Kurum felsefesi aynı zamanda üst yönetimin benimsediği öz değerleri, kurumun dünya görüşünü ve bulunduğu konumu belirtir.

Çalışanlar, çalışanlarla iletişimin; yatırımcılar, finansal iletişimin; toplum, toplumla iletişimin ve tüketicilerin; pazarlama ise, iletişiminin birincil paydaşıdır.

Toplam kalite yaklaşımına göre kurumların sergileyecekleri davranışlar şu şekildedir; Mal ve hizmet üretiminde ve satışında kaliteyi ön planda tutmak. Araştırma-Geliştirme faaliyetlerine önem vermek. Teknolojik gelişmelerin takipçisi olmak. Aynı alanda faaliyet gösteren diğer kurumlarla kıyaslama yapmak. Maliyeti düşürmeye çabalayarak rekabetçi avantaj sağlamak. Kurumdaki tüm süreçleri inceleyerek aksayan yönleri iyileştirmek. Tedarikçilerle iyi ilişkiler içinde olmak. Çalışan memnuniyetini önemsemek. Görüldüğü üzere E seçeneği yanlış verilmiştir.

Kurum kimliği kurumsal dizaynı olusturan görsel unsurları barındırmanın yanı sıra kurum kültürü, kurum felsefesi, kurum kimliği karması (kurumsal tasarım, kurumsal iletişim, kurum davranısı) ve kurum imajı olmak üzere dört ana gruba ayrılmaktadır. Küreselleşme bunlardan biri değildir.

Kurum vizyonu, bir kurumun gelecekteki durumu ve başarısı ile ilgili bir resim, kurumun kullanılabilir gücünü gösteren bir fotoğrafır. Kurum felsefesinin önemli bir unsurudur. Kurumsal amaçları kurum çalışanlarının amacı olarak tanımlayan düşüncedir.

Kurum kimliğini oluşturan unsurlar 4 grupta ele alınmaktadır. Bunlar; kurum felsefesi, kurumsal tasarım, kurumsal iletişim ve kurumsal davranıştır.

İletisim, mesajı gönderen (kaynak/ kurum) ile bu mesajı alan (hedef kitle / tüketici) ve bu ikisi arasındaki mesajın gönderilmesinde izlenen yoldur.

Arzulanan Kimlik ideal kimlikle karıştırılmaktadır. Oysaki ideal kimlik araştırma ve analizlerden sonra ortaya çıkmakta, arzulanan kimlik ise yöneticilerin sübjektif fikirleri ya da kişiliklerine dayanmaktadır.

İletişimde stratejik yaklaşıma göre belirli iletişim işlevlerinin belirli amaçları vardır. Medyayla ilişkiler; kriz yönetimini, hükümetle ilişkiler; düzenlemelere uymayı, pazarlama iletişimi, satışları arttırmayı, çalışanlarla iletişim; görüş birliği oluşturmayı, toplumla ilişkiler ise imaj oluşturmayı amaçlamaktadır.

Uzmanlar, yöneticiler ve birçok akademisyen kurumsal kimlik, kurumsal imaj ve kurumsal itibar kavramlarını birbirlerinin yerine kullanırlar. Bu üç kavramın ayrımını yapmak çok önemlidir. Kurumsal kimlik: Organizasyonun insanlara karşı kendini tanıtmak için kullandığı semboller ve terminolojidir (Kurum ismi, logo, reklam sloganı, kılık kıyafet vs.). Çalışanların kurum hakkındaki düşüncelerinden oluşur ve içsel bir kavramdır. Kurumsal imaj: Bir kişinin işletme hakkında yaptığı değerlendirmelerdir. İnanç ve duyguları kapsar. Dış paydaşların özellikle de müşterilerin kurum hakkındaki düşüncelerinden oluşur. Kurumsal itibar: Bir kişinin kurum imajının anımsattığı kuruma atfedilmiş gerçeklik, dürüstlük, sorumluluk gibi değerler toplamıdır. İtibar bütün paydaşların kurum hakkındaki düşünceleridir, kimlik ve imajı da kapsar. Kurumsal süper marka: Güven, inanç ve kişilerin kurumsal itibar algısından gelen destekle oluşur. Kısaca kurumsal kimlik kişilerin kurumu bulmasına ve tanımasına yardım eder.

Soruda verilen tanım “vizyon” a aittir. Vizyon bir kurumun gelecekteki hedeflerinin, varmak istedikleri amaçların çalışanlarca betimlenmesidir ve bu ifadeler kurumun felsefesini, değerlerini, davranış¸ biçimlerini oluşturur.

