ULUSLARARASI ÖRGÜTLER Dersi Bölgesel Siyasi Örgütler soru cevapları:
Toplam 40 Soru & Cevap#1
SORU:
Soğuk Savaş'ın sona ermesi bölgesel siyaseti nasıl etkilemiştir?
CEVAP:
Soğuk Savaş’ın sona ermesi bölgesel meseleleri, dünya siyasetini kavramak açısından daha da önemli hale getirmiştir. Soğuk Savaş’ın iki kutupluluğu, bölge siyaseti üzerinde küresel dinamiklerin belirleyiciliğini artırıyordu. İki süper güç, onların liderliğinde ortaya çıkan askeri siyasi bloklar ve bu blokların iç örgütsel, kurumsal düzenlemeleri daha belirleyiciydi. Soğuk Savaş’ın sona ermesi, bölgesel güçlerin esnekliğini, hareket imkanlarını artırırken, büyük güçlerin de bölgesel dinamikleri göz önünde bulundurmasını zorunlu hale getirdi.
#2
SORU:
Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği’nin hangi kurumları ile isim benzerlikleri taşır?
CEVAP:
Avrupa Konseyi, Avrupa’da savaş öncesinden miras kalan ve savaşın daha da derinleştirdiği pek çok meseleyi çözmek üzere Avrupa bütünleşmesi çabaları içinde özel bir yere sahip olan bir kurumdur. Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği (AB)’nden ayrı bir tüzel kişiliğe sahip, farklı üyeleri ve farklı düzenlemeleri bulunan ayrı bir uluslararası örgüttür. Ancak İngilizceden Türkçeye tercüme sırasında AB’nin iki organıyla sıklıkla karıştırılmaktadır. AB’nin Zirve denilen devlet ve hükümet başkanları düzeyinde yılda iki kez toplanan organı European Council adındadır. Bu organ da Türkçeye Avrupa Konseyi olarak tercüme edilmektedir. Aslında ayrı örgüt olan ve bu başlık altında inceleyeceğimiz Avrupa Konseyi’nin İngilizce adı Council of Europe’tır. AB’nin Bakanlar Konseyi düzeyindeki organı da Council of the European Union adını taşır. Özetle AB’nin bu iki isim benzerliği taşıyan organı nedeniyle Avrupa Konseyi, AB ve organlarıyla sıklıkla karıştırılmaktadır.
#3
SORU:
Avrupa Konseyi hangi amaçla kurulmuştur?
CEVAP:
Avrupa Konseyi, Avrupa’da, evrensel değerlere dayanan normların, kuralların oluşması ve kurumsallaşmasını amaçlamış bir bölgesel siyasi örgüttür. Avrupa Konseyi, üye devletlerin katılımı ve müzakereleriyle ortaya çıkarılacak sözleşmeler yoluyla, bölgesinde evrensel değerlere dayanan bir Avrupa Hukuku’nun egemen olmasını hedeflemektedir. Avrupa Hukuku’nun, devletlerarası siyasetin doğasını değiştirip Avrupa halklarının birleşmesine katkı sağlaması beklenmektedir. Avrupa Konseyi güvenliğe, barış, istikrar ve kalkınmaya bölgesel ölçekte yeni bir bakışı ve girişimi, bu nedenle, temsil eder. Bu amaca yönelik Avrupa Konseyi çok sayıda ve çok çeşitli konularda antlaşmaların görüşülüp hazırlanmasını ve üye devletlerin imzasına, onayına sunulmasını önemli görev olarak yerine getirir.
#4
SORU:
Avrupa Konseyi’nin kurucu belgeleri nelerdir?
CEVAP:
1949 yılında imzalanan Avrupa Konseyi Statüsü ve 1952’de imzalanan Avrupa Konseyi İmtiyaz ve Dokunulmazlıklarına İlişkin Genel Anlaşma, Avrupa Konseyi’nin kurucu belgeleri olarak kabul edilen anlaşmalardır.
