OSMANLI TARİHİ (1300-1566) Dersi BALKANLARA GEÇİŞ: FETİH VE İSKAN soru cevapları:
Toplam 62 Soru & Cevap#1
SORU: Batı Anadolu beyliklerinin vasalleşme sürecinde I. Murad nasıl bir yol izlemiştir? Açıklayınız.
CEVAP: I. Murad’ın siyaseti, Anadolu beyliklerini doğrudan Osmanlı idaresine almak yerine kendisine bağlı kılma ve Rumeli kesimindeki imkânları onlara tanıtma olarak açıklanabilir. Bu vasallik bağıyla oluşan Osmanlı bayrağı altındaki bütünleşme, Rumeli’de yapılan savaşlarda kendisini gösterecektir. Fakat Osmanlılar gibi beylikler üzerinde üstünlük iddiasında bulunan ve kendilerini Selçukluların varisi gibi tanıtan Karamanoğulları bu izlenen siyasetin önündeki en büyük engel olarak görülmüştür. I. Murad gaza şöhretini iyi kullanarak Karamanoğullarına karşı üstünlüğünü Anadolu beylerine göstermiştir. Karamanoğullarının Gorigos seferindeki başarısızlığı, hemen ardından Frenkyazısı savaşında Osmanlılara karşı uğradıkları yenilgi, I. Murad’ın liderliğinde bütün Batı Anadolu beylerinin toplanmasını sağlayarak “konfedere” bir Osmanlı devletinin ortaya çıkışını gerçekleştirmiştir. Fakat bu gevşek birlik, onun ölümüyle çabucak dağılacak, Yıldırım Bayezid’e “merkezi devlet” modeli yolunu gösterecektir.
#2
SORU: Despot ne demektir? Tanımlayınız.
CEVAP: Yunanca efendi anlamına gelir. Roma ve Bizans imparatorluğunda prenslere verilen unvandır. Ayrıca Doğu Ortodoks kilisesinde patrik veya piskoposa da despot denir.
#3
SORU: Osmanlılar ilk olarak hangi olay neticesinde liderlik üstlenmiş ve Anadolu’daki Beylikleri kendisine bağlamıştır? Açıklayınız.
CEVAP: Osmanlılar iki olay sonrasında liderliği üstlenmekte ve Anadolu’daki beylikleri kendisine bağlamakta gecikmemişlerdir. İlk olay, Karamanoğullarının Osmanlıların gaza şöhretlerini kendilerinin de üstelenebileceğini göstermeye yönelik olarak giriştikleri Gorigos (Silifke ile Erdemli arasında bir kıyı yerleşmesi) seferidir.
#4
SORU: Osmanlılar Selanik’i ne zaman ele geçirmiştir? Açıklayınız.
CEVAP: Osmanlı güçleri Eylül 1383’te Serez’i yeniden almış, Manuel’in merkezi olan Selanik önlerine ulaşmış, 1387’ye kadar burayı kuşatma altında tutmuştur. Şehir 9 Nisanda ele geçirilmiştir.
#5
SORU: Osmanlıların 1357 yılında Tarakya’daki faaliyetlerinin bir süre durmasına etki eden faktörler nelerdir? Açıklayınız.
CEVAP: Bizans imparatorunun teşebbüsleri bir süre için Trakya’daki faaliyetleri durma noktasına getirdi. Bunda Rumeli fâtihi olarak tanımlanan Şehzade Süleyman’ın bir kaza sonucu vefatı (1357) ile yine aynı yıl Orhan Bey’in Theodora’dan olan on bir yaşındaki küçük oğlu Şehzade Halil’in korsanların eline esir olarak düşmesi rol oynamıştır.
#6
SORU: Batı Anadolu beyliklerinin vasalleşme sürecinde Yıldırım Bayezid nasıl bir yol izlemiştir? Açıklayınız.
CEVAP: I. Murad’ın savaş meydanında bir suikasta uğrayıp şehit düşüşü, Karamanoğullarının son bir çabayla diğer beylikleri kendi yanına alarak Anadolu’daki Osmanlı topraklarına saldırmasına yol açmıştır. Bu durum babasının yerine geçen Yıldırım Bayezid’e köklü bir çözüm yolu göstermiştir. Bu ise sert ve katı bir anlayışla beylik topraklarını vasilik değil doğrudan merkezin kontrolüne alıp bir Osmanlı sancağı haline getirmektir.
#7
SORU: I. Kosova Savaşı’nın Osmanlılara uzun vadede sonuçları nelerdir? Açıklayınız.
CEVAP: Uzun vadede ise Bosna’ya uzanacak fetihler, söz konusu bölgenin etnik, sosyal, siyasi, ekonomik ve kültürel yapısında önemli değişikliklere yol açmıştır. Burada İslamiyet’in yayılış sebepleri tartışmalı olmakla birlikte Katolik baskısı altındaki grupların Osmanlı idaresi altında İslamiyet’i seçtikleri, İslamiyet’in birden değil tedrici olarak yayıldığı, bunda ekonomik ve sosyal sebeplerin rol oynadığı üzerinde durulur.
#8
SORU: Bogomilizm nedir? Tanımlayınız.
CEVAP: Bogomilizm; X.-XV. Asırlarda Balkanlar’da yaygın hale gelen düalist bir Hıristiyan mezheptir. Hıristiyanlık inancı içinde teslisi kabul etmeyip Hz. İsa’yı sadece bir peygamber olarak tanırlar. Bedene bürünme (Allah’ın oğlu inancı) öğretisine karşı çıkarlar. Mezhep mensupları özellikle Bosna ve Hersek’te yaygın olup bunların çoğunun İslamiyet’i kabul ettikleri düşünülür.