Sistem yaklaşımı, kurumların alt ve üst sistemlerden oluştuğunu kabul eder. Küreselleşme yaklaşımı, kurum içindeki kültürel kaynaklı sorunların en aza indirgenmesi ile ilgilidir. Toplam kalite yaklaşımı ise, kurumsal davranışların ve kuralların rekabetçi bir ortamda devamlılık açısından zorunluluk olduğunu savunur. Kurumsal davranış, diğer seçenekler için şemsiye terim olarak düşünülmelidir.

Kurum kimliğinin somut bileşenleri olan görsel kimlik bileşenleri kurumun en önemli ayırt edici unsurlarındandır. Dolayısıyla kimlik yönetiminde önemli bir yer kaplar. Kurumun imajı görsel kimlik unsurlarından birisi değildir.

Hükümetler tarafından tanıtılan yeniden düzenleme ve özelleştirme programları, firmaların çok uluslu hale gelmesi, pazarda çok geniş seçim şansının ve bilginin olması, sofistike tüketiciler, ticaret kanallarındaki değişimler, örgütsel yapıların merkezileşmeden uzaklaşması, birleşme ve devirlerin sayısındaki artış, kurum kimliğine olan ilginin artmasına katkıda bulunmuştur. Görüldüğü üzere II ve V. maddeler yanlış bir şekilde verilmiştir.

Markalanmıs kimlikte kurumun alt kurulusları ana kurum ile iliskilendirilmemekte, des-teklenmis kimlik stratejisinden farklı olarak ana kurumun varlıgı belirgin olmamaktadır. Bu stratejide ana kurumun kimliğinden çok altında bulunan markaların sahip oldukları kimlikler ön plandadır. Dolayısıyla hedef kitle markaların ismi konusunda bilgi sahibi-dir ancak ana kurumla ilgili yeterli bilgiye sahip değildir (Tuna & Tuna, 2007). Örnegin Isviçre’nin birçok alanda faaliyet gösteren kurumlarından biri olan Procter & Gamble, Ari- el, Pantene, Algida gibi birçok tanınmıs markayı bünyesinde barındırmaktadır ancak bu markaların iletişim çalısmalarında Procter & Gamble kurumu çok fazla görünür değildir.

Desteklenmiş kimlik taşıyan kuruluşlar çok sektörlü kuruluşlardır, geniş bir faaliyet alanındahizmette bulunurlar. Üretim, toptan satiş, perakende satış ve bir ürünün her şey ile kendi bünyesinde üretilmesi gibi. Bu tür kuruluşlara örnek olarak General Motors : Opel; Koç: Arçelik, Beko, Tofaş, Aygaz ve Altınyıldız: Beymen, Benetton’u gösterilebilir.  

Sağlam bir kurumsal imaja sahip kurumların marka itibarlarının değerli olması, hizmet ve ürünlerinin rakiplerine göre daha yüksek fiyatlar oluşturmasına neden olacaktır. Bu da maliyetlerin düşmesinde önemli bir etkendir.

Ortak paydası “Dış Paydaşların Algısı” olan imaj ve itibar tanımları, itibarın daha uzun dönemde oluşması bakımından imajdan ayrılmaktadır. İtibarın, uzun dönemde tutarlı performans ve etkili iletişimle oluştuğu düşünülürken kurum imajının iyi tasarlanmış iletişim programları aracılığıyla çok daha kısa sürede oluşacağı düşünülmektedir. İtibar gerçek bir deneyimle oluşurken imaj için her zaman kişisel deneyim gerekli değildir. İmaj reklam yoluyla hızlı şekilde değişirken itibarı hem içsel hem de dışsal anlamda oluşturmak için hem uzun zaman hem de sürekli gayret gerekir. Buna rağmen kriz anında imaj da itibar da çok hızlı şekilde zarar görmektedir.

Merdivenleme yöntemi ürün ve imajların gelişimini sağlayan bir yöntem olarak çalışanlara ‘Sizin için önemli olan nedir?’ sorusu yöneltilerek yapılır. Bu soru soyuttan somuta anlamlı bir bütünlük oluşturana kadar tekrarlanır. Görüşmeler açık şekilde yapılır. İşçilerin yaptıkları işin tanımlanması, nasıl yaptıkları, davranışları ve bu davranışların neden önemli kabul edildiği araştırılmaktadır.

Dinsel ritueller, ordular ve bayraklarla sınırlı kalan sembol ya da işaretler, 19. yüzyılda Sanayi Devrimi ile birlikte ortaya çıkan kurumlar tarafından da kullanılmaya başlandı. Amaç, tüketici gözünde aynı ürün ya da hizmeti üreten diğer kurumlardan kolayca ayrılabilmekti. Böylece özel ve kamu sektörünün kullandığı sembol ve logolar kurumsal tasarımın ilk örneklerini oluşturdu. Bosch, Siemens, Ford ve AEG gibi birçok kurum logosunu bu dönemde oluşturmaya başlamıştır (Kocabay, 2006).