İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ Dersi İDARÎ VE SİYASÎ KURUMLAR soru cevapları:

Toplam 61 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: İslâm Kurumları ve Medeniyeti tarihinde idari alanda en önde gelen üç kurum hangileridir?


CEVAP: Bu kurumlar şunlardır: ? Hilafet, ? Vezaret, ? Divan Teşkilatı.

#2

SORU: İslâmî değerler açısından Hilafet nasıl bir mâna taşımaktadır?


CEVAP: Hilâfet, dinî ve dünyevi işlerde Resûlullah adına kamu otoritesi olarak algılandı ve o şekilde de biçimlendi. Bir başka ifadeyle, hilâfet dinî ve dünyevi otorite arasındaki ayrılmazlığın ve İslâmî birliğin somut bir sembolü olarak doğdu ve gelişti.

#3

SORU: Hilâfet kelimesi Kur’ân’da ne anlama gelmektedir?


CEVAP: Kur’ân’da, halife ve çoğul şekli olan hulefâ ve halâif kelimeleri geçer. Bunlar da siyasî bağlamlı terim anlamından farklı, daha özgün bir anlamda kullanılırlar. Bakara, 2/30; En’am, 6/165; Yunus, 10/73; Neml, 27/62 ve Fâtır suresinin, 35/39. ayetlerinde, Allah’ın insanı yeryüzünün halifesi olarak yarattığı onu yeryüzünün sahibi kıldığı ve ona hükümran olma imkân ve yeteneği verdiği dile getirilir (Pazarbaşı, 2003). Bu bağlamda halife, insanın yaratılışının anlamını ifade eden bir bilinçtir.

#4

SORU: Akabe Biatları hangi kabileler arasında gerçekleşmiştir?


CEVAP: Medineli Evs ve Hazreç kabileleri arasında gerçekleşmiştir.

#5

SORU: Halife ne anlama gelmektedir?


CEVAP: Hz. Peygamber’den sonra onu bütün yönleri ile örnek alan Müslüman toplumlar İslâm tarihi sürecinde devlet başkanlarına halife denmektedir.

#6

SORU: Hz. Peygamber’in vefatından sonra halifelik durumu ile ilgili gelişmeler hadislerde nasıl aktarılmıştır?


CEVAP: Peygamber (as) kimseyi halife bırakmadan ruhunu teslim etti. Şayet birini halife bırakacak olsaydı, tercihi ya Ebubekir ya da Ömer olurdu (Müsned, VI, 63). Yine Hz. Ömer’den, vefatından hemen önce, kendisinden sonra yerine geçecek kimseyi belirlemesi istendiğinde, söylediği şu sözler de konuya açıklık getirme bakımından önemlidir: Eğer bir halife tercih edecek olursam, bunu benden daha hayırlı olan Ebubekir (beni tercih etmek suretiyle) yapmıştır. Tercih etmeyecek olursam, benden daha hayırlı olan Hz. Peygamber de bunu yapmamıştır. (Buhârî, Ahkâm, 51)

#7

SORU: Hz. Peygamberin vefatından sonra Hazreç kabilesi halife olarak kimi aday göstermiştir?


CEVAP: Sa’d b. Ubâde.

#8

SORU: Hz. Ebubekir halifenin Kureyş’ten seçilmesi ile ilgili olarak nasıl bir değerlendirme yapmıştır?


CEVAP: Bu emir (hilâfet) işini Araplar, sadece, kendi aralarında en şereflileri olarak gördükleri Kureyş kabilesi için kabul ederler. (Yani Araplar halife olarak ancak Kureyşli birine itaat ederler) Hz. Ebubekir’in bu sosyolojik tespiti o toplantıda daha ilk günden başlayarak, İmamlar (idareciler) Kureyşten’dir şeklinde Hz. Peygamber’in hadisi olarak rivayet edildi. Böylece, halife seçiminde yüzlerce yıl sürecek olan hilâfetin Kureyş kabilesine âidiyeti halife adayında aranan şartların ilk sıralarında yerini aldı. Hilâfet tartışmalarında, bin yılı aşkın bir süre Kureyş kabilesi lehine dinî bir gerekçe olarak kullanıldı.

