Güzel Sanatlar Ara 10. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Aşağıdakilerden hangisi resmin elemanlarından biridir?
Değer |
Denge |
Orantı |
Tekrar |
Vurgu |
Çizgi, doku, form, şekil, renk, değer ve espas resmin elemanlarıdır.
2.Soru
Aşağıda verilen ilkeler hangi üsluba aittir?
1. İnandırıcılık ilkesinden sapmamalıdır.
2. Olay örgüsü 24 saati geçmemelidir.
3. Oyun başından sonuna tek bir yerde, mekânda geçmelidir.
4. Olaylar birbirini neden sonuç ilişkisiyle takip etmelidir.
5. Bir sahnede üçten fazla konuşan karakter bulunmamalıdır.
6. Kanlı olaylar sahnede gösterilmemelidir.
7. Tragedya ve Komedya farklı türlerdir ve birbirine karıştırılmamalıdır.
Romantizm |
Realizm |
Ekspresyonizm |
Neoklasizm |
Fütürizm |
Kelime anlamı ‘Yeni Klasikçilik’tir. Neoklasik düşünce Antik Yunan yazar ve kuramcılarını otorite olarak kabul eder, yapıtlarında Antik Yunan ve Roma Dönemi’nin örnek alınmasını ister. Neoklasik tiyatro sanatı üç temel ilkeye dayanır: Ahlak açısından eğitici olmak, biçim kurallarına uymak,
aşırılıktan kaçınmak. Neoklasik akım tiyatroda en başarılı ürünlerini 17. yüzyıl Fransız tiyatrosunda vermiştir. Bu dönemde Racine ve Moliere gibi büyük oyun yazarları yetişmiştir. Fransız tiyatrosunun en parlak dönemidir. Neoklasik kurallar
şunlardır: Oyunlar sahici olmalıdır. Seyirci asla sahnede gördüğünün gerçek olup olmadığı kuşkusuna kapılmamalıdır. İnandırıcılık ilkesinden sapmamalıdır. Olay örgüsü 24 saati geçmemelidir. Oyun başından sonuna tek bir yerde, mekânda
geçmelidir. Olaylar birbirini neden sonuç ilişkisiyle takip etmelidir. Oyunlar beş perdeden oluşmalıdır. Bir sahnede üçten fazla konuşan karakter
bulunmamalıdır. Kanlı olaylar sahnede gösterilmemelidir. En önemlisi de türler birbirine karışmamalıdır. Tragedya ve Komedya farklı türlerdir ve birbirine karıştırılmamalıdır.
3.Soru
Ondokuzuncu yüzyılda ortaya çıkan ve sanat alanında büyük bir tartışma başlatarak kendisinden sonra gelecek olan birbirinden sarsıcı sanat akımlarının yolunu açan sanat hareketi aşağıdakilerden hangisidir?
İzlenimcilik |
Romantizm |
Realizm |
Dışavurumculuk |
Kübizm |
İzlenimcilik
4.Soru
I. Neoklasisizm
II. Romantizm
III. Realizm
- ve 20. yüzyıl tiyatrosunu hazırlayan sanat akımları yukarıdakilerden hangisidir?
Yalnız I |
Yalnız III. |
I ve II |
II ve III |
I, II ve III |
19. ve 20. yüzyıl tiyatrosunu hazırlayan sanat akımları Neoklasisizm ve Romantizm’dir.
5.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Ulusal ve uluslararası başarılar elde etmiş Türk keman sanatçılarındandır?
İdil Biret |
Çağ Erçağ |
Fazıl Say |
Cem Mansur |
Cihat Aşkın |
Ulusal ve uluslararası başarılar elde etmiş Türk keman sanatçısı Cihat Aşkın'dır.
6.Soru
I. Taklit
II. Özgünlük
III. Belirli bir fayda amacı taşıması
IV. Mekanik beceri
V. Üretenin kişiliğinin katkısı
Yukarıdaki numaralandırılmış ifadelerden hangileri bir ürünün zanaatin alanı içinde olduğuna işaret eder?
II ve V |
I, III ve IV |
II, III ve V |
III, IV ve V |
I ve III |
Bireysel tavrın giderek öne çıktığı Rönesans Dönemi’nde, sanat ile zanaat farklı alanlara karşılık
gelmeye başlar. Sanat/zanaat ayrımının yapılmaya başlandığı dönemden itibaren; mekanik beceri,
taklit ve belli bir fayda uğruna üretilen eserler, sanattan ziyade zanaatın alanı içine dâhil olur.
