Curran’ın “medya örgütlenme modeli”nin çekirdeğini, kamu hizmeti ilkesine bağlı “televizyon kurumları” oluşturmaktadır.

Kitle kültürünü oluşturan en önemli gelişme, insanoğlunun Sanayi Devrimi’ni gerçekleştirmesidir. Sanayi Devrimi, üretim araç ve biçimlerini dolayısıyla üretim biçimlerinin belirlediği tüm toplumsal iletişim biçimlerini ve iletişim ağlarını kökten değiştirmiştir.

Ölçeğe göre artan getiri, ölçek ekonomileri olarak da bilinir. Ölçek ekonomileri, medya endüstrisinin oldukça yaygın bir özelliğidir. Eğer, bir endüstride marjinal maliyet, ortalama maliyetten düşükse, ölçek ekonomileri söz konusu olur.

Halk kültürü, aynı yer ve zamanda yaşayan insanların kendi için kendini, kendine ve çevresine anlatımı olarak tanımlanmaktadır. Buradaki vurgu, kültürel pratiklerin kendiliğinden gelişmesidir. İnsanlar, olmayan bir şey, yaşanmamış bir duygu için herhangi bir kültürel pratik geliştirmezler. Halk kültürü, halkın tüm sevinçlerini, acılarını ve protestolarını içerir. Yukarıda belirtilen kendiliğinden özelliği bu nedenledir. Çarşamba’yı sel almadan, Çarşamba’yı Sel Aldı türküsü yakılmaz. Halk kültürü, halkın topluma uyum sağlamasına olanak tanıyan ve toplumdaki bireylerin tümü tarafından üzerinde anlaşmaya varılmış değerler sistemi temelinde yükselmektedir.

“Toplumsal İnşa Kuramları”toplumsal cinsiyet anlamlarının biyolojinin dayatması sonucu değil, toplumsal süreçlerin işleyişi sonucu kurulduğunu söyler. Simone de Beauvoir’in “Kadın doğulmaz, olunur” ifadesi bu yaklaşımın iyi bir örneği olarak gösterilir.

Tüm toplumsallıkların içine taşındığı alternatif bir kamu ortamına dönüşmekte olan internetin toplumsal yapı üzerindeki etkilerine yönelik temelde iki yaklaşım söz konusudur: Birincisi, internetin anarşist karakteristiği ile sansür olanaklarının zorluğu ve zaman- meka^ndan bağımsızlığı gibi özellikleri sayesinde, otoriter yönetimlerin sınırlanacağını belirtmektedir. İkinci görüş ise teknolojik determinizme karşıt tavır içinde, internet gibi enformasyon teknolojilerinin tek başla rına bir değişim ajanı olamayacağını; bunun tam aksine, kurulu düzenleri pekiştirici bir etki ortaya çıkartacaklarını ileri sürmektedir. Bu görüşü savunanlar ise enformasyon toplumunun enformasyon devrimini başlatanlar ile yönetici grubun çıkarlarına hizmet etmek için geliştirilmiş bir mit olduğu düşüncesindedirler. Karmaşık toplumların idaresinde, iktidarı elinde tutma ve yönetme açısından, enformasyon teknolojilerinin her tür alt yapısını hazırladığı gözetim mekanizmaları, toplumsal denetimin de standart araçları haline gelirler.

Çoklu ortam kavramı ses, video gibi farklı içerik biçimlerinin bir arada kullanılması işidir. Metin, ses, resim, animasyon, video, animasyon görüntüleri, etkileşimli uygulamalar internet üzerinden elde edilebilir. İnternet temelli araçlarda çokça kullanılan çoklu ortam uygulamaları internetin hiper metinselliği ve etkileşimli doğası ile bütünleşerek kullanıcıya yeni ve farklı deneyimler yaşatmaktadır. Örneğin, gerçek fotoğraflardan oluşturulmuş bir harita üzerinden gideceğiniz yeri bulmak ve incelemek mümkündür. Google firmasının harita uygulaması Google earth ve Google maps bu konudaki önemli örnekler arasındadır.

18. Yüzyıl Avrupa’sında toplumsal koşulları hazırlayan nedenler arasında burjuva sınıfının yürüttüğü bireysel hak ve özgürlükler mücadelesinin önemi yadsınamaz. Burjuva sınıfının, mücadelesini verdiği temel hak ve özgürlükler şunlardır: Mülk edinme ve onu koruyabilme, ticaret yapabilme, yerleşme ve seyahat edebilme, ticari ayrıcalıklardan faydalanabilme. Bunun yanında aristokrasi ayrıcalıklı soylular sınıfından olma bu hedefler arasında yer alamaz.

Sıradan insanın kendi yaşam deneyimini haber formatında sunabilmesi yurttaş gazeteciliği kavramını yaratmıştır. İnternet ağı üzerinden aktarılan yakınsama ile cep telefonu gibi araçlarla elde edilen görsel malzeme bu kapsama girmektedir.

Sanayi toplumundan sonra 21. yüzyılda yeni bir uygarlık ve toplumsal yapı dönemine girildiğine ilişkin düşünce dünya geneline yayılmıştır. Bu yeni dönem endüstri sonrası toplum, postmodern toplum ve enformasyon toplumu isimleriyle de anılmaktadır. Bilgi toplumu bilişim teknolojisine bağlı olarak gelişmekte ve sanayi toplumunda ön planda olan maddi ürün yerine bilgi toplumunda bilgi üretimi önem kazanmaktadır.

