DİN EĞİTİMİ VE DİN HİZMETLERİNDE REHBERLİK Dersi İLETİŞİM KAVRAMI VE MODELLERİ soru cevapları:

Toplam 52 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: İletişim kavramı nasıl bir kavramdır?


CEVAP: İletişim sözcüğü, günümüzde bilim insanından sıradan vatandaşa, medya mensubundan yöneticiye kadar geniş kesimlerde kullanılan bir kavram haline gelmiştir. Herkes bu kavramı kendi çalışma alanına bakan yönüyle ele almakta, ona kendi ilgi alanına göre bir anlam yüklemektedir.

#2

SORU: Geçen yüzyılın ortalarında başlayan iletişim araştırmaları neye dayanıyordu?


CEVAP: İletişim araştırmaları eğitim, propaganda, haberleşme, reklam, halkla ilişkiler alanlarında verimliliği ve etkiyi artırma düşüncesine dayanıyordu.

#3

SORU: İletişim olgusu hangi bilim dallarının ilgi alanına girmektedir?


CEVAP: Günümüzde dil, kültür, siyaset, din, diplomasi vb. çok geniş bir alanda iletişim çalışmaları yürütülmektedir. Artık hayatın vazgeçilmez bir parçası olarak değerlendirilen iletişim olgusu, psikoloji, sosyoloji, dilbilimi, yönetim bilimi, eğitim bilimi gibi çok sayıda bilimin ilgi alanına girmektedir.

#4

SORU: İletişim kelimesinin farklı tanımlarının olmasının sebebi nedir?


CEVAP: Günümüzde çok geniş bir alanda ilgi görüyor olmasına karşılık iletişim kavramının ne anlama geldiği sorusunun herkesin üzerinde birleşeceği bir cevabı bulunabilmiş değildir. Bu zorluk kavramın ifade ettiği olgunun karmaşıklığından değil, çok yönlü bakış açılarına ve değerlendirmelere müsait olduğundandır. Herkes kendi alanının bakış açısı ile değerlendirince birbirinden farklı çok sayıda tanımın ortaya çıkması kaçınılmaz olmaktadır. İletişim değişik alanları etkin bir şekilde ilgilendirdiği için bu konuda herkesin kendine göre bir tanım yapması, böylece çok sayıda tanımın ortaya çıkmış olması normaldir.

#5

SORU: Fiske’nin iletişime bakış açısı nasıldır?


CEVAP: Fiske, iletişimi, herkesin bildiği ancak çok az kimsenin doyurucu bir şekilde tarif edebildiği, araştırmaya elverişli ancak çok sayıda disipliner yaklaşıma ihtiyaç duyulan bir insan etkinliği olarak görür. Ona göre olayı doğru kavrayabilmek için iletişim alanında Süreç Ekolü ve Göstergebilim Ekolü isimli iki temel yaklaşıma bakılması gerekiyor.

#6

SORU: Süreç ekolü nedir?


CEVAP: Süreç Ekolü, iletiyi taşıyan araçların seçimi ve kullanılması üzerinde durarak iletişim sürecinin doğru işletilmesi ve unsurlarının etkinliği konuları ile ilgilenir. Bu ekole göre mesajın kendisinden çok iletilme şekli iletişimin başarısını belirlemektedir.

#7

SORU: Göstergebilim ekolü nedir?


CEVAP: Göstergebilim Ekolü, iletilen mesajların mahiyeti ile ilgilenerek bunların insanları nasıl etkilediği üzerinde durur. Bu ekole göre mesaj hem kolay iletilebilir hem de kolay anlaşılabilir olmalıdır. İletişimin başarısızlığı, iletişime giren verici ile alıcı arasındaki bilgi, kültür ve anlayış farkından kaynaklanır.

#8

SORU: İletişim olgusunu daha iyi kavramak için neler yapılmalıdır?


