Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatı 1 Ara 1. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
“İkinci el tercüme” örneği olması nedeniyle önem taşıyan eser aşağıdakilerden hangisidir?
Hikâye-i Robinson |
İhtiyar Onbaşı |
Şeytanın Yadigârları |
Kadınlar Mektebi |
Kocalar Mektebi |
Birçok dile çevrilen Robinson hikâyesinin (Robinson Crusoe) Türkçeye tercüme edilmemiş olmasının önemli bir eksiklik olduğu düşünülerek Vakanüvis Ahmet Lütfi tarafından Arapçadan Türkçeye Hikâye-i Robinson adıyla aktarılması (1864) bir “ikinci el tercüme” örneği olması nedeniyle önem taşır. Doğru cevap, A seçeneğidir.
2.Soru
19. yüzyılın ilk yarısında yetişen şairler arasında yer alan Pertev Paşa'nın Türkçe'ye nazmen çevirdiği şiirlerden biri, Ahmet Hamdi Tanpınar'a göre, Türk şiirine bütünüyle bir yenilik getirmiştir. Bu şiir Türkçe'de yerli unsurları da içine alan bir "ode" denemesidir.
Söz konusu şiir aşağıdaki şıkların hangisinde verilmiştir?
Tıfl-ı Naim |
Beka-yı Hayat |
Münacat |
Hezeliyyât |
Neşâtengiz |
Türkçeye nazmen çevirdiği Voltaire’den Münacat, Rousseau’dan “Beka-yı Hayat”, Victor Hugo’dan “Tıfl-ı Naim” adlı şiirler şekil ve muhteva açısından yenidir. Ahmet Hamdi Tanpınar’a göre “Tıfl-ı Nâim” tercümesi Türk şiirine bütünüyle bir yenilik getirmiştir. Şekil itibarıyla klasik şiirle ilişkisi olmayan bu manzumenin ilk dört mısrası çapraz kafiyeli, ondan sonra gelen dört mısra ise tıpkı koşmalarda olduğu gibi birbirine kafiyeli üç mısradan sonra dördüncü mısrasının kafiyesiyle ilk kıt’anın manzumenin üzerinde döndüğü kafiyesine bağlanan ilk dörtlükten oluşan bu şiir Türkçede yerli unsurları da içine alan ilk “ode” denemesidir.
Dolayısıyla, doğru cevap A şıkkıdır.
3.Soru
Encümen'in reisi olarak kabul edilen şair aşağıdakilerden hangisidir?
Hersekli Ârif Hikmet Bey |
Ruznâmçeci-zâde Mehmed Lebib Efendi |
Leskofçalı Mustafa Galib Bey |
Mustafa İzzet Efendi |
Osman Nûreddin Şems Efendi |
Misafirlerin çoğundan daha genç olsa da yüksek istidadı ile şairler arenasında kendine haklı bir şöhret ve itibar kazanmış olan Leskofçalı Mustafa Galib Bey (1829-1867), encümenin reisi olarak kabul görür.
4.Soru
Türk şiirinde, 18. yüzyıldan başlayarak 19. yüzyılın ilk yarısında en üst seviyesine çıkan mizah duygusunun altında yatan temel sebep aşağıdakilerden hangisidir?
Şiirdeki toplumsal eleştiri düşüncesi |
Sanatçının şahsiyetinin öne çıkması |
Barok akımın şiirde etkili olması |
Zevk ve estetik konusundaki değişim |
Şiirde bireysel temaların ele alınması |
Barok dönemde, şiirin klasik anlayış adına taşıdığı bazı özelliklerinde değişme daha doğrusu bozulmalar başlar. Bu bozulma klasik ölçütlerin belirlediği geleneksel biçimlerin, söyleyiş ve üslupların tümünde görülmeye başlanır. Sanatçının şahsiyetinin ön plana çıkmasıyla şiirde bireysel olana doğru yöneliş görülür. Bu yönelişle birlikte sanatçının bir aydın olarak yaşadığı çevreyi ve toplumu fark edişi mümkün olmuştur. Şairin yaşadığı toplumu fark edişi, toplumsal ve siyasal sorunlar karşısında fikirlerini ifade etme, çevresine ve yaşadığı topluma karşı duyarlı olma, daha sonra Tanzimat sanatçılarının temel felsefesi olacak yaklaşımların ilk işaretleridir. Bu bağ- lamda Türk şiirinde, 18. yüzyıldan başlayarak 19. yüzyılın ilk yarısında en üst seviyesine çıkan mizah duygusunun altında toplumsal eleştiri düşüncesi yatmaktadır.
