İnsan Davranışı Ve Sosyal Çevre 2 Final 18. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
Sakatlığa atfen kullanılan aşağıdaki terimlerden hangisi sakat kişileri dışlayıcı anlamından dolayı kullanılmamaktadır?
Sakatlık
|
Özürlülük
|
Engellilik
|
Eksiklik |
Yetersizlik |
“Özürlülük” teriminin sakat kişileri dışlayıcı/yaralayıcı anlamlarından dolayı artık kullanılmadığı vurgulanmalıdır.
2.Soru
Bir insanın yaşamını minimum düzeyde sürdürebilmesini sağlayacak imkânlardan yoksun olması, yani biyolojik olarak kendisini yeniden üretebilmesi için gerekli kalori ve diğer besin bileşenlerine ulaşamaması aşağıdakilerden hangisi olarak tanımlanır?
Mutlak Yoksulluk
|
Göreli Yoksulluk
|
Öznel Yoksulluk
|
İnsani Yoksulluk |
Yeni Yoksulluk |
Bir insanın yaşamını minimum düzeyde sürdürebilmesini sağlayacak imkânlardan yoksun olması, yani biyolojik olarak kendisini yeniden üretebilmesi için gerekli kalori ve diğer besin bileşenlerine ulaşamaması mutlak yoksulluk olarak tanımlanır. Bir insanın gelirinin, toplumsal olarak yeniden üretebilmesi için gerekli tüketim ve yaşam düzeyinin, başka ifadeyle o toplumda geçerli minimum tüketim düzeyinin altında kalması ise göreli yoksulluk olarak tanımlanır. Dikkat edilirse, yoksulluk üretim- tüketim ve gelir üzerinden tanımlanmaya ve açıklanmaya çalışılmaktadır. Oysa çalışma ile gelir arasındaki ilişki doğrusal olmadığı gibi; bugün gelinen ekonomik yapıda çalışmak yahut bir işe sahip olmak, yoksulluktan kurtulmak için yeterli değildir. Öznel Yoksulluk: Toplumun kabul edeceği minimum yaşam standardından hareket edilerek yoksulluk çizgisinin belirlenmesidir. Bu belirleme genellikle anketlerle yapılmaktadır. İnsani yoksulluk, diğeri ise yoksulluğun küreselleşmesi ve neo-liberal politikaların sonuçlarını açıklamak için kullanılan yeni yoksulluk kavramıdır. İnsani yoksulluk kavramı, UNDP tarafından, gelire bağlı olarak belirlenen yoksulluk sınırları yeterli olmadığı için geliştirilmiştir. Buna göre, insanın, insana yaraşır bir hayat sürmesi için sadece temel ihtiyaçlarının karşılanması yeterli değildir. İnsanların temel ihtiyaçlarının yanı sıra sosyal ve kültürel birtakım imkânlara da sahip olması gerekir. Ortalama hayat süresi, kamusal ve özel kaynaklara erişim gibi ölçütlere göre belirlenen insani yoksulluk, bir yandan bir insan hakkı olan gelişme hakkı ile öte yandan yoksunluk ve dışlanma kavramları ile yakından ilişkilidir. Literatürde yoksulluğun pek çok görünümünün “yeni yoksulluk” olarak tanımlanmasına yol açan gelişme, küresel ekonomik koşullarda, yoksullukla işsizlik arasındaki ilişkinin büyük ölçüde ortadan kalkmasıdır. Buna göre, işçi sınıfı burjuvazi karşısında güçsüzdür ve kapitalist sistemin temeli işçinin emeğinin sömürülmesidir. Emek sömürüsü sistemin kendisini yeniden üretmesinin başat aracıdır ve yoksulluk kapitalizmin sürekliliği için zorunludur. Yoksulluğu belirleyen düşük ücretlerdir ve düşük ücretle çalışanlar geniş bir yoksullar kesimini oluşturur.
3.Soru
Aşağıdakilerden hangisi nefret suçlarının diğer suçlardan ayırt edildikleri noktaları açığa çıkaran araştırma bulgularından değildir?
Daha çok kamusal alanda gerçekleşirler. |
Daha çok kapalı mekanlarda meydana gelir |
Diğer suçlara kıyasla daha çok fail içerir.
|
Failler genellikle mağdurların tanımadıkları kişilerdir. |
E . Faillerin cinsiyetine bakıldığında büyük bir çoğunluğunun erkek olduğu görülmüştür. |
Nefret suçlarının diğer suçlardan ayırt edildikleri noktaları açığa çıkaran araştırma bulguları şunlardır:
-Katılımcıların dile getirdikleri en ciddi nefret suçu olayları, gerçekleştikleri yere göre sınıflandırılmıştır. Nefret suçu olaylarının (%60) yanlılık içermeyen suçlara (%32) kıyasla çok daha fazla kamusal alanda gerçekleştiği, buna karşılık yanlı olmayan suçların daha yüksek sıklıkla iç–kapalı mekânlarda gerçekleştiği görülmüştür.
