Türkiye´de Demokrasi Ve Parlemento Tarihi Final 5. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
TBMM'nin açılmasında Mustafa Kemal'in yayınladığı genelgenin daha çok dini duygulara hitap eden ifadeler barındırmasının temel nedeni nedir?
Türk toplumunun dindar yapısı |
Halifeliğe bağlılık mesajının verilmek istenmesi |
Müslüman coğrafyasının desteğinin alınmak istenmesi |
Yeni meclisin dindar insanlardan kurulmuş olması |
Devletin resmi dininin İslam olması |
Nutuk’ta “... o günün hissiyat anlayışına ne derece uyulmak mecburiyetinde bulunulduğunu gösteren bir belge” olarak tanımlanan genelge, vatan ve din duygularına seslenen uhrevi bir anlatımla kaleme alınmıştı. Ancak öz olarak “milletin kendi iradesine kendisinin hakim olması için” girişilen köklü ve büyük bir siyasi değişimin devrimselliğine (dinamizmine) sahipti. Mustafa Kemal, tam bir islamcı içerik taşıyan bu bildirgeyi devrimci amaçla yayınlamıştı. Zira o, Türk toplumunun dinsel inançlara, geleneksel ve dinsel kurumlara ne kadar içten bağlı olduğunu biliyordu.
2.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Serbest Cumhuriyet Partisi'nin kapatılma kararının arkasındaki gerekçeler arasında gösterilemez?
Güdümlü bir parti olmadığını kanıtlamak istercesine etkili bir muhalefet yapmaları |
Cumhuriyet Halk Partisi’nin politikalarına sert eleştiriler getirmeleri |
Halktan da kendilerini hızla iktidara taşıyacak kadar olumlu yanıt bulmaları |
Devletçi bir politika izlemeleri |
Muhalefetin devrim karşıtlarına göz kırptığı izlenimi yaratması |
Yedi yıllık Cumhuriyet yönetiminde devrimin kök salamadığı, ülkenin ekonomik koşulları nedeni ile toplumsal hoşnutsuzluğun arttığı, buna karşın hükumetin benimsediği politikaların geniş halk kitlelerince benimsenmediği bir ortamda kurulan Serbest Cumhuriyet Partisi (SCP), yalnız yoksul halk kitlelerinin değil, devrime karşı çevrelerin de sığındığı saçak altı oldu. Fethi Bey’in ve partinin etkin isimlerinin SCP’nin güdümlü bir parti olmadığını kanıtlamak istercesine etkili bir muhalefet yapmaları, kısa süre önce içinden çıktıkları Cumhuriyet Halk Partisi’nin politikalarına sert eleştiriler getirmeleri ve halktan da kendilerini hızla iktidara taşıyacak kadar olumlu yanıt bulmaları Partinin sonunu getirdi. İktidarın; yönetme gücünü yitirme korkusu ile iktidar olma olgunluğundan yoksun davranması, muhalefetin sergilediği tavır ile devrim karşıtlarına göz kırptığı izlenimi yaratması Cumhuriyet rejiminin yara alacağı kaygısını doğurdu ve Türkiye’nin güdümlü de olsa başlayan çok partili demokrasisinin ikinci kez sonlanmasına neden oldu. Doğru cevap D'dir.
3.Soru
Mustafa Kemal Paşa'nın, 8 Nisan 1923’te yayınladığı “9 Umde/ilke”den oluşan bir beyannamenin ilk iki maddesinin içeriğinde vurgulanan nedir?
Halkçılık |
Osmanlıcılık |
Türkçülük |
Batıcılık |
Cumhuriyetçilik |
Türk tarihine “9 Umde” olarak geçen bu beyannamenin ilk ilkesinde; “Egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir. Halkın kendi kendisini idare etmesi esastır. Milletin gerçek ve tek mümessili Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi dışında hiçbir fert, hiçbir kuvvet ve hiçbir makam millet mukadderatına hakim olamaz” denilerek Cumhuriyetçilik vurgulandı. “Saltanatın kaldırılmasına ve milli egemenliğin asla bölünmez ve vazgeçilmez surette Türk milletinin gerçek ve tek mümessili olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin manevi şahsiyetinde toplanmış bulunduğuna dair 1 Kasım 1922 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oy birliği ile alınan karar hiçbir surette değiştirilemez prensiptir” denilerek cumhuriyet idaresi pekiştirildi.
