EĞİTİM TARİHİ Dersi ORTA ÇAĞ'DA AVRUPA, ASYA VE AMERİKA'DA EĞİTİM soru cevapları:
Toplam 40 Soru & Cevap#1
SORU: Orta Çağ Kavramı Nedir, Ne Değildir?
CEVAP: Orta Çağ, geçmişin son derece tartışmalı bir dönemidir. Orta Çağ, bir yönüyle dinî kurum ve kuralların insan hayatına azami müdahale ettiği, insan ve toplum hayatının sınırlarını belirlediği, bu nedenle barbarlığın, akıl dışılığın ve batıl inançların hâkim olduğu suçlamasına maruz kalmış bir dönemdir. Tek bir Orta Çağ yoktur, ortaçağlar vardır. Orta Çağ’ın tıpkı diğer çağlar gibi tek bir kalıba dökülemeyecek sayısız biçimi, yorumu, medeniyet ve kültür anlayışları vardır.
#2
SORU: Ortaçağda İnsan Anlayışı Nasıldır?
CEVAP: Orta Çağ Hristiyan düşüncesine göre Tanrı, insanı altıncı günde yaratmış; floraya ve faunaya egemen bir varlık olarak donatmıştır. İnsan, hayatı boyunca ilk günahın bedelini somut bir biçimde ödemeye mahkûm edilmiştir. Batı Hristiyanlığı Ortaçağ’da insana, tanrısal bir varlık gözüyle bakmışsa da insana ilişkin karamsar düşünceden de kendisini koruyamamıştır. İnsan, zayıf, kusurlu, ahlaki açıdan yetersiz ve Tanrı karşısında alçakgönüllü olması gereken bir yaratıktır. 12. ve 13. yüzyıllara dek sürecek olan bu yaklaşım, bundan sonra yerini insanın değerli olduğu fikrine bırakmıştır.
#3
SORU: Orta Çağ’da Din Adamı Olmayan/Laik (Seküler) Sınıfa Yönelik Eğitim Sistemi Nasıldır?
CEVAP: Modern dönemdeki okulların inşasından çok önce eğitime ilişkin yasal bir altyapı hazırlamak, ailelerin çocuklarını okula göndermeleri için gerekli tedbirlerin alınması gibi koşulları sağlamak, Orta Çağ’da mümkün olmamıştır. Daha doğrusu, Yeni ve Yakın Çağların tersine önce okul, sonra hukuki dayanaklar tesis edilmişti. Öncelikle gerek Manastırlarda, gerek kilise okullarında ve gerekse laik çevrelerde ilköğretim düzeyindeki eğitimde bir farklılaşmanın olmadığı söylenebilir.
#4
SORU: Beşinci ve Altıncı Yüzyıllar Nasıldır?
CEVAP: Hristiyanlık, açık bir biçimde antik pagan dünyasının felsefesini reddetmiş olsa da hem Grek Aristoculuğu’ndan gelen ansiklopedik bilgi düzenini hem de Roma’nın eski Yunan’dan devraldığı eğitim programını benimsemiştir. Kilisenin kontrolündeki okullarda Latincenin yanı sıra antikitenin Yedi Temel Bilimi (veya Sanatı) öğretilmiştir. Bu bilimler, dil bilgisi, belagat ve diyalektik derslerini kapsayan trivium ile aritmetik, geometri, astronomi ve müzik derslerini kapsayan quadrivium’dan oluşmaktadır.
#5
SORU: Yedinci ve Sekizinci Yüzyıllar Nasıldır?
CEVAP: Skolastik eğitimin muhtelif biçimleri keşfedilmeden önce Hristiyan okullarındaki eğitim anlayışlı, öğrencilere sağlam bir din ve ahlak eğitimi vermekten ibarettir. Aziz John, ailelerin bu konudaki görevini; inanca ve dinî dogmalara aykırı olmayacak şekilde çocuğun zihinsel yeteneklerini geliştirmek şeklinde duyurmuştu. Şüphesiz Manastırlardaki öğretim programları da aynı hedefi gözetmekteydi. Bu bağlamda, her şeyden evvel din ve ahlak eğitimi gelmekteydi.
