MEDYA SOSYOLOJİSİ Dersi KİTLE İLETİŞİMİNDE ÜRETİM, DAĞITIM, TÜKETİM, KONTROL VE YAKLAŞIMLAR soru cevapları:
Toplam 47 Soru & Cevap#1
SORU: Toplumsal yapıdaki örgütlenmelerin faaliyetleri sonucu ortaya çıkan ürünler nelerdir, kısaca açıklayınız.
CEVAP: Toplumsal yapıdaki örgütlenmelerin belli faaliyetleri sonucu maddi olan ve maddi olmayan ürünler ortaya çıkar. Maddi ürünler kullanım için üretilmiş somut mallardır. Maddi olmayan ürünler ise düşünceler, duygular, inançlar, duyarlılıklar ve vicdan gibi insanın içinde taşıdığı ve davranışlarında/ilişkilerinde sergilediği her şeydir.
#2
SORU: Kitle üretiminin yapılabilmesi için gerekli olan şeyler nelerdir?
CEVAP: ? Kitle iletişiminin üretiminin yapılmasını sağlayan teknolojik araçlar ve bu araçların üretimi, ? Teknolojik araçları üreten teknolojik bilgi ve bilgi üretimi, ? Tüm üretimleri tasarlayan ve yapan kalifiye ve kalifiye olmayan insan emeği, ? Tüm bu üretimlerin örgütlenmesi ve koordinasyonu.
#3
SORU: Kitle iletişiminde örgütlerin üretilmesi sürecindeki aşamalar nelerdir?
CEVAP: ? Kitle iletişimine sermaye akışı ve bu akışla kitle iletişimi örgütlerinin oluşturulması, örgüt içi üretim aşamalarının belirlenmesi, kitle iletişim sermayesinin gelişmesi. ? Bu örgütlerde çalışacak ücretli bilgi işçilerinin üretilmesi, onların örgütsel faaliyetler içinde farklı pozisyonlara yerleştirilmesi, kademeleştirmenin işbölümü altında bu alanda üretilmesi.
#4
SORU: Kitle iletişimi ürününün kendisinin üretim özellikleri neleri içerir?
CEVAP: ? Kullanılacak ürünü üretme ? Profesyonelliği ve profesyonel ideolojileri üretme.
#5
SORU: Kitle iletişimi ürününün karakterinin nasıl olacağını kimler belirler?
CEVAP: Örgütün genel politikalarına karar verenler örgütün aktif sahiplerinden oluşan en üst kadrodur. Örgütün genel politikalarına bağlı olarak günlük yürütme politikalarının ne ve nasıl olacağına karar verenler, örgütün en üst seviyesindeki yöneticilerdir. Bazen sahipler de bu yöneticilerin arasında yer alırlar. Örgütün amaç ve politikalarına uygun biçimde kitle iletişim ürününü biçimlendirenler ise yöneticiler, yardımcıları, orta ve alt seviyede yöneticiler ile her türlü çalışanlardır.
#6
SORU: Medya profesyonelleri ile ilgili nesnellik ve yansızlık hakkında neler söyleyebilirsiniz?
CEVAP: Medya profesyonellerinin nesnel olduklarına dair yaygın bir görüş hakimdir ancak bu anlayış günümüzde tamamen geçersizdir, çünkü nesnellik mümkün değildir. Öznellik daha konunun düşünülmesi ve seçiminden itibaren başlar. Seçme ve dışarıda bırakma yoluyla yanlılık ortaya çıkar. Asıl tartışılması gereken konu nesnellik ve yanlılık değil, dürüstlük ve dürüstlüğün, ilişkilerinin karakteri içinde ortadan kaldırılması olmalıdır.
#7
SORU: Medya profesyonelleri tarafından kurulan Türkiye Gazeteciler Sendikası Federasyonu birliği hakkında bilgi veriniz.
