Toplumsal Cinsiyet Sosyolojisi Final 6. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Ev-içi kadın emeği tartışmalarının tarihi kökleri aşağıdaki kişilerden kimin çalışmasına kadar götürülebilir?
Harrison |
Dalla Costa |
Mary Inman |
Christine Delphy |
Margaret Benston |
Ev-içi kadın emeği tartışmalarının tarihi kökleri Mary Inman’ın (1940) çalışmasına kadar götürmek mümkün. Inman’a göre, kadınların sömürüsü yasal, kültürel, psikolojik, ekonomik ve politik olmak üzere çok boyutludur ancak kadınların ezilmişliğinin özü ev içinde harcadığı emekle doğrudan ilişkilidir. Kadınlar her gün alışveriş, yemek, temizlik, çocuk bakımı gibi bitmek bilmeyen birçok rutin işleri gerçekleştirir. Kadınların gerçekleştirdiği bütün bu ev işleri ve bakım emeği (çocuk, yaşlı, hasta vb.) aslında emek gücünün üretimidir. Bu yönüyle karşılığı ödenmeyen aile emeği bağımsız bir tarz olan üretime dâhil olur ve aynı zamanda sermaye için de üretkendir (aktaran Vogel, 2008, s.238).
2.Soru
Ana ölüm oranı ne demektir?
Her dokuz yüz bin canlı doğumda görülen ana ölümü sayısıdır. |
Her yedi yüz bin canlı doğumda görülen ana ölümü sayısıdır. |
Her beş yüz bin canlı doğumda görülen ana ölümü sayısıdır. |
Her üç yüz bin canlı doğumda görülen ana ölümü sayısıdır. |
Her yüz bin canlı doğumda görülen ana ölümü sayısıdır. |
E
3.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Tong’a göre feminist düşüncenin açıklamasıdır?
Bakış açısındaki çeşitlilik, feminist düşüncenin monolitik olmadığını, bütün |
Eşit haklar, bilinçli toplumsal ve politik bir hareket olarak feminizmin tarihi ile iç içe geçmiştir |
Erkeğin özgürlük ve eşitliği savunurken kadın, kendisinin neden bu işin dışında bırakıldığını merak etmiştir |
Erkek çocukların ancak yetişkin akılcılığına ulaştıkları zaman vatandaş olabileceğini belirtir, fakat “kadınlar, akıldan yoksun sayıldıkları için, vatandaşlık rolüne layık görülmezler” |
Aklın her insanda aynı olduğunu, kadının farklı ya da yanlış akıl yürütmesinin, kadınların eğitimindeki eksiklikle ilgili olduğunu vurgular. |
Feminist düşünceyi disiplinlerarası, birbiriyle bağlantılı ve kesişimsel sıfatlarıyla tanımlayan Tong’a göre bakış açısındaki çeşitlilik, feminist düşüncenin monolitik olmadığını, bütün feministlerin aynı şekilde düşünmediğini gösterir. Doğru cevap A seçeneğidir
4.Soru
“Toplumsal cinsiyetin” tarihsel bir analiz kategorisi olarak kullanılmasını aşağıdakilerden hangisi önemiştir?
Joan Wallach Scott |
J. S. Mill |
Babanzade Ahmet Naim Bey |
Aristoteles |
Christine de Pisan |
Joan Wallach Scott ise bilgi üretimi olarak ana akım tarih disiplinine ve tarih yazımına mercek tutar. Scott, tarih biliminin bilimsel, kuramsal anlatılarının eleştirel bir okuma ile gözden geçirilmesini ister. Bu yolda “toplumsal cinsiyetin” tarihsel bir analiz kategorisi olarak kullanılmasını önerir. Doğru cevap A'dır.
5.Soru
Süfrajet hareketi hangi hak mücadelesini anlatmaktadır?
Eğitim hakkı |
Mülkiyet hakkı |
Oy hakkı |
Yaşam hakkı |
Sağlık hakkı |
Süfrajet (Suffragette), 19. yüzyılın ikinci yarısı ile 20. yüzyılın başlarında başta İngiltere ve ABD’de olmak üzere tüm dünyada kadınların oy hakkı için verdikleri mücadele hareketidir. Protesto eylemleri, provokatif eylemler, pasif direnişler, açlık grevleri, kamu toplantılarını bölme ve benzeri yöntemlerle oy hakkı mücadelesi veren radikal bir kadın hareketi olan süfrajet, birinci dalga feminizmin de doruk noktası olarak bilinmektedir.