#6
SORU: Manastır Okullarındaki Eğitimin Yeniden Yapılandırılması Nasıldır?
CEVAP: Orta Çağ’da eğitimle ilgili çıkarılan tüm fermanlar, kilise kanunları, sinod ve konsil kararları, imparator Charlemagne döneminde başlatılan eğitim hareketinin devam ettirildiğini kanıtlamaktadır. Nitekim 814-840 yılları arasında yaşanan iç savaşlara ve imparatorluğun parçalanmışlık görüntüsüne rağmen, imparator I. Louis’nin eğitime ve öğrenmeye beslediği tutkunun bir sonucu olarak dönemin en gelişmiş okul örgütlenmesi kurulmuştur. Bu proje için babası Charlemagne gibi Louis de ruhban kesiminin en ileri gelen, tanınmış din adamlarından istifade etmeyi ihmal etmemiştir.
#7
SORU: Onuncu ve On birinci Yüzyıllar Nasıldır?
CEVAP: İmparator Charlemagne döneminde başlatılan Orta Çağ eğitim hamlesinden istifade eden gerek ruhban gerekse laik kesimden entelektüeller; kilise ve devletin daha mükemmel bir teşkilat yapısı altında daha nitelikli ve yaygın eğitim vermesi gerektiği yönünde bir baskı grubu oluşturmuşlardı. Bu taleplerin ve gelişen Batı’nın ihtiyaçlarına karşı kayıtsız kalamayan kilisenin, imparatorun, prenslerin ve piskoposların çabaları neticesinde Hristiyan Batılı, bir daha asla vazgeçmeyeceği eğitim idealine kavuşmuştu: Toplumsal sınıfına, statüsüne bakılmaksızın daha fazla sayıda insana daha nitelikli eğitim hizmeti vermek. Bu fikir, yalnızca yönetici zümre arasında değil halk nazarında da sağlam bir yer kazanmıştır. İnancı, aklın ışığında kanıtlama arayışı giderek yaygın bir eğilim hâline gelmekteydi. Böylece Orta Çağ Hristiyan düşüncesi, aklın emirleri ile kalbin buyruklarını ahenkli bir hâle getirebilmek için inanç ve akıl arasında bir denge arayış içerisine girmişti.
#8
SORU: Avrupa’da Üniversitelerin Kuruluşuna Doğru Durum Nasıldır?
CEVAP: Toplumda yeni ortaya çıkan ihtiyaçlar; tüccarın, senyörün, devlet görevlilerinin defter tutma zorunluluğu, matematiğin de toplumda yayılmasına yol açmıştı. Hesaplamalarda tam sayılar çokça kullanılmaya başlandı. Bu durum, insanların sayılara atfettikleri farklı anlamların etkisini azalttı. Orta Çağ’ın sonlarına doğru pek çok kişi matematik bilimine büyük ilgi duydu, aritmetiği hayatın çeşitli alanlarına uyguladı. Öyle ki, aritmetik çılgınlık din alanına da sıçradı; Kutsal Kitap’ta ayinlerin sayılarının yüzlerce mi, binlerce mi yahut on binlerce mi olduğu araştırıldı. Ölen insanların arınabilmeleri için ne kadar süresi olduğu hesaplanmaya çalışıldı. Kısacası bu dünyayla birlikte öte dünyanın da hesap defteri tutulmak istendi. Diğer taraftan 14.yy.dan itibaren asiller sınıfında yönetimle ilgili konuları kaleme almak alışkanlığı başladı. Bu durum, hukuk ve bilim gibi normların topluma ve dünyaya ilan edilmesi, nesneleştirilmesi anlamına geliyordu.
#9
SORU: Üniversiteler Nasıl Bir Yapıda Kurulmuştu?
