Toplumda kriz dönemlerinden de en fazla etkilenen kesimi gençler oluşturmaktadır. Bunun nedeni kriz dönemlerinde işverenlerin işe alımları minimuma indirmeleri ya da durdurmaları; dolayısıyla da işgücü piyasasına katılmaya çalışan gençlerin iş bulma fırsatlarının azalmasıdır.

Kırpıcılar, Pamuklu dokumacılar, Makineli örücüler Luddizm ile yakından bağlantılı mesleklerdir.

“Tele” kavramı Yunancadan gelen bir ön ek olup, “uzaktan” anlamını taşımaktadır. Dolayısıyla tele çalışma kavramı, uzaktan çalışma anlamını taşımaktadır. Tele çalışma, sahip olunan işin yapılış biçimi olup, çalışanın işyerine olan bağımlılığının ve işyerinin denetiminin en düşük düzeyde olduğu, merkezden uzaklaşılan bir çalışma şeklidir. Diğer bir ifade ile “işyeri merkezinden uzak bir mekânda, işyerindeki işçilerden ayrı yapılan ve ayrı mekânda çalışmaya yeni iletişim teknolojilerinin imkân verdiği bir çalışma şekli” olarak tanımlanmıştır. Doğru cevap D’dir.

Yönetimden Tüketiciye E-Ticaret (G2C): Yönetimden tüketiciye e-ticaret henüz gelişme aşamasındadır. Hükûmetler hem B2C hem de G2B e-ticaret türlerinin gelişimine paralel olarak sosyal güvenlik ödemelerini, ehliyet, pasaport başvurularını internet ortamına taşımak amacıyla çalışmalar yapmaktadır.

Süreç kabiliyetindeki artış; süreç kabiliyeti, istenen parametrelerdeki ortalamadan sapmaların düşürülmesiyle artar. Bu ise üretim sistemindeki kesinlik, kararlılık ve iyi bir yinelenebilirlik ile mümkün olabilir. En az hatayla (kesinlik) aynı kaliteyi yeniden üretme (yinelenebilirlik) kabiliyeti, mekatronik özelliklerle geliştirilmiş bir makinaya bağlıdır. 

Teknoloji konusunda kişisel kanaatler tehlikeli derecede sınırlıdır. Gündelik hayat içinde kullanımda olan teknolojilerin yalnızca kişiye olan faydası üzerinden değil, üretimi ve kullanımı sırasında etrafıyla olan etkileşimiyle beraber değerlendirilmesi gerekir. Kullanılan teknolojiye eleştirel yaklaşılmalı, yalnızca kazandırdıkları değil kaybettirdikleri de hesaba katılmalıdır.

Tele çalışma; örgütler için artan verimlilik, çalışan memnuniyeti ve işe bağlılıklarında artış, dolayısıyla işten ayrılma eğiliminde düşüş anlamına gelirken; çalışan için esnek zaman kullanma, ailesine ve özel hayatına daha fazla zaman ayırma anlamına gelmektedir. İşçinin işten ayrılma eğilimi düşerse işçi devir hızı da düşecektir.

Sürdürülebilir bir ekolojik sistemin oluşturabilmenin yolu nükleer, kim¬yasal, biyogenetik, elektromanyetik gibi teknolojilerin ilkesel olarak reddedilme¬siyle mümkün olabilir.

1990’larda ortaya çıkan Yeni Luddizm hareketi üç ilke üzerinden tanımlanabilir: Yeni-Luddizm doğrudan teknoloji karşıtlığı değildir. Teknoloji insan yaratıcılığına ve kültürüne aittir. Yeni-Luddistler kökeninde insan hayatını yıkıcı etkiler barındıran teknoloji biçimlerinin karşısındadır. Bütün teknolojiler politiktir. Teknolojiler iyinin ya da kötünün kullanımı açısından etkisiz araçlar değildirler, bu araçları kimin kullandığına göre değişir. Teknolojiler belli toplumsal koşullarda belli güç odaklarına hizmet eden bilinçli bir süreç sonucu yapısallaşmış oluşları yansıtır. Teknolojiler konusundaki kişisel kanaatler tehlikeli derecede kısıtlıdır. Gündelik hayat içinde kullanımda olan teknolojilerin yalnızca kişiye olan faydası üzerinden değil, üretimi ve kullanımı sırasında etrafıyla olan etkileşimiyle beraber değerlendirilmesi gerekir. Kullanılan teknolojiye eleştirel yaklaşılmalı, yalnızca kazandırdıkları değil kaybettirdikleri de hesaba katılmalıdır. 

Yeni Ekonomi Sosyolojisi, ekonomik konuları teknolojik öze dayalı toplumsal (sosyal ve kültürel) örgütlenme içinde yer alan olgular olarak analiz eden bir bilim dalıdır. Doğru yanıt A seçeneğidir.

LabourStart web sitesinin başarılı bir şekilde organize ettiği ilk kampanya 1999’da Güney Kore’li sendikacılar için düzenlenmiştir. 

Ortak mülkiyete ait tarım topraklarının Parlamento kararlarıyla kişisel mülkiyete geçirilmesine çitleme hareketi adı verilmiştir.

Toplu pazarlık, Grev, üyeliğe teşvik ve sendika içi bürokrasi, internet öncesi dönemin sendikalarına özel uygulamalardır. İnternet ile bu uygulamaların yerini bireysel temsil ve dayanışma, Web iletişim, yalnızca üyelere yönelik hizmetler ve merkezsizlik ve internet oylamaları almıştır. 

Mobilizasyon kuramı siyaset bilimci Charles Tilly’ nin incelemelerine dayanır. Tilly’ ye göre kolektif eylemin beş farklı bileşeni vardır (1978: 7): Çıkar, örgüt, mobilizasyon, fırsat ve eylemin kendisi. Çatışma bunlardan birisi değildir. 

Sosyal uzlaşma, sosyal zıtlıkları çözme veya yumuşatarak barış amacına hizmet eden ana yöntemdir.