CEVAP: İletişim olgusunu daha iyi kavrayabilmek için insan insana iletişim ile kitle iletişimini ayırarak her biri için ayrı tanımlamalar yapmak gerektiği de dile getirilmiştir. Bu görüşe göre iki ayrı iletişim olgusunun mahiyet ve unsurları birbirinden farklıdır. Örneğin, birinde iletişim sürecinin tek yönlü işlediği, diğerinde ise çift yönlü olduğu, birinde kanal denen şeyin diğerinde araç olduğu ifade edilir.

#9

SORU: Başarılı iletişim nedir?


CEVAP: Tanımlamalar ve bakış açıları farklı da olsa bütün bunlardan iletişimin canlılar, özellikle de insanlar arasında öğrenmelerle bağlantılı bir etki tepki süreci olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Etki ve ona karşılık verilen tepki aynı anlamı yansıtıyorsa doğru bir paylaşım ortaya çıktığından buna başarılı iletişim denilir.

#10

SORU: Yanlış iletişim nedir?


CEVAP: Eğer bir iletişim sürecinde etki ile tepki aynı anlamı yansıtmıyorsa buna bozuk veya yanlış iletişim denildiği gibi iletişimsizlik de denilmektedir. İnsanlar arasında yanlış da olsa bir alış-veriş gerçekleşmişse bu durumda bir iletişimsizlikten söz edilemeyeceğinden buna iletişimsizlik değil de bozuk iletişim demek daha doğrudur. Buna göre sıkça yaşanılan anlaşmazlıkların, çatışmaların ve çelişkilerin temelinde yatan sebep iletişimsizlik değil iletişim bozukluğudur.

#11

SORU: İletişim modelleri ilk olarak hangi modelle açıklanmıştır?


CEVAP: İletişim olgusunun nasıl gerçekleştiği, iletişim sürecinin hangi unsurları barındırdığı hususunda farklı açıklamalar vardır. Açıklamalardaki farklılıklar hem iletişim konusundaki bilgilerin giderek gelişmesinden hem de iletişimin ilişkilendirildiği alanların özelliklerinden kaynaklanmaktadır. İletişim araştırmaları konusundaki ilk çalışmalar sosyal ve ekonomik alandaki gelişmelere paralel olarak daha çok reklam, tanıtım, propaganda gibi pratik amaçlara yönelik idi. Bu amaçlar doğal olarak iletişime bakışı ve onu kavrayışı yönlendiriyordu. Dolayısıyla iletişim olgusu ilkin bu pratik amaçlara uygun olarak adına doğrusal model veya matematiksel model denilen bir modelle açıklanmıştır.

#12

SORU: Doğrusal model nedir?


CEVAP: İletişimin, kaynaktan çıkan mesajın uygun araçlarla alıcıya ulaştırılmasıyla sonuçlanan tek yönlü bir işlem olarak açıklanmasına doğrusal model denilmektedir. Buna göre iletişim bilgi, haber, fikir ve kanaatlerin, istenilen kişi veya kişilere aktarılmasından ibarettir. Aktarılan iletinin doğru olarak alıcıya ulaştığı varsayımına dayanan bu modelde kaynak, mesaj, kanal ve alıcı olmak üzere dört unsur bulunmaktadır. İletişimin başarısı için mesajın üretilmesi ve iletilmesi hususunda bu dört unsurun birbirleri ile uyumlu çalışması gerekir.

#13

SORU: Dairesel model nedir?


CEVAP: Geribildirimle süreç başa döndüğünden iletişimin dairesel bir döngü olduğu gerçeği ile karşılaşıldı. Buna göre iletişim sürecinin dört temel unsuru değişmemekle birlikte bunlara, mesajın alıcıya doğru ulaşmasını güvenceye alan beşinci bir unsur olarak geribildirim eklenmiş olmaktadır. Yansıma da denilen bu beşinci unsur mesaja muhatap olan alıcının cevabı olarak devreye girdiğinde süreç alıcıda sonlanmayıp devam etmiş olmakta, mesajı almış olan kişi kaynak durumuna, iletmiş olan kişi de alıcı durumuna gelmiş olmaktadır. Alınan geribildirim üzerine düzeltme veya onaylama yapıldığında süreç tekrar ilk halini almaktadır. Böylece iletişim süreci dairesel bir döngü halinde sürüp gitmektedir.

