HİJYEN VE SANİTASYON Dersi İş Yeri Hijyeni soru cevapları:
Toplam 51 Soru & Cevap#1
SORU:
Çalışmanın sağlıkla nasıl bir ilişkisi vardır?
CEVAP:
Amacı ne olursa olsun çalışmak sağlıkla yakından ilişkilidir. Çalışmak sağlığı olumlu ve olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Toplumda statü kazanmaktan geçimini sağlamanın verdiği huzur ve mutluluğa, fiziksel etkilerinden ruhsal ve sosyal kazanımlara kadar geniş bir yelpazede çalışmanın insanlar ve toplum sağlığı açısından sayısız olumlu yönleri vardır. Diğer taraftan çalışma ortamında, normalde karşılaşmayacağı etkenlerle karşılaşma, bu etkenlere uzun süreli maruziyet söz konusu olabilir. Hatta bazı etkenlerle daha yoğun ve uzun süreli karşılaşma sonucu çalışma ortamına özgü sağlık sorunları (meslek hastalıkları ile iş kazası), normalde görülen sağlık sorunlarına, iş yeri ortamındaki etkenlere de bağlı olarak daha fazla sebep olma ve daha şiddetli yaşama (işle ilişkili hastalıklar) ile karşı karşıya kalınabilmektedir.
#2
SORU:
İş hijyeninin amacı nedir?
CEVAP:
Klasik anlamından daha geniş bir anlamla iş hijyeni, iş yeri ortamındaki fiziksel, kimyasal, biyolojik, ergonomik ve psikososyal etkenlerin kontrol altına alınarak çalışanın sağlığının korunmasına ve geliştirilmesine yardımcı olmayı amaçlamaktadır.
#3
SORU:
İnsanların çalışmalarındaki amaç geçmişten günümüze nasıl bir değişim göstermiştir?
CEVAP:
İnsanoğlu dünyada var olduğundan beri çalışmaktadır. İlk insanların çalışmalarındaki amaç, beslenme için avcılık-balıkçılık yaparak yiyecek bulma ve barınma iken, günümüzdeki amaçlar oldukça farklılaşmıştır. Günümüzde de çalışmada temel amaç geçinme olarak tanımlanır. Geçinmede de barınma, beslenme, ulaşım, haberleşme, eğlence, sosyal yaşamın gereklilikleri, eğitim ve sağlıkla ilgili harcamalar için yani giderleri karşılayacak düzeyde gelirin olması amaçlanmaktadır.
#4
SORU:
Çalışmanın insan yaşamı ve sağlığı üzerindeki olası olumsuz etkileri nelerdir?
CEVAP:
Çalışan bir kişide 4 tür sağlık sorunu söz konusu olabilir:
- Çalışan kişinin yeni gelişen ya da önceden var olan işle doğrudan ilgili veya ilgili olmayan sağlık sorunları: Bunlara daha önceden beri var olan kronik hastalıklar ve işe başladıktan sonra iş ile doğrudan alakalı olmayan gribal enfeksiyon gibi akut, diabetes mellutus gibi kronik hastalıklar örnek
- Meslek hastalığının gelişmesi veya ortaya çıkması: Bir işte belirli bir süre çalışarak, ortamda bulunan etken veya etkenlere maruziyet sonucu oluşan, o mesleğe özgü hastalıklardır. Diğer tanımlarından birisi ise şudur: “Bu işte çalışılmasaydı, bu hastalık ortaya çıkmayacaktı.” Örneğin akümülatör fabrikasında çalışan kişinin kurşunla zehirlenmesi, kömür madenlerinde çalışan kişinin kömür tozunun akciğerlerinde birikmesi sonucu kömür işçisi pnömokonyozu olması
- İşle ilişkili hastalıkların gelişmesi: Çalışılan işin hastalığın görülme sıklığını ve şiddetini artırması, daha erken dönemlerde ortaya çıkmasına neden olmasıdır. Buradaki etken iş yerinde bulunmakla birlikte diğer yaşam alanlarında da var Yani bu hastalıklar, çalışmaya, işe ve iş yeri ortamına özgü değildir. Örneğin; ağır yük kaldıran, taşıyan kişilerde görülen kas iskelet sistemi rahatsızlıklarının tek nedeni işteki çalışma olmayabilir. Ev, bahçe ve tarlasında ağır eşya, malzeme kaldırması veya taşıması da bu rahatsızlıklara neden olabilir.
- İş kazası geçirmesi: Dünya Sağlık Örgütü’ne göre iş kazası; önceden planlanmamış kişisel yaralanmalara, maddi zarara ve üretimin durmasına sebep olan olaydır.
#5
SORU:
Pnömokonyoz nedir?
CEVAP:
Pnömokonyoz akciğerlerde, toz birikimi nedeniyle doku hasarıyla seyreden tablodur.
#6
SORU:
Çalışan bir insanda ortaya çıkan olumsuz etkilerin diğer çalışanlar üzerindeki etkileri nelerdir?
CEVAP:
Çalışan bir insanda ortaya çıkan olumsuz etkiler, çoğu zaman sadece o kişiyi değil aynı zamanda beraber çalıştığı en yakınında bulunandan en uzağına kadar birçok çalışanı da olumsuz yönde etkileyebilir. Örneğin; çalışan kişi iş kazası geçirirse diğer arkadaşları psikolojik olarak bundan olumsuz etkilenebilir. İş kazası geçiren kişinin, tedavi ve iyileşme süreci içerisinde çalışamaması diğer arkadaşlarının daha fazla performansla çalışmasına ve bu nedenle onlarda da değişik sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir. İş kazası sonucu boş kalan çalışma birimine, o işi yapmak üzere iş prosedürü ve işleyişi ile ilgili deneyimi az olan veya hiç olmayan başka bir kişinin görevlendirilmesi de başka kazalara sebebiyet verebilir. İş kazası sonucu makine, cihaz ve alet hasarlanmışsa bu hasarlı makinelerle çalışmak diğer çalışanlar için risk teşkil eder.
#7
SORU:
"İş sağlığı ve güvenliği" nedir ve nasıl ortaya çıkmıştır?
CEVAP:
Çalışmak insan için zorunlu, gerekli, önemli ve değerli olduğuna göre, işin ve ortamın sağlıklı ve güvenli olması, çalışanlara ve topluma olumsuz etkilerinin de olmaması gereklidir. Bu hizmetlerin planlanması ve sunulması için “İş Sağlığı ve Güvenliği” bilimi ve hizmetleri ortaya çıkmıştır. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Dünya Sağlık Örgütü ortaklaşa olarak 1950 yılında iş sağlığını tanımlamış ve 1995’de revize etmişlerdir. İş sağlığı “Bütün mesleklerde çalışanların bedensel, ruhsal ve sosyal yönden iyilik hâllerinin en üstün düzeyde tutulması, sürdürülmesi ve geliştirilmesi çalışmalarıdır” şeklinde tanımlanmıştır.
