BATI EDEBİYATINDA AKIMLAR I Dersi Yunan ve Latin Edebiyatı soru cevapları:
Toplam 52 Soru & Cevap#1
SORU:
Avrupa uygarlığını diğerlerinden ayıran en önemli
özellik nedir?
CEVAP:
Avrupa uygarlığını, büyük yazılı uygarlıklardan,
Asya uygarlıklarından ya da başka kültür bölgelerinden
ayıran en önemli özellik onun geçmişle kurduğu özel
bağdır. En genel çizgilerle, sanayi toplumu öncesinde
Batı’nın anlamlar dünyasını kuran üç sacayağı olduğu
söylenebilir: Yunan-Roma dünyası, Orta Çağ feodal
hukuku, Yahudi-Hıristiyan geleneği. Modern Batı
uygarlığının siyaset düşüncesi, sanat düşüncesi (heykel,
mimarlık), tiyatrosu, edebiyatı, bilimsel düşüncesi ile
felsefesi klasik Yunan tarihinden kaynaklanır. Dünya
tarihinde, karmaşık toplumsal örgütlenmeler arasında
Yunan uygarlığı, ruhban takımının yetkesi (otoritesi) ile
krallığın işe karışmadığı biricik, tek örnektir. Yunan
uygarlığı doğu Akdeniz uygarlığıdır. Roma imparatorluğu
uygarlığı ise hukuk, mühendislik, devlet geleneği gibi
alanlara yaptığı katkının yanı sıra asıl Yunan kültürel
geleneğinin aktarılmasını sağlamıştır. Eski Yunan dünyası,
Batı uygarlığına kendini ve içinde bulunduğu dünyayı
anlaması için en temel araçları, kavramları, belirli ama
değişken edebiyat tarzlarını sağlamıştır. Avrupa’nın
sanatında, edebiyatında, düşünce tarihinde, tek kelimeyle
yüksek kültürünün biçimlenmesinde, İÖ 8. -İS 6. yüzyıl
arasında 1400 yıl sürmüş Yunan-Roma dünyası ayrıcalıklı
bir yer tutar. Çünkü eski Yunanın edebiyat, akılcı
araştırma, felsefe, tarih, hukuk, güzellik gibi ifade ve
düşünce türleri, önce Roma dünyasını biçimlendirecek,
Yunan-Roma dünyasının klasik hali ise Orta Çağ ile
Rönesans’ta, Aydınlanma Çağında Avrupa’daki
yaratıcılığı başka başka tarzlarda besleyecektir.
#2
SORU:
Modern öncesi toplumlarda edebiyat nasıl bir işlev
üstlenmiştir?
CEVAP:
Modern öncesi toplumlarda edebiyat çok farklı
işlevler üstlenmiştir, örneğin toplulukların kimliğini
belirler; davranış, düşünüş modellerinin baş kaynağıdır,
eğitimli olabilmenin koşuludur. Dolayısıyla bu
uygarlıkların kimi yönlerini, ürünlerini tanırken bunların
Eski Çağdaki alıcılarının kimler olduğunu, hangi
toplumsal ilişki tarzlarıyla bu ürünlerle karşılaştıklarını
düşünmeliyiz.
#3
SORU:
Ortak Yunan kimliğinin, kültürel belleğinin oluşmasını
sağlayan edebiyat ürünü hangisidir?
CEVAP:
Yunan edebiyatının en eski örneği, Batı
edebiyatının da kurucu metni olan Homeros destanları
sadece üstün bir edebiyat ürünü olmakla kalmamış ortak
Yunan kimliğinin, kültürel belleğinin oluşmasını da
sağlamıştır.
#4
SORU:
İlyada ve Odysseia destanlarının özelliği nelerdir?
CEVAP:
Homeros’un İlyada ile Odysseia destanları,
Yunanca edebiyatın en eski örneğidir. Bunlar dünya
edebiyatının da en seçkin örneklerindendir; hem Yunan
dünyasının kurucu metinleri, hem de Batı edebiyatının
temel metinleridir. Kurucu metinden kasıt Tevrat ile
Buddha’nın metinleri başka Eski Çağ kavimlerinde nasıl
bir yer tutuyorsa benzer bir güce sahip olmasıdır:
hakikatlerin toplamı, bir insan ideali, topluluk kimliğini
oluşturan bağ. Dolayısıyla bu destanlar edebiyatın
ötesinde de bir işlev taşımıştır
#5
SORU:
Homeros destanları ile ilgili bilgi veriniz.
CEVAP:
Homeros destanları İÖ 8. yüzyıl ortalarında Ege
kıyılarında bugünkü haline büründü. Şairi, şairleri kimdi,
bu konuda Eski Çağda da bir şey bilinmiyordu. Şair
destanlarında hiçbir zaman ‘ben’ diye kendinden söz
etmez, Eski Çağda destanın şairi hakkında efsaneler
üretilmiştir; Ege kıyılarından, İyonya’dan, şehirlerden,
adalardan onu sahiplenen bir düzine kent vardır.
İskenderiye çağında ise tapınağı, tapısıyla bir tanrı haline
getirilmiştir. İskenderiye çağında destan sırasıyla on beş
bin dize ile on iki bin dize içeren yirmi dörder bölüme
ayrıldı. Çanakkale boğazının girişindeki Troya beyliğinin
bir başka adı İlion’dur; İlyada İlion’un destanı demektir.