CEVAP: 1952 yılında 20 gazeteci tarafından İstanbul Gazeteciler Sendikası kuruldu. Ardından farklı illerde de kurulan sendikalar bir süre sonra Türkiye Gazeteciler Sendikaları Federasyonu adıyla bir birlik oluşturdular. 1969 yılında TSG tüm basın emekçilerini kapsayacak biçimde çalışmalar yapmaya başladı, ancak 1980 sonrası dönemde kamu işletmeleri niteliğindeki kurumlarda varlığını sürdürebilmektedir.
#8
SORU: Medya profesyonellerinin sorunlarına ilişkin çözüm önerileri nelerdir?
CEVAP: ? Bazı yasaların değişmesi gerekli. ? Çalışan haklarını koruyan yasaların olmasının yanı sıra bu yasaların uygulanması sağlanmalı. ? Siyasal ve kamu güçleriyle ilişkilerde medya profesyonellerinin bağımsızlıklarını etkileyen koşular ortadan kaldırılmalı. ? Kaynağını açıklamama hakkı korunmalı. ? Düşünce ve ifade özgürlüğü işler hale getirilmesi. ? İşverenin keyfi işe alma ve işten atma, iş koşullarını keyfi düzenleme gibi yaptırımlarına izin veren yapısal ve ilişkisel sorunlar çözülmeli.
#9
SORU: İçerik için neyin uygun olup olmadığına karar verilirken evrensel idealler, insanlık, dürüstlük, doğruluk, ahlak, gerçeklik, nesnellik, tarafsızlık gibi idealler neden yer almaz?
CEVAP: ? Profesyonelin kendi bireysel ideolojisi, inancı, çıkarları, sevileri, nefretleri, bağnazlıkları. ? Profesyonelin üstlerinden gelen gerçek veya algılanmış baskılar. ? Siyasal ve ekonomik bağlamda çevreden dışlanma korkusu ve kaygısı. ? Genel çevrenin ahlak, inanç gibi anlayışla gelen egemen geleneklerin getirdiği baskılar. ? Devlet ideolojisinin getirdiği yasal ve cezalandırma baskıları. ? Bir siyasal, dinî veya çıkar grubunun bir parçası olma ve o grubun çıkarına ve ideolojisine uygun iş yapma. ? Bunların dışında çıkar bağları nedeniyle çevreden gelen akla gelebilecek her tür belirleyici öğeler.
#10
SORU: Medya içeriğinin biçimlendirilmesinde reklamın etkisi nedir?
CEVAP: Medya içeriğini biçimlenmesinde, medya sahipliğinden, mesleğin biçimlendirilmiş baskın karakterinden, siyasal baskılar ve ilişkilerden gelen belirleyici etkiler yanında, ciddi şekilde reklam endüstrilerinin baskıları ve aynı zamanda ödülleri de vardır: Bir programda, filmde, dergide, haberde, romanda, piyeste ürün yerleştirme gerçek ve potansiyel ödül sağlarken, bir şirket, kurum ve güç yapısı hakkında gerçeği apaçık sunma, ödülün kesilmesi ve reklam vermeme, bir yolunu bulup işinden etme gibi potansiyel cezalara sahiptir.
#11
SORU: Medyada temsil kurgusu nasıl şekillenir?
CEVAP: Medya ile temsilde gerçek ve yaşam yeniden kurgulanır. Bir film, film yapımcısının dünya görüşü açısından hayatın kurgulanmasıdır. Bir dizi de öyle. Bir haber programı o gün toplumda olanlar arasından seçilmiş olayların, haberciler tarafından yeniden inşasıdır. Dolayısıyla, medya demek, kurgulayan ve öyküleyen temsil sistemi demektir.
#12
SORU: Temsil hangi kategorilere ayrılarak değerlendirilir? Kategorileri açıklayınız.
