ÇOCUK VE ERGEN BAKIMI Dersi Ergenlerde Kendine Zarar Verme Davranışı ve İntihar soru cevapları:

Toplam 89 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Yaşlılık nasıl tanımlanmaktadır?


CEVAP:

Yaşlılık kimi zaman zayıflık, acizlik ve işe yaramazlık olarak görülürken kimi zaman da altın yılların yaşandığı bilgelik dönemi olarak nitelendirilmiştir.


#2

SORU:

Yaş ayrımcılığı nedir?


CEVAP:

Herhangi bir bireye ya da gruba yaşından dolayı yapılan ayrımcılıktır.


#3

SORU:

Yaşlılık için belirlenen yaş sınırı kaçtır?


CEVAP:

Yaşlılık tüm dünyada ve ülkemizde de 65 yaş sınırı ile belirlenmektedir.


#4

SORU:

Geriartri nedir?


CEVAP:

Yaşlılık döneminde ortaya çıkan hastalıklar ile ilgilenen, yaşlılıktan kaynaklanan hastalıkların koruyucu, tedavi ve rehabilite edici yönleriyle ilgilenen bir tıp dalıdır.


#5

SORU:

Geriartri klinikleri kaç yaşında hasta kabul etmektedir?


CEVAP:

Geriatri klinikleri ve bazı huzurevleri sadece 65 yaş üstü bireyleri kabul etmektedir.


#6

SORU:

Yaşlılık sınıflandırılması nasıl yapılmaktadır?


CEVAP:

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ortalama yaşam süresinin uzamasıyla beraber yaşlılığı üç evreyle sınıflandırmıştır:

• 65-74 yaş aralığındaki bireyler genç yaşlı,

• 75-84 yaş aralığındaki bireyler ileri yaşlı,

• 85 yaş üzerindeki bireyler ise çok ileri yaşlı olarak değerlendirilmektedir (WHO, 2015).


#7

SORU:

Senesans nedir?


CEVAP:

Vücudun yaşlanma sürecine senesans adı verilir.


#8

SORU:

DNA hasar teorisine göre yaşlılık kavramı nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

DNA hasar teorisine göre genetik yapımızı oluşturan DNA, yıllar içinde hasara uğramaktadır ve bu durum hücrelerin, organların ve dokuların bozulmasına, dolayısıyla yaşlanmaya sebep olmaktadır


#9

SORU:

Genetik teoriye göre yaşlılık kavramı nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Genetik teoriye göre ise yaşlanma genlerde kodlanmıştır ve büyüme, gelişme gibi dönemler gibi yaşlılık da yaşam döngüsünün bir parçasıdır.


#10

SORU:

İmmünolojik ve Endokrin teoriye göre yaşlılık kavramı nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

İmmünolojik ve Endokrin teoriye göre, yaşlanmayla birlikte bazı hormon seviyelerinde azalma görülmekte ve bağışıklık sistemi zayıflamaktadır. Bu durum yaşlı bireyleri bakteri, virüs ve diğer hastalıklara karşı savunmasız bırakmaktadır.


#11

SORU:

 Aşınma teorisine göre yaşlılık kavramı nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Aşınma teorisine göre insan vücudu da bir makineye benzer bir mekanizmaya sahiptir ve organlar kullanıldıkça zamanla aşınmaya uğrar. Bu durum da organların, dokuların ve vücudun yaşlanmasına sebep olur.


#12

SORU:

Hücresel yaşlanma teorisine göre yaşlılık kavramı nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Hücresel yaşlanma teorisi yaşlanmayı vücuttaki hücre oluşumunun yavaşlamasına ve bozulmasına bağlar. 


#13

SORU:

Strese fizyolojik tepkinin azalan yeterliliği teorisine göre yaşlılık kavramı nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Strese fizyolojik tepkinin azalan yeterliliği teorisi ise yaşlanmanın vücudun strese olan dayanıklılığının azalmasıyla meydana geldiğini savunur. Yaşlanmanın fizyolojik, toplumsal ve psikolojik boyutlarını içerdiği için en geniş kapsamlı yaşlanma teorisi olarak kabul edilir.


#14

SORU:

Metabolik artıkların birikmesi teorisine göre yaşlılık kavramı nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Metabolik artıkların birikmesi teorisi ise yaşlanmanın biriken metabolik artıklarla ortaya çıktığını savunmaktadır.


#15

SORU:

Serbest radikal teorisine göre yaşlılık kavramı nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Serbest radikal teorisine göre serbest radikaller zamanla hücre içerisinde birikerek DNA’yı hasara uğratır. Serbest radikaller, oksijen solunumu yapan her canlıda doğumdan itibaren ortaya çıkmaya ve hücrede birikmeye başlar.


#16

SORU:

Yaşlılıkta kas iskelet sistemi nasıl değişmektedir?