#14

SORU: Dairesel sistemin ilerleyişi nasıl gerçekleşir?


CEVAP: Yüz yüze iletişimi tanımlamaya elverişli olan dairesel sistemin işleyişi, sadece beş unsurun kabaca belirttiğimiz düzen içinde sürüp gitmesinden ibaret değildir. Bilgi, mesaj, kodlama, kod açma, yanılsama kavramları ile sistemin ayrıntılarına dair açıklamalar da oldukça önemlidir. Sürecin başarısı bu kavramlarla belirlenen işlerin doğru, yerli yerinde ve gereklerine uygun bir şekilde yürütülmesine bağlıdır. Mesaj; bilgi konusu içinden muhataba iletilmek üzere kaynak tarafından belirlenen ve alıcının ihtiyacına uygun olacak şekilde düzenlenen kısmıdır.

#15

SORU: Mesaj düzenleme ve kodlama nedir?


CEVAP: Örneğin zihnimizde komşuluk konusunda komşuluğun önemine, komşuluk ilişkilerine, komşuluk haklarına, kötü komşunun zararlarına dair birçok bilgi vardır. Komşuluğun önemine dikkat çeken bir mesajı muhatabımıza iletmek istediğimizde önce bunlardan maksadımıza uygun bir seçim yaparız. Buna mesaj düzenleme denir. Sonra da bunu en güzel ifade edecek kelimeler ve cümleler bularak onlarla dile getiririz. Buna da kodlama denir.

#16

SORU: Başarılı kodlama neye bağlıdır?


CEVAP: Başarılı kodlama, yani kelime ve cümle seçimindeki başarımız, muhatabın onlardan kast ettiğimiz anlamları doğru ve eksiksiz çıkarmasına bağlıdır. Eğer muhatabımız sözlerimizden ne demek istediğimizi tam ve net olarak anlamıyorsa kodlama başarılı sayılmaz.

#17

SORU: Kod açma nedir?


CEVAP: Muhatabın sözlerden anlam çıkarmasına kod açma denilmektedir.

#18

SORU: Kod açmada başarı ne ile ilgilidir?


CEVAP: Kod açmadaki başarı kaynağın kodlama becerisi ile ilgili olduğu kadar alıcının bilgi, kültür, anlayış, kavrayış düzeyi ve dil becerisi ile de ilgilidir. Demek ki, kodlama yapılırken kaynağın kendince en uygun sözleri bulması yeterli değildir. Aynı zamanda bu sözlerin muhatabın anlayışına da uygun olması gerekir.

#19

SORU: Yanılsama nedir?


CEVAP: İletişim sürecinde gerek kodlama gerekse kod açma basamaklarındaki başarısızlık yanılsama olarak ifade edilir. Bu da sürecin iki noktasında yanılsama ile karşılaşma ihtimalinin her zaman mevcut olduğu anlamına gelmektedir. Kodlamadaki yanılsama, iletilmesi düşünülen anlamı kaynağın tam olarak ifade edememesinden, kod açmadaki yanılsama ise alıcının muhatap olduğu mesajın ifadelerini tam olarak anlayamamasından doğar. Karşılıklı konuşmalarda tarafların öyle demek istememiştim, beni yanlış anladınız, anlayamadım, ne demek istiyorsunuz, ben ne diyorum, siz neden bahsediyorsunuz şeklindeki sözleri yanılsamaları gösterir.

#20

SORU: İşlemsel model nedir?


CEVAP: İletişimi dairesel bir işlem olarak benimseyen, ancak geribildirimi yeni bir mesaj kabul eden bir görüş daha vardır. İşlemsel model denilen bu görüşe göre, iletişimde kaynak ve alıcı diye tanımlayacağımız taraflar yoktur; her iki taraf aynı zamanda hem kaynak hem de alıcıdır. Çünkü kaynağın alıcıdan geribildirim alması, aynı anlam konusunda olsa bile ayrı bir ileti olarak kabul edilir.

