XIX. Yüzyıl Türk Edebiyatı Ara 7. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Türk Teceddüt Edebiyatı Tarihi adlı eser aşağıdakileren hangisine aittir?
Abdülhak Hamid. |
Mehmed Lebib. |
İsmail Habib. |
Osman Şems. |
Namık Kemal. |
İsmail Habib. Cevap C'dir.
2.Soru
Aşağıdaki Encümen'i Şuara müdavimlerinden hangisi klasik çizgiden pek ayrılmayıp hep eskinin savunucusu olarak tanınmış şairdir?
Arif Hikmet |
Kazım Paşa |
Muallim Naci |
Namık Kemal |
Şinasi Bey |
3.Soru
Aşağıdakilerden hangisi tiyatro temsillerini izleyen padişahtır?
III. Selim |
Yavuz Sultan Selim |
Kanuni Sultan Süleyman |
IV.Murat |
Fatih Sultan Mehmet |
III. Selim, tiyatro, opera eserlerini izler ve org da dinlerdi
4.Soru
Encümen şairlerinin mazmun anlayışları ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
Gelenekli mazmunlar şiirin bir değeri olarak korunmalıdır.
|
Mazmunun görsel değeri öne çıkarılmalıdır.
|
Çağa uygun mazmunlar bulunmalıdır.
|
Eski mazmunların resmini yapmaya kalksanız, birer karikatüre dönüşürler.
|
Mazmun, bir koldan imgeye diğer koldan simgeye bölünmektedir.
|
5.Soru
Edebiyatımızda batılılaşma gayretlerine paralel olarak doğan ve kimileri gelenekli kutupta toplanan kimileri de bir Doğu-Batı sentezinden yana olan edebiyatçılara verilen ad aşağıdakilerden hangisidir?
Mutavassıtîn |
Encümen-i Şuara |
Yazarlar Atölyesi |
Şairler Birliği |
Yazarlara Mahsus |
Edebiyatımızda batılılaşma gayretlerine paralel olarak doğan ve kimileri gelenekli kutupta toplanan kimileri de bir Doğu-Batı sentezinden yana olan edebiyatçılara Mutavassıtîn adı verilir.
6.Soru
Aşağıdakilerden hangisi XIX. yy Encümen-i Şuara’sının geçmişteki encümenlerden kalan özelliklerinden biridir?
Encümen-i şuaralarda ekâbir huzurunda ve rakip şairler karşısında kendini göstermeye çalışan sanatkâr tipi ortadan kalkmıştır |
Edebî münakaşaların ve eleştirilerin yapıldığı yerler nüfuzlu kişilerin veya kalemi güçlü edebiyatçıların meclisleri, kahvehaneler, meyhanelerdir. |
Ev sahibi ve onun misafirleriyle ilişkisini dostane sohbetlerden çok, politik yakınlaşmalar almıştır.
|
Osmanlı aydınlarının rical-i devlet(=bürokrat) kanadı aydın şairle bütünleşmeye başlamıştır.
|
Yeni hami ve şair arasındaki ilişki nedim-dost ilişkisine dönüşmüştür. |
7.Soru
Aşağıda verilen Batılı edebi türlerden hangisi Türk topraklarındaki büyük gelenekle boğuşmak durumunda kalmış ve başka bir hâle dönüşmek suretiyle varlığını devam ettirebilmiştir?
Tiyatro |
Şiir |
Roman |
Hikâye |
Nesir |
Osmanlının klasik edebiyatı ağırlıklı olarak manzumdur. Nazım -adının da ifade ettiği gibi- kendi nizam ve intizamı içinde mevcuttur. Bu nizam, uzun asırlar içinde yavaş yavaş oluşup kesinleştiği için, yenilik isteğiyle taşlarını yerinden oynatmak isteyenlere direnir. Nesir ise hep biraz kenarda kalmış, bilhassa edebî nesrin gelişimi ihmale uğramıştır. Bundan dolayıdır ki Batılı nesrin klasik Türk edebiyatına girmesi şiirden çok daha kolay olmuştur. Roman, hikâye, tiyatro gibi Türk edebî geleneğinde birebir karşılığı bulunmayan türler, Osmanlı topraklarına kendi kültürleriyle ve kurallarıyla girebilmiştir. Oysa Batılı şiir, Türk topraklarındaki büyük gelenekle boğuşmak ve çoklukla mağlup olmak veya yerlileşip başka bir hâle dönüşmek suretiyle yaşayabilecektir.