CEVAP:

Öncelikle yaşlı bireylerin kas ve iskelet sistemindeki değişiklikler bireyin duruşunu ve yürüyüşünü etkiler. Kaslar 30 yaşından sonra zayıflamaya başlar ve hem kasılma gücünde hem de kasılma hızında azalma görülür. 50 yaş sonrasında ise kas liflerinde ve kas boylarında azalma görülür.


#17

SORU:

Yaşlılıkta cilt nasıl değişmektedir?


CEVAP:

Cildin soluklaşması, lekelenmesi ve esnekliğini kaybetmesi, yaşlılıkta sıklıkla görülen bir durumdur. Deri altındaki kasların ve yağların kısmi kaybı ise cildin sarkmasına ve kırışıklıkların oluşmasına sebep olur.


#18

SORU:

Yaşlılıkta dişler nasıl değişmektedir?


CEVAP:

Dişlerin rengi değişerek sarımsı bir hâl alır. Genellikle bakımsız kalan diş etleri iltihaplanmaya ve çekilmeye başlar. Diş kayıpları sonrasında takılan diş protezleri ise uyum süreci gerektirdiği için yaşlı bireylerde yeme ve uyku sorunlarına yol açabilir.


#19

SORU:

Yaşlılıkta ses nasıl değişmektedir?


CEVAP:

Yaşlılıkta ses gücünü kaybedebilir ve ses aralığı daralabilir. Şarkı söyleme ve toplum içerisinden yüksek sesle konuşma becerileri daha önce kayba uğrarken günlük konuşma becerileri ise daha yavaş gerileme gösterir. Konuşma hızı giderek düşer, kelimeler ve cümleler arasındaki duraklamalar artar.


#20

SORU:

Yaşlılıkta özbakım becerilerinde görülen değişiklikler nelerdir?


CEVAP:

Yaşlılıkla birlikte öz bakım yetilerinde azalma görülebilmektedir. Daha çok üşümeye başlayan yaşlı, daha az sık duş almaya ve daha az banyo yapmaya başlayabilir. Hem üşütmekten korkması hem de fiziksel gücünün azalması yaşlı bireyin banyo alışkanlıklarını etkileyebilir.


#21

SORU:

Yaşlılıkta ne gibi fizyolojik değişimler gözlenmektedir?


CEVAP:

Kas ve iskelet sistemindeki değişiklikler, diş ve ses kaybı gibi durumlar işlevselliği azaltan ve günlük hayatı etkileyen faktörlerdir. Bunların dışında yaşlılıkla birlikte birçok fizyolojik değişiklik görülmektedir. Diğer bir deyişle fiziksel olarak gözlenmeyen işlevsel bozukluklar da yaşlılıkla birlikte ortaya çıkar.


#22

SORU:

Homeostaz nedir?


CEVAP:

Homeostaz (dengeleşim) adlı mekanizma, karşılaştığı hastalık durumlarında ve olağan dışı durumlarda vücudun dengesini sağlamaya çalışır. Yaş ilerledikçe bu mekanizmanın çalışması etkinliği azalır. Birey, fizyolojik olarak kendini farklı durumlara adapte etmekte zorlanır.


#23

SORU:

Yaşlılıktan sindirim sistemi ne şekilde etkilenmektedir?


CEVAP:

Yaşla beraber enzimlerde, mide öz suyunda ve tükürük salgılarında azalma görülür. Bu durum sindirimin zorlaşmasına, mide ağrısı gibi şikâyetlerin ortaya çıkmasına sebep olur.


#24

SORU:

Yaşlılıktan solunum sistemi ne şekilde etkilenmektedir?


CEVAP:

İnsanlar yaşlandıkça akciğerlerin boyutu küçülür ve bu nedenle oksijen kullanımı azalır. Hava keseciklerinin lifli dokularla yer değiştirmesi gazların akciğerdeki değiş tokuşunu engelleyebilmektedir.


#25

SORU:

Yaşlılıktan kalp ve damar sistemi ne şekilde etkilenmektedir?


CEVAP:

Yaşlılıkla birlikte kalp küçülür ve kalpteki yağ oranı artar. Kalp kasları iplikleşir ve kurumaya başlar. Damarlardaki kan akışı zorlaşır ve oksijenin kalp duvarlarından emilimi azalmaya başlar. Kalp kapakçıklarının esnekliği ve etkinliği de azalır. Bütün bu sebeplere bağlı olarak kalbin ritmi azalır ve ritim düzensizleşmeye başlar.


#26

SORU:

Yaşlılıkta cinsellik nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Yaşlılıkla birlikte cinsel işlev kayıpları da görülebilmektedir. Erkeklerde ereksiyon normalden uzun sürer ve ereksiyonun sertliği azalır. Boşalma ihtiyacı birlikte boşalmanın kaçınılmazlığı, şiddeti ve hacmi de azalma gösterir.

Kadınlarda da yaşla beraber bazı cinsel işlev kayıpları gerçekleşir. Vajinanın kayganlaşması daha uzun sürer ve kayganlaşmanın miktarı da azalır. Klitoriste küçülme, vajinanın büyüme oranında azalma görülebilir.


