Ortaçağ Felsefesi 2 Ara 5. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Fârâbî’nin erdemsiz devlet saydıklarından biri değildir?
Sapkın devlet
|
Değişmeyen devlet
|
Cahil devlet
|
Fâsık devlet |
Değişebilen devlet |
Farabi’ye göre Değişmeyen Devlet erdemli devlettir.
2.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Râzî’nin ilgilendiği alanlardan biri değildir?
Tıp
|
Edebiyat
|
Musiki
|
Kimya |
Astronomi |
İslam düşünce tarihinde hekim-filozof tipinin olduğu kadar tabiatçı/natüralist felsefenin de en başarılı temsilcisi olan Ebû Bekr Muhammed b. Zekeriyyâ er-Râzî, 865 yılında Tahran yakınlarında bulunan Rey şehrinde doğdu. Batılıların Rhazes diye andıkları Râzî’nin hayatı hakkında bilinenler gençlik yıllarında edebiyat ve musiki ile ilgilendiği ve geçimini kuyumculuk yaparak sağladığı ile sınırlıdır. Kuyumculuk mesleği dolayısıyla kimyaya ilgi duymaya başlamış, yaptığı deneyler sırasında ortaya çıkan buhar ve gazlar gözlerinin rahatsızlanmasına yol açmış, hayatı boyunca süren bu rahatsızlık onu tıbba yöneltmiştir. Tıp tarihinin önemli simaları olan Hipokrat ve Galen ‘den (Câlînûs) sonra tıp ilmine yaptığı önemli katkılar Râzî’ye “Arapların Galeni” unvanını kazandırmıştır.
3.Soru
Dinin cehalet, batıl inanç ve sapkın fikirlerle kirletildiğini düşünen ve ancak felsefe ile temizlenebileceğini savunan grup aşağıdakilerden hangisidir?
Hikmetü’l-İşrâk
|
El-Kudemâü’l -Hamse
|
İhvân-ı Safâ
|
Ki-tâbü’t-Tâc |
Resâil |
Dinin cehalet, batıl inanç ve sapkın fikirlerle kirletildiğini düşünen ve ancak felsefe ile temizlenebileceğini savunan, İhvân-› Safâ grubu, insanlığın kurtuluş, huzur ve mutluluğunu felsefeleşmiş din ile sağlanabileceğini ileri sürer.
4.Soru
Kelâmın, konusu, amacı ve yöntemi belli bağımsız bir disiplin haline gelmesi aşağıdakilerden hangisi döneminde gerçekleşmiştir?
Hz. Muhammed
|
Ebû bekir
|
Gazzali
|
Ali b. Ebû Talib |
Hârûnürreşîd |
Bu hareketin geçmişi, ilgi alanına giren problemler bakımından sahabeler devrine kadar geri götürülebilirse de konusu, amacı ve yöntemi belli bağımsız bir disiplin haline gelmesi, yüz elli yıllık bir sürecin sonunda Abbasî halifesi Hârûnürreşîd (786-809) döneminde gerçekleşmiştir.
5.Soru
İslam dünyasında Kindî’nin çalışmalarıyla başlayan felsefi düşünceyi problemi, yöntemi ve terminolojisiyle bir sistem haline getiren Türk filozof aşağıdakilerden hangisidir?
Razî
|
Fârâbî
|
Ibnü’s-Serrâc
|
Ibn Sînâ |
Bîrûnî |
Diğer seçeneklerdeki isimler de Kindî’dan sonra gelseler de sistematik olarak yeni bir soluk getiren Fârâbî’dir. Ibnü’s-Serrâc ünlü dil bilginidir.
6.Soru
Aşağıdaki ad ve lakablardan hangisi Fârâbî’ye ait değildir?
Muallim-i sânî
|
Alfarabius
|
Ebû Nasr
|
Averroes |
Abunaser |
Farabi’ye ait lakablar arasında Averroes yoktur. Diğer seçeneklerdeki lakablar Farabi’ye aittir.
