BAHÇE TARIMI I Dersi BAHÇE BİTKİLERİNDE ÇOĞALTMA TEKNİKLERİ soru cevapları:

Toplam 69 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Bahçe bitkileri başlıca hangi yöntemlerle çoğaltılır?


CEVAP: Başlıca iki yöntemle çoğaltılır; biri Generatif (eşeylitohumla) yöntemiyle çoğaltma, diğeri ise Vegetatif (eşeysiz) çoğaltmadır.

#2

SORU: Eşeyli çoğaltımın temel kaynağı nedir ve bu kaynağın özellikleri nelerdir?


CEVAP: Eşeyli çoğaltımın temel kaynağı „tohum?dur. Canlı bir tohumun oluşması için çiçeklerin ve eşey hücrelerinin meydana gelebilmesi, tozlanma ve döllenme olması gereklidir. Tohumu oluşturan üç ana kısım; embriyo, endosperm (besidoku) ve testa (tohum kabuğu)?dır. Tohum kabuğu, embriyoyu ve endospermi mantar ya da bakteri etmenlerinden, böceklerden, hayvanlardan; kuraklık, düşük ve yüksek sıcaklık gibi çevresel streslerden korur. Olgunlaşan tohumlar, bitkinin üzerindeyken nem oranını azaltmaya başlar ve kururlar. Tohum nem miktarının en uygun seviyeye kadar azalması, o tohumun uzun süre canlı kalmasındaki en önemli etkenlerden birisidir.

#3

SORU: Bir tohumun eşeyli çoğalmada kullanılabilmesi için hangi özellikte olması gerekir?


CEVAP: Bitkilerde erkek ve dişi gametin birleşerek döllenmiş yumurtayı yani zigotu oluşturması ile meydana gelmiş ve dişi organın yumurtalığında gelişmesini tamamlamış, ait olduğu bitki türünün genetik kodlarını taşıyan, yeni bir bitki oluşturarak neslinin devam ettirebilecek nitelikte olması gerekir.

#4

SORU: Eşeyli çoğaltma ticari meyve ve asma yetiştiriciliğinde ya da çok yıllık odunsu süs bitkilerinin çoğaltılmasında neden tercih edilen bir yöntem değildir?


CEVAP: Çünkü tohum, heterozigot yapılı olduğu için, yani her iki ebeveynden de aldığı kalıtsal özellikleri taşıdığı için genetik açılım gösterir. Tohum aldığımız bitkinin tamamen aynı yapısında ve özelliklerinde yavru bitkiler elde edemeyiz. O halde çok yıllık odunsu bahçe bitkilerinin çoğaltımı için vegetatif çoğaltım yöntemlerini tercih edilmelidir.

#5

SORU: Homozigot ve Heterozigot arasındaki fark nedir?


CEVAP: Bu kavramlar canlı bir organizmanın kalıtsal özelliklerini taşıyan anne ve baba ebeveynden gelen allel genlerin birbirine benzer olup olmadıklarını ifade eder. Eğer iki ebeveynden gelen ve bir kalıtsal özellikten sorumlu olan gen çiftinin her iki alleli de aynı ise bu yapıya homozigot, eğer allel genler birbirinden farklı yapıdaysa buna heterozigot denir.

#6

SORU: Hibrit tohum nedir ve özellikleri nelerdir?


CEVAP: Tamamen saflaştırılmış ana ve baba hatların melezlenmesi yoluyla elde edilen birinci generasyon tohumlarına, „döl kademesindeki hibrit tohum?; kısaca F1 hibrit tohum adı verilir. Bu tohumların üretimde kullanılmasıyla, standart nitelikteki çeşitlere göre çok daha yüksek verim elde edilir, bitkiler güçlü ve tamamen bir örnek olur; hastalık, zararlı veya düşük sıcaklık, kuraklık gibi olumsuz çevre koşullarına daha iyi dayanırlar, erkenci ve kaliteli ürünler oluştururlar. Elde edilişleri tamamen doğal yollarladır. Gen aktarımı, ilaç veya hormon kullanımı gibi spekülatif uygulamalarla hiçbir ilgisi olmayan üretim şeklidir. Uzun yıllar kendilenerek saflaştırılan iki ebeveyn bitkinin melezlenmesi sonucunda ortaya çıkan melez gücü nedeniyle üstün özellikler taşıması ilkesi esastır.

#7

SORU: Çimlenme nedir?


CEVAP: Tohumun içinde bulunan embriyonun büyümeye başlaması, endospermdeki besin maddelerinin embriyonun büyümesinde kullanılması sonucunda, embriyonun tohum kabuğundan dışarı çıkması olayına çimlenme denir.

#8

SORU: Çimlenmenin gerçekleşebilmesi için gerekli koşullar nelerdir?


CEVAP: Tohumların çimlenmesi için gerekli koşulların başında su gelmektedir. Su, tohum kabuğunun yumuşaması, büyüme engelleyicilerin yıkanması, katı haldeki besin maddelerinin eritilerek yararlanılabilir duruma gelmesi, çimlenme için gerekli enzimlerin etkinliklerinin gerçekleşebilmesi için mutlaka gereklidir. Sıcaklık da çimlenme üzerinde önemli bir etkendir. Her bitki türünün optimum çimlenme sıcaklığı isteği vardır. Bununla beraber minimum (en düşük) ve maksimum (en yüksek) sıcaklık sınırları da yine türlere göre değişmektedir. Işık, bazı bitkilerin çimlenmelerini uyarmakta, bazılarında ise engelleyici etki yapmaktadır. Oksijen ise tohum çimlenmesinde gerekli olan önemli bir diğer faktördür.

#9

SORU: Eşeysiz (Vegetatif) çoğaltma nedir?


CEVAP: Bitkilerin kök ve sürgün oluşturabilen veya başka bir bitki ile kaynaşıp gelişebilen beden parçaları ya da kol, soğan ve yumrular gibi özelleşmiş vegetatif organları ile çoğaltılmasına, eşeysiz çoğaltma denir. Diğer bir deyişle eşeysiz çoğaltma; kök, sürgün, gövde veya yaprak gibi vegetatif bitki kısımlarıyla yapılan çoğaltmadır. Vegetatif çoğaltma sayesinde ana bitkinin bütün özellikleri yavru bitkide aynen ortaya çıkar, bitkinin genetik yapısında herhangi bir değişiklik meydana gelmeden birörnek yeni bitkiler elde edilir. Ancak mutasyon ve himeyre oluşumları, istisnai olarak bazen eşeysiz olarak çoğaltılan bitkiler arasında farklı bireylerin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.