#27

SORU:

Yaşlılıktan duyular ne şekilde etkilenmektedir? 


CEVAP:

Yaşlılıkla birlikte duyuların da işlevselliğinin ve keskinliğinin azaldığı görülmektedir. görme yetisi, yaşla beraber gerilemektedir.

Kulak damarlarının eskisi kadar kan taşıyamaması, işitme sinirlerinin yıpranması ve beyindeki işitme merkezinin işlevlerindeki bozukluklar yaşlı bireylerin işitmede güçlük çekmesine neden olur.


#28

SORU:

Yaşlılıkta psikomotor becerilerde görülen değişiklikler nelerdir?


CEVAP:

Yaşlılıkla beraber merkezi sinir sisteminin bilgiyi işlemesinde yavaşlama görülür. Bu yüzden yaşlı bireyler gençlerin yapabilecekleri her türlü fiziksel aktiviteyi daha yavaş yaparlar.


#29

SORU:

Yaşlılıkta ağrı durumları nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Akut ağrı sıklığı yaşla değişmese de kronik ağrı, yaşlılıkla birlikte ağrı algısını azaltıcı yönde değişiklikler olmasına rağmen, gençlere oranla yaşlılarda daha sık görülmektedir. Ağrının kaynağı, sıklığı ve şiddeti bireyin hafızasına, beklentilerine ve duygusal yapısına göre değişebilmektedir.


#30

SORU:

Yaşlıların düşme durumları nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Yaşlılıkta karşılaşılan ve yaşlı bireylerin sağlığını etkileyen durumlardan bir tanesi de düşmelerdir. Kalça kırılmaları bunlar arasında en sık rastlanan kırık çeşitlerinden biridir ve yaşlı bireyleri yatağa bağımlı hâle getirerek uzun süreli bakım ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır


#31

SORU:

Kanser hastalığının yaşlılıktaki boyutu nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Kanser hastalığında en büyük risk faktörü yaş olarak belirtilmektedir ve yaş ilerledikçe kanser riski artmaktadır. Kanser vakalarının biyolojik ve fiziksel olduğu kadar, yaşlı bireyler üzerinde olumsuz psiko-sosyal etkileri bulunmaktadır. Hastalığın getirdiği fiziksel çöküntü ve tedavinin yan etkileri hayat kalitesini düşürmektedir.


#32

SORU:

Polifarmasi nedir?


CEVAP:

Polifarmasi çoklu reçete ya da fazla sayıda ilaç kullanımı demektir.


#33

SORU:

Yaşlılıktan etkilenen bilişsel işlevler hangileridir?


CEVAP:

Beyin işlevlerindeki fizyolojik gerilemeye bağlı olarak bellek, dikkat, algı gibi bilişsel işlevler olumsuz yönde etkilenmektedir.


#34

SORU:

Yaşlılıkta ortaya çıkan bilişsel değişiklikler hangileridir?


CEVAP:

Yaşlanmayla ortaya çıkan bilişsel değişikliklerin en belirgin olanları demans, hafıza ve öğrenme yeteneği, genel zekâ, pratik zeka, dikkat ve konsantrasyon, konuşma, görsel-uzaysal algılama fonksiyonları, psikomotor fonksiyonlar ve üst seviye fonksiyonlardaki değişikliklerdir.


#35

SORU:

Duyusal bellek nedir?


CEVAP:

Duyusal bir imgeyi kısa süreliğine (birkaç saniye) muhafaza etmektir.


#36

SORU:

Kısa Süreli Hafıza nedir?


CEVAP:

Hâlihazırda ve aktif olarak düşündüğümüz şeylerin hafızasıdır.


#37

SORU:

Çalışma Belleği nedir?


CEVAP:

Kısa süreli hafızadaki bilgileri aktif olarak işlenmesi, aktif olarak düşünmektir.


#38

SORU:

Uzun Süreli Olaysal Bellek nedir?


CEVAP:

Uzun süreli olaysal bellek; eski olayları ve kişisel bilgileri hatırlamaktır.


#39

SORU:

Uzun Süreli Anlamsal Bellek nedir?


CEVAP:

Uzun süreli anlamsal bellek; gerçeklere, sözcük dağarcığına ve genel bilgiye erişimdir.


#40

SORU:

Alzheimer nedir?


CEVAP:

Öncelikle hafıza olmak üzere Alzheimer hastalığı beynin tüm bilişsel fonksiyonlarında ilerleyici kayba neden olan ve beyinde anormal protein birikimiyle meydana gelen bir hastalıktır.


#41

SORU:

Demans nedir?


CEVAP:

Halk arasında “bunama” olarak bilinen “demans” ise “bellek, dil, aritmetik, karar verme yetisi, dikkat ve diğer bilişsel fonksiyonlarda ilerleyici kayıp” anlamına gelmektedir.


#42

SORU:

Alzheimer ve demans arasındaki fark nedir?