6.Soru
1930’lardan itibaren gelişen _____________ yaklaşımı, kitlelerin tarihini olanaklı kılarken, köylülerin, işçilerin ve kadınların tarihine, bu grupların tarihteki yokluklarına dikkat çekmiştir. Bu çalışmalar “aşağıdan tarih” (history from below) olarak da adlandırılmıştır.
Yukarıda verilen boşluğu aşağıdakilerden hangisi doğru şekilde tamamlar?
Siyasi tarih |
Özel tarih |
Öğretici tarih |
Bilimsel tarih |
Sosyal tarih |
1930’lardan itibaren gelişen sosyal tarih yaklaşımı, kitlelerin tarihini olanaklı kılarken, köylülerin, işçilerin ve kadınların tarihine, bu grupların tarihteki yokluklarına dikkat çekmiştir. Bu çalışmalar “aşağıdan tarih” (history from below) olarak da adlandırılmıştır.
Doğru cevap E seçeneğidir.
7.Soru
Aşağıdakilerden hangisi cinsiyet eşitsizliklerinin bir göstergesidir?
aynı cins birlikteliklerin kabul edilmesi |
kadınların erkeklerle aynı işlerde çalışması |
evlenmeden birlikte yaşama |
çocuk evlilikleri |
boşanmalar |
Çocuk evlilikleri, cinsiyet eşitsizliklerinin çarpıcı bir göstergesidir.
8.Soru
I.Yeni dğan bebeklere cinsiyetini belli edecek renkte kıyafetler giydirilmesi
II. Kız çocuklarına bedenlerini sınırlayarak kullanmalarının öğretilmesi.
III. Erkek çocukların iri, yaramaz, hareketli gibi sıfatlarla nitelendirilmesi.
Yukarıda verilenlerden hangisi toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bedenselliği ile ilgilidir?
Yalnız I |
Yalnız II |
II ve III |
I ve III |
I, II ve III |
Toplum, üyelerinin bedenlerini her zaman şe- killendirir, etkiler ve yargılar. Toplumsal yaşamdaki temel eşitsizliklerden biri olan cinsiyet eşitsizlikleri de bedenle ilişkilidir çünkü kadın ve erkek bedeni arasındaki biyolojik ve fizyolojik farklılıklara da- yandırılmıştır. Yeni doğmuş bebeklere hemen cinsiyetlerini belli edecek renkte, mavi ya da pembekıyafetler giydirilmesi, kız bebeklere süslü, dantelli, oğlan bebeklere ise süssüz giysiler giydirilmesi bunun örneklerindendir. Bebeklerin cinsiyeti konu- sundaki algıyla ilgili bir deneyde katılımcılar, cinsiyetini bilmedikleri ve bedenleri benzer görünen bebekleri gözlemlemiş, eğer bebeğin kız olduğu söylendiyse bebeği minik, zarif gibi sıfatlarla, oğlan olduğu söylendiyse iri, yaramaz, hareketli gibi sıfatlarla nitelemişlerdir. Bunun ne- deni toplumsal cinsiyete dayalı toplumsallaşmadır. Bireyler bebekleri toplumun erkek ve kadınlardan beklentileri doğrultusunda nitelemişlerdir. Dolayısıyla doğumdan itibaren fiziksel bedenler, toplumsal bedenlere dönüşürken toplumsal cinsiyet en önemli etkenlerden biri olmuştur.