4.Soru
12 Eylül 1980 tarihinde gerçekleştirilen askeri darbe sonunda bütün yasaklara ve sıkı denetimlere rağmen eski siyasi partilerin geleneğinden gelen siyasal oluşumların önüne tümüyle geçilemedi ve kısa zamanda siyasi parti kurma aşamasına geçildi. Adalet Partisi devamı olduğu gerekçesiyle Milli Güvenlik Konseyi kararı ile kapatılan parti aşağıdakilerden hangisidir?
Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) |
Anavatan Partisi (ANAP) |
Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) |
Halkçı Parti (HP) |
Büyük Türkiye Partisi (BTP) |
Bütün yasaklara ve sıkı denetimlere rağmen eski siyasi partilerin geleneğinden gelen siyasal oluşumların önüne tümüyle geçilemedi ve kısa zamanda siyasi parti kurma aşamasına geçildi. İlk aşamada 15 Mayıs 1982’de, 1980 sonrasının ilk siyasi partisi olarak Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) kuruldu. Bu partiyi Anavatan Partisi (ANAP), Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP), Halkçı Parti (HP) ve Refah Partisi (RP) gibi siyasi partiler takip etti. Bu arada aynı günlerde kurulan Büyük
Türkiye Partisi’nin, feshedilmiş bir partinin (Adalet Partisi) devamı olduğu gerekçesiyle Milli Güvenlik Konseyi kararı ile kapatılması, 12 Eylül yönetiminin 1980 öncesindeki siyaset anlayışının geri gelmesini önleme konusunda ne denli kararlı olunduğunu gösterdi. Bununla birlikte yeni partilerin kurulmasının önüne geçilemedi. Bu süreçte Büyük Türkiye Partisi’nin yerine kurulan Doğru Yol Partisi’nden başka, Yeni Düzen Partisi, Yeni Doğuş Partisi, Cumhuriyetçi Muhafazakâr Parti gibi partiler de kuruluş aşamalarını tamamladı.
5.Soru
Aşağıdakilerden hangisi 28 Şubat 1997’deki MGK kararlarından değildir?
Laiklik için yasaların uygulanması istendi, |
Tarikatlara bağlı okullar denetlenmeli ve MEB’e devredilmeli, |
8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli, Kuran kursları denetlenmeli, Tevhidi Tedrisat uygulanmalı, |
Tarikatlar kapatılmalı, irtica nedeniyle ordudan atılanları savunan ve orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medya kontrol altına alınmalı. |
İmam Hatip Liselerinin kapatılması istendi |
Etkilerini halen sürdüren ve üzerindeki tartışmalar devam eden bu toplantıda,
Atatürk ilke ve İnkılaplarının kararlılıkla uygulanmasına karar verildi ve şu bildiri yayınlandı:
- Milli Güvenlik Kurulu; 28 Şubat 1997 günü Cumhurbaşkanı başkanlığında Başbakan, Genelkurmay Başkanı, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, Milli Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı, Kuvvet Komutanları, Jandarma Genel Komutanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterinin iştirakleri ile Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde aylık olağan toplantısını yapmıştır.
- Kurulun bu toplantısında; bölücü terörle mücadelede şimdiye kadar alınan tedbirler ve elde edilen sonuçların genel bir değerlendirmesi yapılmış, bu mücadelenin devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne gönülden inanmış, bu inancı sonsuza dek sürdürmeye azimli halkımızın, basınımızın, devletin bütün kurum ve kuruluşları ve milli iradenin sembolü olan yüce parlamentonun destekleriyle çok olumlu bir noktaya ulaştığı müşahede edilmiştir.
