YAŞLILARDA GÖRÜLEBİLECEK SORUNLAR VE BAKIM HİZMETLERİ Dersi Polifarmasi ve Bakım soru cevapları:
Toplam 20 Soru & Cevap#1
SORU:
Farmakodinami nedir?
CEVAP:
Organizmaya alınan bir ilacın belli bir zaman içinde; ilacın etkisinin veya etkinliğinin şekli, gücü ve süresini inceleyen bilim dalına farmakodinamik denir.
#2
SORU:
Farmakokinetik nedir?
CEVAP:
Organizmaya alınan bir ilacın belli bir zaman içinde; emilim, dağılım, metabolizma ve atılımının olaylarını inceleyen bilim dalına farmakokinetik denir.
#3
SORU:
Metabolizma nedir?
CEVAP:
Biyotransformasyon adı verilen ilaç metabolizmasının büyük oranda karaciğerde aktif ya da inaktif metabolit türevlerine dönüşmesine metabolizma denir.
#4
SORU:
Yaşlılarda çoklu ilaç kullanımı nedenleri nelerdir?
CEVAP:
• Yaşlı bireyin birden fazla kronik hastalığının olması • Yaşlı bireyin reçetesiz ilaç kullanımları (yarıdan fazla ağrı kesici, barsak düzenleyici ve vitaminler), • Yaşlı bireyin farklı hekimlerden farklı reçeteler alması, • Reçetelere çok sayıda ilaç yazılması, • Yaşlıların fazla ilaç beklentileri, • Yaşlılarda tanıdan daha çok semptoma yönelik olarak ilaç kullanılması, • Eski ilacın yeterince kullanılmadan yeni ilaca başlanması, • Reçetesiz ilaç satılmasının yaygınlığı sayılabilir.
#6
SORU:
Yaşlının ilaç uyumunda etkili öncelikli faktörler nelerdir?
CEVAP:
• Unutkanlık gibi mental/bilinç durumunu etkileyen faktörler • Diğer öncelikler: Hobi ile uğraşma saatinde ilaç alımının atlanması • Doza ve tedavi rejimine inanma durumu: Tedaviye inanmama ilacın doğru ve düzenli kullanımını bozabilmektedir. Yani kişi ilacını doğru almayabilir. • Doz ve tedavi değişiklikleri: Sık yapılan ilaç ve doz değişimleri yaşlının algılamasında kargaşa yaratabilmektedir bu nedenle yaşlı doğru kullanımla ilgili desteklenmelidir. • Fazla ve eksik kullanım: Fazla ve eksik kullanım sonucunda ortaya çıkan olumsuz etkiler diğer doz ve tedavinin uyumunu olumsuz etkileyebilir. • Bilgi durumu: İlaç ile ilgili edinilmiş bilgiler uyumu etkiler. İlaç bilgisi eğer ilgili sağlık profesyonellerinden edinilmiş ise uyumu artırırken diğer kaynaklardan edinilen yanlış bilgiler uyumu bozabilmektedir. • Duygusal nedenler: İlaca/tedaviye yönelik önceden yaşanılan bir deneyim uyumu etkileyebilmektedir. • Görme ve duymada sorun gibi fiziksel değişiklikler • Finansal durum: Finansal durum ilacı/tedaviyi temin etme konusunda etkilidir. • Çevresel faktörler: Hastaneye ulaşım, yaşanılan çevre koşulları gibi faktörler önem taşımaktadır. • Yaşam biçimine uygun olmaması: İlaç kullanımının yaşam tarzına uygun olmaması uyumda sorun yaşatabilmektedir. Düzenli ilaç saatlerine adaptasyon bazen zaman alabilmektedir. • Tedavi rejiminin karmaşık algılanması • Fazla sayıda ilaç olması • İlaç uygulanması sırasında ağrı duyulması (ör: enjeksiyon) • İlaca ulaşmada zorluk: Eğer ilaç enjeksiyonsa sağlık kuruluşuna gitmek sorun olabilmekte ve ilaç dozu atlanabilmektedir. Bir diğer örnek ise ilaç uygulaması için hastaneye yatmak gerekiyorsa bunu kabullenmemek ilaç uyumsuzluğunu beraberinde getirmektedir. • İşlevsel sağlık okur yazarlığı: Tedaviye uyumu etkileyen bir başka önemli konudur. Bireyin sağlıkla ilgili bilgileri okuyabilme, anlayabilme ve davranışa dökebilme yeteneğine işlevsel sağlık okur yazarlığı denir. Bu tedavi ile bilgileri okuyabilme, anlayabilme ve özgü tedavi yönergelerini uygulayabilmeyi içermektedir. İşlevsel okuryazarlığı etkileyen faktörler ise, yaşlının eğitim düzeyi, teknolojiyi kullanabilme becerisi, sosyokültürel durumu ve sağlık profesyonellerinin bilgi verme durumlarıdır.
