Medyada Dil Kullanımı Ara 9. Deneme Sınavı
Toplam 20 Soru1.Soru
"Bu düşüncede olan birkaç kişi olduğunu duymuştum. Acaba Cezmide bu şekilde düşünenlerden biri mi?" Yukarıdaki ifadede hangisi yanlış yazılmıştır?
düşüncede |
birkaç |
duymuştum |
Cezmide |
biri mi |
Bağlaç Olan da/de’nin Yazılışı
Bağlaç olan da/de ayrı yazılır ve kendisinden önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak büyük ünlü uyumuna uyar: Beni de çağırdı seni de. Durumu babasına da bildirdi. Sen de mi kardeşim? Az da olsa ver. Oturur da oturur artık.
Cezmi dahi anlamında olduğu için -de nin ayrı yazılması lazım.
2.Soru
Halkla ilişkiler araç ve ortamlarına ilişkin aşağıdakilerden hangisi/hangileri söylenebilir?
1. İnternet halkla ilişkiler açısından zorluk değil, fırsat demektir.
2. Başarılı bir halkla ilişkiler uzmanı, kuruluşla ilgili mesajların yayınlanma şansını yüksek tutmalıdır.
3. Hedef kitlelere ulaşmak için doğru yayın politikasına sahip mecraları belirlemek yeterlidir.
Yalnız 1 |
1 ve 2 |
2 ve 3 |
Yalnız 3 |
Yalnız 2 |
İnternet, dijital mecralar, sosyal medya halkla ilişkiler açısından hem fırsat hem de zorluk demektir. Başarılı bir halkla ilişkiler uzmanı, kuruluşla ilgili mesajların yayınlanma şansını yüksek tutmak zorundadır. Hedef kitlelere ulaşmak için sadece doğru yayın politikasına sahip mecraları belirlemek yeterli değildir. Aynı zamanda seçilen mecranın hedef kitlenin yüzde kaçı tarafından kullandığı ve ne düzeyde bir etki yaratacağı da önemlidir. Doğru cevap E seçeneğidir.
3.Soru
Dili, bir toplum olgusu olarak, bireylerin kararlarından bağımsız olarak gören kuram aşağıdakilerden hangisidir?
Göstergebilim |
Mit kuramı |
Pragmatizm |
Yapısalcılık |
Öyküleme |
Yapısalcı düşünürlere göre, dil bir toplum olgusudur. Kuralları bireylere dayatılır. Bir nesil dili bir sonraki nesile kültürel miras olarak taşır ve insan toplulukları yaşadığı sürece bu aktarım pratiği devam eder. Herhangi bir biçimiyle dil, konuşulan herhangi bir dil, daha eski bir biçime dayalıdır ve bu da daha da eskisine dayalıdır ve bir veya daha önceki ata/ana diline varana kadar bu böyle sürüp gider. Dolayısıyla dil, bireylerin kararlarından bağımsızdır.
4.Soru
Hangisi “yardımcı fiillerle kurulan birleşik fiiller, ilk kelimesinde herhangi bir ses düşmesi veya türemesi olmazsa ayrı yazılır” kuralına uygundur?
Göçetmek |
Sözetmek |
Terketmek |
Var olmak |
Yokolmak |
Etmek, edilmek, eylemek, olmak, olunmak yardımcı fiilleriyle kurulan birleşik fiiller, ilk kelimesinde herhangi bir ses düşmesi veya türemesi olmazsa ayrı yazılır: arz etmek, dans etmek, göç etmek, ilan etmek, kabul etmek, söz etmek, terk etmek, var olmak, yok etmek, yok olmak vb.
5.Soru
Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde kelimelerin yazımı yanlıştır?
sükûn – gâvur |
dergâh - yadigâr |
dükkân – sükût |
İddiâ – nîspet |
kâfir - dükkân |
Arapça ve Farsçadan dilimize giren birtakım kelimelerde düzeltme işareti kullanılmaktadır. İddia ve nispet sözcüklerinde düzeltme işareti kullanılmamaktadır.
6.Soru
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır?
Kadroya çok değerli bir oyuncu kazandırdı. |
Aradaki nüansı anlayabilmek çok zordu. |
Ne o ne de bu doğru. |
Altında fay olduğu tespit edilen santral kapatıldı. |
Bu gizli bir sırdır. |
Anlamı tam bilinmeyen ya da yanlış bilinen kelimelerin dikkatsizce kullanılması anlatım bozukluklarına neden olmaktadır. Arapça’da sır, gizli kalan, gizli tutulan şey anlamına gelir.
