PSİKO-SOSYAL REHABİLİTASYON Dersi Yaşlılıkta Öz Güven soru cevapları:

Toplam 23 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Öz güven nasıl tanımlanabilir?


CEVAP:

Öz güven en genel anlamıyla kişinin kendine olan güveni olarak tanımlanabilir. Kişinin kendine olan güveni; sahip olduğu yeterlikleri, kendini ne denli değerli
ve gerekli bulduğu, kendini sevmesi, kendini eksikleri ve yetersizliklerine rağmen kabul edebilmesi gibi birçok durumla ilişkilidir.


#2

SORU:

Öz güvenin önemi nedir?


CEVAP:

İnsanlar kendilerine olan güvenleri ölçüsünde yaşamda mutlu ve başarılı olabilmektedirler. Öz güveni yüksek olan bir kişi, daha girişkendir, kendinden emindir, ne istediğini bilir istediği şeyler için emek vermeye ve çaba sarf etmeye hazırdır. Buna karşın öz güveni düşük kişiler ise, bir işe başlamada isteksiz ve düşük motivasyonlu, kendi beceri ve yeterliklerinden şüphe duyan kişilerdir.


#3

SORU:

Yaşlılıkta öz güvenin önemi nedir?


CEVAP:

Yaşlılık dönemi de kişinin birçok gelişim görevini yerine getirmesi gereken bir evredir. Bu evrede bireylerin sağlık ve bedensel yavaşlamayla ilgili sorunlarıyla başa çıkabilmeleri, başkalarına muhtaç olmadan kendi ayakları üzerinde durabilmeleri, kendileri için uygun bir sosyal ortam oluşturabilmeleri, emekliliğe ayak uydurabilmeleri, eş veya akran kaybının yarattığı yas durumuyla başa çıkabilmeleri gibi birçok gelişim görevi bulunmaktadır. Bu gelişim görevlerinin üstesinden gelmek kişinin kendisine güvenmesiyle doğrudan ilişkili olduğu için yaşlı kişiler için de öz güven son derece önemlidir.


#4

SORU:

Yaşlılık döneminde öz güveni etkileyen faktörler nelerdir?


CEVAP:

Yaşlılık döneminde öz güveni etkileyen faktörler genel olarak iki kategoriye ayrılabilir:

  • Öz güveni etkileyen yaşlanmaya bağlı faktörler, bireyin öz güvenini olumsuz yönde etkileyen yaşlılığa bağlı yas, eş kaybı, emeklilik, fiziksel yavaşlama gibi durumlar ve çeşitli kayıp durumlarıdır.
  • Öz güveni etkileyen bireysel faktörler; öz yeterliği, benlik saygısı ve kendini
    gerçekleştirme düzeyinin düşüklüğü, yetersizlik duygusunun yüksek olması ve gelişimsel görevlerdeki aksama gibi durumlardır.

#5

SORU:

Yaşlılık döneminin bir kayıp çağı olarak değerlendirilmesinin en önemli nedeni nedir?


CEVAP:

Yaşlılık döneminin bir kayıp çağı olarak değerlendirilmesinin en önemli nedenleri
arasında kişinin fiziksel olarak çeşitli duyu kayıpları, yavaşlama, bedensel zayıflama ve birçok hastalık yaşaması yer alır. Yaşlılık döneminin bir kayıp çağı olarak değerlendirilmesinin bir diğer nedeni ise eş kaybı, akran kaybı, emeklilik, çocukların evden ayrılması gibi durumlardır.


#6

SORU:

Öz yeterlik nasıl tanımlanabilir?


CEVAP:

Öz yeterlik geniş anlamıyla kişinin kendi beceri ve yeteneklerine olan güveni olarak tanımlanabilir. Öz yeterlik algısı, bireyin gerçek başarıları değil, bir işte istediği sonuca ulaşmak için gerekli olan becerileri sergileyip sergileyemeyeceği yönündeki algısıdır. 


#7

SORU:

Kişinin öz yeterliğinin yüksek olması şüphesiz başarını garantiler mi?


CEVAP:

Hayır. Kişinin öz yeterliğinin yüksek olması şüphesiz başarılı olabileceğinin bir göstergesi olarak düşünülebilir, ancak öz yeterliğin yüksek olması tek başına bireyin başarılı olduğunun veya başarılı olacağının kanıtı olarak değerlendirilemez. Bireyin öz yeterlilik algısı, başarısından çok başarıya giden yola girip girmemesini etkilemektedir. Bu nedenle yüksek öz yeterlik algısı bireyin eyleme geçmesini kolaylaştırırken düşük öz yeterlik algısı bireyin harekete geçmesini sınırlandırabilmektedir. 