#5
SORU:
Batı Almanya ve Doğu Almanya hangi tarihlerde kurulmuşlardır?
CEVAP:
Müttefik devletler, Almanya’nın geleceği üzerine görüşmelerinde anlaşamayınca 23 Mayıs 1949 tarihinde İngiltere, Fransa ve ABD’nin işgal bölgelerinde Federal Almanya Cumhuriyeti’nin kurulduğunu açıkladılar. 1946 yılında Stalin’in himayesinde kurulan Alman Sosyalist Birlik Partisi (SED) hükümeti de Doğu Almanya’da tüm sanayi tesislerini, büyük arazileri ve kişisel birikimleri kamulaştırmaya başlamasının ardından 7 Ekim 1949 tarihinde Almanya Demokratik Cumhuriyeti’ni kurdu. Stalin’in 1952 yılında Almanya’nın yeniden birleştirilmesi önerisinin ABD tarafından reddedilmesi üzerine, 1954 yılında Sovyet etkisindeki Doğu Almanya tam egemenliğini ilan etmiştir.
#6
SORU:
Berlin Duvarı hangi tarihte inşa edilmiştir?
CEVAP:
Berlin Duvarı 1961 yılında inşa edilmiştir.
#7
SORU:
Almanya'nın Batı Almanya ve Doğu Almanya olarak ikiye bölünmesi Almanya-Fransa ilişkilerini nasıl etkilemiştir?
CEVAP:
Bölünmüş Almanya, bir bakıma Fransız - Alman düşmanlığını ortadan kaldırmak için jeopolitik açıdan büyük bir fayda sağlamıştır. Avrupa’nın çok eski jeopolitik sorunu olan Almanya ile Fransa düşmanlığı, tarihte pek çok kez Avrupa kıtasını savaşa sürüklemişti. Bölünmüş ve zayıf bir Batı Almanya’nın yaratacağı tehdit daha sınırlı olacağından, Batı Avrupa’da, Soğuk Savaş döneminde Fransa ile Batı Almanya’nın ilişkilerini düzeltmek İkinci Dünya Savaşı sonrasında Batı Avrupa için mümkün olmuştur. Bu ilişkilerin düzeltilmesi için, söz konusu dönemde, kurumsal yapılar içinde Batı Avrupa’nın liberal demokrasilerini bütünleştirerek ilerlenmesi yöntemi benimsenmeye başlamıştır.
#8
SORU:
II. Dünya Savaşı sonrası dönemde İngiltere Batı Avrupa ülkelerinin bütünleştirilmesi konusunda nasıl bir tutum sergilemiştir?
CEVAP:
Savaştan yıpranarak da olsa galibiyetle çıkan bir Avrupalı devlet olarak İngiltere, komşu olduğu kıtada bir daha bu tür bir istikrarsızlığın yaşanmaması için inisiyatifi ele alması gerektiğini fark etmiştir. Fransa ile Almanya arasında, bu dönemde iyi
ve kalıcı ilişkilerin tesis edilebilmesinin, geleceğin Avrupa ve dünya düzeninin temelini oluşturacağını en erken fark eden ve bu yönde hızla harekete geçen devlet İngiltere olmuştur. Ancak İngiltere bütünleşmenin hazırlayıcısı olmakla birlikte, aktif bir katılımcısı olma konusunda çekinceli bir politika izlemiştir. Öte yandan federal bir Avrupa fikrine ise hiç sıcak bakmamıştır. Federalist grupların fırsattan yararlanarak, İngiltere’nin başlattığı Avrupa bütünleşme girişimini federalist bir yöne çekme girişimlerine İngiltere çok soğuk bakmıştır. Bir başka deyişle İngiltere, Fransa ile Batı Almanya’yı yakınlaştırmak üzere hükümetlerarası yönü ağır basan bir Batı Avrupa bütünleşme projesinin kolaylaştırıcısı olarak rol oynamayı tercih etmiştir.