#9
SORU: I. Kosova Savaşı’nın Osmanlılara kısa vadede kazandırdıkları nelerdir? Açıklayınız.
CEVAP: Bu zafer kısa vadede Osmanlılara büyük bir askeri ve siyasi kazanç sağlamıştır. Artık onlara Tuna nehrinin güneyinde kalan bölgelerde Macarlardan başka karşı koyacak bir güç kalmamıştır. Kuzey Sırbistan yolu Osmanlılara açılmış, Sırp despotluğu vasal hale gelmiş, Makedonya, Sırbistan, Arnavutluk ve Bosna’ya doğru ilerleme imkânı doğmuştur.
#10
SORU: Osmanlı Beyliği’ni bir devlet haline getiren I. Murad döneminde yaşanan gelişmeleri kısaca açıklayınız.
CEVAP: I. Murad döneminde yeni ihtiyaçlar, askeri sistemin düzenlenmesine ve devlet teşkilatında önemli değişikliklere yol açmış, merkezi bir yapının temelleri atılmıştır. I. Murad özellikle Stefan Duşan’ın kurduğu imparatorluğun 1355’te ölümünün ardından dağılmasından sonra feodal beyleri vasallik bağlarıyla kendisine bağlayıp Balkanlar’ın siyasi yapısında önemli değişikliklere sebep olmuştur. Balkanlar’da üç kol halinde ilerleyiş, bazen birleşik yerli kuvvetlerin direnişi ile karşılaşmış, hatta karşı taarruzlarla Osmanlılar zaman zaman savunma durumunda bile kalmışlardır. Papa’nın, İtalyan devletlerinin Balkanlar’daki yerli unsurlarla ittifakı, fetihleri aksattıysa da onları Balkanlar’dan çıkarmayı sağlayamamıştır.
#11
SORU: I. Murad’ın Ankara’yı yeniden almasına sebep olan gerekçeler dini hak kavramı içinde nasıl açıklanmıştır?
CEVAP: I. Murad’ın Ankara’nın yeniden alınması konusunda ileri sürdüğü gerekçeleri dönemin bazı Osmanlı tarihçileri dini hak kavramı içinde açıklamışlardır. Buna göre I. Murad Rumeli yakasında Hıristiyanlarla savaşa giderken öteki Anadolu beylikleri durumdan yararlanıp Bursa’ya saldırma hazırlığı yapmışlardır. Bunu öğrenen I. Murad ulemaya danışarak böyle bir durumda önce kiminle savaşılması gerektiğini sorar. Ulema Hıristiyanlarla savaşmanın “farz-ı kifâye” (yani yapılması gerekli olmakla birlikte âciliyet oluşturmayan bir görev), Müslümanları bir zorbanın elinden kurtarmanın ise “farz-ı ayn” (yani mutlaka yapılması mecburi olan ve herkesi ilgilendiren bir vazife) olduğunu söyler. Âdil bir hükümdar olan I. Murad ise önceliği bunlardan ikincisine verir. Açık şekilde bu örnek, iki Müslüman devletin birbiriyle çarpışmasının dini bakımdan yasak olduğunu bilen dönemin Osmanlı tarihçilerinin ortaya attıkları önemli bir formül olmuştur. Hatta bazıları bu gerekçeyle gaza yapan bir hükümdara saldırana karşı savaşmanın en büyük gaza olduğunu (manii gazaya gaza, gaza-yı ekberdir) dahi belirtmişlerdir.
#12
SORU: Osmanlıların imparatorluk haline gelişinin yolunu açan faktör ne olmuştur? Açıklayınız
CEVAP: Yeni bir hedef ve hayat sahası olarak görülen Balkan yarımadası, Osmanlı beyliğinin teşkilatlı bir devlet haline gelişinde önemli bir altyapı sağlamıştır. Buradaki tutunma ve yerleşme anlayışı, Osmanlılara diğer Anadolu beylikleri içinde ayrıcalıklı bir yer temin ettiği gibi, “imparatorluk” haline gelişin yolunu da açmıştır.
#13
SORU: I. Kosova Savaşı kaç yılında yapılmıştır? Açıklayınız.
CEVAP: Bu önemli savaş, 28 Haziran 1389’da Kosova ovasında vuku bulmuştur.
#14
SORU: Osmanlıların Rumeli’de kalıcı bir şekilde yerleştikleri devre ne zamandır? Açıklayınız.
CEVAP: 1376-1381 arasında IV. Andronikos’un hâkimiyeti ve İstanbul ile Galata’daki Cenevizliler arasındaki iç savaş yılları, Murad’a Rumeli’de oldukça rahat hareket etme imkânı vermişti. Bu dönem Osmanlıların Rumeli’de kalıcı bir şekilde yerleştikleri devreyi oluşturmuştur.
#15
SORU: Savoie Kontu VI. Amadeo Osmanlı topraklarından nereyi, hangi tarihte ele geçirmiştir? Açıklayınız.
CEVAP: Bizans imparatorunun Osmanlılara karşı Batı’dan müttefik bulma çabaları 1366’da kuzenlerinden biri olan Savoie Kontu VI. Amadeo’dan karşılık bulmuştur. Daha önce 1365’te Papa’nın düzenlediği, Macar ve Kıbrıs krallarının da katıldığı İskenderiye’ye yönelik Haçlı seferinin büyük bir başarısızlığa uğramasının ardından Amadeo şimdi yalnız başına doğrudan Türklerin üzerine bir sefer yapma kararı almıştır. 23 Ağustos 1366’da önemli bir Türk deniz üssü olan Gelibolu’yu ele geçirmiştir. Amedeo 1367’de burayı Bizans’a vermiştir.