#8

SORU:

Bireyin öz yeterlik algısını etkileyen faktörler nelerdir?


CEVAP:

Bireyin öz yeterlik algısını etkileyen çeşitli faktörler vardır. Bunlar; 

  • kişinin geçmiş deneyimleri
  • kişinin  kendi dışındaki kişilerin deneyimlerinden yararlanıp yararlanamaması
  • bireyin fizyolojik durumu şeklinde sıralanabilir. 

#9

SORU:

Bireyin geçmiş deneyimleri, öz yeterlik algısını nasıl etkiler?


CEVAP:

Bireyin deneyimleri bir işi yapıp yapamamayla ilgili algısını önemli oranda etkilemektedir. Kişinin geçmiş deneyimlerinin başarılı olması şu anki motivasyonunu olumlu yönde etkilerken, geçmişte başarısız olması olumsuz yönde etki edecektir.


#10

SORU:

Bireyin kendi dışındaki kişilerin deneyimlerinden yararlanıp yararlanamaması öz yeterlik algısını nasıl etkiler?


CEVAP:

Kişi kendi deneyimlerinden yararlandığı gibi başkalarının deneyimlerinden de
yararlanmaktadır. Bu yüzden kişi, kendisini gözlemlediği kişinin yerine
koyarak aynı davranışı yapıp yapamayacağı yönünde bir içsel muhasebe yapar. Bu tür bir deneyim kişinin diğer kişileri izleyerek onların düştüğü hataları veya yaptıkları doğru davranışları gözlemlemesi sonucunu doğurmakta ve kendisini böylesi bir durum için kurgulamasına hizmet etmektedir. Kişinin izlediği nokta,  kişilerin başarı ya da başarısızlıklarıdır. İnsanın model olarak aldığı kişinin başarısız olması, öz yeterlik algısını olumsuz yönde etkileyecektir. Diğer kişinin başarılı olması da öz yeterliği açısından olumlu etki yaratacaktır.


#11

SORU:

Bireyin fizyolojik durumu öz yeterliğini nasıl etkiler?


CEVAP:

Fizyolojik durum kişinin bedensel ve psikolojik olarak iyilik haline işaret etmektedir. Bireyin fizyolojik durumu stres düzeyini etkilemekte ve öz yeterlik algısını düşürmektedir. Kimi durumlarda kişinin stres düzeyinin artması bireyin motivasyonunu arttırırken bazı kişiler için stres düzeyinin yüksek olması öz yeterlik düzeyini düşürmektedir. Bu nedenle öz yeterlik algısını yükseltebilmek için bireyin fizyolojik durumunu göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Bireyin fizyolojik durumu aynı zamanda sağlık durumuyla ilişkilidir. Kişinin sağlıkla ilgili davranışlarını fark etmesi, onları yönetebilmesi bu bağlamda oldukça önemlidir.


#12

SORU:

Öz yeterlik algısının yükseltilmesinde sözel iknanın önemi nedir?


CEVAP:

Öz yeterlik algısının yükseltilmesinde sözel ikna son derece önemlidir. Sözel ikna kişinin etrafındaki kişilerin kendisinin başarılı olup olmayacağı yönündeki telkinleridir. Diğer bir ifadeyle sözel ikna çevredeki kişilerin kişiyi bir işi başarmada özel olarak motive etmeleridir. Ancak burada her türlü sözel ikna yönteminin doğru olmadığını hatırlatmakta yarar vardır. Eğer kişinin bir işi yapamayacağına inanıldığı halde ikna edilmeye çalışılırsa başarısızlık kaçınılmaz olabilir ve bu durum kişi için olumsuz, istenmeyen bir sonuca neden olabilir.


#13

SORU:

Benlik Saygısı ve Öz Güven arasında nasıl bir ilişki vardır?


CEVAP:

Benlik saygısı, benliğe yapılan olumlu yüklemeler olarak düşünülebilir. Kişinin kendini değerli, anlamlı ve gerekli görmesi ile ilgilidir. Kişinin benlik saygısı ne denli yüksekse o denli mutlu olacağı söylenebilir. Benlik saygısı yüksek bir kişi kendini değerli bulur, yaşamını anlamlı bulur, diğerleri için gerekli olduğunu ve olmaması halinde ilişkide bulunduğu insanların bir yoksunluk yaşayabileceğini düşünür. Benlik saygısı yüksek olan kişiler aynı zamanda kendi sınırlılıklarının da farkında olan kişilerdir. Benlik saygısı yüksek olan kişilerin öz güvenlerinin de yüksek olması beklenir. Böyle kişiler yapabilecekleri ve yapamayacakları konusunda isabetli belirlemelerde bulunurlar.


