Mağaza içi yerleşim düzeni tasarımında, mağazadaki müşteri trafiğine göre, üç temel tür bulunur: ızgara düzeni, serbest düzen ve butik düzeni.

Camekanlar genelde pahalı ve küçük ebatlı ürünlerin sergilenmesinde kullanılan donatı türüdür. Kapalı sergi (tüketicinin ürünleri ellememesi istendiği sergi türü) ihtiyacında, genelde kilitli olarak kullanılırlar. Tezgahlarda veya ödeme ünitelerinde ön tarafı cam, arka tarafı açık türleri tercih edilir. Müşteri ürünü incelemek istediğinde satış elemanları bu ürünleri camekandan alarak müşteriye uzatır. Elektronik malzeme, makyaj ve bakım ürünleri, dizüstü bilgisayarlar, değerli takı ve mücevher gibi ürünler genellikle camekanlarda sergilenir. Böylece ürünlerin çalınmaları veya ürünlere bir zarar gelmesi önlenir.

Kolayda ürünler kategorisinde yer alan anlık ürünler, müşterinin aslında mağaza içerisine girmeden önce alma talebinde olmadığı fakat doğru teşhir ve konumlandırmayla alma talebine girdiği ürünlerdir. Lüks ve müşterinin planlı bir şekilde alma talebinde olduğu özellikli ürünler, müşterinin birçok ürün ve markayla karşılaştırıp çaba sarfederek aldığı beğenmeli ürünler ve müşterinin alma talebinde olmadığı aranmayan ürünler bu sorunun cevabını oluşturmamaktadır.

Araştırma sonuçlarına göre tat ile renk arasında kuvvetli bir bağ bulunmaktadır. Tüketici herhangi bir ürünün tadını, ürünün rengine göre değerlendirmektedir. Örneğin, kahvenin koyu kahverengi bir ambalajda bulunması lezzetinin “çok sert”, mavi renkli bir ambalajda bulunmas› “orta sert”, sarı ambalajda bulunması “hafif”, kırmızı bir ambalajda bulunması ise “zengin” olarak algılanmasına sebep oluyor. Ürünün rengine bağlı olarak oluşan tat beklentilerine uymayan bir lezzetin kendisine sunulması durumunda tüketici, bu tattan hoşlanmıyor, hatta tiksindirici bulduğunu ifade ediyor.

Kokunun tanımlanması ve isimlendirilmesi başlı başına güç bir işlem olduğundan, tüketicilere sunulan ürünle ilgili tüm diğer ipuçlarının; etiket, ambalaj, renk, logo, vs. koku ile uyum içinde olması gerekir. Aksi takdirde tüketici gerekli bağlantıyı kuramaz ve kokuyu tanımlamakta zorlanır.

Renk ile tat arasında kuvvetli bir bağ bulunmaktadır. Tatların algılanması için beklenen renkte olması gerekmektedir. Portakal suyu deneyi, kahve ambalajlarının rengi buna örnektir.

Açık Sergi: Bu tür sergide ürünler müşterinin rahatlıkla elleyebileceği ve inceleyebileceği şekilde teşhir edilir. Ürünler rafta, dolapta, masada, bankoda veya bir mankenin üzerinde açık bir şekilde teşhir edilir. Bu tür serginin en büyük dezavantajı ürünlerin fazla ellenmesine ve bozulma riski taşımasına sebep olmasıdır.

Sanal mağazalar görsel ve işitsel tasarımlarıyla tüketicinin 5 duyusundan yalnızca görme ve işitme duyusuna hitap edebilmektedir.

Tüketici tarafından mevcut olduğu bilinen fakat satın alınmak istenmeyen ürünler aranmayan ürünlerdir. Tüketicinin fiyat, stil ve kalite açısından birçok markayı karşılaştırarak uzunca değerlendirmeler sonucu satın almaya karar verdiği ürünler ise beğenmeli ürünlerdir. Satın almak için tüketicinin çok fazla çaba sarf etmediği ürünler kolayda olan ürünlerdir. Anlık satın alınanlar ise tüketicinin plansız bir şekilde ambalajın cazibesine kapılarak aldığı ürünlerdir. Tanımı verilen tüketicinin almak için çaba sarf ettiği birim değeri yüksek ürünler ise özellikli ürünlerdir. Bunlara mücevherler, pahalı saatler örnek olarak verilebilir.