Bedenimizi kullanırken yaptığımız hareketler acaba anatomimizden veya biyolojimizden mi kay- naklanır? Psikolog Erwin Straus (1966) toplumsal cinsiyet ve beden performansı ile ilgili çalışmasında beyzbol topları fırlatan bir dizi kız ve oğlan çocuğun fotoğraflarını analiz etmiştir. Oğlan çocuklarının bütün bedenlerini kullandıklarını, kollarını ve ba- caklarını yeterince gerdiğini ve topu güçlü bir şekil- de uzun mesafelere fırlattıklarını ama kız çocukla- rının kollarını yeterince germediklerini, bacaklarını gerektiği gibi hareket ettirmediklerini ve topu zayıf bir şekilde ve düşük hızla fırlattıklarını saptamıştır. Üstelik kız çocukları henüz ergenliğe girmedikleri için bedenleri oğlan çocuklarının bedenlerinden çok da farklı değildir (Strauss, 1966, s.157-160). Straus iki cinsiyetin topu fırlatma biçimleri arasında saptadığı farkın anatomiden değilse de biyolojiden kaynaklandığını düşünmüş, biyolojik farklılık ne- deniyle kız çocuklarının topu “kadınsı bir tutum” ile attığı sonucuna varmıştır. Bu çalışmadan bir süre sonra Iris Young (1980), Straus’un bulgularını ye- niden değerlendirmiştir. Young, kadınsı ve erkeksi davranışların biyolojik olduğu görüşünü ve “kadın- sı tutum” iddiasını reddetmiş, bütün kızların topu “kız gibi”, bütün oğlanların da “erkek gibi” atmadı- ğını savunmuştur. Top fırlatmanın, koşmanın, tır- manmanın veya yüzmenin, bu eylemleri yapmanın belirli bir “kız gibi” biçimi yoktur. Bu hareketlerin ortak noktası, bedenin akıcı ve harekete yönelik olarak kullanılmaması, hareketin sadece bedenin bir kısmıyla yapılmaya çalışmasıdır (Young, 1980, s.146). Young (1980) kız ve oğlan çocuklarının bir şeyleri yapma biçimini öğrenirken cinsiyetlendi- rilmiş biçimde öğrendiklerini, Straus’un saptadığı farklılıkların nedeninin bu olduğunu belirtir. Kız
çocuklarına oturup kalkma, yürüme bile öğreti- lirken zarar görmemeleri, kirlenmemeleri, elbise- lerini yırtmamaları, bedenlerini göstermemeleri, yani bedenlerini sınırlayarak kullanmaları öğretilir. Dolayısıyla hareketleri erkeklerin yaptığı gibi değil, kadınlara yakışacak biçimde nazik ve kibar şekilde yapmayı öğrenmiş olan kız çocuğu, kültürün ve dö- nemin ürünüdür. Kısacası kız çocukları bedenlerini çekingen bir şekilde kullanırlar ve yaşları arttıkça bu çekingenlik de artar (Young, 1980, s.154). Young, kadınların bedenleri ile sınırlı bir ilişki kurduklarını, kendilerini genellikle hareketin öznesi değil nesnesi olarak gördüklerini ve bunun nedeninin de toplumsal cinsiyete bağlı rollere göre toplumsallaşma olduğunu savunur.
9.Soru
Birinci dalga feminizm hareketinde kadınların oy hakkı için verdikleri mücadele hareketine ne ad verilir?
Eğitim hakkı |
Siyasi hareket |
Feminist hareket |
Süfrajet |
Toplumsal hareketler |
Doğru cevap D'dir. Süfrajet adı verilmektedir.
10.Soru
Eşcinsellik Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından hangi yıl hastalık kapsamından çıkarılmıştır?
1992 |
1973 |
1990 |
1982 |
1996 |
Eşcinsellerin, trans bireylerin ve biseksüellerin çabaları sonucunda eşcinsellik Amerikan
Psikiyatri Derneği tarafından 1973 yılında, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından da 1990 yılında hastalık kapsamından çıkarılmıştır. Doğru cevap C'dir.
11.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Dünya genelinde en çok ölüme yol açan bulaşıcı olmayan etkenlerden biridir?
Sıtma |
Verem |
İshal |
Solunum hastalıkları |
Zatürre |
Dünya genelinde en çok ölüme yol açan bulaşıcı hastalıkların başında AIDS, sıtma, verem, ishal ve zatürre gelmektedir. En çok ölüme yol açan bulaşıcı olmayan etkenler ise ana ve bebek ölümleri, yetersiz beslenmeye bağlı ölümler, kalp ve solunum hastalıklarıdır. Doğru yanıt D'dir.
12.Soru
24 Haziran 2018 tarihi itibariyle Türkiye'deki kadın milletvekili sayısı kaçtır?
74 |
84 |
94 |
104 |
114 |
24 Haziran 2018 tarihi itibariyle Türkiye'deki toplam milletvekili sayısı 600'dür. Toplam milletvekillerinin %82.7'si yani 496 milletvekili erkektir. Milletvekillerinin %17.3'ünü kadınlar oluşturmaktadır. Kadın milletvekili sayı 104'tür. Bu nedenle doğru yanıt D'dir.
13.Soru
Güçlü nesnelliğin, bilgi üretimine, dışlananların deneyimlerine, göreceliğe direnç gösterilmesine, araştıran ve araştırılanların görünen, heterojen ve gömülü tarihsel, özgün özelliklerinin belirlenmiş yerlerine ve durumlarına ve özgürleştirici bilgiye olan bağlılıkları ile ilgili olduğunu savunan kuramcı kimdir?