CEVAP:

Bütün Alzheimer hastalarında demans görülür ancak her demans hastası Alzheimer hastası değildir. Demansa neden olan birçok başka hastalık vardır. Alzheimer en sık görülen demans tipidir.


#43

SORU:

Parkinson hastalığı nedir?


CEVAP:

Parkinson hastalığı yetişkinlerde Alzheimer hastalığından sonra ikinci sıklıkta görülen ve sinir hücre harabiyeti sonucunda gelişen bir hastalıktır.


#44

SORU:

Parkinson hastalığının belirtileri nelerdir?


CEVAP:

Parkinson hastalığının en temel belirtisi hareketlerde yavaşlamadır. Ayrıca eklem hareketlerinde katılık ve titreme erken dönemde ortaya çıkan başlıca Parkinson hastalığı belirtileridir.


#45

SORU:

Emeklilik faktörünün yaşlılık üzerindeki etkisi nedir?


CEVAP:

Emeklilikle birlikte birey sosyal açıdan büyük bir kayıp yaşar. Ev yaşamına uyum sağlamaya çalışan emekli birey hane halkı ile de çatışma yaşayabilmektedir. Bu durum yaşlı bireylerin depresyon geçirmelerine de sebep olabilmektedir. Ayrıca emeklilikle birlikte gelir seviyesinin düşmesi, yaşlı bireylerin hem ekonomik hem de psikolojik durumunu etkilemektedir.


#46

SORU:

Evli olma durumunun yaşlılık üzerindeki etkisi nedir?


CEVAP:

Birlikte yaşlanan çiftler, uzun yıllar evli kalabilmektedir. Özellikle yaşlı bireyler için eşleri ve aileleri birincil sosyal ortamlarını oluşturmaktadır. Bu yüzden mutlu bir evlilik yaşlı bireylerin yaşam kalitesi için büyük önem arz etmektedir.


#47

SORU:

Torun sorumluluğu olmasının yaşlılar üzerindeki etkisi nedir?


CEVAP:

Torun bakımı, yaşlı bireylerin yeniden üretime geçmelerine, kendilerini değerli hissetmelerine sebep olur. Ayrıca torun bakımı kuşaklararası ilişkileri güçlendiren bir durumdur.


#48

SORU:

Sanayileşmenin yaşlı statüsü üzerindeki etkisi nedir?


CEVAP:

Sanayileşme ve kentleşme, yaşlıların statü ve prestijini aşındırmıştır. Sanayileşme süreci ve modern yaşama biçimine geçişle birlikte çocukları ve torunlarıyla kuşak farklılığı yaşayan, otorite sahibi olarak “son mercii” olmaktan çıkmış, tüketici konumuyla aileye yük olmaya başlamış bireyler olarak görülmüş ve toplumda yalnızlığa itilmiştir.


#49

SORU:

Yaşlılıkta sıklıkla dahil olunan sosyal etkinlikler neler olabilir?


CEVAP:

Siyasi partilere ve derneklere üye olma, oy kullanma, apartman yöneticiliği gibi aktiviteler, genellikle yaşlılıkta sıklıkla görülen sosyal aktivitelerdir.


#50

SORU:

Uzun süreli bakım gereksiniminin yaşlılarda ortaya çıkardığı olumsuz durumlar nelerdir?


CEVAP:

Uzun süreli bakıma ihtiyaç duyan yaşlı bir birey, eşine ya da çocuklarına karşı yük olmaktan dolayı kendini kötü hissedebilmektedir. Ayrıca uzun süreli bakım gerektiren durumlarda aile krizleri ortaya çıkabilmektedir.


#51

SORU:

Yaşlılıkta ölüm korkusunun etkisi nedir?


CEVAP:

İleri yaşlardaki bireyler, arkadaşlarının ve eşlerinin ölümünü yaşamak durumunda kalabilirler. Bu durum yaşlı bireyler için acı veren ve alışılması güç bir olgu hâline gelebilmektedir. Özellikle kadınların yaşam sürelerinin daha uzun olması sebebiyle, kadınlar eşlerinin ölümüyle başa çıkmak zorunda kalmaktadırlar.


#52

SORU:

Aktivite Kuramına göre yaşlanmanın psiko-sosyal boyutu nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP:

Aktivite Kuramına göre psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yaşlı bireylerin hayatlarındaki aktivite ve etkileşim sıklığını artırmalı, eski aktivitelerini yenileriyle değiştirmelidirler.


#53

SORU:

Yaşamdan Geri Çekilme Kuramına göre yaşlanmanın psiko-sosyal boyutu nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP:

Yaşamdan Geri Çekilme Kuramı ise yaşlıların aktivitelerinin ve sosyal etkileşimlerini azaltmasını yaşlılığın doğal bir süreci olarak görür. Sağlık durumu kötüleşen yaşlı bireyler, buna paralel olarak toplumdan kendilerini çekmeye meyillidirler.


