Osmanlı Türkçesi Metinleri 1 Final 5. Deneme Sınavı
Toplam 9 Soru1.Soru
Metnin doğru okunuşu hangi seçenekte verilmiştir?
Bu gün âlem içinde Sultân Muhammed gibi bahâlu zorbadur. Yiğit yokdur. Ata sana benzemez, zarp yağıdur. |
Bu gün âlimler içinde Sultân Muhammed gibi bahâlu ve bahâdur yiğit yokdur. Atasına benzemez sarp yağıdur. |
Bu gün âlem içinde Sultân Muhammed gibi pehlevân zî-bahâdur yiğit yokdur. Atasına benzemez sarp yâ gıdur. |
Bu gün âlem içinde Sultân Muhammed gibi pehlevân ve bahâdur yiğit yokdur. Atasına benzemez sarp yağıdur. |
Bu gün âlem içinde Sultân Muhammed gibi pehlevân ve bahâdur yiğit yokdur. Ata sîne benzemez sarp yâ gıdur. |
Metnin doğru okunuşu D seçeneğinde verildiği gibi "Bu gün âlem içinde Sultân Muhammed gibi pehlevân ve bahâdur yiğit yokdur. Atasına benzemez sarp yağıdur." şeklindedir.
2.Soru
"Bir sâ‘at kaldıkda oğlı Cem Sultân Edirne şehrinde dünyâya geldi." cümlesinin eski harflerle doğru ve eksiksiz yazılışı aşağıdaki şıklardan hangisinde verilmiştir?
|
|
|
|
|
"Bir sâ‘at kaldıkda oğlı Cem Sultân Edirne şehrinde dünyâya geldi." cümlesinin eski harflerle doğru ve eksiksiz yazılışı:
3.Soru
Aşağıda eski harflerle verilen metnin günümüz harflerine çevirisi hangi şıkta doğru ve eksiksiz olarak yapılmıştır?
... âna haber virince, Sultân bunun hilesine muttali‘ olup ... |
... âna haber gelince, Sultân bunun hilesine muttali‘ olup ... |
... âna haberince, Sultân bunun çilesine muttali‘ olup ... |
... âna haber gelince, Sultân bunun çilesine muttali‘ olup ... |
... âna haber virince, Sultân bunun hilesinden haberdar olup ... |
ifadelerinin doğru ve eksiksiz okunuşu : "... âna haber virince, Sultân bunun hilesine muttali‘ olup ..." şeklinde olacaktır.
4.Soru
Müellifi belli olmayan Anonim Tevârîh-i Âl-i Osman kim tarafından transkribe ve tahliliyle neşr edilmiştir?
Abdülkadir Özcan |
Ahmed Resmî Efendi |
Ragıb Paşa |
Ferah Ali |
Mustafa Çelebi |
Üniteye alınan ilk metin, müellifi belli olmayan Anonim Tevârîh-i Âl-i Osman’dır. 1688-1704 yılları arasındaki olayları ihtiva eden eser, Abdülkadir Özcan tarafından 2000 yılında transkribe ve tahliliyle neşr edilmiştir. Üslup bakımından çağdaşlarına göre oldukça sadedir.
5.Soru
Yukarıdaki metnin Türkiye Türkçesi'ne aktarılmış hali aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
Eytdi Osmân Gāzî dahı Hakk te‘âlâya tevekkül idüp dos toğru pusunun üzerine sürüp kâfirlerle vuruştular. Gāzîler cümlesi yayağıdı. Kâfir dahı çoğıdı. Ceng-i azîm olup Osmân’un karındaşı Saruyatı oğlı Bay Hâce anda şehîd olup, İrmenibili dükendüği yirde Hamza Bey Köyi’nün nevâhîsinde defn olundı. Şimdi mezârı civârında bir kârbânsarây vîrânesi vardur. Andan Osmân Gāzî gelüp yaylaka çıkdı. |
Eytdi Osmân Gāzî dahı Hakk te‘âlâya tevekkül idüp toğru pusunun üzerine sürüp kâfirlerle buluşdılar. Gāzîler cümlesi yayağıdı. Kâfir dahı çoğıdı. Ceng-i azîm olup Osmân’un karındaşı Saruyatı oğlı Bay Hoca orada şahîd olup, İrmenibili dükendüği yirde Hamza Bey Köyi’nün nevâhîsinde defn olundı. Şimdi mezârı civârında bir kârbânsarây vîrânesi vardur. Andan Osmân Gāzî gelüp yaylaka çıkdı. |
Eytdi Osmân Gāzî dahı Hakk te‘âlâya tevekkül idüp toğru pusunun üzerine sürüp kâfirlerle buluşdılar. Gāzîler cümlesi yayağıdı. Kâfir dahı çoğıdı. Ceng-i azîm olup Osmân’un karındaşı Saruyatı oğlı Bay Hâce anda şehîd olup, İrmenibili dükendüği yirde Hamza Bey Köyi’nün nevâhîsinde defn olundı. Şimdi mezârı civârında bir kârbânsarây vîrânesi vardur. Andan Osmân Gāzî gelüp yaylaka çıkdı. |