#9

SORU: Hz. Ebubekir’e biat eden ilk sahabe kimdir?


CEVAP: Beşir b. Sa’d

#10

SORU: Müslümanlar Hz. Ebubekir’e nerede biat etmişlerdir?


CEVAP: Mescid-i Nebevi’de.

#11

SORU: Hz. Ebubekir’den sonra ikinci İslâm halifesi olarak kim seçilmiştir?


CEVAP: Hz. Ömer

#12

SORU: Hz. Ömer kaç yıl halifelik görevinde bulunmuştur?


CEVAP: On yıl halifelik görevinde bulunmuştur.

#13

SORU: Medine İslâm Devleti’nin dördüncü halifesi kimdir?


CEVAP: Hz. Ali

#14

SORU: Hz. Ali kaç yıl halifelik görevinde bulunmuştur?


CEVAP: Beş yıl halifelik görevinde bulunmuştur.

#15

SORU: Hz. Ömer’in vefatından kısa süre önce kendisinden sonra seçilmesi muhtemel altı kişi kimdir?


CEVAP: Hz. Osman, Hz. Ali, Abdurrahman b. Avf, Talha b. Ubeydullah, Sa’d b. Ebî Vakkas, Zübeyir b. Avvam.

#16

SORU: Hz. Ömer’in vefatından önce belirlediği bu altı kişilik zümreye ne ad verilmiştir?


CEVAP: Ehlü’ş-Şûrâ

#17

SORU: Hz. Ömer’in başlatmış olduğu bu seçim usulüne daha sonraki yıllarda ne ad verilmiştir?


CEVAP: Ehlü’l-Hal ve’l-Akd

#18

SORU: Hz. Osman kaç yıl halifelik görevinde bulunmuştur?


CEVAP: On iki yıl halifelik görevinde bulunmuştur.

#19

SORU: Hz. Ali’nin şehadetinden sonra Kufeliler kime biat etmişlerdir?


CEVAP: Hz. Ali’nin oğlu Hz. Hasan’a biat etmişlerdir.

#20

SORU: Muaviye’nin Hz. Hasan’ın halife seçilmesini nasıl karşılamıştır?


CEVAP: Muaviye, Hz. Hasan ile yaptığı anlaşmada kendisinden sonra halifeyi şuranın seçmesini öngören maddeye uymamış ve oğlu Yezid’i veliaht tayin etmiştir.

#21

SORU: Muaviye hilafete hangi sistemi getirmiştir?


CEVAP: Veraset

#22

SORU: Emevilerin başlatmış oldukları Veraset sistemini kısaca açıklayın.


CEVAP: Hilâfet, babadan oğula veya hanedanın bir başka üyesine intikal eder duruma gelmiş ve saltanata dönüşmüştür. Bir başka ifadeyle, devlet Emevilerin siyasî mülkü haline gelmiştir.

#23

SORU: Muaviye’nin ölümünden sonra yerine kim geçmiştir?


CEVAP: Oğlu Yezid.

#24

SORU: Yezidi’in veliaht tayinine ve hilafetin saltanata dönüşmesine şiddetle karşı çıkan kişi kimdir?


CEVAP: Abdullah b. Zübeyr

#25

SORU: İlk Abbasi halifesi kimdir?


CEVAP: Ebu’l Abbas (750)

#26

SORU: Ebu’l Abbas’ın halife seçildikten sonra yayınlamış olduğu meşruiyet bildirisinde nelerden bahsetmiştir?