#16
SORU: Gelibolu’nun kuzey ucu kaç koldan oluşur? Açıklayınız.
CEVAP: Bu uç kesimi üç kol halinde şekillendirilmişti. Sol kol, yine Evrenos Bey idaresinde Keşan’a, orta kol Malkara’ya ve sağ kol ise Tekirdağ’a doğru yönlendirilmiştir.
#17
SORU: Osmanlılara karşı ilk haçlı seferi nasıl olmuştur? Kısaca açıklayınız.
CEVAP: Harekete geçen Haçlı donanması, Osmanlıların Avrupa yakasına geçiş iskeleleri olan Lâpseki’ye bir çıkarma yapmış, fakat pusudaki Türk birliklerinin baskını ile yenilerek güçlükle geri çekilebilmiştir. Bu bir bakıma Osmanlılara karşı ilk Haçlı seferi özelliği taşımaktadır.
#18
SORU: Veba nedir? Tanımlayınız.
CEVAP: Fare piresinin ısırması veya pisliğiyle bulaşan bu enfeksiyon hastalığı, özellikle XIV. yüzyılda Avrupa’ya yayılarak çok sayıda insanın ölümüne yol açmış ve “Kara Ölüm” şeklinde adlandırılmıştır. Osmanlı kaynaklarında türü ne olursa olsun buna benzer salgın hastalıklara taun denmiştir.
#19
SORU: Filibe kaç yılında kim tarafından ele geçirilmiştir? Açıklayınız.
CEVAP: Filibe 1363’te Osmanlı idaresi altına girdi. Bu sonuncu fethi Lala Şahin Paşa gerçekleştirmiş ve burayı kendine üs yapmıştır.
#20
SORU: Türklerin Rumeli yakasına geçişleri ve yerleşmeleri nasıl olmuştur? Açıklayınız.
CEVAP: Türklerin Rumeli yakasına geçişleri ve yerleşmeleri son derece sistemli bir şekilde cereyan etmiştir. Anadolu’dan gelen Hacı İlbeyi, Evrenosoğulları, Mihaloğulları gibi uç beyleri sınır kesimlerinde faaliyet göstermişler, yeni uç bölgeleri geliştikçe, zapt edilen yeni topraklardan sağlanacak imkânlar Anadolu’daki Türkmenleri ve yerleşik grupları buraya çekmeye başlamıştır. Osmanlı idaresi de bu göçleri desteklemiş, bazen zorunlu bazen gönüllü sürgünler yapıp buradaki insan gücü açığını kapatmaya çalışmıştır.
#21
SORU: Osmanlı Rumelisi neresidir? Açıklayınız.
CEVAP: Osmanlı Rumelisi denince İstanbul Boğazı’nın Avrupa yakasından başlamak üzere Tuna nehrine kadar uzanan geniş coğrafya anlaşılır. Hatta Ege denizi adaları dâhi bu tanımlamanın içine sokulmuştur.
#22
SORU: Timar sistemi nedir? Tanımlayınız.
CEVAP: Askeri hizmet karşılığı bazı toprakların vergi gelirlerinin tahsis edildiği sistemdir. Bu sistemde devlet sipahi denilen atlı askerlerin maaşlarını, bulundukları bölgedeki halkın vergi gelirlerini onlara ayırarak karşılamıştır.
#23
SORU: Rumeli topraklarına yerleşen Türk göçmenler ne şekilde bir düzen oluşturmuşlardır? Kısaca açıklayınız.
CEVAP: Rumeli topraklarına yerleşmeye başlayan Türk göçmenler, genellikle kendilerinin yerleştiği müstakil köyler kurmuşlardır. Bunlar ya Anadolu’dan gelinen yerin ya da oraya ilk yerleşen aile reisinin adını taşımaktadır. İskân hareketini yönlendiren tarikat dervişleri kurdukları zaviyelerin etrafında oluşan köylere kendi adlarını vermişlerdir. Genellikle köylere ve şehirlere yerleşen Türkler yerli Hıristiyanlarla pek karışmamaktadır. Bazen bir şehir anlaşma şartlarıyla ele geçirilmişse, orasının halkı yerinde kalmış, bunlar kale içinde dahi olsa eski mahallelerinde oturmuş, sonradan buraya yerleşen Türkler ise onlara karışmaksızın genellikle yeni mahalleler kurmuşlardır.
#24
SORU: Osmanlılar ’da haraç ne demektir? Tanımlayınız.
CEVAP: İslam hukukuna göre Müslüman topraklarda yaşayan gayri Müslim topluluklarından alınan şahsi bir vergidir. Cizye olarak da bilinir ve varlık derecesine göre üç seviyede alınır (a’lâ/yüksek, evsat/orta ve edna/düşük).
#25
SORU: Sırp Sındığı savaşı olabileceği ileri sürülen savaş sonrasında yaşanan gelişmeleri açıklayınız.
