II. ABDÜLHAMİT DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI Dersi EDEBİYAT-I CEDÎDE' DE MENSUR ŞİİR soru cevapları:

Toplam 31 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Mensur şiir nasıl ortaya çıkmıştır?


CEVAP: Mensur şiir, Batı edebiyatının ürünüdür. Henüz Servet-i Fünûn topluluğu oluşmadan, Ara Nesil döneminde Türk edebiyatında ilk örneklerine rastlanmaya başlanmış, Servet-i Fünûn döneminde çok sayıda yazarın kalemini denediği bir tür olma yoluna girerek moda hâline gelmiştir. Bunda dönemin santimantal atmosferi de rol oynamıştır. Mensur şiir, yeni bir edebî türdür. Mensur şiire ilk defa Fransız edebiyatında rastlanır. Fransız edebiyatında sanatkârane düzyazı anlamına gelen “prose poétique” adıyla anılan bazı eserler kaleme alınır. Edebî bir tür olarak mensur şiirin ilk örneklerine “poème en prose” adıyla Aloysius Bertrand (1807-1841)’ın 1842’de yayımlanan Gaspard de la Nuit (Gecelerin Gaspard’ı) başlıklı eserinden itibaren rastlanmaya başlanır.

#2

SORU: Mensur şiirin Türk edebiyatındaki ilk örneklerini kim vermiştir?


CEVAP: “Mensûr şiir” adı, Halit Ziya’nın 1886’da hizmet gazetesinde yayımlanan ve daha sonra Mensur şiirler başlığı altında toplayacağı örneklerle karşımıza çıkar.

#3

SORU: Mensur şiirin Türk edebiyatında nasıl adlandırmalar almıştır?


CEVAP: “Mensûr şiir” adı, Halit Ziya’nın 1886’da Hizmet gazetesinde yayımlanan ve daha sonra Mensur şiirler başlığı altında toplayacağı örneklerle karşımıza çıkar. Servet-i Fünûn ve II. Meşrutiyet yıllarında daha çok “mensûr şiir” kelime grubu tercih edilir ve böylece bir türün adı olarak bu adlandırma yaygınlaşır. Cumhuriyet döneminde ise uzun yıllar kullanılan bu kelime grubunun yanında, yakın yıllarda bazı yazarların kaleminde onun yerine “şairâne nesir”, “düzyazı şiir”, “yazı şiirler”, “düz anlatım şiiri”, “düz şiir”, “şiirsel düzyazı”, “şiirsel metin” gibi çeşitli adlandırmalar kullanılır ve teklif edilir. Türk Dil Kurumu’nun çıkardığı Türkçe Sözlük’ün yeni baskısında ‘mensur şiir’in tarifi yapıldıktan sonra mensur şiire karşılık olarak “şiirce” kelimesi kaydedilir. Bütün bu kelime ve kelime grupları, edebî tür etrafında daha adlandırılmasından başlayarak türe ait özellikler ve prensipler üzerinde henüz uzlaşmaya varılmamış olduğunu gösterir” (Gariper, 2006, 364-365). Günümüzde daha çok, mensur şiir başta olmak üzere düzyazı şiir adlandırması kullanılmaktadır.

#4

SORU: Mensur şiir’in tanımı nasıl yapılmaktadır?


CEVAP: Hülya Argunşah, şöyle bir tanım yapmaktadır: “Mensur şiir; cümle yapısı ve âhenk gibi şiire has özellikler taşıdığı hâlde vezne ve kafiyeye bağlı olmayan, şairane bir konuyu, his, hayal ve düşünceyi kısa bir hacimde ve yoğun bir şekilde süslü bir üslupla anlatan düz yazılardır” (Argunşah, 2002, XII). Bazı sanatkârlara göre mensur şiirde önemli olan şiire ait özü düzyazı formu içinde verebilmektir. Nitekim Oktay Rifat da bu görüştedir. O, bir röportaja verdiği cevapta, (...) düzyazı ve şiir ayrımının bir vezin ve uyak işi olmadığı anlaşılmıştır sanırım. şiir bir özdür, düzyazıyla da verilebilir içeriktir önemli olan .içerik derken kavramsal içeriği, başka bir deyimle, anlamı değil duyarlılık yükünü anlatmak istiyorum. Hegel şöyle diyor: ‘Her türlü insan işinde olduğu gibi sanatta da içeriktir son sözü söyleyen” (Oktay Rifat, 1992, 311).