CEVAP: Bu bildiride kendi hakları olan hilâfeti vaktiyle Emevilerin zorla aldıklarını, ancak bu gün hakkın yerini bulduğunu dile getirmiş ve Emevi hilâfetinin gayrimeşru olduğunu, halifeliği gasbettiklerini, meşru olanın kendileri olduğunu, Allah’ın bâtıl olan Emevi hilâfetini kendileri ile yok ettiğini anlatmıştır.

#27

SORU: Ebu’l Abbas hangi sıfatla anılmıştır?


CEVAP: Çok kan döktüğü için Seffah adı ile anılmıştır.

#28

SORU: Ebu’l Abbass’tan sonra Abbasi hilafetine kim seçilmiştir?


CEVAP: Cafer el-Mansur

#29

SORU: Mutezîli görüşleri hilâfet politikası haline getirmiş olan hangi Abbasi halifesi, hangi büyük âlimi, niçin hapsettirip kırbaçlattırmıştır?


CEVAP: Teklif ettiği Bağdat kadılığını ve başkadılığı kabul etmeyen İmâm-ı Âzam’ın hilâfetine zarar verebileceğini, bir 98 meşruiyet tartışması başlatabileceğini düşünerek onu hapsettirip kırbaçlattırdı. Bununla da yetinmedi onun bir devlet görevini kabul edinceye kadar peşini bırakmayacağına yemin etti ve sonunda İmam-ı Âzam Ebu Hanîfe’yi Bağdat’ın inşasında tuğla kontrol işini kabul etmek zorunda bırakmıştı.

#30

SORU: Abbasi hilafeti 945 yılında hangi devletin etkisi altına girmiştir?


CEVAP: Şii bir devlet olan Büveyhilerin hakimiyeti altına girmiştir.

#31

SORU: Abbasileri Büveyhilerin baskısından kurtaran Selçuklu Sultanı kimdir?


CEVAP: Sultanü’l-Mağrip ve’l-Maşrık (Doğu’nun ve Batı’nın Hükümdarı) ünvanını alan Tuğrul Bey.

#32

SORU: Abbasi ihtilâlinden sonra Emevilere yönelik katliâmdan kurtulmayı başaran ve Endülüs’e gelerek burada bağımsız Endülüs Emevi devletini kuran Abbasi emiri kimdir?


CEVAP: I. Abdurrahman (756)

#33

SORU: Endülüs Emevi emirleri hangi emir dönemiyle birlikte halife unvanını kullanmaya başlamışlardır?


CEVAP: III. Abdurrahman (929)

#34

SORU: Abbasi Hilafeti kaç yılında kimler tarafından ortadan kaldırılmıştır?


CEVAP: 1258 yılında Moğollar tarafından ortadan kaldırılmıştır

#35

SORU: Abbasiler döneminde yerleşen ve geleneksel hale gelen halifelik alametleri nelerdir?


CEVAP: Bu alametler şöyle sıralanabilir: ? Bürde Hz. Peygamber’in hırkasını giymek anlamına gelir. ? Mühür Hz. Peygamber’i takliden mühür kullanmışlardır. ? Asa Tahtta ve minberde ellerine asâ almışlardır. ? Hutbe isimleri okunur ve kendilerine dua edilirdi. ? Sikke kendi adlarına sikke kestirirlerdi. ? Tıraz denilen kendileri için yapılmış özel işaretli elbiseler giyerlerdi.

#36

SORU: Osmanlı Devleti’ne halifeliğin giriş süreciyle alakalı iki farklı görüş nelerdir? Kısaca açıklayın.


CEVAP: Bu görüşler kısaca şöyle açıklanabilir: ? Birincisi: Osmanlı sultanları Osman Bey’den itibaren halifedir. ? İkincisi: Osmanlı sultanlarının halife olmaları Yavuz Sultan Selim ile başlar. Yavuz, Mısır’ı fethinden sonra Hâdimü’l-Haremeyni’ş- Şerîfeyn ünvanı ile dönemin Abbasi halifesi III. Mütevekkil Alallah’dan halifeliği teslim almıştır. Sefer dönüşü İstanbul’da Ayasofya veya Eyüb camilerinin birinde yapılan bir törenle III. Mütevekkil, hilâfet kılıcını Yavuz Sultan Selim’e kuşatmış ve halifelik ünvânını da yeni halifesine vermiştir.