#21

SORU: İşlemsel modele göre iletişim nasıl bir etkinliktir?


CEVAP: Bu modele göre iletişim, tek bir kişinin (kaynağın) becerisine ve yeteneklerine bağlı olarak yürütülen bir süreç değil, iki tarafın birlikte yapabildiği ve birlikte başarabildiği bir etkinliktir. Etkilenen olmadan kimsenin etkili olamayacağı gibi, herkes etkileyici olduğu kadar da etkilenendir. Çocuklar ebeveynlerini onların kendilerini etkilediği kadar etkilerler.

#22

SORU: İletişim aracı olarak görev yapan unsurlar nelerdir?


CEVAP: İletişim, insanların sadece söz ve yazı yoluyla gerçekleştirdikleri bir etkinlik değildir. Resim, şekil, nesne, vücut hareketleri, giyim-kuşam, dokunma gibi anlam ifade eden her şey birer iletişim aracı olarak görev yapar.

#23

SORU: Farklı araçlarla kurulan iletişimlerin usulleri ve yöntemleri nelerdir?


CEVAP: Anlamların insanlar arasında paylaşılmasına imkân veren farklı araçlarla kurulan iletişimlerin kendine özgü usulleri ve yöntemleri vardır. En mükemmel canlı olan insan, içgüdü ve reflekslerinin yanı sıra jest ve mimikleri, zengin davranış şekilleri, geniş dil ve eşyayı kullanma becerileri ile karmaşık davranışlara sahiptir. Öğretilme ve öğrenilme sonucu kazanılan bütün bu davranışlar birer iletişim ürünü olduğu kadar aynı zamanda birer iletişim aracıdır.

#24

SORU: İletişim kaç gruba ayrılır?


CEVAP: İletişimleri sözlü, yazılı, nesnel ve duygusal diye dört gruba ayırmak mümkündür.

#25

SORU: İletişimin etkinlikleri hangi görevleri yerine getirir?


CEVAP: Her iletişim etkinliği bilgi ve malumat sağlama, ikna etme ve kanaat oluşturma, duygu ve duyarlık oluşturma, görüş ve anlayış kazandırma, fikir ve düşünce kazandırma görevlerinden en az birini yerine getirir.

#26

SORU: Sözlü iletişim nedir?


CEVAP: Sözlü iletişim, mesajın sözlerle iletildiği iletişim şeklidir. Sözler ilk insanla birlikte var olan, bir insan grubu (toplum) içinde belirlenmiş ortak anlamları taşıyan sembollerdir. Belli kurallarla ilişkilendirilen sözlerin toplamı, insanlar arasında temel iletişim aracı olan dili meydana getirir. İletişimde kaynak kişi iletmek üzere zihninde biçimlendirip hazırladığı mesajı, kullandığı dilin sözleri ile ifade eder, yani anlamları seçtiği kelimelere yükler.

#27

SORU: Sözlü iletişimdeki sorun nedir?


CEVAP: Sözlü iletişimde en temel sorun, mesajın alıcı veya alıcılar tarafından doğru ve eksiksiz olarak anlaşılmasını sağlayacak başarılı bir kodlama yapabilmektir. Çünkü dilin zenginliği ve sözlerin farklı anlamlarda kullanılabilmesi sebebiyle bir anlamı birden çok farklı sözlerle kodlayıp iletmek mümkündür. Aynı şekilde alıcının da sözlerden konuşanın kast ettiğinin dışında anlamlar çıkarabilmektedir. Örneğin çok sıcaklık hissetmekte olduğunuzu sıcaktan yanıyorum, ateş bastı, sıcaktan bunaldım, burası çok sıcak oldu gibi farklı ifadelerle anlatabilirsiniz. Alıcı da bu ifadelerden hasta olduğunuz, ortamdan sıkıldığınız, şeklinde farklı anlamlar çıkarabilir.

#28

SORU: İnsanların en fazla buluştukları dil hangisidir?