- Elde edilen bu sonuçların bundan sonra halkımızın huzur ve güvenliğine, ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal yaşamına olumlu yansıması için bu konuda alınacak tedbirlerin bir plan dâhilinde süratle yürürlüğe konulması gerektiği hususunda görüş birliğine varılmıştır.
- Alınacak olan bu tedbirlerin güvenlik içinde gerçekleştirilmesi bakımından halen 9 ilde devam etmekte olan Olağanüstü Hal Uygulamasının 30 Mart 1997 tarihinden itibaren 4 ay daha uzatılması uygun bulunmuş ve bu görüsün Bakanlar Kuruluna bildirilmesine karar verilmiştir.
- Toplantıda, Kıbrıs Sorunu ve Yunanistan’la ilişkilerle ilgili durum değerlendirilmesi yapılmış, bu konuda Türkiye’nin ve KKTC’nin hak ve menfaatlerini korumayı amaçlayan siyasi, ekonomik ve askeri tedbirler uygun bulunarak, Bakanlar Kuruluna bildirilmesine karar verilmiştir.
- Toplantıda, bilhassa, Anayasa ile Atatürk milliyetçiliğine bağlı demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olarak belirlenen Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı, çağdışı bir kisve altında zemin oluşturmaya yönelik rejim aleyhtarı faaliyetler de gözden geçirilmiş,
- Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını, Atatürk İlke ve İnkılâpları doğrultusunda çağdaş medeniyet yolunda, demokratik sistem içerisinde ilerlemesini teminat altına alan Anayasa ve Cumhuriyet yasalarının uygulanmasından asla taviz verilmemesi gerektiği,
- Anayasanın tanımladığı Cumhuriyetin demokratik, laik ve sosyal hukuk devlet ilkelerinin sağlıklı bir şekilde düzenlenmesine imkân sağlayacak güvenliğin, huzur ve toplumsal barışın önem ve öncelik taşıdığı,
- Cumhuriyet ve rejim aleyhtarı yıkıcı ve bölücü grupların laik ve anti laik ayrımı ile demokratik ve sosyal hukuk devletini güçsüzleştirmeye yeltendikleri,
- Türkiye’de laikliğin sadece rejimin değil, aynı zamanda demokrasinin ve toplum huzurunun teminatı ve yasam tarzı olduğu,
- Devletin yapısal özünü oluşturan sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleri anlayışından vazgeçilmeyeceği, yasalarla belirlenmiş kuralların göz ardı edilerek yapılan çağdışı uygulamaların da hukukun üstünlüğü ilkesiyle bağdaşmayacağı,
- Türkiye’nin 1997 yılı içinde, AB’ye tam üye olacak ülkeler listesine girmeyi öncelikli bir hedef olarak sürdürdüğü böyle bir dönemde resmi ve sivil kurum ve kuruluşların bu sürece katkıda bulunmasının gerekli olduğu, bu sebeple; demokrasimiz hakkında kuşkulara yol açacak, Türkiye’nin yurt dışındaki imajının ve itibarını zedeleyecek, her türlü spekülasyona son vermek gerektiği, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokratik, insan haklarına saygılı, sosyal bir hukuk devleti olduğu yönündeki temel ilkelerin Anayasamızın ve devletimizin teminatı altında olduğu, rejimin; kendisine ve geleceğine yönelik tartışmaların içinde bulunduğumuz ortamda Türkiye’ye yarardan çok zarar verdiği,
- Açıklanan bu esaslar aksine davranışların toplumumuzda huzur ve güveni bozarak yeni gerginliklere ve yaptırımlara neden olacağı değerlendirilmiş, Bu konularda alınacak ve alınması gereken tedbirler uygun bulunarak bu tedbirlerin Bakanlar Kuruluna bildirilmesine karar verilmiştir.
6.Soru
20 Ekim 1991 tarihinde yapılan genel seçimlerde parlamentoya girmeyi başaran siyasi partilerin aldıkları oy oranına göre çoktan aza doğru sıralanışı aşağıdakilerden hangisidir?