#5

SORU: Halit Ziya’dan sonra mensur şiirin devam ettiren yazarımız kimdir ve eserleri nelerdir?


CEVAP: Halit Ziya’dan sonra mensur şiirin başarılı örneklerini Mehmet Rauf verir. Eylül yazarı, Mekteb dergisinden başlayarak Servet-i Fünûn dergisinde yayımlanması beş yıl süren mensur şiirlerini 1317/1901’de Siyah inciler adıyla bir kitapta toplar.

#6

SORU: Mensur şiirin Türk edebiyatına girmesindeki etkenler nelerdir?


CEVAP: Tanzimat sonrasında 1859-1860’tan itibaren Türk edebiyatı Batı edebiyatını örnek alarak yenileşmeye başlar. Bu yenileşme sürecinde yeni konular ve şekillerin yanında yeni türler de edebiyatımıza girer. Batılı anlamda roman, hikâye ve tiyatro gibi edebiyatımıza yeni giren türlerden biri de mensur şiir olur. Türk edebiyatında mensur şiirin ilk örneğini İzmir’de çıkan Nevruz gazetesinde (1 Mart 1307/14 Mart 1884) Halit Ziya’nın verdiği görüşü yaygın şekilde kabul edilir. Onun daha önce “Aşkımın Mezarı” başlıklı mensur şiiri Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yayımlanmıştır. Bu mensur şiir, Tercüman-ı Hakikat gazetesinin edebiyat sütununu yöneten Muallim Nâci tarafından “Mezarda aşk aramak, meyyitte can aramaya benzer” eleştirisiyle birlikte Tercüman-ı Hakikat’te yayımlanmıştır (23 Nisan1883). Halit Ziya’nın ayrıca “Berk ve Nevruz dergilerinde birkaç mensur şiiri” çıkar (Huyugüzel, 2006, 369). Burada Halit Ziya’nın mensur şiir alanında kalem denemelerinden önce “Her mevzun ve mukaffa lakırdı şiir olmak lâzım gelmez; her şiir mevzun ve mukaffa bulunmak iktiza etmediği gibi” (Recaizade, 1884, 10) diyen Recaizade Mahmut Ekrem’in bu yoldaki arayışlarıyla Mustafa Reşit’in ve diğer Ara Nesil mensuplarının mensur şiirleri üzerinde durmak gerekir. Türk edebiyatında mensur şiirin edebî bir tür olarak ortaya çıkışında Batı edebiyatlarından yapılan çeviriler önemli rol oynamıştır. Batı edebiyatlarından yapılan şiir çevirilerini konu alan bir makalesinde Mustafa Nihat Özön, düzyazı şeklinde yapılan şiir çevirilerinin “kötü bir çığır” olarak gördüğü mensur şiir akımına yol açtığını ifade eder. Bu konuda o, “Bu manzum çevirmeler yanında manzumelerin bir de nesir çevirmeleri vardır. Bunlar manzumlardan daha çoktur. Değer bakımından birbirini tutmayan bu çeşit yazılar, biraz sonra, edebiyat âlemimizde kötü bir çığır olarak görülecek olan ‘mensur şiir’ yolunun kaynağı olmuştur denilebilir” (Özön, 1956, 452-453) değerlendirmesinde bulunur. Ahmet Hamdi Tanpınar da Türk edebiyatında mensur şiir türünün ortaya çıkışında Batı edebiyatlarından yapılan şiir çevirilerinin ve bu çevirilerle edebiyatımıza taşınan içeriklerin etkili olduğu görüşünü taşır (Tanpınar, 1982, 274). Batı edebiyatlarından Türkçeye yapılan şiir çevirileri üzerinde araştırmaları bulunan Ali ihsan Kolcu, 1859- 1901 yılları arasında sayısı yüz onu aşan şiirin düzyazı şeklinde Batı dillerinden Türkçeye çevrildiğini bildirir. Onun görüşüne göre de mensur şiirin gelişmesinde bu düzyazı şiir çevirilerinin etkisi olmuştur (Kolcu 2005, 403-405).