#8
SORU:
İş sağlığının amaçları nelerdir?
CEVAP:
İş sağlığı, çalışanların sağlıklarına gelebilecek zararları önlemeyi, insanı kendi fizyolojik ve psikolojik yeteneklerine uygun işlere yerleştirmeyi ve böylece işi insana, insanı da işe uyumlaştırmayı amaçlar. Ayrıca iş sağlığı, iş organizasyonlarının ve çalışma kültürünün, iş sağlığını ve güvenliğini destekleyecek yönde geliştirilmesini amaçlar. Bu bağlamda iş sağlığının amaçlarını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür.
- Tüm mesleklerde kamuda, özelde veya kendi adına (nam-ı hesabına) çalışan tüm insanlarla
- Çalışanların, DSÖ’nün sağlık tanımına uygun olarak, bedensel, ruhsal ve sosyal açıdan tam iyi hâle gelmelerine ve bu düzeyleri sürdürebilmelerini amaçlar.
- Çalışma ortamında bulunan her türlü fiziksel, kimyasal, biyolojik, ergonomik ve psikososyal faktörlerden çalışanların korunmasını sağlar.
- Çalışanların fizyolojik, bedensel ve psikolojik kapasitelerine uygun bir işe yerleştirilmesini, sağlık için uyumlu bir ortamda çalışmasını ve bunun sürdürülmesini sağlar.
- Aynı şekilde uygun işe uygun insanın yerleştirilmesini
- Böylece iş ve insan arasındaki karşılıklı uyumun sağlanması ile sağlıklı bir çalışan ve çalışma ortamı oluşturulur. Çalışanın da daha sağlıklı, verimli ve üretken bir insan olmasını sağlar.
- İş yerinde çalışma kültürünün, iş sağlığını ve güvenliğini destekleyecek yönde geliştirilmesini düzenler.
#9
SORU:
İş Sağlığı ve Güvenliği faaliyetleri nelerdir?
CEVAP:
İş Sağlığı ve Güvenliği faaliyetleri, çalışma ortamlarında ve iş yerlerinde işin yapım ve yürütüm koşulları nedeniyle ortaya çıkan tehlikeler ve risklerden, çalışanları korumak, daha sağlıklı ve güvenli çalışma ortamları sağlamak için yapılan sistemli ve bilimsel çalışmalardır. İş sağlığı ve iş güvenliği tıp bilimleri ve mühendislik bilimlerini içeren yani, tıbbi ve teknik yönleri olan çok disiplinli bir konudur.
#10
SORU:
İş hekimliği nedir?
CEVAP:
Çalışanların sağlıkla ilgili tehlike ve risklerden korunması, sağlıklarının geliştirilmesi, sağlık sorunlarının incelenmesi, varsa erken tanı ve etkin tedavilerinin yapılmasıyla uğraşan tıbbi yönüne iş hekimliği denir.
#11
SORU:
İş hijyeni nedir?
CEVAP:
İş yerindeki ve iş yeri ortamındaki sağlığı ve güvenliği etkileyen teknik koşulların ve etkenlerin değerlendirilmesi, bunların kontrol altına alınması, iş yerinin sağlıklı ve güvenli olmasının sağlanmasına ise iş hijyeni adı verilir.
İş hijyeni, sadece iş yerinin temizliğinin sağlanması, temiz olması demek değildir. Sağlığı etkileyen tüm etkenlerin de kontrol altına alınmasıdır.
#12
SORU:
İş yerinde sağlığı etkileyen etkenler nelerdir?
CEVAP:
İş yerinde sağlığı etkileyen etkenler şunlardır:
- Fiziksel etkenler
- Kimyasal etkenler
- Biyolojik etkenler
- Ergonomik koşullar
- Psikososyal etkenler
#13
SORU:
İş yeri ortamında sağlığı etkileyen fiziksel etkenler nelerdir?
CEVAP:
İş yeri ortamında sağlığı etkileyen faktörler içerisinde en fazla rastlanılan etkenler fiziksel etkenlerdir. Bunlar:
- Termal Konfor
- Nem
- Sıcaklık
- Soğuk
- Isıtma
- Havalandırma
- Aydınlatma
- Basınç
- Gürültü
- Titreşim
- İyonize Radyasyon
- Non-iyonize Radyasyon
#14
SORU:
İş yeri nedir?
CEVAP:
İş yeri bir işverenin maddi olan ve olmayan araçlarla belirli bir teknik amacı gerçekleştirmesine yarayan ve süreklilik gösteren organize bir bütündür.
#15
SORU:
İş yerinde soğukluk etkileri nelerdir?
CEVAP:
Soğuk etkisi ile meydana gelebilecek sağlık sorunları üşüme ve donmadır. Sıcak maruziyetinde olan durumun aksine soğuk ortamda vücut sıcaklığını koruyabilmek amacı ile özellikle el ve ayak parmaklarında damarlarda daralma (vazokonstruksiyon) olur. Bu nedenle donma, el ve ayak parmaklarından başlar. Zamanla donma yukarılara doğru hareket eder. Donma düzeyi arttıkça daha merkezi kısımların da donmasıyla ölüm meydana gelir.
Soğuk ortamda dikkat dağılması, bedensel ve zihinsel verimin düşmesi, kanın iç organlara doğru çekilmesi sonucu vücut iç ısısının yükselmesi, hafif ürperme ve titreme ile birlikte beslenme ve enerji gereksiniminin artması söz konusudur.
Aşırı soğukta iş kazaları artar, dokunma duyusu kaybolur, iş verimi düşer, soğuktan korunmak için giyilen ağır elbiseler de iş verimi üzerinde olumsuz etki yapar. Soğuk için giyilen hantal iş elbiseleri iş kazalarına verilen reflekslerin (kaçma, kaçınma, korunma vb.) hemen verilmesine engel olabilir.
Soğuk ortamlar ısıtılmalıdır. Büyük atölyelerde atölyenin tamamının ısıtılamadığı durumlarda sıcak hava akımı sağlanması, atölye içinden sıcak su veya sıcak buhar borularının geçirilmesi, uygun yerlere sobalar ve ısıtıcıların kurulması sağlanabilir. Uygun giysi, ısıtılmış ortam ve ılık içecekler koruyucu olabilir. Ayrıca soğuk ortamda bulunma süresi de olabildiğince kısa tutulmaya çalışılmalıdır.