#37

SORU: Sadrazam Lütfü Paşa’nın, Osmanlı Sultanları’nın halifelikleri hakkında çıkan bir tartışmaya cevap olarak yazdığı eserin adı nedir?


CEVAP: Halâsü’l- Ümme fî Ma’rifeti’l-Eimme

#38

SORU: Osmanlı sultanlarının halife ünvanını resmî olarak kullanmaları ilk defa hangi padişah döneminde başlamıştır?


CEVAP: III. Ahmed’in 1727 yılında Afgan hükümdarı İran’lı Eşref Han ile imzaladığı bir anlaşmada kendisini ‘bütün Müslümanların halifesi’ olarak nitelemesiyle başlamıştır.

#39

SORU: Osmanlı sultanları içinde, dönemindeki dünya konjonktürü ve iç karşıklıklar sonucu, halifeliğe en fazla önem veren hangi padişahtır?


CEVAP: II. Abdülhamid

#40

SORU: II. Abdülhamit Kanuni Esasi’de hilafete ilişkin hangi maddeyi koydurmuştur?


CEVAP: Pâdişah hazretleri, halife olarak İslâm dininin koruyucusu ve bütün Osmanlı vatandaşlarının hükümdârıdır maddesini koydurmuştur.

#41

SORU: 1878-1880 yıllarında İngiltere’nin İstanbul büyükelçisi olan Henry Layard, II. Abdülhamid’in halifeliğe verdiği değeri nasıl değerlendirmiştir?


CEVAP: Sultan, halifelik sıfatı hakkında gösterdiği hassasiyeti başka hiçbir meselede göstermemektedir… Halife ünvânını sultan ünvânından daha kutsal ve ehemmiyetli görmektedir.

#42

SORU: Osmanlıda hilafetin kaldırılışı olayı nasıl gerçekleşmiştir?


CEVAP: II. Abdülhamid’den sonra hilâfet kurumu giderek güç kaybetmeye ve zayıflamaya başlamıştır. Bitmeyen savaşlar, iç çekişmeler ve gizli hesapların doğurduğu siyasî krizler, Birinci Dünya Savaşı ve arkasından gelen İstiklal Savaşı bu kurumu iyice zayıflatmıştı. Bütün bunların üstüne, İngilizlerin ancak hilâfetin Osmanlı’nın elinden çıkmasıyla ulaşabilecekleri siyasî ve ekonomik çıkarlarına yönelik etkili faaliyetleri eklenince hilâfet kurumu varlığını koruyamadı. Nihayet meclis, 1 Kasım 1922’de saltanatı hilâfetten ayırıp önce saltanatı kaldırdı. Daha sonra özellikle İsmet İnönü’nün kararlı tavır ve söylemleri ve İzmir mebusu, adliye vekili Seyyid Bey’in mecliste hilâfetin şer’î mahiyeti ile ilgili onun kaldırılması yönündeki uzun konuşmaları ve kavga noktasına gelen tartışmalar, tehditler sonunda 3 Mart 1924 tarihinde halifelik de kaldırıldı.

#43

SORU: Vezir sözcüğü ne anlama gelmektedir?


CEVAP: Farsça kökenli olup hükmetmek anlamına gelmektedir. Bu sözcük Farsçadan Arapçaya geçmiş ve yardımcı, sığınak, yüklenme ve sırt anlamlarında Arapçalaşmıştır. Terim olarak, padişahın hemen hemen bütün işlerini yüklenen ve hükümdarlıkla ilgili konularda ona görüşleri ve idaresi ile yardımcı olan kimse demektir.

