OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ I Dersi Çeviriyazı soru cevapları:

Toplam 21 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Çeviriyazı (transkripsiyon) nasıl tanımlanır?


CEVAP:

Bir dilin eski bir döneminde, farklı bir alfabeyle yazılmış metinleri kullanılmakta olan alfabeye aktarma işlemine çeviriyazı (transkripsiyon) denir.


#2

SORU:

Çeviriyazının uygulanma prensibi nedir?


CEVAP:

Çeviriyazı, aslında bir metnin yazıldığı dönemin dilindeki ses birimleri ile bunların bildirişim sistemindeki işleyişleri hakkında bilinen ya da türlü kaynaklardan elde edilen değerlerin kullanılmasıyla gerçekleştirilen bir seslendirme uygulamasıdır.


#3

SORU:

Dil, ses, yazının birbiriyle ilişkisi nasıl açıklanır?


CEVAP:

Dil toplumların var ettikleri bir ürün, bir toplumu oluşturan kişilerin beyinlerindeki ortak görüntüler sistemidir. Bu sistemin kurucu birimleri seslerdir. Yazı ise bir araçtır; konuşma dilinde zincirlenen her ses birimini işitme organımızca algılanan değeriyle görme organımızca algılanmak üzere aktarmaya yarar. Bir başka deyişle, yazının varlık
nedeni dili göstermektir. Dilleri genellikle yalnız yazı aracılığıyla tanırız.


#4

SORU:

Alfabe başka bir dilden alındığında nasıl problemler ortaya çıkmaktadır?


CEVAP:

Alfabe başka bir dilden alınmışsa, iki dil arasında bulunması olağan farklar yüzünden, yazı sisteminin imkânları yeni işleyişinde uyum güçlüğü çeker; kimi yönden tutarsızlık, kimi yönden de yetersizlik gösterir. Tutarsızlıkların en kötülerinden biri aynı ses için birden çok harfin bulunması, yetersizliklerin en kötüsü ise dile özgelik kazandıran temel seslendirme sistemini yansıtacak sayıda işaret bulunmamasıdır.


#5

SORU:

Dolaysız tanıma yolu nasıl açıklanır?


CEVAP:

Yaşayan bir dilin seslerini ve bu seslerle kurulmuş sistemini ortaya koymanın yolu dolaysız tanıma yoludur. Veri dilde canlıdır, tanıtıcı değeriyle yaşamaktadır ve kendisine kimlik kazandıran niteliği bütün ayrıntısıyla ele verir. Yapılacak şey ses birimlerini yaşamakta olan değerleriyle belirleyip sistemi ortaya koymak, sonra da kullanılmakta olan işaretler sistemi, yani alfabe ile bu sistemi karşılaştırmaktır.


#6

SORU:

Geçmişteki bir dil, ya da bir dilin belli bir dönemi söz konusu olduğunda dolaylı veriler elde etmek için nasıl bir yol izlenir?


CEVAP:

Bu durumda başvurulacak iki ana kaynak vardır:
1. İlk kaynağı dış malzemeler oluşturur. Bu da o dönemde yaşayıp da söyleyişi dolaysız tanıma yoluyla tasvir etmiş kimselerin tanıklığına dayanır.

2. İkinci kaynak, seslerin dilde iç gelişimi, belli seslerin yazıda gösterilmesindeki çeşitlilik ve edebiyatta kullanımından elde edilen delillerdir.


#7

SORU:

Sesçil yazı sistemlerinin özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Yazı sistemleri türlü türlüdür. Kimisi, Çince gibi, kavramlara dayanır, kimisi ise sesçildir. Sesçil olanı, kelimede birbirini izleyen seslerin oluşturduğu zincirleme dizilişi göstermeyi amaçlar. Bunların da kimi hecelik, kimi de alfabetiktir, yani sözün en küçük birimlerine dayanır.


#8

SORU:

İdeal bir alfabe nasıl olmalıdır?


CEVAP:

En ideal alfabe her yalın sesin bir tek işaretle gösterildiği alfabedir. Böyle bir alfabenin kullanıldığı yazı da dilin seslerini karışıklığa yol açmadan gösterebilir.