#16
SORU:
İş yerinde sıcaklık etkileri nelerdir?
CEVAP:
Sıcak ortamda vücudun ısı dengesinin korunması terleme mekanizmasının fazla çalışması ile sağlanır. Bunun sonucunda fazla miktarda sıvı kaybı meydana gelir. Buna dehidratasyon denir. Ayrıca sodyum, potasyum, klor gibi elektrolit maddelerin bozuklukları görülebilir. Kaybedilen sıvı ve elektrolit yerine konmadığı takdirde bazı klinik tablolar meydana gelir.
Sıcak ortamda bulunan kişi aynı zamanda fazla miktarda bedensel aktivite yapmak durumunda ise ısı stresi, yani sıcaklığa bağlı sorunlar daha çabuk ortaya çıkar.
Aşırı sıcaklığa bağlı ortaya çıkan sağlık sorunları şunlardır:
- Tansiyon düşmesi
- Baş dönmesi
- Aşırı terleme ve tuz kaybıyla oluşan ısı krampları
- Konsantrasyon bozuklukları
- Konvülziyon
- Aşırı uyku hâli
- Yorgunluk
- Vücut direncinin düşmesi
- Çalışma veriminin düşmesi
- Kaşıntıya yol açan kırmızı lekelerin oluşması
- Moral bozukluğu
- Aşırı duyarlılık ve endişe
- Vücut sıcaklığında aşırı yükselme (Özellikle 41 °C’nin üzerinde ısı çarpması, koma ve ölüm görülür.)
Sıcak ortamda çalışanların sağlık sorunlarının ortaya çıkmaması için fizik aktivite düzeyleri azaltılmalı, giysi türleri ortama ve koşullara uygun seçilmeli, kaybedilen sıvı ve elektrolitlerin yerine konmasına çalışılmalıdır. Çalışanların düzenli aralıklarla su içmeleri ve günde aldıkları tuz miktarını da artırmaları gereklidir. Bunun için çalışan, saatte 3-4 bardak su içmeli, iş yeri hekimine danışarak günde fazladan 3-4 gram tuz almalıdır.
#17
SORU:
Aklimatizasyon nedir?
CEVAP:
Sıcak ortamda uzun süreli olarak çalışanlar, zaman içinde sıcak ortama alışırlar. Buna aklimatizasyon denir. Bu kişilerde zaman içinde terleme miktarı artar, böylece sıcak daha kolay tolere edilebilir. Buna karşılık terle kaybedilen tuz miktarı azalır. Sıcak ortama yeni gelen bir kişi dakikada 15 gram terlerken, aklimatize olan kişilerin terleme miktarı 50 g/ dk. düzeyine kadar artabilir. Diğer yandan ter içinde kaybedilen sodyum miktarı ise 4 g/l’den 1 g/l düzeyine kadar inebilir.
#18
SORU:
İş yerinde nemlilik nedir, etkileri nelerdir?
CEVAP:
Havadaki su buharına nem denir. Nem, mevcut ortam ısısı koşullarında iş yeri havasını doymuşluk (%100 nemli) düzeyine kadar getirecek su buharı değerine göre yüzde oranı şeklinde ifade edilebilir. Nem, hissedilen sıcaklığın derecesini etkiler. Nem düzeyi yükseldikçe veya arttıkça havanın sıcaklığına göre sıcak ve soğukluk daha farklı hissedilebilir.
Bu nedenle nem düzeyi yüksek olan çalışma ortamlarını klima ve vantilatör kullanarak, nem düzeyi düşük olan ortamları da klimalarla daha uygun hâle getirmek mümkündür.
Nem düzeyi ölçümü kata termometre, psikrometre cihazı ya da higrometre ile ölçülür. Psikrometre, kuru ve ıslak termometre bir arada kullanılarak aynı anda iki değer elde edilir. Sonuçlar bu cihaz için geliştirilmiş grafik (psychrometry chart) ile değerlendirilerek ortamın nem düzeyi hesaplanır.
#19
SORU:
İş yerinde hava akımının önemi nedir?
CEVAP:
Hava akımı, hareket hâlindeki havanın insan bedenine çarpması sonucu deride meydana getirdiği ısı değişikliği olarak algılanır. Gereğinden az ya da çok olması sakıncalıdır. Çalışma ortamında ısısal rahatlığın (termal konfor) sağlanması ve sağlığa zararlı olan su buharı, gaz ve tozların ortamdan atılması için uygun bir hava akımı sağlanmalıdır.
Hava akım hızı anemometre ile ölçülür. Ortamdaki nem ve hava akımını dikkate alan değerlendirmeye etkin sıcaklık değerlendirmesi denir. Buna ek olarak radyant ısıyı da dikkate alan değerlendirmeye düzeltilmiş etkin sıcaklık denir.
#20
SORU:
Radyant ısı nedir?
CEVAP:
Radyant ısı iş ortamlarındaki sıcak veya soğuk yüzeylerden çalışanlara veya çalışanlardan bu yüzeylere ısı yayılımıdır.
#21
SORU:
İş yerinde gürültünün etkileri nelerdir?
CEVAP:
İstenmeyen ve hoşa gitmeyen sese gürültü denir. Gürültünün insan üzerinde görülen ilk etkisi rahatsızlık ve dikkat dağılmasıdır. Bu etki gürültünün şiddetiyle orantılı olarak artmakta ve çok hafif sesler bile kişiyi yeterince rahatsız ve tedirgin etmektedir. Gürültünün çalışan sağlığı açısından en önemli etkisi ise işitme kaybına neden olmasıdır.
Gürültü düzeyi 50-60 desibeli aştığında kişiler arası iletişim güçleşir. 85 desibel ve üzerindeki ses işitme sistemini olumsuz etkiler.
Gürültünün yüksek olduğu iş yerlerinde gürültüden korunmak için kulak tıkaçları veya kulak koruyucuları kullanmak gerekmektedir. Bu cihazlar gürültüde 15-30 dB azalma sağlarlar.
Kulaklık kullanımı ile ilgili bir diğer nokta da kulaklığın ilk kullanılacak koruyucu yöntem olmadığının kabul edilmesidir. Öncelikle iş yeri ortamında gürültü düzeyini azaltacak teknik korunma önlemleri alınmalı, daha sonra gerekirse kulaklık kullanımına başvurulmalıdır.
#22
SORU:
İş yerinde aydınlatmanın önemi nedir?