CEVAP: İnsanların en fazla buluştukları ortak dil alanı hiç şüphe yok ki, günlük dildir. Konuşmacı günlük dilden uzaklaştıkça dinleyicinin iç dünyasına nüfuz etme, onunla paylaşım ritmini yakalama imkânından uzaklaşır. Entelektüel dil ne kadar doğru ve düzgün olsa günlük dilin hâkim olduğu çevrede aynı yeterince anlamlı ve etkileyici bulunmaz, aksine sıkıcı ve bunaltıcı olur. Entelektüel konuşmacı da yoğun duygusal anlarda farkında olmadan günlük dile döner, öfke ve kızgınlığını günlük dille yansıtır. Çünkü onun iç dünyası da günlük dille yoğrulmuştur.

#29

SORU: Anlatımda kullanılan kalıpların iletişimde faydalı ve etkili olabilmesi için neler gerekir?


CEVAP: Anlatımda kullanılan kalıpların iletişimde faydalı ve etkili olabilmesi için, bunların insan aklının ve tecrübesinin oluşturup sosyal hafızaya yerleştirdiği bildik kalıplar olması gerekir. Kimi hatipler söze çeşni ve özgünlük katabilmek için yeni söz kalıpları ihdas ederler. Bu şekilde özgün olmak adına üretilen sosyal hafızaya yabancı ifade tarzı, zihinleri karıştıracağından iletişim amacına da hizmet etmeyecektir.

#30

SORU: Sözlü iletişimden beklenen başarı nasıl sağlanır?


CEVAP: Sözlü iletişimde tek başına dilin söz gücüne güvenmek her zaman beklenen başarıyı sağlamaya yetmez. Çünkü sözlerde takip edebilme, anlama, ilişkilendirme, hatırlama vb. birçok yönden yetersizlik vardır. Sözlü iletişimlerde sözle birlikte jestler, mimikler, resimler, şekiller ve diğer uyarıcılarla anlatım desteklenmelidir. Uyarıcı malzeme sadece anlatımı desteklemekle kalmaz, sözün çaresiz kaldığı yerde devreye girerek tek başına iletişim aracı görevi de yapar ve sözden daha güçlü ve etkileyici anlatım sağlarlar.

#31

SORU: Yazılın iletişim nedir?


CEVAP: Yazılı iletişim, konuşmada kullanılan sembollerin ses kanalı ile değil de yazı kanalı ile kurulan iletişim şeklidir. Aslında yazı, konuşulan dilin kâğıt üzerindeki çizimlerinden, söz de ağızdan çıkan seslerinden ibarettir. Her ikisi de insan hafızasında kelimeleri, cümle yapısı, tamlamaları ve kuralları ile var olan dilin iki farklı şekilde tezahürüdür. Yazı dili ve konuşma dili diye ayırdığımız şey dilin kendisi değil, onun dışa yansıtılış biçimidir.

#32

SORU: Beden dili nedir?


CEVAP: İnsan konuştuğu dili, yazının dışında el, yüz, vücut hareketleri ile de dışa yansıtabilmektedir ki, buna da beden dili denilmektedir.

#33

SORU: Yazılı iletişimin avantajları nelerdir?


CEVAP: Yazıyı muhataba ulaşmadan önce istediğimiz kadar değiştirme şansına, kast ettiğimiz anlamı tam olarak ifade ettiğinden emin olana kadar üzerinde çalışma imkânına sahibizdir. Yazının bu özelliği, yazı ile iletişim kurmayı daha güvenli hale getirmektedir. Ayrıca mesajın saklanmasını, kalıcılığını ve asırlar sonrasına intikalini sağlayan da yazıdır. İnsanlığın bilgi ve kültür birikimi büyük ölçüde yazılı iletişime dayanır. Konuşulan dil yazıya döküldükten sonra insanlık tarihinde gerçek bir uygarlık dönemi başlayabilmiştir. Yazılı iletişimin bir önemli avantajı da konuşmadaki kelimelerin yanlış telaffuzundan doğan yanlış anlamalara (yanılsamalara) izin vermemesidir.