CEVAP: ? Doğru temsil: Eğer çıkar hesaplarına uyuyorsa veya profesyonel pratikler ve ideolojiler için herhangi bir olumsuz sonucu yoksa sunulur. Bu tür temsilden daha gözde temsil her gün dizilerde, haberlerde, eğlence programlarında, kadın programlarında, spor sayfalarında, dergilerde, çizgi filmlerinde, sinema filmlerinde ve siyasal çekişmelerde gördüğümüz temsillerdir. ? Doğruyu abartarak temsil: Olanı olduğundan çok daha önemli, kapsamlı, ciddi, gerçek, yaygın göstermektir. Burada asıl içerik doğrudur; ama yanlışlık abartmadadır. En çok abartılan cinayetler, şiddet ve trafik kazalarıdır. ? Abartarak yanlış temsil: Burada içerik hem yanlıştır hem de bu yanlış abartılmıştır. Buna örnek olarak, Amerikan korku ve dehşet filmlerinde olay çoğu kez medeniyetten (kentten) ayrılıp doğaya veya geri kalmış bir köye/kasabaya gidenlerin başına gelir. ? Abartma yerine azaltılmış temsil: Bu tür temsil, aslında temel olarak birkaç nedenle yapılır: Birincisi, vermek zorunda kalındığı için verilir ve mümkün olduğu kadar az ve kenar köşede verilerek geçiştirilir. İkincisi, temsil sayıca azdır ve önemsizleştirmek, önemsizleştirerek kötü göstermek için yapılır. Üçüncüsü garnitür olarak veya küçük bir farklı istisna olarak sunulur. Zaman zaman, bizi kandıran dilencilere ve ahlakımızı bozan hayat kadınlarına saldıran haberler böyledir. Dinsel, tarikatsal ve ırksal azınlıkların ancak kriz dönemlerinde ele alınması da ender olanlar arasındadır. ? Yer vermeme, yok sayma: Bu devlet politikalarına, hükümet politikalarına, medya sahiplerinin politikalarına uymayan şeyler olduğu için, çıkara aykırı düştüğü için verilmez. Sosyal adaletsizlik, ücret politikaları, iş koşulları, çevre kirliliğini endüstriyel yapıları yönetenlere bağlama gibi konular yaygın medyada görülmez. Ender olarak görüldüğü durumda ise, bireyselleştirilir: Sorun bireye ve bireysel davranış ve kararlara indirgenir. Aynı zamanda konu olarak ele alındığında konunun özü yerine biçimi, mekaniksel yanı, duygusal ve sansasyonel bir biçimde vurgulanarak verilir. Böylece ciddi bir konu birden bire farklı bir biçim alır. ? Temsil doğrudur, ama sunulan nedenler ve çözümler yanlıştır: Örneğin işsizlik, açlık ve yoksulluk olduğu haberi veya diğer medya temsilleri doğrudur; ama bu temsillerde açlığa ve yoksulluğa verilen neden ve sunulan çözümler yanlıştır. Terörle ilgili haberler, yorumlar ve diğer temsillerde de böyledir.
#13
SORU: Medya içerikleri tarih boyunca kimler tarafından eleştirilir?
CEVAP: ? Medya mensupları ? Politikacılar ? Akademisyenler ? Aydınlar ? Halk.
#14
SORU: Medya içeriklerinin eleştirilerinde en çok üzerinde durulan konular nelerdir?
CEVAP: ? Medyanın taraflı olması ? İçeriğin kalitesinin düşük olması ? Şiddet içeriğinin çok olması ? Çocuk ve gençlere kötü örnek oluşturan temsillerle dolu olması ? Kültür ve ahlaka aykırı içerikle dolu olması ? Tüketim kültürünü ve gereksiz tüketimi teşvik etmesi ? Anlamlı içerikten yoksun olması ? Sosyal sorumluluk yerine medyanın kendi çıkarına hizmet etmesi ? İnsanları sosyal ilişkilerden koparıp vekaleten ilişkiye ve hayali ilişkilere sokması ? Klasik sirk ve ekmek politikalarını desteklemesi(İnsanları avutmak ve deşarj etmek için Romalıların yoğun kullandığı bir yönlendirme ve uyutma politikasıdır, eline kuru ekmeği ver arenaya yolla) ? Truva’nın modern atı olması; evimizin en gözde yerini işgal etmesi ve tüm koltuklarının ve oturanların yüzünü döndüğü kutsal pencere olması. ? Seksizm, ırkçılık, düşmanlık, mankafalık, bağnazlık, bilgi adına bilgisizlik, duyarlılık adına duyarsızlık ve iyilik adına kötülük ekmesi.