#9
SORU:
Avrupa'da birlik yönünde örgütlenme faaliyetleri ilk olarak sivil toplum hareketi olarak ortaya çıkmıştır. Bu yönde kuruln ilk dernek hangisidir? Kim tarafından kurulmuştur?
CEVAP:
Churchill bu yönde ilk derneği İngiltere’de “Birleşmiş Avrupa Hareketi” adıyla kurmuştur.
#10
SORU:
Avrupa Hareketi nedir?
CEVAP:
Avrupa Hareketi, Avrupa bütünleşmesini desteklemek ve halkı Avrupa’da birlik fikri yönünde bilgilendirmek için ulusal konsey ve dernekler şeklinde örgütlenmiş bir uluslararası hükümetdışı örgüttür. Winston Churchill’in girişimiyle bir sivil toplum örgütleri kongresi toplanması kararı alınmıştır. 13-14 Aralık 1947
tarihinde toplanan Kongre’de Avrupa Birliği için Ortak Uluslararası Komitesi kurulmuştur. Komite Churchill’in başkanlığında 7-11 Mayıs 1948 tarihinde Lahey’de Avrupa Kongresi’ni toplamış ve insanların, düşüncelerin ve malların
serbestçe dolaşabileceği Birleşik Avrupa düşüncesi dile getirilmiştir. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin hazırlanması, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kurulması ve Avrupa Parlamentosu’nun kurulması kararlaştırılmıştır.
#11
SORU:
17 Mart 1948'de imzalanan Brüksel Antlaşması sonucunda Avrupalı devletler arasında hangi ilişkiler tesis edilmiştir?
CEVAP:
Resmi adı “Ekonomik, Sosyal, Kültürel İşbirliği ve Kolektif Meşru Müdafaa” olan söz konusu antlaşma hem bir askeri ittifak tesis etmiş, hem de siyasi, ekonomik konuların görüşülmesi için üye devletler arasında sürekli bir örgüt yapısı da kurmuştur. Brüksel Paktı olarak da adlandırılan antlaşma, kolektif güvenlik yönündeki düzenlemesiyle Avrupa’da üyelerinden birine silahlı bir saldırı olması halinde otomatik karşılıklı yardım taahhüdünü getirmiştir. Bununla birlikte sadece askeri bir ittifak değildir. Brüksel Antlaşması “Danışma Konseyi” adıyla danışma organı niteliğinde bir Bakanlar Konseyi de oluşturmuştur. Bakanlar Konseyi, tavsiye kararları almasına rağmen, Avrupa ile ilgili tüm konuları tartışabilen bir siyasi otorite olması açısından genel olarak Batı Avrupa bütünleşmesine ama özelde Avrupa Konseyi’nin kuruluşuna zemin oluşturacaktır.
#12
SORU:
1948 Brüksel Antlaşması hangi devletler arasında imzalanmıştır?
CEVAP:
Brüksel Antlaşması Birleşik Krallık, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg arasında imzalanmıştır. Hükümetlerarası karşılıklı bir savunma antlaşması olan Brüksel Antlaşması, ekonomik, toplumsal ve kültürel alanlarda işbirliğini de
öngörmekteydi.
#13
SORU:
Avrupa Konseyi Statüsü hangi tarihte imzalanmıştır?
CEVAP:
Avrupa Konseyi Statüsü 5 Mayıs 1949'da imzalanmıştır.
#14
SORU:
Avrupa Konseyi Statüsü'nü hangi devletler imzalamıştır?
CEVAP:
5 Mayıs 1949’da Avrupa Konseyi statüsünü imzalayan 10 kurucu devlet, İngiltere, Fransa, İrlanda, İtalya, Belçika, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, Danimarka, İsveç’tir.
#15
SORU:
Batı Almanya Avrupa Konseyi'ne ne zaman katılmıştır?