#44

SORU: Maverdi’nin tespitlerine göre vezirlik kaç kökten türemiş ve hangi anlamlara gelmektedir?


CEVAP: Maverdi’nin tespitlerine göre vezirlik üç kökten türemiştir: ? Vizr kökünden: Ağırlık demektir. Çünkü vezir hükümdarın yönetim yüklerini taşır. ? Ezr kökünden: Sırt demektir. Çünkü vezir, sırtın vücudu desteklemesi gibi hükümdarı destekler. ? Vezr kökünden: Sığınak demektir. Çünkü hükümdar, onun görüş ve yardımına sığınır.

#45

SORU: Vezirin görevleri nelerdir?


CEVAP: Devlet memuru olarak vezir, yasama, yürütme ve yargı yetkilerini kayıtsız şartsız elinde bulunduran ve hükümdarın vekili sıfatı ile devletin bütün işlerini yürüten ve idare eden en yüksek dereceli bürokrattır. Makamı komutanların da üstündedir. Vezirin bulunduğu makama vezâret yani vezirlik denir. Osmanlı döneminde, vezir, paşa, vezâret, paşalık anlamında da kullanılmıştır.

#46

SORU: İslâmî dönemde vezirliğin meşruiyyet kaynakları nelerdir?


CEVAP: Bu kaynaklar şunlardır: ? Kur’an, ? Hadis, ? Maslahat.

#47

SORU: Abbasiler döneminde Ebul Abbas tarafından görevlendirilen ilk vezir kimdir?


CEVAP: Hemedanlı Ebu Seleme Hafs b. Süleyman elHallâl’i.

#48

SORU: Abbasilerde kaç çeşit vezirlik vardır? Buvezirlikleri kısaca açıklayınız.


CEVAP: Abbasilerde biri tefvîz vezirliği diğeri tenfîz vezirliği olmak üzere iki çeşit vezirlik vardı. Tefvîz vezirliği, devletin bütün işlerini halife adına görürdü. Tenfîz vezirliği, sadece görev alanına giren konulardan sorumlu, yetkileri de görev alanı ile sınırlı idi. Bu vezirlik de günümüzdeki devlet bakanlıklarına benzetilebilir. Bu iki vezirlik kısaca şöyle de tanımlanır: ? Vezir sultanı ve devleti yönetiyorsa, tefvîz vezirliği; ? Sultan işi elinde tutuyor ve bizzat yapıyorsa, tenfîz vezirliğidir.

#49

SORU: Endülüs Emevilerinde vezirlik görevini yürüten kişiye ne denilmiştir?


CEVAP: Hacib

#50

SORU: Vezirlik kurumuna Samaniler, Gazneliler ve Karahanlılar döneminde hangi ad verilmiştir?


CEVAP: Hâce-i Büzürg

#51

SORU: Büyük Selçuklularda vezirlik kurumu ile ilgili kısa bir değerlendirme yapınız.


CEVAP: Büyük Selçuklularda ve Anadolu Selçuklularında vezirlik, hükümdardan sonra en yüksek makamdı. Sâhib, hâce, lala ve atabek isimleri de verilen vezir, menşûr-ı vezâret denilen sultan fermanı ile tayin edilirdi. Kendisine vezirlik alâmeti olarak altın divit, tac veya külah ve kılıç verilir ve hil’at giydirilirdi. Divit, sivil idarenin en üst memuriyetini temsil, kılıç da askerî sahadaki yetkisini temsil ederdi. Nizamülmülk gibi güçlü vezirler Selçuklularda vezirliği Abbasilerden daha etkili ve yetkili hale getirmişlerdir

#52

SORU: Osmanlılarda Vezirlik müessesesinin gelişim seyri nasıl olmuştur?