CEVAP: Orta Çağ’ın her alanında olduğu gibi eğitimde de yerelliğin hâkimiyeti geçerliyse de üniversitelerin yapılanmasında iki temel model tespit edilebilir: Bunlardan biri, hocaların kurduğu loncalar şeklinde, diğeri ise yalnızca öğrencilerin bir araya gelmesiyle kurulan loncalar modelindeydi. Her ikisinin ortak yanı; çalışmalarını güven içerisinde devam ettirebilmeleri için hem kral hem papa tarafından tanınmak istemeleriydi. Ayrıca üniversitelerin bazıları -Paris Üniversitesi gibikatedral okullarından doğabiliyor, bir kısmı ise -Bologna, Salerno gibi- katedral yahut manastırla ilgisi olmayan kolej vs. okullardan gelişebiliyordu. Loncaların amacı; derslerde, sınavlarda, verilecek akademik unvanlarda, öğrencilerin uyacakları kurallarda, yönetim ve idareyle ilgili meselelerde ortak kararlar vermekti. fiayet loncalar öğrenciler tarafından teşkil edilmişse tüm yetki ve kontrol, hocalara verilecek cezalar da dâhil olmak üzere öğrencilere aitti. Söz gelimi öğrencilerin sevmedikleri bir hocayı aylarca boykot etmeleri, derslerine girmemeleri yahut başka bir şehre gitmeleri bu dönemde hiç şaşırtıcı değildi.
#10
SORU: Üniversitelerdeki Öğretim Materyalleri Nasıldır?
CEVAP: Öğretim materyalleriyle ilgili olarak Orta Çağ üniversitelerinin tamamını kapsayacak şekilde yapılabilecek tek genelleme, herhâlde, metne yani otorite olarak kabul edilen uzmanların kitaplarına dayalı eğitim yapılmış olmasıdır. Bu çerçevede; gramer alanında Donatus ve Priscian; retorik derslerinde sapkın kısımları atılmış Cicero; mantık için yine sansürlenmiş Aristoteles, Boethius; matematik ve astronomi alanlarında Euclides, Batlamyus; din hukukunda Kitabı Mukkaddes’le birlikte Gratianus; seküler hukukta Justinianus’un Roma Hukuku ve tıp eğitiminde ise Hippokrates, Galen, ibn-i Sina, ibn-i Rüşd ve Razi’nin metinleri okutulmuştur. Bununla birlikte piskoposlar aracılığıyla kilisenin Müslüman alimlerin etkisinin ancak sınırlı bir ölçüde yayılmasına izin verdiğini eklemek lazımdır
#11
SORU: Üniversitelerdeki Öğretim Yöntemi Nasıldı?
CEVAP: Skolastik bir öğretim metodu uygulanmıştır. Başka bir ifadeyle dersler hocanın, ders konusuyla ilgili bir uzmanlık eserinden bir bölüm okuması ve daha sonra bunu değerlendirmesi yöntemiyle yürütülmüştü. Öğrencilerden hem okunan metni hem yorumu ezberlenmesi istenirdi. Zira tüm gerçekler, bu kitaplarda ve onu aktaran hocaların sözlerinde mevcuttu.
#12
SORU: Budist Dönemde Halk Eğitimi Nasıldı?
CEVAP: Bu dönemde Budist manastırlarında yani viharalarında yapılan din eğitimi, eğitim sisteminin temelini oluşturduğundan halkın eğitimi konusunda herhangi bir politika geliştirilmemişti.
#13
SORU: Budist Dönemde Kız Çocuklarının Eğitimi Nasıldı?
CEVAP: Bu dönemde kız çocukları için hiçbir sistemli ve kurumsal eğitim yoktur. Zira Buda’nın, kadınları şeytanın canlı temsilcileri ve kötülüklerin kaynağı olduğunu söylediğine inanılmıştır.
#14
SORU: Budist Dönemde Meslek Eğitimi Nasıldı?
CEVAP: Manastırlardaki tedrisat, öğrencilerin tüm işleri kendileri yapmalarından dolayı meslek eğitimini de kapsamaktaydı. Söz gelimi öğrenciler, kıyafetlerinin dikimini, bakımını, temizliğini bizzat yapmak zorundalardı. Müfredatta mimarlık dersi de yer almaktaydı
#15
SORU: Budist Eğitim Sisteminde Öğretmenin Rolü Nasıldı?