8.Soru
Seçeneklerden hangisi Encümen-i Şuaranın dağılması sonrasında bıraktığı etkilerden biridir?
Modern ve değişime açık bir poetikayı savunan şairlerin yetişmesine olanak sağlamıştır. |
Şiirin daha tutucu ve içine kapanık bir hale gelmesine neden olmuştur. |
Yetişen yeni şairlerin kendilerini daha çok çatışmacı bir ortam içinde bulmalarına neden olmuştur. |
Şairler kendilerini zamana meydan okuyan şiirler yazmakla kanıtlayacaklarını düşünmeye başlamışlardır. |
Şiirin statü sahibi insanlara has bir edebi tür olduğu inancının yayılmasına neden olmuşlardır. |
Encümen-i Şuara, şiirdeki değişmenin önemli bir ara merhalesi olarak ortaya çıkmış ve görevini tamamladıktan sonra da silinip gitmiştir; lakin ardında önemli bir yol açmış olarak… Encümenin dağılması, ona dâhil olan şairlerin de ortadan kalkması demek değildir. Şairler, yeni şiirin şartlarına ve imkânlarına göre kendi edebî tercihlerini değiştirmek ve geliştirmek suretiyle varlıklarını sürdürmek zorundadırlar. Zamana direnen bir şiir yazmak isteyen şair, zamana direnmekten vazgeçmek zorundadır. Kemikleşmiş tercihlerinden
vazgeçemeyenler veya vazgeçmekten yana olmayanlar adları anılmayarak, anıldığında da olumsuz eleştiriler vesilesiyle anılarak yavaş yavaş unutulurlar.
Encümenin asli rüknü, beyin takımı olan şairler ?genel kanaatin aksine? gelenekli poetikayı sürdürecek şairlerin değil de modern ve değişime açık bir poetikayı savunan şairlerin yetişmesine hizmet eder, onları desteklerler. Eğer Kemal’in modern şiir adına önemli bir isim olduğu fikri yaygınsa, böyle bir ismin yetişmesinde Galip ve Ârif Hikmet’in payı da akıldan çıkarılmamalı;
en azından, gözardı edilmemelidir. Galip’in Tuna Vilayeti’nde iken Ahmet Midhat’a gönüllü şiir öğretmenliği yaptığı da burada hatırlanmalı.
9.Soru
“Encümen-i şuara" ne anlama gelmektedir ?
Divan-ı Hümayun |
Dönemin en iyi okulları |
Evlendirme dairesi |
Bakanlık |
Padişah sarayında veya vilayetlerdeki şehzadelerin saraylarında, etraflarında birer muhit edinmiş devlet büyüklerinin konaklarında tertib edilen ve şairlerin de hazır bulunduğu içki ve şiir meclisleri |
Padişah sarayında veya vilayetlerdeki şehzadelerin saraylarında, etraflarında birer muhit edinmiş devlet büyüklerinin konaklarında tertib edilen ve şairlerin de hazır bulunduğu içki ve şiir meclislerine Encümen-i şuara adı verilmektedir.
10.Soru
Osmanlı'nın Batı karşısında tutum aldığı, rakip medeniyetin maddi ve manevi silahlarını kullanmayı öğrenmek anlamına gelen terim aşağıdakilerden hangisidir?