#10

SORU: Klon nedir?


CEVAP: Kökeni tek bir bitki (veya tomurcuk) olan ve bu bireyden çelik, parça veya aşı gibi tamamen vegetatif yollarla çoğaltılmış, genetik yapı bakımından birörnek bitki topluluklarına klon adı verilmektedir. Klon içerisindeki bitkiler arasında kalıtsal yapı bakımından farklılık bulunmaz. Bununla beraber iklim, toprak tipi veya hastalıklar gibi çevre koşulları, bitkinin, çiçeklerin veya meyvelerin görünüş ve yapılarında bazı değişikliklere neden olabilmektedir.

#11

SORU: Vegetatif Çoğaltmanın kullanılma nedenleri nelerdir?


CEVAP: ? Kaliteli ve ismine doğru çeşit yetiştirmek: Günümüzde ticari olarak yetiştirilen çeşitlerden (klonlardan) herhangi birisini tohumla çoğaltacak olursak, genetik açılım meydana gelir ve değerli özellikleri kaybolur. Örneğin şeftalinin veya çileğin yüksek kalitesi, gülün rengi, klon halinde yetiştirilen elma anacının bodurlaştırıcı etkisi veya kayısının virüs hastalıklarına dayanıklı olması gibi bir klonun, klon olarak elde tutulmasına neden olan özelliklerin değişmeden yeni bitkilere aktarılabilmesi için vegetatif yöntemlerle çoğaltılması gereklidir. ? Tohumla çoğaltmanın mümkün olmaması: Muz, bazı sofralık incir ve portakal çeşitleri, nar ve asma çeşitlerinin bazılarında yaşama yeteneğinde tohum meydana gelmemektedir. Tohumsuz oluşan ve partenokarpik meyveler olarak adlandırılan meyvelere sahip bitkilerden tohumla çoğaltım yapılamaz. Bu durumda böyle çeşitleri vegetatif yollarla çoğaltmaktan başka çare yoktur. ? Çoğaltma kolaylığı: Tohumdan gelişen çöğürlerin her birisi farklı genetik yapıya sahip olup gelişme hızları, dinlenme ihtiyaçları ve diğer tüm özellikleri birbirinden farklıdır. Bunun dışında çimleme bazı türlerde (Ligustrum gibi) çimlenme çok uzun hatta bir-iki yıl sürebilmekte, bazı türlerde tohum kabuğunun çok sert ve geçirimsiz olması nedeniyle çimlenme engellenmektedir. Oysa çelik, kök sürgünü gibi materyallerle kısa sürede, bol köklü yeni bitkiler elde etmek kolayca mümkün olabilir.

#12

SORU: Vegetatif olarak çoğaltılan bitkilerde hangi durumlarda genetik değişiklikler oluşabilir?


CEVAP: Mutasyonlar: Genel bir kural olarak bitkilerin eşeysiz çoğaltma yöntemleriyle çoğaltılması, kalıtsal yapıda bir değişikliğe neden olmaz. Yeni bitkideki her hücre, ana bitkideki hücrelerle aynı genetik yapıya sahiptir. Bununla birlikte, hücre bölünmeleri sırasında kromozomlarda bazı değişiklikler ender de olsa ortaya çıkabilir. Bir tomurcuktan meydana gelen bir bitki kısmında, vegetatif çoğaltma yoluyla yeni bireylere geçebilen, ani ve kalıtsal bir değişiklik meydana gelirse buna tomurcuk mutasyonu adı verilir. Mutasyonlar doğal olarak kendiliğinden ortaya çıkabileceği gibi çeşitli yapay (radyoaktif veya kimyasal) mutasyon oluşturucu uygulamalar sayesinde araştırıcılar tarafından da oluşturulabilmektedir. Himeyreler: Bir tepe tomurcuğu veya tepe sürgününün büyümesi, bu bölgelerde çok sayıdaki meristem hücrelerinin bölünmesi ile gerçekleşir. Bu sırada hücrelerden birinde bir mutasyon oluşabilir ve hem mutant yavru hücre, hem de mutasyona uğramamış hücreler çoğalmalarına devam ederler. Böylece yan yana büyüyüp çoğalan mutasyona uğramış ve mutasyona uğramamış hücre gruplarına sahip olan yeni sürgünler meydana gelebilir. İşte bu oluşuma himeyre (kimera) adı verilir.

#13

SORU: Bitkilerde başarılı bir vegetatif çoğaltım yapılabilmesi için nelere dikkat edilmelidir?


CEVAP: Çoğaltılacak bitkinin özellikleri ve yapısı hakkında bilgi sahibi olmak, yani bitkiyi tanımak, Çoğaltılacak bitki türünün hangi yöntemle (çelik, aşı, daldırma, soğanlarla, stolonlarla vb.) en başarılı şekilde çoğaltılacağı hakkında bilgi sahibi olmak, Çoğaltım tekniğinin iyi uygulanması, el becerisi, temiz ve dikkatli, özenli çalışmak gereklidir.

#14

SORU: Vegetatif çoğaltım yöntemleri nelerdir?


CEVAP: Vegetatif çoğaltım; aşı, çelik, daldırma, ayırma, özelleşmiş organlar kullanarak yapılan çoğaltma ve doku kültürü yoluyla çoğaltma gibi yöntemlerden oluşmaktadır.

#15

SORU: ‘Çelik’ çoğaltım nasıl bir yöntemdir ve hangi bitkilere uygulanabilir?


CEVAP: Yeni bir bitki elde etmek amacıyla, bitkilerin gövde, dal, kök ve yapraklarından kesilerek hazırlanan parçalara çelik adı verilir. Uygun çevre koşullarında çeliklerin kök ve sürgün oluşturmaları sağlanarak yeni bitkiler elde edilir. Meyve türlerinden incir, nar, ayva, çay, zeytin, dut, asma ve üzümsü meyvelerin pek çoğu doğrudan çelikle çoğaltılabilirler. Bunun yanı sıra, meyvecilikte klon anaçları ile bağcılıkta Amerikan asma anaçlarının ve süs bitkilerinin çoğaltılmasında çelikle çoğaltımın kullanımı yaygındır.

#16

SORU: Çelik tipleri nelerdir ve nasıl gruplandırılır?