CEVAP:
Yaşanan ve çalışılan ortamın aydınlatma düzeyinin insanlara rahatlık verecek şekilde olması gereklidir. Genel olarak çalışılan ortamların aydınlatma düzeylerinin 200-300 lüks düzeyinde olması yeterlidir. Doğrudan işin yürütülmesi ile ilgili olmayan depo, ambar, koridor gibi yerlerde 40-50 lüks düzeyi yeterli olurken, daha ince işlemlerin yapıldığı ortamlarda 1000-2000 lüks düzeyinde aydınlatma gerekebilir.
Aydınlatmanın yeterli olmadığı iş yerlerinde iş kazası riski yüksektir. Üzerinde işlem yapılan cisim ve yüzeylerin gereğinden fazla veya az aydınlatılması, esas işin görülmesini güçleştirir. Aynı zamanda göz uyumunu da zorlaştırır.
#23
SORU:
İş yeri aydınlatma kuralları nelerdir?
CEVAP:
Aydınlatma kuralları şu şekilde özetlenebilir:
- Görüşü uzun süre yormadan, zorlamadan, yanılgısız sürdürmeyi sağlayan, ruhsal uyumu kolaylaştıran, kullanım amacına uygun olarak seçilmiş armatürlerle oluşturulmalıdır.
- Aydınlatma araçlarından çıkan ışık ışınları direkt veya yansıyarak göze
- Yapay aydınlatma doğal aydınlatmaya yakın olmalıdır.
- Çalışma alanında keskin gölgeler oluşmamalıdır.
- Aydınlatmada titreşim (pırıldama) olmamalıdır.
#24
SORU:
Elektromanyetik alan nedir, etkileri nelerdir?
CEVAP:
Elektrik akımının geçtiği her yerde elektromanyetik alan (EMA) meydana gelir. Dolayısıyla yaşam alanlarımızda EMA üreten kaynaklarla birlikte yaşama zorunluluğumuz söz konusudur.
EMA kaynakları iki temel alanda incelenir
- Çok düşük frekanslı kaynaklardan meydana gelen EMA (ÇDF-EMA)
- Yüksek frekanslı ve özellikle haberleşme sistemlerinden kaynaklı EMA (RF-EMA)
Hem ÇDF-EMA, hem de RF-EMA Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı’nca (IARC) Grup 2B kanserojen olarak sınıflandırılır (Tablo 7.1). Bu nedenle elektrikli cihazlar çalışırken yanında fazla durmamalı, kablolu kulaklık kullanmalı, cep telefonu ile fazla konuşmamalı (kulaklık kullanılmıyorsa cihaz tek kulakta 6 dakikadan fazla konuşmamalı), şarj için elektrik prizine bağlı iken cep telefonu ile konuşmamalıdır.
#25
SORU:
İş yeri ortamında titreşim nedir, etkileri nelerdir?
CEVAP:
Gürültülü çalışan makine ve tezgâhlar genellikle titreşim oluştururlar. Çalışanların titreşimden etkilenmesi ya tüm vücudun etkilenmesi ya da el ve kolların etkilenmesi şeklinde olabilir.
Titreşim, vücudun tümüne aktarıldığında, özellikle bel bölgesinde rahatsızlık ve omurgada travmaya yol açar. Ayrıca zihinsel ve bedensel yorgunluğa, sinir sistemi, sindirim ve dolaşım sistemi üzerinde oluşturduğu negatif etkiler yüzünden iş veriminde düşüşe, iç organların bağ dokusunun gevşemesine neden olarak organların bedenin içinde sarkmasına (organoptozis), kas deformasyonlarına neden olabilir.
El-kol titreşiminin özel bir etkisi de beyaz parmak veya ölü parmak adı verilen bir durumdur. Madencilik, ormancılık, inşaat vb. işlerde titreşimli ve elektrikli el aletleri ile çalışırken oluşan titreşim sonucu meydana gelir.
#26
SORU:
Titreşimin etkisini önlemek için neler yapılmalıdır?
CEVAP:
Titreşimin etkisini önlemek için:
- Titreşime neden olan makine ve araçlarda yalıtım yapılarak, insanların etkilenmesi önlenmelidir.
- Titreşim azaltılmalıdır (Makinelerin sap kısımlarının titreşimi absorbe edilmeli, lastik eldiven giyilmeli vb.).
- Eller sıcak tutulmalıdır.
- İşçiler sık sık muayene
- Gerekli görüldüğü takdirde iş değişimi yapılmalıdır.
#27
SORU:
İş yeri ortamında basınç nedir, etkileri nelerdir?
CEVAP:
Bazı iş türlerinde düşük veya yüksek atmosfer basıncı altında çalışma söz konusu olabilir. Yüksek basınç, özellikle su altı iş yerlerinde ve tünel yapımında sorundur. Su altında her 10 metre derinlikte basınç 1 atmosfer artar. Dalgıçlar, balıkçılar, özellikle sünger avcıları yüksek basınç maruziyetine uğrayabilirler. Yüksek basınç altında kanda fazlaca çözünen azot gazı kişinin hızla su yüzüne çıkarılması durumunda gaz hâline geçer, sonuçta gaz embolisi oluşur.
Düşük atmosfer basıncı ise yüksek rakımlı yerlerde olur. Hat bakım işçileri, yüksek rakımlı yerlerde bulunan istasyonlarda çalışan işçiler, pilotlar, hostesler, askerler risk altındadır. Yüksek yerlerde atmosfer basıncı ile birlikte parsiyel oksijen basıncı da düşeceği için hipoksi oluşur. Deniz seviyesinden 2400 metre yükseğe çıkıldığında, arteriyel kandaki hemoglobin oksijen saturasyonu %90’ın altına düşer, baş ağrısı, baş dönmesi, çarpıntı, yorgunluk gibi hipoksi belirtileri ortaya çıkar.
#29
SORU:
İş yeri ortamında kimyasal etkenler nelerdir?
CEVAP:
Kimyasal etkenleri 5 grupta inceleyebiliriz:
- Metaller
- Solventler
- Gazlar
- Asit ve alkaliler
- Pestisitler
#30
SORU:
İş yeri ortamında metaller ve etkileri nelerdir?
CEVAP:
Sanayide en yaygın olarak kullanılan ham madde demir olmakla birlikte, toksikolojik bakımdan kurşun, cıva, krom, nikel, kadmiyum gibi ağır metaller daha önemlidir. Bu maddeler vücutta değişik organlarda birikerek akut veya kronik toksikasyon (zehirlenme) tablolarına yol açabilirler. Krom, nikel, kadmiyum gibi bazı maddeler ise kansere neden olabilirler. Bu tür maddelere kanserojen maddeler denir.