7.Soru
Metafor ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
Metafor, anlatımı daraltır. |
Benzetmenin ilgeçsiz kuruluşu metaforu bitirir. |
Metafor, benzetme yönünün arttırılmasıyla oluşmaya başlar |
Benzetmeyi içeren her aktarma metafor değildir. |
Metafor, mecaz (değişmece) demektir. |
Metafor kavramına atfedilen anlamlar birden fazladır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
Metafor, mecaz (değişmece) demektir.
Benzetmeyi içeren her aktarma metafordur.
Metafor, benzetme yönünün eksiltilmesiyle oluşmaya başlar.
Benzetmenin ilgeçsiz kuruluşu metaforu oluşturmaya başlar.
Metafor, anlatımı daha etkili kılmak ve söze canlılık kazandırmak amacıyla yapılır. Söze güzellik, güçlülük, canlılık, zarafet, derinlik veya genişlik verir
8.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Türkiye’deki ayrımcılığın sosyolojisini yorumlayabilmek için kullanılan teorik ilkelerden biri değildir?
Gruplararası eşitsizliğin hüküm sürdüğü modern toplumlarda, bazı gruplar diğerlerine oranla daha baskındır, hâkimdir ve güçlüdür. |
Bazı baskın gruplar azınlık, madun ve alt konumlu olarak adlandırılabilecek zayıf grupları damgalayabilir, tanımlayabilir ve etiketlendirebilir. |
Damgalayabilme, toplumsal zayıflığı gösterir. |
Damgalamayla birlikte baskın grup madun gruplarla ilgili kalıp yargılar üretir. |
Damgalanmış gruplar, kendileriyle ilgili kalıp yargılara uygun davrandığında ayrımcılık gibi sorunlar toplumsal bir mesele hâline gelmez. |
Türkiye’deki ayrımcılığın sosyolojisini yorumlayabilmek için kullanılan teorik ilkeler şunlardır:
• Gruplararası eşitsizliğin hüküm sürdüğü modern toplumlarda, bazı gruplar diğerlerine oranla daha baskındır, hâkimdir ve güçlüdür. Bu baskın gruplar azınlık, madun ve alt konumlu olarak adlandırılabilecek zayıf grupları damgalayabilir, tanımlayabilir ve etiketlendirebilir. Örneğin, başını örten kadınlar kendileri, “türban” kelimesini kullanmasalar da “türbanlılar” olarak tanımlanabilirler. Damgalayabilme, toplumsal gücü gösterir.
• Damgalamayla birlikte baskın grup madun gruplarla ilgili kalıp yargılar üretir.“Kürtler”, “Sarışınlar”, “Araplar” ile başlayan her cümle o grupla ilgili kalıp yargı içerir.
• Kalıp yargılarla uğraşmanın zor bir yanı vardır; çünkü kalıp yargılar bir kısım “doğruluk payı” taşıyabilir. Ne var ki bir grubun tüm üyelerini aynılaştırma, onları bireysel özelliklerinden soyutlayarak homojen bir grubun üyesi hâline getirir. Bu yönelim ise birçok alanda ayrımcılığa neden olur.
• Aslında ne baskın grup (geniş toplum) ne de alt konumlu gruplar (ya da azınlıklar) homojendirler. Her grup içerisinde olumsuz özelliklere sahip insanlar olabilir; çoğunlukla baskın grup bu olumsuz özellikleri genel bir nitelik olarak tüm grup üyelerine genelleme hatasına yapar.
• Damgalanmış gruplar, kendileriyle ilgili kalıp yargılara uygun davrandığında ayrımcılık gibi sorunlar toplumsal bir mesele hâline gelmez. Örneğin bir Roman’ın sokakta çiçek satması ya da müzisyenlik yapması sorun değildir. Ne var ki bir eşcinsel (LGBTİ birey), siyasetçi olmak istediğinde, yani toplumdaki kalıp yargılara uygun olmayan bir rol ya da göreve talip olduğunda sorun çıkar.
• Baskın grupların kaynaklar üzerindeki hâkimiyetini ve konumlarını “meşrulaştıcı ideoloji” mevcuttur. Örneğin, cinsiyetçilik, erkeği ve kadını bir hiyerarşi içinde belirli rollerle tanımlar. Fitizm “fit” olmayan insanları sağlıksız, iradesiz ve alt statülü olduklarına dair kalıp yargılar üretir.
