İLETİŞİM SOSYOLOJİSİ Dersi Toplumsal ve Tarihsel Boyutu İçinde İletişim soru cevapları:
Toplam 20 Soru & Cevap#1
SORU:
1929 daki ekonomik krizi iletişim alanındaki gelişmeleri nasıl etkilemiştir?
CEVAP:
başka önemli olay 1929 ekonomik krizidir. 1929 dünya ekonomik krizi iki büyük savaş arası dönemde yaşanan ve sonuçları itibariyle son derece önemli gelişmelere yolaçan olaylardan biridir. Kriz, Amerika Birleşik Devletleri’nden başlayarak bütün dünyaya yayılmıştır. Özellikle borsa, bankacılık ve ticaret sektörleri üzerinde sarsıcı etkiler yapan krizin, olağanüstü boyutlara ulaşan kitlesel işsizlik gibi
sonuçları da olmuştur. Bu, XX. yüzyılda kapitalist sistemin içine girdiği en ciddi krizdir. Krizi aşmak için Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkeler köklü önlem alma yoluna gitmişlerdir. Birleşik Devletler yönetimi krizi izleyen dönemde “New Deal” adı verilen kapsamlı bir programı hayata geçirmiştir.
New Deal yeni düzen anlamına gelmektedir.
1933 ile 1939 yılları arasında uygulanan bu program dünya ekonomik krizinin sonuçlarını hafifletmek, kapitalist sistemin karşılaştığı güçlükleri aşmak üzere tasarlanmış ve yürürlüğe geçirilmiştir. Bu amaçla öncelikle toplumsal dengesizlik ve istikrarsızlığın giderilmesine, farklı ekonomik çıkarlar
arasında bir denge kurulmasına çalışılmıştır.
Alınan en önemli kararlardan biri büyük boyutlara ulaşan işsizliğin önlenmesidir. Bu çerçevede Çalışmayı Geliştirme İdaresi, Sivil Koruma Birlikleri gibi kurumlaşmalara gidilmiş, Ulusal Sınai Kalkınma Yasası çıkarılmıştır. Yeni sorunlar
klasik liberal/kapitalist teoriden yani laissez-faire
zihniyetinden uzaklaşılmasını ve ekonomiye devlet
müdahalesini beraberinde getirmiştir. (Devlet müdahalesi bu alanlarla sınırlı kalmamış, toplumsal sorumluluk kuramında görüleceği gibi kitle iletişimi ile ilgili teorilere de yansımış ve iletişim araçlarına da müdahale edilebilmesi düşüncesi ortaya
çıkmıştır.)
Keynes’in “krizi aşmak için gerekirse milyonlarca insana çukur açtırıp sonra bu çukurların kapattırılması” şeklinde sloganlaşan görüşleri gereğince Amerika Birleşik Devletleri’nde birtakım kitlesel çalışma kampanyaları yürütülmüştür. 1933’te
kurulan ve yedi eyaleti kapsayan muazzam genişlikteki “Ten-nessee Vadisi İdaresi” kampanyasında yürütülen çalışmalar geniş kitlelerin istihdamına yöneliktir. Yeni yolların, köprülerin, otoyolların, barajların ve demiryolu ağının inşası için bizzat
devletçe son derece büyük kaynaklar ayrılmıştır.
Bu dönemde çalışma yasaları yeniden düzenlenmiş, ücret politikaları olumlu yönde geliştirilmiştir. İşsizlik ve sakatlık sigortası gibi önlemlerle ülkenin içinde bulunduğu toplumsal kriz ortamı hafifletilmeye çalışılmıştır.
#2
SORU:
Kitle toplumu, kitle kültürü, tüketim ve refah toplumu kavramları nasıl ortaya çıkmıştır?
CEVAP:
Kitle toplumu, kitle kültürü, tüketim ve refah toplumu kavramları 1945 sonrasında kapitalist Amerika’nın tanımlanmasında başvurulan en yaygın ve çekici kavramlar haline gelecektir. Gerçekten yeni dönemde Birleşik Devletler, Batı’nın öncülüğünü, 1930’lardan itibaren yeniden örgütlemeye başladığı toplumsal sistem sayesinde kazanmıştır. Ve bu çabada geniş kitlelere hitap edecek yeni iletişim araçlarından yararlandığı gibi bu yararlanmanın maksimum seviyede gerçekleşebilmesi için kitle iletişimi ile ilgili bilimsel çalışmaların öncülüğünü de yapacaktır.
