Tüketicinin bir mal için ödemeyi arzu ettiği fiyat ile gerçekte satın aldığı fiyat arasındaki farktüketici artığı olarak tanımlanır.

Fiyat kontrolleri genelde hemen her ülkede emek piyasasında, bazı tarımsal ürün piyasalarında, kira kontratlarında sık sık rastladığımız uygulamalardır. Bu uygulamalar sonucunda bir mal ve hizmet için asgari ya da taban fiyat belirlenmektedir. Bu fiyat düzeyinin altındaki bir fiyattan piyasada işlem gerçekleşmez. Taban fiyat uygulamasında amaç, mal ve hizmet arz edenleri korumaktır.

Taban fiyat uygulamasında amaç, mal ve hizmet arz edenleri korumaktır. Örneğin; asgari ücret ödemesi ile düşük gelirliler korunurken, destekleme alımlarıyla çiftçilerin korunması amaçlanmaktadır. Tavan fiyat uygulamasıyla ise, hükûmet uygulanacak en yüksek fiyatı belirler. Amaç, denge fiyatını yüksek bulan tüketicileri desteklemektir. Eğer, tavan fiyat denge fiyatının üzerinde belirlenmişse, bağlayıcı hiçbir özelliği yoktur. Eğer uygulanması gereken maksimum fiyat, denge fiyatının altında belirlenmişse birtakım sorunlarla karşılaşılır.

Emek, mal ve hizmet üretmek için gerekli fiziksel ve zihinsel çalışmalardır. Doğru yanıt C şıkkıdır.

Diğer koşullar ve fiyat sabit iken tüketicinin geliri arttıkça talep eğrisi sağa kaymaktadır veya tam tersi olarak tüketicinin gelirinin azalması sonucu talep azalmakta talep eğrisi sola kaymaktadır. Gelir arttıkça talebi azalan ve gelir azaldıkça talebi artan mallar düşük mallar olarak adlandırılır.

Endüstri aynı ürünü üreten firmalar topluluğudur. İktisatçılar çok sayıdaki endüstri piyasası içinde tam rekabet, tam monopol, monopolcü rekabet ve oligopol piyasaları olmak üzere 4 ayrı piyasa yapısı içerisinde gruplandırmakta ve incelemektedir.

Sabit miktarlı bu vergiler baş vergileri olarak nitelendirilir ve ekonomik faaliyetlerden tümüyle bağımsızdır. Belli bir miktar üzerinden alınan vergiler ise spesifik vergiler olarak tanımlanır. Gelirin belli bir yüzdesi şeklindeki vergiler ise ad valorem vergiler olarak isimlendirilir. Kişisel gelir vergileri ve kurumlar vergileri bu tür içinde yer alır. Spesifik vergiler miktarsal, ad valorem vergiler ise oransal vergiler olarak da tanımlanır.

Hükûmetler vatandaşlarının refahını ve mutluluklarını artırmak için görünmez elin oluşturduğu denge koşullarını yetersiz bularak, sosyal adaleti sağlama yönünde birtakım politikalar uygularlar. Bu politikaların başlıcaları fiyat (asgari ücret, kira kontrolleri ve tarımsal destekleme fiyatları gibi) ve miktar (kotalar gibi) kontrolleri ile vergi uygulamalarıdır.

Tüm ekonomilerin cevaplamaya çalıştığı temel sorular neler üretilecek, nasıl üretilecek ve kimler için üretilecek ve bu mal ve hizmet üretiminin kimler için yapılacağıdır. Kaynakların etkin kullanımı bakımından her toplum (tüketici, üretici, hükümet) kıt kaynakları ile neler üreteceğine karar verir. Bu kararla birlikte kendine uygun üretim tekniğini mutlaka seçmeli ve aynı zamanda üretilen çıktı bölüşüm sorunu olarak da bölüşüme ilişkin karar almada her toplum geleneksel ve kültürel değerlerden etkilenerek ekonomik sistemler çerçevesinde çözüm ararlar.

