Bu giderler aşağıdaki gibidir:
a. Menkul kıymet ihraç giderleri,
b. Kuruluş ve örgütlenme giderleri,
c. Genel kurul toplantıları için yapılan giderler ile birleşme, devir, bölünme, fesih ve tasfiye giderleri,
d. Sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde komandite ortağın kâr payı,
e. Katılım bankalarınca katılma hesabı karşılığında ödenen kâr payları,
f. Sigorta ve reasürans şirketlerince ayrılan teknik karşılıklar,
g. Muallak hasar ve tazminat karşılıkları,
h. Deprem hasar karşılıkları,
i. Kazanılmamış prim karşılıkları,
j. Hayat sigortalarında matematik karşılıklar,
k. Dengeleme karşılığı,
l. Ayrılan sigorta teknik karşılıklarının ertesi bilanço döneminde aynen kâra nakledilmesi,
m. Bağlı şirketlerde holding şirketin genel idare giderlerden alınan paylar

Türk vergi sisteminde servet üzerinden alınan vergiler motorlu taşıtlar vergisi, veraset ve intikal vergisi ve emlak vergisidir. Bu üç vergiden motorlu taşıtlar vergisi ve emlak vergisi isimlerinde de ifade edildiği üzere motorlu taşıt ve emlağa sahip olma sonucu alınmakta iken veraset ve intikal vergisi ise servetin intikalini vergilendirmektedir. Doğru cevap C'dir.

Motorlu taşıtlar vergisi ile ilgili olarak son yıllarda yaşanan gelişmelerden biri de bu vergiyi bir çevre vergisi olarak görme eğilimidir. Çevre vergileri çevre sorunları ile mücadele etmek ve çevrenin daha etkin bir şekilde korunmasını sağlamak amacıyla kullanılabilen iktisadi araçlar içinde önemli bir grubu oluşturmaktadır. Bu vergiler çevreyi kullanan ve kirletene bedelini ödetmeyi öngören bir mekanizmaya dayandırılmaktadır. Böylece çevre vergileri mali amacının yanı sıra ekolojik amaçlarda güden vergiler olmaktadır. Günümüzde de motorlu taşıt kullanımının yaygınlaşması, hava ve gürültü kirliliğinden başlayarak çok ciddi çevre sorunlarına yol açmaktadır. Bunun sonucunda da bazı ülkelerde motorlu taşıtlar vergisinin hesaplanmasında ölçüt olarak aracın çevreye verdiği zararın, tespitinde örneğin karbondioksit emisyon oranının kabul edildiğini görülmemektedir. Doğru Cevap B'dir.

Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanununun “Verginin Tarh Tebliğ ve Ödenmesi” başlıklı 9. maddesine göre “vergi, taşıtların kayıt ve tescilinin yapıldığı yerin vergi dairesi tarafından her yıl ocak ayının başında yıllık olarak tahakkuk ettirilmiş sayılır. Ancak yıl içinde Kanunun 10. ve 11. maddeleri gereğince vergi miktarlarında bir değişiklik olması halinde, bu değişikliğe göre ödenecek vergi; değişiklik takvim yılının ilk altı ayı içinde yapılmış ise takip eden son altı aylık dönemin başında, son altı ayında yapılmış ise takip eden takvim yılı başında tahakkuk ettirilmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. Yıllık olarak her yıl ocak ayında tahakkuk eden vergi iki eşit taksitte ocak ve temmuz aylarında ödenmektedir.

 Doru cevap D'dir.

6802 sayılı Kanun’un 33. maddesinde banka ve sigorta muameleleri vergisinin oranı %15 olarak belirlenmiştir.