Modernleşme |
Barok |
Zelotizm |
Herodianizm |
Batılılaşma |
Tarihçi A. J. Toynbee, bir medeniyetin başka bir medeniyetin tehdidi karşısındaki tutumunu adlandırmak için “zelotizm” ve “herodianizm” terimlerini kullanır. Zelotizm, tehdide uğrayan medeniyetin, kabuğuna çekilerek iyice gelenekçi olmasıdır; herodianizm ise rakip medeniyetin maddi ve manevi silahlarını kullanmayı öğrenmektir. Osmanlı, Batı karşısında bu iki kavramın bütün içeriğini olanca genişliğiyle dener; hem de aynı anda... Bir yandan Batılılaşma çabası sürerken, diğer yandan da geleneğe daha bir sıkı yapışanlar çıkar. Bu sebepledir ki, Batılılaşma sürecine giriş, gelenekli değerlerin bir çırpıda edebiyattan silinmesine ve modern bir edebiyatın başlamasına müsaade etmez.
11.Soru
Tarihi Edebiyyat-ı Osmaniyye aşağıdakilerden hangisinin eseridir?
Şehabettin Süleyman. |
Abdülhak Hamid. |
Mehmed Lebib. |
Mustafa İzzet. |
Osman Şems. |
Şehabettin Süleyman. Cevap A'dır.
12.Soru
Tâ o rütbe bî-mecâl oldum ki sarınca belin
Ol nihâl-i mû-miyânı görmeyen görsün beni
Yukarıdaki beyitte sevgili yerine nihâl-i mû miyân denilerek hangi sanat kullanılmıştır?
Tevriye |
Mecaz-ı mürsel |
Hüsn-i talil |
Kapalı istiare |
Tecrid |
Sevgili yerine nihâl-i mû miyân denilerek mecaz-ı mürsel yapılmıştır.
13.Soru
İbrahim Müteferrika için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
Levanten |
Mülteci. |
Misyoner. |
Mühtedi. |
Sefir. |
Mühtedi. Cevap D'dir.
14.Soru
“Kültür elçisi” teriminin açıklaması aşağıdakilerden hangisidir?
Sık sık İstanbul’a gelip müzik, bale, pandomima gibi, dil üzerinden anlaşmayı gerektirmeyen sanatlar sergileyen İtalyan truplarıdır. |
Şevkıyye Köşkü’nde gösteriler yapan Fransız dansçılarıdır. |
Bilhassa 1793’te ikamet elçiliklerinin |
Oryantalist ressamlar, barok eğilimli mimar, iç mimar ve peyzaj mimarlarıdır. |
Yurt dışına musiki eğitimi için gönderilen öğrencilerdir. |
Doğru cevap C dir. “Kültür elçisi” bilhassa 1793’te ikamet elçiliklerinin
kurulmasından sonra artık, bir Batılı ülkede yaşayan ve oradan gönderdiği raporlarla Avrupa’yı devletine daha yakından tanıtan yeni bir sefir tipidir.
15.Soru
"Mısırlular"ın encümen-i şuaralar üzerindeki etkisiyle ilgili seçeneklerden hangisi söylenebilir?
Birer kültür ateşesi olarak çalışıp XIX.yy şiirinde yapısal değişimin öncüsü olmuşlardır. |
İstanbul'dan Mısır'a bir kültür yolculuğunun başlamasını sağlamışlardır. |
Zengin oldukları için bir çok şairi kendi taraflarına çekebilmişlerdir. |
Şairler üzerinde bir Kahire kültürü oluşması baskısı oluşturmuşlardır. |
Pek çok şairin modern bir dünya görüşü ve bakış açısı kazanmalarını sağlamışlardır. |
Asrın ortalarına gelindiğinde hanelerdeki encümen-i şuaraların, özellikle “Mısırlular”ın
ve kıymet hükümleri Mısır’da şekillenmiş olanların konaklarına kaydığı gözlenir. Mehmet
Ali Paşa hanedanından gelen prens ve prensesler, gelirlerinin bir kısmını İstanbul’daki
malikânelerini kocaman birer kültür ve edebiyat mektebine çevirmekte harcederler. Kahire kültürüyle yetişmiş ve hızla yükselmiş Türklerden Abdurrahman Sami Paşa, Suphi
Paşa, Yusuf Kâmil Paşa, Münif Paşa gibi epeyce isim de hidiv paşanın sarayında yetişirken içinde bulundukları kültür muhitinin bir benzerini İstanbul’da oluşturmaya çalışırlar.