#7

SORU: Argunşah’a göre mensur şiir’in özellikleri nelerdir?


CEVAP: 1. Mensur şiirler, bir paragraftan birkaç paragrafa kadar genişleyen küçük, yoğun yazılardır. 2. Mensur şiirler bağımsız, başlıklı, bir türün içinde parça olmayan, kendi bütünlüğüne sahip metinlerdir. 3. Şiirdeki arayışlardan doğmuştur. Ancak, şiir değildir. Şairâne söyleyişe sahip olmasına rağmen ölçülü ve kafiyeli değildir. Ahenkli ve şairâne olması şiir olmasına yetmemektedir. 4. Bireysel duygulanmaların ifade edildiği şairâne yazılmış bir yazı türüdür. Sanatçılar, ıstıraplarını, sevinçlerini, sızlanışlarını, kederlerini dile getirirler. 5. Mensur şiirler, bazı üslup uygulamalarına da yol açmıştır. Devrik cümle, kelime tekrarları, bitmemiş cümle, “ve” edatına sıkça başvurma bunlar arasındadır. 6. Bir iç ahenge sahiptirler. Bu ahengin sürekliliği, kırılmadan devamı ve tam bitmesi gereken yerde tamamlanması şartı sanatçının hassas duyarlılığına bağlıdır. Yazar bu ahengi özellikle şiirlere benzeterek yapmaya çalışır. Ses tekrarları, kelime tekrarları, virgüllerle devam eden birbirine bağlanan cümle parçaları, Tanzimat’ın ilk yıllarında terk edilmeye çalışılan ikili üçlü tamlamalar bu metinlerde ahengi ve kurulan ahengin sürekliliğini sağlar. 7. Tasvir ve taklidi önemsedikleri için uzun cümle yapısını tercih ederler. Ayrıca ki’ler, ve’ler ve virgüllerle uzayan cümleler uzun süren müzikal intibaları taklit eder. 8. Ah!, ey!, oh!, of! gibi ünlemlerin kullanıldığı ya da bunlarla başlayan cümleler oldukça yaygındır. Bunlar yazarın samimiyet iddiasını yansıtırlar. Çünkü yazar âdeta okuyucunun önünde içinde bulunduğu duygu, düşünce, heyecan ve ıstırap hâlini yaşar. Buna bağlı olarak bu nidaları kullanır. 9. Servet-i Fünûn edebiyatında, özellikle şiirde, noktalama işaretlerinin şaşırtıcı bir yoğunlukta kullanılması durumu mensur şiirde de dikkati çeker. Bunun sebeplerinden biri yazarın sanattaki idealidir. Yazar o kadar mükemmeliyetçidir ki eserinin okunuşunu bile serbest bırakmaz, idare etmek ister. Ama asıl önemli olan sebep müziktir. Ses tekrarlarıyla bir ahenk yakalayan sanatçı, noktalama işaretleriyle bunun duruş ve devam edişlerini yönlendirir (Argunşah, 2002, XIXXXII). 10. Mısraları alt alta dizilen, ölçüsüz ve kafiyesiz yazılan serbest şiirden düzyazı şeklinde yazılışlarıyla ayrılırlar. 11. Mensur şiirler, genellikle yazı hayatının başlangıcında genç sanatkâr adaylarının kendilerini ifade etmeye çalıştıkları kalem ürünleri olarak varlık kazanmıştır.

#8

SORU: Mensur şiirin Türk edebiyatına yerleşmesini sağlayan ara nesil yazarlar kimlerdir?


CEVAP: Mustafa Reşit, • Mehmet Celâl, • Ali Nusret, • Mustafa Fehmi, • Ali Nadir, • İsmail Safa, • Halit Ziya • ve daha birçok genç mensur şiir alanında kalem denemeleri yaptılar

#9

SORU: Servet-i Fünun topluluğu nedir ve özellikleri nelerdir?