CEVAP: Yeni bir bitki elde etmek amacıyla, bitkilerin gövde, dal, kök ve yapraklarından kesilerek hazırlanan parçalara çelik adı verilir. Uygun çevre koşullarında çeliklerin kök ve sürgün oluşturmaları sağlanarak yeni bitkiler elde edilir. Meyve türlerinden incir, nar, ayva, çay, zeytin, dut, asma ve üzümsü meyvelerin pek çoğu doğrudan çelikle çoğaltılabilirler. Bunun yanı sıra, meyvecilikte klon anaçları ile bağcılıkta Amerikan asma anaçlarının ve süs bitkilerinin çoğaltılmasında çelikle çoğaltımın kullanımı yaygındır.

#17

SORU: Çelik tipleri nelerdir ve nasıl gruplandırılır?


CEVAP: Çelikler bazı özelliklerine göre gruplandırılırlar Bitki türü ve kullanım amacına göre çelikler, Alındıkları Organlara Göre Çelik Tipleri: Dal; Yaprak; Yaprak-göz; Göz; Gövde; Kök çelikleri. Alındıkları Döneme Göre Dal Çelikleri: Odun; Yarı odun; Yeşil çelikler Hazırlanış Şekillerine Göre Dal Çelikleri: Adi (basit); Ökçeli; Dipçikli; Sırık çelikler olarak gruplandırılır.

#18

SORU: Sisleme (Mist-Propagation) nasıl bir sistemdir be amaçla kullanılır?


CEVAP: Özel araçlar yardımıyla basıncı ayarlanmış su, çok küçük zerrecikler halinde borular veya başlıklardan, belirli aralıklarla ve belli süreler boyunca püskürtülür. Çeliklerin köklendirilmesi aşamasında atmosfer nemini yüksek tutmak için kullanılır.

#19

SORU: Çeliklerde Köklenmeyi Etkileyen Faktörler nelerdir?


CEVAP: Bitkinin kalıtsal yapısı: Türler ve çeşitler arasında çeliklerin köklenme yetenekleri bakımından farklar bulunur. Bitkilerde sentezlenen büyüme düzenleyici maddeler arasında özellikle oksinler köklenme üzerinde etkilidir ve bu özellik türlere göre farklılık gösterir. Ana bitkinin genel durumu: Çelik alınacak ağaçlar her türlü hastalık, don ve kuraklık zararından etkilenmemiş, sağlıklı, iyi gelişmiş, orta derecede kuvvetli olmalı, çeşitleri iyi bilinmeli, virüsler ve bakteriyel hastalık etmenleri ile bulaşık olmamalıdır. Ana bitkinin beslenme durumu: Yüksek karbonhidrat düzeyi kuvvetli kök oluşumuna neden olmaktadır. Çelik materyali bitkinin iyi beslenen yerlerinden seçilmeli, büyümenin yavaşladığı ve karbonhidratların toplandığı yan sürgünler, çabuk büyüyen gevşek dokulu tepe sürgünlerine tercih edilmelidir. Ana bitkinin yaşı: Çelikle çoğaltımı kolay olan türlerde ana bitki yaşı sorun olmazken, zor köklenen türlerde gençlik döneminde alınan çelikler daha kolay köklenmektedir. Çelik alma zamanı: Kışın yaprağını döken bitki türlerinde; odun çelikleri, yaprak dökümünden itibaren ilkbaharda gelişmenin başlamasına kadar olan dinlenme döneminde alınırlar. Yarı odun çelikleri yaz sürgünlerinin kısmen odunlaştığı yaz ortası ve sonunda, yeşil çelikler ise o yılın taze sürgünlerinden genellikle yaz başlangıcında yapraklı olarak hazırlanırlar. Zor köklenen türlerde, yeşil çelikler odun çeliklerinden daha kolay köklenme eğilimi gösterirler. Dışsal Faktörler: Köklendirme ortamının hafif, çabuk ısınabilen, geçirgen ve kolay havalanabilen yapıda olması, hastalık ve zararlılardan ari olması gerekir. Bir çok bitki türünde gündüz 21-27°C, gece ise 16-21°C sıcaklıklar optimum köklenme için uygundur. Çeliklerin bulunduğu ortamda hava nemi yüksek (% 90) olmalıdır. Özellikle yapraklı çeliklerde, yapraklardan meydana gelecek su kaybını kökler belirli bir aşamaya gelene kadar azaltmak gerekir. Kışın yaprağını döken bitki türlerinin, yeterli besin maddesi ve oksin depolamış olan odun çeliklerinde en iyi köklenme karanlıkta olmaktadır. Ancak ışık, yapraklı çeliklerde oksin ve karbonhidrat sentezini teşvik etmesi nedeniyle çelik köklenmesini olumlu yönde etkiler.

#20

SORU: Perlit nedir?


CEVAP: Silis esaslı volkanik kayaçtan elde edilen, inorganik yapılı bir ortamdır. Su tutma kapasitesi yüksek ve havalanması iyidir, organik madde içermez. Mikropsuz olması ve iyi köklenme sağlaması nedenleriyle özellikle karışım halinde kullanımı tercih edilir.

#21

SORU: Köklenmeyi arttırmak için hangi uygulamalar yapılabilir?


CEVAP: Yaralama: Yaralama uygulamaları ile yaralanan kısımdaki hücreler bölünmeye ve yeni kök taslakları oluşturmaya teşvik edilmekte ve odun çeliklerinde kök oluşumu uyarılmaktadır. Çeliklerde Büyümeyi Düzenleyici Madde Uygulamaları: „Oksinler? çeliklerde köklenmeyi uyarır. Indol-3-Bütirik asit (IBA) ve 1-Naftalenasetik asit (NAA), en fazla kullanılan oksinler olup köklenmesi zor olan çeliklerde başarıyı artırırlar.

#22

SORU: Aşı Çoğaltım (Aşılama) nedir?


CEVAP: Aşılama, iki bitki parçasını tek bir bitki oluşturacak şekilde kaynaştırmak ve bir bitkiymiş gibi büyümelerine devam edecek şekilde birleştirmek sanatı olarak tanımlanabilir. Yeni bitkinin üst kısmını veya tacını oluşturacak bölümüne kalem (ya da çeşit); alt kısmını veya kökünü meydana getirecek bölümüne de anaç adı verilir.

#23

SORU: Çok yıllık bahçe bitkilerinin yetiştiriciliğinde aşının kullanılmasının nedenleri nelerdir?


