yeni bilgiler geldiğinde medyaya bu bilgilerin iletileceği bildirilmelidir.

• Halkla ilişkiler yöneticisi tüm bu faaliyetlerde gösteri yapan birisi değil, olayları idare eden birisi olmalıdır. Halkla ilişkiler yöneticisi medya karşısında savunmacı bir konuma geçerse, medyanın soruları karşısında zor durumda kalabilir.

• Medya karşısında veya başkalarına “yorum yok” şeklinde bir tutum içerisine girmek yerine sorulan soruya neden cevap verilemediği açıklanmalıdır.

Siyasal reklamlarda en çok kullanılan tür basılı reklamlardır.

Deregülasyon: Devlet kısıtlamalarının azaltılması ya da tamamen kaldırılması durumudur.

Yüz yüze iletisim, seçmeni ikna etmenin en ideal metodudur.

Kampanya bütçesinin hazırlanabilmesi için bazı ölçütlerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu ölçütler seçimin türü, seçim bölgesinin büyüklüğü, kampanya çalışma planında yer alacak kalemler, kampanya araştırma giderleri, medya kullanımı ve organizasyon giderleri gibi ölçütlerdir. Kampanya stratejisi, zamanlamayı belirleyen en önemli faktördür.

Küresel farklılıkların etkisinde şekillenen uluslararası reklam kampanyalarında iletişim çabaları 4 temel boyutta farklılaşmaktadır: Misyon, vaat, konsept, uygulama. Doğru cevap C'dir.

Exxon Valdez: 1989’da gerçekleşen çevre felaketi. 10.8 Milyon galon petrol denize akmıştır.

Siyasal Seçim Kampanyaları: Seçmenleri projeleri hakkında bilgilendirmek, aday imajı yaratmak ve ikna etmek için yürütülen planlı çalışmalardır.

Seçimlere katılan adaylar ve partiler hakkında skandal patlak vermesi durumunda kampanya yönetimi birtakım hasar kontrol taktikleri geliştirebilir. Kampanya yöneticisi kampanyanın karşılaşabileceği her türlü olağanüstü duruma göre kampanyayı planlamalı ve adayın başarısı için risk hesaplamalarını ve durum değerlendirmelerini çok iyi yapmalıdır. Ayrıca, olası her tür krize karşı ekibini hazırlamalı, saldırılara ve komplolara karşı hızlı biçimde cevap verme alışkanlığı geliştirmelidir.

Frazer’ın (1983) pazar koşullarına bağlı olarak, yedi farklı alternatif sunan yaratıcı strateji yaklaşımı şu şekilde açıklanabilir: jenerik,  öncü üstünlük, biricik satış vaadi, vs. 

Duyurum: Marka ya da ürün hakkında, haber değeri taşıyan içeriklerin üretilmesi ve gazete, televizyon gibi kitle iletişim araçlarında bu içeriklerin yer alması şeklinde açıklanabilir.

Pazar Analizi Modeli: Bu model birkaç ülkedeki veri ve gözlemler temel alınarak yapılmaktadır. Bu analiz hemen hemen tüm ürün kategorilerindeki lokal, ulusal ve uluslararası markaların durumu hakkında bilgi vermektedir. İki temel değişken markanın pazar payını belirlemede etkili olmaktadır. Bunlar marka kategorisi ve bu kategorinin büyüklüğüdür. Global marka stratejileri, pazara, döneme ve işletmeye göre değişkenlik göstermektedir. Mantıklı global işletmeler, esnek global  stratejiler kullanmakta ve yeni lokal markaların test yönetimi için izin vermektedirler (Wells vd., 1995: 749–752).