-Nefret suçu olayları, diğer suçlara kıyasla daha fazla sayıda fail içermektedir. Şahıs suçu olarak işlenen nefret suçlarının %47’si iki veya daha fazla fail içerirken, diğer şahıs suçlarının %17’si birden fazla fail içermektedir. Bununla birlikte nefrete dayalı mal hırsızlığı suçlarının %68’i, yanlı olmayan diğer mal hırsızlığı suçlarının ise sadece %33’ü birden fazla fail tarafından işlenen suçlardır.
-Mağdurların dile getirmiş oldukları tüm olayların yaklaşık %62’sinde failler, saldırıya uğrayan eşcinsel kişilerin tanımadıkları yabancı kişilerdir. Ancak bu oran suç tipine göre değişmektedir. Şahıs suçu olarak işlenen nefret suçlarının %70’inde, nefrete dayalı mal hırsızlığı suçlarının %66’sında ve yanlı olmayan mal hırsızlığı suçlarının %79’unda failler yabancıdır.
-Suç tipi ve mağdurun cinsiyetinden bağımsız olarak, faillerin cinsiyetine bakıldığında büyük çoğunluğunun erkek olduğu görülmüştür. Kadın ve erkek mağdurların büyük çoğunluğu faillerin en az “bir” erkek olduğunu dile getirmiştir. Suç tipleri açısından bakıldığında, şahıs suçu olarak işlenen nefret suçu faillerinin cinsiyetinin, mağdurun kadın veya erkek olmasına göre istatistiksel açıdan anlamlı düzeyde farklılaştığı görülmüştür. Bu suç grubunda kadın katılımcıların %91’inin en az bir erkek fail ve %17’sinin en az bir kadın tarafından saldırıya uğradığı, erkek katılımcıların ise neredeyse tümünün diğer erkekler tarafından saldırıya uğradığı anlaşılmıştır
4.Soru
Sakatlığın tıbbileştirilerek dışlanmasının toplumsal tarihî genelde ne tür üretim ilişkilerinin ortaya çıkmasıyla açıklanır?
Emperyalist |
Sosyalist |
Kapitalist |
Kömünist |
Anarşist |
Sakatlığın tıbbileştirilerek dışlanmasının toplumsal tarihî genelde kapitalist üretim ilişkilerinin ortaya çıkmasıyla açıklanır.
5.Soru
Aşağıdakilerden hangisi bireyin ne olduğunu onaylama ve ne olmadığını ifade etmesinin altında yatan psikolojik işlevi nedeniyle heteroseksüel maskülenliğin önemli bir bileşenidir?
Homofobi
|
Nefret Suçu
|
Ayrımcılık
|
Eşcinsellik |
Heteroseksizm |
Kişisel kimlik, bireyin ne olduğu kadar ne olmadığının tanımlanmasıdır. Kız çocukları kadın olmayı, mevcut kadın rol modellerini, doğrudan, çoğunlukla gönüllü olarak gözlemek aracılığıyla öğrenirken, erkek çocukların erkek olmayı, öncelikle kadın olmamayı öğrenerek öğrenmeleri söz konusudur. Homofobi bu nedenle, bireyin ne olduğunu (heteroseksüel) onaylama ve ne olmadığını (eşcinsel) ifade etmesinin altında yatan psikolojik işlevi nedeniyle heteroseksüel maskülenliğin önemli bir bileienidir. Bu toplumsal ve psikolojik süreç, heteroseksüel erkeklerin Gey erkeklerle etkileşimde bulunma ihtimalini de doğal olarak azaltmakta ve bu gibi etkileşimler aracılığıyla edinilebilecek homofobik olmayan tutumların oluşmasını da imkânsızlaştırmaktadır Nefret Suçu: Bir kişi ya da grupa, ait olduğu kimliği, inancı, politik görüşü, cinsiyeti ya da cinsel yönelimi gibi nedenlerle farklı biçimlerde zarar verme amacıyla saldırılması sonucunda oluşan suçlar genel olarak nefret suçları olarak adlandırılmaktadır. Nefret suçları, suçun kurbanlarının herhangi bir eylemi nedeniyle değil, gerçek ya da algılanan renkleri, milliyetleri, cinsel yönelimleri, görünümleri, etnik kökenleri, bir başka söyleyişle “eylemleri değil var oluşları nedeniyle” maruz kaldıkları saldırgan davranışlardır. Eşcinsel bireylerin, toplumun çoğunluğundan farklı olan cinsel yönelimlerini, kendi iradeleri dâhilinde seçtiklerini düşünmek, yaşamlarının farklı alanlarında maruz kaldıkları ayrımcılıkları da “hakettikleri” gibi yanlış bir yargının paylaşılmasına neden olmaktadır. Eşcinselliği ve eşcinselleri, toplumun geri kalanından ayırarak sınıflandırmaya çalışan her türlü tanım veya davranış cinsel yönelim ayrımcılığı olarak değerlendirilebilir. Eşcinsellerin, ahlâki ve dini açıdan toplumun dayattığı normlara uymayan “ahlâksızlar” veya “günahkârlar” olarak nitelendirilmesidir. Heteroseksizm: Heteroseksüelliği yüceltirken heteroseksüel olmayan davranış biçimlerini inkâr eden, karalayan ve damgalayan değerler ve inançlar sistemidir.