5.Soru
Türk ilminin yeni ıslahatlarını yapan, Doğu ve Batı dillerini bilen, fizik, kimya, balistik ve istihkâm ilimlerinde ihtisas yapan ve bu alanlardaki telif ve tercüme eserleriyle tanınan kişi aşağıdakilerden hangisidir?
Şinasi |
Hoca İshak Efendi |
Mütercim Âsım Efendi |
Hoca Tahsin Efendi |
Yunus Emre |
Türk ilminin yeni ıslahatlarını yapan, Doğu ve Batı dillerini bilen, fizik, kimya, balistik ve istihkâm ilimlerinde ihtisas yapan Hoca İshak Efendi (?-1836) bu alanlardaki telif ve tercüme eserleriyle tanınır.
6.Soru
Osmanlı tarih yazıcılığının en önemli isimlerinden biridir ve Tanpınar tarafından “yeniliğin üç büyük muharriri”nden sayılır(diğerleri Münif Paşa ve Şinasi’dir). 1855 yılından 1865 yılına kadar vak’anüvislik görevini sürdürmüştür. Tarihçiliğinin yanı sıra hukuk, dil ve gramer alanlarında çalışmaları vardır.
Yukarıda sözü edilen kişi kimdir?
Ahmet Cevdet Paşa |
Ahmed Lûtfî Efendi |
Mehmed Es’ad Efendi |
Mehmed Pertev Efendi |
Es’ad Efendi |
Ahmet Cevdet Paşa'dır.
7.Soru
Osmanlı’da dışişleri bakanının karşılığı
olarak kullanılan ifade nedir?
reisülküttâbı |
Hoca İshak |
Hakayikü’l-Vekayi’d |
Tercüme-i Manzume’ |
fısk u fücur cümbüşü |
Reisülküttâb
Osmanlı’da dışişleri bakanının karşılığı
olarak kullanılan bir ifadedir.
8.Soru
Osmanlı tarih yazıcılığının en önemli isimlerinden biri olan ve Tanpınar tarafından "yeniliğin büyük muharriri'nden biri sayılan, aynı zamanda Mecelle olarak bilinen hukuki kitabını hazırlayan komisyonun başkanlığını da yapan edebiyatçımız aşağıdakilerden hangisidir ?
Ahmed Cevdet Paşa |
Ziya Paşa |
Mehmed Tevfik Paşa |
Münif Paşa |
Mehmed Şâkir Paşa |
Ahmed Cevdet Paşa, Mecelle olarak bilinen
hukuk kitabını hazırlayan komisyonun başkanlığını
yapmıştır. Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye
veya kısaca Mecelle olarak bilinen eser,
1868-1876 yılları arasında Ahmet Cevdet
Paşa başkanlığındaki bir komisyon tarafından
derlenen İslami özel hukuk (medeni
hukuk) kuralları kitabıdır.
9.Soru
Türkçe Aruz adındaki kitabın yazarı kimdir?
Ahmed Cevdet Paşa |
Namık Kemal |
Manastırlı Faik |
Recaizâde Ekrem |
Mehmed Celâl |
Encümenin niyeti, hece veznini folklorik kullanımıyla yaşatmak değil, onu klasik şiirin formlarına ilave etmektir. Bunun manası, divan şiirinin gelenekli şekillerinin adı korunurken vezninin değiştirilmesidir. Sözün gelişi, Manastırlı Faik’in Sadrazam Âli Paşa için kaleme aldığı kaside, hece vezniyle ve dörtlükler hâlinde tasarlanmıştır. Dolayısı ile sorunun doğru cevabı Manastırlı Faik'tir.
10.Soru
Klasik Osmanlı şiirinin 18. yüzyılın başlarından itibaren “barok” dönemine girdiği, özellikle sebk-i hindî akımının klasik Osmanlı şiirinde kendini göstermesinin bu döneme işaret ettiği bilinmelidir. Ahmet Hamdi Tanpınar bu değişimi aşağıdaki şairlerden hangisinin şiirinden sonra belirtilerin iyiden iyiye görüldüğünü belirtir?
Nedim |
Nabi |
Şeyh Galip |
Sururi |
Nazım |
18. yüzyılın başlarından itibaren “barok” dönemine girdiği, özellikle sebk-i hindî akımının klasik Osmanlı şiirinde kendini göstermesinin bu döneme işaret ettiği bilinmelidir. Ahmet Hamdi Tanpınar bu değişimi Nedim’in şiirinden sonra belirtileri iyiden iyiye görüldüğünü söyler. Doğru cevap A dır.