Monolitik Kimlik, bir kurum tüm etkileşimlerinde bir isim, bir görsel öge kullanıyorsa monolitik kimlikten söz edilebilir. Böylelikle kurum ve ürünleri kolaylıkla hatırlanır ve algılanır. Örneğin; Eti, Sarar gibi kurumların tüm etkileşimlerinde tek bir isim ve tek bir görsel ögenin kullanıldığını görmek mümkündür.

Porselen karo. Ana materyali kildir. Seramik karolardan daha dayanıklı olmakla birlikte renk seçeneği daha azdır. Dış mekanlarda tercih edilir.

Hedonik-hazcı yaklaşımda, tüketicilerin ürünlere dokunmalarındaki en önemli sebep, belirli güzel hisler duymak, eğlenmek, tahrik olmak veya zevk almaktır. Örneğin, kesinlikle satın alınması düşünülmeyen bir çift güderi çizmenin tüketici tarafından ellenerek yumuşaklığının hissedilmesi ve mutlu olunması.

Kaygan ve pürüzsüz kumaşlar lüks olarak algılanırken blucin gibi kumaşlar sağlam bulunur. İpek ve yün kumaşlar ince, yumuşak, narin üst sınıf olarak algılanırken, blucin, koton, elyaf, pazen vb. kumaşlar alt sınıf olarak algılanmaktadır. Doğru cevap E'dir.

En sık kullanılan gruplama, ürün sınıfına ve müşteri türüne göredir. Ayrıca birbirine benzeyen ürünler (fonksiyonel gruplama), aynı markaya ait ürünler (satıcılara göre gruplama), benzer alıcıların talep ettiği ürünler (yaşam tarzına göre gruplama) ve mağaza stratejilerine göre ürünler (teşhire göre) farklı şekillerde gruplandırılabilmektedir. Soruda da ipucu verildiği üzere gruplama alışverişi kolaylaştırmalıdır.

Kurum kimliğinin en önemli öğesi olan, hatta kurum kimliği denince ilk akla gelen amblemdir. İletişim tasarımının önemli diğer öğesi de renklerdir. Renk, kurum ve marka kimliğine hakim bir unsurdur. Renk iletişim tasarım programı çerçevesinde özellikle kurumu rakiplerinden ayırma açısından önemlidir. Yazı karakteri de kurumun iletişim tasarımı çerçevesinde kullanacağı araçlardan birisidir. Kurumsal tasarımın diğer öğeleri gibi önemli bir yeri olan basılı malzemeler kurumla ilgili bilgi ve mesajlar açısından çok önemlidir. Örneğin, kurum çalışanlarının kartvizitlerinde yer alan kurumun adı, logosu ya da amblemi kurum tasarımı açısından önem taşır.

Mağazada satış faaliyetlerine en az stok faaliyetleri kadar yer verilmeli, yüksek satış olanağı sunan yüksek kiralı mağazalar satış için kullanılmalı, modern ve müşteriye açık parçalar ise bu mağazalarda dizayn için kullanılmalıdır. Müşterinin kullanımına sunulan alanda yalnızca satış işlevinin yerine getirilmesi hususuna ayrıca dikkat edilmelidir.

Hizmetten yararlanmak için zaman zaman beklememiz gerekebilmektedir. Perakendecilerin çoğu hizmet verme sistemini değiştirerek bekleme süresini en aza indirmeye çalışmaktadır. Böylelikle beklemenin kötü etkilerini azaltma girişiminde bulunmaktadır. Beklemenin kaçınılmaz olduğu durumlarda (örneğin bankalarda), hizmet veren mağazalar hizmet ortamının arka planında müzik çalarak, müşterilerin bekleme algılamalarını ustaca yöneterek olumsuz etkileri azaltabilirler.

Sarı ana renktir ancak Yeşil, mavi ve sarının karışımından elde edilen bir ara renktir.

Yarış pisti düzeni mağaza içinde aynı bir yarış pistinde olduğu gibi belirli bir yönde hareket edilmesine olanak sağlar. Dolayısıyla müşteriler belirli bir ana koridoru takip ederek tüm mağazanın içini dolaşmış olurlar.

Müşteriler açısından beklemenin etkileri şunlardır:

• Bekleme hem ekonomik hem de psikolojik bir maliyete neden olur.
• Tüketiciler açısından beklemenin en önemli olumsuz sonucu, zaman kaybıdır.
• Beklemek durumunda kalan kişi büyük bir olasılıkla hizmet ortamını olumsuz algılayacaktır.
• Bir kişinin ruh hali ne kadar olumlu olursa, bekleme süresini de o kadar kısa algılayacağı söylenebilir.