CEVAP: Bu savaşta kazanılan başarı Osmanlılara Makedonya, Sırbistan, Yunanistan kapılarını açmıştır. Birçok Sırp prensi, Despot Dragaş, kardeşi Konstantin dâhil, haraç ödemek şartıyla bağlılık bildirmişlerdir. Haraç yanında I. Murad’a talep etmesi halinde seferleri için asker de yollanacaktır. Bunlardan biri de daha sonra efsanevi bir şöhrete sahip olacak olan Vukaşin’in oğlu Kral Markodur. Ayrıca bu savaş sonunda Bizans’ın Batı ile kara bağlantıları adeta kesilmiştir. Ayrıca Sırp despotlukları arasındaki dengeler de tamamen bozulmuştur. Ölen Vukaşin’in mirası konusu anlaşmazlığa yol açmıştır. Hatta Arnavutluk’taki İşkodra’dan gelen Georg Balşiç Prizren’i ele geçirmiştir (1372). Benzeri şekilde Bizans imparatorunun küçük oğlu Manuel, Ugljeşa’nın mağlubiyetini öğrenince 1372 Kasımında Serez’i almıştır. Osmanlılar buna tepki göstererek Serez’i kuşattıkları gibi 1372 Nisanında Selanik’e hücum ettilerse de bir süre için geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Bununla birlikte Bizans zor durumda kaldığından imparator V. İoannes I. Murad ile barış yapmıştır. Böylece Bizans Osmanlılara bağımlı hale gelmiş ve vasallik yoluna girmiştir. Hatta V. Ioannes Murad sayesinde oğlu IV. Andronikos’a karşı yeniden tahtını elde edebilmiştir.
#26
SORU: Osmanlı Beyliği’nin Rumeli yakasına geçiş olayı ne zaman başlamıştır? Açıklayınız.
CEVAP: Osmanlı Beyliği’nin Rumeli yakasına geçiş olayını, 1345-1346’da Karesi Beyliği’nin tamamıyla Osmanlı idaresi altına girmesiyle başlatmak mümkündür.
#27
SORU: Osmanlıların Rumeli’de tutunabilmelerinin sebebi nedir? Açıklayınız
CEVAP: Osmanlıların Rumeli’de tutunmaları, komşusu olan (mesela Karesi Beyliği) beyliklerin ilhakı ve onların insan gücünü yeni iskân sahalarına aktarma becerileri sayesinde gerçekleştirmiştir.
#28
SORU: Edirne’nin alınması neye zemin hazırlamıştır? Açıklayınız.
CEVAP: Edirne’nin alınışı, Trakya ve Balkanlar için bir dönüm noktası teşkil ettiği gibi bir bakıma İstanbul’un fethini de kolaylaştıracak bir adımı oluşturur. Burası bir üs haline getirilerek bir taraftan Balkanlar’a, diğer taraftan İstanbul’a yönelik iki cephe ortaya çıkmıştır.
#29
SORU: Rumeli’de Türk yerleşmeleri hangi bölgelerde yoğunlaşmıştır? Açıklayınız.
CEVAP: Türk yerleşmeleri Trakya, Makedonya, Kuzeybatı Rumeli kesimleriyle, daha öncesinde kuzeyden gelen Türklerin bulunduğu Dobruca ve Varna hattında yoğunlaşmıştır. Bu bölgelerin yer adlarında, bu iskân hareketinin izleri açık şekilde görülmektedir.
#30
SORU: Osmanlı Beyliği’nin Rumeli kesimine ilk tutunma çabalarında etkili olan faktörler nelerdir? Açıklayınız.
CEVAP: Özellikle ilk olarak çıktıkları Gelibolu yarımadasında sıkı bir şekilde yerleşmelerinde hem idareleri altında bulunan tecrübeli Karesi denizci beylerinin, hem de o sıralarda Bizans imparatorluğunun içinde bulunduğu karışıklıkların önemli payı vardır. Özellikle Bizans tahtına geçmeye çalışan İoannes Kantakuzenos’un imparatorluğu elde etme yolunda Orhan Bey ile sıkı ilişki içine girmesi siyasi ve askeri açıdan Osmanlılar için iyi bir fırsat olmuştur.
#31
SORU: I. Kosova savaşı nasıl vuku bulmuştur? Açıklayınız.
CEVAP: Kaynaklarda I. Murad’ın doğrudan Lazar’ın üzerine yürümesi 1388’de Osmanlı kuvvetlerinin Ploçnik’te uğradığı mağlubiyete dayandırılır. Niş’in kuzeybatısındaki Ploçnik’te Osmanlı kuvvetleri ile Sırplar karşılaşmışlarsa da ciddi bir çarpışma olmamış, hemen ardından da I. Murad 1386 Ekim ayı sonlarında Niş’i almıştır. 1388 Ağustosunda Osmanlı kuvvetlerinin ağır bir mağlubiyete uğradığı savaş, Trebinye’nin kuzeyindeki Biletsa’da (Bileca) Bosna ordusuyla yapılmıştır. Kavala Şahin komutasındaki Osmanlı birliklerinin yenilgisi yeni gelişmeleri beraberinde getirmekte gecikmemiştir. I. Murad bulunduğu bölgede önemli bir güç haline gelen Lazar ile Osmanlı birliklerini ağır mağlubiyete uğratan Bosna kralı Tvrtko arasında işbirliği olma ihtimali karşısında aynı zamanda vasali olan Lazar’ın üzerine yürümüştür. Aslında bu Osmanlı sınırlarında bir vasalin isyanını bastırma amaçlı bir sefer değil, baş göstermesi muhtemel bir tehlikenin ortadan kaldırılmasına yönelik bir harekâttır.
#32
SORU: Galata neyi ifade eder? Açıklayınız.
CEVAP: Bizans döneminde karşı anlamına gelen Pera adıyla anılan bu küçük yarımada, XIV. Yüzyıldan itibaren buraya yerleşmeye başlayan Cenovalılar/Cenevizliler tarafından bir ticaret kolonisi haline getirilmiştir. Cenovalılar buranın etrafını surla çevirip bugün Galata kulesi denilen kuleyi de inşa etmişlerdir.
#33
SORU: Rumeli kelimesi neyi ifade eder? Açıklayınız.
