TOPLUMSAL DEĞİŞME KURAMLARI Dersi Materyalist ve İdealist Toplumsal Değişme Anlayışları: Karl Marx ve Max Weber soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Karl Marx, Hegel'in idealizm savını hangi açıdan eleştirmektedir? 


CEVAP:

Marx’a göre, Hegel’in sonlu veya ampirik olguların nihayetinde gerçek olmadıkları iddiası kesinlikle yanlıştır. Çünkü gerçek olgular sadece düşünceler olarak anlaşıldığında insanların daha önemli pratik sorunları göz ardı edilir. Ne maddî nesneler ne de ilişkiler sadece onlar hakkındaki düşüncelerimizle değiştirilebilir. İnsanlar kendi yaşantıları veya emekleriyle ürettikleri şeyler üzerinde hiçbir kontrole sahip olmayacak biçimde yabancılaştıklarında, bu duruma gerçekliğe ilişkin algılarını değiştirerek veya dua ederek son veremezler. İnsanlar, daha ziyade, içinde yaşadıkları toplumsal yapıyı değiştirmeli. yani öte dünyayı beklemek yerine bu dünyada bir devrim yapmalıdır.


#2

SORU:

Marx, değerlerin üretimi olarak üretim ve kullanım değerlerinin üretimi olarak üretim arasında yaptığı ayrım ile neye dikkat çeker?


CEVAP:

Marx yaptığı bu ayrım ile kapitalizmin gelişimi ile birlikte üretim ilişkilerinde yaşanan değişime dikkat çekmek ister. Eskiden kendi kendine yeten bir ekonomide mal ve hizmetlerin sadece geçim için kullanılması değerlerin üretimi olarak üretimdir. Üretimin sadece geçim için olmaktan çıkması, kullanılan mal ve hizmetlerin artık pazarda alınıp satılması; yani metalaşma süreci ise kullanım değerlerinin üretimi olarak üretime karşılık gelmektedir.


#3

SORU:

Bir toplumsal birim asla bir başkasından soyutlanarak tek başına incelenemez.Bu, diyalektik yaklaşımın hangi özelliğine işaret etmektedir? 


CEVAP:

Diyalektik yaklaşım ilişkiseldir. Toplumsal dünyanın farklı yanları içindeki ve aralarındaki ilişkilere odaklanır: bir toplumsal birim asla bir başkasından soyutlanarak tek başına incelenemez.


#4

SORU:

Diyalektik yöntem, diyalektik yaklaşımdan hangi açıdan daha karmaşıktır? 


CEVAP:

Diyalektik yaklaşımda, genelde toplumsal yapılar ve toplum içindeki aktörler ve ayrıca aktörler ve toplumsal yapılar arasındaki diyalektik ilişkiler araştırılır. Ancak, diyalektik yöntem bundan daha karmaşıktır; zira burada geçmiş, bugün ve gelecekteki koşulları göz önünde bulundurur ve bu işlem hem bireylere hem de yapılara
uygulanır. 


#5

SORU:

Marx’ın toplumsal gelişme yaklaşımını biçimlendiren genel ilkeler nelerdir? 


CEVAP:

Marx’ın toplumsal gelişme yaklaşımını biçimlendiren genel ilkeler şöyledir: 

  • Her farklı toplum tipinin kendine ait karakteristik iç gelişme dinamikleri veya ‘mantığı’ vardır.
  • Belirgin bir benzerlik gösteren, ancak farklı tarihsel bağlamlarda yaşanan olaylar tamamen farklı süreçler yaratırlar. 

#6

SORU:

Marx'ın tarihin anlamıyla ilgili görüşü nedir? 


CEVAP:

Marx’a göre, tarih sadece dikkatli bir tarihçinin betimleyebileceği birbirini izleyen olaylar dizisi değil, aynı zamanda bu olayları düzenleyen yasaları ortaya çıkararak açıklanabilecek olaylar bütünüdür.


#7

SORU:

Marksist kuramda toplumun veya toplumsal formasyonun kurucu özelliği niteliğindeki kavram nedir? 


CEVAP:

Marksist kuramda toplumun veya toplumsal formasyonun kurucu özelliği niteliğindeki kavram, üretim tarzıdır. Üretim tarzı, geleneksel olarak üretim ilişkileri ve üretici güçlerin etkileşimi şeklinde (üretim araçlarının mülkiyet sistemi veüretici güçlerin gelişim düzeyi olarak) tanımlanır. 


#8

SORU:

Marx’ın kapitalizmdeki işbölümü hakkındaki eleştirileri nelerdir?