Eytdi Osmân Gāzî dahı Hakk te‘âlâya tevkil idüp toğru pusunun üzerine sürüp kâfirlerle buluşdılar. Gāzîler cümlesi yayağıdı. Kâfir daha çoğıdı. Ceng bizim olup Osmân’un karındaşı Saruyatı oğlı Bay Hâce anda şehîd olup, İrmenibili dükendüği yirde Hamza Bey Köyi’nün nevâhîsinde defn olundı. Şimdi mezârı civârında bir kârbânsarây vîrânesi vardur. Andan Osmân Gāzî gelüp yaylaka çıkdı. |
Eytdi Osmân Gāzî dahı Hakk te‘âlâya tevekkül idüp toğru pusunun üzerine sürüp kâfirlerle buluşdılar. Gāzîler cümlesi yayağıdı. Kâfir dahı çoğıdı. Ceng-i azîm olup Osmân’un karındaşı Suratlı oğlı Boyacı orada şehîd olup, İrmenibili dükendüği yirde Hamza Bey Köyi’nün nevâhîsinde defn olundı. Şimdi mezârı civârında bir kârbânsarây vîrânesi vardur. Oradan Osmân Gāzî gelüp yaylaka çıkdı. |
Eytdi Osmân Gāzî dahı Hakk te‘âlâya tevekkül idüp toğru pusunun üzerine sürüp kâfirlerle buluşdılar. Gāzîler cümlesi yayağıdı. Kâfir dahı çoğıdı. Ceng-i azîm olup Osmân’un karındaşı Saruyatı oğlı Bay Hâce anda şehîd olup, İrmenibili dükendüği yirde Hamza Bey Köyi’nün nevâhîsinde defn olundı. Şimdi mezârı civârında bir kârbânsarây vîrânesi vardur. Andan Osmân Gāzî gelüp yaylaka çıkdı.
6.Soru
Edirneli Rûhî’nin “Tevârîh-i Âl-i Osmân isimli eserinden alınan aşağıdaki metnin yazı türü nedir?
Rika |
Divani |
Nesih |
Siyakat |
Talik |
Yazı türü "nesih"tir.
7.Soru
Aşağıdakilerden hangisi ünitede verilen el yazması metinlerin okunmasının ve anlaşılmasının daha kolay hale getirilmesi için dikkat edilmesi gereken unsurlardan biri değildir?
Metnin okunuşunda bazı harfler basit transkripsiyon işaretleriyle belirlenmiştir. |
Sesli harfler mümkün mertebe o dönemin okunuşuna göre ele alınmıştır. |
Metni seçerken yazı karakteri, içerdiği kelimeler, terimler dikkate alınmış ve öğrencinin bunları okuyarak tanıması hedeflenmiştir. |
Günümüz diliyle anlama açısından basit bir çeviriye tabi tutulmuştur. |
Çeviride birebir kelimelerin yerine kelime yerleştirme yöntemi tercih edilmiştir. |
Çeviride birebir kelimelerin yerine kelime yerleştirme yöntemi tercih edilmemiş, anlamayı sağlayan yardımcı ilave kelimeler veya kelime grupları tercih edilerek metnin genel olarak anlaşılmasını sağlama yoluna gidilmiştir. E seçeneği yanlış ifade içermektedir. Doğru cevap E'dir.
8.Soru
Aşağıdakilerden hangisi cem’-i mü’ennes kelimelerden biri değildir?
Mahsûlât |
Mühimmât |
Vâkı’ât |
Müte’ allikât |
Mu’avenet |
Cem’-i mü’ennes, müfredinin şeklini bozmadan sonundaki müennes alâmeti olan (e "t") kaldırılıp yerine (ât) getirilir. Tek olanın çoğaltılması, çoğul hale getirilmesidir. Cem’-i mükesser ise belli bir kural olmadan tekil olanın çoğullaştırılmasıdır, bir başka şekilde kökün kırılmaya uğramasıdır. Mu’avenet, sülasî mezîdünfîh mastarlardandır, yardım etmek anlamındadır.
9.Soru
“Aklâm-ı sitte” ne demektir?
altı ayrı defter türü |
altı temel yazı türü |
altı yıllık dönemin kaydını tutan defter |
devletin altı ayrı dairesinin kayıt defteri |
altı aylık defter tutma dönemleri |
Arap har?eri ile yazılan yazı türleri, tarih içerisinde paleografik olarak pek çok değişiklik göstermiş ve bol çeşitliliğe sahip olmuştur. Osmanlı yazı geleneğinde de bu yazı türlerinin bir çoğu kullanılmıştır. Çeşitli küçük farklılıklar gözardı edildiğinde, türler temel olarak 6 çeşitte toplanmaktadır. Buna “şeş kalem” veya “aklâm-ı sitte” adı verilmektedir. B, doğru seçenektir.