7.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Moden Güzel Sanatlar sınıflandırmasında yer almaz?
Şiir |
Mimarlık |
Resim |
Heykel |
Seramik |
Modern Güzel Sanatlar kategorisini şekillendiren kümenin çekirdeğinde şiir, resim, heykel, mimarlık ve müzik vardı; bunlara zaman zaman dans, retorik, ya da bahçe mimarisi gibi birkaç sanat eklenebiliyordu.
8.Soru
Romantik Dönem'de, kesin çizgilerden kaçınarak belirsizliğin verdiği yumuşak, uçucu ve kural dışına çıkan etkilere sahip, hangi akım, ressam ve tablo, müzik dünyasını etkilemiş ve etkileri müzik yapıtlarına da yansımıştır?
Empresyonizm (İzlenimcilik)- Claude Monet-Gün Dönümü |
Fovizm (Çiğrenkçilik)- Matisse-Dans |
Kübizm-Picasso-Avignonlu Kızlar |
Romantizm-Delacroix-Dante'nin Kayığı |
Sürrealizm(Gerçeküstücülük) - S. Dali - Uyku |
Romantik Dönem sanatında etkisi büyük olan resim sanatına ait bir sergide, ressam Claude Monet’nin Gün Dönümü isimli tablosundan esinlenerek, bu akıma Empresyonizm (İzlenimcilik); bu sergide yer alan ressamlara da Empresyonistler (İzlenimciler) adı verilmiştir. Resimdeki bu akım müziği de etkilemiş ve resim sanatında görülmeye başlanan kesin çizgilerden kaçınarak belirsizliğin verdiği yumuşak, uçucu ve kural dışına çıkan etki- ler müzik yapıtlarına da yansımıştır.
9.Soru
Çalgı için yazılmış, birbirinden farklı 3 veya 4 bölümlü esere ne ad verilir?
Bale |
Opera |
Senfoni |
Konçerto |
Sonat |
Sonat; çalgı için yazılmış, birbirinden farklı 3 veya 4 bölümlü eserdir. Sonat formunu koruyarak eşlikli çalgı müziği için geliştirilen konçerto ve yine sonat kökeninden gelerek bu formun orkestra için yazılmış birbirinden farklı 3 veya 4
bölümü içeren eser türü ise senfonidir.
10.Soru
Rönesans Dönemi yağlı boyalarının geliştirilmesinden önce kullanılan en yaygın geleneksel teknik olan ve çözücüsü su olan bir boya olduğu için yağlı boya ile kıyaslandığında çok daha çabuk kuruyan resim tekniğine ne ad verilir?
Ankostik |
Tempera |
Yağlı Boya |
Akrilik |
Mozaik |
Tempera, Rönesans Dönemi yağlı boyalarının geliştirilmesinden önce kullanılan en yaygın geleneksel teknikti. Tempera boya, çözücüsü su olan bir boya olduğu için yağlı boya ile kıyaslandığında çok daha çabuk kurur. Doğru cevap b'dir.
11.Soru
Sanatın kapsamına giren alanların hitap ettikleri duyu organı ve kullanılan teknikler gibi ölçütlere göre belli gruplar altında sınıflanması gündeme gelmiştir. Aşağıdakilerden hangisi bu sınıflandırma içerisinde yer almaz?
Güzel Sanatlar |
Plastik Sanatlar |
Zanaatsal Sanatlar |
Görsel Sanatlar |
İşitsel Sanatlar |
Sanat/zanaat farkının gözetilmeye başlandığı dönemle birlikte sanatın belli gruplar altında sınıflanması gündeme gelmiştir. Sanatın kapsamına giren alanlar; hitap ettikleri duyu organı ve kullanılan teknikler gibi ölçütlere göre; Güzel Sanatlar, Plastik Sanatlar, Görsel Sanatlar, İşitsel Sanatlar, Görsel-İşitsel Sanatlar olarak adlandırılırlar.
12.Soru
Güzel Sanatlar, Fen Bilimleri ve Beşeri Bilimler olmak üzere üçlü bir sınıflamanın yolunun açıldığı yüzyıl aşağıdakilerden hangisidir?
Güzel Sanatlar, Fen Bilimleri ve Beşeri Bilimler olmak üzere üçlü bir sınıflamanın yolunun açıldığı yüzyıl aşağıdakilerden hangisidir?