CEVAP:

Marx’ın kapitalizmdeki işbölümü hakkındaki eleştirileri şöyledir: 

  1. İşbölümü bireyi bir bütün olarak toplumdan yapay bir biçimde ayırır.
  2. Emek süreci ideal olarak bütünleştirilmesi gereken işlevlerin birbirinden koparılmasıyla kesintiye uğrar.
  3. Bireyin güçleri sadece üretim sürecindeki bir âlet seviyesine düşürülür.
  4. Her birey ürünün son haline sadece küçük bir katkıda bulunur. İşçi üründen ve o üretildikten sonra ortaya çıkan her şeyden koparılır.
  5. Dar uzmanlaşma insan üzerinde “onun gelişimini engelleyecek, insanlığından uzaklaştıracak, onu sadece parçalanmış bir insan, kötürüm bir ucube, bir makinenin uzantısı durumuna düşürecek” etkiye sahiptir. 

#9

SORU:

Meta fetişmizmi ve şeyleştirme kavramlarının ortak özelliği nedir? 


CEVAP:

Her iki kavram da toplumsal değişmeyi engeller niteliktedir. 


#10

SORU:

Marx tarihsel yasalar temelinde, insanlık tarihinde bütün toplumların evrimsel bir doğrultuda dört temel evreden geçtiklerini veya geçmek zorunda olduklarını ileri sürmektedir. Bu evreler nelerdir? 


CEVAP:

Tarihsel yasaların geçtiği dört temel evre şöyledir: 

  1. İlkel Komünizm: Avcı-toplayıcıların doğal kaynakları ortaklaşa kullandıkları, kişinin sadece giyim veya kabilenin mallarından temelde farklı olmayan basit araçlara sahip olduğu “ilkel ve kaba durum”dur. ‘Üretim araçları’nda hiçbir önemli ayrıştırıcı özel mülkiyet ve bu yüzden hiçbir sosyal sınıf yoktur. Bu evre bir sınıfsız toplum olan ‘komünizm’dir.
  2. Köleci Toplum: Bu toplumun olumlu yanı üretim kapasitesinde artış sağlaması, olumsuz yanı sınıfsal farklılaşmanın, üretim araçlarında özel mülkiyetin ortaya çıkışı ve bir sınıfın diğerini sömürmesidir.
  3. Feodalizm: Sınıfsal ilişkiler ve üretim ilişkileri özünde aynı kalır. Toplumsal ve iktisadî düzen daha komplekstir. Feodalizm, daha ileri üretim teknolojilerinin gelişimini yansıtır.
  4. Kapitalizm: Mülksüz emekçi bir köle veya serften farklıdır, emek gücünü serbest piyasada satar, ancak yine de sömürülür ve bu sömürü üretim araçlarında özel mülkiyetin ve böylece hiçbir sınıfsal farklılaşmanın olmadığı İleri Komünizm günışığına çıkıncaya kadar ortadan kaldırılamaz.

#11

SORU:

Marx Weber'e göre toplumsal düzenin bileşenleri nelerdir? 


CEVAP:

Weber’in yaklaşımında toplumsal düzenin iki temel bileşeni vardır:

  • İşbölümü içeren ve belirli hedeflere yönelik yapılardan meydana gelen örgütsel düzenler,
  • Bir eşitsizlik sistemi içindeki bireyler kategorilerinden oluşan tabakalaşma düzenleri.

#12

SORU:

Weber'in otorite tipolojisinde yer alan karizmatik otorite neyi ifade etmektedir?


CEVAP:

Weber’in ünlü otorite tipolojisi içinde üç tür otorite yer alır. Bunlardan ilki geleneksel otoritedir. Söz konusu otorite, geleneklerin şemsiyesi altında, eski geleneklerin önemine ilişkin yerleşik inanç çerçevesinde işleyen ya da bir gelenek içindeki örf ve uygulamalara uygun olarak seçilmiş kişilerin kabul görmesi ve ayrıcalığına olan yerleşik inanca dayalıdır. Krallar, kraliçeler ve dini erkânın otoritesi gibi. İkinci olarak karizmatik otorite,
olağanüstü kişilik (peygamberlik, kahramanlık gibi) özellikleri olan karizmatik bireyin koyduğu kurallara adanmaya dayalı otoritedir. Son olarak rasyonel-hukuki otorite ise dini kurallar ya da geleneklere değil de akıl temel alınarak yapılmış yasalara ve kurallara dayalıdır.


#13

SORU:

Marx, “sadece ekonomik çıkarlar gerçek çıkarlardır, diğer, örneğin siyasal, ulusal ve dinsel çıkarlar ekonomik çıkarların sadece yansımalarıdır” görüşüne Weber'in yaklaşımı nedir? 


CEVAP:

Nedenler olarak fikirler Weber’in idealist (düşünce temelli) toplumsal değişme anlayışının kanıtıdır. Weber, Marx’ın “sadece ekonomik çıkarlar gerçek çıkarlardır, diğer, örneğin siyasal, ulusal ve dinsel çıkarlar ekonomik çıkarların sadece yansımalarıdır” görüşünün indirgemeciliğe, yani her türden olguyu tek bir faktöre, ekonomik olgulara indirgemeye yol açtığını düşünür. Ona göre, fikirler olarak dinsel düşünceler, sadece herhangi bir neden türü olmayıp, belirli bağlamlar ve konjonktürlerde daha temel, bazen birincil rol oynayabilirler. Bu yüzden Weber Protestan Ahlâkı ve Kapitalizmin Ruhu’nda dinsel bir kaygının modern kapitalizmin yaratılması açısından vazgeçilmez önemde olan kesinlikle etkili tarihsel bir faaliyete nasıl yol açtığını göstermeye çalışır. 