• İnsanların birden fazla gruba aidiyetleri vardır. Bu açıdan baskın ve alt konumlu gruplararası ilişkiler tek boyutlu değildir. Yani bir grupta baskın olan biri bir başka grupta alt konumda olabilir. Örneğin bir kadın örgütünde lider konumunda olan bir kadın bir siyasi parti içerisinde hayli alt statülü olabilir.
• Alt konumlu grupların da damgalanma sürecine karşı yürüttüğü bazı stratejiler vardır. Bu stratejiler damganın görünür olup olmamasına bağlı olarak değişebilir; damga görünür değilse alt gruplar kendilerini gizleyip, ikili olmadığında ikili bir hayat yaşamak durumunda kalabilir. Damga görünür ise örneğin, başörtüsü ve siyah kadın olma gibi; bu durumda da ona statü kazandırma mücadelesi verilebilir. Kadınların insan olarak haklarını kullanmak için verdiği feminist hareket buna örnek verilebilir.
9.Soru
I.İlgili alanda yazılmış iyi örnek metinler ya da edebi eserler okumak
II. Yaşadığımız çevreye daha dikkatli bakmak ve iyi bir gözlemci olmak
III. Çok gezmek
IV. İyi bir konuşmacı olmak
İyi bir metin yazarı olmak için yukarıdakilerden hangileri önerilir?
I ve II |
II ve III |
I, III ve IV |
II, III ve IV |
I, II ve III |
İyi bir metin yazarı, ilgili alanda yazılmış iyi örnek metinler ya da edebi eserler okumakla mümkün olur. Çok okumak, çok gezmek ve içinde yaşadığımız çevrede iyi bir gözlemci olmak önemli bir yaşam deneyimi kazandırır.Çok okumak, çok gezmek ve içinde yaşadığımız çevreye daha dikkatli bakmakla ve iyi bir gözlemci olmakla önemli bir yaşam deneyimi kazanılabilir. İnsan varlığı olmanın da bir gereği olarak, çevremizde olanbitene ve insanlararası ilişkileri daha sorgulayıcı ve çözümleyici bir kavrayışla bakmak insanlara ve insan yaşamına dair çok şey öğrenilmesine neden olabilir.
10.Soru
Aşağıdakilerden hangisi Yazma Eylemine ilişkin önerilerden biri olamaz?
Güzel ve etkileyici yazmak yazmayı sık sık denemekle olasıdır. |
Yazma süreçlerinin başlangıcında öykünme, yazar adayı için hem doğal hem de gereklidir. |
Yazıda, kısa, yalın cümleler tercih edilmelidir. |
Yazıda okuyucunun az bildiği sözcüklerin kullanılması avantaj sağlar. |
Cümlelerde yer alan fiillerin kullanımında etken çatılı olanlara öncelik tanınmalıdır. |
Güzel ve etkileyici yazmak yazmayı sık sık denemekle olasıdır. Yazarlıkta gelişkinlik sürekli yazarak elde edilir. Başlangıçta kötü yazılar yazılması umut kırıcı olmamalıdır. Yazıda yetenek denilen şey, emekle, çabayla elde edilen bir şeydir. Yazma alışkanlığına ilişkin süreç sizi daha iyiye ulaştıracaktır. Yazma süreçlerinin başlangıcında öykünme, yazar adayı için hem doğal hem de gereklidir. Çıraklık yıllarında düşüncelerin rahatça yeşerebileceği alanların bulunması ve onların taklidi kaçınılmazdır. Yazıyı öğrenme sürecinde çalışma ve öykünme yan yana gider. Bazı yazarlar için kendi özgünlüklerini ortaya koymazdan önce aylar yıllar gerekebilir. Ancak bir dolu taklitten sonra, yazıda özgünlüğe doğru ilk atılım gerçekleştirilebilir.
Yazıda abartılı üsluptan, karışık cümlelerden kaçınmak gereklidir. Kısa, yalın cümleler yeğlenmelidir. Basit cümleler karışık cümlelerden her zaman daha iyidir. Basit cümle tek bir yargı taşır. Birçok bileşik cümle bölünerek basit cümlelere indirgenmelidir. Yazıda okuyucunun aşina olduğu sözcüklerin kullanılması avantaj sağlar. Okuyucunun yabancısı olduğu sözcüklerden kaçınılmalıdır. Cümleler gereksiz, işlevsiz ve katkı sağlamayan sözcüklerden arındırılmalıdır. Cümlelerde yer alan fiillerin kullanımında etken çatılı olanlara öncelik tanınmalıdır.