CEVAP: Budizm, psikoloji ve felsefeyi kapsayan bir din olduğu iddiasıyla Budist öğretmenler, huzur ve barış içerisinde bir yaşam biçiminin yollarını öğreten aydınlanmış sınıf olarak kabul edilmişlerdi.
#16
SORU: Budist Eğitim Sisteminde Öğrencilerin Yeri Nedir?
CEVAP: Öğrenciler edilgen alıcılar olarak kabul edilmişlerdi. Sabah kalkar kalkmaz hocalarının işleriyle ilgilenmeye başlayan bir talebenin ilk vazifesi, çoğunlukla öğretmenlerine dişlerini yıkamasında yardımcı olmaktı. Daha sonra kahvaltı sofrasını hazırlar ve hocasına süt ve pirinçten oluşan kahvaltısını sunardı. Ardından bulaşıkları yıkayıp odanın temizliğiyle meşgul olurdu.
#17
SORU: Hindistan’da Türk-İslam Hâkimiyeti Döneminde Eğitim Nasıldır?
CEVAP: Hindistan’ın İngiliz işgalinden önceki 10. ile 18. yüzyıllarda eğitim sisteminin temel karakteristiği, İslamiyet’in etkisiydi. Bu süreci, Gazellilerle (977-997) başlayıp Babür İmparatorluğu (1526-1858) ile devam ettirmek mümkündür. İslamiyet’in Arabistan ve Orta Asya üzerinden Hindistan’a sızması ve nüfuz etmeye başlamasıyla Müslümanlar, 11. yy’den itibaren ilk ve orta öğretim okulları açmaya başlamışlardı. Bu okullaşma hareketi, üniversitelerin kurulmasıyla sonuçlanmış ve Delhi’de, Lucknow’da, Allahabad’da yükseköğretim kurumları açılmıştı.
#18
SORU: Orta Çağda Türklerin Yaşadıkları Coğrafyada Eğitim-Öğretim Faaliyetleri Nasıldır?
CEVAP: Türklerin ana vatanı olarak kabul edilen Asya’nın Altay Dağları - Urallar arası ile Aral gölü mıntıkasında 6.- 8. yüzyıllar arasında, sekiz Türk boyunun birleşmesi sonucunda kurulmuş ve kitabelere Göktürk ismiyle geçmiş, Bumin Kağan’ın önderliğinde bir devlet bulunmaktadır. Sistemli, düzenli, merkezî bir yönetim anlayışına bağlı eyaletlerden ve onların yöneticilerinden oluşan bir devlet sistemine sahip Göktürklerde, etkili bir yaygın eğitim sisteminin yanı sıra yüksek oranda okuryazarlığın olduğu söylenebilir.
#19
SORU: Mezo-Amerikan Uygarlıklarında Eğitim Nasıldır?
CEVAP: Amerikan kültürünün İspanyol kolonileşmesinden önceki dönemi tekdüze değildir. Bu kültürün farklı yansımaları Meksika yaylasında, Güney Meksika’da, Orta Amerika’da ve And Sıradağlarında görülmüştür. Sömürgecilikten önceki dönemde Nahua, Mayan Quiche, Chibcha ve Incásica, Amerika’nın ileri düzeyde bir siyasi örgütlenmenin, yoğun tarımsal faaliyetlerin, gelişmiş bir sanat ve kültürün izlerinin yer aldığı bölgeleridir. Mezo-Amerika’nın eski Mayaları, bütün Amerikan uygarlıklarının en gösterişlisi ve en uzun ömürlüsüydü. Maya kültürü; Erken Klasik Dönem (300-600), Geç Klasik Dönem (600-900), Klasik Sonrası Erken Dönem (900-1200) ve Klasik Sonrası Geç Dönem (1200-1540) olmak üzere dört evreye ayrılmaktadır. Mayalar, Meksika’nın güneydoğusunda en yoğun olarak Geç Klasik Dönem ’de şehirleşme çabası içerisine girmişler ve ormanları kesip tarım arazileri açmışlar, bataklıkları kurutmuşlar, tepe yamaçlarında maun ağaçlarından ve taşlardan teraslar kurmuşlar, toprağın her karışından mümkün olan azami verimi almaya çalışmışlardır
#20
SORU: Maya Sayı Sistemi Nasıldır?