CEVAP:
1949 Mayıs ayı itibariyle Almanya’nın siyasi geleceği konusunda ABD ve Sovyetler Birliği arasında kopuş gerçekleşmiş ve Batı Almanya kurulmak üzeredir. Bu nedenle Batı Almanya kurucu devletler arasında yer almamıştır. Avrupa Konseyi’nin kuruluşundan hemen sonra, 24 Mayıs 1949’da ABD, İngiltere ve Fransa’nın (Saar bölgesi hariç olmak üzere) Almanya’daki işgal bölgeleri üzerinde
Federal Alman Cumhuriyeti bir başka deyişle Batı Almanya bağımsız bir devlet olarak ilan edilecektir. Batı Almanya Avrupa Konseyi’ne ancak 1950’de katılacaktır.
#16
SORU:
Türkiye, Avrupa Konseyi'ne ne zaman katılmıtşır?
CEVAP:
Türkiye 9 Ağustos 1949'da Avrupa Konseyi'ne üye olmuştur.
#17
SORU:
Avrupa Konseyi'nin ana organları nelerdir?
CEVAP:
Avrupa Konseyi’nin örgütsel yapısı içinde kurucu statüyle belirlenmiş ana organları Bakanlar Komitesi, Parlamenter Meclisi ve Genel Sekreterliğidir.
#18
SORU:
Avrupa Konseyi'nin esas karar organı nedir?
CEVAP:
Avrupa Konseyi’nin esas karar organı olan Bakanlar Komitesi üye devletlerin dışişleri bakanlarından oluşur. Örgütün tarihsel gelişim sürecinde açıkladığımız gibi, kuruluş aşamasındaki siyasi mücadelenin, federalistler aleyhine, hükümetlerarası eğilimi temsil edenlerin lehine sonuç vermesi üzerine Bakanlar Komitesi karar verme süreçlerine hakim bir organ olarak oluşturulmuştur.
#19
SORU:
Bakanlar Komitesi kimlerden oluşur?
CEVAP:
Avrupa Konseyi’nin esas karar organı olan Bakanlar Komitesi üye devletlerin dışişleri bakanlarından oluşur. Bakanlar Komitesi, esas itibariyle dışişleri bakanları düzeyinde bir organ olarak belirlenmiş olmasına karşın, dışişleri bakanları kendi ülkelerinde yoğun işleri ve gündemleri olan kişiler olduğu için giderek toplantı ve müzakere inisiyatifi daha alt bir temsil düzeyine bırakılmıştır. Bakanlar Komitesi bünyesinde her üye devlet Daimi Temsilcilik bulundurmakta ve başında Daimi Temsilci sıfatıyla bir büyükelçi yer almaktadır.
#20
SORU:
Avrupa Konseyi üye devletleri hangi durumlarda gözetim (monitoring) altına alınırlar?
CEVAP:
İnsan Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere üye devletlerin sözleşmelerden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmedikleri durumlarda, Bakanlar Komitesi, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisiyle birlikte çalışarak söz konusu devletleri izlemeye alır. Bu konuda Bakanalar Komitesi bir başka organ olan İnsan Hakları Komiserliği ile de koordinasyon içinde çalışır. Meclis sözleşmelerin uygulanmasında sorun olduğu tespit edilen üye devletleri gözetim (monitoring) süreci olarak adlandırılan bir izleme sürecine dahil eder ve bir raportör vasıtasıyla bu devletlerle düzenli görüşme ve raporlama aşamasını başlatır. İnsan Hakları Komiseri de bu bağlamda söz konusu devletlere yönelik diyalog ve gözetim çalışmaları içine girer.
#21
SORU:
Hangi ülkenin Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'ndeki temsili gözetim süreci sonucunda askıya alınmıştır?
CEVAP:
Avrupa Konseyi’nin üye devletler üzerindeki en önemli yaptırımı olan üyeliğin askıya alınması ya da üyelikten çıkarma kararı Bakanlar Komitesi tarafından kabul
edilebilir. Rusya’nın bu süreç sonucunda Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’ndeki temsili askıya alınmıştır.