#3
SORU:
I. Dünya Savaşı’ndan itibaren Batı toplumlarının karşılaştıkları sorunlar iletişim teknolojisini nasıl etkilemiştir?
CEVAP:
I. Dünya Savaşı’ndan itibaren Batı toplumlarının karşılaştıkları belli sorunlar iletişim teknolojisinin hızla gelişmesine yol açmıştır.
Savaşın bitmesinden sonra da bu teknik deneyim
birikimi daha da geliştirilmiştir. Başka bir ifadeyle
Batı’da büyük savaş sırasında geliştirilen tekniklerin geri planında öncelikle askeri amaçlar yer almaktadır. Ama sözkonusu teknikler savaşı izleyen dönemde de bu kez gündelik yaşamın biçimlendirilmesine dönük olarak kullanılmıştır. Bu açıdan günümüz iletişiminin en yeni sistemlerinden internetin ilk uygulamalarının Körfez savaşı sırasında yapılmış olması şaşırtıcı değildir.
#4
SORU:
İletişim konusunda propaganda konusunun önceliği nasıl ortaya çıkmıştır?
CEVAP:
Çok büyük kitlelerin savaşla başlayan etkinlikleri ve bu kitlelerin
yönlendirilmesi, yönetilmesi sorununun ortaya
çıkmasıdır. Bu sorun iletişimle ilgili çalışmaların
ilk döneminde propaganda konusunun önceliği
almasına yol açmıştır.
#5
SORU:
iletişimin toplumsal bir eylem olma özelliği neyi ifade etmektedir?
CEVAP:
İletişim son dönemlerin ürünü olmadığı gibi
bağlı olduğu toplumsal yasa ve koşulların dışında tek
başına, tarihsiz bir biçimde öncesi sonrası yokmuş gibi
ele alınamaz. Konunun toplum yaşamına geçiş aşamasına kadar geriye götürülebilme özelliği bulunmaktadır.
Buna bağlı olarak, iletişimin toplumsal bir eylem
olma özelliği ortaya çıkmaktadır. İletişim, toplum
yaşamının başlangıcından günümüze kadar her
aşama ve durumda, her koşul ve ilişkide görülen
toplumsal bir eylemdir.
#6
SORU:
Toplum yaşamının insanlığın gelişimindeki yeri nedir?
CEVAP:
Toplumun mutlak, önceden verili, otomatik olarak gerçekleşen, doğadan gelen bir örgütlenme biçimi olmadığıdır. Tam
tersine toplum yaşamı, yahut toplumsal örgütleniş
biçimi, önündeki sorunları aşabilmek için insanın
sonradan geliştirdiği bir çözüm biçimi olarak karşımıza çıkmıştır. Başka bir ifadeyle toplum yaşamı,
insanlığın gelişiminin bir aşamasıdır.
Toplum yaşamının insanlığın başlangıcına
kadar geriye uzanması, bu örgütleniş biçiminin
mutlak ve verili olduğu izlenimini doğurmaktadır.
Sözkonusu örgütleniş biçiminin tarihin başlangıcından itibaren görülmesi onun otomatik şekilde
gerçekleşen mutlak bir olay olduğunu göstermediği gibi, tersine insanların ilk ilişkilerinde önlerine
çıkan sorunlarını kendi başlarına çözemedikleri ve
çözümü toplum yaşamına geçmekte buldukları anlamına gelmektedir.
İnsan başlangıçta kendi yaşamını sürdürmek,
korunmak ve beslenmek gibi sorunlarını çözmek
için doğa ile ilişki içindedir. Bu ilk ve temel sorunlar önünde insan, doğrudan ve anında ilişkilerle,
kendiliğinden gerçekleşecek bir çözüme sahip değildir. Bu durumda doğa ile zorunlu ve kesintisiz
bir ilişkiye girilmesi sözkonusu olmaktadır. Ancak
insanın, doğa ile olan bu ilişkisinde yeterli ve gerekli donanıma sahip olmaması sorunlarla karşılaşmasına yolaçacaktır.