CEVAP: XIII. yüzyıl seyyahları eserlerinde Türklerin hâkimiyetindeki Anadolu için Turkmenia kelimesini kullanırken Bizans imparatorluğu toprakları için Romania tanımlamasını tercih etmişlerdir. Romania ise Türk kaynaklarında Rumili/ eli şeklinin ortaya çıkışına temel olmuş ve Balkan yarımadası için yaygın bir şekilde kullanılmıştır.
#34
SORU: Timar sistemi ile bölgede önceden yaşayanların durumu nasıl olmuştur? Açıklayınız.
CEVAP: Eski yerli aristokrat beylerin bir kısmı timar sistemi içine alınıp pasif hale getirilmiştir. Yani Osmanlı askeri sistemi içinde eritilmiştir. Bazı askeri gruplar da adları bile değişmeksizin doğrudan Osmanlı askeri teşkilatı bünyesi içine alınmıştır. Fakat bunların eski feodal hakları ortadan kaldırılmış, onun yerini timar sisteminin değişken uygulamaları almıştır. Köylüler bir nevi vergi toplayıcısı hüviyetini haiz olan ve üzerlerinde hiç bir hukuki hakkı bulunmayan timarlı sipahiye yahut doğrudan vakıf, mülk yoluyla merkezi idareye mali açıdan bağlı kılınmıştır. Türk köylülerle aynı statüyü- cizye dışında- haiz hale gelmişlerdir.
#35
SORU: Balkanlar’daki sosyal ve ekonomik hayat nasıl kurulmuştur? Açıklayınız.
CEVAP: Balkanlarda pek çok şehir harap haldeyken Osmanlı idaresi döneminde yeniden kalkınarak büyüme göstermiştir. Bunun yanı sıra o sıralarda boş ama verimli olan toprakların ekilmeye başlandığı, geniş çaplı olarak ziraata açılmaya başlandığı anlaşılır. Bu ziraat alanlarının genişlemesi, yeni ürünlerin ekimiyle de kendisini göstermiştir. Özellikle o dönemin en önemli ürünleri olan pamuk ve pirinç ekimi Türkler sayesinde Balkanlar’da yayılmıştır. Yine Osmanlı idaresi altında Balkanlar’daki madenler yeniden işletilmiş ve önemli miktarda gümüş, kurşun, bakır, altın elde edilmeye başlanmıştır. Bütün bunlar uzun süredir ihmal edilmiş bir durumda bulunan, savaşlar ve siyasi belirsizliklerle sarsılan Balkanlar’daki sosyal ve ekonomik hayatın yeniden canlanmasına yol açan temeller atılmıştır.
#36
SORU: Orhan Bey’in Cenevizlerle yaptığı ilk anlaşma ne zamandır? Kısaca açıklayınız.
CEVAP: Orhan Bey’in Cenevizlilerle yaptığı ilk anlaşma 1352 yılı başlarındadır. Cenevizlilere karşı, VenedikKatalan (İspanya) ve Bizans ittifakı, Venedik ve Katalanların çekilmesi sonucu dağılınca Bizanslılar Orhan Bey ve Cenevizlilerle bir barış anlaşması imzalamaya mecbur olmuşlardır (6 Mayıs 1352).
#37
SORU: Osmanlıların kalıcı olarak Rumeli yakasına geçişini temin eden araziyi iyice tanımasına sebep olan olay nedir? Açıklayınız.
CEVAP: 1352 yazında İmparatoriçe Anna’nın oğlu olup kendisine Kantakuzenos tarafından Trakya’da bir kısım topraklar verilen V. Ioannes Palaiologos, Kantakuzenos’un oğlu Mathaios ile anlaşmazlık içine düşmüş, V. Ioannes Mathaios’un topraklarını ele geçirip Edirne’yi kuşatmıştır. İmparator Kantakuzenos çatışma içinde bulunduğu Cenevizliler ve Osmanlılarla barış yaparak, dikkatini Trakya’ya çevirmiştir. Kuşatma altındaki oğlunu kurtarmak için Orhan Bey’e yeniden başvurmuştur; Türklerden oluşan bir ordu toplamış ve kısa bir çatışmayı müteakip Edirne’ye girmiştir. Fakat problem hallolmamış, Kantakuzenos, kendisine karşı Sırplar’dan ve Venedikliler’den destek gören V. Ioannes’in faaliyetlerine karşı Orhan Bey’den yeniden yardım istemiştir. Orhan Bey de oğlu Süleyman idaresinde 10.000-12.000 kişilik atlı askeri gücü ona yardım için göndermiştir. Osmanlı kuvvetleri Kantakuzenos’un düşmanları Sırp-Bulgar ordusunu 1352 sonbaharında Meriç ırmağa boyunda mağlup etmiştir. Kantakuzenos o sırada Edirne’de bulunmaktadır; muhtemelen şehzade Süleyman ile de görüşmüş ve sonra Osmanlı atlıları Bulgar topraklarına girerek akın yapmışlardır. Bu şekilde Osmanlılar Trakya’daki ilk ciddi başarılarını kazanmışlardır.
#38
SORU: Zimmet hukuku nedir? Açıklayınız.
CEVAP: Zimmi kelimesi İslam devletinin koruması altındaki kitap ehli gayri Müslim unsurları işaret eder. Bunlar için İslam hukukunda geliştirilen sistem bütün Müslüman devletlerce uygulanmıştır. Bu hukuk sistemiyle Hıristiyan ve Yahudilerin kendi dini inanç ve adetlerini belirli kısıtlamalar dışında rahatlıkla yapabilmeleri garanti altına alınmıştır.
#39
SORU: Savaşın en önemli siyasi sonucu nedir? Açıklayınız.
CEVAP: Batı Hıristiyan dünyasında Türklerin önemli bir tehdit oluşturdukları kanaatinin kesin bir şekilde yerleşmesi, bu savaşın en önemli siyasi sonuçları arasında yer alır.