#9

SORU:

Metin çeviriyazısı alfabesinin özellikleri nelerdir?


CEVAP:

Dilin eski dönemlerinde kullanılmış olan farklı bir yazının ses işaretlerini (harflerini) kullanılmakta olan alfabelerdeki işaretlerle aktarmaya yarayan alfabe. Tarihî dönem metinlerine uygulandığı için, bu tür alfabelere ‘metin çeviriyazısı alfabesi’ denilir. Bunun iki alt türü vardır:
a. Yalnızca harflerin bire bir karşılıklarıyla yapılan çeviri uygulaması,
b. Metnin yazıldığı dönem hakkında çeşitli kaynaklardan elde edilmiş veri ve delillere dayanan sonuçları yansıtan yorumlanmış çeviri uygulaması.


#10

SORU:

Sesçil (fonetik) çeviriyazı alfabesi nasıl tanımlanır?


CEVAP:

Bir dilin bütün konuşma seslerini göstermeye, kişilerin söyleyişlerindeki farklı sesleri, yerli ağızlarda görülen ses çeşitlerini aktarmaya yarayan alfabe. Daha çok ağız çalışmalarında görülen bu tür alfabeler yalnız ilim çevrelerinde kullanılır ve ‘sesçil (fonetik) çeviriyazı alfabesi’ adıyla anılır.


#11

SORU:

Olağanlaştırılmış metin çeviriyazısı nasıl tanımlanır?


CEVAP:

Çeviriye yazılı metinde ayrı işaretlerle gösterilmiş olsun olmasın, bütün ses birimleri düzenlenmiş alfabeyle olması gerektiği gibi yazıya geçirilir. Olması gereken konusundaki yorum ve değerlendirme metnin yazılmış olduğu dönemin konuşma diline dayandırılmak zorundadır. Kaynaklık eden metinde bulunmayan ses birimi işaretleri, olağan şartlarda bulunması gerektiği var sayılan işaretlerle tamamlandığı için bu tür çeviriyazıya ‘olağanlaştırılmış metin çeviriyazısı’ adı verilir.


#12

SORU:

Olağanlaştırılmış metin çeviriyazısının türleri nelerdir?


CEVAP:

İki türü vardır.

1. Olağanlaştırma yalnızca kullanılmakta olan alfabenin harfleriyle yapılır. Bu, geniş anlamda bir uygulamadır. Böylesi
bir çeviri geniş bir okuyucu kitlesini göz önünde bulundurur, çoğunluğun okuyup yararlanması amacıyla yapılır.
2. Olağanlaştırma için ayrıca özel işaretli harfler kullanılır. Bu ise dar anlamda bir uygulamadır. Dil, edebiyat ve tarih bakımından önemli ve özelliği olan yayımlarda kullanılır. Bu tür çeviriyazılarda yer alan her yalın ve özel işaretli harf sesçe ve işleyişçe değer/değerler bakımından kaynaklardan elde edilmiş sonuçları yansıtmalı, açıkçası döneminin söyleyiş
(telaffuz) değerlerini göstermelidir.


#13

SORU:

Çeviriyazılı metinlerde yazım kurallarının uygulanmasının faydası nedir?


CEVAP:

Çeviriyazılı metinlerde yazım kurallarının uygulanması, daha çok biçim yönünden fayda sağlar; metni yapı birimleri bakımından çözümlemeye, kimi kelime öbeklerinde kurucu üyeler arasındaki ilişkiyi göstermeye, metni anlamca açıklamaya yarar. Özellikle büyük harf ve nokta kullanımının
özel adları tanıtma, cümleleri ayırma bakımından değeri büyüktür.


#14

SORU:

Çeviriyazısının kullanılması hangi durumda gereksiz olur?


CEVAP:

Kullanılan işaretler, ancak eski dönem metninin farklı alfabesini de iyi bilenler için pratik bir değer taşır. Bu yüzden, eskiden kullanılmış bir alfabenin harfleri ve bunların türlü değerleri ile yazının özelliklerini ayrıntılı olarak göstermek ancak ilmî çalışmalarda tutulacak bir yol olmalıdır. Konusu bakımından önemli, geniş bir okuyucu kitlesine ulaşması istenen metinler için bu uygulama gereksizdir.