DSP-ANAP-DYP-SHP-RP |
DYP-ANAP-RP-SHP-DSP |
DYP-ANAP-SHP-DSP-RP |
DYP-SHP-ANAP-RP-DSP |
DYP-ANAP-SHP-RP-DSP |
20 Ekim 1991 tarihinde yapılan genel seçimlerde beş siyasal parti yüzde onluk barajı aşarak Parlamentoya girmeyi başardı. DYP’nin %27.03 oy oranıyla 178 milletvekili, ANAP’ın %24.01 oy oranıyla 115 milletvekili, SHP’nin ise %20.75 oy oranı ile 88 milletvekili çıkardığı seçimlerde, Necmettin Erbakan’ın genel başkanı olduğu RP%16.88 oy oranı ile 62 milletvekili, Bülent Ecevit’in Genel Başkan olmasıyla yükselişe geçen DSP ise %10.75’lik oy oranıyla 7 milletvekili ile TBMM’de temsil hakkı elde ettiler.
7.Soru
Aşağıdakilerden hangisi 1960 darbesinden sonra ilk genel seçimlere katılmak üzere kurulan partilerden değildir?
Demokrat Parti |
Güven Partisi |
Yeni Türkiye Partisi |
Cumhuriyetçi Parti |
Millete Hizmet Partisi |
Kurucu Meclis çalışmaya başladıktan sonra Milli Birlik Komitesi kimlerin seçimlere katılabileceğini açıkladı. İlk genel seçimlere katılmak isteyen siyasal partilerin 13 Şubat 1961’e kadar kuruluş işlemlerini tamamlamış olması gerekiyordu. Bu açıklama yeni siyasi partilerin arka arkaya kurulmasını sağladı. Sosyalist Parti, Mutedil Liberal Parti bunlar arasındaydı. Arkasından Adalet Partisi, Çalışma Partisi, Cumhuriyetçi Mesleki Islahat Partisi, Memleketçi Serbest Parti ilk kurulan partiler oldu. Seçime katılmak için son gün olan 13 Şubat’ta ise yedi parti daha kuruldu. Bunlar Yeni Türkiye Partisi, Türkiye İşçi Partisi, Güven Partisi, Musavat Partisi, Millete Hizmet Partisi, Muhafazakâr Parti ve Cumhuriyetçi Parti idi.Doğru cevap A'dır.
8.Soru
2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP'li Abdullah Gül'ün adaylığı üzerinden ortaya çıkan tartışmalar neticesinde erken seçim kararı alınmasına aşağıdakilerden hangisi en fazla etkili olmuştur?
Ekonomik kriz |
E-muhtıra |
Parti içi ayrılıklar |
Uluslararası müdahale |
Anayasa Mahkemesi kararı |
İki partinin bulunduğu 22. Dönem TBMM’nin siyasal gündeminde yer alan önemli konulardan biri 2007 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimleri oldu. Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından aday gösterilen Kayseri Milletvekili Abdullah Gül üzerinde bir uzlaşma sağlanamadı ve sorunu aşmak için erken genel seçim kararı alındı. Erken seçim kararı alınmasında, Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak 24 Nisan 2007 tarihinde Genel Kurmay Başkanlığının resmi internet sitesinde yayınlanan ve e-muhtıra olarak adlandırılan bildirinin büyük etkisi oldu. Bu gelişme üzerine, söz konusu bildiriyi kendi iktidarına karşı bir metin olarak değerlendiren Adalet ve Kalkınma Partisi, Meclisten erken seçim kararı çıkardı ve Cumhurbaşkanı seçimini yeni Meclis’e bırakma yolunu seçti.
9.Soru
1973 seçimlerinden sonra 1974'te kurulan hükumet, hangi partilerden oluşuyordu?