#7
SORU:
Polifarmasi (çoklu ilaç kullanımı) ve uyum kapsamında özellikle ev ortamı, bakım evi gibi ortamlarda alınacak önlemler ve bakım ilkeleri nelerdir?
CEVAP:
• İlaç kullanmada isteksizlik söz konusu ise yaşlı bireyin ilacı kullanmama ya da doğru kullanmama nedeni sorgulanmalıdır. • İlaç uyumu konusunda yetersizlikler ve destek gereksinimi belirlenmelidir (Örn: Stres durumu, unutkanlık, isteksizlik, umut/ umutsuzluk). • İlaç uyumunun sağlanması için ilk basamak olarak ilacın adı ile birlikte amacının hastaya yeterince anlatılması sağlanmalıdır. • İlaç alımını destekleyen hatırlatıcıların –yemek yeme, odalardan herhangi biri, rutin aktiviteler vb- belirlenmesi gerekmektedir. • Yaşlının tedaviye uyumunu artırmak için ilaç kullanım takvimi hazırlanmalı, ilaç kutuları belirgin olarak etiketlenmelidir. Bunlar yapılırken bireyin koşulları dikkate alınmalıdır. • Hatalara yol açmamak için yeterince aydınlatılmayan ortamlarda ilaç alınması önlenmelidir. • İlaç kullanımına geçilmeden hekim önerisi ile ilaç dışı yöntem (diyet, egzersiz vb. gibi yaşam tarzı değişikliği) denenmelidir. • Yaşlının reçete edilen ilaç dışında herhangi bir ilaç kullanması engellenmelidir. • Tedaviye başlamadan önce tanı konmuş olmalıdır. • Farklı nedenlerle (önceden konan hastalık tanısı) yaşlının kullandığı başka ilaçlar varsa bu durum hekime bildirilmelidir. • İlaç dışı düzenli olarak kullanılan herhangi bir uygulama (bitkisel çay, cilde herhangi bir yağ vb. sürülmesi gibi) varsa ilgili sağlık profesyoneli ile paylaşılmalıdır. • Bir tedavi önerilen sürede bitirilmeden, başka bir ilaç kullanmaya (hekim bilgisi dışında) başlanmamalıdır. • Yan etkisi olabilecek ilaçlar hekimin önerdiği sürede kullanıldıktan sonra hekim kontrolünde kesilmelidir. • Tedavi düzenli olarak gözden geçirilmesi için kontrollere gidilmelidir. Özellikle hipertansiyon, diabetes mellitüs gibi kronik hastalıklar nedeniyle ömür boyu ilaç kullanımları gerekmektedir. Bu durumda olan bireyler bir sorun yaşanmasa ve aksi bir durum bildirilmese bile en az yılda bir kez hekim kontrolüne gitmelidir ve tedavileri gözden geçirilmelidir. • Kullanılan yolda ilaç uyumunu temelde etkilemektedir. Enjeksiyon şeklinde reçete edilen ilacın yaşlı, muhtaç ve yalnız yaşayan birey tarafından kullanılması oral tedaviye göre daha zor olacaktır. Öte yandan yutma problemleri yaşayan yaşlı bireyin oral tedaviyi diğerlerine oranla alması daha zor olabilecektir. İnhalasyon yoluyla alınan ilaçlar (astım hariç) yine kullanım zorluğu nedeniyle uyumsuzluk gösterilen grupta yer almaktadır. Özellikle oksijen uygulamaları çoğu zaman ev gibi yaşanılan ortamda yaşlı/yakınları tarafından yapılabilmektedir. Ancak oksijenin evde uygulamalarında reçete edilen sıklık, süre ve doza uygun davranılmalıdır. Gereksiz fazla sure ya da dozda kullanımı solunum merkezini baskılayarak solunumu bozmaktadır. Oksijen uygulanan bireyin ayrıca cilt bakımı ve gözlerin korunması önem taşımaktadır. Diş problemleri gibi nedenlerle yaşlıda çiğneme tabletleri yerine varsa alternatif yöntemler kullanılmalıdır. Yaşlı bireyin gerek sağlık gerekse ekonomik ve çevresel koşulları dikkate alınarak ilaç uygulama yolu belirlenmiş olmalıdır. İlaçların reçete edildiği