Toplum yaşamı doğanın bir ürünü olmaktan
uzaktır. Toplum yaşamı, doğaya karşı insanın çözümüdür. Bu nedenle toplum yaşamı bütün insanlığa
yaygın olmuş ama buna karşın büyük farklılıklar
ve çeşitlilik göstermiştir. Toplum yaşamı doğadan
gelen ve otomatik olarak kendiliğinden gerçekleşen
bir olay olsa idi, yeryüzündeki bütün toplumların
aynı özellikleri göstermesi gerekirdi. Afrika’da ya da
Avrupa’da toplumların farklılığı Afrika ve Avrupa
insanının doğasındaki farklılıklarla açıklanamaz.
Ama karşılaşılan sorunların, bu sorunlara koşulların elverdiği olanaklarla bulunan çözümlerin farklılığıyla Afrika ve Avrupa’da görülen toplumların taşıdıkları farklılıkları bize açıklayabilecektir.
#7
SORU:
En önemli kuşaklararası iletişim aracı nedir?
CEVAP:
Eğitim ve okul en önemli kuşaklararası iletişim aracıdır.
#8
SORU:
İletişim ile toplumların geliştirdikleri çözüm arasındaki ilişki nasıldır?
CEVAP:
İletişim ile toplumların geliştirdikleri çözüm arasında çok sıkı bir ilişki bulunmaktadır. Geliştirilen çözüme ve bu çözüme
bağlı olarak toplumun kimliği, kişiliği, örgütlenme
biçimine göre iletişim, özelliklerini ve niteliklerini
kazanacaktır. Bu yüzden tarihte en azından belli bir
döneme kadar tek tip, ya da günümüz anlayışına
uygun tek tip bir iletişim biçimi/sisteminden söz
etmek mümkün değildir. Çözümlerin farklılıkları,
buna bağlı olarak toplumların kimliklerin farklılaşmaları, karşımıza farklı iletişim sistemleri çıkartacaktır. Tarihte bunu izlemek mümkündür.Bu
farklılık içerisindeki ortak yön ise, iletişimle çözüm
arasındaki bağlantıdır. Her toplumda iletişim olayı
ve iletişim sistemi ile karşılaşacağız fakat farklılıklar, geliştirilen çözüm ve bu çözümün gerektirdiği kimlik ve örgütlenme biçiminden kaynaklanacaktır.
Kısacası, her toplumun, her kurumlaşmanın,
her örgütleniş biçiminin, o örgütleniş biçiminin
gerektirdiği, ona uygun, onun ihtiyaçlarına cevap veren bir iletişim sistemi olacaktır. İletişim
sistemini belirleyen, doğrudan herhangi bir toplumun yapısı, örgütleniş biçimidir. Bu durumda farklı yapıdaki, farklı örgütleniş biçimine sahip, farklı şekilde organize olan toplumların da iletişim sistemlerinin farklı olması gerekecektir.
#9
SORU:
İletişim konusu akademik dünyanın ne zaman gündemine gelmiştir?
CEVAP:
İletişim konusu Batı’da özellikle iki dünya savaşı arasındaki dönemde özel bir ilgi alanı olarak akademik dünyanın gündemine gelmiştir. Mesele neredeyse insanlık tarihi ile eş bir geçmişe uzanmaktadır. Bu durumda, iletişimin öylesi uzak bir
geçmişi de bulunsa, akademik çalışmalarda ele alınmasının oldukça yeni olduğu görülmektedir.
#10
SORU:
İletişim alanındaki çalışmaların temelinde öncelikle hangi kaygıların bulunduğu görülmektedir?
CEVAP:
İletişim alanındaki çalışmaların temelinde öncelikle askeri/siyasi kaygıların bulunduğu görülmektedir.
#11
SORU:
İletişim alanındaki çalışmaların temelindeki askeri/siyasi kaygılarla biçimlenen çalışmalar daha sonra hangi çerçevede yaygınlaşmıştır?
CEVAP:
İletişim alanındaki çalışmaların temelinde öncelikle askeri/siyasi kaygıların bulunduğu görülmektedir. Askeri/siyasi kaygılarla biçimlenen çalışmalar daha sonra ticari çerçevede yaygınlaşmıştır.
#12
SORU:
İletişim konusu hangi yüzyılda gündeme gelmiştir?
CEVAP:
İletişim konusu XX. yüzyılın başlangıç döneminde gündeme gelmiştir. Bu dönem son derece önemli ve çarpıcı olayların yaşandığı bir dönemdir.