#34

SORU: Yazılı iletişimin dezavantajları nelerdir?


CEVAP: Yazılı iletişimin bu avantajlarının yanında elbette önemli dezavantajları ve dikkat gerektiren yanları da vardır. Öncelikle yazıya aktarılan sözler, belli işaret ve sembollerden ibarettir. Sesteki titreşim, tonlama, perdeleme ve bunların yansıttığı duygular yazıda yoktur. Konuşmacının, sesine aksettirip dinleyicinin hissiyatını harekete geçirebildiği duygularını yazıda fark etmek zordur. Bazen bir sözü bir kimseden duyar etkilenmeyiz; fakat aynı sözü bir başkasından duyduğumuzda etkileniriz. Bu da sözlerin taşıdığı duygularla iletişimi nasıl etkilediğini gösterir.

#35

SORU: Nesnel iletişim nedir?


CEVAP: İnsanların oturuş, yürüyüş biçimleri, el ve yüz hareketleri, çeşitli nesneler, resimler, şekiller, renkler aracılığı ile kurulan biletişime nesnel iletişim veya görsel iletişim denilmektedir.

#36

SORU: Nesnel iletişim hangi esasına dayanır?


CEVAP: Nesnel iletişim, alıcının görme duygusu ile bilgilere, diğer bir deyişle nesnelerin taşıdığı anlamlara yönelmesi esasına dayanır.

#37

SORU: Gösterge nedir?


CEVAP: İletişim dilinde gösterge denilen görülebilir her nesnel görüntü bir uyarıcıdır. İnsan herhangi bir görülebilir materyale baktığında uyarılır ve otomatik olarak öğrenme meydana gelir. Nesnel iletişimde öğrenmeyi sağlayan şey göstergenin kendisidir. Burada gösterge mesaj verici, mesajın kaynağı gibi görünse de insanlar arası iletişim olayında onları belli maksatlarla kullanan insan olduğu için göstergeler birer araçtırlar.

#38

SORU: Nesnel araçlar kaça ayrılır?


CEVAP: Nesnel araçlar, insanın kendinde olanlar ve dışında olanlar diye iki kısma ayrılır. İnsanın dışındaki nesnel araçlar, anlam ifade eden her türlü şekiller, şemalar, çizimler, işaretler ve cisimlerdir. İnsanın kendinde olan el, yüz hareketleri; duruş, oturuş, yürüyüş biçimleri; kılıkkıyafetler şeklindeki göstergeler bütününe beden dili denir. Beden dili insanlar arası iletişimde başlı başına bir iletişim aracı olarak önemli bir yer tutmaktadır.

#39

SORU: Duygusal iletişim nedir?


CEVAP: Duygusal iletişim, duyguların paylaşımı ile ilgili bir iletişim şeklidir. Sevinç, heyecan, korku, sevgi, nefret vb. duygular, sözlü ifadelerden çok temas, duruş mesafesi ve duygusal yaklaşım gibi tutum ve davranışlarla daha kolay ifade edilip aktarılır. Bir utancı, bir mahcubiyeti kişinin o anki duruşundan daha etkin hiçbir söz anlatamaz. İnsanlar yaşantı figürleri ve dokunuşlarla duygularını, karşısındakilere net bir şekilde anlatabilir, onlardan da aynı şekilde duygusal mesajlar alabilirler. Nesnel iletişimde olduğu gibi duygusal iletişimde de kullanılan araçlar görsel malzemedir.

#40

SORU: Duygusal mesajı ileten göstergeler nedir?


CEVAP: Duygusal mesaj ileten göstergeler ise, duruş şekli, duruş mesafesi ve dokunuşlardır.