#31
SORU:
İş yeri ortamında çözücüler ve etkileri nelerdir?
CEVAP:
Çözünebilen bir maddeyi çözerek çözelti oluşturan sıvılardır. Çözücü amaçla en çok kullanılan madde sudur. İş yaşamında ve özellikle endüstride yaygın olarak kullanılan diğer çözücüler karbon içeren maddeler, yani petrol ürünleri olan organik kimyasallardır. Bunlara organik çözücüler (solvent) denir. Çözücülerin kaynama noktaları düşüktür ve kolaylıkla buharlaşırlar.
Eski yıllarda en yaygın kullanılan örnekleri benzen ve türevleri olan toluen ve ksilendir. Günümüzde benzenin kanserojen etkisi ortaya konduktan sonra eter, formaldehit, alkoller, triklor etilen, hekzan gibi yeni çözücüler kullanıma girmiştir
Solventler en çok boya endüstrisinde, ayakkabı, terlik yapımında, yapıştırıcı imalinde ve kullanımında, çeşitli temizlik maddelerinin yapımında ve kullanımında karşımıza çıkarlar. Bu maddelerin çoğu merkezi ve periferik (beyin ve omurilik dışındaki sinir sistemi) sinir sistemi üzerine etkilidir. Ayrıca triklor etilen, toluen gibi maddelerin bağımlılık yapıcı etkisi vardır.
#32
SORU:
İş yeri ortamında gazlar ve etkileri nelerdir?
CEVAP:
Gazlar hem sanayide en çok kullanılan maddeler arasında yer alır, hem de çeşitli işlemler sırasında ortaya çıkabilirler.
Bazı gazlar vücuda doğrudan doğruya zarar vermez. Ancak ortamda çok miktarda olduklarında havanın bileşimindeki oksijen miktarının azalmasına yol açarlar. Karbondioksit, metan gibi gazların bulunduğu bu gazlara basit boğucu gazlar denir.
Buna karşılık karbonmonoksit, siyanür, hidrojen sülfür gibi gazlar vücutta bazı kimyasal reaksiyonlara girerek toksik etki gösterirler. Çok az miktarları bile öldürücü etki yapar ve bunlara kimyasal boğucu gazlar denir.
Basit veya kimyasal boğucu gazlar dışında bazı gazlar ise (azotoksitleri, kükürtdioksit vb.) su ile karşılaştıklarında asit oluştururlar.
#33
SORU:
İş yeri ortamında asit alkaliler ve etkileri nelerdir?
CEVAP:
Hidroklorik asit, nitrik asit ve sülfirik asit, asitlere; sodyum hidroksit, amonyak vb. kimyasal maddeler de alkali maddelere örnektir.
Sıvı hâldeki her iki grubun başlıca riskleri yanıcı etkilerinin olması nedeniyle tahriş ve yanıklara neden olmasıdır. Kaza sonucu içilirse ağız, yutak, yemek borusu ve midede ciddi tahriş ve yanıklara neden olarak yaşamsal tehlike oluşturabilirler. Buharlaşmaları hâlinde mukozalar üzerinde irritan etki yaparlar.
#34
SORU:
İş yeri ortamında pestistler ve etkileri nelerdir?
CEVAP:
İstenmeyen canlıları yok etmek ya da onları kontrol altına almak üzere tüm dünyada yaygın biçimde kullanılan, insan, hayvan ve bitkilere zarar verdiği kabul edilen toksik kimyasal maddelerdir. Daha önceleri pestisit (haşerekıran) olarak adlandırılan bu kimyasal maddelere, günümüzde biyosidal ürün de denilmektedir. Biyosidal ürünler ve pestisitler şunlardır:
- İnsektisit: Sinek ve böcekleri öldürmek amacıyla kullanılanlar,
- Herbisit: Otlarla mücadele amacıyla kullanılanlar,
- Rodentisit: Fare, sıçan gibi hayvanlara karşı kullanılanlar,
- Fungusit: Mantarlara karşı kullanılanlar olarak gruplandırılırlar.
Bu gruplar arasında en çok kullanılanlar insektisitlerdir. Dünyada kullanılan pestisitlerin en çok bilineni organik fosforlu bileşiklerdir. Vücuda girişi başlıca solunum ve deri yolu olup, kaza sonucu veya intihar amaçlı olarak içilmesi sonucu sindirim sisteminden de giriş olabilir. Vücutta asetil kolin esteraz enziminin etkisini ortadan kaldırarak ciddi zehirlenme tablolarına yol açarlar.
#35
SORU:
Biyolojik etken nedir?
CEVAP:
Herhangi bir enfeksiyona, allerjiye veya zehirlenmeye neden olabilen, genetik olarak değiştirilmiş olanlar da dâhil mikroorganizmalara, hücre kültürlerine ve insan endoparazitlerine biyolojik etken; çok hücreli organizmalardan türetilmiş hücrelerin invitro olarak geliştirilmesine hücre kültürü; genetik materyali replikasyon veya aktarma yeteneğinde olan hücresel veya hücresel yapıda olmayan mikrobiyolojik varlıklara mikroorganizma denir. Bir enfeksiyon etkeninin hastalık yapabilme yeteneğine patojenite; bir etkenin ağır veya öldürücü bir hastalık tablosuna yol açma yeteneğine ise virulans denir.
#36
SORU:
Biyolojik etkenler kaç guruba ayrılır?
CEVAP:
Biyolojik etkenler, enfeksiyon risk düzeyine göre 4 risk grubuna ayrılır:
- Grup 1 Biyolojik Etkenler: İnsanda hastalık yapmayan biyolojik
- Grup 2 Biyolojik Etkenler: İnsanda hastalığa neden olabilen, ancak topluma yayılma olasılığı olmayan (insandan insana bulaşmayan), etkili korunma veya tedavi olanağı bulunan biyolojik
- Grup 3 Biyolojik Etkenler: İnsanda hastalığa neden olan, topluma yayılma riski bulunabilen (insandan insana bulaşabilen), etkili korunma veya tedavi olanağı olan biyolojik
- Grup 4 Biyolojik Etkenler: İnsanda hastalığa neden olan, çalışanlar için ciddi tehlike oluşturan, insandan insana bulaşabilen (topluma yayılma riski yüksek olan), etkili korunma ve tedavi yöntemi bulunmayan biyolojik etkenlerdir.
#37
SORU:
Biyolojik etkenlere maruziyetin olabileceği işler nelerdir?