#40
SORU: 1371 yılında Balkan tarihinde önemli olarak görülen hadise nedir? Açıklayınız.
CEVAP: İstanbul’da bu karışıklık hâkimken, 1371’de Balkan tarihi bakımdan bir başka önemli hadise daha vuku bulmuştur. Osmanlıların Makedonya’ya doğru ilerlemelerini engellemek isteyen Serez’deki despot İvan Ugljeşa kardeşi Vukaşin ile 1371 Eylülünde Edirne’ye doğru ilerlemiştir. Bu ilerleyiş Bizanslılarla yapılan ittifakın bir yansımasıdır. 1368’de yapılan ittifak Sırp ve İstanbul patrikliği arasındaki birleşmeyi de sağlayarak, anlaşmazlık noktalarına son vermiştir. Hatta Mayıs 1371’de iki kilisenin birleştiği ilan dahi edilmişti. Ugljeşa Serez despotu olarak Osmanlılarla sınırdaştır. Kardeşi Kral Vukaşin ise Prizren, Üsküp ve Pirlepe yörelerini idare etmiştir. Orduları Trakya’dan Arnavutluk tarafına kadar olan topraklardaki yerli Rum ve Sırplardan müteşekkildir. Bu güçlü müttefik ordusu, Meriç ırmağı kıyısında Çirmen’de (Çrnomen) 26 Eylül’de uğradığı ani baskın sonucu tam bir bozguna uğratılmıştır. Sırp ordusunun bir bölümü imha edilmiş, savaşta iki despot da hayatını kaybetmiştir.
#41
SORU: Dimatoka kaç yılında kim tarafından ele geçirilmiştir? Açıklayınız.
CEVAP: Önemli bir şehir durumundaki Dimatoka 1361’de Hacı İlbeyi tarafından ele geçirilmiştir.
#42
SORU: Lazar kültü nedir? Açıklayınız.
CEVAP: Özellikle XIX. yüzyılda bu popüler mitosun oluşumunda, milli bir benlik inşa etme ideolojisi etkili olmuştur. Sırp milliyetçiliğinin kökenlerinde Lazar kültü bu bakımdan öne çıkar. Bu mitos Lazar’ın şahsında toplanmış, Sırp Ortodoks benliği milli duygularla karışmış, ilahi bir tarza bürünmüştür. Sırpların ana yurdu, ana kalbi olarak Kosova büyük bir önem kazanmıştır. Lazar kendisini Sırplar için feda eden ve onların acılarını taşıyan bir aziz mertebesine yükseltilmiştir. Bu anlayış Sırp milliyetçiliğinde derin akisler bulurken zamanımıza kadar gelen derin izler bırakmıştır.
#43
SORU:
Osmanlı tarihi açısından Rumeli kelimesi ne ifade etmektedir?
CEVAP:
Rumeli kelimesi Bizans imparatorluğunun hakim olduğu toprakları ifade etmek üzere kullanılan memleket-i Rum gibi bir tanımlamadır. XIII. yüzyıl seyyahları eserlerinde Türklerin hakimiyetindeki Anadolu için Turkmenia kelimesini kullanırken Bizans imparatorluğu toprakları için Romania tanımlamasını tercih etmişlerdir. Romania ise Türk kaynaklarında Rumili/eli şeklinin ortaya çıkışına temel olmuş ve Balkan yarımadası için yaygın bir şekilde kullanılmıştır.
#44
SORU:
Osmanlı beyliğinden önce Balkanlara hangi beylikler geçmiştir ve orada neden tutunamamışlardır?
CEVAP:
Osmanlı beyliğinden önce Karesi, Aydın, Saruhan ve Menteşe beylikleri, Ege adaları ve Trakya'ya defalarca geçmişlerdi. Fakat Karesi beyliği dışında diğerlerinin bulundukları yerler, Ege denizinin kuzeyindeki ve batısındaki topraklara uzaktı. Bu da ulaşım ve destek problemlerini beraberinde getirmekteydi. Ayrıca bu denize yönelik gaza yapan beylikler ulaştıkları bu yeni topraklarda dayandıkları insan gücünü zayıflatmamak için kalıcı bir yerleşme ve hakimiyet kurma anlayışını benimsememişlerdi.
#45
SORU:
Osmanlı Beyliği'nin 1350'li yıllarda Rumeli'de ilk tutunma çabalarının başarıya ulaşmasındaki etkenler nelerdir?
CEVAP:
Özellikle ilk olarak çıktıkları Gelibolu yarımadasında sıkı bir şekilde yerleşmelerinde hem idareleri altında bulunan Karesi denizci beylerinin hem de o sıralarda Bizans imparatorluğunun içinde bulunduğu karışıklıkların önemli payı vardır. Özellikle Bizans tahtına geçmeye çalışan Ioannes Kantakuzenos'un imparatorluğu elde etme yolunda Orhan Bey ile sıkı ilişki içine girmesi siyasi ve askeri açıdan Osmanlılar için iyi bir fırsat olmuştur..
#46
SORU:
Türklerle yaptığı ittifaktan ötürü tahttan çekilmek durumunda kalan Bizans imparatoru Kantakuzenos bu ittifakı neleri gerekçe göstererek savunmuştur?
CEVAP:
Aynı zamanda bir tarihçi olan İmparator VI. İoannis Kantakuzenos tahttan çekildiği sırada yaptığı bir konuşmada Türklerle olan ittifakını savunarak onların gelecekte Bizans için ne derecede tehlikeli olacaklarına dikkat çekmişti. Tecrübeli bir devlet adamı olarak Türklerle barışın şimdilik korunmasını daha sonra güçlü bir hazine, ordu ve donanma oluşturularak onlara karşı saldırıya geçmenin gerekliliğine işaret etmekteydi.