#15
SORU: Kitle iletişiminde sosyal sorumluluk ne demektir?
CEVAP: Sosyal sorumluluğun somut bir tanımı yoktur. Ama genel olarak sosyalin normal akışını aksatmayan, sosyale tehlikeli sonuçlar getirme olasılığı taşımayan, sosyalin gelişmesine katkıda bulunan kitle iletişim ürün türleri ve içerikleri üretmek, sosyal sorumluluktur. Kitle iletişiminde sosyal sorumluluk, aynı zamanda, toplumun kendisine bakması’’ ve kendisinde gördüğü doğru yanları tutup geliştirmesi ve doğru olmayan, eksik olan veya yanlış olan yanları da düzeltmeye çalışması demektir.
#16
SORU: Sosyal sorumluluk konusu kitle iletişiminde neden çözülmesi oldukça güç bir sorundur?
CEVAP: ? Özel çıkar ile genel çıkarın örtüşmemesi. ? Özel çıkar ile genel çıkar arasındaki uyumsuzluk. ? Özel çıkarın, güç ve çıkar uygulaması nedeniyle medyada yaygın temsilin ve bundan ilgili insanların rahatsızlık duyması. ? Özel çıkarların genel çıkarı ancak özel çıkarla uyumlu olduğu durumda temsili.
#17
SORU: Kitle iletişiminde sosyal sorumluluk için sosyal denetim faaliyetleri nasıl ortaya çıktı?
CEVAP: ? Sosyal sorumluluk konularının çıkması. ? Devleti yöneten güç yapısının çıkarını gerçekleştirme yerine yanlış yapılanları açığa vurma ve eleştirinin ortaya çıkması. ? Medya pratiğinin doğasının gerçek ve potansiyel sonuçları ile ilgili kaygılar.
#18
SORU: Sansür nedir? Kısaca açıklayınız.
CEVAP: Sansür, toplum düzenini sağlama gibi gerekçelerle, devleti yönetenlerin kendilerine uygun gelmeyen yayın yapan medyanın özgürce çalışmasını engellemek için getirdiği yasalarla yaptığı uygulamalara verilen isimdir. Sansür içeriğin tümüyle veya kısmen yasaklanmasından yayının durdurulmasına, yayını yapanın hapse atılmasına kadar değişen tedbirler getirir.
#19
SORU: Sansür yasaları hangi dönemde nasıl değişmiştir?
CEVAP: Sansür yasaları ve yeni engelleyici yasalar 20. yüzyılda artmış ve yaygınlaşmıştır. Devleti yıkmaya çalışan düşünceleri yaymayı cezalandıran yasalar getirildi Amerika dahil her ülkede. Böylece, ilk ve en yaygın kontrol devlet gücü tarafından getirildi. Bu yasaların büyük çoğunluğu siyasal kökenli yasalardır ve işçi hareketlerini kırma, sendikalaşmayı önleme, komünizm tehdidi veya şu an tehlike arz ediyor gibi amaçlar taşıyordu. Bu yasalarla karşı görüşler ve tehlikeli haberler sunan gazetelerin basımı yasaklandı, gazeteciler devlete ihanet suçuna kadar çeşitlenen suçlarla hapse atıldılar. Kitaplar yasaklandı, yakıldı, kitabı satanlar ve sahip olanlar hapse atıldı. Belli gazeteleri ve kitapları okumak suç olarak kabul edildi. Radyo yayınları kesildi, program içeriklerinde belli kavramların kullanılması yasaklandı. Öyle ki Türkiye’de orta direk bel veriyor türküsünü söylemek veya yayınlamak bile suç sayıldı.