7.Soru
Varlıkta biri diğerinden bağımsız bulunamayan heyûlâ ile suretin birleşmesiyle ortaya çıkan şey seçeneklerden hangisinde doğru verilmiştir?
cevher
|
araz
|
madde
|
idea |
form |
madde. Meşşâî felsefenin ilk temsilcisi olan Kindî’ye göre varlık ve oluşun ilkesi durumundaki heyulâ (ilk madde) ile suret (form) aynı zamanda güç ve fiili de ifade eder. Salt güç ve imkân halini temsil eden ilk madde, çeşitli formları kabul edecek kıvamda olduğu için edilgin/pasif ilke, her çeşit niteliği kabul edip kendisi nitelik olmadığı için de bir cevherdir. Form ise ister duyu, isterse akılla algılansın bir şeyi o şey yapan konumundaki etkin/aktif ilke olup o da bir cevherdir. Bu özelliği ile heyulâ-suret düalitesinde suret daha belirgin ve daha kolay anlaşılabilir olması bakımdan heyûlâya göre daha öncelikli konumdadır. Ne var ki varlıkta heyûlâ suretsiz, suret de heyûlâdan bağımsız bulunamaz. Bu ikisinin birleşmesi yani güç halindeki heyûlânın surete bürünmesine ise “madde” denilmektedir.
8.Soru
Kind Allah’ın mutlak irade ve kudretini matematikte hangi aksiyomu kullanarak kanıtlamaya çalışır?
Pisagor bağıntısı
|
Üçgen eşitsizliği ile
|
Dairenin çevre eşitliği ile
|
Öklid bağıntısı
|
Üçgenin iç açıları toplamı ile
|
9.Soru
İlk İslam filozofu kimdir?
Kindi
|
Farabi
|
İbn Sina
|
Gazzali |
İbn Rüşd |
İslam toplumunda kelâm hareketinin yanı sıra bir de felsefe hareketi başlattığı için “ilk islam filozofu”ünvanını alan Kindi’dir.
10.Soru
Kindî’nin “sürekli fiil halindeki etkin akıl” ile ilgili görüşü seçeneklerdeki hangi filozof ile uyuşur?
Ibn Sînâ
|
Ibn Rüşd
|
Fârâbî
|
Sühreverdî |
Gazzâlî |
Aktif akıl yorumuyla Kindî, Ibn Rüşd ile birlikte, Meşşâî felsefenin önde gelen diğer temsilcileri Fârâbî ve Ibn Sînâ’dan ayrılmış olmaktadır. Daha sonra ele alınacağı üzere gerek Fârâbî gerekse Ibn Sînâ sürekli fiil halindeki etkin akla epistemolojik işlevinin yanında biri ay feleğinin aklı sayarak kozmolojik, diğeri vahiy meleği Cebrâil ile özdeşleştirerek de teolojik olmak üzere iki işlev daha yüklemiştir. Oysa Ibn Rüşd gibi Kindî de etkin aklın sadece epistemolojik konum ve işlevinin olduğu görüşündedir.
11.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Kindî’nin etkin olduğu ve eserler ürettiği bir alan değildir?
Astronomi
|
Siyaset
|
Felsefe tarihi
|
İlim tarihi |
Edebiyat |
Kindî felsefe tarihi bakımından olduğu kadar ilim tarihi bakımından da öncü bir isimdir. Sözgelimi; yazdığı bir risalede ilk ve ortaçağda demir ve bakır gibi madenleri iksirler yoluyla altına ve gümüşe çevirmeyi amaçlayan ve asırlarca süren istismarlara yol açan simyanın, bir aldatmaca ve sözde ilim olduğunu ortaya koşmuş olması önemlidir. Ayrıca ışığın yayılma ve yansımasıyla yanan/yakan aynaların yapımına dair eserleriyle de optik alanında öncü olmuştur. Abbasi halifelerinden yakın ilgi ve destek gören filozof, astronom ve astrolog olarak sarayda müneccimlik görevini de yürüttü. Tıp, matematik, astronomi, metafizik, siyaset, psikoloji, diyalektik, astroloji, kehânet vb. modern dönem öncesi felsefenin kapsamında yer alan gerek teorik gerekse pratik bilgi dallarının hemen hepsiyle ilgilenen Kindî, bütün alanlarda sayıları 277’yi bulan eserler kaleme almıştır.
12.Soru
Kelâm hareketi, amaç ve yöntemi belli bağımsız bir disiplin haline gelmesi hangi Abbasî halifesi döneminde gerçekleşmiştir?
El-Mütevekkil-Alellah (847-861)
|
Ebü'l-Abbas Seffah (750-754)
|
Hârûnürreşîd (786-809)
|
El-Müktefî-Billâh (902-908) |
Ebû Ca’fer el-Mansûr (754-775) |
Kelâm hareketi, amaç ve yöntemi belli bağımsız bir disiplin haline gelmesi, yüz elli yıllık bir sürecin sonunda Abbasî halifesi Hârûnürreşîd (786-809) döneminde gerçekleşmiştir.
13.Soru
Razi'nin felsefi görüşleri aşağıdakilerden hangisiyle ifade edilebilir?