Üniter gelir vergisinde, gerçek kişilerin çeşitli kaynaklardan elde ettiği gelirler
toplanmakta varsa zararların mahsubu yapıldıktan sonra bulunan safi tutara artan oranlı tarife uygulanmak suretiyle vergi borcu hesaplanmaktadır. Üniter gelir vergisi tek veya çift elemanlı olabilir. Çift elemanlı üniter gelir vergisinde, çeşitli kaynaklardan sağlanan kazanç ve iratlar toplamı önce tek oranlı bir tarifeye tabi tutulmakta, sonra geriye kalan miktarlar belli tutarları aşarsa artan oranlı tarife uygulanarak yeni bir vergi daha alınmaktadır. Buna birleşik gelir vergisi de denilmektedir. Ülkemizde tek elemanlı üniter gelir vergisi uygulanmakta, yani çeşitli kaynaklardan elde edilen gelirler toplanmakta, zararlar düşüldükten sonra kalan tutara artan oranlı vergi tarifesi uygulanmaktadır.

Ülkemizde Avrupa Birliği ile uyumlu olarak tüketim tipi vergi indirimi uygulanmaktadır.

I sayılı listede yer alan mallar için spesifik matrah ve vergi belirlenmiştir. Vergi listede sayılan petrol ürünlerinin kilogramı, litresi ve metreküpü üzerinden maktu tutarda alınmaktadır.

Katma değer vergisinin kapsamına giren işlemler 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun  1. maddesinde üç ana grupta sınıflandırılmıştır.
Bunlar;

• Ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler,
• Her türlü mal ve hizmet ithalatı,
• Diğer faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetlerdir.

Doğru cevap E'dir.

İlk olarak tarım ürünleri üzerinden alınan vergi olan aşar, 1925 yılında yürürlükten kaldırılmıştır.

Örfi vergiler
grubu içerisinde yer alan vergilere ise avarız vergileri, Gümrük vergileri, Ağnam vergisi, Ancemattin vergisi, Emlak vergisi (Emlak vergisi eksikliklerine rağmen Emlak vergisi Kanunu 1931 tarihli Arazi ve Bina Vergisi Kanun’a kadar yürürlükte kalmıştır), Musakkafat vergisi, Temettü vergisi, Bedel-i Asker, Bedel-i Nakdi, Bedel-i Tarik, Baş vergisi örnek verilebilir.

Türkiye’de motorlu taşıtlar vergisi ilk olarak 28 Şubat 1957 tarihinde kabul edilerek, 1 Mart 1957 tarihinde 6936 sayılı “Hususi Otomobil Vergisi
Kanunu” ile yürürlüğe girmiştir. Bu Kanun ile belediyelere veya trafik şube bürolarına kayıtlı veya tescil edilmiş bulunan hususi otomobiller ve kamyonetler vergi kapsamına alınmıştır.

Katma Değer Vergisi Kanunu’na göre nihai tüketiciye malı satan veya hizmeti ifa eden kişi kanuni mükelleftir. Kanuni mükellef nihai tüketiciden mal veya hizmet bedeliyle birlikte katma değer vergisini tahsil eder, mal veya hizmet alımlarında yüklendiği katma değer vergisini indirdikten sonra kalan vergiyi vergi dairesine öder.

Kurumlar Vergisi Kanunun’da belirtilen ortalama emsal oranları, Türkiye’de daimi veya arızi olarak çalışan bütün kurumlar için; kara taşımacılığında %12,deniz taşımacılığında %15, hava taşımacılığında %5 olarak belirlenmiştir. Doğru cevap C'dir.

Kurum kazancının tespitinde ilgili Kanunda yer alan bazı özel durumlara aşağıda yer verilmektedir:

*Zirai Faaliyette Bulunan Kurumlarda Kazanç Tespiti

*Yurt Dışı Faaliyetlerde Kazanç Tespiti

*Yıllara Yaygın İnşaat ve Onarım İşlerinde Kazanç Tespiti

*Yabancı Ulaştırma Kurumlarında Kurum Kazancı Tespiti

*Kontrol Edilen Yabancı Kurum Kazancının Kurum Kazancına Eklenmesi