#14

SORU:

"Kalvinistler kadere, yani hepimizin kaderinin önceden belirlendiğine, dünyaya gelmeden önce Tanrı tarafından seçildiğimize, sadece ya cennete ya da cehenneme gidebileceğimize inanırlar." 

Marx Weber, bu fikrin toplumsal eylemi ne şekilde etkilediğini savunmaktadır? 


CEVAP:

Kalvinist kader anlayışı bu dünyada –çalışmayla ilişkili faaliyetlerde– başarının kişinin kaderinin önceden
belirlendiğinin, Seçilmişlerin bir üyesi olduğunun işareti anlamına gelmeye başlamıştır. Kalvinizm (ve özellikle kader inancı), özel tarihsel ve teknolojik bir bağlamda, zenginlik ve sermaye birikimini ‘Tanrı’nın inayeti’ fikri sayesinde meşrulaştırmıştır. Bu yüzden Kalvinistler gösterişsiz, rasyonel çalışma fikrine yönelmişlerdir.


#15

SORU:

Din ve kapitalizmin ilişkisi konusunda Weber'in fikirleri Durkheim ile hangi açıdan farklılıklar göstermektedir?


CEVAP:

Durkheim dinin değerleri ve buyruklarını sadece zaten kollektif bilinçte mevcut şeylerin yansımaları olarak
görürken, Weber dinin bazı durumlarda toplumun genel kabul gören değerlerini değiştiren bağımsız
bir nedensel faktör olabileceğini düşünür ve ona göre, böyle bir etki gerçekte modern Batı’nın tarihinde açıktır: Batılı zihin üzerindeki etkisi merkezî önemde olmasa da, Kalvinizm tarih biliminin kapitalist ekonominin gelişimini açıklayabilmek için kesinlikle dikkate alması gereken önemli bir özelliktir


#16

SORU:

Marx'ın sınıf çatışması konusunda Weber'in görüşü nedir? 


CEVAP:

Weber'e göre sınıf çatışması Marx’ın ortaya koyduğundan çok daha komplekstir. Marx (teorik yazılarında) esasen kapitalist ve işçi, üretim araçlarının sahipleri ve emek sahipleri arasındaki çatışmaya odaklanmıştır. Weber bu açıklamaya finans kapitalistler ile onlardan borç alanlar ve ayrıca satıcılar ve tüketiciler arasındaki çatışmaları dahil etmektedir. Ayrıca, Marx sınıfları üretim araçlarının mülkiyetine sahip olup olmamalarına göre tanımlarken,
Weber piyasadaki konumları temelinde tanımladığı için ikisinin sınıf çatışması anlayışları farklıdır. 


#17

SORU:

Weber'e göre toplumsal değişmenin dış dinamikleri nelerdir? 


CEVAP:

Weber'e göre toplumsal değişmenin dış dinamikleri şöyledir: 

  • Devletin büyüklüğü veya dış güç uygulamak için kullanılan idarî yapıların ölçeği
  • Temel ekonomik aktörler ve devlet arasındaki ilişki
  • Ülke içindeki eşitsizlik düzeyi

#18

SORU:

Weber toplumsal değişme ile devletin büyülüğü arasında nasıl bir ilişki kurmaktadır? 


CEVAP:

Weber'e göre devlet gelişimini, ekonomik üretim düzeyi uzman idarî personeli desteklemek için gerekli artı değeri yaratacak yeterlikte olduğunda sürdürebilir. 


#19

SORU:

Weber, temel ekonomik aktörler ile devlet arasındaki ilişkiyi nasıl kurmaktadır? 


CEVAP:

Ona göre devletin savaş veya ticari anlaşma başarısı, toplumun ve seçkinlerin, sadece diğer devletler karşısında değil bir toplum içindeki kitlelerle ilişkilerde de prestijini belirlemektedir. 


#20

SORU:

Weber, üst sınıfların üyeleri aynı zamanda yönetici partilerin, yüksek prestijli statü gruplarının üyeleri oldukları durumda hangi senaryoyu kurmaktadır? 


CEVAP:

Weber'e göre yüksek eşitsizlik düzeyleri ile sınıflar, statü grupları ve partilere üyelik arasındaki korelasyon yüksek olduğunda, yani üst sınıfların üyeleri aynı zamanda yönetici partilerin, yüksek prestijli statü gruplarının üyeleri olduklarında ve benzer şekilde tersi durumlarda karizmatik liderlerin ortaya çıkma ihtimali artmaktadır.