Adalet Partisi-Milliyetçi Hareket Partisi |
Cumhuriyet Halk Partisi-Milliyetçi Hareket Partisi |
Cumhuriyet Halk Partisi-Milli Selamet Partisi |
Adalet Partisi-Milli Selamet Partisi |
Cumhuriyet Halk Partisi-Adalet Partisi |
1973 seçimlerinden sonra 1974'te kurulan hükumette, "Cumhuriyet Halk Partisi ve Milli Selamet Partisi" yer almıştır.
10.Soru
DP, izleyeceği otoriter eğilimin ilk işaretlerini gösterdiği, 1954 seçimleri sonrası ilçe haline getirdiği ve böldüğü iller aşağıdakilerden hangisidir?
Kırşehir ve Malatya |
Bayburt ve Ankara |
Hatay ve Çorum |
Adana ve Giresun |
Çankırı ve Nevşehir |
DP, izleyeceği otoriter eğilimin ilk işaretlerini 1954 seçimlerini kaybettiği iki vilayeti cezalandırarak gösterdi. Cumhuriyetçi Millet Partisi’nin seçim kazandığı Kırşehir ili ilçe haline getirilirken, CHP’nin seçim kazandığı Malatya, Malatya ve Adıyaman olarak ikiye bölündü. Muhalefete gözdağı veren bu uygulamayı bürokrasiye karşı yapılan büyük operasyonlar izledi.
11.Soru
27 Mayıs 1960’tan sonra Türkiye işçi eylemleri ile tanışmıştır.
Buna göre Türkiye'deki ilk işçi eylemi nasıl olmuştur?
Zonguldak’taki kömür işçilerinin greve gitmesi ile |
İstanbul’da Kavel fabrikasındaki işçilerin greve gitmesi nedeni ile |
İzmir’deki Kula Yün Mensucat Fabrikası’nda 64 gün devam edecek grevin başlaması ile |
İş Sendikası’nın tüm belediyelerde örgütlenmesinin ardından Çorum Belediyesi’nde çalışan temizlik işçilerinin yürüyüşü ile |
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu yani DİSK'in kurulması ile |
27 Mayıs 1960’tan sonra Türkiye işçi eylemleri ile tanışmıştır. İlk işçi eylemi 1962 yılında İstanbul’da Kavel fabrikasındaki işçilerin greve gitmesi nedeni ile olmuştu. Grev başladığında henüz işçilere özgür sendika kurma, toplu sözleşme ve grev hakkı veren yasalar çıkmamıştı. İşçiler, 1961 Anayasası’nın verdiği haklara dayanmıştı. Hükümet, anayasal haklarını kullanan ve haklı isteklerde bulunan işçilere karşı hoşgörülü davranmış, bu nedenle grev olaysız sonlanmıştı.
12.Soru
Ordunun askeri müdahale yapabileceği ilk kez hangi olayla belirmiştir?
555K toplantıları |
9 Subay hadisesi |
6-7 Eylül olayları |
Menderes'in grup toplantısında milletvekillerine yönelik Hilafet söylemleri |
İstanbul Üniversitesindeki öğrenci protestoları |
Kamuoyu tarafından ordunun askeri müdahale yapabileceği ihtimali ilk kez 1958 yılının ilk günlerinde yaşanan 9 Subay Hadisesi’yle belirdi. Binbaşı Samet Kuşçu, 9 subayın ismini vererek hükümeti değiştirmeye yönelik askeri bir darbe yapılacağı ihbarında bulundu. Kuşçu’nun ihbar ettiği bu subaylar hükümete karşı darbeye teşebbüsten tutuklanarak Askeri Mahkeme’de yargılandılar.
13.Soru
17 nisan 1993 tarihinde Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ani ölümüyle 16 Mayıs'ta TBMM'de bir oylama yapılmış ve Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı olmuştur. Demirel'in Cumhurbaşkanı olduktan sonra yeni hükümeti kurmakla görevlendirdiği isim aşağıdakilerden hangisidir?