#54

SORU:

Modernleşme Kuramına göre yaşlanmanın psikososyal boyutu nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP:

Modernleşme Kuramı ise yaşlılığı tarihsel ekonomik, sosyal, kültürel ve teknolojik gelişmeler ışığında ele alır. Teknolojik gelişmelere ayak uyduramayan yaşlı bireylerin güvenlik, sevgi, saygı, ait olma, benimsenme ihtiyaçları tehdit altına girer ve durum yaşlı bireylerde bunalım, huzursuzluk, öz güven kaybı ve depresyon gibi sorunlara yol açabilir. 


#55

SORU:

Süreklilik Kuramına göre yaşlanmanın psiko-sosyal boyutu nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP:

Süreklilik Kuramına göre bireyler, gençliklerindeki aktivite düzeyini yaşlılıkta da korurlar. Bu kuram için “İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur” atasözü uygun bir ifade teşkil etmektedir. Yaşlı bireyler yaşam tarzlarını, içsel ve dışsal yapılarını önceki hayatlarına uygun bir şekilde konumlandırmak isterler.


#56

SORU:

Rol Kaybetme Kuramına göre yaşlanmanın psikososyal boyutu nasıl açıklanmaktadır?


CEVAP:

Rol Kaybetme Kuramına göre ise bireylerin tutum, değer ve inançları doğrudan o bireyin içinde bulunduğu sosyal çevre ile ilişkilidir. Yaşlılıkla birlikte bu rollerin çoğunda kayıp yaşanabilmektedir.


#57

SORU:

Depresyon nedir?


CEVAP:

Depresyon, yaşlı nüfusta sıklıkla görülen ve yaşlı bireyleri olumsuz etkileyen bir hastalıktır. Biyolojik, psikolojik ve sosyal birçok etkenin bir araya gelmesiyle merkezî sinir sisteminin düzen ve dengesi bozulabilmekte ve depresyona sebep olabilmektedir.


#58

SORU:

Depresyonun gizli belirtileri nelerdir?


CEVAP:

Depresyonda duygu durum belirtileri olan hüzün, elem, üzüntü gibi belirtiler yaşlılıkta ön planda olmayabilir. Kaygı, sinirlilik, huzursuzluk, çocuksu davranışlar, sızlanma, aşırı talepkârlık, inatçılık, sürekli yakınma da depresyonun gizli belirtileridir.


#59

SORU:

Yaşlılıkta intihar vakalarının görülme sıklığı nedir?


CEVAP:

Gelişimsel olarak bakıldığında, intihar vakalarının yoğunlaştığı evrelerden bir tanesi de yaşlılıktır. İstatistiklere bakıldığında yaşlılıkta intihar oranları, intihar girişimi, yani başarısız intihar vakalarına oranla çok daha yüksektir.


#60

SORU:

Yaşlı bireyleri, intihara sürükleyen nedenler nelerdir?


CEVAP:

Yaşlı bireyleri intihara sürükleyen birçok neden bulunmaktadır. Bunlar arasında en çok öne çıkanlar ölüm, yas ve ayrılıklar, fiziksel rahatsızlıklar ve hastalıklar, özerkliğin ve bağımsızlığın kaybedilmesi, kendini yararsız ve işlevi olmayan bir birey olarak görmek, sosyal izolasyon, yalnızlık ve depresyon olarak sıralanabilir.


#61

SORU:

Yaşlılıkta din ve maneviyat nasıl değişmektedir?


CEVAP:

Maneviyat ve din yaşlı bireylerin hayatından önemli bir yer kaplar. Bir dine bağlı olmak ve ölümden sonraki hayata inanmak yaşlı bireylerin ölümü kabullenmelerini kolaylaştırmakta, ölüm korkusunu azaltmaktadır. Ölüm, hastalık gibi acı olaylarla baş etmek için Tanrı’ya sığınmak, dua ve ibadet etmek yaşlı bireylerin sıklıkla başvurduğu yöntemlerdir.


#62

SORU:

Yaşlılıkta ahlaki gelişimin seyri nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Yaşlı bireylerin din ve maneviyat yönlerinin güçlü olduğunu düşünürsek, dinî öğretilerin ve dinî kuralların yaşlı bireylerin ahlaki ilkelerini belirlemede büyük etkisi olduğu söylenebilir.


#63

SORU:

Yaşlanmanın hızını ve yan etkilerini azaltan yöntemler neler olabilir?


CEVAP:

Düzenli egzersiz, sağlıklı ve dengeli beslenme, düzenli uyku, alkol ve tütün ürünlerinden uzak durma, stresten kendini koruma gibi yaşam biçimleri, yaşlanmanın hızını ve yan etkilerini azaltan yöntemlerdir.


#64

SORU:

Yaşlanmayı etkileyen faktörler nelerdir?


CEVAP:

Yaşlanmayı etkileyen faktörler şöyle sıralanabilir:

• Beslenme,

• Sigara, alkol ve madde kullanımı,

• Egzersiz,

• Düzenli uyku,

• Stresle başa çıkmak,

• Sağlıklı bir cinsel yaşam sürmek.