CEVAP: Osmanlılarda vezirlik, bütün kurumsal özellikleriyle, doğal olarak Selçukluların devamı niteliğindedir. İlk zamanlar vezîr-i âzama hükümdar tarafından ulu vezir denilir ve üzerinde sultânın ismi bulunan ve mühr-i hümâyun denilen mühür, divit takımı ve üç tuğ verilir, hilât giydirilirdi. Fatih dönemine kadar vezirler genellikle köklü Türk ailelerden tayin edilirdi. Ancak Fatih bu geleneği değiştirdi ve vezirleri büyük ölçüde devşirmelere tahsis etti. Kanunî Sultan Süleyman dönemiyle beraber vezîr-i âzam yerine, sadr-ı a‘zam (sadrâzam), sadr-ı âlî ve sadâret-penâh adları kullanılmaya başlanmıştır. Sadrazamlık 1922 yılında saltanatın kaldırılması ile birlikte son Osmanlı sadrazamı Tevfik Paşa’nın istifasıyla sona ermiştir.

#53

SORU: Vezirin özellikleri ve onda bulunması gereken şartlar nelerdir?


CEVAP: Vezirin özellikleri şöyle sıralanabilir: ? İçtihat yapabilecek bir ilme sahip olacak. ? İdare, siyaset ve harp sanatlarını bilecek. ? Emanet ehli olacak, asla hıyanet etmeyecek. ? Doğru-dürüst, kendisine güvenilir olacak. ? Kanaatkâr olacak. ? Bedenen sağlam ve cesaretli olacak. ? Kuvvetli bir hafızaya sahip olacak. ? Zeki ve ferasetli olacak. ? Adil ve erdemli olacak. ? Tecrübe ve ihtisas sahibi olacak ? Ergin, Müslüman ve erkek olacak. ? Halk ile arasında düşmanlık olmayacak. ? Kötü alışkanlıkları olmayacak.

#54

SORU: Divan kelimesi ne anlama gelmektedir?


CEVAP: Hz. Aişe’den nakledilen, Allah katında üç divan vardır (Müsned, VI, 240) hadisinde divan kelimesinin hesap defteri anlamında kullanılmış olması; Arapçada başvuru kitabı niteliğinde olan kaynak eserlere divan denilmesi ve Arapça şiirler için Arab’ın divanı denilmesi kelimenin aslının Arapça olduğu iddialarını desteklemektedir. Sâsânîler’de devlet idaresine ait bir terim olarak kullanılmış olması da Farsça asıllı olduğunu desteklemektedir. Kelimenin Farsça’dan Arapça’ya geçtiği kanaati daha yaygındır. Günümüz Arapçasında devlet dairesi, yönetim bürosu, memurluk yapılan yer, sekreterlik anlamlarında da kullanılmaktadır.

#55

SORU: Divan kelimesinin Türkçe manaları nelerdir?


CEVAP: Herhangi bir konu üzerinde tedvin edilmiş eser için kullanılır. Divân-ı Lügati’t-Türk, Fuzûlî Divân’ı vs. gibi. Hükümdarın oturduğu sedire ve kanepeye divan adı verilir. Osmanlı Devleti’nde birkaç köyden müteşekkil köy ile nahiye arasında küçük bir üniteye divan denilmiştir. Mahkeme maksadıyla kurulan yüksek meclise divan denilir. Divân-ı Harb, Divân-ı Âlî gibi. Bir âmir veya büyük huzurunda eller önde kavuşmuş olarak saygılı vaziyette durma için kullanılır, karşısında divan durdu denilir. Yabancıların barındığı han veya kervansaray için kullanılır.

#56

SORU: Terim olarak Divan kelimesi ne anlama gelmektedir?


CEVAP: Devlet idaresindeki muhtelif idarî, askerî ve malî hizmetlerin yerine getirilmesinde kullanılan defterlere; bunların ve devlet memurlarının bulundukları yere verilen isimdir.

#57

SORU: İslâm tarihinde ilk olarak Divan teşkilatını kim kurmuştur?


