Verilen tanım, tüm istismar türlerini içeren bir tanım olduğu için, çocuk istismarı cevabı doğrudur. Bu nedenle doğru seçenek B'dir.

Ergenlik ve Son Çocukluk Dönemi (11-18 yaş) çocukluktan erken yetişkinliğe yöneldiği dönemdir. Bu dönemde fiziksel gelişim yeniden hızlanırken, somut düşünceden soyut düşünceye geçiş gerçekleşir. Dönemin en önemli gelişim görevi, ergenin kendine özgü bir kimlik oluşturabilmeyi başarmasıdır.

Parten’a göre oyunda 6 sosyal gelişim aşaması görülür:

- Uğraşsız davranış,

- Yalnız oyun,

- İzleyici,

- Paralel oyun,

- Birlikte oyun,

- İşbirlikçi oyun.

Parten araştırmasında çocukların yaşları büyüdükçe daha çok oyunun sosyal formlarına katıldıklarını bulmuştur. Küçük çocuklar daha çok uğraşsız davranış, izleyici davranış ve yalnız oyunla meşgul olurken daha büyük okul öncesi dönem çocukları daha çok iş birlikçi oyun oynama eğilimi göstermişlerdir.

Çocukların bilişsel kapasiteleri ölümün gerçek anlamını yakalamalarına izin vermediğinden, diğer şıklarda ifade edilenler yanlış olup, E şıkkının içerdiği bilgi doğrudur.

Yaşantı: Bebeklik sürecinde re ekslerin yerini istemli ve bilinçli davranışlara bırakabilmesi için çevre ile etkileşime girmesi anlamına gelmektedir. Birey çevre ile etkileşime girdikçe yaşantılar meydana gelmekte ve bunun neticesinde öğrenmeler gerçekleşmektedir.

Baş etme aşamasında ailenin, tanıyı öğrenmesinin ardından doğrudan hastalığa ilişkin b­ilg­i ed­inmeler­i öneml­id­ir. Tedavi planı oluşturma aşamasında başvuracakları bi­r­imler­i bel­irlemeler­i söz konusu olmaktadır. Kamusal kaynaklardan faydalanma aşamasında ebeveynler, sağlık h­izmet­i almak üzere kamusal kaynaklara, hastanelere ve sağlık merkezler­ine başvurmaktadır. Son süreç olarak da çocuklarının süreğen b­ir hastalık tanısı almasından sonra ebeveynlerde ve çocuklarda oluşab­ilecek depres­if duygu durum konusunda aileler­in farkındalık kazanmalarını ve gerek­irse ps­ikoloj­ik destek almalarını sağlamak gerekmekted­ir.

Piaget’e (1952) göre okul öncesi yıllar bilişsel gelişimde bir geçiş dönemidir. Çocuk bu dönemde, gözünün önünde olmayan nesne ya da insanları düşünebilir, hayal edebilir. Geçmiş yaşantılarını hatırlayabilir ve gelecekteki olaylar hakkında fikir yürütebilir.

Gelişim hızı açısından doğum öncesi döneminden sonra erken çocukluk dönemi ve ergenlik dönemi gelmektedir.

Ellen Gal­insky ve Judy Dav­id (1998), çocuklarla boşanma hakkında ­ilet­işi­m kurmaya yönel­ik olarak bi­r d­iz­i kural gel­işt­irm­işt­ir. Bunlar: 1. Ayrılmanın nedeni çocuğa açıklanmalıdır. 2. Ayrılmanın çocuğun hatası olmadığı açıklanmalıdır. 3. Daha iyi hissetmenin zaman alabileceği açıklanmalıdır. 4. Mümkün olduğunca tutarlılık sağlanmalıdır. 5. Çocuklar ve kendileri için destek sağlanmalıdır.

Refleksif hareketler olarak da düşünebileceğimiz tepkisel davranış, bir uyaran tarafından meydana getirilir. Ancak burada bir koşullanma söz konusu değil, organizmanın refleksleri söz konusudur. Limon suyuna salya salgılanması, oda ısısı arttığında kan damarlarının büyüyüp kanın renginin kırmızıya dönmesi, boğaza parmak sokma yolu ile kusmayı tetiklemek, soğan doğrandığında ağlamak tepkisel davranışlara örnek olarak verilebilir.