#15

SORU:

Dilin "yıllar geçtikçe harf biçiminden çıkması" durumu nasıl açıklanır?


CEVAP:

Dil durmadan gelişir ve değişir; alfabe ve yazı ise tek şekilliğe bağımlıdır, olduğu gibi kalma eğilimindedir. Böylece harf dediğimiz biçimler giderek göstermesi gereken seslerin karşılığı olmaktan çıkar. Bir dönemde sesleriyle uyuşumlu olan bir yazma biçimi
bir sonraki dönemde uyuşumsuz duruma gelir, bu yüzden değişikliği yansıtabilmesi amacıyla değiştirilir.


#16

SORU:

Bir dilin eski dönemindeki durumunu aydınlatabilmek için yapılması gereken nedir?


CEVAP:

Hangi alfabe kullanılmış olursa olsun, yazı işaretleri yine de dilin ses sistemini gösteren araçlar
olduğuna göre, bir dilin eski dönemindeki durumunu aydınlatabilmek için yapılması gereken iş,
görüntüyü yansıtan bu araçların sistemle ne ölçüde uyuştuğunu belirlemektir.


#17

SORU:

Türkçe'de kullanılan dil ile yazı arasındaki sorunun nedeni nasıl açıklanır?


CEVAP:

Yazı bağlayıcı ve buyurucudur. Karşı koyulmaz bir baskıyla dili etkiler. Bu durum en çok yazılı metinlerin önemli bir yer tuttuğu, zengin bir edebiyatın gelişip yayıldığı dillerde görülür. Bu gibi dillerde gözle algılanan görüntü söyleyişi yönlendirir ve bunun sonucunda ortaya yanlış söyleyişle çıkar. Dil açısından bu, tersine bir işleyiştir ve hiç
de sağlıklı bir durum değildir. Kullandığı alfabe yüzünden dilimiz bu hastalıklı durumu yüzyıllarca yaşamıştır.


#18

SORU:

Osmanlı Türkçe'sinde ? / ? / ? ; ? / ? / ? / ? ; ? / ? harfelerinde görülen nöbetleşmeler ne işe yarar?


CEVAP:

Osmanlı Türkçesi yazımında görüldüğü gibi, aynı ünsüz sesin birden çok harfle gösterilmesi, ünlü sesin değerini belirtmek içindir: ? / ? / ? ; ? / ? / ? / ? ; ? / ? harflerinde görülen nöbetleşmeler bulundukları hecelerin kalın-ince sıralarını göstermeye yarar.


#19

SORU:

Bugünkü Türkçe'de n harfiyle yazılan genizsi n sesi ile k ve g (ğ, y) sesleri Osmanlı Türkçe'sinde hangi harf ile gösterilmektedir?


CEVAP:

Türkçe'de bugün n harfiyle yazılan genizsi n sesi ile k ve g (ğ, y) seslerini göstermek için ? sesi kullanılır.


#20

SORU:

Edebiyat eserleri de söyleyişi belirlemede nasıl bir katkısı bulunmaktadır?


CEVAP:

Edebiyat eserleri de söyleyişi belirlemekte önemli ve değerli katkılar sağlar. Manzum eserlerde kullanılan ölçü sisteminin hece sayısına ya da yapısına (kapalı-açık, uzun-kısa) dayanması çoğu kez yabancı kelimelerdeki ünlü niceliklerini belirlememize yardımcı olur.


#21

SORU:

Nazımda kafiye, nesirde seci dile ilişkin nasıl ipuçları verir?


CEVAP:

Nazımda kafiye, nesirde ise seci denilen ses denklikleri yine birçok durumda ses
değerleri konusunda bizi aydınlatır (sonu ? dal ile yazılmış kelimenin ? te ile yazılanla kafiyeli olması, kafiye uygunluğunu göstermek amacıyla süreklileşmiş ön damak ünsüzü g’nin ? kef yerine ? ye ile yazılması gibi).