CEVAP: 1896’da Tevfik Fikret’in Servet-i Fünûn dergisinin başına geçmesiyle Edebiyat-ı Cedide (Servet-i Fünûn) topluluğu kurulmuş olur. Bu topluluk mensupları, sanat merkezli bir anlayış çerçevesinde insan ruhunun dalgalanışlarını edebî metnin dünyasına taşımak isterler.

#10

SORU: Servet-i Fünun topluluğunun mensur şiir tarzını benimsemelerindeki etkenler nedir?


CEVAP: Cümle yapısını düzyazının cümle yapısına yaklaştırmaya çalışırlarken, diğer yandan düzyazıyla sanatkârane söyleyişe yönelirler. Nazmı mutlak unsur olarak görmemeleri, duyguların ifadesine ağırlık vermeleri, “pratikte mensur şiir” tarzının ortaya çıkmasında rol oynar (Ercilasun, 1981, 228). Servet-i Fünûn topluluğu kurulmadan önce Halit Ziya’nın 1886- 1887 yılları arasında Hizmet gazetesinde mensur şiirleri yayımlanır. Bu mensur şiirler önce hoş karşılanmaz ve eleştirilir. Recaizade Mahmut Ekrem’in onun mensur şiirleri hakkında olumlu görüşler içeren bir yazısının yayımlanması üzerine eleştiriler kesilir.

#11

SORU: Mensur şiirin ilk örneklerini kitap haline getiren yazar kimdir ve kitabın adı nedir?


CEVAP: Servet-i Fünûn topluluğu kurulmadan önce Halit Ziya’nın 1886-1887 yılları arasında Hizmet gazetesinde mensur şiirleri yayımlanır. Bu mensur şiirler önce hoş karşılanmaz ve eleştirilir. Recaizade Mahmut Ekrem’in onun mensur şiirleri hakkında olumlu görüşler içeren bir yazısının yayımlanması üzerine eleştiriler kesilir. Halit Ziya, daha sonra bu yazılarını 1891’de Mensûr şiirler adıyla kitaplaştırır. Annesinin ölümü üzerine yazdıklarını da aynı yıl kitap hâlinde Mezardan Sesler adıyla yayımlar. Böylece türün Türk edebiyatındaki ilk başarılı ve kalıcı örneklerini kitaplaştırmış olur.

#12

SORU:

Mensur şiir nedir?


CEVAP:

Mensur şiir, yeni bir edebî türdür. Mensur şiir, bir başka söyleyişle düzyazı şiir, her şeyden önce bu söz gruplarını oluşturan kelimelerin anlamlarıyla bakıldığında bizi, şiire has bir duygu yahut olgunun düzyazı formunda varlık kazanması kavram alanıyla karşı karşıya getirir. Bu da şiirin ya da şiire has özün, geleneğin belirlediği şiir formundan başka bir şekilde ortaya konduğu veya konabileceği fikrine götürür.


#13

SORU:

Mensur şiir örneklerine ilk defa nerede rastlanmaktadır?


CEVAP:

Mensur şiire ilk defa Fransız edebiyatında rastlanır. Fransız edebiyat›nda sanatkârane düzyazı anlamına gelen “prose poétique” adıyla anılan bazı eserler kaleme alınır. Edebî bir tür olarak mensur şiirin ilk örneklerine “poème en prose” adıyla Aloysius Bertrand (1807-1841)’ın 1842’de yayımlanan Gaspard de la Nuit (Gecelerin Gaspard’ı) başlıklı eserinden itibaren rastlanmaya başlanır.


#14

SORU:

Mensur şiir adı edebiyatımızda ilk defa nerede görülür?


CEVAP:

“Mensûr şiir” adı, edebiyatımızda ilk defa, Halit Ziya’nın 1886’da Hizmet gazetesinde yayımlanan ve daha sonra Mensur şiirler başlığı altında toplayacağı metinlerde görülür.


#15

SORU:

Mensur şiiri tanımlayınız.


CEVAP:

Mensur şiir; cümle yapısı ve âhenk gibi şiire has özellikler taşıdığı hâlde vezne ve kafiyeye bağlı olmayan, şairane bir konuyu, his, hayal ve düşünceyi kısa bir hacimde ve yoğun bir şekilde süslü bir üslupla anlatan düz yazılardır” (Argunşah, 2002, XII)


#16

SORU:

Mensur şiir edebiyatımıza ne zaman girmiştir?