#14

SORU:

Kendini kabul ve kendini gerçekleştirme kavramları ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Kendini kabul, kişinin sahip olduğu tüm özelliklerini olduğu haliyle sindirebilmesi anlamına gelmektedir. Aynı zamanda kişinin kendi yaşantılarını sahiplenmesi anlamına da gelmektedir. 

Kendini gerçekleştirme temel olarak kişinin sahip olduğu ilgileri, yetenekleri, becerileri, zekası ve koşulları çerçevesinde olabilecek en iyi noktaya gelebilmesi durumudur. Diğer bir ifade ile kendini gerçekleştirme, esas itibariyle kişinin yaşam karşısındaki başarısı olarak değerlendirilebilir.


#15

SORU:

Yaşlılıkta gelişim görevlerini yerine getirme ve öz güven arasında nasıl bir ilişki vardır?


CEVAP:

Gelişim görevi, bireyin içinde bulunduğu takvim yaşının gerektirdiği her türlü davranış ve beceriyi sergileyebilmesi anlamına gelmektedir. Yaşamın her döneminde olduğu gibi yaşlılıkta da bireyin yerine getirmesi gereken gelişim görevleri vardır. Bunlardan en önemlileri olarak kişinin öncekinden farklı fiziksel sağlık durumuna uyum sağlaması, emekliliğe uyum sağlaması ve eşinin ölümünü kabullenmesi sayılabilir. Birey bu görevleri ne kadar yerine getirebilirse öz güveni de o kadar yüksek olacaktır.


#16

SORU:

Yetersizlik duygusu ve öz güven arasında nasıl bir ilişki vardır?


CEVAP:

Her ne kadar insan olmanın doğal bir sonucu olarak yaşansa da yetersizlik duygusu bireyin yaşam kalitesinin bozulmasında son derece önemli bir faktör
olarak karşımıza çıkabilmektedir. Özellikle eğer uzun süreli ve bireyi mutsuz eden bir tarza dönüşmüşse ve bireyi sürekli diğerleriyle yarışır bir noktaya getirmişse yetersizlik duygusunun bir probleme dönüştüğü söylenebilir. Bu noktada yetersizlik duygusunun bir komplekse dönüştüğünü söylemek mümkündür. Bireyin yaşam kalitesini bozucu nitelikteki bu duygu genel olarak kişinin sahip olduğu özelliklerini diğerleriyle kıyaslaması sonucunda yetersiz bulması anlamına gelmektedir. Bu anlamda yetersizlik duygusunun ne kadar yüksekse öz güven de o derece düşük olacaktır.


#17

SORU:

Yaşlılıkta öz güveni artırıcı neler yapılabilir?


CEVAP:

Yaşlılıkta öz güveni artırıcı eylemler şu şekilde sıralanabilir:

  • Doğru İletişim ve Etkileşim
  • Gelişim Görevlerini Destekleme
  • İlişkileri Düzenleme
  • Hobiler Geliştirme
  • Bağımsız Yaşama
  • Üretken Olma
  • Aktif Olma

#18

SORU:

Doğru iletişim ve etkileşimin yaşlılıkta öz güveni artırmada nasıl bir etkisi vardır?


CEVAP:

Yaşlı kişilerle doğru iletişim kurmanın anahtarı olayları onların gözüyle değerlendirebilmekle başlar. Başarılı ve etkili bir iletişim kişilerin yaşadıkları güçlüklerin üstesinden kendilerinin gelebilmeleri için düşünmeye yöneltir. Bu bağlamda yaşlı kişilerde öz güveni arttırmak için iletişim, ilk adım olarak düşünülebilir. Bu noktada empatinin de önemi ortaya çıkmaktadır. Empati, kişinin bir başka kişinin yaşadığı duygu ve yaşantılara duyarlılık göstermesi ve onun gördüğü haliyle olayı görmesi anlamına gelmektedir. Bir kişinin diğerine empati geliştirmesi, ona saygı duymasını ve o kişiyi olduğu gibi kabul etmesini gerektirir. Yaşlı kişiler yaşam karşısında deneyimleri fazla olan kişilerdir. Bu nedenle de deneyimlerini aktarmak isterler. Yaşlı insanlarla doğru ve etkili iletişimin bir yolu onlara saygı gösterilmesi, yeri geldiğinde fikirlerinin alınmasıdır. Bu onların kendilerini değerli hissetmesine yardımcı olacaktır.


#19

SORU:

Gelişim görevlerinin desteklenmesi yaşlılıkta öz güveni nasıl etkiler?