#20
SORU: Devletin bu tür bir kontrol mekanizması kurması ve uygulaması ile ilgili hangi konular ön plana çıkmıştır?
CEVAP: Devletlerin bu tür kontrol mekanizması kurması ve uygulamasında, birbiriyle bağıntılı iki konu ön plana çıktı. Birincisi düşüncenin cezalandırılması ve ikincisi de düşünceyi ifadenin cezalandırılması. Aynı anda hem süregelen düşünce ve ifade özgürlüğü mücadelesi hem de engellemeler arttı. Çeşitli yollarla engellemeler eski imparatorluklardan beri süregelmekte ve mükemmelleştirilmektedir.
#21
SORU: Kitle iletişiminin yapılabilmesi için olması gereken altyapı araçları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
CEVAP: Kitle iletişiminin yapılabilmesi için, kitle iletişim ürünlerini üreten ve dağıtan/yayan teknolojik araçların (örneğin kayıt ve yayın araçlarının), yani altyapı araçlarının olması gerekir. Bu teknolojik araçların üretimi ABD ve Japonya gibi ülkelerde yapıldığı için, bu araçların dağıtımının nerede ve nasıl olacağına, fiyat politikalarına bu ülkelerin üreticileri karar verir. Dolayısıyla, altyapı araçlarının çoğunun üreticileri Batı ve Japonya gibi yerlerdeki sermaye ve bu sermayenin diğer ülkelerdeki hissedarlarıdır; diğerleri ise üretilenlerin parça birleştireni, ürün dağıtan temsilci, bölge bayisi ve perakendeci satıcı durumundadır.
#22
SORU: Kitle iletişiminin ürün üretiminde, dağıtımında ve tüketiminde yani her aşamasında var olan farklı tüketimler nelerdir? Kısaca açıklayınız.
CEVAP: ? Üretim ve dağıtım sırasındaki tüketim, üretim araçlarının ve emeğin kullanımının olduğu üretirken yapılan tüketimlerdir. Bu tüketim ile iletişimin ürünü üretilirken, bu üretimi üreten araçların ve emeğin de tüketimi, dolayısıyla dinlenmesi, yenilenmesi veya zamanla tümüyle değişmesi gerekir. Aynı şey dağıtımda da geçerlidir. ? Kitle iletişiminin ürettiği ilk ürünün (bir programın) tüketimi, izleyiciler denen insanlar tarafından yapılır. Çoğu kez tüketim denildiğinde, insanların izlemesi, okuması, seyretmesi, dinlemesi anlaşılır. Tüketici; yaş, ırk, cinsiyet, inanç, huy ve herhangi bir diğer kimlik gözetmeksizin herkestir. ? İkincil ürünün (izleyicinin) tüketimi, reklam endüstrisi ile medya endüstrisi arasındaki ilişkide olur. Bu tüketim kullanımla ve kullanıma atfedilen kullanım değeriyle birlikte olur. Bu kullanımın (tüketimin) doğasından geçerek üretimin koşulları yeniden üretilir: Bu nedenle, tüketimin doğası kapitalist endüstriler tarafından biçimlendirilir/yönlendirilir. Böylece, üretimin doğası tüketimin belirleyicisi yapılır. Üretim olmaksızın tüketim olamaz fakat tüketim olmaksızın, teorik olarak faydasızlığı nedeniyle üretim olmaz.
#23
SORU: Kitle iletişimi ile ilgili olarak hümanist geleneğin öncüleri kimlerdir? Bu gelenek medyayı nasıl ele alır?