yoldan (oral, müsküler vb) verilmesi/ uygulanması ise son derece önemlidir ve bu sağlanmalıdır. Ayrıca deri yoluyla uygulanan ilaçların emiliminde yaşa bağlı sorunlar olabilmesi nedeniyle cildin temiz, kuru ve uygun koşullarda olması sağlanmalıdır. • İlaçların reçete edildiği dozda ve sürede verilmesi/uygulanması sağlanmalıdır. İlaçların yanlış dozda kullanılması ilacın etkinliğini azaltabilirken toksik etki yaratarak da zehirleyebilir. • Reçete edilen ilaçların ilaç-ilaç etkileşimleri ilgili sağlık profesyonellerinden sorgulanmalı ve bunlara uygun (aradaki süre vb.) davranılmalıdır. • Reçete edilen ilaçların ilaç-besin etkileşimleri ilgili sağlık profesyonellerinden sorgulanmalı ve bunlara uygun (aç, tok, aradaki süre vb.) davranılmalıdır. Örneğin en önemli ve en yaygın görülen besin ilaç etkileşimlerinden biri greyfurt suyudur. Greyfurt suyu çoğu grup ilaçla etkileşmektedir. İlaç kullanımı ile birlikte greyfurt suyu tüketimi karaciğer enzim aktivasyonunda değişikliğe neden olarak ya ilaçların etkisini baskılamakta ya da toksik etkilere neden olmaktadır ve etkisi tüketiminden yaklaşık 3 gün sonraya kadar devam etmektedir. Bu nedenle ilaç kullanımı ile birlikte greyfurt suyu tüketilmemesi gerekmektedir. En çok karşılaşılan ve önemli olan diğer ilaç besin etkileşimlerinden bazıları arasında; oral demir ilacı ve/veya tetrasiklin grubu antibiyotikler ile peynir gibi kalsiyum içeriği zengin olan yiyecekler, MAOİ ile tulum peyniri, warfarine ile K vitamin (diyette azaltılmalı), levadopa ile protein tüketimi, antidepresan ilaçlar ile sarı kantoron bitkisi sayılabilir. Antiasitler, kalsiyum bileşikleri ve süt ürünleri ile etkileşime giren diğer ilaçların alımı arasında ve diğer etkileşimleri en aza indirmek için alımları arasında en az 2 saat süre olmalıdır. • Çevredeki duyumlar doğrultusunda ilaç kullanılmamalıdır. • Eğer yaşlıda mental-bilinç durumunu etkileyebilecek bunama gibi hastalıklar varsa ilaçlar yaşlının yanlış kullanımını önlemek için yaşlıdan uzak tutulmalıdır. • Kullanılan ilaçların saklama koşulları bilinmeli ve ev gibi ortamlarda ilaçların doğru saklama ve taşıma koşullarına uygun hareket edilmelidir. Örneğin insulin gibi subkutan ve kişinin kendisinin ya da yakınlarının uygulayabileceği ilaçlarda uygulanacak ilacın saklanacak yer ve sıcaklık derecesine (buzdolabı, +4 derece vb), uygulamadan ne kadar süre önce çıkarılacağına ve bir yerden bir yere taşınırken taşıma kurallarına (soğuk zincir uygulanma durumu) uygun davranılmasına dikkat edilmelidir. • Kullanılan ilaçların önemli yan etkileri ve zehirlenme belirtileri öğrenilmeli ve bu yan etkiler geliştiğinde yaşlının zarar görmesi engellenmeli ve hemen bilgi verilmelidir. Örneğin; antihipertansif ilaç kullanımı sırasında hipotansiyon gelişme olasılığı bilinmeli ve baş dönmesi, baygınlık vb. belirtiler de sağlık kuruluşuna başvurulması sağlanmalıdır. Antidiyabetik ilaç kullanımlarında hipoglisemi gelişme riskine karşın yaşlı birey yanında şeker ve hastalığını belirten bir kart taşımalıdır. Kan glukoz düşmelerinde yine baş dönmesi, göz kararması, bayılma ve baygınlık hissi yaşanabilmektedir. Bir diğer örnek ise antikoagülan/antiagregan ilaç kullanımlarında verilebilir. Bu