CEVAP:

Yaşlılıkta öz güveni etkileyen en önemli faktörlerden birisi yaşlı kişinin hem içinde bulunduğu yaşın hem de gençlik dönemlerinin gelişim görevlerini yerine getirip getirmediğidir. Gelişim görevlerini yeteri kadar yerine getirememiş olan, diğer bir ifadeyle kendini gerçekleştirememiş olan yaşlı kişiler genellikle huzursuz, huysuz, yakınmacı bir tutum içine girebilirler. Bu anlamda gelişim görevlerinin desteklenmesi bu bakımdan son derece önemlidir. Örneğin kişinin, kendi ayakları üzerinde durmasını sağlamak, sağlık sorunlarıyla baş etmesini desteklemek onun öz güveni yükseltmek bakımdan son derece önemlidir. 


#20

SORU:

İlişkileri düzenlemek yaşlılıkta öz güveni nasıl etkiler?


CEVAP:

Öz güveni geliştirmenin en önemli yollarından birisi kişinin ilişki kalitesini arttırmaktır. Yaşam ortamı ne olursa olsun bu dönemde kendi akranları ile sağlıklı ve sürdürülebilir ilişkiler geliştirmek önemlidir. Kendisi ile aynı koşullarda olan kişilerle birlikte zaman geçirmek kişinin sosyal destek alması bakımından son derece önemlidir. Bu nedenle yaşlı kişinin kendisi için uygun bir sosyal ortam oluşturması, kendini bir gruba ait hissetmesi gerekmektedir. Kendini bir gruba ait hisseden kişiler çevresindekilere duygu ve düşüncelerini aktarıp, onlarla paylaşımda bulunabilir. Ayrıca yaşlılık döneminde yalnızlık duygusu en üst düzeyde yaşanır. Bu nedenle yaşlılık döneminin en önemli gelişim görevlerinden birisi de akranları ile sağlıklı ilişkiler geliştirebilmektir. 


#21

SORU:

Her yaşlının bir hobisi olmalı mıdır?


CEVAP:

Her yaşlının bir hobisi olması zorunluluğu yoktur. Ancak herkesin yapmaktan hoşnut olabildiği işler veya etkinlikler vardır. Önemli olan kişinin kendisini iyi hissedebileceği bir aktivite içinde olmasıdır. Bu uğraş veya hobilerden elde edilen ürünler, yaşlının arkadaşlarıyla çok eğlenceli vakit geçirmesine hizmet edebilir. Bu durumda kişi kendisini daha üretken ve mutlu hissedebilecektir.


#22

SORU:

Yaşlılıkta bağımsız yaşamanın öz güvene etkisi nedir?


CEVAP:

Yaşlılık döneminde kişilerin öz güven sorunu yaşamaları, bağımsız bir biçimde yaşayıp yaşamamaları ile yakından ilişkilidir. Bağımsızlık genel anlamda diğerlerine bağımlı kalmadan yaşayabilmek anlamına gelmektedir. Kendi kendine yeterli olmak; kişisel olarak hareketliliğini sağlaması ve parasını kontrol edebilmesiyle ilgilidir. Bu gibi becerileri olan bir yaşlının kendi evinde kendi başına yaşayabilecek güç ve yeteneklere sahip olması da öz güvenini artıracaktır. Bununla birlikte bağımsız bir biçimde yaşayabilmek tümüyle yalnız kalarak yaşamak anlamına gelmez. Bağımsız yaşam süren kişinin ailesi ve akranlarıyla ilişkilerinin de olması gerekir. 


#23

SORU:

Yaşlılıkta üretken ve aktif olmanın öz güvene etkisi nedir?


CEVAP:

Üretkenlik sadece bir işte çalışmak ve ekonomik gelir getirmekle sınırlı tutulmamalıdır. Ev ortamında kişinin evinin düzenini sağlaması, torununa bakması, çocuklarına ve daha genç yaşta olan kişilere deneyimlerini aktarması da üretkenlik olarak düşünülmelidir. Bu bağlamda toplumsal olarak yaşlı kişilerin sosyal yaşama dahil edilmeleri son derece önemlidir. 

Yaşlı kişilerin aktif yaşamın dışında kalmaları sadece kendilerini değil, içinde bulunduğu sosyal çevre ve ailesini de olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle aktif yaşlanmayı sağlayacak çeşitli toplumsal düzenlemeler yapılması önemlidir. Bu toplumsal düzenlemeler içinde hükumetlerin yaşlı kişilerin sosyal, ekonomik, fiziksel ve güvenlik ihtiyaçlarını gidermeleri, sağlık desteği sunmaları ve yaşlı kişilerin sosyal etkileşime girebilmesi için sosyal ortamlar sağlamaları yer almaktadır. Bu açıdan bakıldığında üretken ve aktif yaşam, öz güveni olumlu şekilde etkilemektedir.