Bireyleri ve toplumu bilgilendirme, kültürün nesilden nesle aktarılmasını sağlama, toplumu bir araya getirme, eğitime ve gelişime katkıda bulunma iletişimin toplumsal işlevlerindendir.

Macar basınında Macarların diğer Doğu Avrupa ülkelerine göre daha hızlı ve cesur oldukları söylenmektedir. Tabloid basının tüm dünyada revaçta olması Macar basın sektörünü de kısa ve özlü yazılar yazmaya sevk etmiştir. Macar gazetelerinin bir başka özelliği de değişik siyasi görüşlerin savunuculuğunu yapmamalarıdır. Bir başka deyişle, Macarlar daha az politize olmuş bir

basını tercih etmektedir. Bunun başka bir göstergesi de parti gazetelerinin satışlarında görülen düşük rakamlardır. Macar okuru partizan yazılar yazmayan, spor ve aktüaliteye yer veren Kurir ve reform gazetelerine daha sıcak bakmaktadır. Macaristan’da ilk gazetecilik ve iletişim eğitimi verilen okul da 1986 yılında açılmıştır.

Özgürlükçü Basın Kuramı tanımlaması altında yer alan bu yeni düşünce sistemi, insanların rasyonel varlıklar olduğunu varsayarak doğruyu, yanlışı, iyiyi ve kötü olanı ayırt edebilecekleri fikrinden yola çıkmaktadır.

Toplumdaki tüm alt-sistemler çift yönlü enformasyon akışına sahip olabildiklerinden dolayı, günümüz toplumlarında çözülmemiş birçok sorunun çözümüne katkıda bulunmuşlardır. Bu nedenle McLuhan’ın, kuramından dolayı bir iyimserlik düşüncesi içinde olduğu söylenebilir. Diğer seçenekler kendi içinde doğru olmakla birlikte, doğrudan alt-sistemlerle bağlantılı değildir.

İletişim üzerine yapılan araştırmalar içerisinde, getirdiği teknolojik bakış açısı nedeniyle, Kanadalı bir iletişim kuramcısı olan Marshall McLuhan’ın düşünceleri büyük bir önem taşımaktadır.McLuhan’ın teknoloji üzerine görüşlerinin temelinde “Teknolojik Belirleyicilik” olarak adlandırılan söylem yatmaktadır. İletişim kuramı olarak teknolojik belirleyiciliğe Marshall McLuhan’ın şekil verdiği söylenebilir.

Çözüm: Kanadalı iletişim kuramcısı Marshal McLuhan, görsel dünyayı renksiz ve soğuk olarak nitelendirirken işitsel dünyayı sıcak ve uyumlu olarak tanımlar? Sıcak ve uyumlu bu dünya yenilik, değişim ve eleştiriye kapalı, gelenekselci toplumlar yaratır. Doğru cevap D’dir.

Kültürler arası iletişim farklı kültür ve alt kültüre mensup bireylerin birbirleri ile kurdukları iletişimdir.

1981 yılında çıkarılan bir yasayla basında tekelleşmeleri önleyecek tedbirler alınması gerektiğine dair bir madde eklenmiştir. Gazete fiyatının başta hükümet tarafından belirlendiği İtalya’da 1988 yılında fiyat belirleme serbest bırakılmıştır.

Macar basınında macarların diğer Doğu Avrupa ülkelerine göre daha hızlı ve cesur oldukları söylenmektedir. Tabloid basının tüm dünyada revaçta olması Macar basın sektörünü de kısa ve özlü yazılar yazmaya sevketmiştir. Macar gazetelerinin bir başka özelliği de değişik siyasi görüşlerin savunuculuğunu yapmamalarıdır. Bir başka deyişle, Macarlar daha az politize olmuş bir basını tercih etmektedir.Bunun başka bir göstergesi de parti gazetelerinin satışlarında görülen düşük rakamlardır. Macar okuru partizan yazılar yazmayan, spor ve aktüaliteye yer veren Kurir ve reform gazetelerine daha sıcak bakmaktadır.

Yazı ilk olarak Mezopotamya bölgesinde, birbiriyle ticaret yapan toplulukların ihtiyaçları nedeniyle icat edilmiştir. Tarihte ilk yazının Sümerler tarafından bulunduğu kabul edilir.

Fred. S. Siebert, Theodore Peterson ve Wilbur Schramm’ın ortak çalışması olan Basının Dört Kuramı (Four Theories of the Press) isimli kitapta farklı medya yapılarının farklı ülkelerdeki siyasi yaklaşımlar çerçevesinde nasıl şekillendiği açıklanmaktadır. Bu kitapta Siebert, Peterson ve Schramm, medya sistemlerini dört farklı başlık altında incelemişlerdir: (1) Sovyet Medya Kuramı, (2) Baskıcı Kuram, (3) Özgür Basın Kuramı ve (4)Sosyal Sorumluluk Kuramı. Erişilebilirlik kuramı bu kavramlar arasında yer almamaktadır.

Yazı bulunmadan önceki dönemlerde işitme insanların en önemli duyusuydu,

Toplumda potansiyel fırsatların oluşmasına olanak tanıyan kuram, tam tersine Zayıf Teknolojik Belirleyicilik kuramıdır. Güçlü Teknolojik Belirleyicilik kuramının en çok eleştirilen yanı istisnalara yer vermemesidir. Her iki kuram da iletişim teknolojilerini konu eder. Güçlü Teknolojik Belirleyicilik kuramı, teknolojik gelişme karşısında toplumun değişmesinin kaçınılmaz olduğunu savunur. Araştırmacılar arasında ise daha dar bir alanda kabul görür.

Sosyal Sorumluluk Kuramı aşağıdaki önermelere dayanmaktadır (McQuail, 1994:127- 127):

• Medya demokratik siyasal ilkeleri desteklemelidir.

• Medya farklı görüş açılarının bir araya gelebileceği bir platform oluşturmakla yükümlüdür.

• Medyanın topluma karşı sorumluluğu kapsamında bağımsızlığı arttırılmalıdır.

• Medya belirli standartları karşılamalıdır.

Kişilerarası iletişim, bireylerin karşılıklı olarak bilgi, duygu, düşünce ve yaşam biçimlerini paylaştıkları sürece verilen addır. Kişilerarası iletişim, iletişimden farklı olarak karşılıklı ilişki, diğer bir ifade ile etkileşimi içermektedir.

Kitle iletişim sürecinde hedef kitleyi toplumun değişik kesimlerinden gelen, farklı özelliklee sahip bireyler oluşturur. Kaynak, hedef kitlede yer alan bireyleri çoğunlukla tanımaz. Kitle iletişim esnasında kurulan iletişim çoğunlukla tek yönlüdür. Hedef kitlenin anında yanıt vermesi olasılığı dışlanmaktadır. Bu nedenle kaynak ve alıcı arasında bir kutuplaşma söz konusudur. Doğru cevap B’dir.

Platon Fedro adlı eserinde yazının insanların düşüncelerini değiştireceğini, bu değişikliğin belleği dışlayıp ikincil kılacağını ve bunun onarılmaz
biçimde zararlı bir değişime yol açacağını savunmuştur.

Şiir sözlü kültürde fikirlerin aktarılması için önemli bir araçtır. Matbaanın keşfinin şiirin önem kazanmasına bir etkisi olmamıştır.

Kişilerarası iletişim çoğunlukla kendiliğinden gerçeleşir. Diğer şıklardaki özellikler kitle iletişime aittir.