11.Soru
Osmanlı’nın gelenekli çağlarından beri, sanatkâr evlerinde ve ekabir konaklarında kurulan şiir merkezli dost sohbetlerinin genel ismi aşağıdakilerden hangisidir?
Encümen-i Şuarâ |
Efkâr-ı umûmiyye |
Cezri |
Müceddit |
Mutavassıt |
Encümen-i Şuarâ'dır. XIX. asrın ortasında bu isimle anıldığı görülen son büyük toplaşma, Hersekli Ârif Hikmet Bey’in evinde ve Leskofçalı Galib Bey’in manevi riyasetinde gerçekleşir. Çağın ruhuna uygun olarak bu toplantılarda şiirin gelenekli ilkeleri sil baştan tartışılır ve kadim poetik değerlerin yerine konmak için yenileşme çabalarının şiirdeki karşılıkları araştırılır.
12.Soru
19. yüzyıl klasik Osmanlı şiirinin temsilcileri arasında gösterilen, Mevlana Celaleddin-i Rûmî hakkında çeşitli methiyeler kaleme almış olan ve şiirlerinde çağının en büyük Mevlevi şairi olan Şeyh Galib’in etkisi görülen kadın şair aşağıdakilerden hangisidir?
Leylâ Hanım |
Şeref Hanım |
Âdile Sultan |
Sırrî Hanım |
Şeref Hanım |
Aileden gelme bir tesirle Mevlevîliği benimsemiş olan Leylâ Hanım, Mevlana Celaleddin-i Rûmî hakkında çeşitli methiyeler kaleme almıştır. Şiirlerinde çağının en büyük Mevlevi şairi olan Şeyh Galib’in etkisi görülür.
Dolayısıyla, doğru cevap A şıkkıdır.
13.Soru
Encümen-i şuarâ için aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
İlk toplantı Hersekli Ârif Hikmet Bey’in evinde yapılmıştır. |
Derneğe üye olmak katı kurallarla belirlenmiştir. |
Her toplantının belli bir nedeni ve gündemi vardır. |
Üye sayıları belli bir dernektir. |
Encümen-i şuarâ şair mahfelleri, dost ve ilgililere açık olan, uzun süreye yayılmış misafirliklerdir. |
Encümen-i şuarâ denince, aklımıza üye sayısı belli, oturumları ciddi, o gün ictima ediş sebepleri ortada olan bir dernek gelmemelidir. Şair mahfelleri, dost ve ilgililere açık olan, uzun süreye yayılmış misafirliklerdir.
14.Soru
Jeoloji, fizik, kimya, biyoloji, tarih, coğrafya, arkeoloji, felsefe pedagoji, ekonomi, iktisat, eğitim, dil ve edebiyat, halk sağlığı vb. sosyal konularda yazılmış tercüme ve telif yazılar yer alan dergi aşağıdakilerden hangisidir?
|
Encyclopédie |
Mecmua-i Fünun |
Tercüme Irsaliyesi |
Télémaque |
Mecmua-i Fünun; Jeoloji, fizik, kimya, biyoloji, tarih, coğrafya, arkeoloji, felsefe pedagoji, ekonomi, iktisat, eğitim, dil ve edebiyat, halk sağlığı vb. sosyal konularda yazılmış tercüme ve telif yazılar yer alan dergidir. Doğru cevap C'dir.
15.Soru
1771’de dünyaya geldiği tahmin edilen şairin ailesi ve çocukluk yılları hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Ancak Türk kültür ve edebiyat tarihine birçok şair ve sanatkâr kazandırmış olan Enderun’da yetiştiği bilinmektedir. Eğitim ve öğrenim gördüğü Enderun Saray Mektebinde yetiştiği için Enderunlu veya Enderûnî lakabıyla anılan şairimiz birçok padişah döneminde yaşamıştır. Paragrafta sözü edilen şairimiz aşağıdakilerden hangisidir?
Ayni |
Keçeçizade İzzet Molla |
Yenişehirli Avni |
Enderunlu Vasıf |
Mehmed Celal |
Yukarıda özellikleri verilen şairimiz Enderunda yetiştiği için enderunlu lakabıyla anılan Enderunlu Vasıf’tır.
16.Soru
Victor Hugo’nun Sefiller romanı, Türkçeye ilk defa Münif Paşa tarafından özet hâlinde, Mağdurin Hikâyesi adıyla çevrilerek yayınlanan gazete aşağıdakilerden hangisidir?