6.Soru
Eşcinsellere hoşgörüyle yaklaştığını veya onlara acıdığını, bir şekilde tedavi edilirlerse bu dertten kurtulacaklarını belirten ve nispeten daha insani görünen ayrımcılık türü aşağıdakilerden hangisidir?
Nefret suçu
|
İçleyici ayrımcılık
|
Dışlayıcı ayrımcılık
|
Pozitif ayrımcılık |
Yanlılık suçu |
Diğer taraftan eşcinsellere hoşgörüyle yaklaştığını veya onlara acıdığını, bir şekilde tedavi edilirlerse bu dertten kurtulacaklarını belirten, diğer yaklaşıma göre daha insani gibi görünen anlayışlar da bir nevi “içleyici ayrımcılıktır”.
7.Soru
Hangisi toplumsal alandan dışlanma olarak değerlendirilmektedir?
Eğitim hizmetlerinden dışlanma |
Sağlık hizmetlerinden dışlanma |
Sosyal güvenlikten dışlanma |
İş gücü piyasasından dışlanma |
Mülksüzlük |
Sosyal dışlanma toplumsal olduğu kadar mekânlarla da ilgilidir. Sosyal dışlanma, dışlanan kesimlerin büyük kentlerin çeperinde ve genellikle belediye hizmetlerinden yoksun olarak ya da toplu konutlarda devlet yardımları ile yaşamaları anlamına gelir. Evsizlik ise dışlanmanın en uç biçimlerinden birisidir. Mülksüzlükte toplumsal alandan dışlanma biçimidir.
8.Soru
Yoksulluk türleri kaç ana başlıkta toplanabilir?
2 |
3 |
4 |
5 |
6 |
Mutlak yoksulluk, Göreli yoksulluk, Öznel yoksulluk, İnsani yoksulluk ve Yeni yoksulluk olmak üzere beş ana başlıkta toplanabilir.
9.Soru
Dünya Sağlık Örgütü eşcinselliğin ruhsal bir rahatsızlık olmadığı kararını hangi yılda almıştır?
1961
|
1973
|
1982
|
1992 |
2000 |
1992 yılında Dünya Sağlık Örgütü de Uluslararası Hastalık Sınıflandırması (ICD) ile eçcinselliğin ruhsal bir bozukluk olmadığı kararını almıştır.
10.Soru
Toplumları oluşturan bazı bireylerin diğerlerinden daha varsıl ve daha güçlü olması durumu nasıl açıklanabilir?
Toplumsal hareketlilik |
Toplumsal bağlanma |
Toplumsal değişme |
Toplumsal normlar |
Toplumsal tabakalaşma |
Bütün insanların birey olarak biricik oldukları ve öteki insanlardan farklı oldukları açıktır ancak haklar düzleminde de farklılıklar mevcuttur. Bazı kişiler ve gruplar ayrıcalıklıyken bazı kişiler ve gruplar bu ayrıcalıklardan yoksun bırakılmışlardır. Toplumdaki bu tür eşitsizlik durumları toplumsal tabakalaşma ile açıklanmaktadır. Doğru cevap E şıkkıdır.
11.Soru
Sakatlığa ilişkin tıbbi ve sosyal yaklaşımları sentezleyen, sakatlanmanın, her boyutu bireyin içsel özellikleri ile o insanın sosyal ve fiziki çevresi arasında bir etkileşimi olarak gören sakatlık yaklaşımı aşağıdakilerden hangisidir?
