Sosyoloji 2 Ara 1. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Değişim modelinde önemli bir kişi olan Kurt Lewin örgütsel değişimi aşağıdaki hangi 3 aşamayla nitelemiştir?
Seçme, birleşme ve ayırma
|
Gözlemleme, ayrıştırma ve erime
|
Çözülme, değişme ve donma
|
Parçalama, seçme ve birleştirme
|
Çözülme, erime ve parçalama
|
2.Soru
Aşağıdaki görüşlerden hangisi Pareto'ya aittir.
"İktidar eliti" terimini ilk olarak kullanmış ve her toplumun, zorunlu olarak bazı grupların tahakkümü altında oduğunu iddia etmiştir. |
Tüm toplumlar yöneten ve yönetilen olarak iki gruba ayrılır. |
Toplum, zekâ, çalışkanlık ve beceri gibi özellikler açısından elit ve elit olmayan diye iki sınıftan oluşur. |
Kitleler yönetilme ihtiyacı duyarlar ve kendi kendilerini yönetme becerisinden uzaktırlar. |
Demokrasiler, siyasal partilerin seçkinleri arasında, iş dünyasındakine benzer bir rekabetten başka bir şey değildir. |
Pareto'ya göre özellikle, zekâ, çalışkanlık ve beceri gibi özellikler açısından elit ve elit olmayan diye iki sınıftan oluşur. Pareto, toplumdaki tüm kesimlerin bu şekilde ayrılabileceğini belirtir.
3.Soru
Aşağıdaki ülkelerin hangisinde kölelik yoktur?
Burkina Faso |
Hindistan |
Moritanya |
Nijer |
Mali |
İnsanlar Burkina Faso, Mali, Moritanya ve Nijer gibi ülkelerde halen köle olarak hayata gözlerini açmaktadır. İnsan hakları gözlemcilerine göre, Hindistan gibi ülkelerde kast ayrımcılığı sorunu yaşanmaktadır.
4.Soru
Aşağıdaki sistemlerin hangisinde farklı gruplar arasında eşitsizlik tecrübe edilmemiştir?
Kölelik sistemi |
Feodalizm |
Kast sistemi |
İlkel kominal dönem |
Kapitalizm |
İnsanlık tarihi boyunca eşitsizlik üzerine kurulmuş farklı toplumsal tabakalaşma biçimleri yaşanmıştır. İlkel kominal dönem hariç olmak üzere kölelik, kast sistemi, feodalizm ve sınıf(kapitalizm) sistemlerinde farklı düzeylerde farklı gruplar arasında eşitssizlikler tecrübe edilmiştir.
5.Soru
Manuel Castells toplumsal hareketleri hangi iki grupta toplamaktadır?
Yıkıcı ve kurucu |
Aracı ve uzlaştırıcı |
Açık ve kapalı |
Kurumsal ve resmi olmayan |
Alışıldık ve alışılmadık |
6.Soru
Aşağıdakilerden hangisi David Harvey ile ilgili yanlış bir bilgi içermektedir?
Kollektif tüketim kavramını ortaya atmıştır. |
Sermaye, krizleri aşmak için kente yatırım yapmayı keşfetmiştir. |
Kenti sermaye birikim süreci içerisinde açıklamıştır. |
Kentsel devrim ya da global kentsel yaşantıyı vurgulamıştır. |
Kentin önemi, kapitalizmin krizlerine getirdiği çözümler ile sınırlıdır. |
Kollektif tüketim kavramı Castells'e aittir. Castells’e göre kentler, toplu (kolektif) tüketim süreçlerinin gerçekleştiği yerlerdir. Başka bir ifadeyle, kentlerde yaşayan insanlar evler, okullar, ulaşım hizmetleri ve boş zaman faaliyetlerinin tümü aracılığıyla modern sanayinin ürünlerini kolektif olarak tüketirler.