#65

SORU:

Genç toplum nedir?


CEVAP:

Toplam nüfusun %4’ünün yaşlı bireylerden (65+) oluştuğu toplumlar genç toplum olarak adlandırılmaktadır.


#66

SORU:

Olgun toplum nedir?


CEVAP:

Toplam nüfusun %4 ve %7 aralığında olduğu toplumlar olgun toplum olarak adlandırılmaktadır.


#67

SORU:

Yaşlı toplum nedir?


CEVAP:

Toplam nüfusun %7 ve %10 aralığındaki toplumlar ise yaşlı toplum olarak nitelendirilmektedir.


#68

SORU:

Çok yaşlı toplum nedir?


CEVAP:

Yaşlı bireylerin toplam nüfus içindeki oranının %10’u geçtiği toplumlar çok yaşlı toplum olarak nitelendirilmektedir.


#69

SORU:

Toplumun yaşlanmasının beraberinde getirdiği sorunlar nelerdir?


CEVAP:

Yaşlılıkla artan akut ve kronik hastalıklar, hastane, ilaç ve tedavi masraflarının da artmasına sebep olmaktadır.


#70

SORU:

Kendine zarar verme davranışını tanımlayınız?


CEVAP:

Kendine zarar verme davranışı, vücudun belirli bölümlerine zarar veren, tekrarlayıcı, bilinçli, ölme amaçlı olmayan, yaşamı tehdit etmeyen, ortama uyamamanın ve tahammülsüzlüğün yol açtığı bir tür kendine yardım etme olarak açıklanmaktadır.


#71

SORU:

Kendine zarar verme davranışının tanımlanmasında kullanılan ölçütleri sıralayınız. 


CEVAP:

1. Kendine zarar verme davranışının sürekli tekrarlanması
2. Kendine zarar vermeden önce gerilim duygusuna sahip olmak
3. Fiziksel acıyla beraber rahatlama, zevk alma ve hoşuna gitme duygusunun yaşanması
4. Utanma duygusu ve sosyal olarak etiketlenme korkusu nedeniyle kendine zarar vermenin izlerini gizlemeye çalışmak


#72

SORU:

Kendine zarar verme davranışının türlerini sıralayınız. 


CEVAP:

Tipik kendine zarar verme

Psikotik kendine zarar verme

Kompulsif kendine zarar verme

Dürtüsel kendine zarar verme


#73

SORU:

Kendine zarar verme davranışının nedenlerini sıralayınız. 


CEVAP:
  • Biyolojik nedenlerde, kendine zarar verme davranışı opiyat sistem düzensizliği, dopamin reseptörlerinin aşırı duyarlığı ve serotonin düzeyinde meydana gelen azalma ile açıklanmaktadırlar.
  • İstismar ve ihmal yaşantıları kişinin istem dışı olarak zaman zaman aklına gelen, kişiye sıkıntı veren, fiziksel, zihinsel, duygusal ya da cinsel travmatik deneyimleri içermektedir. Bireyler bu olumsuz duygu durumuyla başa çıkamazlar ve kendilerine zarar verme yoluyla bu duygulardan bir anlık da olsa kurtulmayı amaçlarlar.
  • İstismar ve ihmalin yarattığı hayal kırıklığı ve öfkeye karşılık, çocuk ve ergenler kendilerine zarar vererek güç elde etmeye çalışmaktadırlar.
  • Aile yapısındaki bozulmalar, aile içi çatışma ve şiddet, ebeveynlerin yeterliğini düşük olması, stres ve öfke kontrol sorunu gibi nedenler ebeveyn çocuk ilişkisinin kalitesini bozarken; çocuğun yeterli sevgiyi ve ilgiyi görememesi, kendini ailenin değerli bir üyesi olarak hissedememesi gibi nedenler kendine zarar verme davranışı açısından risk oluşturabilir.
  • Kendine zarar verme davranışı bireylerin yaşadıkları boşluk/hiçlik/çaresizlik duygularından kaynaklanan, katlanılmaz gerginliklerden kurtulma amacını taşıdığı yaygın bir görüştür.
  • Akran gruplarına katılabilmek, aile baskısına ve geleneksel toplum
    yapısına karşı çıkmak, kendi yaşamını kontrol etme isteği, kimliğinin onaylanmasını bekleme ile kaygı, yetersizlik ve başarısızlık gibi duygularla baş edebilme gibi faktörler kendine zarar verme davranışının nedenleri arasındadır. 

#74

SORU:

Ergenlerde kendine zarar verme davranışını önlemek adına neler yapılmalıdır?