Kültürel yapı içindeki uygun kadın ve erkek rolleri ve bunlara uygun davranışlar öğrenilir. Toplumsal cinsiyet rollerinin doğuştan olmadığı, sonradan öğrenildiği ve kültür ve zamana göre değiş- tiği yaygın olarak bilinen bir görüştür.

Belgesel röportaj türünde bir renkli haber gruplandırması yoktur.

“İnternet üzerinde bireysel olarak oluşturulan, genel veya belli bir odak noktası olan bir türdür.” “Büyük oranda ağ günlüğü yazarının ismini veya takma adını almaktadır.” “Bu tür bloglar çok fazla deneyimi olmayan kişilerin bile kullanabileceği ve sayfalarını düzenleyebileceği yapıdadır.” “Kişilerin günlük yaşamda yaşadıkları olayları, karşılaştıkları durumları okurlarıyla paylaşmasını sağlar.” Ifadeleri; Kişisel Ağ Günlüklerinin özellikleridir. Ancak üyelik sistemine sahip olan ve bu üyelerin yazdıkları gönderilerden oluşan günlükler ise Topluluk Ağ Günlükleri ile ilgili bir özelliktir.

Toplumsallaşma; toplumsal kurallar, rol öğrenme, rol kazanma ve cinsiyet rollerinin öğrenilmesi süreci olarak tanımlanmaktadır.

Kapsam ekonomileri, aynı firmada iki veya daha fazla ürünü üretmenin toplam maliyeti, bu ürünleri ayrı ayrı iki veya daha fazla ilişkili olmayan firmalarda üretmenin toplam maliyetinde az olduğunda söz konusu olur. Kapsam ekonomileri, ürünler ortak üretilen ürünler olduğu için, eşdeyişle birinin üretimi diğerine bağlı olduğu için ve varolan üretim faktörleri birden fazla ürün üretmek için paylaşılabildiği için gerçekleşir. Örneğin, bir sinema filmi yapılıp sinemalarda gösterildikten sonra, DVD şeklinde tüketicilere satılabilir veya tüketicilere kiralanabilir.

Toplumsal cinsiyetle ilgili hâkim değerlerin ve beklentilerin üretilmesinde televizyonun çok önemli bir rolü vardır. Televizyon programları, türleri açısından kadınsı ve erkeksi olarak değerlendirilmektedir. Durum komedileri, pembe diziler ve melodramlar kadınsı programlar olarak nitelenirken, macera filmleri, haberler ve spor programları erkeksi programlar olarak adlandırılmaktadır.

Ağır işlerde çalışan işçilerin kendi yörelerine ait masallarla ve şarkılarla ve diğer kültürel pratiklerle mesai saati dışında bir bireye dönüştürülmesi popüler kültürün "gerçek popüler kültür" olarak anlandırdığımız kısmıdır. Gerçek olarak adlandırılmasının sebebi, henüz popüler kültür olgusunun ticarileşmemiş olmasından, kitlesel olarak üretilen, dağıtılan ve tüketilen bir meta olmamasından kaynaklanmaktadır.

Televizyonların tematik ayrışması, başta kamu hizmeti yayıncılığının genel beğeni kavramını ortadan kaldırmaktadır. Bu kavramın ortadan kalkması ile birlikte kamu hizmeti yayıncılığının çoğulcu temsil, dezavantajlı gruplara yayın akışında yer açma gibi özellikleri de işlevsiz kalmaktadır. Çünkü, herkesin kendi ilgi alanı ile ilgili enformasyona yönelmesi diğer enformasyonlara kapalı olması sonucunu doğurmaktadır. Bu durum da, diğerlerinin sorunlarına, istemlerine ve söylemlerine kapalı olmayı getirmektedir. Herkesin kendi kendine konuştuğu bir yapıda ortak iletişimsel alandan söz etmek olanaksızdır. Bu durum da, kimliklerin arasında iletişimsel bir uzaklık yaratmaktadır. Ama, yayıncılığın geçirdiği evrim daha seyreltik bir toplum modelini yaratmaktadır.

Robert Picard’a göre medya ekonomisi, “varolan kaynaklarla medya sahiplerinin, izleyici ve dinleyicilerin, reklamverenlerin ve toplumun bilgi ve eğlence istek ve gereksinimlerini nasıl karşıladıkları ile ilgilidir.”

19. yüzyıl, yazılı basın için önemli bir yüzyıldır. Anderson, magazinleşme kavramı ile birlikte ortalama haber tüketicisinin izlediği ya da okuduğu yayınlarda ciddi haberi bulmakta çok zorlandıklarını söylemektedir. Bu durumun en önemli nedeni, teknolojinin her geçen gün ilerlemesi ve buna bağlı olarak medyada rekabetin inanılmaz boyutlara ulaşmasıdır. Aynı zamanda, medya organlarını bir ticari kurum olarak gören medya sahipleri daha fazla kâr edebilmek için gazetecilik standartlarını daha aşağılara çekmiş; etik, profesyonellik ve toplumun güvenini kazanma olguları, kâr güdüsüne kurban gitmiştir. Kısacası, gazetecilik değişmekte, doğruluk, nesnellik gibi kavramlar, haberde daha özensiz olarak kullanılmaktadır. Medyada yaratılan renkli, canlı, eğlenceli dünya içerisinde bilgi ve enformasyona çok az yer kaldığına, farklı gibi algılanan bu dünyanın gerçekte okuyucu açısından seçenekleri azalttığına vurgu yapılmaktadır.