CEVAP:
Biyolojik etkenlere maruziyetin olabileceği işler şunlardır:
- Sağlık hizmetleri,
- Saç bakımı, vücut bakımı kişisel bakım hizmetleri,
- Aşı, serum vb. biyoteknolojik ürün üretim yerleri,
- İlaç üretimi,
- İnsanlarla ilgili klinikler ve araştırma laboratuvarları,
- Hayvanlarla ilgili klinikler ve araştırma laboratuvarları,
- Hayvancılık, ormancılık, balıkçılık işleri,
- Tarımsal ürünlerin yetiştirilmesi,
- Tarım ve hayvancılık ürünlerinden gıda depolama, üretimi ve kullanımı,
- Hayvan tüyleri ve derilerinin işlenmesi,
- Tekstil fabrikaları,
- Marangozhaneler, mobilya fabrikaları gibi ağaç işleme işleri,
- Bina onarımı,
- Kanalizasyonla ilgili işlerle, atıksu arıtma tesisleri,
- Katı ve sıvı atıkların yok edilmesi,
- Endüstriyel atıkların yok edilmesi.
- Bu iş yerlerinde hepatit gibi viral, şarbon (anthraks), brusella, tüberküloz, salmonella gibi bakteriyel, askariazis, giardiosis, amiplidizanteri gibi paraziter hastalıklar hatta salgınlar görülebilir.
#38
SORU:
Biyolojik etkenlerle çalışmaya bağlı sağlık veya güvenlik risklerini önlemek için alınması gereken önlemler nelerdir?
CEVAP:
Biyolojik etkenlerle çalışmaya bağlı sağlık veya güvenlik risklerini önlemek için alınması gereken önlemler şunlardır:
- Çalışanlar, biyolojik etkenlerin bulaşma riskinin olduğu çalışma alanlarında birşeyler yiyip içmemelidir.
- Çalışanlara eldiven, maske, gözlük, önlük vb. uygun kişisel koruyucu donanımlar sağlanmalıdır. Çalışanların da bunları çalıştıkları sürece kullanmaları sağlanmalıdır.
- Kişisel koruyucu donanımlardan tek kullanımlık olmayanlar, her kullanımdan sonra ve mümkünse kullanımdan önce kontrol edilip temizlenmelidir.
- Çalışanlara, acil durumlarda kullanmak üzere göz yıkama sıvıları ve/veya cilt antiseptikleri uygun, yeterli miktarda ve son kullanma tarihleri kontrol altında olan temizlik malzemeleri sağlanmalıdır.
- Çalışanların çalışmaya başlamadan önce kendilerine ait kişisel giysilerinin yerine iş yerinde sağlanan uygun giysileri giymeleri gerekmektedir. İş bitiminde bu giysiler ayrı bir şekilde toplanmalı ve yıkanmalıdır. Ayrıca çalışanların iş yerinde duş almalarına olanak sağlanmalıdır.
- İş yerlerinde yeterli miktarda tuvalet yapılmalı, burada çeşme, tuvalet kağıdı, elsabunu, kağıt havlu gibi temizlik ürünleri bulundurulmalıdır.
- İş yerindeki olası sağlık riskleri, maruziyeti önlemek için alınacak önlemler, hijyen gerekleri, koruyucu donanım ve giysilerin kullanımı ve giyilmesi, herhangi bir olay anında ve olayların önlenmesinde çalışanlarca yapılması gerekenler konusunda çalışanlara etkin ve sürekli eğitimler
- Maruz kaldıkları veya kalmış olabilecekleri biyolojik etkene karşı henüz bağışıklığı olmayan çalışanlara, Sağlık Bakanlığı’nın önerilerine uygun aşılar yapılmalıdır.
#39
SORU:
İş yeri ortamında tozlar ve etkileri nelerdir?
CEVAP:
Havadaki başlıca kirleticilerden birisi olan toz, havada asılı durumda bulunan katı parçacıkların genel adıdır.
Tozlar fiziksel, kimyasal ve biyolojik davranışlarına göre sınıflandırılabilirler.
- İnert tozlar: Alındığında vücutta herhangi bir reaksiyona girmeden vücudun savunma sistemi ile vücut dışına taşınan tozlardır. Baryum ve demir tozu örnek olarak
- Toksik tozlar: Vücuda alındıklarında (genelde solunum sistemi ile alınırlar) vücuda dağılarak değişik doku ve organlarda toksik etki gösteren tozlardır. Kurşun, krom, cıva, kadmiyum, nikel örneklerdendir. Örneğin, kurşun solunumla alınır, akciğerlerden lenf sistemine, oradan da kan yoluyla vücuda yayılır. Vücuda alınan kurşun; kemik, saç, tırnak gibi sert dokularda birikir. Bir kısmı kemik iliği, beyin, böbrek gibi doku ve organlarda birikir. Bunun sonucunda anemi (kansızlık), beyinde enflamasyon (ensefalit), böbrek fonksiyonlarının bozulmasına ve böbrek yetmezliğine neden olabilir. Sindirim sisteminde birikmesi sonucu apandisit benzeri şiddetli karın ağrısı yapabilir.
- Fibrinojenik tozlar: Havadaki mermer, taş, maden ve kömür ocağı, cam sanayi gibi işlerde çalışanlarda silis, kömür tozları gibi tozların solunması sonucu akciğerlerde bu toz birikir. Akciğerdeki hava keseciklerinin (alveol) yapısını bozar ve oksijen-karbondioksit değişimi zorlaşır. Bunun sonucunda öksürük, nefes darlığı ile seyreden ve kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) denilen hastalığa neden olabilir.
- Kanserojen tozlar: Solunumla alınan tozlar başta akciğer olmak üzere diğer organlarda da kansere neden olabilirler. En tipik örneği asbest adı verilen lif yapısındaki tozlardır. Bunlar akciğerde ve özellikle akciğeri saran ve plevra adı verilen zarda mezotelyoma adı verilen kansere neden olabilirler. Bunun yanında krom, nikel, kadmiyum gibi maddeler de kansere neden olan tozlardandır.
- Alerjik tozlar: Havada bulunan bu tür tozlar, solunum yollarında spazma neden olarak astım benzeri tabloya neden Organik veya inorganik tozlar sonucu meydana gelebilir.
- Organik tozlar: Bisinozis denilen hastalıkta pamuk tozlarına karşı allerji gelişir ve astım benzeri yakınmalar söz Yine hayvan tüyleri, keten, kendir, şeker kamışı tozları da benzer tablolara neden olabilir. Un, tahıl tozları gibi bazı tozlar da deride alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
- İnorganik tozlar: Cam yünü, kireç tozu gibi inorganik tozlar da alerjik reaksiyonlara neden olabilir.