CEVAP: Mayalar, Ay’ın, Güneş’in ve Venüs gezegeninin hareketlerini takip ederek astronomi, geometri ve matematik alanlarında ileri düzeyde bilgi sahibiydiler. Bu sayede hem tarım ve yerleşim arazilerini ölçebilmekte hem de ekin ekme ve hasat zamanlarını doğru şekilde belirleyebilmekteydiler. Tarım tekniklerinde kaydettikleri gelişmelerin doğal sonucu olarak günümüzde alternatif tıp olarak kabul edilen organik ürünlerle hastalıkların, yaraların, sakatlıkların tedavi edilmesi konularında da kendilerini geliştirebilmişlerdir.
#21
SORU:
Tapınak Şovalyeleri’nin Şovalyeleri’nin terimsel karşılığı hakkında bilgi veriniz.
CEVAP:
Tapınak Şovalyeleri’nin Şovalyeleri’nin terimsel karşılığı: Haçlı Seferleri sırasında Hugues de Payen isimli bir şövalye tarafından sekiz şövalye ile birlikte 1119’da kurulmuştur. 1099’da Kudüs şehrinin
alınmasıyla kendilerini şehrin muhafızları ilan eden tapınak şövalyelerine katılabilmek için; fakirlik yemini etmek, bekaret ve kiliseye itaat gerekmektedir. Görevleri din adamlarını ve Kudüs’e gidenleri korumaktır.
#22
SORU:
Ekümenik inanç sistemini açıklayınız.
CEVAP:
Papalık sistemini kabul etmeyen ilk olarak İskoçyalı Protestanlar tarafından kabul edilen bir anlayıştır. Ayırt edici özelliklerinin başında ekümenik inanç açıklamalarının yanı sıra reform kilise babalarının yazdıkları Belçika İnanç Açıklaması, Heidelberg İlmihali, Westminster İnanç Açıklaması ve ilmihalleri ile Dort Kanonu gibi açıklamaları, Kutsal Kitap öğretilerini izah eden temeller olarak kabul etmeleri ve kilisede görev alacak kimseleri bu inanç açıklamaları ile yetiştirmeleridir.
#23
SORU:
Alcuin okulu hakkında bilgi veriniz.
CEVAP:
Saray okullarının en tanınmışları arasında; Alcuin’in (735-804) başöğretmenliğini yaptığı ve bizzat kralın kız ve erkek çocukları ile kız kardeşinin ve diğer saray halkının katıldığı İngiliz Kraliyet Okulu gelmektedir. Alcuin, asistanlarının yardımıyla takip ettiği yöntem sayesinde öğrenmeyi öğrenmenin lezzetini evvela İngiltere’ye ardından kıtaya yaymıştır. Alcuin’in eğitimdeki bu başarısı, kendisini kralın en güvendiği danışmanlarından biri hâline getirmiş ve sahip olduğu geniş yetkilerle önce adada, ardından Avrupa’da 8. yüzyılın ikinci yarısında ilkokul ve papaz okullarından saray eğitimine kadar uzanan bir reform hareketinin lideri konumuna yükseltmiştir.
#24
SORU:
"schola externa" uygulaması hakkında bilgi veriniz.
CEVAP:
Manastır okullarında yalnızca varlıklı aile çocuklarının öğrenim gördüğünü söylemek doğru değildir. Zira bu okullara, istemeden de olsa yoksul öğrenciler de kabul edilebilmiştir. Bu isteksizliğe, Alcuin tarafından geliştirilen “schola externa” uygulamasıyla son verilmeye çalışılmış ve yoksul öğrencilerin manastır okullarına kayıtlarının önündeki tüm engeller kaldırılmak istenmiştir. 843 yılında da yoksul öğrencilerin eğitim masraflarına karşılık keşişlere yüklü bir yardım yapılmıştır. Bu kararın ardından, bazı bölgelerde ücretsiz yatılı öğrenim veren manastır okulları açılmaya başlamıştır.