#22
SORU:
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi kimlerden ve kaç üyeden oluşur?
CEVAP:
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, örgütün Avrupa kamuoyunu temsil eden organıdır. Üye devlet parlamento temsilcilerinden oluşur. 324 asıl ve 324 yedek parlamenter söz konusudur.
#23
SORU:
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi hangi zamanlarda ve nerede toplanır?
CEVAP:
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi genel kurulu yılda dört kez, Ocak, Nisan, Haziran ve Ekim aylarında Strazburg’ta toplanır.
#24
SORU:
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin alt komiteleri nelerdir?
CEVAP:
Meclisin dokuz devamlı alt komitesi mevcuttur. Bunlar; Siyasi İşler ve Demokrasi, Hukuki İşleri ve İnsan Hakları, Sosyal İşler, Sağlık ve Sürdürülebilir Kalkınma, Sığınmacılar, Göçmenler ve Yerinden Edilmişler, Kültür, Bilim, Eğitim, Medya, Eşitlik ve Ayrımcılığa Karşı Komitesi, Gözetim Komitesi ya da resmi adıyla Üye Devletlerin
Sorumluluk ve Taahhütlerini Yerine Getirmesi, Usul Esasları, Bağışıklıklar ve Kurumsal İşler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Yargıçları Seçimi komiteleridir.
#25
SORU:
İnsan Hakları Komiseri kimdir? Görev ve sorumlulukları nelerdir?
CEVAP:
İnsan Hakları Komiseri, insan hakları alanında Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi
adına ulusal makamlarla sürekli bir temas ve diyalog sağlar, düzenli ziyaretlerde bulunur ve bu sürecin sonucunda raporlar, görüşler ve tavsiyeler sunar. İnsan Hakları Komiseri üye devletlerde, insan hakları alanında gerek yasal eksiklikler ve sorunları, gerekse uygulamadan kaynaklanan ihlalleri gözlemlemek, bu konularda öneriler geliştirmek ve takip etmekle sorumludur.
#26
SORU:
Soğuk Savaş sonrasında Avrupa Konseyi Doğu Avrupa ve Balkanlar'da nasıl bir politika izlemiştir?
CEVAP:
Doğu Avrupa ve Balkanlar'da Doğu Bloku'nun etkisinden çıkan devletler Avrupa siyasal ve ekonomik sistemine dahil olmak istemişlerdir. Bu durum söz konusu devletlerin ekonomik ve siyasal yapısının köklü biçimde dönüştürülmesini ve bunun görece kısa ve sağlam biçimde yapılmasını gerektirmiştir. Avrupa’nın bölgesel siyasal ve ekonomik örgütlenmesine süratle dahil olmak isteyen bu devletlerin hazırlanması o dönem büyük ve acil bir görev olarak ortaya çıkmıştır. Konsey stratejik bir adım olarak öncelikle tüm kıtayı kapsayacak bir genişleme politikası takip etmiştir. Bu genişleme politikası sonunda 47 üyeye ulaşmıştır.
#27
SORU:
"İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması Avrupa Sözleşmesi" hangi tarihte yürürlüğe girmiştir?
CEVAP:
Avrupa Konseyi “İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması Avrupa Sözleşmesi”ni (daha sonra adı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olarak değiştirilecektir) 1950 yılında, kuruluşundan hemen birkaç ay sonra hazırlamış ve bu sözleşme 3 Eylül 1953’te yürürlüğe girmiştir.
#28
SORU:
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin birinci bölümünde hangi hükümler yer almaktadır?
CEVAP:
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin birinci bölümünde temel haklar ve özgürlükler ayrıntılı şekilde ifade edilmiş ve hükme bağlanmıştır. Yaşama hakkı; işkence, kölelik, zorla çalıştırma yasağı; her türlü ayrımcılığın önlenmesi; adil yargılanma hakkı; ifade, din ve vicdan özgürlüğü vb. temel hak ve özgürlükler bu bölümde yer almaktadır. 6 Numaralı protokol ve sonrasında 13 numaralı protokol ile idam cezasının tümüyle yasaklanması hükme bağlanmıştır.