ilaçların kanama riski yaratabileceği öğrenilmeli ve idrarda, balgamda, kusmukta dışkıda kan /katran rengi dışkı, hipotansiyon, taşikardi, ciltte peteşi, ekimoz, purpura ve baş dönmesi gibi iç kanama belirtileri dahil olmak üzere kanama bulguları saptandığında sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Ayrıca digoksin gibi ilaç kullanımlarında özellikle yaşlılık döneminde renkli haleler görme, bulantı, kusma gibi belirtiler gelişmesi zehirlenme belirtilerini akla getirmeli ve sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Diğer zehirlenme belirtileri arasında; kanamalar, solunum değişiklikleri, bilinç değişiklikleri, ishal, bayılma (senkop) ve nöbetler yer almaktadır.
#8
SORU:
Yaşlı bireye özgü ilaç bilgi kartında hangi bilgiler bulunur?
CEVAP:
• İlacın adı • İlacın alınma zamanı • İlacın (aç/tok) ne şekilde alınacağı • İlacın hazırlanmasındaki özel koşul • İlacın uygulanmasındaki özel koşul • İlacın dozu • İlacın beklenen etkisi • İlacın yan etkisi • Yanetki durumunda yapılması gerekenler • Dozu atlama/ilacı alamama durumunda yapılması gerekenler.
#9
SORU:
Yaşlılıkta görülen farmakodinamik değişimler nelerdir?
CEVAP:
İlerleyen yaşla birlikte organlardaki farmakodinamik değişimler görülmektedir. Yaşla birlikte reseptörlerin duyarlılığında ve afinitesinde azalma görülür. Hastalığa ve beklenen fizyolojik değişikliklere ek olarak değişim nedenleri arasında ilaca verilen yanıtta azalma ve ağrıya toleransta artış gibi faktörler sayılabilir. Bu faktörler temel olarak yaşlıda kardiyovasküler sistemde ve santral sinir sisteminde yaşa bağlı farmakodinamik değişikliklere yol açar.
#10
SORU:
Atılım ne demektir?
CEVAP:
İlaçların organizmadan başta böbrekler olmak üzere idrar, feçes, tükrük vb. şeklinde elimine olmalarına atılım denir.
#11
SORU:
Dağılım ne demektir?
CEVAP:
Emilime uğrayan ilacın kan ya da lenf dolaşımına karışarak hedef organdaki reseptörüne ulaşmasına dağılım denir.
#12
SORU:
Emilim ne demektir?
CEVAP:
Organizmaya herhangi bir yoldan alınan ilacın etkisini gösterebilmesi için, bulunduğu yerden absorbe olmasına emilim denir.
#13
SORU:
Yaşlılıkta görülen farmakokinetik değişimler nelerdir?
CEVAP:
Yaşlanma ile birlikte gastrointestinal sistemde değişiklikler görülmektedir. Ağız ve diş yapısında değişiklikler, diş sayısında azalma, tükrük salgısında değişiklikler, gerek nörolojik gerekse gastrolojik hastalıklara bağlı yutmada değişiklikler, metabolizmanın ve peristaltik hareketlerin yavaşlaması, sindirim enzim ve salgılarının azalması, mide hareketlerinde değişiklikler, mide boşalma hızında azalma, mide kan akımında azalma, mide barsak motilitesinde azalma, doku perfüzyonunda azalma, yağ dokusunda artma, vilüslerin yapısındaki değişiklikler bunlar arasında sayılabilir. Bu değişikliklere bağlı olarak oral alınan ilaçların farmakokinetiği etkilenebilmektedir. Oral alınan ilaçlar yanı sıra karaciğer ve böbrek metabolizmasındaki değişiklikler, beslenme sorunlarına bağlı görülen protein yetersizlikleri gibi sorunlarda parenteral ilaçların etkinliğini etkileyebilmektedir. Bu değişikliklere bağlı bazen ilaç etkinliği azalabilirken bazen de yarılanma ömürlerinin uzamasına bağlı olarak toksik etkilerde artış görülebilir.