CEVAP: 20. yüzyılın başlarında, bir grup aydın hümanist gelenek olarak nitelenen ve alan araştırması ve niteliksel analiz yapanlardı. Bu geleneğin başlangıcını Dewey, Park, Cooley, Blumer ve Mead gibi önemli insanlar oluşturur. Bunlar Carl Bücher ve Ferdinand Tönnies gibi radikal medya eleştirisi sunarlar ve aynı zamanda iletişim kurumlarının demokratik toplumun gelişmesinde olumlu görevlere sahip olduğunu belirtirler. Medyada tekelleşme, sahiplik yapısı ve sahiplik kültürü üzerinde dururlar. Demokrasinin gelişmesi için ve kamusal alanın açık tartışmayla işlemesi için kitle iletişimini gerekli görürler.
#24
SORU: Kitle iletişimi ile ilgili olarak çatışma teorisinde iletişim nasıl ele alınır?
CEVAP: Çatışma teorisi sosyoloğu Simmel’in görüşünü yansıtan Park’a göre (1938), iletişim hem rekabet hem de çatışmayı besler; medya teknolojileri, toplum gibi mükemmel değildir ve yıkıcı güce sahiptir.
#25
SORU: Kitle iletişimi ile ilgili olarak pozitivist geleneğin deneysel yaklaşımları hakkında bilgi veriniz.
CEVAP: Bu grup aydınları, deneye dayalı araştırmalar yapan ve iletişimle ilgili açıklamalar getiren psikologlar/sosyal psikologlar oluşturur. Deneyselcilik, Avrupa ve ABD’de 1920’lerde benimsenmeye ve Rockefeller, Ford ve diğer ilgili kuruluşların ve vakıfların desteğiyle ve Yale Üniversitesi ve Carl Hovland gibi araştırmacıların girişimleriyle 1930’larda ivme kazanarak gelişmeye başladı. 1940 ve 1950’lerde hızla artan ve özellikle propaganda ve ikna üzerinde deneysel araştırmalar yapıldı. Fakat ampirik alan araştırmalarının (anket sorusuyla yapılan araştırmaların) yoğun destek görmesinin yanında, azalan bir seyir izledi. Yine de, 1970’lerde Uygulamalı Araştırma dergisinin basılmasıyla ve 1980’lerdeki yeni ortamla kendine bir alan açarak varlığını devam ettirdi. Ama iletişim alanında, üniversitelerde bu tür araştırmalara ender rastlanır.
#26
SORU: Kitle iletişimi ile ilgili olarak pozitivist geleneğin alan araştırması yaklaşımı hakkında bilgi veriniz.
CEVAP: Paul Lazarsfeld ve arkadaşlarının önderliğinde geliştirilen niceliksel alan araştırması yapan sosyal bilimciler oluşturur. Lazarsfeld’in iletişime getirdiği yönetimsel araştırma yönelimi (şirketler ve kurumların amaçlarını gerçekleştirmek için araştırma yapma yönelimi) Amerika’da iletişime yaklaşımın ana karakterini çizdi ve günümüzde bu karakter küresel egemenlik kazandı. Araştırmalarda izleyicilerin algı, tutum, tercih ve davranışları incelendi. Lazarsfeld, Merton ve benzerlerinin önderliğinde, kitle iletişim sosyolojisi, 1930’lardan beri, izleyici ve etkiler üzerine eğilerek gelişti. Talcott Parsons’un yapısal-işlevselci (veya yapısal-görevselci) sosyolojik yaklaşımı da kullanılarak geliştirilen bu yönelim, nicel araştırmalarında izleyiciyi ve etkiyi anlamaya çalışırken, nitel açıklamalarında, örneğin, kitle iletişiminin sistemdeki yeri ve sistem tutmadaki rolü üzerinde durdular. Parsons (1960) kitle iletişim sisteminin, farklılaşmış toplumsal sistem olduğunu belirtir. Bu sistem, izleyiciye dört seçme özgürlüğü sunar: (a) Gazete, dergi, kitap, radyo ve televizyon istasyonları ve programları arasında seçim yapma; (b) içerik şekilleri ve kalite çeşitleri arasında seçim yapma; (c) tercihinde harcadığı para ve (ç) izlemeyi zaman içinde saptayıp, ona göre izleyip izlememe, şimdi okuma ya da bir yana koyup sonra okuma.