Güçlü nesnelliğin, bilgi üretimine, dışlananların deneyimlerine, göreceliğe direnç gösterilmesine, araştıran ve araştırılanların görünen, heterojen ve gömülü tarihsel, özgün özelliklerinin belirlenmiş yerlerine ve durumlarına ve özgürleştirici bilgiye olan bağlılıkları ile ilgili olduğunu savunan kuramcı kimdir?
Marx |
Harding |
Haraway |
Naples |
Bloom |
Harding, eğer nesnelliğin altı aşamasında daha titiz davranılırsa, nesnelliğin güçleneceğini (güçlü nesnellik) ileri sürmüştür. Bu anlayışla, Harding, güçlü nesnelliğin, bilgi üretimine, dışlananların deneyimlerine, göreceliğe direnç gösterilmesine, araştıran ve araştırılanların görünen, heterojen ve gömülü tarihsel, özgün özelliklerinin belirlenmiş yerlerine ve durumlarına ve özgürleştirici bilgiye olan bağlılıkları ile ilgili olduğunu savunmuştur. Bu yaklaşım büyük ölçüde diğer feminist duruş kuramcıları tarafından da benimsenmiştir. Doğru cevap B'dir.
14.Soru
Osmanlı'da kadınların hak mücadelesini yürütmeye yönelik kurulan dernek aşağıdakilerden hangisidir?
Asri Kadın Cemiyeti |
Osmanlı Kadınları Çalıştırma Cemiyeti Hayriyesi |
Donanma Cemiyeti Hanımlar Şubesi |
Osmanlı Müdafaa-ı Hukuk-u Nisvan Cemiyeti |
Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti |
Basılı yayınların yanı sıra 30 kadar kadın derneği de kuruldu (Çakır, 1991). Savaşların açtığı
yaraları sarmaya yönelik yardım dernekleri kuruldu. Kadınları eğitim, iş yaşamına katacak dernekler de vardı:
• Kadınların eğitilmesi, mesleki eğitim verilmesi ya da istihdam olanağı sağlanması için kurulanlar: Osmanlı Kadınları Çalıştırma Cemiyeti Hayriyesi, Biçki Yurdu, Osmanlı Türk Kadınları Esirgeme Derneği.
• Kadınları bilgilendirme, bilinçlendirme dernekleri: Asri Kadın Cemiyeti, Cemiyet-i
Nisvan Heyet-i Edebiyesi, Teali-i Nisvan Cemiyeti Kırmızı-Beyaz Kulübü vb.
• Kadınların hak mücadelesini yürütenler: Osmanlı Müdafaa-ı Hukuk-u Nisvan Cemiyeti (Osmanlı Kadınının Hakkını Savunma Derneği).
• Savaşın yaralarının sarılması, yoksul muhtaç durumda olanlara yardım edilmesi için dernekler: Hilal-i Ahmer Cemiyeti Kadınlar Heyet-i Merkeziyesi.
• Ulusal sorunlarla ilgilenenler: Donanma Cemiyeti Hanımlar Şubesi.
• Osmanlı’daki çeşitli etnik grupların kurduğu, yukardaki amaçları gerçekleştirmeye çalışan kadın dernekleri: Azkaniver Hayuhyaç İngerutyan Derneği, Beyoğlu Rum Cemiyet-i Hayriye-i Nisvaniyesi, Türk ve Ermeni Kadınlar İttihat Cemiyet-i Hayriyesi, Kürt Kadınları Teal-i Nisvan Cemiyeti, Çerkes Kadınları Teavün Cemiyeti.
Doğru cevap D'dir.
15.Soru
Aile içindeki cinsiyete dayalı rol ayrımlaşmasının toplumsal bütünleşme açısından önemli işleve sahip olduğunu ileri süren araştırmacı var mıdır?
Alva Myrdal, |
Viola Klein, |
Harry Braverman, |
Talcott Parson, |
Slyvia Walby, |
Parson’a göre, aile içindeki cinsiyete dayalı rol ayrımlaşması toplumsal bütünleşme açısından önemli işlevlere sahiptir. Aile içinde kadın ve erkeğin rolleri mikro birim olarak ailenin ve makro bir yapı olarak toplumun devamlığını sağlamada önemli işlevlere sahiptir. Kadınlar çocukların doğumu, bakımı, beslenmesi ve diğer ev işlerinden sorumludur; erkekler ise evi geçindirmekle sorumlu bireylerdir. Bu roller ailenin devamlılığını ve toplumla bütünleşmesini sağlar; kadın ve erkeğin mesleki bir yarışa girmesi ailenin varlığını gerilime sokacaktır. Dolayısıyla bu kuramdan etkilenen çalışmalar, kadının üretim sürecine katılmasını aile üzerinde yaratacağı sorunlar temelinde ele alınmıştır.