Castells, kentsel mekân ile sosyal süreç arasındaki ilişkiyi; Harvey ise, kentsel devrim ya da global kentsel yaşantıyı vurgulamıştır. Castells’in yaklaşımında kent, kendisi için bir analiz nesnesi hâline gelmiş ancak bu kez kapital birikim süreçleri ile tanımlı bir çerçeveye oturtulmuştur. Harvey’de ise, kentin önemi, kapitalizmin krizlerine getirdiği çözümler ile sınırlıdır ve mekân kapitalizm için sermaye birikimini ilgilendirdiği ölçüde ele alınmaktadır.
7.Soru
İdeal bir bürokratik örgütün altı anahtar unsurundan söz eden sosyolog kimdir?
Karl Marx |
G. Simmel |
Max Weber |
E. Durkheim |
F. Tönnies |
Max Weber ideal bir bürokratik örgütün altı anahtar unsurundan söz etmektedir: Uzmanlaşma, hiyerarşik yapı, kurallar ve düzenlemeler, teknik yetenek, gayrişahsi ilişkiler (kişisel olmayan ilişkiler), resmî ve yazılı iletişim.
8.Soru
Aşağıdakilerden hangisi asabiye kavramı doğrultusunda bir topluluktan beklenen davranışlar arasındadır?
Bireyselliğin ortaya çıkması |
Herkesin birbirine yakınlaşması |
Toplumsal anlaşmazlıkların önemsenmesi |
Toplumun sınıflara ayrılması |
Toplumun tüm yönlerinin ortaya çıkarılması |
9.Soru
Burgess ve McKenzie, Park’ın sosyal ekoloji düşüncesini bir adım ileriye taşıyarak kentsel yapıyı merkezden dışa doğru uzanan bir dizi ortak merkezli halkalar şeklinde gösteren ünlü Boğa Gözü modeline göre şehrin motor dairesi neresidir?
Nüfus ve arazi kullanımının kaygan olduğu geçiş bölgesi |
Ulaşımın kilit noktalarının olduğu iş merkezleri |
Ucuz işgücü pazarının yer aldığı bölge |
Amerikan tarzı hayat yaşayan işçi konutları bölgesi |
Zenginlerin büyük mülklerinin bulunduğu bölge |
Burgess ve McKenzie, Park’ın sosyal ekoloji düşüncesini bir adım ileriye taşıyarak kentsel yapıyı merkezden dışa doğru uzanan bir dizi ortak merkezli halkalar şeklinde gösteren ünlü Boğa Gözü modelini oluşturdular. Bu modelde, şehrin motor dairesi, ulaşımın önemli bir kısmının varış yeri ve ulaşımın kilit noktalarının toplandığı, merkezde yer alan iş merkezleriydi. Bu bölgeyi çevreleyen alanda nüfus ve arazi kullanımının kaygan ve değişken olduğu “geçiş bölgesi” görülüyordu. Bu bölgede sürekli bir nüfus ve mülkiyet değişimi söz konusudur. Bu bölge ayrıca kentin ucuz işgücü pazarının yaşadığı alandır. Söz konusu alanın dışında ise, daha başarılı işçilerin kendilerine mülk alıp Amerikan tarzı hayata daha sıkı bağlandıkları işçi sınıfı konutları bulunuyordu. Bunun da dış çevresinde, daha zenginlerin daha büyük mülkleri ile birlikte orta sınıf konutları vardı. Son olarak, ulaşım hızı ve araçları geliştikçe daha büyük alana yayılan yerleşim bölgeleri bulunmaktaydı.
10.Soru
Günümüzde hangi ülkede feodal dönemin bir kalıntısı olarak hala sembolik de olsa doğuştan getirilen unvanlar tanınmaktadır?
İtalya |
Kanada |
Almanya |
Fransa |
İngiltere |
Feodalizm, doğuştan gelen soyluluğa dayanan bir geleneksel aristokrasinin bulunduğu yerlerde ortaya çıkmıştır. İngiltere'de feodal dönemin bir kalıntısı olarak hâlâ, sembolik de olsa doğuştan getirilen unvanlar tanınmaktadır.
11.Soru
Aşağıdaki kavram ya da görüşlerden hangisi Althusser'e aittir?