CEVAP: Başka bir vegetatif yöntemle çoğaltılamayan klonların çoğaltılmasında aşı kullanılır. Elma, badem, armut, ceviz, bazı odunsu süs bitkileri, zeytin gibi bazı türlerin, çelikle çoğaltılmaları güçtür. Köklenmesi zor olan bu türler aşıyla kolaylıkla çoğaltılabilir. Anaçların bazı iyi özelliklerinden yararlanmak amacıyla aşı kullanılır. Kültür çeşitleri genellikle olumsuz çevre koşullarına ve hastalıklara karşı duyarlıdır. Bodur anaç kullanılarak kısa boylu ağaçlardan oluşan, birim alana daha fazla sayıda fidan dikimini mümkün kılan, kaliteli ürün veren meyve bahçeleri tesis edilebilmektedir. Islah yoluyla elde edilen yeni çeşitlerin ürünlerini kısa sürede görebilmek için aşı kullanılır. Yaralanan ağaçlarda onarım aşıları yapılabilir ve ağaç gelişmesine devam eder. Bahçe tesis edilirken seçilen çeşit, zaman içerisinde piyasadaki çeşitler arasında rekabet şansını yitirmiş olabileceği gibi, bulunduğu bölgeye uyum sağlayamamış çeşit olabilir. Bu durumda bahçeyi sökmek yerine, çeşit değiştirmek çok daha pratiktir. Virüs testlemeleri aşı ile yapılabilir; bunlardan başka uyuşmazlık sorununu gidermek için ara anaç kullanımı mümkün olabilir.

#24

SORU: Aşıda Kaynaşmayı Etkileyen Faktörler nelerdir?


CEVAP: Fizyolojik ve yapısal farklılıkları fazla olan ve birbirine botanik akrabalık bakımından uzaklaşan bitkiler arasında uyuşmazlık sorunu ortaya çıkmaya başlar. Bazı türlerde aşının tutması, diğer türlere göre daha zordur. Örneğin Antep fıstığında ve cevizde aşılama, elma ve armuttaki kadar kolay değildir. Bitkilerin bazı özel salgıları veya diğer fizyolojik özellikleri nedeniyle aşıda kaynaşma, bitkinin doğası gereği zor olabilir. Kaynaşmayı sağlayan kallus dokusunun oluşumu için çevrenin nem ve sıcaklığı büyük önem taşır. Sıcaklığın gereğinden az veya fazla olması, kallus dokusunun iyi oluşmasını engeller. Anaç üzerine yerleştirilen göz veya kalem, kendi su ihtiyacını karşılayabilecek durumda değildir. Anaç ve kalem arasında boşluk kalmayacak şekilde çakışma sağlanması, aşının sarılarak kapatılması, aşı macunu kullanılması yoluyla nem kaybı önlenmelidir. Aşı yapılacağı zaman anacın su ihtiyacının tam karşılanmış olması, kolay kabuk vermesi, susuz kalmamış olması gerekir.

#25

SORU: Dilcikli Aşı nedir, hangi koşullarda uygulanır?


CEVAP: Bu aşı tipinin uygulanabilmesi için anacın henüz genç olması, 0.61.2 cm çapında yani kalemle aynı kalınlıkta olması gerekir. Anaç ve kalemde birbirinin ters yönüne doğru açılan eğimli çentikler birbiri içine geçirilir. Bu yöntemde kambiyumlar çok iyi çakışacağı için kaynama çabuk olur ve başarı oranı yüksektir.

#26

SORU: Yarma Aşı nedir, hangi koşullarda uygulanır?


CEVAP: Genç ağaçların gövdelerine veya büyük ağaçların ana dallarına uygulanabilir. Genellikle çeşit değiştirme aşısı olarak kullanılır. Asmalarda da bağda yapılan aşı için çok uygundur. Yarma aşı, dinlenme mevsimi boyunca herhangi bir zamanda yapılabilirse de; anacın gözlerinin uyanmaya başlayacağı erken ilkbahar döneminde uygulanırsa aşı yeri daha iyi kaynar. Kalemler, dinlenme döneminde bulunan bir yıllık dallardan hazırlanmalı, aşı yapıldığı anda henüz sürmemiş olmalıdır. Yarma aşı, meyve ağaçlarının ve asmanın yanı sıra atkestanesi (Aesculus), katalpa (Catalpa), Erguvan ağacı (Cercis) ve kayın (Fagus) türlerinde aşılı fidan yetiştirme amacıyla kullanıma uygundur.

#27

SORU: Kakma Aşı nedir, hangi koşullarda nasıl uygulanır?


CEVAP: Çeşit değiştirmek amacıyla 7,5-10 cm çapında veya daha kalın dallarda kullanılır. Geniş çaplı dallarda büyük yaralar açılmadan aşılama yapılmış olur. Kalemler, anaçta açılan oyuklara uyumlu bir kama şeklinde, iki veya üç gözlü olarak hazırlanırlar. Teknik olarak biraz güç olup tecrübe ister. Aşılama sonrasında çiviyle sabitleme ve macunlama gereklidir. Dala aşılanacak her kalem için, anaçta ince ağızlı bir testere ile merkeze doğru 2-4 cm, aşağıya doğru 10 cm olacak şekilde bir kesim yapılır. Sonra keskin bir bıçak yardımıyla bu kesim yeri kalemin gireceği şekilde genişletilir. Kalemler 10-12 cm uzunlukta olmalı, dip kısımları anaçta açılan oyuğa yerleştirilirken kambiyumların tam olarak çakışmasına özen gösterilerek uygulamalıdır.

#28

SORU: Kabuk Aşısı nedir, hangi koşullarda nasıl uygulanır?


CEVAP: En kolay yapılan, tutma oranı çok yüksek olan pratik bir aşılama tekniğidir. Kalın dallara da uygulanabilir. Kabuk aşısı, kabuğun kolaylıkla ayrılmasına bağlı olması nedeniyle, en erken anaca su yürümesinden sonra yapılabilir. En çok uygulanan ve çoban aşısı da denilen türünde her anaca birkaç adet kalem yerleştirilebilir. Her kalem için anacın ucundan başlayarak kabuk kısmında 5 cm?lik dikey bir çizi açılır ve kabuk kısmı iki yana doğru hafifçe kaldırılır. Kalemin alt bölümüne 5 cm?lik bir kesim yapılır, daha sonra tam ters yönde daha kısa bir kesim ile kalem kama şekline getirilir. Derin kesilen kısım anacın odununa gelecek şekilde kabuk içine yerleştirilir.

#29

SORU: Kenar (Yan) Aşı nedir, hangi koşullarda nasıl uygulanır?


CEVAP: Genç ve genellikle bir yaşlı anacın üzerinde 3-4 cm uzunluğunda uzunlamasına ve içeri doğru eğimli bir parça çıkartılır. İki göz bulunduran kalemin de anaca karşılık gelecek yanında aynı eğimde bir kesim yapılır. Kalem ile anacın kesim yüzeyleri birbirine temas edecek şekilde sıkıca yerleştirilir ve aşı bağı ile bağlanır. Aşılamadan yaklaşık iki hafta sonra anacın aşı yerinden üstte kalan kısmı kesilir. Böylece kaynaşmanın artması ve kalemin gelişmesi teşvik edilmiş olur.