CEVAP: (Hz.Ömer 641) Divan’ul Ata

#58

SORU: İlk Emevi halifesi Muaviye b Ebi Süfyan zamanında (661-680) ki Divan teşkilatı kaç birimden oluşmaktadır? Bu birimler nelerdir?


CEVAP: Dokuz birimden oluşmaktadır. Bu birimler şöyle sıralanabilir: ? Divânul-Harâc: Şam’da merkezî divan konumunda idi. Toprak vergilerinin takdiri ve toplanmasıyla ilgili işleri yürütmekteydi. ? Divânu’r-Resâil: Devlet başkanının bütün resmî haberleşmelerini yürütüyordu. ? Divânul-Hâtem: Resmî yazışmaların mühürlenmesi ve birer nüshasının arşivlenmesi işlerini yürütmekle görevli idi. ? Divânul-Berîd: Posta işlerini yerine getirmekle görevli idi. ? Divânul-Cünd: Belli aralıklarla nüfus sayımlarını yapmakla görevli idi. ? Divânu’n-Nafakât: Hazine masraflarının hesabını tutmakla görevli idi. ? Divânus-Sadakât: Zekat ve öşür işlerini yürütmekle görevli idi. ? Divânu’l-Müstegallât: Devlete ait taşınmazların halka kiralama işlerini yürütüyordu. ? Divânut-Tıraz: Sancaklar, bayraklar ve resmî elbiseler yapım işleriyle görevli idi.

#59

SORU: Emevilerde bulunan divanlara Abbasiler hangi Divanları eklemişlerdir?


CEVAP: Bu divanlar şöyle sıralanabilir: ? Divânü’t-Tevki’: Resâil divanı ile görevleri hemen hemen aynıdır. ? Divânü’l-Mezâlim: Üst düzey bürokratlarla ilgili şikâyetlere bakar. Günümüzdeki temyiz mahkemeleri gibidir. ? Divânü’l-Ezimme: Devlet gelir-giderlerinin teftiş görevini yürütür. ? Divânü’l-Müsâdere: Devletin el koyduğu malları yöneten divandır. ? Divânü’l-Ceyş: Devletin askerî işlerine bakmakla görevlidir. ? Divânü’d-Dıyâ’: Devlet arazilerinden şahıslara verilen arazilerin öşrünü toplardı. ? Divânü Beytilmâl: Devlet hazinesinin idaresiyle ilgili hukukî kurumdur. Hazineye giren ve çıkan malların, yapılan harcamaların hesabını yapmak ve tutanakları incelemekle görevlidir.

#60

SORU: Selçuklularda kaç çeşit divan bulunmaktadır?


CEVAP: Selçuklularda divan teşkilâtının başında bütün devlet işlerinin yürütüldüğü Büyük Divan veya Divân-ı ‘lâ vardı. Buna divân-ı vezâret de denirdi. Bu Büyük Divan’a bağlı olarak dört büyük divan daha vardı: Divân-ı İnşâ: Buna divân-ı tuğrâ da denirdi. Devletin haberleşme sistemini yürütürdü. Memur tayinlerine ve iktâlara vesikalar verirdi. Divân-ı İstifâ: Devletin mâli işlerini yürütmekle görevli idi. Divân-ı İşraf: Mâli ve idari işleri teftiş etmekle görevliydi. Divân-ı Arz: Askerî işleri yürütmekle görevli idi. Ayrıca, Büyük Divan’a bağlı bulunmayan, Divân-ı Berîd adında devletin posta işlerini yürütmekle görevli bir divan daha vardı.

#61

SORU: Osmanlı Devleti’nde Divan teşkilatı hangi padişah döneminde kurulmuş ve hangi padişah döneminde en sistemli halini almıştır?


CEVAP: Divân-ı Hümâyun’a geçiş II. Murad döneminde başlayan ve Fatih döneminde tamamlanan bir süreçte gerçekleşmiştir.