15.Yüzyıl |
16.Yüzyıl |
17.Yüzyıl |
18.Yüzyıl |
19.Yüzyıl |
17. yüzyılın ikinci yarısında yeni buluşların da etkisiyle, bilimlerin itibarının arttığını ve retoriğin giderek gözden düştüğünü görüyoruz. Bu durum, eski ‘Liberal Sanatlar’ sisteminin yeniden düzenlenmesini gerekli kılmıştır. Güzel Sanatlar, Fen Bilimleri ve Beşeri Bilimler olmak üzere üçlü bir sınıflamanın yolu açılmıştı. Doğru yanır C'dir.
13.Soru
Ödevi, uyandırdığı acıma ve korku duygularıyla ruhu tutkulardan temizlemek olan, ağırbaşlılık ve soyluluk bakımından ortalamadan daha üstün kişileri taklit eden, başkahraman bilmeden bir yanlış yapıp, felaketle sonuçlanan yaptığı yanlışın farkına varması ile ödevini yerine getiren türün adı nedir?
Satir Oyunu |
Tragedya |
Hamartia |
Komedya |
Anagnorisis |
Tragedyanın ödevi, uyandırdığı acıma ve korku duygularıyla ruhu tutkulardan temizlemektir. Aristoteles bunu katharsis (arınma) olarak tanımlar. Tragedya ağırbaşlılık ve soyluluk bakımından ortalamadan daha üstün kişileri (karakterleri) taklit eder. Başkahraman bilmeden bir yanlış yapar, buna hamartia yani trajik hata denir. Karakter yaptığı yanlışın farkına varır, buna anagnorisis denir. Anagnorisis’i katastrofi takip eder yani karakter yaptığı hatanın sonuçlarını yaşar. Bu genellikle kendi ölümü veya sevdiklerinin felaketidir. Bu felaket karakterle özdeşleşen seyircide korku ve acıma duyguları uyandırır. Bu sayede seyircide korku ve acıma duygularıyla istenen trajik etki bunun sonuncunda da katharsis yani arınma elde edilmiş olur. Başkahramanın yıkımını izleyen seyirci, kendi hata yapma eğilimlerinden arınır.
14.Soru
Mimesis nedir?
Sanat yoluyla duyguların boşalması, kişinin estetik deneyimler aracılığıyla olumsuz duygularından arınmasıdır. |
Görüngüler dünyası, sürekli bir oluşum-değişim halindedir; dolayısıyla bu dünyadan elde edilen bilgi kalıcı, değerli, genellenebilir bir bilgi değildir. |
Görüngüler dünyasındaki her şey, idealar dünyasındaki asıllarının yetersiz birer kopyasıdır. |
İdealar dünyası |
İdeaların bilgisi, geneli ya da özü yansıtan kalıcı ve değerli bir bilgidir. |
Platon, duyularımızla kavradığımız ‘görüngüler dünyası’ ve zihinle kavradığımız ‘idealar dünyası’ olmak üzere iki dünyadan bahseder. Görüngüler dünyası, sürekli bir oluşum-değişim halindedir; dolayısıyla bu dünyadan elde edilen bilgi kalıcı, değerli, genellenebilir bir bilgi değildir. Sanatçının görevi görüngüler dünyasını olabildiğince aslına sadık kalarak yansıtmaktır. Zamandan ve mekândan bağımsız olan ve zihinle kavranabilen ‘idealar dünyası’ ise genellenebilir olan, kalıcı, değişmez, ölümsüz, gerçek bilginin kaynağıdır. Görüngüler dünyasındaki her şey, idealar dünyasındaki asıllarının yetersiz birer kopyasıdır (mimesis). Bu durumda sanat ve sanatçı, kopyanın kopyasını sunduğu için, Platon tarafından değersiz olarak nitelendirilir. Platon’un öğrencisi olan Aristoteles ise bu olumsuz yaklaşımın tersini benimsemiştir. Aristoteles’e göre sanat, ideaların bilgisini sunabilecek yeterliliktedir; yani sanattan elde ettiğimiz bilgi geneli ya da özü yansıtan kalıcı ve değerli bir bilgidir. Aristoteles, Platon’dan farklı olarak, ideaların duyu dünyasında var olduğunu düşünür. Bu, sanatçının tek tek görüngülerden yola çıkarak genel olanın bilgisine ulaşabileceği anlamına gelir. Aristoteles için sanat, hayatın olduğu gibi kopya edilmesi değil; olması mümkün olan daha güzel, daha erdemli, insana daha çok yaraşır bir hayatın yansıtılmasıdır.