#30

SORU: Kemer Aşı ve Köprü Aşı nedir, hangi koşullarda uygulanır?


CEVAP: Her iki aşı da birer tamir aşısı niteliğinde olup yetişmiş ağaçlarda uygulanır. Kökleri zararlanmış bir ağacın kurtarılması için kemer aşısı, gövde üzerinde bir bölümü zararlanmış bir ağaç için köprü aşı kullanılabilir. Kemer aşısında yaşlı veya zararlanmış ağacın yanına dikilmiş çöğürler veya köklendirilmiş çelikler, bu ağaca yeni bir kök sistemi kazandırmak amacıyla gövdeye aşılanırlar. Köklerdeki zararlanma fazla ise, aşı için kullanılacak çöğürler gövdenin çepeçevre etrafına 15-20 cm aralıklarla dikilebilir. Ağacın gövdesinde kabuk kısmındaki zararlanma da tarım aletleri tarafından yapılmış olabileceği gibi, hastalık ve kemirgenler nedeniyle ya da don nedeniyle meydana gelmiş olabilir.

#31

SORU: Göz Aşıları hangi koşullarda uygulanır?


CEVAP: Üzerinde birkaç tomurcuk bulunan, kısa bir gövde parçasından oluşan kalemlerin kullanıldığı kalem aşılarından farklı olarak göz aşıları; altında odun dokusu bulunan veya bulunmayan küçük bir kabuk parçası ve bunun üzerinde bulunan tek bir tane göz ile yapılmaktadır. Kabuğun odundan kolay ayrılabildiği dönemlerde (kabuk verme dönemi) göz aşısı kolay ve başarılı biçimde yapılır. İlkbaharda yeni büyüme döneminden başlayarak, sonbaharda büyümenin sona erdiği dönem boyunca göz aşıları yapılabilir. Kabuğun odundan ayrılmadığı durumda „yongalı göz aşısı? uygulanabilir.

#32

SORU: T aşısı nedir, hangi koşullarda nasıl uygulanır?


CEVAP: T aşısı olarak adlandırılmasının nedeni, anaçta kabuğun T şeklinde açılmasıdır. Bazı yörelerde, kullanılan gözün kalkan şeklinde bir kabukla birlikte alınması nedeniyle bu aşıya Kalkan aşısı da denilmektedir. Göz aşıları içerisinde en fazla bilinen ve kullanılan yöntem olup meyve fidanı üretiminde tercih edilmektedir. 0.6-2,5 cm çapındaki kolay kabuk veren ve aktif büyüme döneminde bulunan anaçlara uygulanır. Üzerinde göz bulunan kabuk kalkanı?nın çıkarılması için gözün 1 cm kadar aşağısından eğimli bir kesim yapılır. Her iki yanından benzer bir kesimle gözün 2cm üzerine kadar gelinir. Gözün üzerinde 1-2 cm?lik yatay bir kesim yapılarak kabuk parçası çıkartılır. Kabuk kalkanının çıkartılması için kabuk anaca doğru bastırılarak yana çekilir ve böylece odundan ayrılır. Kabuk kalkanında, gözün altına gelen yerde küçük bir odun kısmının bulunması ve bu kısmın oyuk olarak görünmemesi gerekir.

#33

SORU: Yama Aşı hangi koşullarda nasıl uygulanır?


CEVAP: Anaç ve kalemde eşit büyüklükte yama şeklinde kabuk parçası hazırlanması ile yapılır. Önce anaçta uygun bir yerde yama şeklinde kabuk çıkartılır, tam bu büyüklükte hazırlanan ve kalemden alınan, üzerinde bir göz bulunan parça anaçta açılan yere yerleştirilir. Anaç ve kalemden alınan parçaların eşit büyüklükte olması için çift ağızlı bıçaklardan yararlanılır. Bıçağın iki ağzının arasındaki mesafe 2,5 cm kadardır. Yama aşının yapılması, T aşısına göre biraz daha güçtür. Fakat ceviz aşılarının yapılmasında en başarılı sonuçları veren aşı yöntemidir. Aşılama genellikle yaz sonu ve sonbahar başında, bazen de ilkbaharda kolay kabuk verme koşulu sağlandığı sürece yapılır.

#34

SORU: Yongalı Göz Aşısı hangi koşullarda nasıl uygulanır?


CEVAP: İlkbaharda aktif büyüme dönemi başlamadan önce veya yaz aylarında su noksanlığı gibi nedenlerle anaç ve kalemde kabuk verme sorunu yaşandığında kullanılabilir. Genellikle çapı 1-2,5 cm kadar oldukça genç anaçlara uygulanır. Yongalı göz aşısı asmalarda başarıyla uygulanabilir. Bu yöntem için anacın toprağa yakın kısmından ve boğum arasındaki düzgün bir yerinden, kabukla birlikte bir parça odun kısmından (yonga) kesip çıkartılır. Buraya kalemden alınan ve üzerinde bir göz bulunan aynı büyüklükteki kabuklu bir yonga yerleştirilir. Anaç ve kalemin yüzeyleri ne kadar düzgün ve birbirine tam olarak temas ediyorsa, aşının kaynaşması o kadar başarılı olur. Aşılama sonrasında aşı uygun materyalle bağlanır. Parçaların birbirine tam uyması amacıyla yongalı aşıyı yapmak için kullanılan makineler de bulunmaktadır.

#35

SORU: Kaç tip ‘Anaç’ vardır?


CEVAP: Çok yıllık bahçe bitkilerinde tohumdan yetişen çöğürler (generatif anaçlar) veya vegetatif yollarla çoğaltılan klon anaçlar (vegetatif anaçlar) olmak üzere iki tiptir.

#36

SORU: Anaç tipler arasındaki farklar nelerdir?


CEVAP: Çöğür anaçlar heterozigot kalıtsal yapılar nedeniyle geniş bir varyasyon gösterirler. Her çöğür ayrı bir bireydir. Bu nedenle aşılama sonrasında elde edilen fidanların her birinin meyveye yatma süreleri, boy ve gelişme hızları, verimleri gibi özellikler bakımından farklı özellikleri ortaya çıkabilir. Klon anaçlar ise, tamamen homojen bahçeler tesis edilmesine olanak sağlarlar. Bitkiler arasında anaç-kalem uyuşmazlığı, verim, gelişme özellikleri, meyveye yatma zamanı gibi özellikler bakımından farklılık görülmez. Kültürel işlemlerin uygulanması, çoğunlukla bodur anaç kullanımı mümkün hale geldiğinden daha kolay yapılabilir.