#27
SORU: Kitle iletişiminde post modern, post pozitivist ve liberal çoğulcu yaklaşımlar hakkında bilgi veriniz.
CEVAP: 1980’lerde ve özellikle 1990’larda hızla artan bir şekilde kitle iletişim kuramları toplumu serbest rekabetteki gruplar ve karşılıklı çıkarlar karışımı olarak görmeye devam ettiler. Medya örgütleri devletten, siyasal partilerden ve örgütlü baskı gruplarından özerklik kazanmış örgütsel sistemler olarak düşünüldü. Medyanın kontrolü, medya profesyonellerine önemli ölçüde özgürlük veren özerk yönetici seçkinin/elitin elinde olduğu düşüncesi güçlendi. Aktif izleyici kavramı yerini tv önünde çoğulcu çözümleme yapan özgür ve bağımsız izleyici’’ teziyle gelen ve aktif izleyici tezini yineleyen liberal-çoğulcu görüş aldı: Öz aynı kalırken öz hakkındaki imaj yeni söylemlerle postmodern duruma uyarlandı. Medya kuruluşlarıyla izleyiciler arasında simetrik bir ilişki olduğu varsayıldı: İzleyiciler medyayı kendi arzu ve tutumlarına göre manipüle edebilirler, çünkü izleyiciler toplumun çoğulcu değerlerine sahiptirler; bu değerler onların uyma, katılma veya reddetmesini mümkün kılarlar. Bu görüşün klasik savunucularının (McQuail, Blumler ve Halloran) geleneği, liberal-çoğulcular içine bütünleşmiş olarak devam etmektedir.
#28
SORU:
Kitle iletişiminde, maddi olmayan üretime ne gibi adlar verilir?
CEVAP:
Kitle iletişiminde, maddi olmayan üretime: enformasyon, haber,
eğlence, dizi, müzik, sinema ve mesaj gibi isimler verilir.
#29
SORU:
Herhangi bir toplum, kitle üretimi yapabilmesi, hangi koşula bağlıdır?
CEVAP:
Bir toplumun kitle üretimini yapılabilmesi, o toplumun veya dünyadaki bir toplumun, kitle iletişimini üretecek bilgi ve araç üretimi seviyesinde olması koşuluna bağlıdır.
#30
SORU:
Kitle iletişim örgütlerinde, örgütün genel politikalarına ve yayın politikasına kim veya kimler karar verir?
CEVAP:
Kitle iletişimi örgütünde, örgütün genel politikalarının nasıl olacağına ve yayın politikasına aktif sahiplerinden oluşan en üst kadro karar verir.
#31
SORU:
Bir ülkede, kitle iletişiminde profesyonelliğin doğası nasıl belirlenir?
CEVAP:
Kitle iletişiminde profesyonelliğin doğası; ülkedeki genel iş kültürü ve ideolojisi ile örgütsel çıkarlar, pratikler ve ideolojiler ile belirlenir.
#32
SORU:
Kitle iletişim örgütlerinde veya kuruluşlarında, belli karakterde, bilişte medya profesyonellerini yaratma için “ikna ve biçimlendirme” araçları nelerdir?
CEVAP:
Belli karakterde ve bilişte medya profesyonellerini yaratma sürecinde; az ücretle çalıştırma, sendikasız çalıştırma, iş güvencesinden yoksun
bırakma, kolayca işten atma ve işsiz bırakma araçları gelir.
#33
SORU:
Toplum düzenini sağlama gibi gerekçelerle devletin, medyanın özgürce çalışmasını engellemek için getirdiği, yasa ile yaptığı uygulamalara ne ad verilir?
CEVAP:
Toplum düzenini sağlama gibi gerekçelerle devletin, medyanın özgürce çalışmasını engellemek için getirdiği, yasa ile yaptığı uygulamalara sansür denir.