#40
SORU:
Tozların sağlık üzerine olumsuz etkilerinden çalışanların korunması için alınabilecek önlemler nelerdir?
CEVAP:
Tozların sağlık üzerine olumsuz etkilerinden çalışanların mutlaka korunması gerekir. Bunun için alınabilecek önlemler şunlardır:
- Teknik Önlemler
- İkame: Zararlı, tehlikeli bir madde veya yöntem yerine daha az zararlı ya da zararsız madde veya yöntemin kullanılmasıdır.
- Havalandırma: İş yeri ortamında ortaya çıkan tozun ortamdan uzaklaştırılmasıdır. Genel veya lokal (bölgesel) Lokal havalandırma, tozun çıktığı yerde aspirasyon sistemi kullanılarak tozun havaya karışmasını önlemeyi amaçlar ve bu nedenle genel havalandırmadan daha etkilidir. Duvarda matkap ile delme işlemi yapılırken elektrik süpürgesinin matkabın ağzına yakın tutulması günlük yaşamda da sık kullandığımız lokal havalandırmaya örnektir.
- Islak-Yaş Yöntem: Toz kaynağına su püskürtülmesi ile tozumanın önüne geçilmeye çalışılmasıdır.
- Kapatma: Tozun çıktığı alanın kapatılmasıdır.
- Ayırma: Tozlu bir işlemin, diğer çalışma alanlarının dışında başka bir yerde yapılmasıdır.
- Tıbbi Önlemler
- İşe Giriş Muayenesi: İş yeri hekimince yapılan, çalışanın işe kabulünden önce adayın işe sağlık açısından uygun olup olmadığının değerlendirilmesidir. Tozlu bir iş yeri için; sigara kullanan, akciğerlerinde sorun olan birinin bu iş yerindeki riskler nedeniyle o kişinin daha ciddi sağlık sorunları ile karşılaşma olasılığının yüksekliği nedeniyle kabul edilmemesi
- Periyodik (Aralıklı) Muayene: İş yeri hekimince çalışanın belirli aralıklarla standart muayenelerinin yapılmasıdır. Böylece çalışanın iş yeri ortamındaki etkenlerden etkilenip etkilenmediği değerlendirilir. Bu muayenede amaç, etkilenim varsa bunu en erken zamanda saptayarak alınabilecek diğer önlemlerin ve gerekli tedavilerin yapılması sağlanır.
- Kişisel Koruyucu Donanım Kullanımı: O iş için gerekli maske, gözlük, baret, giysi, eldiven vb. donanımların kullanılmasının sağlanmasıdır. Her iş için uygun donanımlar seçilmeli ve çalışan bunları çalıştığı sürece önerilen şekliyle aksatmadan kullanmalıdır.
- Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenme sağlanmalıdır.
- Sigara gibi alışkanlıkların önlenmesi, kullananların ise bırakmaları konusunda desteklenmesi gereklidir.
#41
SORU:
Ergonomi nedir?
CEVAP:
Ergonomi, çevrenin, yaşam ve çalışma koşullarının insan özelliklerine uygun hâle getirilmesi olarak tanımlanmaktadır. Bir başka anlayışla çevrenin insana uyumlaştırılması demektir.
Çalışma yaşamı bakımından ergonomi iki açıdan önemlidir. Bunlardan birisi iş verimidir. Rahat ve konforlu bir ortamda çalışan kişinin iş verimi, yani üretimin niteliği ve miktarı artar.
İkinci konu ise iş güvenliğidir. Ergonomik ilkeler uygulanıyorsa iş güvenliği artar, kaza olasılığı azalır.
#42
SORU:
Bir tasarımın ergonomik olduğunu belirleyen ölçütler nelerdir?
CEVAP:
Bir tasarımın ergonomik olduğunu belirleyen ölçütler şunlardır:
- Kullanıcıya uygun olmalıdır.
- Kullanımı kolay olmalıdır.
- Rahatlığı ve konforu artırmalıdır.
- Sağlık ve güvenliği artırmalıdır.
- Performansı ve iş verimliliğini artırmalıdır.
#43
SORU:
Fiziksel ergonomi nedir?
CEVAP:
Fiziksel ergonomi fiziksel çevrenin insanın antropometrik, anatomik ve fizyolojik özelliklerine uygun olmasıdır. Örneğin; kullanılan el aletlerinin elin yapısına ve boyutlarına uygun olması; ayakkabıların çalışanların ayak ölçülerine uygun olması; oturulan sandalyelerin boyun, sırt, bel, kalça, bacak, ayak, hatta kolun yapısına uygun olması; kullanılan motorlu araçların el, kol, bacak, ayak, beden, başın yapı- sına, hareket yetenek ve sınırlılıklarına uygun olması; ortamın hava akımı, nem, ısı, aydınlatma, gürültünün insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde olmasıdır.
#44
SORU:
Bilişsel ergonomi nedir?
CEVAP:
İşin bilgiyi algılama, anlama ve işleme gereksinimleriyle ilgile Uygulamaların hatasız olması ve hata olasılığının en az olması ve dolayısıyla insanın performansının artırılması amaçlanır. Kadran, kontrol sistemleri ve bilgisayar sistemleri en temel örneklerindendir. Örneğin; bir otomobilin kullanılması için hız göstergesi, motor devri, yağ ve akaryakıt durumu, hatta lastik basıncı, dış ortam hava sıcaklığı, farların açık olup olmadığı, sağ-sol sinyal görsel ve sesli uyaranlar, hatta yol haritası gibi birçok bilgiye gereksinim vardır. Bir otomobil, ilgili bu bilgilerin aracı kullanan kişinin değişik kadran ve göstergelere bakması ve burada farklı renk ve işaretlerle algılaması sonucu doğru bir şekilde kullanılabilir. Bu nedenle bilişsel ergonomi günümüzde birçok alanda kullanılan bir uygulama alanıdır.
#45
SORU:
Örgütsel ergonomi nedir?