#25
SORU:
Oblati ne demektir?
CEVAP:
Manastır okullarına sadece dinî kariyer planlayan öğrencilere verilen addır.
#26
SORU:
9. ve 10. yüzyıllardaki piskoposluk bölgeleri içerisinde en meşhur okullar hangileridir?
CEVAP:
Orleans, Rheims, Soissons, Amiens, Metz, Verdun ve Liege; manastır okulları arasında Tours, Fulda, St. Alban, Seligenstadt, Hirschau, St. Gall, Reichenau ile prenslerin çocuklarına kamu idaresi, hukuk eğitimi verenler arasında ise St. Germain D’Auxerre, St. Germain-des-Prés, St. Denis, St. Benedict, St. Liffard, Corbie, St. Riquier, St. Martin, St. Bertin ve St. Benedict of Aniane
#27
SORU:
11. yüzyılın entelektüel üretim merkezi neresidir?
CEVAP:
11. yüzyılın entelektüel üretim merkezi, manastır hayatından kent okullarına doğru kaydı.
#28
SORU:
Üniversite kelimesinin kökeni hakkında bilgi veriniz.
CEVAP:
Günümüzde evrensel ölçekte ve ileri seviyede bilgi üretilen kurumlar için kullanılan üniversite kelimesinin kökeni olan Latince universitas teriminin, Orta Çağ’da yüksek ve evrensel bilgi gibi bir anlamı yoktu. Lonca, korporasyon yahut birlik anlamına gelmekteydi.
#29
SORU:
Orta Çağ üniversitelerinin öğretim materyalleri nelerdir?
CEVAP:
Öğretim materyalleriyle ilgili olarak Orta Çağ üniversitelerinin tamamını kapsayacak şekilde yapılabilecek tek genelleme, herhâlde, metne yani otorite olarak kabul edilen uzmanların kitaplarına dayalı eğitim yapılmış olmasıdır. Bu çerçevede; gramer alanında Donatus ve Priscian; retorik derslerinde “sapkın kısımları atılmış” Cicero; mantık için yine sansürlenmiş Aristoteles, Boethius; matematik ve astronomi alanlarında Euclides, Batlamyus; din hukukunda Kitab-ı Mukkaddes’le
birlikte Gratianus; seküler hukukta Justinianus’un Roma Hukuku ve tıp eğitiminde ise Hippokrates, Galen, İbn-i Sina, İbn-i Rüşd ve Razi’nin metinleri okutulmuştur.
#30
SORU:
Üniversitelerdeki öğretim yöntemleri nelerdir?
CEVAP:
Skolastik bir öğretim metodu uygulanmıştır. Başka bir ifadeyle dersler hocanın, ders konusuyla ilgili bir uzmanlık eserinden bir bölüm okuması ve daha sonra bunu değerlendirmesi yöntemiyle yürütülmüştü. Öğrencilerden hem okunan metni hem yorumu ezberlenmesi istenirdi.
#31
SORU:
Pali-Kanon hakkında bilgi veriniz.
CEVAP:
Budistler, Buda’nın vaazlarının Pali-Kanon adlı bir kitapta toplandığına ve 400 yıl kadar sözlü olarak nesilden nesile aktarıldığına inanırlar. Kutsal kitapları, üç sepet anlamına gelen “Tripitaka” veya “Tipitaka”nın öğretilmesi esastır. Bu eğitimde kutsal kitapta yer alan; rahip ve rahibelikle ilgili kurallar, ayin usulleri, beslenmenin ve giyinmenin özellikleri, Buda’nın hayatı, konuşmaları, vaazlarının yorumu, Budizm felsefesi vb. konular işlenmiştir
#32
SORU:
Viharalardaki eğitimin amacı nedir?