#41

SORU: Duruş şeklini açıklayınız


CEVAP: İnsanın iletişim esnasındaki duruş şekli, onun üzüntü, öfke, heyecan, korku, aldırmazlık gibi duygularını açığa vurur. Vücut organları tek başına aldıkları şekillerle belli anlamlar ifade etse de duygusal iletişimde asıl olan vücudun görünen bütün organlarının anlamlı bütünlüğüdür. Duruş bu bütünlüğü ifade etmektedir. Organların anlamlı bütünlüğü ancak insanın duygusal halini tam olarak dışa yansıtmaktadır. Bu bakımdan açığa çıkmasının olumsuz sonuçlar doğuracağını düşünüp, insanlardan ruh halimizi ve duygularımızı saklama ihtiyacı duyduğumuz durumlarda bütün görünen organlarımızı birlikte kontrol etmemiz gerekir

#42

SORU: Duruş mesafesi nedir?


CEVAP: Bir kimsenin diğeri ile arasındaki duruş mesafesi onunla duygusal ilişkisinin göstergesidir. Her insanın özenle koruduğu ve ihlal edilmesinden hoşlanmadığı kişisel alan çemberleri vardır. Bu çemberler en yakınımızdan başlayarak uzaklaştıkça büyüyen iç içe halkalar şeklindedir. En yakın çember içindeki alan, bize en yakın ve mahrem olan çok sevdiğimiz insanlara aittir, onlardan başkasının bu alana girmesinden, bu ölçüde bize yakın durmasından hoşlanmayız.

#43

SORU: Dokunuş nedir?


CEVAP: Söylenemeyen veya sözle ifadesi mümkün olmayan duyguları iletmenin bir yolu da dokunmadır. Şefkat ve sevgiyle dokunuş, sıcak ve samimi duygularla tokalaşma, kucaklaşma insanlara çok sıcak duygu paylaşımı yaşatır. Sihirli dokunuş politika ve iş çevresinde muhatabı etkilemenin en önemli aracı olarak bilinir.

#44

SORU: Dokunma hangi duyguları aktarır?


CEVAP: Dokunma her zaman olumlu duygular aktarmaz. Duruma ve kişiye göre olumsuz duygulara, beklenenin dışında duygusal tepkilere de yol açabilir. Bir kimsenin omzuna elini koymak, samimiyet ve destek anlamına gelebileceği gibi, bir üstünlük belirtisi ve dokunulan kişiyi küçümseme anlamına da gelebilir. Bu durum kişilerin kültürleri, kişilikleri ve anlayışları ile ilgili olduğu kadar statüleri ve cinsiyetleri ile de ilgili bir husustur. Bir öğretmenin küçük çocuğun başını okşaması ile ergenlik çağına gelmiş karşıt cinsten bir öğrencinin başını okşaması aynı şey değildir.

#45

SORU: Kişiler için hayatın akışı nasıl devam etmektedir?


CEVAP: Herkes için hayatın akışı iki yönlü sürüp gitmektedir. Bunlardan biri kişinin yakın çevresinde, ailesi ile birlikte sürdürdüğü özel yaşantılar, diğeri de daha geniş çevrede yürüttüğü sosyal ilişkilerdir. Her ikisi de duygu, düşünce ve mahremiyet paylaşımı açısından farklı alanlar olduğu gibi her ikisinde kurulan iletişimlerin maksadı da farklıdır.

#46

SORU: Yaşantısal ve ilişkisel iletişim nedir?


CEVAP: Özel yaşam alanında kurulan iletişimlere yaşantısal iletişimler, sosyal ilişkiler alanındaki iletişimlere de ilişkisel iletişimler denilmektedir.

#47

SORU: Akademik iletişim nedir?


CEVAP: Bir kimseye veya gruba bilgi vermek, bir şeyler öğretmek amacıyla kurulan ve yürütülen düzenli iletişimlere akademik iletişim denir. Okulda öğretmenlerin, iş ortamında usta ve yöneticilerin, gözlem ve inceleme gezilerinde rehberlerin, konferansçıların, vaizlerin, panelistlerin muhataplarına bilgi verme çabaları bu kapsamdaki iletişimlerdir. Aslında bütün öğretici çabalar, iletişim eylemlerinden başka bir şey değildir. Bu sebeple, iletişim bilimi açısından okuldaki öğretici ekinlikler, pedagojik iletişim olarak adlandırılmakta, okulun dışındaki faaliyetleri de içine alan bütün öğretici etkinlikler de akademik iletişim kapsamına girmektedir.