11.Soru
Yazıda, okuyucuyu öngörülen düşünce ve davranışa yöneltmek için başvurulan anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
Açıklayıcı anlatım |
Tartışmacı anlatım |
Betimleyici anlatım |
Öyküleyici anlatım |
Kanıtlayıcı anlatım |
Yazıda tartışmacı anlatım, okuyucuyu öngörülen düşünce davranışa yöneltmek için başvurulan bir anlatım biçimidir.
12.Soru
Hangi seçenekteki ifade, doğrudan bir toplumsal doğruyu ifade ettiğinden, bir halkla ilişkiler kampanyasında kullanılabilir?
Para harcadıkça çoğalır, biriktirdikçe berketi kaçar. |
Sokak hayvanları değil, onların pislik içinde yaşamasına göz yumanlar pistir. |
Ye tatlıyı doğur Ayla'yı, ye ekşişi doğur Haşim'i. |
Çok gülen çok ağlar. |
Neticeye değil, sürece bak. |
Katılalım ya da katılmayalım, atasözleri, toplumsal doğruların(toplumdaki genel eğiliminin) özetidir. D seçeneğinde bir atasözü yer alır. Diğer seçeneklerde toplumun çoğunluğunun katılmayacağı ifadeler yer almaktadır. C seçeneğinde bir atasözü toplumun genel eğiliminin tersi yönünde yazılmıştır. Yine E seçeneğindeki inanış, Hatice'ye değil neticeye baktır. Bir atasözü olmasa da uzun süredir farklı platformlarda gayr-ı resmi olarak söylenmektedir. Halkla ilişkiler, hedef kitlenin kabul ettiği doğrulardan beslenir.
13.Soru
Yazıda ... anlatım, hemen her konuya uygulanabilen sıklıkla kullanılan anlatım biçimidir.
Örneğin bir sözcüğün tanımı, bir canlının yapısı, tarihsel bir olgunun anlamı, davranışları
etkileyen psikolojik nedenler vs. bu anlatım biçimiyle verilir.
Yukarıda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Açıklayıcı anlatım |
Tartışmacı anlatım |
Betimleyici anlatım |
Öyküleyici anlatım |
Aktarıcı anlatım |
Açıklayıcı Anlatım
Yazıda açıklayıcı anlatım, hemen her konuya uygulanabilen sıklıkla kullanılan anlatım biçimidir.
Örneğin bir sözcüğün tanımı, bir canlının yapısı, tarihsel bir olgunun anlamı, davranışları
etkileyen psikolojik nedenler vs. bu anlatım biçimiyle verilir. Açıklayıcı anla- tım, üzerine yazı
yazılan konu ile ilgili soru ya da soruların yanıtlanmasını içerir. Makale, fıkra, eleştiri, deneme,
röportaj, gezi gibi yazılarda açıklayıcı anlatım kullanılabilir. Bu tür yazılar çoğunca düşünce
yazılarıdır ve bir savı, bir kanıtı ortaya koyma çabası açıklamayı gerekli kılar.
14.Soru
İstanbul'da doğup büyümüş bir yazar olan Orhan Pamuk'un Kar isimli romanını kaleme alırken Kars'a gidip bir müddet orda yaşamasının amacı nedir?
Yazı dilini geliştirmek |
Coğrafyaya hakim olmak |
Kendini sosyal ortamından soyutlamak |
İstanbul'da yazamayacağını düşünmesi |
Bunalımda olması |
Örneğin
Orhan Pamuk, İstanbul’da doğup büyümüş bir yazar olarak “Kar” adlı romanında Kars
kentine gitmiş; bir süre orada yaşamış, kentten insanlarla söyleşiler yapmış, bu söyleşilerini
de kaydetmiştir. Kars kentini gezmiş ve Roman’da anlattığı mekânları uzun uzun incelemiştir.