Gelenekli encümen-i şuaraların hami-şair münasebetlerini okşayan; lakin yolu Kahire’den
geçtiği için, bir o kadar da modern görünen bu toplantılar, pek çok yeni şairin asri bir
dünya görüşü kazandığı mektepler hükmündedir.
16.Soru
Aşağıdaki dönemlerden hangisinde Osmanlı, İngiliz ve Fransızlarla aynı saflarda savaşarak, İstanbul’un sosyal, siyasi, fikrî, maddî çehresini onlara göre şekillendirerek Batılılaşmaya yeni bir adım atmış ve Islahat Fermanı' nı ilan edilerek kültürel Batılılaşma resmîleştirmiştir?
1826 Vaka-i Hayriyye |
1699 Devletin Batılılaşmaya karar verişi |
1699 Barok Dönem |
1839 Tanzimat Fermanı |
1856 Kırım Harbi’nin son yılı |
Edebiyatın yenilik arayışlarıyla geçen bu uzun yolun üstüne mutlaka bir işaret taşı dikilmek isteniyorsa bunun için, 1839 değil, belki de 1856 yılı daha yerinde bir seçim olacaktır. 1856, Kırım Harbi’nin ikinci ve son yılıdır; Kırım Harbi ise İngiliz ve Fransızlarla aynı saflarda savaşarak, İstanbul’un sosyal, siyasi, fikrî, maddî çehresini onlara göre şekillendirerek Batılılaşmaya yeni bir adım atan Osmanlının ilk yılıdır. Islahat Fermanı bu yıl ilan edilerek kültürel Batılılaşma resmîleştirilmiştir. Paris Antlaşması’nın ikinci maddesiyle artık, Osmanlı bir Avrupa devleti sayılmıştır. “Tanzimat Edebiyatı” adı altına alınan ilk isimlerin ilk ürünlerinin hepsi de bu tarihten sonra geçecek “bir eser hazırlamalık süre”nin sonunda, 1858-1860 yılları arasında yayımlanır.
17.Soru
Aşağıdakilerden hangisi "rakip medeniyetin maddi ve manevi silahlarını kullanmayı öğrenme" ifadesini vermektedir?
Zelotizm |
Herodianizm |
Pesimizm |
Hedonizm |
Konformizm |
Tarihçi A.J Toynbee, bir medeniyetin başka bir medeniyetin tehdidi karşısındaki tutumunu adlandırmak için "Zelotizm" ve "Herodianizm" terimlerini kullanmıştır. "Herodianizm", rakip medeniyetin maddi ve manevi silahlarını kullanmayı öğrenmektir.
18.Soru
Encümen-i Şuara’nın geçmişteki encümenlerden farklı olmayan tarafı nedir?
Belli periyotlarda toplanması
|
Sadece şairlerin davetli olması
|
Şairlerin birbirine nazireler söylemesi
|
Şiir üzerinde yeni denemeler yapılması
|
Bir akademi özelliği taşıması
|
19.Soru
Şiirde teşbih yoluyla kurulmuş bir imgenin arkasında saklanan anonim sembol, alegori için kullanılan isim hangisidir ?
Aruz |
Sebk-i Hindi |
Poetika |
İmge |
Mazmun |
Şiirde teşbih yoluyla kurulmuş bir imgenin arkasında saklanan anonim sembol, alegori için kullanılan isim mazmundur.
20.Soru
Padişah yahut şehzade saraylarında, devlet büyüklerinin konaklarında tertip edilen şairlerin de hazır bulunduğu şiir ve içki meclislerine ne ad verilir?
Encümen-i şuara. |
Mutavassıtin. |
La pleiade. |
Sükul uraz. |
Mazmun. |
Encümen-i şuara. Cevap A'dır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