#47
SORU:
Edirne'nin kazanılmasının Osmanlı devleti açısından stratejik önemi neydi?
CEVAP:
Edirne'nin alınışı Trakya ve Balkanlar için bir dönüm noktası teşkil ettiği gibi bir bakıma İstanbul'un fethini de kolaylaştıracak bir adımı oluşturur. Burası bir üs haline getirilerek bir taraftan Balkanlar'a diğer taraftan İstanbul'a yönelik iki cephe ortaya çıkmıştır.
#48
SORU:
Osmanlı mali tarihi açısından haraç sözcüğünü tanımlayınız.
CEVAP:
Haraç, İslam hukukuna göre Müslüman topraklarda yaşayan gayri Müslim topluluklarından alınan şahsi bir vergidir. Cizye olarak da bilinir ve varlık derecesine göre üç seviyede alınır (a'la/yüksek, evsat/orta ve edna/düşük).
#49
SORU:
Rumeli'de fethedilen toprakların Bizanslı ahalisi idare değişikliğinden neden fazla etkilenmediler?
CEVAP:
Özellikle siyasi belirsizlik içinde bulunan ve baskılarla yıldırılmış, yeni Osmanlı idaresini benimsemekte tereddüt etmediler. Vaktiyle Bursa bölgesinde kuruluş yıllarında uygulanan sistem, Rumeli yakasında da kendisini gösterdi. Yani Osmanlılar her önlerine çıkan Hıristiyanı kılıçtan geçirmediler, aksine kendi taraflarına geçmeye ikna edip kır ve şehir kesiminde halkı yerinde tutmaya çalıştılar. Aldıkları haraç onların daha önce Bizanslı idarecilere ödediklerinden fazla değildi.
#50
SORU:
Osmanlı mali sistemi açısından büyük öneme sahip tımar sistemini açıklayınız.
CEVAP:
Tımar sistemi, askeri hizmet karşılığı bazı toprakların vergi gelirlerinin tahsis edildiği bir sistemdir. Bu sistemde devlet sipahi denilen atlı askerlerin maaşlarını bulundukları bölgedeki halkın vergi gelirlerini onlara ayırarak karşılamış oluyordu.
#51
SORU:
Osmanlı beyliğinde merkezi bir yapının temelleri hangi dönemde ve neden atılmıştır?
CEVAP:
Anadolu ve Balkanlar'da giriştiği faaliyetlerle Osmanlı Beyliği'ni bir devlet haline getiren I. Murad döneminde yeni ihtiyaçlar, askeri sistemin düzenlenmesine ve devlet teşkilatında önemli değişikliklere yol açmış, merkezi bir yapının temelleri atılmıştı.
#52
SORU:
Çirmen savaşının Osmanlılar açısından en önemli sonucu nedir?
CEVAP:
Çirmen savaşında kazanılan başarı Osmanlılara Makedonya, Sırbistan, Yunanistan kapılarını açtı. Birçok Sırp prensi, Despot Dragaş, kardeşi Konstantin dahil haraç ödemek şartıyla bağlılık bildirdiler. Haraç yanında I. Murad'a talep etmesi halinde asker de yollayacaklardı.
#53
SORU:
1376-1381 yılları arasında I. Murad'ın Rumeli'de oldukça rahat hareket etmesini sağlayan gelişmeler nelerdi?
CEVAP:
IV. Andronikos'un hakimiyeti ve İstanbul ile Galata'daki Cenevizliler arasındaki iç savaş bu imkanı I. Murad'a vermişti.
#54
SORU:
I. Kosova Savaşı'nın Sırp milli kimliğindeki yerini tartışınız.
CEVAP:
Kosova savaşında alınan yenilgiye rağmen Sırp destanları ve kilise Kosova mücadelesini bir zafer olarak işledi. Özellikle 19. yüzyılda bu popüler mitosun oluşumunda, milli bir benlik inşa etme ideolojisi etkili olmuştu. Sırp milliyetçiliğinin kökenlerinde Lazar kültü bu bakımdan öne çıkar. Bu mitos Lazar'ın şahsında toplandı. Sırp Ortodoks benliği milli duygularla karıştı, ilahi bir tarza büründü. Sırplar'ın ana yurdu, ana kalbi olarak Kosova büyük bir önem kazandı. Lazar kendisini Sırplar için feda eden ve onların acılarını taşıyan bir aziz mertebesine yükseltildi. Bu anlayış Sırp milliyetçiliğinde derin akisler bulurken zamanımıza kadar gelen derin izler bıraktı.
#55
SORU:
Bogomilizm kavramını açıklayınız.
CEVAP:
Bogomilizm X.-XV. asırlarda Balkanlar'da yaygın hale gelen düalist bir Hıristiyan mezheptir. Hıristiyanlık inancı içinde teslisi kabul etmeyip Hz. İsa'yı sadece bir peygamber olarak tanırlar. Bedene bürünme (Allahın oğlu inancı) öğretisine karşı çıkarlar. Mezhep mensupları özellikle Bosna ve Hersek'te yaygın olup bunların çoğunun İslamiyeti kabul ettikleri düşünülür.
#56
SORU:
Balkanlarda Hıristiyanların Osmanlı himayesinde dinlerini devam ettirebilmelerinde neler etkili olmuştur?