#14
SORU:
İlaç nedir?
CEVAP:
İlaç, hücre ve organlar üzerinde meydana
getirdiği etki ile bir hastalığın tanılanması,
tedavisi ya da semptomlarının yönetimi
amacıyla ya da hastalıklardan korunmayı
mümkün kılan, canlılara degişik uygulama yöntemleri ile verilen doğal, yarı sentetik veya sentetik bir kimyasal peraparattır.
#15
SORU:
Yaşlanma sürecinde, sindirim sisteminden ilaç emilimi azalır. Bunun nedenleri nelerdir?
CEVAP:
Yutma zorluğu, mide boşalma hızında azalma, azalmış barsak hareketleri, vilüs yapısındaki bozulmalar, sindirim enzimlerindeki yetersizlikler, ince bağırsaklara olan kan akımında azalma yer almaktadır. Bunun yanı sıra deri yolu ile uygulanan ilaçların da emilimleri deri yapısındaki bozulmalar (kuruluk, yara vb) ve dolaşımın yetersizliğine bağlı olarak olumsuz yönde değişmektedir.
#16
SORU:
Yaşlılıkta ilaç dağılımı nasıl olur?
CEVAP:
Vücut bileşenleri yaşın ilerlemesiyle değişmektedir. Yağ oranı artarken su ve protein yoğunluğu azalmaktadır. Bu durum ise ilaçların plazma konsantrasyonları ve atılımlarını etkilemektedir. Bazı ilaçların dehidratasyon durumlarında toksik (zehirlenme) risklerinde ayrıca artışlar söz konusudur. Özellikle lityum ve digoksin gibi suda eriyen ilaçların dağılımı bozulmakta ve daha küçük dozlara gereksinim duyulabilecektir. Yaşla birlikte albumin miktarı azalmakta ve buna bağlı olarak da warfarine, fenitoin ve salisilatlar gibi proteine bağlanan ilaçların etkisi azalabilir. Ayrıca yağda eriyen ilaçlardan diazepem grubu olanlarında toksik etkiler görülebilmektedir.
#17
SORU:
Yaşlılıktaki metabolizma ve atılım değişiklikleri nasıl olur?
CEVAP:
Yaşla birlikte karaciğer ve böbreklere giden kan akımı azalmakta buna bağlı olarak metabolizma ve atılım değişmektedir. Karaciğerin metabolizma yeteneği önemli ölçüde azalmamakta ancak değişiklikler karaciğer kitlesinin ve kan akımı azalma ve organın kendini rejenere etme yeteneğindeki azalma nedeni ile görülmektedir. Lidokain ve verapamil gibi ilaçların klirensinde azalma görülebilir. Böbrek kitlesinin ve kan akımının azalması karaciğere göre daha önemli düzeyde görülmektedir. Yapılan çalışmalar doğrultusunda 50 yaşından sonra her bir on yılda böbrek fonksiyonlarında yaklaşık %10 azalma olduğu bilinmektedir. Özellikle digoksin, ranitidine, lityum gibi suda eriyen ilaçlar için bu durum çok önemlidir ve toksik etki yaratabilir.
#18
SORU:
Polifarmasi sonuçları nelerdir?
CEVAP:
Polifarmasi hipoglisemi, malnütrisyon, pnömoni, fraktürler, düşmeler ve hastaneye yatışlarla sonuçlanabilmektedir.
#19
SORU:
Amerika’da yaşlıların yüzde kaçtan fazlası polifarmasik bireydir?
CEVAP:
%40’dan.
#20
SORU:
Ülkemizde yapılan araştırmaların bulgularına göre polifarmasik bireyler nüfusun yüzde kaçını oluşturmaktadır?
CEVAP:
%17-38 arası değişen bir oranı oluşturmaktadır.