CEVAP:
Örgütün, kuruluşun, kurumun veya iş yerinin yapılandırılması ve işleyişinin sağlanmasında yararlanılan bir anlayıştır. Konuları arasında iletişim, ekip, ekip yönetimi, işin planlanması, iş tasarımı, çalışma saatlerinin belirlenmesi, çalışanlarının görev ve rollerinin belirlenmesi, kalite yönetimi gibi konular vardır. Bunlar değişik yönerge ve standartlarda olması gerekenin en iyisi olması anlayışıyla oluşturulur. Böylece örgüt içi iletişim sağlıklı oluşturulur ve örgütsel kültür, kurum kültürü, kurum aidiyeti sağlanmış olur. Örneğin bir sağlık kuruluşunda kimin ameliyat ekibinde yer alacağı, bunlarla ilgili mesleklerin görevlerinin tanımlanması ve işleyişinin planlanması, gerekli olan tıbbi malzemelerin temin edilip ameliyata uygun hâle getirilip kullanılması, hem çalışanların daha sağlıklı ve daha verimli çalışmalarına yardımcı olur; hem de hizmet alan kişiler daha az sağlık riski ile karşılaşır.
#46
SORU:
Stresin psikososyal belirtileri nelerdir?
CEVAP:
Stresin psikososyal belirtileri şunlardır:
- Sigara ve alkol kullanımının artması,
- Duygusal ve fevri davranışlar,
- Çalışanın iş kazasına uğraması,
- Ev çevresinde diğer insanlarla kurulan ilişkilerde azalma,
- Aile ve toplum içi rollerin yürütülmesinde beceriksizlik,
- Sosyal yalıtım.
#47
SORU:
Stresin sonuçları nelerdir?
CEVAP:
Stresin sonuçları:
- Aşırı hareketlilik veya aşırı durgunluk,
- Yaşama karşı ilgi ve isteklerin azalması,
- Psikosomatik yakınmalar (sıkıntıların bedene yönlendirilmesi, psikolojik sorun kaynaklı bedensel yakınmalar) veya hipokondriyazis (hastalığı olmadığı hâlde kendini hasta hissetmesi) denilen bedene yönlendirme gibi (psikosomatik) durumların görülmesi,
- İşten doyum alamama ve tükenme sendromu yaşama,
- Sigara, çay, kahve, alkol tüketiminin artması ve madde bağımlılığı görülmesi,
- Anksiyete (endişe, sıkıntı hâli) veya depresyona girme,
- Kan basıncının ve kalp hızının artması gibi kalp ve dolaşım sistemi bozuklukları,
- Karoshi Sendromu denilen, aşırı çalışmaya beyin veya kalp damarlarından birinde kanamaya bağlı ölüm,
- Midede şişkinlik, dolgunluk hissi, geğirme, bulantı, spastik kolon (irritabl barsak sendromu)
- Bağışıklık sisteminin zayıflamasına bağlı kişinin bulaşıcı hastalıklara karşı direncinin azalması, daha sık hasta olma ve hastalıkların daha uzun ve ağır seyretmesi,
#48
SORU:
İş stresi ile başa çıkma yolları nelerdir?
CEVAP:
Alınacak önlemler, iş yerinde ne kadar toplu önlemler olursa ve genele yayılabilirse o kadar etkilidir. Bu nedenle kurumsal önlemler stresle baş etmekte çok önemlidir. Bunlardan bazıları şunlardır:
- Çalışana destekçi bir örgütsel hava oluşturulmalıdır.
- Çalışanlarını monotonluktan kurtarmak için görevleri zenginleştirilebilir.
- Örgütsel ilkelere uygun kişilerin rolleri Bu rollere uygun eğitimler verilmelidir.
- Çalışanlar arasında rekabetin olumlu sonuçları Ancak bu çatışmaya dönüşebilir. Bu nedenle yöneticilerin çalışanlarını yakından tanıması gerekir. Bununla birlikte çalışma yaşamının doğallıklarında olan çatışmaların önlenmesi gerekir.
- Çalışanlara kariyer ve mesleki gelişim yolları açılabilir ve fırsatları oluşturulabilir. Bunun için çalışanlar ve yöneticiler birlikte planlanmalar yapabilirler. Ayrıca danışmanlık hizmetleri organize
Bu kurumsal önlemlerin yanında bireysel önlemler de alınabilir:
- Kendine ve ailesine zaman ayırmalıdır.
- Sağlık için uygun bedensel hareketler yapmalıdır.
- Meditasyon tekniklerini
- Tıbbi rehberlik hizmetleri
- Gevşeme egzersizleri
- Düzenli, yeterli ve dengeli
- Sosyal, kültürel ve sportif etkinliklere katılabilir.
- İnancına uygun dua ve ibadet
- Zaman yönetimi konusunda eğitimler
- İş dışında hobileri olmalıdır. Bunlar da kurumsal olarak
#49
SORU:
İş yeri ortam faktörleri nasıl değerlendirilir?
CEVAP:
İş yeri ortamında varlığı saptanan faktörlerin ortamdaki düzeyi, ölçümlere dayalı olarak belirlenmelidir. Bir etkenin ortamda bulunan miktarı, etkenin niteliğine göre farklı şekillerde değerlendirilir. Örneğin; metaller veya tozların düzeyi iş yeri ortamının belirli bir hacminde bulunan tozun miligram cinsinden ifadesi (mg/m3) şeklinde olabilir. Öte yandan gazların miktarı da iş yeri ortamının belirli bir hacminde gazın kapsadığı hacim ölçüsüdür.
İş yeri ortamında herhangi bir etkenin saptanmasından sonra bulunan düzeyin, çalışanların sağlığı bakımından tehlike oluşturup oluşturmadığının irdelenmesi gereklidir. Bu konuda uluslararası normlar da dikkate alınarak hazırlanmış olan standartlar vardır. Bu standartlardan en çok kullanılanı şunlardır:
- Müsaade Edilen Azami Konsantrasyon (MAK)
- Eşik Sınır Değer (ESD)
#50
SORU:
Müsaade edilen azami konsantrasyon nedir?
CEVAP:
Atmosfer kirleticilerinin, günde 8 saat maruz kalmak suretiyle uzun süre çalışan işçilerin sağlıklarına zararlı etkisi olmadığı kabul edilen en yüksek konsantrasyondur. İş yeri ortamında hiçbir zaman ulaşılmaması veya aşılmaması kabul edilen düzeydir. Aşılması durumunda akut toksik belirtiler ortaya çıkabilir.
#51
SORU:
Eşik sınır değer nedir?
CEVAP:
İş yeri havasında var olup, günde 8 saat veya haftada 40 saat çalışma süresi içinde maruz kalındığında tüm işçilerin sağlığına zarar vermediği kabul edilen değerdir. Çalışma süresi içinde bazı zamanlarda aşılması tehlike oluşturmaz, önemli olan ortalama değerin ESD düzeyini aşmamasıdır. Günlük uygulamalarda daha çok ESD kullanılmaktadır.