Alparslan Türkeş |
Erdal İnönü |
Tansu Çiller |
Deniz Baykal |
Necmettin Erbakan |
17 Nisan 1993 tarihinde Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ani ölümü, siyasetin zirvesinde ciddi bir dalgalanmaya ve taşların yerinden oynamasına neden oldu. 16 Mayıs’ta TBMM’de yapılan oylamada yeterli oy çoğunluğuna ulaşan Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı seçildi ve yeni bir dönem başladı. Doğru Yol Partisi Genel Başkanlığına seçilen İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Süleyman Demirel tarafından yeni hükümeti kurmakla görevlendirildi ve bir kez daha DYP ile SHP arasında bir koalisyon hükümeti kuruldu. Tansu Çiller, Cumhuriyet tarihinin ilk kadın başbakanı olarak tarihe geçti.
14.Soru
DP'nin iktidarda kaldığı sürece ilişkin yukarıdaki değerlendirmelerden hangisi yanlıştır?
1954 seçimlerinden sonra DP'de bir otoriterleşme eğilimi oluştu. |
DP, 1957 seçimlerinde büyük oy kaybı yaşadı. |
DP, 1957 seçimlerinde cumhuriyet tarihinin en yüksek oy oranına ulaştı. |
1957'den itibaren ülkede bir kutuplaşma süreci yaşandı. |
DP, iktidarda kaldığı tüm süre boyunca tüm muhalefet partileri ile ılımlı ilişkiler geliştirdi. |
1950-1960 DP iktidarı döneminde, pek çok muhalefet partisi faaliyet gösterdi. Bunlar; Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Millet Partisi (MP), Köylü Partisi (KP), Cumhuriyetçi Millet Partisi (CMP) ve Hürriyet Partisi’ydi. DP, bu partilerden CHP dışında kalanları muhatap alarak iletişim bile kurmadı. Zira DP yöneticileri, CHP dışında kalan partilerin tamamının bir şekilde DP’den ayrılan kişilerce
kurulmuş olmasını hoş görmedi. Doğru cevap E'dir.
15.Soru
8 Temmuz 1993’te yapılan anayasa değişikliğiyle radyo ve televizyon yayıncılığında gerçekleşen düzenleme hangi ilgili maddeye göre yapılmıştır?
131 |
132 |
133 |
134 |
135 |
1982 Anayasası’nda bazı değişikliklere gidildi. 8 Temmuz 1993’te yapılan değişiklikle radyo ve televizyon yayıncılığıyla ilgili 133. madde yeniden düzenlendi. Böylece, radyo ve televizyon istasyonları kurmak ve işletmek, yasal düzenlemelerle oluşturulacak şartlar çerçevesinde serbest hale getirildi.
16.Soru
Demokrat parti kaç tarihinde kapatılmıştır?
18 Temmuz 1945 |
30 Eylül 1950 |
7 Mayıs 1953 |
29 Eylül 1960 |
27 Mayıs 1961 |
29 Eylül 1960’da da esas amacından ayrıldığı, dini siyasete alet ettiği, bir grup vatandaşı diğer gruba düşman ettiği, vatandaşlar arasında eşitlik haklarını ihlal ettiği, parti ileri gelenleri tarafından Anayasanın ihlaline yol açıldığı, seçmenlerine karşı güven bırakmadığı, parti teşkilatına hesap vermekten korkup değişik tarihlerdeki genel kongrelerin yapılmasına engel olduğu ve sosyal bir parti olma özelliğini kaybettiği gerekçeleriyle Demokrat Parti kapatılmıştır.
17.Soru
"Cumhuriyet Halk Partisi’nin “ana vasıfları” olan 6 ilke (cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, laik ve devrimci), 1937 yılında Anayasaya alınarak devletin nitelikleri haline getirilmiştir". Bu ilkelerin Anayasaya taşınması fikrini tartışmaya açan devlet adamı aşağıdakilerden hangisidir?