Hegemonya; rızanın örgütlenmesi, bağımlı bilinç biçimlerinin şiddet ya da zora başvurulmadan inşa edildiği süreçtir. |
Devlet, diktatörlük ve hegemonyanın bileşimidir. |
Devlet; polis, mahkemeler, ordu gibi salt bu baskı aygıtlarından ibaret değildir. Bunların yanında hem özel hem de kamu sektöründe yer alan eğitim, aile, sendika, din gibi ideolojik aygıtlar vardır. |
Devlet, bir üst yapı kurumu olan belli sınıfın ele geçirdiği bir iktidar değildir. |
Devlet, salt siyasetin yer aldığı bir kurum değildir; çünkü devlet, siyasal toplum ile beraber sivil toplumu da kapsar. |
Louis Althusser, iktisadi alan ile siyasal alan arasındaki karışıklığı belirleme ilişkisine ait iddialarının yanında, diğer çözümlemesi de ideoloji ve özneye ilişkindir.
12.Soru
Aşağıdakilerden hangisi kölelik ve köleler ile ilgili yanlış bir ifadedir?
Efendinin köle üzerindeki iktidarı ilke olarak sınırsızdır. |
Efendinin iktidarını istediği gibi kullanmasının önünde herhangi bir engel yoktur. |
Efendi-köle arasındaki ilişki kölenin birinin “mülkiyeti”nde oluşu ile ifade edilir. |
Köleler seçmen olamadıkları halde toplumsal bakımdan önemli sayılmaktadır. . |
Köleler zor yoluyla çalışmaya zorlanan ve angarya işlerin bireyidir. |
Kölelik, dünyada yaygın bir şekilde uzun yüzyıllar süren bir toplumsal tabakalaşma sistemi olmuştur. Bir özgür kişinin bir başka özgür kişi üzerinde zaman zaman kurduğu görülen otorite ilişkisinden farklı olarak, efendinin köle üzerindeki iktidarı, en azından ilke olarak sınırsızdır; efendinin iktidarını istediği gibi serbestçe kullanmasının önünde herhangi bir engel ve kısıtlama söz konusu değildir. Efendi ve köle arasındaki ilişki, kölenin birinin “mülkiyeti” ya da “sahipliği”nde oluşu ile ifade edilmektedir. İkincisi, köleler özgür insanlara kıyasla çok kötü koşullarda yaşamlarını sürdürmektedir. Kölenin hiçbir siyasal hakkı yoktur. Köle seçmen olamaz, kamu organlarına ve meclislere katılamaz. Toplumsal bakımdan yok sayılmaktadır. Üçüncüsü, köle zor yoluyla çalışmaya zorlanan ve angarya işlerin bireyidir. Görüldüğü üzere, çalışmadığında ölüme razı olması gereken bir bireydir burada söz konusu olan. Köle, ekonomik ve siyasal haklar açısından hiç bir hakka sahip olmayan ve efendinin sınırsız yetkisine tabi olan bir bireydir. Aslında köle, sosyal hakları tümüyle kısıtlanmış yaşayan bir ölüdür.
13.Soru
Temel amacı devletin iktisadi bir temelden görece bağımsız olduğunu ileri sürerek, Marksizmi ekonomizm indirgemeciliğinden kurtarmak olan düşünür aşağıdakilerden hangisidir?
Weber |
Gramsci |
Althusser |
Marx |
Durkheim |
Althusser’in temel amacı devletin iktisadi bir temelden görece bağımsız olduğunu ileri sürerek, Marksizmi ekonomizm indirgemeciliğinden kurtarmaktı. Bu çerçevede, iktisat son kertede nihai belirleyici olsa da üretim tarzının yeniden üretimi açısından birtakım özgünlükler vardır. Örneğin, feodal üretim tarzında, yeniden üretim kurumu olarak din hâkimken, kapitalist tarzda devlet merkezidir. Yeniden üretim ilişkisi açısından, iktisadi ilişkiler tek başına belirleyici değildir; iktisadi ve siyasal alanlar birbirini karşılıklı olarak belirler.