CEVAP:
  • Kendine zarar veren ergenlerde psikolojik tedavinin mutlaka aileyi de içermesi gerekmektedir. Ailenin ergene yönelik bakış
    açısını düzeltmek, çatışmaları azaltmak, ergeni dinleme ve iletişim süreçlerinin arttırmak önemlidir. Aile ile iletişim kurulması ve desteğinin alınması, ailenin ergeni kabul etmesi son derece önemlidir.
    • Okullarda okul psikolojik danışmanları tarafından, kendine zarar verme davranışı olan öğrencilerin belirlenmesi ve bu öğrencilerin ihtiyaç duydukları psikolojik desteğin sağlanması gerekmektedir. Okullarda kendine zarar verme davranışı açısından risk altında olan, uyum sorunu ve davranış problemi yaşayan öğrenciler başta olmak üzere diğer öğrencilerinde katılabileceği önleme programları uygulanması gerekmektedir. 

#75

SORU:

Kendine zarar verme davranışını önlemeye yönelik ergenlere kazandırılabilecek  alternatif stres azaltıcı stratejiler nelerdir?


CEVAP:
  • Kitap okumak, sakinleştirici müzik dinlemek, yürüyüşe çıkmak, destek için birisini aramak, sanatsal etkinliklerle duyguların dışa vurumunu kolaylaştırıcı etkinliklere yönelmek, nefes egzersizleri, güvenli yer gibi etkinlikler yapılabilir.
  • Uzun dönemde ise kendine zarar verme yerine sağlıklı başa çıkma stratejilerini kazandırmak esas hedef olmalıdır.
  • Ayrıca ergenlere kendine zarar verme davranışını önlemeye dönük kazandırılması gereken beceriler kapsamında; olumsuz duyguları fark etme ve uygun yollarla ifade etme becerileri, yardım arama becerileri ve kişiler arası iletişim becerileri gibi becerilerin yer alması gerekmektedir

#76

SORU:

İntihar kavramını tanımlayınız. 


CEVAP:

İntihar, kişinin istemli olarak yaşamına son vermesi, öz-benliğine yönelmiş bir saldırganlık türüdür. İntihar süreci üç boyutta ele alınmaktadır: İntihar düşüncesi, intihar girişimi ve tamamlanmış intihar olarak değerlendirilmektedir


#77

SORU:

İntihar ile ilgili düşünceler neleri içermektedir?


CEVAP:

İntiharla ilgili düşünceler, ölümle ilgili düşünceleri, intihar girişimiyle ilgili spesifik planları, kullanılacak yöntemin belirlenmesini ve intihar düşüncelerinin kabul edilebilirliğini içermektedir.


#78

SORU:

İntihar tiplerini sıralayınız. 


CEVAP:

1. Psikoz veya kişiliğin bütünleşmemesi 
2. Kendine yönelik cinayet
3. Gerçek ya da hayali terk edilme için intikam
4. Şantaj ya da kendi çıkarına kullanma
5. Sevilen ya da kaybedilen nesnelere yeniden kavuşma
6. Affedilmez günahların telafisi 
7. Yardım için ağlamak


#79

SORU:

TÜİK verilerine göre ülkemizde yaşlara göre intihar oranları nedir?


CEVAP:

Ülkemizde intihar verileri, dünyadaki sonuçlarla benzerlik göstermektedir. Tüm intihar girişimi vakalarının %5.1’ini 15 yaşın altında; %44.9’u ise 15-24 yaş aralığındadır. 


#80

SORU:

Ergenlerde intihar oranını arttıran durumları sıralayınız. 


CEVAP:
  • Ergen intiharlarında intihar girişimi oranı kızlarda erkeklerden en az üç kat daha fazladır. Erkeklerde ise intihar etme oranı, kızlardan en az beş kat daha fazladır. 
  •  Aileden birisinin intihar etmiş olması ve yakın arkadaşının intihar girişimine tanık olması, ergenlerin intihar riskini artırmaktadır.
  • Babası intihar etmiş ergenlerde intihar oranı diğerlerinden iki kat daha fazla iken, annesi intihar eden ergenlerde intihar etme oranı beş kat daha fazla görülmüştür.
  • Daha önce intihar girişiminde bulunmak intiharın tekrarlanma olasılığını artırırken; sonraki girişimlerin ölümle sonuçlanma riskinin de 10 ile 60 kat daha arttığı bilinmektedir.

#81

SORU:

İntihar ile ilgili bilenen yanlışları sıralayınız. 


CEVAP:
  • İntihar genetiktir.
  • İntihar hakkında konuşan kişilerin gerçekte intihar etmeye niyeti yoktur.
  • İntihar hiç uyarı olmadan yapılan eylemlerdir.
  • İntiharı deneyen insanlar ölmek isteyen insanlardır.
  • Düşük düzeydeki ölümcül yollarla intihar girişiminde bulunan insanlar kendilerini öldürme konusunda ciddi değildirler.
  • Eğer bir ergen ölmek istiyorsa hiçbir şey bunu engelleyemez.
  • Sadece bir terapist veya akıl sağlığı uzmanı ergene yardım edebilir.
  • Düşük sosyoekonomik koşullardaki ergenler daha çok intihar etmektedir.
  • İntihara başvuran tüm ergenler ruhsal açıdan hastadır.