Çocukların cezadan korkutulmaları ve hata yapınca cezalandırılmaları, yanlış davranışları iyileştirmediği gibi yeni bazı davranışsal sorunların da ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu nedenle A seçeneği yanlış bilgi içermektedir ve doğru cevaptır.

Bilişsel gelişime odaklanan kuram bilişsel gelişim kuramıdır.

Watson davranışçı görüşe göre psikolojiyi objektif ve deneysel bir alan olarak yorumlamış ve hayvan davranışlarının bilinç aranmaksızın araştırılabileceğini, insan ve hayvan davranışının aynı düzlemde ele alınması gerektiğini ifade etmiştir.

Bowlby’e göre kayıpla başa çıkmada sağlıklı veya sağlıksız yolların oluşu; ölen kişinin kimliği ve rolü, yas tutan kişinin yaşı ve cinsiyeti, kaybın şekli ve nedenleri, kayıp sonrası ortamın koşulları, yastaki kişinin kaybedilen kişiyle ilişkisi gibi nedenlere bağlı olabilir.

Girişimciliğe Karşı Suçluluk: 3-6 yaşlarını kapsayan bu dönemde çocuk gelişimsel olarak koşma, atlama gibi davranışlarda bulunur. Çocuğun gelişimsel özelliği olan bu durum sıklıkla problem davranış olarak görülmekte, çocuklar ev ve okul ortamında engellenebilmektedir. Çocuğun girişkenliğinin engellendiği, azarlandığı ve kontrol altında tutulduğu durumlarda çocukta suçluluk duygusu gelişebilmektedir. Annenin Sinem’in sorularına cevap vermesi ve soru sormasına izin vermesi onun girişkenliğini destekleyecektir.

Okul ortamında oyun oynamayan çocuğun ebeveynleri ile yapılan görüşmelerde ebeveynleri çocuğun evde oyun oynama konusunda bir sıkıntısı olmadığını belirtiyorsa bu durum çocuğun kendisini evde oyun oynayabilecek kadar rahat ve güvende hissettiğini ancak okul ortamında olumsuz bazı duygular yaşadığını gösterir. Bu nedenle doğru seçenek E seçeneğidir.

Sınıftaki oyun birimlerinin yeterli olup olmadığını hesaplamak için tüm oyun birimlerinin toplamı alınır ve bu toplam sınıftaki çocuk sayısına bölünür. Çıkan rakam bize çocuk başına düşen birimi gösterir. Çocuk başına düşen ideal birim sayısı 2 ^1⁄2 dir. 

Okul öncesi sınıflarında sıklıkla karşılaşılan sorunlardan biri de çocukların oynadıkları oyunun temasını geliştirmeden aynı şekilde uzun süre oynamaları ya da oyunlarını çok kısa sürdürerek sürekli oyun değiştirmeleridir. Çocukların sürekli oyun değiştirmeleri, oyunlarının kısa sürmesi oynadıkları oyunu geliştirmelerini engelleyerek nitelikli oyun oynamalarını engelleyebilir. Bu da yaratıcı düşünme, problem çözme, odaklanma gibi becerilerini geliştirmelerini olumsuz etkileyecektir. Böyle durumlarda çocukların oyunlarının temasını geliştirip oyunlarını daha uzun süre sürdürebilmeleri için oyunlarına materyal ekleyerek, ipucu vererek, soru sorarak, öneride bulunarak ya da oyuna katılıp model olarak destekte bulunulabilir.

Sembolik oyun ele alındığında 4 ya da 5 yaş civarındaki bir çocuğun sıklıkla dramatik oyun oynamak yerine daha sosyal formu olan sosyodramatik oyunu daha çok tercih etmesini beklenir.

Zaman içerisinde eğitime yansıyan farklı kuramlar ve yaklaşımlar olmuştur. Çocuk gelişiminde tüm çevresel unsurların etkisine değinen Ekolojik Sistemler Kuramı bunlardan bir tanesidir.