Biyopsikososyal model
|
Tıbbi model
|
Sosyal model
|
Deneyimsel model |
Ayrımcılık modeli |
Bu yaklaşım biyopsikososyal modeldir
12.Soru
Elde edilen gelirin, yaşamı sürdürebilmek için gereken asgari ihtiyaçları karşılayamaması haline aşağıdakilerden hangisi denmektedir?
Yoksunluk
|
Yoksulluk
|
Yokluk
|
Butlan |
Tembellik |
Elde edilen gelirin, yaşamı sürdürebilmek için gereken asgari ihtiyaçları karşılayamaması haline yoksulluk denilmektedir.
13.Soru
Toplumun kabul edeceği minimum yaşam standardından hareket edilerek yoksulluk çizgisinin belirlenmesi aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
Mutlak yoksulluk
|
Göreli yoksulluk
|
İnsani yoksulluk
|
Öznel yoksulluk |
Yeni yoksulluk |
Toplumun kabul edeceği minimum yaşam standardından hareket edilerek yoksulluk çizgisinin belirlenmesi öznel yoksulluktur.
14.Soru
Yoksulluk, bugün insanları her zamankinden daha fazla etkilemekte ve umutsuzluğa sürüklemektedir. Bu durumun en temel sebebi aşağıdakilerden hangisidir?
Yerelleşme |
Sosyal dışlanma |
Yoksulluğun küreselleşmesi |
Politik dışlanma |
Kadın Yoksulluğu |
Yoksulluk, bugün insanları her zamankinden daha fazla etkilemekte ve umutsuzluğa sürüklemektedir. Bunun başlıca sebebi de yoksulluğun artık bölgesel ya da yöresel olmaktan ya da sadece işsizlerin yahut belli bir sınıfın (işçi sınıfı) sorunu olmaktan çıkıp küreselleşmesidir.
15.Soru
Sakatlığın tıbbileştirilerek dışlanmasının toplumsal tarihî genelde kapitalist üretim ilişkilerinin ortaya çıkmasıyla açıklanır. Kapitalizm öncesinde sakat kişilerin üretim sürecine büyük ölçüde katıldıklarını, talihsiz olarak görülseler bile toplumdan dışlanmadıklarını belirten kuramcı aşağıdakilerden hangisidir?
Foucault
|
Flaubert
|
Finkelstien
|
Davis |
Mcruer |
Sakatlığın tıbbileştirilerek dışlanmasının toplumsal tarihî genelde kapitalist üretim ilişkilerinin ortaya çıkmasıyla açıklanır. Bu alandaki öncü kuramcı Finkelstien (akt. Oliver, 2011 kapitalizm öncesinde sakat kişilerin üretim sürecine büyük ölçüde katıldıklarını, talihsiz olarak görülseler bile toplumdan dışlanmadıklarını belirtir.
16.Soru
Aşağıdakilerden hangisi sakat hareketinin amaçlarından biri değildir?
Sakatların ayrımcılığa uğradıklarını ve dışlandıklarını görünür kılmak
|
Sakat kişilerin dezavantajlı bir azınlık grubu olduğunu kamuya kabul ettirmek |
Kentin, binaların ve tüm mekanların sağlam bedenliler için inşa edildiğini göstermek |
Sakatlığın nesnel bir olgu değil, tarihsel-toplumsal olarak inşa edildiğini göstermek |
Sakatların tedavi ve bakımını yapacak kurumların sayısını ve niteliğini arttırmak |
E şıkkındaki ifade sakat hareketinin amaçlarından bir tanesidir.
17.Soru
Heteronormativite kavramı aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
Queer teoriyi destekler; insanları iki cinsiyet kalıbına sokmaz.
|
Heteroseksüelliğin tek normal cinsel yönelim olduğunu savunur.
|
Ataerkinin toplumun normal yönelimi olduğunu anlatır.
|
Cinsiyet eşitsizliğini eleştirir. |
Cinsiyete dayalı her türlü ilişkinin ve birlikteliğin her cinsiyetle olabileceğini savunur. |
Heteronomativite; heteroseksüelliğin tek normal cinsel yönelim olduğunu savunur.
18.Soru
Friedman’a göre yoksulluk bazı olanak ve haklardan yoksunluk olarak özetlendiğinde aşağıdakilerden hangisi bu hak ve olanaklardan biri değildir?