CEVAP:
İmtiyaz tanınan kiliseler dini ve sosyal hayatı derinden etkileyecek bir tarzda ve eskisinden de daha rahat şartlar altında faaliyetlerini sürdürmüşlerdi. Ortodoks Hıristiyanlığı maddi ve manevi açıdan gelişmişti, Osmanlı resmi makamları bunları tanımış, kilise hiyerarşisini koruyup desteklemişti. Hatta kiliseler imtiyazlı bir statü de kazanmıştı. Bunların daha sonraları XIX. yüzyılda Osmanlı idaresine karşı direniş organize edebilecek bir konuma gelmeleri de aslında bu korunmalarının bir sonucudur. Balkan milletlerinin benliklerini korumalarında yeni fâtihlere yani Osmanlılara karşı yerli halkın iktisadi ve sosyal, kültürel bakımdan üstün olmalarının etkili olduğu yolundaki görüşler, tarihi gerçeklere uygun düşmez. Bu görüşler Osmanlı hukuk, iktisadi sisteminin ve uygulanış şekillerinin layıkıyla kavranamamış olmasından kaynaklanmıştır. Çünkü Osmanlı devleti İslam hukukuna dayalı olarak gayri Müslimlere bir zimmet hukuku bahşetmişti. Bu hukuk bozulmaz derecede karşılıklı olarak hakları belirli alanlarda sağlamaktaydı. Yani İslamiyet kendi siyasi gücü altındaki Hıristiyan ve Yahudiler için özel bir hukuki uygulama pratiği geliştirmişti. Bu gruplar topluda tanınan ve yeri olan topluluklar durumundaydı.
#57
SORU:
Zimmet hukuku terimini açıklayınız.
CEVAP:
Zımni kelimesi İslam devletinin koruması altındaki kitap ehli gayri Müslim unsurları işaret eder. Bunlar için İslam hukukunda geliştirilen sistem bütün Müslüman devletlerce uygulanmıştır. Bu hukuk sistemiyle Hıristiyan ve Yahudilerin kendi dini inanç ve adetlerini belirli kısıtlamalar dışında rahatlıkla yapabilmeleri garanti altına alınmıştır.
#58
SORU:
Osmanlıların Rumeli'de tutunmaya başlamaları Batı Anadolu Türkmen beylikleriyle olan ilişkilerini nasıl etkilemiştir?
CEVAP:
Osmanlıların Rumeli'de tutunmaya başlamaları daha 1350'li yıllardan itibaren onların Batı Anadolu Türkmen beylikleri ile olan münasebetlerinde bir dönüm noktası olmuştur. Özellikle Rumeli'de sınır hatlarında kendi askeri gruplarıyla gaza yapan uç beyleri büyük şöhrete sahip oldular. Bu aynı zamanda onlara ihtişam ve zenginlik de katmıştı. Söz konusu ihtişam ve bu bölgede elde edilenler, Anadolu'da gerek Osmanlı gerekse diğer beylikler tebaası üzerinde büyük bir etki yaptı. Batı anadolu ve Orta Anadolu beylerinin tabanlarının ve askeri zümrelerinin Osmanlı tarafına kayması, aynı imkanlara kavuşma hevesi dolayısıyla, kolaylaştırdı.
#59
SORU:
Karamanoğullarının Gorigos seferinin Osmanlının yükselişine nasıl bir katkısı olmuştur?
CEVAP:
Karaosmanoğulları Osmanlıların gaza şöhretlerini kendilerinin de gösterebileceklerini kanıtlamak için Gorigos seferine çıktılar. Bu seferde Kıbrıs birlikleri karşısında bozguna uğrayan Karaosmanoğullarının imajı beylikler nezdinde dağıldı. Böylece Rumeli'de başarılı gazalarla ön plana çıkan Murad Bey birden üstün bir konum kazanmış oldu.
#60
SORU:
1387'de Osmanlılar karşısında uğradıkları yenilgiden sonra Osmanlıların himayesine giren Karamanoğulları beyliği hangi olaydan sonra tekrar umutlanarak Osmanlıya karşı isyan etmiştir?
CEVAP:
I. Murad'ın Kosova'da savaş meydanında bir suikasta uğrayıp şehit düşüşü, söz konusu ittifakın çözülmesine, Karaosmanoğullarının son bir çabayla diğer beylikleri kendi yanına alarak Anadolu'daki Osmanlı topraklarına saldırmasına yol açtı.
#61
SORU:
Osmanlılara çeyiz yoluyla geçen bölgeler hangileridir?
CEVAP:
I. Murad oğlu Bayezid'i Germiyanoğlu Süleyman Bey'in kızı ile evlendirmiş, karşılığında çeyiz olarak Kütahya, Emet, Simav ve Tavşanlı Osmanlılara verilmişti.
#62
SORU:
Bosna'da İslamiyetin yayılmasının sebeplerini tartışınız.
CEVAP:
Bosna'da İslamiyetin yayılış sebepleri tartışmalı olmakla birlikte Katolik baskısı altındaki grupların Osmanlı idaresi altında İslamiyeti seçtikleri, İslamiyetin birden değil tedrici olarak yayıldığı, bunda ekonomik ve sosyal sebeplerin rol oynadığı üzerinde durulur. İslamlaşmanın şehirlerden köylere doğru bir yayılma eğilimi göstermiş olduğu düşünülmektedir. Ayrıca İslamiyetin yayılışında yerli unsurların Osmanlı idaresinde söz sahibi olmak, mevkilerini kuvvetlendirmek maksadının da etkili olduğu ileri sürülmüştür. Ancak bütün bu görüşler içerisinde Türk kolonizasyonunun tesirleri, tekkelerin, dervişlerin, manevi rolleri yeterince incelenmiş değildir. Bosna bölgesinde yaygın olan Bogomilizm faktörü ise bütün bu sebepler içinde en zayıf olanıdır.