CEVAP:
Viharalardaki eğitimin amacı; Nirvana’ya ulaşmak olduğuna göre öğrencilere kurtuluşun yollarını öğretmek, müfredatın en önemli konusu hâline gelmişti. Özellikle din kitaplarını incelemek, araştırmak, rahip olmak isteyenlerin eğitiminde esastı. Ayrıca dokuma tezgahlarında çalışmak, ütü yapmak, sökük ve yırtıkları dikmek, çizim, eskiz çıkarmak, hesap yapmak, ilaç hazırlamak, ameliyat yapmak ve yeni sözcük üretmek, Budist eğitimin farklı aşamalarında gerçekleştirilen hizmet-içi eğitim konularıydı.
#33
SORU:
Etkisini günümüze dek sürdüren Budist eğitim anlayışının temel ilkeleri hangisidir?
CEVAP:
Eğitimin gelişmesi/yayılması: Budist eğitimde karakter eğitimi, çocuğun kişiliğinin zihinsel, fiziksel, entelektüel ve ahlaki gelişimi esastır.
Karakter eğitimi: Disiplin, sert ve acımasızdır. Bekârlık zorunlu olmasa da tercih edilmektedir.
Dinî eğitim: Müfredattaki en önemli ders dindir. Eğitimin yegâne ve en önemli amacı, Budizm’in ilkelerini yeni nesillere öğretmek ve Nirvana’ya ulaşma yollarını aktarmaktır.
Yaşam için eğitim: Budizm, olağan, gündelik hayatı dışlamadığından din eğitimi pratik konularla bir arada gerçekleştirilmiştir.
#34
SORU:
Budist dönemde kız çocukların eğitimi nasıldı?
CEVAP:
Bu dönemde kız çocukları için hiçbir sistemli ve kurumsal eğitim yoktur. Zira Buda’nın, kadınları şeytanın canlı temsilcileri ve kötülüklerin kaynağı olduğunu söylediğine inanılmıştır. Bu nedenle viharalarda eğitim gören talebelere de olabildiğince kadınlardan uzak durmaları öğütlenmiş ve kızların dini eğitim dahi almalarına izin verilmemişti. Ancak Buda’nın öğrencilerinden Anand, üvey annesinin aracılığıyla bulduğu 500 kız öğrencinin, yoğun sınırlamalar ve kurallar altında dahi olsa ilk defa viharalarda eğitim görmesini sağlamıştı.
#35
SORU:
Budist dönemde hocaların türlerini belirtiniz.
CEVAP:
Budist dönemde hocalar, Acharyas ve Upadhayas olmak üzere iki sınıfa ayrılmıştı. İlk kademe olan Acharyas döneminde öğretmenlerden, manastırdaki öğrencilerle bir arada on iki yıl boyunca kalmaları istenirdi. Öğrencilerin, çıraklıktan kalfalığa ve ustalığa geçişlerine, bu süre içerisinde geliştirdiği ilişkilere göre hocalar karar verirdi.
#36
SORU:
Bed-i besmele hakkında bilgi veriniz.
CEVAP:
Yüksek tabaka arasında “Bed-i besmele” olarak isimlendirilen bu organizasyonun amacı, çocuklara eğitimi sevdirmek ve özendirici olmasını sağlamaktır. Gelenek hâline gelmiş pedagojik değere
sahip olan bu etkinlik; okunan ilahiler ve edilen dualar esnasında çocuklar “amin” diye bağırdıkları için bu adla anılmaktadır. İlahiler, hocanın başında bulunduğu talebelerden meydana gelen grubun ön sıradakileri tarafından okunurdu. Arka sıradakiler ise aralarda “amin” diye seslenerek çocuğun evine kadar giderlerdi. Amin alayı eve gelince hoca dua eder, varlıklı bir aileye mensupsa çocuk bir arabaya yahut midilliye bindirilerek yine ilahiler eşliğinde hep birlikte okula gelinirdi.
#37
SORU:
Orhun Abideleri hakkında bilgi veriniz.