#37

SORU: Anaç-Kalem Uyuşmazlığı belirtileri nelerdir?


CEVAP: Aşının tutmaması veya aşı tutma oranının düşük olması, Aşı sürgünlerinin yukarı doğru değil, yatay şekilde büyümeleri, Aşılı fidanların 1-2 yıl içerisinde ölmeleri, Yapraklarda sararma, dallarda cılızlaşma, genç sürgünlerin kuruması, ağaçların tümüyle kuruması, aşı yerinden yukarıya doğru olan kısmın kuruması, anacın çokça sürgün vermesi, aşı yerinin alt ve üstünde şişkinleşmeler oluşması, ağaçların birkaç yıl geçtikten sonra aşı yerinden kırılmaları, kırılma yerinin pürtüklü olmayıp keskin bir yapıda olması (badem üzerine aşılanan kayısılarda iki yıl içinde ortaya çıkan bir uyuşmazlık göstergesidir), birleşme noktasında farklılaşmış kallus hücrelerinin oluşum yerine kesintisiz parankima hücrelerinin olması, kabuk dokusunun kümeler ve tabakalar halinde bulunması, iletim dokusu sisteminde kesintilerin ortaya çıkması gibi belirtilerdir.

#38

SORU: Daldırma ile çoğaltma nasıl uygulanır?


CEVAP: Daldırma, ana bitkinin dallarını bitkiden ayırmadan değişik şekillerde toprağa gömerek, gömülen yerden köklenmesini sağlamak ve sonra keserek ayırmak şeklinde yapılan vegetatif üretim şeklidir. Çelikle zor üretilen açelya, orman gülleri gibi süs çalı ve ağaçları, fındık, incir, ayva gibi meyve türlerinde, çelikle çoğaltılması zor olan vegetatif elma anaçlarının çoğaltılmasında kullanılabilir.

#39

SORU: Kaç çeşit Daldırma tipi vardır?


CEVAP: Altı tip Daldırma ile çoğaltma vardır; Adi (Basit) Daldırma: Anaçtan çıkan dalların toprağa doğru kavis verilip bükülerek, sürgün ucu dışarıda kalacak şekilde toprağa daldırılması ve bu dalların köklendikten sonra ana bitkiden ayrılmaları şeklinde yapılır. Uç Daldırması: Bazı bitkilerin sürgün uçları gelişmelerinin belirli bir döneminde uygun bir ortam içerisine yerleştirildiklerinde hem kök, hem sürgün oluşturabilirler. Geç yaz ayları (Ağustos sonu-Eylül başı) daldırma için en uygun zamandır. Bileşik (Yılankavi) Daldırma: Uzun ve kıvrılabilen sürgünlerin, dalgalı bir şekilde, bir hat üzerinde, birden fazla kez daldırılması yoluyla gerçekleştirilir. Son daldırma işleminden sonra sürgünün uç kısmı toprak yüzeyinin üstünde bırakılır. Her gömülen kısımda yeni kökler ve toprak üstünde kalan her kısımda da yeni sürgünler oluşur Tepe Daldırması: Bitkinin dinleme döneminde tepesinin toprak yüzeyinden vurulması ve yeni gelişen taze sürgünlerin dip kısımlarının ilkbaharda toprakla örtülerek köklendirilmesi işlemidir. Doldurulan toprak sonbahar veya ertesi ilkbahara kadar kalmaktadır. Bu süre içinde her bir dalın dip kısmından yeni kökler oluşur. Oluşan köklerin alt kısmından kesilen her bir dal ise yeni bir bitkidir. Hendek daldırma: Bütün bir bitkinin veya dalının sığ bir hendeğe yatay olarak yerleştirilerek üstünün toprak ile örtülmesi şekillerinde yapılan daldırma uygulamasıdır. Daldırma yapmadan önce dalın alt kısmının yaralanması köklenmeyi artırır. Dal üzerindeki her bir tomurcuk yeni bir sürgün oluşturmakta, sürgünün alt ve yaralanan kısımlarından kökler meydana gelmektedir. Hava daldırması: Dallarının eğilip bükülmesi zor olan tropik ve subtropik bazı bitkilerin çoğaltılmasında kullanılır.

#40

SORU: Kaç çeşit Gövde ve Köklerle Çoğaltma tipi vardır?


CEVAP: Soğanlar: Köklerin gelişme noktası olan ve ana yüzeyi oluşturan bazal tabakanın üzerinde sıkışmış görünümdeki etli pul yapraklarının üst üste dizilmesiyle oluşmuş bir gövde ekseninden ibaret özelleşmiş toprak altı organlarıdır. Her soğan bir büyüme konisi (tomurcuk) içerir, bu tomurcuk embriyoyu oluşturacak olan sürgünün, yani çiçek sürgününün de temelini oluşturur. Yumrular: Yedek besin maddelerinin depolanması ile irileşmiş olan toprak altı gövdesinin uç kısmıdır. Kesitlerinde halka halinde tabakalar görülmez, koruma derisi (epidermis) bütündür, üzerinde çeşitli sayıda gözler olup genellikle her yönden kök sürme yeteneğindedir. Patates, yer elması ve Caladium (Fil Kulağı) yumru üreten bitkiler arasındadır. Kormlar (CormSoğanımsı gövde): Gövde ekseninin kuru pul benzeri yapraklar ile kaplanmış, kalınlaşıp etli yapı kazanmış dip kısmıdır. Boğumlar ve boğum araları iyice belirgin bütün bir gövde yapısındadır. Soğanlarda olduğu gibi pul yapraklar ve kat kat bir yapı yoktur. Soğanımsı gövdenin tepesinde, sonradan yaprakları ve çiçek sürgününü oluşturacak yetenekte tepe sürgünü tomurcuğu yer alır. Eski kormun üst kısmında yer alan ve yetiştirme dönemi boyunca gelişen gövdenin dip kısmı etlenip kalınlaşır ve depo organı olan yeni kormu oluşturur. Yeni kormun alt yüzeyinde de çok sayıda ufak kormlar (kormel) meydana gelir. Gladiolus (glayöl) tipik soğanımsı gövdeli bir bitkidir ve çoğaltılmasında kormeller kullanılır. Rizomlar: Toprak altında veya toprak yüzeyinde toprağa paralel olarak büyüyen az çok silindirik zengin besin maddelerini depolamış olan yatay bir gövdedir. Süsen (Iris) bitkilerinde olduğu gibi kalın etli yapıda olabildiği gibi, kuşkonmaz (Asparagus) sebzesinde olduğu gibi pençe yapısında da olabilir. Üzerinde boğum ve boğum araları bulunur. Muz, bambu, eğreltiler, kana (Canna) ve îris?ler rizomları parçalara ayrılmak suretiyle çoğaltılabilirler.