#29
SORU:
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne zaman kurulmuştur?
CEVAP:
Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi’nin 19. maddesi uyarınca, 21 Ocak 1959 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) (European Court of Human Rights: ECHR) oluşturulmuştur.
#30
SORU:
AİHM yargıçları nasıl seçilirler?
CEVAP:
AİHM yargıçları Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından seçilmektedir. Bu iki aşamalı bir şekilde düzenlenmiştir. İlk aşamada üye devlet üç adaylı bir listeyi ulusal esaslara göre belirler ve Parlamenterler Meclisi’ne sunar. Avrupa Konseyi
Parlamenterler Meclis’inin bu konu için özel bir alt komitesi mevcuttur. Komite adaylarla görüşmeler yapar ve onların özgeçmişini değerlendirir. Alt komite bu konuda bir raporu Parlamenterler Meclisi genel kuruluna sunar. Meclis genel kurulunda gizli oylamayla seçim yapılır. Meclis, ulusal aday belirleme sürecinin adil, şeffaf ve uyumlu adaylar belirlenmesine yönelik bir sürece dayanmadığı gerekçesiyle, üye devletin gönderdiği üç adaylık listeyi reddedebilir. O zaman aday devletin yeni üç aday sunması gerekecektir.
#31
SORU:
AİHM yargıçları ne kadar süre görevde kalırlar?
CEVAP:
2010 yılında yürürlüğe giren 14 No’lu Protokol uyarınca yargıçlar dokuz yıl için ve görev süreleri yenilenmeyecek şekilde seçilmektedir. 70 yaşına ulaşan yargıcın görev süresi sona erer.
#32
SORU:
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) hangi yönleriyle özgündür?
CEVAP:
Birincisi, Soğuk Savaş dönemi boyunca Batı-Doğu bölünmesinde bir köprü işlevi gören ve hem Amerika Birleşik Devletleri hem de Sovyetler Birliği’nin katıldığı tek oluşumdur. İkincisi, çok geniş bir coğrafyayı kapsayarak, Avrupa’nın sınırlarını coğrafi olarak değil siyasi olarak (kendi ifadeleriyle Vancouver’den Vladivostok’a kadar) tanımlamasıdır. Üçüncüsü ise, güvenlik kavramını bütüncül bir çerçevede ele almasıdır. Yani, güvenlik kavramını siyasi, askeri, iktisadi, insani ve çevresel etmenleri ile bir arada değerlendirmesidir.
#33
SORU:
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı (AGİK) nasıl ortaya çıkmıştır?
CEVAP:
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı (AGİK), Soğuk Savaş döneminde Batı Bloku ile Doğu Bloku arasında düzenli diyalog tesis etmek suretiyle bloklar arasındaki gerginliği ve anlaşmazlık alanlarını azaltmak üzere bir müzakere forumu ve konferanslar diplomasisi olarak ortaya çıkmıştır. AGİK sürecinin temelleri, Sovyetler Birliği’nin 1950’lerin ortasında Avrupa’daki savaş sonrası düzenin ve sınırların karşılıklı meşru kabul edilmesine yönelik önerilerle atılmıştır.
#34
SORU:
Helsinki Nihai Senedi ne zaman imzalanmıştır?
CEVAP:
1975 yılında Arnavutluk hariç Avrupa devletleri ile ABD, Sovyetler Birliği ve Kanada’nın katılımıyla toplam 35 ülke tarafından bu görüşmelerin sonucunda kabul edilen Helsinki Nihai Senedi imzalanmıştır.
#35
SORU:
Helsinki Nihai Senedi'nde taraf devletler hangi konularda uzlaşıya varmışlardır?