Mimesis, Yunanca ‘taklit’ demektir. Kavram ilk kez Antik Yunan filozofları tarafından kullanıldığı için terminolojiye bu şekilde geçmiştir.
15.Soru
Aşağıdakilerden hangisi mor rengin komplementeridir?
Kırmızı |
Mavi |
Sarı |
Turuncu |
Yeşil |
Ana renkler ikişerli olarak ve eşit miktarlarda karıştırıldığında ortaya çıkan yeni renk karışıma katılmayan üçüncü rengin komplementeridir. Bu durumda mavi ve kırmızı karıştırıldığında mor renk ortaya çıkar. Sarı mor renk oluşturmada kullanılmaz dolayısıyla sarı morun komplementeridir.
16.Soru
İtalyanlar ve Yunanlılar Antik dönemden itibaren hangi pigment bağlayıcıları kullanmışlardır?
Jelatin |
Limon suyu |
Reçine |
Süt |
Zeytinyağı |
İtalyanlar ve Yunanlılar da Antik Dönem’den itibaren zeytinyağı ve yumurtayı bağlayıcı olarak kullandılar.
17.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Resim sanatının temel elemanlarından biri değildir?
Çizgi |
Doku |
Tuval |
Form |
Renk |
Tuval
18.Soru
Rönesans döneminde sanat ve sanatçı giderek bireysel ve bağımsız bir nitelik kazanmaya başlamakla birlikte, sanatçının dışında sanatın kurallarını belirleyen otorite aşağıdakilerden hangisidir?
Akademi |
Kilise |
Toplum |
Ticaret |
Gelenek |
Rönesans döneminde, sanat ve sanatçı giderek bireysel ve bağımsız bir nitelik kazanmaya başlamakla birlikte yine de sanatın kurallarını koyan bir otorite vardı: Akademiler. Bu dönemde örgütlenmeye başlayan Akademiler, sanat eserlerinin niteliği açısından standartları belirleyen çok güçlü kurumlar olarak 19. yüzyıla dek etkilerini sürdürdüler.
19.Soru
Duyumlardan gelen izlenimleri resmeden sanat akımı aşağıdakilerden hangisidir?
Avangard Sanat |
Dadaizm |
Empresyonizm |
Fütürizm |
Kavramsal Sanat |
Empresyoniztler, resmedilen figürlerin standart aktarımı yerine, duyumlardan gelen izlenimlerini resmetmeye başlarlar. Bu resimlerde figür var olmakla beraber, bu artık herkesin ortak bir noktada buluşacağı şekilde o figürün tanıdık ve bildik bir temsili değildir. Ressamın o andaki algısını etkileyen ışık, gölge gibi etmenlere göre biçim almıştır. 19. yüzyılda İzlenimcilik olarak ortaya çıkan bu akımın diğer adı Emprosyonizmdir.
20.Soru
“Hume, sanat eserinin niteliğini algılayan incelikli yeti olarak ‘……………………’den söz eder. ……………. sahibi insan, hangi sanat eserlerinin diğerlerinden daha iyi olduğu konusunda bir uzlaşıya varılmasını sağlayan bazı yetilere sahiptir. Hume’a göre bu insanlar zamanla belli bir noktada uzlaşacak ve böylece evrensel bir ‘zevk standardı’ belirleyeceklerdi.”
Metinde boş bırakılan yere uygun seçenek hangisidir?
Göz |
Algı |
Şöhret |
Doyum |
Beğeni |
Hume, sanat eserinin niteliğini algılayan incelikli yeti olarak ‘beğeni’den söz eder. Beğeni sahibi insan, hangi sanat eserlerinin diğerlerinden daha iyi olduğu konusunda bir uzlaşıya varılmasını sağlayan bazı yetilere sahiptir. Hume’a göre bu insanlar zamanla belli bir noktada uzlaşacak ve böylece evrensel bir ‘zevk standardı’ belirleyeceklerdi. Hume’un yaklaşımı; zevk standartlarını belirleyebileceği düşünülen kişilerin bu değerleri kültürel eğitim yoluyla edindikleri, dolayısıyla tarafsız ve evrensel olamayacakları ileri sürülerek eleştirilmiştir.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