#41

SORU: Ayırarak Çoğaltma nasıl bir yöntemdir hangi koşullarda nasıl uygulanır?


CEVAP: Tek bir bitkiyi, birkaç tane tek başına yaşayabilecek yeni bitki parçalarına ayırma işlemidir. Bitkilerin birçoğunda birbirine çok yakın sürgünlerin veya gözlerin gelişmesiyle küme halinde bir gelişme biçimine rastlanabilir. Sıkışık durumdaki sürgünlerin ayrılması ile kendi kökleri olan birer sürgün, yani tam birer yeni bitki elde edilebilir. Hosta ve Güngüzeli (Hemerocallis) gibi süs bitkilerinde kolay ve hızlı çoğalmaya olanak sağlayan bir çoğaltma şekli olmakla birlikte, elde edilen bitki sayısının azlığı nedeniyle fazla ekonomik değildir.

#42

SORU: Kollarla Çoğaltma nasıl bir yöntemdir hangi koşullarda nasıl uygulanır?


CEVAP: Rozet şeklinde gövdeye sahip bitkilerin boğaz kısmındaki bir yaprağından çıkan, toprak yüzeyine paralel olarak büyüyen gövdeler oluşturan bitkilere en tipik örnek çilektir. Çilek (Fragaria), yayılarak geliştirdiği kolların toprağa değdiği yerlerinde kök ve sürgün oluşturarak yeni bitkiciklerini oluşturur. Taşkıran olarak bilinen bitkinin bir türü (Saxifraga stoloneria) Clematis (Sarmaşık süs bitkisi) de kollar ve üzerinde yavru bitkiler meydana getirir.

#43

SORU: Doku Kültürü ile Çoğaltma nasıl bir yöntemdir hangi koşullarda nasıl uygulanır?


CEVAP: 2000?li yıllarda ticari bitki çoğaltımında dev adımlar atılmasına olanak sağlayan bir tekniktir. Bu tekniğe bitki doku kültürleri adı verilmektedir. Bitkilerin sahip olduğu bir doku parçasından, hatta hücreden tam bir yeni bitki oluşturabilme yeteneği (totipotensi) sayesinde geliştirilebilen doku kültürlerinde; bitkilerden ayrılan organ, doku, hücre ve hücre kısımlarının yapay ortamlar üzerinde, steril koşullarda ve her türlü çevresel faktörü (ışık, sıcaklık, nem) kontrol altında tutulan özel iklim odalarında yetiştirilmesi söz konusudur. Sürgünlerin 0,5- 1,0 cm?lik en uç kısımları, bu sürgünlerin 0,2-0,5 mm?lik meristem dokuları, çeşitli kısımlardan elde edilmiş kallus dokuları; vegetatif olarak bitki çoğaltımı için en uygun başlangıç materyallerini oluşturur.

#44

SORU: Meristem nedir?


CEVAP: Meristem: Bölünme yeteneğinde olan hücrelerden oluşmuş hücre topluluğu veya dokunun ismidir. Kök ucunda, sürgün ucunda (apikal meristem) veya kambiyum dokusundaki meristematik özelliğe sahip hücreler bu kapsamda yer alır. Doku kültüründe meristem denince, esas anlaşılan doku, apikal meristemdir.

#45

SORU: Doku kültürünü oluşturan bileşenler nelerdir?


CEVAP: 1. Bitkiden ayrılmış (izole edilmiş) herhangi bir doku parçası veya organ, 2. Yapay olarak hazırlanmış besin ortamı, 3. Mikroplardan arındırılmış steril koşullar, yerler ve malzemeler, 3. İklim koşulları ayarlanmış kontrollü yetiştirme odaları, 4. Dış koşullara aktarma aşamasında gerekli olan sera veya benzeri kapalı alanlar.

#46

SORU: Doku kültürü ile çoğaltımın sağladığı avantajlar ve klasik vegetatif çoğaltma yöntemlerine tercih edilme nedenleri nelerdir?


CEVAP: Virüsten arındırılmış bitki elde etmek, Çoğaltım katsayısını yükseltmek, Klasik vegetatif çoğaltım yöntemleriyle çoğaltılması zor olan bitki türlerini çoğaltmak, Bitkilerin ülkeler arasında taşınması ve ticareti sırasında hastalık ve zararlılar bakımından karantina zincirinin devamını sağlamaktır.

#47

SORU: Doku kültürü ile çoğaltma hangi aşamalardan oluşur?


CEVAP: Başlangıç (ilk geliştirme veya kurulum) aşaması, Sürgün çoğaltma (kardeşlenme, proliferasyon) aşaması, Köklendirme aşaması, Dış koşullara aktarma (aklimatizasyon) aşamalarından oluşur.

#48

SORU:

Bahçe bitkilerini çoğaltmada kullanılan temel iki yöntem nedir?


CEVAP:

Bahçe bitkileri başlıca iki yöntemle çoğaltılır:

1. Generatif (eşeyli=tohumla) çoğaltma

2. Vegetatif (eşeysiz) çoğaltma


#49

SORU:

Tohum nedir?


CEVAP:

Tohum, bitkilerde erkek ve dişi gametin birleşerek döllenmiş yumurtayı yani zigotu oluşturması ile meydana gelen ve dişi organın yumurtalığında gelişmesini tamamlayan, ait olduğu bitki türünün genetik kodlarını taşıyan, yeni bir bitki oluşturarak neslinin devam etmesini sağlayan organa denir.


#50

SORU:

Eşeyli çoğaltımın temel kaynağı nedir?


CEVAP:

Eşeyli çoğaltımın temel kaynağı tohumdur.


#51

SORU:

Tohum, yapısındaki hangi özellik nedeni ile iki ebeveynden aldığı kalıtsal özellikleri taşıdıyarak genetik açılım gösterir?


CEVAP:

Tohum, heterozigot yapılı olduğu için, yani her iki ebeveynden de aldığı kalıtsal özellikleri taşıdığı için genetik açılım gösterir.


#52

SORU:

Homozigor ve heterozigot kavramları arasındaki farkı açıklayınız.