16.Soru
Batı’da feminizmin gelişimini etkileyen tarihsel önkoşullar ne zaman ortaya çıkmaya başlamıştır?
17. yüzyıl |
18. yüzyıl |
19. yüzyıl |
20. yüzyıl |
21. yüzyıl |
Doğru cevap A'dır.
17.Soru
“Rasyonel birey piyasanın özgürlükçü ve rekabetçi koşulları altında kendi faydasına göre hareket etme serbestine sahiptir. Para kazanmak isteyen, faydasını çoğaltmak isteyen birey arz talep yasasına tabi piyasa koşullarında diğer bireyler gibi birçok fırsata sahiptir. Bu fırsatların değerlendirilmesi ise bireyin özgür iradesine, bilgi ve becerisine dayanır.” Açıklaması ücretli kadın emeğine yönelik kuramlardan hangisidir?
Feminist Kuramlar |
Marksist Kuramlar |
İnsan Sermayesi Kuramı |
Klasik Sosyolojik Kuramlar |
İkili İşgücü Piyasası Kuramı |
Klasik Sosyolojik Kuramlar: Meseleye kadınların ev içindeki rolleri açısından bakmışlar ve ev işlerinin nasıl düzenleneceğine yönelik sorulara cevaplar aramışlardır. İkili İşgücü Piyasası Kuramı: İkili işgücü piyasası kuramı, işçinin üretim sürecindeki koşullarını ve/veya işgücü piyasasındaki olumsuz koşullarını iki ayrı katman altında inceler. Marksist Kuramlar: Marksist kuramsal yaklaşımlar, ücretli kadın emeğinin üretim sürecindeki konumunu sermaye ilişkilerini merkeze alarak incelemişlerdir. Feminist Kuramlar: Feminist kuramlar ücretli kadın emeğini, -ana akım sosyoloji ve iktisat kuramlarının analiz dışı bıraktığı- toplumsal cinsiyet ve ataerkillik kavramlarını merkeze alarak çözümler. Feminist kuramlar arasında özellikle radikal ve sosyalist feminist kuram ücretli kadın emeğinin analizinde etkili olmuştur.
18.Soru
“Kadınların Özgürleşmesinin Ekonomi Politiği” makalesi ile eviçi kadın emeği tartışmalarını başlatan ilk kişi aşağıdakilerden hangisidir?
Margaret Benston |
Alva Myrdal |
Viola Klein |
Talcott Parson |
Harry Braverman |
Margaret Benston 1969 yıllında yazdığı “Kadınların Özgürleşmesinin Ekonomi Politiği” makalesi ile eviçi kadın emeği tartışmalarını başlatan ilk kişi olmuştur. Aslında bu çalışmalar temelde kapitalist toplumda kadınların ezilme nedenleri açıklama çabalarıdır.
19.Soru
1969 yılında yazdığı “Kadınların Özgürleşmesinin Ekonomi Politiği” makalesi ile eviçi kadın emeği tartışmalarını başlatan ilk kişi aşağıdakilerden hangisidir?
Heidi Hartmann |
Slyvia Walby |
Harry Braverman |
Margaret Benston |
Alva Myrdal |
Margaret Benston
20.Soru
Ataerkil toplumda menapoz'a girmek neden bir yetersizlik olarak görülmektedir?
Cinsel isteğin azalmasından dolayı |
Asıl işlevinin çocuk doğurmak olarak görülmesinden dolayı |
Mensturasyon dönemini yaşamadığı için bedeninin kadın özellikleri taşımamasından dolayı |
Vücudunun artık yaşlanmasından dolayı |
Kadın hastalıklarına yakalanma riskinin artmasından dolayı |
Menopoz süreci de mensturasyon ve doğum gibi kadın biyolojisinin doğal döngüsünün bir aşamasıdır. Ancak günümüzde bu süreç bir hormon yetersizliği ya da üreme organlarının işlev kaybı olarak tanımlanmakta, bu ifadelerden de anlaşıldığı gibi olumsuz bir süreç olarak görülmekte ve tedavi edilmeye çalışılmaktadır. Menopozun hastalık olarak, bir çeşit yetersizlik olarak görülmesinin iki temel nedeni olduğu söylenebilir. Bunlardan ilki kadınların asıl işlevinin çocuk doğurma olduğu iddiasına dayanan ataerkil bakış açısı, ikincisi ise ilaç endüstrisinin satışlarını artırma çabasıdır.Doğru cevap B'dir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