CEVAP:

Tanzimat sonrasında 1859-1860’tan itibaren Türk edebiyatı Batı edebiyatını örnek alarak yenileşmeye başlar. Bu yenileşme sürecinde yeni konular ve şekillerin yanında yeni türler de edebiyatımıza girer. Batılı anlamda roman, hikâye ve tiyatro gibi edebiyatımıza yeni giren türlerden biri de mensur şiir olur.


#17

SORU:

Mensur şiirin özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Mensur şiirler, bir paragraftan birkaç paragrafa kadar genişleyen küçük, yoğun yazılardır. Mensur şiirler bağımsız, başlıklı, bir türün içinde parça olmayan, kendi bütünlüğüne sahip metinlerdir. Şiirdeki arayışlardan doğmuştur. Ancak, şiir değildir. Şairâne söyleyişe sahip olmasına rağmen ölçülü ve kafiyeli değildir. Ahenkli ve şairâne olması şiir olmasına yetmemektedir. Mensur şiirler, bazı üslup uygulamalarına da yol açmıştır. Devrik cümle, kelime tekrarları, bitmemiş cümle, “ve” edatına sıkça başvurma bunlar arasındadır. Bir iç ahenge sahiptirler. Tasvir ve taklidi önemsedikleri için uzun cümle yapısını tercih ederler.


#18

SORU:

Türk Edebiyatında mensur şiirin ilk örneğini kim yazmıştır?


CEVAP:

Türk edebiyatında mensur şiirin ilk örneğini İzmir’de çıkan Nevruz gazetesinde (1 Mart 1307/14 Mart 1884) Halit Ziya’nın verdiği görüşü yaygın şekilde kabul edilir. Onun daha önce “Aşkımın Mezarı” başlıklı mensur şiiri Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yayımlanmıştır.


#19

SORU:

Mensur şiir edebiyatımızda hangi farklı isimlerle de anılmaktadır?


CEVAP:

Mensur şiir edebiyatımızda “nesr-i muhayyel”, “nesr-i şairâne”, “nesr-i şi’r-âmiz”, “nesr-i nazm-âmiz”, “mensûre”, “nesr-i hayalî”, “nesrâ-i şiir-âmiz”, “şairâne nesir”, “düzyazI şiir”, “yazı şiirler”, “düzanlatım şiiri”, “düz şiir”, “şiirsel düzyazı”, “şiirsel metin” gibi isimlerle de anılmıştır.


#20

SORU:

Klasik Türk Edebiyatında mensur şiire rastlanır mı?


CEVAP:

Klâsik Türk edebiyatında mensur şiiri hatırlatan, sanatkârane söyleyiş içerisinde yazılmış metinlere rastlanır. Bu tür metinler Fransız edebiyatında “prose poetique” (şairane yazı yahut sanatkârane düzyazı) diye isimlendirilir.


#21

SORU:

Recaizade Mahmut Ekrem’in mensur şiir hakkındaki görüşü nedir?


CEVAP:

“Recaizade Mahmut Ekrem şiirde vezin ve kafiyenin varlığını hafifletmek isteyenlere karşı Takdir-i Elhan’da ‘Bendenizce kafiyesiz şiir yazmaktansa nesr-i muhayyel(mensur şiir) yolunda tasvir-i merâm etmek evlâ ve efdaldir. Nesr-i muhayyel ise mevzun değil iken, âdeta tavr-ı şi’ri alabiliyor’ şeklinde düşüncelerini ifade etmesi, mensur şiirin yolunu açmış ve gençlerin bu yola yönelmesini sağlamıştır.


#22

SORU:

Mensur şiirin ortaya çıkışındaki en önemli etken nedir?


CEVAP:

Türk edebiyatında mensur şiirin edebî bir tür olarak ortaya çıkışında Batı edebiyatlarından yapılan çeviriler önemli rol oynamıştır.