#82

SORU:

İntiharın nedenlerini sıralayınız. 


CEVAP:
  • Ruhsal bozukluklar,
  • Genetik faktörler,
  • Biyolojik yatkınlık,
  • Olumsuz yaşam
    olayları,
  • Mizaç,
  • Karakter ve kişilik özellikleri,
  • Umutsuzluk,
  • Ailede intihar girişimi öyküsü

#83

SORU:

İntihar ile ilişkili psikolojik faktörleri sıralayınız. 


CEVAP:
  • Hatalardan ve olumsuz duygulardan kaçmak
  • Ölen sevdiği birine kavuşmak, duygusal açıdan kurtulmak
  • Problem çözme becerilerinde yetersizlik
  • Düşük sosyal destek algısı
  • Umutsuzluk
  • Alkol ve madde kullanımı
  • Öfke, saldırganlık, yaşamı sürdürme nedenlerinin az olması
  • Duygusal zorlanmalarla baş edememe
  • Ergenlerde davranım bozukluğu
  • Madde kötüye kullanımı
  • Agresif ve impulsif kişilik özellikleri
  • Düşük benlik saygısı
  • Yüksek anksiyete düzeyi ve hostilite

#84

SORU:

İntiharda aile ve ergene bağlı nedenleri sıralayınız. 


CEVAP:
  • Saldırgan, cezalandırıcı, korku ve kaygı verici aile ortamları
  • Aile içi ilişkileri kopuk, izole edilmiş ve yalnızlık yaşayan çocuklar
  • Anne ve baba psikopatolojisinin olması, alkol ve madde kullanımı
  • Parçalanmış aile, ebeveynlerin birisinin ya da her ikisinin ölmesi
  • Çocukluk çağındaki cinsel, fiziksel, duygusal istismar ve ihmal ergenlerin intihar düşüncesi ve intihar girişimi ile yakından ilişkilidir.

#85

SORU:

İntihardaki 6 tehlikeli ipucunu sıralayınız. 


CEVAP:
  • İntihar tehdidinde bulunma
  • Ölme isteği ya da niyetini gösteren ifadeler kullanma
  • Önceden intihar girişiminde bulunma
  • Kişiliğinde ya da davranışlarında kayda değer farklılıkları gösterme
  • Depresyon
  • Yaşamına bazı düzenlemeler yapma

#86

SORU:

Ergenlerde intihara ilişkin erken uyarı işareti olarak kabul edilen sözel ipuçlarını sıralayınız. 


CEVAP:
  • Keşke ölseydim 
  • Gerçek evime gidiyorum 
  • Eğer… olursa kendimi öldüreceğim 
  • Tek çıkış yolu ölmek 
  • Merak ediyorum ölüm nasıl bir şey acaba
  • Artık yaşayamam 
  • Beni dert etmeyin bir süre sonra aranızda olmayacağım
  • Ailem bensiz daha iyi olur ifadeleri önemli ipuçlarıdır

#87

SORU:

Ergenlerde intihara ilişkin erken uyarı işareti olarak kabul edilen sözel ve duygusal ipuçlarını sıralayınız. 


CEVAP:
  • Ümitsizlik
  • Gerginlik
  • Suçluluk
  • Yorgunluk
  • Arkadaşlıklardan zevk alamama
  • Yalnızlık ve kendini soyutlama

#88

SORU:

Bir ergen intihar riski taşıyorsa yapılması gerekenler nelerdir. 


CEVAP:

Ergenle empati kurma ve etkin dinleme 

İntihara ilişkin düşüncelerinin öğrenmeye dönük doğrudan sorular sorulması

Öğrencinin yanında kalınması ve yalnız bırakılmaması

Geçmiş ya da gelecek durumlar yerine şimdiye odaklanılması

Krize müdahale kapsamında olayın hızlı bir şekilde değerlendirilmesi

Krize müdahale ekibine ulaşılması ve bilgi verilmesi

Öğrencinin daha kapsamlı yardım alması için ruh sağlığı uzmanına sevk edilmesi

Ailesi veya yakınları ile iletişime geçilmesi


#89

SORU:

Bir ergen intihar riski taşıyorsa yapılmaması gerekenler nelerdir?


CEVAP:
  • Öğrencinin duygularının inkâr edilmesi, eleştirilmesi, yargılanması, öğüt verilmesi
  • Konunun değiştirilmesi, ilgisinin dağıtılmaya çalışılması, oyalanması
  • Öğrencini odada ya da evde yalnız bırakılması
  • Sırrını saklayacağının söylenmesi, gizlilik ile ilgili yanlış bilgi verilmesi, kandırılması
  • Tutulamayacak sözler verilmesi
  • Kahraman olmaya çalışılması, durumla tek başına başa çıkmaya çalışılması
  • Ciddiye alınmaması, önemsenmeme
  • Korkutulması, gibi davranışlar kesinlikle yapılmamalıdır.