Mustafa Kemal Atatürk |
İsmet İnönü |
Calal Bayar |
Sükrü Saraçoğlu |
Kazım Karabekir |
CHP’nin “ana vasıfları” olan 6 ilke, 1937 yılında Anayasaya alınarak devletin nitelikleri haline getirilmiştir. Anayasada değişiklik önerisi İsmet İnönü ve 153 arkadaşından gelmiştir. Gerekçede, Anayasa’nın “Türkiye Devletinin bir Cumhuriyet olduğu yazılı olup bununla yalnız Devletin şekli beyan edilmiş olmasıdır. Yeni devletin ilkelerinin; tarihin gerçeklerinden, çekilen sıkıntılardan ve yaşamın gündelik zorunluluklarından çıkarıldığı ve devrimci bir ruhla benimsendiği vurgulanmıştır. Aynı gün, 5 Şubat 1937’de, oylamaya katılan 321 milletvekilinin oy birliği ile Türkiye Devleti’nin cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, laik ve devrimci olduğu saptanmıştır. Doğru cevap B'dir.
18.Soru
Aşağıdakilerden hangisi 1982 Anayasası'nda 29 Ekim 2005 tarihinde yapılan değişikliklerden biridir?
Milletvekili seçiminin 5 yıl değil 4 yılda bir yapılması öngörülmüştür. |
TBMM’nin, seçimler dâhil yapacağı tüm işlerde, üye tamsayısının 3’te 1’i (184) ile toplanması kurala bağlanmıştır. |
Meclis’in, Anayasada başkaca bir hüküm yoksa toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar vermesi, ancak karar yeter sayısının hiçbir şekilde üye tamsayısının 4’te 1’inin bir fazlasından az olamayacağı hükmü getirilmiştir. |
Cumhurbaşkanının 5+5 yıllık görev süresiyle, halk tarafından seçilmesi kuralı getirilmiştir. |
Bütçenin hazırlanması, uygulanması ve kontrolüne ilişkin süreç yeniden düzenlenmiştir. |
1982 Anayasası’nda 29 Ekim 2005 tarihinde yapılan değişiklikle 130, 160, 161, 162. ve 163. maddelerde değişikliğe gidildi. Sayıştay’ın denetim kapsamı genişletildi. Yine bütçenin hazırlanması, uygulanması ve kontrolüne ilişkin süreç yeniden düzenlendi. Bu arada Anayasanın 162. maddesindeki “genel ve katma bütçe tasarıları” ibaresi “merkezi yönetim bütçe tasarısı” şeklinde değiştirildi.
19.Soru
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne ilk kez bir sosyalist partinin girmesiyle sonuçlanan seçim aşağıdaki tarihlerden hangisinde gerçekleşmiştir?
1955 |
1960 |
1965 |
1970 |
1975 |
Siyasi partilerin seçime katılabilmeleri için 25 seçim çevresinde örgütlenmiş
olmaları ve ilin çıkaracağı milletvekili sayısı kadar aday göstermeleri gerekiyordu. Seçim çevresinde değerlendirilemeyen artık oyların bir milli seçim çevresinde
birleştirilerek partiler arasında dağılmasını öngören ve adına milli bakiye sistemi
denilen bir sistem benimsenmişti. Bu yolla 1965 seçimlerinde ilk kez bir sosyalist
parti, Türkiye İşçi Partisi (TİP) parlamentoya girecekti.
20.Soru
1955’de Demokrat Parti’den ayrılan milletvekillerinin kurduğu parti aşağıdakilerden hangisidir?
Milli Kalkınma Partisi |
Millet Partisi |
Hürriyet Partisi |
Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi |
Köylü Partisi |
Adnan Menderes Hükümeti için 1955 yılı oldukça zor bir yıl oldu. 1954 seçimleriyle Meclis’teki gücü oldukça zayıf olan muhalefet partilerinin, hükümeti denetleme görevini DP Meclis Grubu üstlendi. Parti içi taleplerin dikkate alınmaması ise partideki huzursuzluğu artırdı. 15 Ekim 1955’de on milletvekili DP’den istifa etti. Bu milletvekilleriyle birlikte hareket eden dokuz milletvekili de DP Haysiyet Divanı tarafından partiden uzaklaştırıldı. Böylece DP bir kez daha parçalandı ve Hürriyet Partisi kuruldu.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