#34
SORU:
Türkiye’ de iletişim alanında akademik araştırmalar ve eğitim verebilme olanağı, aşağıdakilerin hangisinin olmasıyla, olanaklı hale gelmiştir?
CEVAP:
1965 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek okulunun kurulmasıyla iletişimde akademik araştırma yapma olanaklı hale gelmiştir.
#35
SORU:
Kitle iletişiminde abartarak yanlış temsil nedir?
CEVAP:
Abartarak yanlış temsil: yanlış olan içeriğin abartılarak doğru gösterilmeye çalışılmasıdır.
#36
SORU:
Kitle iletişiminde, yayın sürecinde yer vermeme yok sayma hangi haber içeriklerinde yapılır?
CEVAP:
Yer vermeme, yok sayma devlet politikalarına, hükümet politikalarına,
medya sahiplerinin politikalarına uymayan haber içeriklerinde yapılır.
#37
SORU:
Kitle iletişimi örgütlerinde, sosyal sorumluluk ilgili sorun temel sorun nedir?
CEVAP:
Sosyal sorumlulukla ilgili temel sorun, sosyal sorumluluğu kimin, kim için ve
nasıl tanımladığı sorunudur.
#38
SORU:
Kitle iletişiminde sosyal denetim ne demektir?
CEVAP:
Kitle iletişiminde sosyal denetim, toplum adına devlet tarafından yapılan kontrol
demektir.
#39
SORU:
İnsanın iletişim özgürlüğü ne demektir?
CEVAP:
İnsanın iletişim özgürlüğü, istediğini düşünebilme ve bu düşüncesini ifade
etme, düşündüğü ve ifade ettiği için cezalandırılmaması demektir.
#40
SORU:
Günümüz medyasında öz denetim nasıl tanımlanmaktadır?
CEVAP:
Günümüz medyasında öz denetim, iletişim örgütü veya ürünü üreten kişinin, kendi kendisini denetlemesi olarak tanımlanmaktadır.
#41
SORU:
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, ilk gazete kimler tarafından hangi dilde yayınlanmıştır?
CEVAP:
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, ilk gazeteler 1795 yılından itibaren Fransızlar tarafından Fransızca olarak yayınlanmıştır.
#42
SORU:
Yaygın profesyonel pratikte, ürün biçimlendirme kuralı nedir?
CEVAP:
Yaygın profesyonel pratikte ürün biçimlendirme kuralı: Medya “alışılagelmişi,
olağanı” sunmaz.
#43
SORU:
Profesyoneller, medya örgütlenmesinde neyi temsil ederler?
CEVAP:
Profesyoneller medyanın kalifiye iş gücünü temsil ederler.
#44
SORU:
Bir kitle iletişim örgütünde, çalışma koşulları nasıl belirlenir?
CEVAP:
Bir kitle iletişim örgütünde, çalışma koşulları,o iş yerinde ve iş alanında egemen olan çalıştırma ve çalışma kültürüne göre biçimlendirilir.
#45
SORU:
Kitle iletişim örgütlenmelerinden televizyon kanallarında, profesyonelliği
belirleyen faktör nedir?
CEVAP:
Kitle iletişim örgütlenmelerinden televizyon kanallarında, profesyonelliği
belirleyen; alanda uzmanlaşma değil, “taşınan imaj” dır.
#46
SORU:
Türkiye’de gazetecilerin ekonomik ve sosyal haklarını düzenleyen kaç adet yasa bulunmaktadır?
CEVAP:
Türkiye’de gazetecilerin ekonomik ve sosyal haklarını düzenleyen biri özel, diğeri
genel olarak üç adet yasa bulunmaktadır.
#47
SORU:
Türkiye’de gazetecilerin haklarını düzenleyen yasalardan hangisi, gazeteci ile işveren arasında yazılı bir iş sözleşmesi yapılmasını zorunlu kılar?
CEVAP:
212 sayılı yasa, gazeteci ile işveren arasında yazılı bir iş sözleşmesi
yapılmasını zorunlu kılar.