Pek çok yazar gibi binlerce kare fotoğraf çekmiş daha sonra bu fotoğraf karelerini
betimleme sıkıntısı yaşadığı durumlarda kaynak olarak kullanmıştır. Kuşkusuz, yazar
Kars kentindeki mekânları ve insanları bire bir romanında anlatmamıştır. Bu kitabımızın
üçüncü ünitesinde yer verdiğimiz “haber” türünde olduğu gibi roman “gerçekleri” anlatma
iddiasında olan bir yazı türü değildir. Şiir, öykü, roman, oyun gibi edebiyat türleri,
bilimsel anlatım veya haber gibi kaynağını gerçekten alma savından alan türler değildir.
Bununla birlikte bu türler de insana içinde yaşadığı gerçeği anlatma iddiası taşır ancak
bu türlerin farklılığı gerçeği kaleme alan yazarının kendi öznel deneyimleri, hayata bakış
açısı, politik ve ideolojik yönelimleri ve cinsiyetinin bütünü üzerinden kurgulanır.
15.Soru
Dil ile söz arasında ayrımı yapan ilk düşünür aşağıdaki seçeneklerin hangisinde verilmiştir?
Sartre |
Renard |
Zinsser |
Saussure |
Childe |
Dil ve söz arasında ilk ayrımı yapan düşünür Saussure’dir.
16.Soru
“Yazarlık Dersleri” adlı kitapta okumanın yazmaya katkısı süreçlerine değinen yazar aşağıdakilerden hangisidir?
Murathan Mungan |
Jean Paul Sartre |
Feridun Andaç |
Virginia Woolf |
Luce Irigaray |
Virginia Woolf “Yazarlık Dersleri” adlı kitapta okumanın yazmaya katkısı süreçlerine değinmiştir.
17.Soru
Aşağıdakilerden hangisinde ki bağlacının yazımında hata vardır?
mademki |
öyleki |
oysaki |
belki |
meğerki |
Diller sürekli bir değişim içinde olduğu, dolayısıyla söyleyiş de sürekli olarak değiştiği için, söylenişe bağlı alfabeleri kullanan dillerin kurallarında zamanla gelenekleşmeler başlamaktadır. Ayrı yazılması gereken ki bağlacının söyleyişte kalıplaşmış olduğu için bitişik yazıldığı kelimeler: belki, çünkü, hâlbuki, mademki, meğerki, oysaki, sanki. Öyle ki kelimesindeki ki ayrı yazılır.
18.Soru
Aşağıdakilerden hangisi yazım yanlışı yapmanın fizyolojik nedenleri arasında yer alır?
Zeka problemleri |
Dikkat eksikliği |
İlgi verememe |
Acele etme |
Konuşma problemleri |
A, B, C ve D seçeneklerinde verilenler öğrenciden kaynaklanan nedenlerdir. Fizyolojik nedenleri ise görme bozuklukları, işitme problemleri, konuşma problemleri, kas koordinasyonun gelişmemesi gibi durumlar oluşturur.
19.Soru
Halkla ilişkiler yazarının kaleminden çıkan basın ilanının sahip olması gereken özellikler alıcıda, yaratması gereken etkilerden biri değildir?
Dikkat çekme |
İlgi uyandırma |
İstek uyandırma |
Düşündürme |
İnandırma |
Halkla ilişkiler yazarının kaleminden çıkan basın ilanının sahip olması gereken özellikler
alıcıda (editör, muhabir, genel yayın yönetmeni, program yapımcısı, vb.), yaratması
gereken etkilere göre şu beş temel başlıkta toplanır. Bunlar:
1. Dikkat çekme
2. İlgi uyandırma
3. İstek uyandırma
4. İnandırma
5. Eyleme geçirme, olarak sıralanır.
Doğru cevap D'dir.
20.Soru
Mikro-elektronik ve iletişim teknolojilerinin hayatımıza giriş tarihi aşağıdakilerden hangisidir?
1950'li yıllar |
1960'lı yıllar |
1970'li yıllar |
1980'li yıllar |
1990'lı yıllar |
Mikro-elektronik ve iletişim teknolojilerinin 1950’li yıllardan başlayarak günümüze geçirdikleri belli başlı evrelere baktığımızda, mobil ya da kablosuz iletişim teknolojilerinin özel bir konuma sahip olduğunu görüyoruz. Doğru cevap A'dır.
-
- 1.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 2.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 3.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 4.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 5.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 6.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 7.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 8.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 9.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 10.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 11.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 12.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 13.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 14.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 15.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 16.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 17.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 18.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 19.SORU ÇÖZÜLMEDİ
- 20.SORU ÇÖZÜLMEDİ