Atavizm
|
Agnostisizm
|
Ateizm
|
Teizm
|
Deizm
|
14.Soru
Beytülhikme ne demektir?
Felsefe kitaplığı
|
Felsefe Evi
|
Felsefe grubu
|
Tasavvuf ehli |
Din felsefesi |
Artarak devam eden verimli çalışmaların ürünü olan eserlerin sığmaması üzerine sürekli genişletilen Hizânetü’l-hikme, nihayet halife Me’mûn (809-833) döneminde Beytülhikme (Felsefe Evi) adıyla anılan bağımsız bir kuruma dönüştürülür (830). Bu merkeze kitap temin etmek üzere büyük harcamalar yapılarak o devrin değişik ilim ve kültür merkezlerine özel heyetler gönderilmesi yanında, hükümdarlar seviyesinde yazışmaların yapıldığı da kaynaklarda belirtilmektedir.
15.Soru
Kelamcıların tartıştıkları önemli konulardan biri olan “büyük günah” veya “iman-amel ilişkisi” konusuna yaklaşımlar ve bu yaklaşımları savunanlar aşağıdakilerden hangisinde sıralı ve doğru olarak verilmiştir?
I. “Amel imanın bir parçasıdır. Büyük günah işleyen kimse imanını yitirmiş ve dinden çıkmış demektir.”
II. “İman ile amel ayrı şeylerdir. Kişi mümin olduğunu söylediği sürece işlediği büyük günahlara bakarak onun dinden çıktığını söyleyemeyiz.”
III. “Amel imanın bir parçası değildir. Günah işleyen için tevbe etme imkanı bulunur. Dolayısıyla bu günah işleyen fakat tevbe etmeyen kişi günahkar mümin olarak ahirette cezasını çekecektir fakat mümin olmanın mükafatını da görecektir. Bu dünya ve toplum hayatında kendisinin mümin olduğunu söylediği sürece ona Müslüman muamelesi yapmak gerekir.”
IV. “Kur’an’da Allah müminleri sevmektedir ve günahkarları sevmediği bildirilmektedir. Dolayısıyla büyük günah işleyen birine mümin demek doğru değildir fakat kafir de denemez. O halde bu kişiler iman ile küfür arasında bir yerdedir ve hangi statüde değerlendirileceğine ahirette Allah hükmedecektir.”
Hariciler/ Mürcie/ Ehl-i Sünnet/ Mu’tezile
|
Hariciler/ Mu’tezile/ Mürcie/ Ehl-i Sünnet
|
Mürcie/ Hariciler/ Ehl-i Sünnet/ Mu’tezile
|
Mu’tezile/ Hariciler/ Mürcie/ Ehl-i Sünnet |
Mu’tezile/ Hariciler/ Ehl-i Sünnet/ Mürcie |
Kelamcıların tartıştıkları önemli konulardan biri olan “büyük günah” veya “iman-amel ilişkisi” konusuna yaklaşımlarıyla Hâricîler ve Mürcie iki aşırı uçta yer alırken, Mu’tezile ve Ehl-i Sünnet probleme daha ılımlı ve dengeli yaklaşmışlardır.
16.Soru
Temizlik Kardeşleri anlamına gelen ve insanlığın kurtuluş, huzur ve mutluluğunu felsefeleşmiş din ile sağlanabileceğini ileri süren ekol aşağıdakilerden hangisidir?
Dehriyye
|
Tabîiyye
|
Heyûlâ
|
İhvan-ı Safâ |
İşrâkiyye |
X. yüzyılın ortalarında Basra merkezli gizli ve siyasi bir örgüt şeklinde yapılanan İhvânı-Safâ’nın (Temizlik Kardeşleri) kimlerden oluştuğu ve gerçek amaçlarının ne olduğu bilinmemektedir. Ancak geride bıraktıkları metinlerde bu grubun Bâtınî-İsmâilî eğilimler taşıdığını gösteren ipuçları bulunmaktadır. Görüşlerini elli bir risaleden oluşan ve Resâilü İhvâni’s-Safâ olarak bilinen bilimler ansiklopedisi niteliğindeki eserde ortaya koymuşlardır. İhvân-ı Safâ cehalet, batıl inanç ve sapkın fikirlerle kirletildiğini düşündükleri dinin ancak felsefe ile temizlenebileceğin savunan İhvân-ı Safâ, insanlığın kurtuluş, huzur ve mutluluğunu felsefeleşmiş din ile sağlanabileceğini ileri sürer. Gnostik yaklaşımı benimsediklerinden, onlara göre dinin biri cahil halk kitlesine, diğeri yüksek bilgi ve irfan sahibi seçkinlere dönük olan iki yüzü vardır. Bununla bağlantılı olarak bir yandan harf ve sayılar sembolizmini kullanırken diğer yandan da Aristo mantığını önemseyen İhvân, kozmolojide sudûrcu, tabiat felsefesinde Aristocu, ahlakta mistik geleneği izleyen eklektik bir sistem kurmuştur.