#13
SORU:
İletişim konusundaki XX. yüzyılın başlangıç dönemindeki önemli ortak nokta nedir?
CEVAP:
İletişim konusu XX. yüzyılın başlangıç döneminde gündeme gelmiştir. Bu dönem son derece önemli ve çarpıcı olayların yaşandığı bir dönemdir. Bu olayların siyasi boyutunun yanında önemli ortak noktası geniş halk yığınlarını ilgilendiren
yönlerinin bulunmasıdır. Geniş halk kesimleri
ya doğrudan doğruya aktif bir biçimde bu siyasi,
askeri ve toplumsal olaylar içinde yer almışlar, ya
da yine bu olayların doğurduğu siyasal çerçevede
bilinçli bir şekilde denetim altında tutulmak, yönlendirilmek, biçimlendirilmek, hatta manipule
edilmek istenmişlerdir. Bu yüzden de sözkonusu
dönemde basının yanında geniş halk kesimlerine
hitap edecek sinema ve özellikle radyo ve televizyon
gibi yeni kitle iletişim araçları geliştirildiği gibi,
kitle iletişimi de ilk kez bilimsel yöntemlerle incelenen bir alan olarak karşımıza çıkmıştır.
#14
SORU:
İletişim konusu ile ilgili olarak Dünya savaşının önemi nedir?
CEVAP:
Dünya savaşının konu açısından önemi çok geniş
kitlelerin savaşa katılmalarıdır. Bu savaşın bir dünya savaşı olarak tanımlanmasına neden olan özelliği de ilk kez bir topyekün savaş olmasıdır. Ayrıca dört yıl süre ile çok geniş kitlelerin katıldığı uzun süren bir savaştır bu.
Bu özelliğe bağlı olarak, sadece bilfiil cephede
çarpışanlar değil, cephe gerisinde fabrikalarda vs.
yer alan milyonlarca insanı da katarsak bu kadar
geniş bir kesimin ve savaşan güçlerin öncelikle belli bir komuta zinciri içinde, komuta birliği içinde tutulabilmesi zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. Çok geniş kitleleri hareket ettirmek ve bu hareketlerinde denetim altında tutmak zorunluluğu yeni
iletişim araçlarının geliştirilmesine yolaçacaktır.
#15
SORU:
Kitlesel hareketlerin en önemlisi nedir?
CEVAP:
Kitlesel hareketlerin en önemlisi Bolşevik
İhtilali’dir. Bolşevik İhtilali yalnızca ayaklanmayla
kalmamış kitlelerin yönlendirilmesiyle belli sonuçların alınabileceğini de göstermiştir. Bolşevik İhtilali, Birinci Dünya Savaşı koşullarının bir ürünüdür.
Bolşevik liderler, savaşın en kritik evresinde ayaklanma ile propaganda taktiklerini bütünleştirerek,
savaş halinde bulunan Çarlık ordusunun cepheden
çekilmesi koşullarını yaratmışlardır. Yani, büyük
savaşta Bolşeviklerin cephedeki etkili savaş karşıtı propaganda faaliyeti Çarlığın devrilmesinde ve
dünya savaşı dengelerinin değişmesinde önemli rol
oynamıştır. Özellikle işçi ve askerlere yönelik propaganda faaliyetleri Bolşeviklerce bir savaş yöntemi
olarak tercih edilmiştir.
#16
SORU:
Bolşeviklerin belli ilkelerin yaygınlaştırılması ve
rejimin benimsetilmesi çabalarında yararlandıkları kitle iletişim aracı nedir?
CEVAP:
Bolşeviklerin belli ilkelerin yaygınlaştırılması ve
rejimin benimsetilmesi çabalarında yararlandıkları
kitle iletişim araçlarından biri de sinemadır. Sovyet
sineması, devrimle birlikte Bolşevik iktidarı kitleler
nezdinde meşrulaştırma işlevini üstlenmiştir. Sinema, aynı zamanda kitleleri denetleyici, yönlendirici bir işlev kazanmıştır. Sovyetler’de sinemanın eski düzenden, Çarlık’tan farklı bir düzen yaratmak adına toplumsal birer mekan olarak kilisenin ve
meyhanenin yerini aldığı iddia edilmiştir. “Troçki, sinema salonlarının, alkolün ve dinin toplum
üzerindeki olumsuz etkilerini silmek için en önemli dayanaklardan biri olduğu kanısındadır. (Ferro,
1995) Sinema aracılığı ile yeni bir kimliğin -ki
bu yeni kimlik Sovyet insan modeli olarak sunulmuştur- kitlelere benimsetilmesine ve kitlelerin geleneksel mekanları olan kilise ve meyhaneden bağlarının koparılmasına çalışılmıştır. Başka bir deyişle Sovyetler’de sinema, kitle eğitiminin de önemli bir parçası, aracı haline gelmiştir.