Siyasal Katılım
|
Yeterli Beslenme
|
İyi bir Eğitim
|
İşsizliğe Karşı Korunmak |
Tehdit Olarak Görülmesi |
Friedman’a göre yoksulluk : “Uzman tarafından dünyaya gelmek, güvenli bir yaşam alanı, yeterli beslenme, sağlık ücretini ödeyebilmek, iyi ve pratik bir eğitim sürecinden geçebilmek, siyasal katılım, ekonomik olarak üretici olabilmek, işsizliğe karşı korunmak, onurlu bir yaşlılık, saygın bir şekilde defnedilmek” gibi olanak ve haklardan yoksunluk olarak özetlenebilir. Yoksulluk sadece yokluk ve bedensel tehlike anlamına gelmez; aynı zamanda sosyal ve psikolojik bir durumdur.
19.Soru
Aşağıdaki kavramlar içinde hangisi homofobi düşüncesi içinde yer alan cinsel yönelimlerden biri değildir?
Transseksüel
|
Travesti
|
Heteroseksizm
|
Lezbiyen |
Gay |
Heteroseksizm: Heteroseksüelliği yüceltirken heteroseksüel olmayan davranış biçimlerini inkâr eden, karalayan ve damgalayan değerler ve inançlar sistemidir. Travesti: Kadın giyiminde veya davranışındaki erkek; erkek giyiminde veya davranışındaki kadın için kullanılan bir tanımdır. Transseksüel: Bireylerin cinsel yönelimlerinden ziyade cinsiyet kimlikleriyle ilişkilidir. Kendisini karşı cinsten biri olarak tanımlayan kişidir. Hem erkek hem de kadın için geçerlidir. Kişi erkek olduğu halde kadın olmayı isteyebilir, kadın olduğu halde erkek olmayı isteyebilir. Ancak transseksüel, daha çok ruhsal eğilimler için belirleyici bir kelimedir. Kişinin davranışlarından çok iç dünyasında kendisini karşı cinsten biri gibi görmesi, hissetmesidir. Gay: Bu terim eşcinsel kurtuluş hareketiyle birlikte ortaya çıkmıştır. Gay kelimesi, aynı cinsten insanların birbirilerine karşı duygusal ve cinsel yönelimleriyle şekillenen hayat tarzlarını betimlemektedir. Sözcük, İngilizcedeki “gay” sözcüğünden 1980’li yıllarda dilimize aktarılmış ve günümüzde de okunduğu gibi yazılmaktadır. Başlangıçta hem kadın hem erkek eşcinselleri kapsamak amacıyla kullanılırken, günümüzde sadece erkek eşcinsellerin kendilerini ifade etmek için kullandıkları bir terimdir. Kadın eşcinseller ise “lezbiyen” kelimesini kullanmaktadırlar.
20.Soru
Aşağıda verilen yaklaşımlardan hangisi sakatlığın sosyal Modeline ait değildir?
Tıbbi modele karşı çıkmış, aşırı tıbbileştirilmiş ve bireyselci sakatlık anlayışını reddetmiştir.
|
Sakatlık olgusunu siyaset ve yurttaşlık söylemlerine kaydırmayı başarmıştır.
|
Sakat hareketinin toplumsal baskıyı, kültürel söylemi ve çevrenin sakatlara diktiği engelleri eleştiren bir bakışa odaklanmıştır.
|
Sakatlık toplumsal ve tarihsel olarak kurulan bir durumdur ve değiştirilebilir. |
Sakatlığın tıbbı ilgilendiren bir patolojik olarak görülmesini ve tamamen bireysel bir olgu şeklinde sınırlandırılmasını ifade eder. |
Sakatlığın sosyal modeli, sakatlığı politik mücadele konusu hâline getiren sakat hareketinin gündeme sokmuş olduğu bir sakatlık yaklaşımıdır. Sakatlık sosyal modeli tıbbi modele karşı çıkmış, aşırı tıbbileştirilmesi ve bireyselci sakatlık anlayışını reddetmiştir. Shakespeare, aydınlanma öncesi Ilahî cezalandırma ya da ahlâki kusur olarak görülen sakatlığın, aydınlamayla birlikte biyolojik bir kusur olarak görüldüğüne, sakat hareketininse toplumsal baskıyı, kültürel söylemi ve çevrenin sakatlara diktiği engelleri eleştiren bir bakışa odaklandığını ifade eder. Huges ve Patterson’a göre “sakatlığın toplumsal olarak nasıl üretildiğine odaklanan sosyal model, sakatlık tartışmalarını biyotıbbın egemen olduğu gündemlerden siyaset ve yurttaşlık söylemlerine kaydırmayı başarmıştır.” Sakatlık toplumsal ve tarihsel olarak kurulan bir durumdur ve degiştirilebilir. Sakatlığın tıbbı ilgilendiren bir patolojik olarak görülmesini ve tamamen bireysel bir olgu şeklinde sınırlandırılmasını ifade eder.( Tıbbi Model)
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