CEVAP:
Devletlerin toprak bütünlüğüne saygı, içişlerine müdahale etmeme, uluslararası uyuşmazlıkların barışçıl yollarla çözümü, kuvvet kullanmaktan kaçınma gibi ilkelerin teyit edilmesinden başka insan haklarının korunması ve geliştirilmesine vurgu yapılmıştır. Katılımcı devletler din, düşünce, vicdan ve ifade özgürlüğü gibi temel özgürlüklere saygı göstereceklerini dile getirmişlerdir. Böylelikle, insan hakları, katılımcı devletler bakımından meşru bir uğraş alanı haline gelmiştir. Ayrıca iki blok arasındaki silahsızlanma görüşmelerinin devam etmesi ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi gibi konularda da uzlaşılmıştır.
#36
SORU:
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı ne zaman kurulmuştur?
CEVAP:
Soğuk Savaş'ın bitmesi ile kuruluş amacı büyük ölçüde geçerliliğini yitiren AGİK, yeni dönemin risk ve tehditlerini karşılayacak bir uyum gösterme süreci içine girmiştir. Bu süreçte AGİK’in, demokratikleşme ve insan haklarının izlenmesi gibi işlevleri büyük önem kazanmıştır. 1994 Budapeşte Zirvesi’nde kabul edilen kararlar uyarınca 1 Ocak 1995 tarihinden itibaren bir uluslararası örgüte dönüşerek, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı AGİT adını almış ve Birleşmiş Milletler Antlaşması Bölüm VIII’e uygun olarak kendini “bölgesel güvenlik örgütü” ilan etmiştir
#37
SORU:
1999 İstanbul Belgesi'nde AGİT, hangi sorunları öncelikli güvenlik meseleleri olarak listelemiştir?
CEVAP:
AGİT, 1999 İstanbul Belgesi’nde, uluslararası terörizm, şiddete başvuran radikal örgütler, organize suçlar ve uyuşturucu kaçakçılığı ile mücadele konularını öncelikli güvenlik meseleleri olarak listelemiştir. Yine aynı belgede AGİT bu konuları ele alırken iki unsura odaklanacağını da belirtmiştir: Devletlerin içerisinde halklar arasında güven inşası ve devletler arasında işbirliğinin güçlendirilmesi. Böylelikle teşkilat, hem ülke sınırları içinde hem de ülkeler arasında güvenliğin pekiştirilmesine yönelik faaliyetlere odaklanmıştır.
#38
SORU:
Avrupa Güvenlik Şartı'nda kabul edilen ana konular nelerdir?
CEVAP:
İnsani boyut, siyasi-askeri boyut, iktisadi ve çevresel boyut, hukukun üstünlüğü ve yolsuzlukla mücadele Avrupa Güvenlik Şartı'nın ana konularını oluşturur.
#39
SORU:
AGİT'in başlıca amaçları nelerdir?
CEVAP:
AGİT’in başlıca amaçları şunlardır:
• Güvenliğin üç boyutunda (siyasi-askeri, ekonomi-çevre ve insani) ilke, norm ve standartlar geliştirmek,
• Yükümlülüklerin uygulanma durumlarını izlemek,
• Esnek müzakere ve siyasi diyalog forumu teşkil etmek,
• Üye devletlerin demokratikleşme, hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı alanlarındaki çabalarına destek ve yardım işlevi görmektir.
#40
SORU:
Türkiye, AGİT başlıca hangi misyonlarına aktif katılım sağlamaktadır?
CEVAP:
Türkiye, AGİT misyonlarına ve insani boyut faaliyetlerine aktif katılım sağlamaktadır. Bu çerçevede özellikle iki misyondan bahsetmek gerekir. Türkiye, Yukarı Karabağ ihtilafının çözümüne yönelik Minsk Grubu’nun da bir üyesi olarak çözüm süreçlerinde yer almaktadır. Başkanlığını Türkiye’nin üstlendiği Ukrayna Özel Gözlem Misyonu’na Türkiye personel ve bütçe desteği sağlamaktadır.