#23

SORU:

Mustafa Reşit’in mensur şiirlerini topladığı Gözyaşları isimli kitabı hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

Bu kitap, günlük yaşayışı içerisinde tesadüfen karşılaştığı küçük hayat sahnelerini konu edinir. Kısa cümlelerden kurulu, kısa zaman dilimlerinin üzerinde toplanan dikkatiyle metni genellikle çarpıcı bir sonla bitirir (Gariper, 2006, 375). Gözyaşları’nda aşk, öne çıkan tema durumundadır. Yazar, çevreye ve tabiat varlıklarına duyarlı yaklaşımıyla lirik söyleyişe ulaşır. Bazen şairâne söyleyişin yerini küçük hikâyeyi hatırlatan anlatım tekniği alır. Aslında bu durumla mensur şiir türünde zaman zaman karşılaşılır.


#24

SORU:

Ara Nesil’den mensur şiir denemeleri yapan yazarlar kimlerdir?


CEVAP:

Ara Nesil’den Mustafa Reşit, Mehmet Celâl, Ali Nusret, Mustafa Fehmi, Ali Nadir, İsmail Safa, Halit Ziya ve daha birçok genç mensur şiir alanında kalem denemeleri yapmışlardır.


#25

SORU:

Halit Ziya’nın 1886-1887 yılları arasında Hizmet gazetesinde mensur şiirleri nasıl tepkiler almıştır?


CEVAP:

Bu mensur şiirler önce hoş karşılanmaz ve eleştirilir. Recaizade Mahmut Ekrem’in onun mensur şiirleri hakkında olumlu görüşler içeren bir yazısının yayımlanması üzerine eleştiriler kesilir.


#26

SORU:

Servet-i Fünûn yıllarında mensur şiirin moda haline gelmesinin nedeni nedir?


CEVAP:

Mensur şiirin moda hâline gelmesinde Mehmet Rauf’un Servet-i Fünûn dergisinde çıkan bu yoldaki kalem tecrübelerinin önemli bir payı vardır. Ayrıca dönemin içe dönük duygusal hayatı da mensur şiirin yaygınlık kazanmasında etkili olur.


#27

SORU:

Halit Ziya’nın mensur şiir ilk başarılı ve kalıcı örnekleri sayılan şiirlerini topladığı iki kitabının isimleri nedir?


CEVAP:

Mensûr Şiirler” ve “Mezardan Sesler” Halit Ziya’nın mensur şiirlerini topladığı iki kitabıdır.


#28

SORU:

Halit Ziya’nın mensur şiir tarzı hakkında bilgi veriniz.


CEVAP:

Halit Ziya’nın mensur şiirleri belirli bir düşünce veya duygunun üzerine kurulur. Bu yazılarda tasvir önemli yer tutar. Bakan kişinin ruh hâline göre anlam kazanan tabiat, gerçekçi bir yaklaşımla değil daha çok resim fikriyle belirir. Bu da yapılan tasvirin ve buna bağlı olarak manzaranın yapmacıklı yapı kazanmasına yol açar. Yazar, bazı mensur şiirlerini âdeta sadece tasvir için yazmış izlenimi uyandırır. Ancak, yine de “düşünce” Halit Ziya’nın mensur şiirlerinde öne çıkan öge durumundadır.


#29

SORU:

Mehmet Rauf’un mensur şiirlerinde hangi temalar görülür?


CEVAP:

Mehmet Rauf’un mensur şiirlerinin tematik dünyasını aşk, bedbinlik/kötümserlik, yalnızlık, kaçış, ölüm, zavallılara acıma ve tabiat örer.


#30

SORU:

Mehmet Rauf’un mensur şiirlerini topladığı kitabın adı nedir?


CEVAP:

Mehmet Rauf, Mekteb dergisinden başlayarak Servet-i Fünûn dergisinde yayımlanması beş yıl süren mensur şiirlerini 1317/1901’de Siyah İnciler adıyla bir kitapta toplamıştır.


#31

SORU:

Celâl Sahir’in mensur şiirlerini topladığı kitaplarının isimleri nelerdir?


CEVAP:

Celal Sahir, Servet-i Fünûn dergisinde yayımlanan mensur şiirlerini daha sonra Buhran (1909) ve Siyah Kitap (1912)’ta toplamıştır.