14.Soru
Aşağıdakilerden hangisi ortak çıkar, bireysel doyum ya da prestij sağlamaya yönelik örgütler içinde yer alır?
Karışık örgütler
|
Organik örgütler
|
Zorlayıcı örgütler
|
Yaratıcı örgütler
|
Normatif örgütler
|
15.Soru
İç ve dış grup kavramlarını ilk kez kullanan kişi kimdir?
G. Simmel |
William Graham Sumner |
E. Durkheim |
Ferdinand Tonnies |
Weber |
İç ve dış grup kavramlarını ilk kez William Graham Sumner, insanların kendi gruplarını (iç grup), rekabet hâlindeki ya da karşıt gruplardan (dış grup) daha çok sevmeye eğilimli olduğunu göstermek için kullanmıştır
16.Soru
Aşağıdakilerden hangisi toplumsal gruplara özelliğini veren temel unsurlardan değildir?
Gruptaki her üye kendi sosyal rolünü oynar. |
Her grup kendi içinde davranış normlarına sahiptir. |
Grup üyeleri belirli ortak ilgi, çıkar ve değerleri paylaşırlar. |
Grup eyleminin yöneldiği bazı toplumsal hedefler bulunmalıdır. |
Grup tabakalaşma ve statü ilişkilerinden bağımsızdır. |
Toplumsal gruplara özelliğini veren bazı temel unsurlar vardır:
• Grup olarak adlandırılan sosyal birim, hem üyelerince, hem de dışarıdaki gözlemciler tarafından tanınabilmelidir. Bazı gizli dernekler bunun istisnası olsa bile, gruplar bilenebilir ve bilimsel araştırmalara konu olabilirler.
• Gruplar, toplumsal yapılardır. Her grup içinde bir tabakalaşma ve statü dağılımı mevcuttur.
• Gruptaki her üye kendi sosyal rolünü oynar. Böylece grup katılımı gerçekleşmiş olur. Örgütlenmiş tarzda herhangi bir kişisel eylemin bulunmadığı grubu düşünmek mümkün değildir.
• Grubun sürekliliği için karşılıklı ilişkiler son derece önemlidir. Bir başka deyişle, grup üyeleri arasında iletişim ve temas olmalıdır. Tek yönlü bir süreç olamaz. Sosyal süreç birlikte ve karşılıklı olmalıdır.
• Her grup kendi içinde davranış normlarına sahiptir. Davranış normlarının yazılı olması ve yönetmeliklere geçmiş olması zorunlu değildir.
• Grup üyeleri belirli ortak ilgi, çıkar ve değerleri paylaşırlar. Söz konusu ortak ilgi ve değerlere, bazı gruplarda özenle sahip çıkılır. Bazı gruplarda ise, ortak ilgi ve çıkarlar son derece belirsiz olabilir.
• Grup eyleminin yöneldiği bazı toplumsal hedefler bulunmalıdır. Her grup farklı derecelerde olmakla birlikte yine de bir veya birkaç amaca sahiptir. Hedef, grubun niçin veya hangi sebeple var olduğu sorusunun cevabını oluşturur.
• Bir grubun göreli de olsa bir sürekliliği olmalıdır. Bir başka deyişle, grubun zamana karşı belli düzeyde dayanıklılığının olması gerekir. Bu özellik bir toplumsal grubu, toplumsal yığınlardan ayıran temel özelliktir.
17.Soru
Aşağıdakilerden hangisi biçimsel örgüt niteliğindedir?