CEVAP:

İki ebeveynden gelen ve bir kalıtsal özellikten sorumlu olan gen çiftinin her iki alleli de aynı ise bu yapıya homozigot, eğer allel genler birbirinden farklı yapıdaysa buna heterozigot denir.


#53

SORU:

Eşeyli çoğaltmada, tohumlardaki ideal fiziksel safiyet oranı nedir?


CEVAP:

Üretim materyali olarak kullanılan tohumun fiziksel safiyeti yüksek olmalıdır. Tohum partisinin içinde bulunan yabancı ot tohumları, taş, kum gibi canlı ve cansız her türlü maddelerin tohumlara oranı çok düşük olmalıdır. Tohumlarda fiziksel safiyetin %97-98 olması gerekir.


#54

SORU:

F1 Hibrit tohum nedir?


CEVAP:

Tamamen saflaştırılmış ana ve baba hatların melezlenmesi yoluyla elde edilen birinci generasyon tohumlarına ‘F1 döl kademesindeki hibrit tohum’; kısaca F1 hibrit tohum adı verilir.


#55

SORU:

Sert çekirdekli meyve türlerine iki örnek veriniz.


CEVAP:

Kiraz, vişne, erik ve şeftali gibi meyveler sert çekirdekli meyve türlerine örnektir.


#56

SORU:

Yumuşak çekirdekli meyve türlerine iki örnek veriniz.


CEVAP:

Elma, armut, ayva meyveler gibi yumuşak çekirdekli meyve türlerine örnektir. 


#57

SORU:

Kiraz ve elma meyvelerinde çekirdek açısından temel fark nedir?


CEVAP:

Kiraz serti elma yumuşak çekirdeklidir. Sert çekirdekli meyve türlerinde, tam olgunlaşan meyveler toplandıktan hemen sonra tohumlar çıkartılmalıdır. Yumuşak çekirdekli meyve türlerinde ise tohum çıkarmak daha fazla emek ister.


#58

SORU:

Sebzelerde tohum alma işlemi hangi süreçle devam eder?


CEVAP:

Sebzelerde tohum alma; ya ‘ıslak işlemler zinciri’ ya da ‘kuru işlemler zinciri’ takip edilerek gerçekleştirilir.


#59

SORU:

Çimlenme nedir?


CEVAP:

Tohumun içinde bulunan embriyonun büyümeye başlaması, endospermdeki besin maddelerinin embriyonun büyümesinde kullanılması sonucunda, embriyonun to-hum kabuğundan dışarı çıkması olayına çimlenme denir.


#60

SORU:

Çoğu bahçe bitkisinin ideal çimlenme sıcaklık aralığı nedir?


CEVAP:

Genel olarak 18°C ile 25°C arasındaki sıcaklıklar çoğu bahçe bitkisinin çimlenmesi için uygun olabilir.


#61

SORU:

Spor oluşturan bitkilere bir örnek veriniz.


CEVAP:

Yosunlar, ciğerotları, eğreltiotları spor oluştururlar ve bu yolla eşeysiz olarak çoğalırlar.


#62

SORU:

Eşeysiz çoğaltma nedir?


CEVAP:

Bitkilerin kök ve sürgün oluşturabilen veya başka bir bitki ile kaynaşıp gelişebilen beden parçaları ya da kol, soğan ve yumrular gibi özelleşmiş vegetatif organları ile çoğaltılmasına, eşeysiz çoğaltma denir.


#63

SORU:

Daldırma ile çoğaltmanın, diğer çoğaltma yöntemlerinden üstün yönleri nelerdir?


CEVAP:

Daldırma ile çoğaltmanın üstün yönleri:

  1. Daldırılan sürgün veya dal, kendi kök ve sürgününü oluşturuncaya kadar ana bitkiden su ve besin maddelerini almaya devam eder, köklenme başarısı yüksektir.
  2. Kolay uygulanır.
  3. Aşı yapma ve anaç ihtiyacı yoktur.

#64

SORU:

Daldırma ile çoğaltmanın diğer çoğaltma yöntemlerine göre sakıncalı yönleri nelerdir?


CEVAP:

Daldırma ile çoğaltmanın diğer çoğaltma yöntemlerine göre sakıncalı yönleri:

  1. Modern fidanlıklarda kullanılan mekanizasyon tekniklerine uymaz.
  2. Daha geniş alana ihtiyaç duyulur. Anaçparseli kurulması ve bakım maliyeti fazladır.
  3. Çelikle çoğaltmaya göre daha az bitki elde edilir. Çoğaltım katsayısı düşüktür.

#65

SORU:

Daldırma nedir?


CEVAP:

Daldırma, ana bitkinin dallarını bitkiden ayırmadan değişik şekillerde toprağa gömerek, gömülen yerden köklenmesini sağlamak ve sonra keserek ayırmak şek-linde yapılan vegetatif üretim şeklidir.


#66

SORU:

Soğan türleri nelerdir?


CEVAP:

İki türlü soğan vardır:

1. Tunikli (kabuklu) soğanlar: Laleler, Sümbül, Nergis ve yemeklik soğanda ol-duğu gibi kuru dış pullara sahiptir. Bu pullar, soğanı dış zararlar ve kurumaya karşı korur. İçteki etli pullar (laminalar) ise soğana katlı bir yapı kazandırır.

2. Tuniksiz (kabuksuz) soğanlar: Bütün soğanı kaplayan pul yapısında kabuğa sahip değillerdir. Zambak ve Ters lale (Fritillaria) soğanları bu tiptedir. Dış kabuk olmadığından kurumaya dayanıklı değildirler.


#67

SORU:

Ayırarak çoğaltma nedir?


CEVAP:

Ayırarak çoğaltma, tek bir bitkiyi, birkaç tane tek başına yaşayabilecek yeni bitki parçalarına ayırma işlemidir.


#68

SORU:

Kollarla çoğalan bitkilere verilebilecek en tipik bitki nedir?


CEVAP:

Rozet şeklinde gövdeye sahip bitkilerin boğaz kısmındaki bir yaprağından çıkan, toprak yüzeyine paralel olarak büyüyen gövdeler oluşturan bitkilere en tipik örnek çilektir.


#69

SORU:

Meristem nedir?


CEVAP:

Meristem, bölünme yeteneğinde olan hücrelerden oluşmuş hücre topluluğu veya dokunun ismidir. Kök ucunda, sürgün ucunda (apikal meristem) veya kambiyum dokusundaki meristematik özelliğe sahip hücreler bu kapsamda yer alır. Doku kültüründe meristem denince, esas anlaşılan doku, apikal meristemdir