CEVAP:
Tarihte Türk adının geçtiği runik alfabe ile yazılmış en eski Türkçe metin olarak bilinen Orhun Abideleri; 732’de dikilen Kültegin, 735’te dikilen Bilge Kağan ve 720-725 yıllarında dikilen Tonyukuk yazıtlarından oluşmaktadır. Anıtlar, On iki Hayvanlı Takvim’e göre tarihlenmiştir. Türklerde egemenliğin kaynağı, Türk toplum yapısı, iskân, komşularla ilişkiler, devlet felsefesi, devlet-asker-refah dağılımı ile halkın çıkarlarına dayalı bütüncül bir dünya görüşünün yansıtıldığı bu kitabeler; Türk milletinin bu konularda bilgi edinmesinin amaçlandığı bir ders kitabı özelliği taşımaktadırlar. Anıtlarda kullanılan ifadelerden; karizmatik devlet felsefesinin bilgelik, alplık ve başarılı olmak kavramları etrafında şekillendirildiği anlaşılmaktadır. Bilgisiz, yani iyi bir yönetim bilgisine sahip olmayan, toplumun refah kaynaklarının neler olduğunu, bunun nasıl sağlanacağını bilmeyen hükümdarlar, sistemin çökmesine, toplumsal çözülmeye ve bağımsızlığın kaybedilmesine neden olurlar. Türk devlet düşüncesine paralel şekilde gelişen “bağımsız yaşama azmi”, Göktürkler’de kitabelere kazınarak daimi bir öğreti haline getirilmiştir. Kağan, milletini düşünen, onun ekonomik ve sosyo-politik ihtiyaçlarını kapsayan toplumcu bir felsefeye uygun olarak eğitilmeliydi.
#38
SORU:
Maya takvimi ve sayı sistemi hakkında bilgi veriniz.
CEVAP:
Zaman kavramını kutsallaştıran ilk medeniyetlerden birisi olan Mayalar’ın geliştirdiği takvim; bir yılı 365 güne ayırarak Avrupa’daki Jülyen takvimine göre daha doğru hesaplar vermiştir. Mayaların astronomi ve matematik bilimlerinde ortaya koydukları sofistike eserlerle birlikte, Avrupa’daki artistik seviyelerle kıyaslanabilir düzeyde boyama stilleri ve figürlerle donatılmış tapınakları da ün salmıştır. Ayrıca bir çeşit ağaç kabuğundan kitap imal etmişler ve “0” numarasının da dâhil
olduğu bir sayı sistemini icat etmişlerdi. Sayılar, günümüzdeki on tabanlı sistemden farklı olarak yirmi tabanlı sisteme göre tasarlanmıştır. Bu sistemde “nokta” 1 sayısını temsil etmektedir. “5” sayısına kadar noktalar yan yana yazılarak sayılar oluşturulur. “5” sayısına gelindiğinde “çizgi” kullanılır. Bu şekilde on dokuz sayısına kadar hesaplama yapabilmek mümkündür.
#39
SORU:
Teras çiftçiliği hakkında bilgi veriniz.
CEVAP:
Topografik özelliği itibarıyla eğilimli arazinin egemen olduğu bölgede “teras çiftçiliği” adı verilen bir tarım metodu geliştirmişlerdi. Bu metodda yamaçlardaki ağaçlar, düz bir şerit oluşturacak şekilde kesiliyor ve etrafı taş duvarlarla örülerek destekleniyordu.
#40
SORU:
Aztek okulları hakkında bilgi veriniz.
CEVAP:
Başlıca iki tip Aztek okulu vardı: Calmécac ve Telpochcalli. Calmécac okullarında, asil ailelerin çocukları asker yahut din adamı olmak üzere eğitim alırdı. Rahipler dinî vazifelerinin yanı sıra gerek eyaletler arasında gerçekleştirilen ticarete ve miraslara ilişkin bilgileri gerekse toplanan vergilere
dair verileri taş kitabelere kaydetmekle sorumlu olduklarından, hiyeroglif yazı sistemi ile numerik yazı sistemini iyi bilmek zorundalardı. Tepochcalli ise halk için açılmış okullar olup müfredatında tarih, mitoloji, din dersleri yer almıştır.