#48

SORU: Akademik iletişim becerisi neyi gerektirmektedir?


CEVAP: Akademik iletişim becerisi, genel iletişimin bilinen verici-alıcı ilişkisinden farklı bir işlemi gerektirmektedir. Bu türde; amacının belirlenmesinden, ona uygun mesajın seçilip kurgulanması, mesajın kodlanması, iletilmesi, geribildirim alınıp doğrulanmasına kadar yapılması gereken işlemlerinden hiçbiri tesadüflere bırakılamaz. Bu süreçte yer alan her işlem başlı başına belli becerileri gerektirir. İnsanın günlük hayattaki kendi kabiliyetlerinin elverdiği iletişim becerileri ve çevreden zaman içinde edindiği tecrübeler, akademik iletişimler için yeterli olmaz. Çünkü öğretim başlı başına ayrı bir maharettir, öğretim amaçlı iletişimler de o ölçüde mahareti gerektirir.

#49

SORU: Akademik iletişimi diğer iletişimlerden ayıran temel özellikler nelerdir?


CEVAP: Akademik iletişimi diğer iletişimlerden ayıran üç temel özellik vardır bunlar; akademik iletişim, tamamen öğretim ve bilgilendirme amaçlıdır. Akademik iletişim, önceden tasarlanan planlı ve düzenli bir etkinliktir. Akademik iletişimde kaynak kişi, sürecin başarısından sorumludur.

#50

SORU: İlişkisel iletişim nedir?


CEVAP: Sosyal bir varlık olarak insan, çevresiyle sürekli ilişki ve etkileşim içindedir. Gelenek ve görenekler, adetler, toplumsal ilişki ve yaşantı kuralları, toplumsal kültür ve değerler, hep karşılıklı ilişki ve etkileşimlerle var olur ve gelişir. İnsanî ilişkiler, bu olguların herkes tarafından öğrenilip benimsenmesini sağlayan faktörler olarak aynı zamanda iletişim görevi görürler. Toplumdaki bütün ortak değerler bu yolla kazanıldığından iletişimin farklı bir şekli olarak ilişkisel iletişimden söz edilir.

#51

SORU: Etkileşimi yönlendirme rolünü açıklayınız.


CEVAP: Kişinin giyim-kuşamı, hal ve tavrı, vücut hareketleri ilk karşılaşılan kişi ile ne yönde bir iletişim kurulacağının ipuçlarını verir ve bir ilk izlenim (imaj) oluşturur. Bu ilk izlenimin oluşturduğu etki, kurulacak ilişki ve iletişimlere yön verecektir. İlk izlenimin oluşturduğu etkiyle başlayan iletişimler bu etki altında, ilk izlenim istikametinde gelişecektir. Dağınık ve düzensiz giyim-kuşamı, basit ifadeleri, ciddiyetsiz tavır ve hareketleri ile kötü bir ilk izlenim bırakan kişiyle düzeyli, akılcı ve entelektüel bir iletişim kurulamaz.

#52

SORU: Yaşantısal iletişim nedir?


CEVAP: Yaşantımızın en sıcak, samimi, doğal ve hasbi olarak geçtiği, genel kişilik özelliklerimizin ve değerler sistemimizin geliştiği yaşam alanı aile ortamıdır. Aile içindeki bu özel yaşam müşterekliği ve üst düzey paylaşım olgusu, aile bireylerinin birbirlerini etkileme ve yönlendirme rollerinin temelini oluşturur. Çünkü onlar başka hiçbir yerde olmadıkları kadar sıkı bir şekilde birbirlerine bağlıdırlar; sevgileri, nefretleri, umutları, hayalleri aile müşterekliğinden bağımsız değildir. Aile içindeki roller, alışılagelmiş ve artık ailenin yaşam biçimi olarak yerleşmiş kurallara, adet ve usullere uygun bir şekilde icra edilir.