17.Soru
Aşağıdaki terim ve anlam eşleştirmelerden hangisi yanlıştır?
Tevbe- kötülüklerden vazgeçmek
|
Zühd- geçici şeylere bağlanmamak
|
Fakr- acizliğin farkında olmak
|
Rıza- iyimser olmak |
Tevekkül- içtenlik |
İslam toplumunda ortaya çıkan görüş ayrılıkları, rekabet ve çekişmeler, zenginleşmenin doğurduğu şımarıklık nedeniyle dinî ve ahlaki hayatta ortaya çıkan gevşeme ve yozlaşma, bazı insanların tepkisini çekmeye başladı. Bu insanlar olup bitenler karşısında yanlış giden şeylerin bir parçası olmamak ve kendilerini kurtarmak düşüncesiyle köşelerine ve uzlete çekilmeyi tercih ettiler. Bu tercih giderek daha çok taraftar bularak bir ahlak ve zühd hareketine dönüştü. Zâhid, âbid ve nâsik gibi unvanlarla anılan bu kişiler İslam’ın kuru tartışma ve çekişmeler için değil, içtenlikle ve heyecanla yaşanacak ilkeleriyle insanları her türlü kötülük ve kabalıktan arındırmak için geldiğini savunuyorlardı. Onların bu düşüncesini doğrulayıp destekleyen pek çok unsur esasında Kur’an’da ve Hz. Peygamber’in söz, davranış onayları demek olan Sünnette mevcuttu. Sözgelimi insanların önemseyip uygulamaya çalıştığı tevbe/kötülüklerden vazgeçmek, zühd/geçici şeylere bağlanmamak, fakr/acizliğinin farkında olmak, sabır/kötülükten yılmamak, şükür/iyiliğin kıymetini bilmek, tevekkül/Allah’a güvenmek, rızâ/iyimser olmak, ihlâs/içtenlik, sıdk/doğruluk gibi güzel huy ve davranışlar hep Kur’an’ın insana sunduğu değerler olup örnekleri de bizzat Hz. Peygamber ve sahâbîleri tarafından yaşanarak verilmiştir.
18.Soru
Kindî birden çok ilim alanında önde gelen İslam alimidir. Aşağıdakilerden hangisi ya da hangileri onun önde geldiği ilim alanlarından sayılır?
I. Din bilimleri
II. Felsefe
III. İlim tarihi
IV. Optik
Yalnız I
|
I ve II
|
I ve III
|
I, II ve III |
I, II, III ve IV |
Kindî İslam toplumunda kelâm hareketiyle birlikte bir de felsefe hareketi başlatmıştır ve dolayısıyla ‘İlk İslam filozofu’ ünvanını almıştır. Dolayısıyla I ve II maddeleri geçerlidir. Bununla birlikte, yazdığı bir risalede asırlarca süren bir istismara yol açan ‘simyacılığın’ sözde bir ilim ve aldatmaca olduğunu ortaya koyarak İlim tarihi bakımından da önemlidir. Ayrıca ışığın yayılma ve yansımasıyla yanan/yakan aynaların yapımına dair eserleriyle de optik alanında öncü olmuştur.
19.Soru
Razi'nin akıl ve adalet güdüsü açısından insanlar arasında güttüğü eşitlik, aşağıdakilerden hangisine mesafeli yaklaşmasına yol açmıştır?
Eğitim kurumları
|
Devlet
|
Peygamberlik
|
Yasal düzenlemeler
|
Kölelik
|
20.Soru
Fârâbî’ye göre, sebepli, yani varlığını bir başkasından alan varlık aşağıdakilerden hangisidir?
Maddi varlık
|
Ruhani varlık
|
Sürekli varlık
|
Zorunlu varlık |
Zorunsuz varlık |
Zorunsuz varlık ise sebepli, yani varlığını bir başkasından alan varlık olup yok sayılması, mantık bakımından herhangi bir çıkmaza yol açmaz. Çünkü o, bir sebebe bağlı olarak varlık kazanmıştır; yani hem var hem de yok olabilir. Şu halde Tanrı’dan başka bütün varlıklar zorunsuz varlıklar kategorisine girmektedir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