Emeğin marjinal ürünü=(165-150)/(9-8)=15

Üretimin uzun dönem ATC eğrisinin minimum noktasında gerçekleşmesine üretim etkinliği denir.

Kaynakların çeşitli şekillerde bir araya getirilmesi ile üretilen ve ihtiyaçları karşılama özelliği bulunan ürünlere mal ve hizmet adı verilir. Mallar fiziki varlığı olan ürünler iken, hizmetler fiziki varlığı olmayan ürünlerdir. Örneğin, klasik müzik konseri fiziki olarak dokunamadığımız ancak üretiminde yine kıt kaynaklar kullanıldığı ve insan isteklerini giderdiği için hizmet olarak adlandırılmaktadır.

Bir firmanın gerçekleştirebileceği maksimum üretim düzeyi; üretim sürecinde kullanılan emek (iş gücü), sermaye, doğal kaynak ve teknoloji düzeyine bağlıdır.

Tam rekabet koşulları altında, firmalarca üretilen malların birbirinin tam ikamesi olması ve firmaların fiyat belirleme gücünün olmaması nedeniyle, firmalar piyasa fiyatı dışında bir fiyattan mallarını veya hizmetlerini satamaz. Tam rekabet piyasasındaki firma eğer ürünün fiyatını artıracak olursa, ürününü satamayacaktır. Tam rekabetçi firma fiyat alıcı olduğu için karşılaşacağı talep eğrisi tam esnektir. Cevap E şıkkdır.

Ekonomi biliminin ortaya çıkış nedeni olan kıtlık insanların isteklerini ve ihtiyaçlarının karşılanması noktasında tercihler yapmasını zorunlu kılmıştır. Kaynaklar mal ve hizmet üretiminde kullanılan doğa ya da insanlar tarafından sağlanan kaynaklar olan toprak, sermaye ve emekten oluşmaktadır.

Sabit maliyetli endüstriler özel bir durumdur. Genellikle yeni firmaların endüstriye girişi üretim faktörlerinin fiyatını arttırır. Ürün talebindeki bir artış ekonomik kârla ve artan maliyetli endüstriye yeni firmaların ilgisiyle sonuçlanır. Daha çok çıktı daha yüksek fiyat düzeyinde arz edileceğinden uzun dönem arz eğrisi pozitif eğimli olmaktadır.

Tüketicilerin gelirleri dışında diğer tüm faktörlerin sabit kaldığında tüketicilerin gelirleri değiştiğinde talep eğrisi kaymaktadır. Tüketicilerin gelir değişmelerine karşı duyarlılıklarını ölçmek için iktisatçılar gelir esnekliği kavramını geliştirmişlerdir. Gelir esnekliği: parasal gelirde ortaya çıkan yüzde bir oranındaki bir değişiklik sonucu talep miktarında meydana gelen yüzde değişimidir.

Tam rekabet standartize edilmiş (Her üreticinin çıktısının diğer üreticilerinkiyle tıpa tıp aynı olmasıdır. Örneğin; buğday gibi) bir ürünün çok sayıda firma tarafından üretilmesiyle karakterize edilir. Yeni firmalar endüstriye çok kolay girebilir veya endüstriden aynı kolaylıkla çıkabilir.

Tam rekabet koşullarında işleyen firmalar uzun dönemde olabilecek en düşük maliyetle üretim yapmaktadır. Bu kaynakların etkin kullanıldığının bir göstergesidir. Diğer iki önerme doğru olduğundan sıralama “doğru-doğru-yanlış” şeklinde olacaktır.

Denge kavramı; karşıt güçlerin birbirine denk olduğu, değişme yönünde bir baskının olmadığı, süreklilik ifade eden bir durumdur. Arz ve talep analizinde ise denge, talep ve arzın birbirini denk olduğu bir yerdir. Bu noktada; denge fiyat ve miktarı belirlenir.