Ceride-i Havadis |
Mecmua-i Maarif |
Takvim-i Vekayi |
Tercüman-ı Ahvâl |
Tercüman-ı Hakikat |
Victor Hugo’nun Sefiller romanı, Türkçeye ilk defa Münif Paşa tarafından özet hâlinde, Mağdurin Hikâyesi adıyla çevrilerek Ceride-i Havadis’te yayımlanmıştır.
17.Soru
Osmanlı’nın ilk resmi gazetesi aşağıdakilerden hangisidir?
Takvim-i Vekai |
Curnalü’l-Irak |
Vakayi-i Mısriye |
Ceride-i Havadis |
Tercüman-ı Ahval |
Yukarıdaki şıklarda verilen tüm isimler Osmanlı’da çıkarılan gazeteler olmakla birlikte ilk resmi gazete Takvim-i Vekai’dir.
18.Soru
Hangi gazete Ziya Paşa’nın “Şiir ve İnşa” makalesini ilk kez yayınlamıştır?
Hürriyet |
Muhbir |
Tercüman-ı Hakikat |
Tasvir-i Efkâr |
Ceride-i Havadis |
Ziya Paşa’nın ünlü “Şiir ve İnşa” başlıklı makalesi Hürriyet’in 11. sayısında yayımlanır.
19.Soru
Aşağıdakilerden hangisi kaside yazmayan veya yazsa bile divanına almayan ilk şairdir?
Muvakkitzade Pertev |
Osman Nevres |
Fatin Efendi |
Aczi Ağa |
Cesari |
Cevap Muvakkitzade Pertev'dir.
20.Soru
Encümen-i Şuarâ Müdavimlerini Kaynaştıran Etkenlerden hangisi yanlıştır?
Encümen müdavimlerinin sıkça uğradıkları kahvehane ve meyhaneler aynıdır. |
Büyük kısmı aynı meslekte, aynı büroda veya aynı amir idaresinde çalışmışlar; bu vesileyle kurdukları dostlukları encümenden önce başlayıp sonra da yıllarca sürmüştür. |
Encümen mensuplarının aşağı yukarı hepsi de aynı devlet büyükleri tarafından kollanır ve aynı konaklara devam ederler. |
Farklı topluluklardan ve dergahlardan gelmişlerdir. |
Encümen-i Şuarâ müdavimlerinin tanışıklıklarına ilk vesile, hemen hemen hepsinin ya soyunun ya doğum yerinin ya da memuriyetinin Rumeli ile bir alakasının bulunmasıdır. |
1. Encümen-i Şuarâ müdavimlerinin tanışıklıklarına ilk vesile, hemen hemen hepsinin ya soyunun ya doğum yerinin ya da memuriyetinin Rumeli ile bir alakasının bulunmasıdır. 2. Şairlerin mesleki kaderleri onları birbirlerine yaklaştırır. Büyük kısmı aynı meslekte, aynı büroda veya aynı amir idaresinde çalışmışlar; bu vesileyle kurdukları dostlukları encümenden önce başlayıp sonra da yıllarca sürmüştür. 3. İtikadi kıymetleri de encümen şairlerini birbirine yaklaştıran önemli etkenlerdendir. Dünyayı kavrayış ve yorumlayış pratikleri, yaşama ve tefekkür ediş alışkanlıkları birbirine benzeyen ediplerin aynı tarikat ve dergâhlarda buluşup tanışmaları yadırganmamalıdır. O dergâhlar ki bunların pek çoğunda dinî, fikrî, edebî hatta siyasi meseleler açıkça tartışılmakta ve bu yolla şairlerin tematik dünyası benzeşmektedir. 4. Encümen mensuplarının aşağı yukarı hepsi de aynı devlet büyükleri tarafından kollanır ve aynı konaklara devam ederler. Gerçi, ne konaklar eski hiyerarşinin azametini taşır ne de ricâl-i devlet şaire geleneğin gözüyle bakar ama, değişip çağa ayak uydurarak da olsa şair-devlet adamı münasebeti sürerken bir yandan da edipler aynı selamlık dairelerinde kaynaşma imkânı bulurlar. 5. Encümen müdavimlerinin sıkça uğradıkları kahvehane ve meyhaneler aynıdır. Yeni tanıştıkları şairleri de beraberlerinde buralara getirdikleri için, Encümen-i Şuarâ’nın parça parça, önce bu umumi yerlerde toplandıklarını söylemek mümkün.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