Çeşitli ve birincil nitelikte ilişkiler vardır
|
Aynı üyeler çok sayıda etkinliği gerçekleştirmiştir
|
Kişi odaklıdır
|
Görev odaklıdır
|
Rastlantısal ve yüz yüze iletişim söz konusudur
|
18.Soru
Gramsci’ye göre Marx’ın kapitalist devletin ortadan kalkacağı ya da ancak zora dayalı olarak meşruluk iddiasında bulunabileceği biçimindeki öngörülerinin doğrulanmadığı gibi kapitalist devlet halen varlığını sürdürmekte ve meşruiyetini korumaktadır. Neo-Marksizm savunucularına göre bunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
Marx’ın hegemonya, kültür ve siyaseti dikkate almasından kaynaklanır |
Günümüzde kapitalizmin Weberyan sosyolojiden aldığı unsurlarla değişime gidildiği için |
Sadece ekonomik değişimlerin fonksiyonları dikkate alındığı için |
Devletler varlıklarını devam ettirmek için siyasal ve otoriter yapısını güçlendirmiştir |
Belli bir sınıf yönetiminde zorlama ve toplumsal ahlaki liderlik kavramları ortaya çıkmıştır |
Gramsci ve Althusser gibi Neo-Marksistler, Marx’ın kapitalist devletin ortadan kalkacağı ya da ancak zora dayalı olarak meşruluk iddiasında bulunabileceği biçimindeki öngörülerinin doğrulanmadığı kanaatindedirler. Çünkü işçi sınıfı ile proletarya arasındaki giderilmesi mümkün olmayan gerilime rağmen kapitalist devlet halen varlığını sürdürmekte ve meşruiyetini sadece zora dayalı olarak elde etmemektedir. Gramsci, kapitalist devletlerdeki uyrukların sadakatinin nasıl sürdürüldüğü, devletin daha da güçlenerek varlığını nasıl devam ettirdiği sorusuna cevap aramıştır. Onun bu cabası, ideolojinin işlevlerinden biri olan kültürel ve entelektüel hâkimiyeti hegemonya kavramı ile formüle etmesi ile sonuçlanmıştır. Böylece Marksist çözümlemeye kültür ve siyaset de eklenmiştir
19.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Antik Yunan kentleri için söylenemez?
Bütün evler meydana eşit uzaklıktadır
|
Koruyucu tanrılar adına kurulmuştur
|
Cinsiyet ve ekonomik farklar bulunsa da bütün vatandaşlar eşittir
|
Kent halkı akropolün eteğinde yaşamaktadır
|
Kurumsal hayatın her alanında yurttaşlar aktiftir
|
20.Soru
Aşağıdakilerden hangisi "asabiye" ile ilgili yanlış bir ifade içermektedir?
Asabiye 'tinsel' olmaktan ziyade 'maddi' bir şey olarak düşünülmelidir. |
Ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmeyi sağlayan temel güçlerden biridir. |
İbn-i Haldun gerçek asabiye ve kan bağlılığı arasında sıkı ilişkiler kurar. |
Sebep ve nesep asabiyesi olmak üzere iki tür asabiye vardır. |
Asabiye hem bir duygu hâli hem de insanları kolektif davranmaya iten bir eylem biçimidir. |
İbn-i Haldun’a göre asabiye ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmeyi sağlayan temel güçlerden birisidir. Ona göre, asabiyeyi maddi bir şey olmaktan ziyade “tinsel” bir şey olarak düşünmek gerekir. Ancak, asabiye sadece duygu olarak kalmaz, eyleme de geçen bir nitelik göstermektedir. Ümit Hassan’a göre asabiye, düşmanların saldırısından korunmak, saldıranları kovmak (ve servet kazanmak), istilâlar, birlikte harekete geçmek ve diğer sosyal faaliyetlerle birlikte inşa edilir. Görüldüğü üzere, asabiyenin varlığını oluşturan temel olgu kendisini korumak, kazanmak, harekete geçmek ve sosyal faaliyette bulunmak gibi eylemlerdir. Bu bakımdan, asabiye esas olarak manevi bir birlik duygusu vermenin yanı sıra, soyut bir duygu düzeyinde kalan bir olgu değildir. Asabiye hem bir duygu hâli hem de insanları kolektif davranmaya iten bir eylem biçimidir; bu yönüyle kolektif bir duygu ve eylem hâlidir. Ortaklaşa yaşam ve örgütlenme belirli bir ortak düşünme ve ortak davranma stillerini doğurmaktadır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