#17
SORU:
Hitler, Goebbels ve Stalin gibi diktatör yöneticiler, sinemayı hangi amaçlarla kullanmışlardır?
CEVAP:
Hitler, Goebbels ve Stalin gibi diktatör yöneticiler, sinemayı sadece kitlelere yönelik propaganda aracı olarak değil, aynı zamanda birer enformasyon aracı olarak kullanmışlardır. Nazi Almanyası ve Stalin Rusyası yöneticileri kendi ülkelerinde çalışma ve toplama kamplarının olmadığını, kitlelerin
tam bir sadakatle devlete bağlı olduğunu dünyaya
kanıtlamak için de görsel ve işitsel iletişime başvurmuşlardır.
#18
SORU:
New Deal ne anlama gelmektedir?
CEVAP:
New Deal yeni düzen anlamına gelmektedir.
1933 ile 1939 yılları arasında uygulanan bu program dünya ekonomik krizinin sonuçlarını hafifletmek, kapitalist sistemin karşılaştığı güçlükleri aşmak üzere tasarlanmış ve yürürlüğe geçirilmiştir. Bu amaçla öncelikle toplumsal dengesizlik ve istikrarsızlığın giderilmesine, farklı ekonomik çıkarlar
arasında bir denge kurulmasına çalışılmıştır.
#19
SORU:
Toplum, önüne çıkan yeni sorunları toplumlararası ilişkilerine bağlı olarak kendi yapsını bu ilişkiye uygun hale getirerek aşmaya çalışır. Buna günümüzden nasıl bir örnek verebiliriz?
CEVAP:
Toplum, önüne çıkan yeni sorunları toplumlararası ilişkilerine bağlı olarak kendi yapsını bu
ilişkiye uygun hale getirerek aşmaya çalışır. (Buna
günümüzden bir örnek: Temel sorunlarımızın çözümü için Avrupa Birliği’ne girilmesinin hedeflenmesi ve bu doğrultuda uyum yasaları çıkartılarak toplumun ve örgütleniş biçiminin bu hedefe uygun şekilde dizayn edilme girişimi.) Toplumlar kendi
bünyesinde yeni düzenlemeler yaparak, örgütlenme biçimini bu koşullara uydurarak sorunlarını
aşmaya çalışacak ve değişecektir. Bu da toplumların ilerlemesini sağlayan en temel dinamik olarak
karşımıza çıkacaktır. Aksi halde, toplum biçiminde örgütlenmek
bazı sorunları çözmekle birlikte daha üst düzeyde,
yeni ve başka sorunlar getirmeseydi bütün toplumların ilk biçimiyle hiç değişmeden günümüze kadar
gelmeleri gerekirdi.
#20
SORU:
Tarihin değişik dönemlerinde toplumlar farklı örgütlenme biçimine sahip olmuşlardır. Her örgütlenme biçimi, o örgütlenme biçiminin gerektirdiği bir iletişim sistemi de kurmuştur. Bu durumu nasıl örnekleyebiliriz?
CEVAP:
Tarihin değişik dönemlerinde toplumlar farklı
örgütlenme biçimine sahip olmuşlardır. Her örgütlenme biçimi, o örgütlenme biçiminin gerektirdiği
bir iletişim sistemi de kurmuştur. Örnek vermek
gerekirse göçebe toplumlarındaki iletişim sistemi
ile, Mısır, Hint, Çin gibi yerleşik uygarlıkların
iletişim sistemleri farklı özellikler göstermektedir.
Tıpkı imparatorluk örgütlenmelerinin iletişim sistemi ile günümüz ulus devlet örgütlenmelerinin
iletişim sistemlerinin farklı özellikler göstermesi
veya Batı’da Yunan, Roma, Orta Çağ ve sonrasında
birbirinden çok farklı iletişim sistemlerinin karşımıza çıkması gibi...