Destan Yunanistan’dan gelen Akha beylerinin müttefik
ordularının dokuz yıldır kuşatması altında olan Troya’da
geçer, toplamda 52 gün ama asıl bir hafta anlatılır.
#6
SORU:
Şiir geleneğinin Yunanlılara kazandırdıkları nelerdir?
CEVAP:
Şiir geleneği Yunanlılara insan idealleri, ifade
biçimleri, düşünme tarzı dağarı sağlamıştır. Zaten İÖ 5.
yüzyıla yani Klasik çağa kadar bir düzyazı geleneğinin
varlığından söz edemeyiz. Kentler geçmişlerini
Homeros’a, oradaki kahramanlara dayandırmışlardır, yani
başka bir resmi geçmiş anlatısı bulunmayan dünyalarında
geçmiş destan ve mitoslardan ibarettir. 19. yüzyıl
Homeros’u, Yunan Klasik çağının göz kamaştırıcı
edebiyat, sanat ve felsefe başarılarını açıklama
araçlarından yoksundu, henüz günümüz insan bilimleri
emekleme çağındaydı, onun için bu başarılara ‘‘Yunan
mucizesi’ ’derdi; ille bir mucizeden söz edilecekse
“Homeros mucizesi” denebilir. Hatta Orta Çağın
sonlarından itibaren bir dizi kavim, halk, şehir, hatta
hanedan kurucu ata olarak Troya savaşından kahramanları
gösterir; Tevrat’ın sağladığı geçmiş çerçevesine bir de bu
eklenmiştir.
#7
SORU:
Platon kimi Yunanistan’ın ilk öğretmeni olarak
nitelemiştir?
CEVAP:
Filozof Platon, Homeros’u Yunanistan’ın ilk
öğretmeni olarak nitelemiştir. Yunan kültürü için
Homeros destanları aynı zamanda ansiklopedik bilgi
dağarıdır. Üç yüz yıl sonra ortaya çıkan temel eğitim,
okuma yazma, basit hesap ile Homeros öğretiminden
ibaretti. Mısır ikliminde korunmuş Yunanca papirüs
kırıntılarının yarısı Homeros destanlarına aittir, ikinci
sırada Aristoteles’inkiler gelir. Homeros destanlarının
Yunan dünyasında sarsılmaz saygınlığı çağlar boyunca,
Hristiyanlaştıktan sonra bile sürmüş, her tür bilginin
sınandığı bir mihenk taşı olarak görülmüştür.
#8
SORU:
Hesiodos kimdir?
CEVAP:
Adıyla sanıyla bildiğimiz ilk şair Hesiodos’tur.
İÖ 8. yüzyıl sonu ile İÖ 7. yüzyıl başında yaşadığı sanılır.
Destan vezniyle yazdığı 1000 dizelik Tanrıların Doğumu
(Theogonia) ile 800 dizelik İşler Günler eksiksiz bugüne
kalmıştır. Bunlar terimin dar anlamıyla destan değildir.
Theogonia evrenin ilk hali olan Khaos yani
biçimlenmemiş maddeden başlayarak, tanrı tanrıça
çiftlerinin ve yeryüzünün meydana gelişini anlatır. Yerel
birçok mitos geleneğini, tek bir anlatıda birleştirmiştir.
Daha sonra gelen başka şairlerin bundan farklı
evrendoğum mitosları yarattığını da biliyoruz. Belirli bir
mantık uyarınca mitosların çeşitlemelerinin üretilmesi,
hakikatin kaynağının tek bir metne bağlı olmadığı sözlü
kültürlerde değişmez bir kuraldır; bu sayede tragedya türü
ortaya çıktığında anlatıların dallanıp budaklanması
sürecektir. 1960’larda kanıtlandığı üzere, tanrı kuşakları
arasındaki egemenlik savaşları anlatısı doğrudan
Mezopotamya Hitit mitolojisinden alınmıştır.
#9
SORU:
Hangi dönemler Yunan Arkaik çağı olarak
adlandırılır?
CEVAP:
Aşağı yukarı İÖ 7 ile İÖ 5. yüzyıl arası Yunan
arkaik çağı diye adlandırılır.
#10
SORU:
Klasik çağ hangi dönemlere tekabül etmektedir?
CEVAP:
İÖ 5-4 yüzyıl dönemine Klasik çağ denir. Deniz
aşırı yeni yerleşim yerleri ve koloniler kurma sürecinin
yoğun olduğu bir dönemdir.
#11
SORU:
Sappho kimdir?
CEVAP:
İskenderiyeli bilginler en değerli sayılan dokuz
tane lirik şairin kanonunu, yani resmi listesini
oluşturmuştur. Sappho antik dünyanın en ünlü şairidir,
genç kızların yetiştiği bir topluluğun başı olarak
resmedilmiştir. Ondan başka birkaç tane daha kadın şair
Klasik çağda yaşamıştır. Yarattığı vezinleri, şiir kalıpları
alabildiğine çeşitlilik sergiler. Eldeki iki eksiksiz şiiri ile
çok küçük kırıntıları bile çağdaş okuyucuyu etkilemeye
yeter. İfadesinin aldatıcı basitliğin ardında, şiirin sesinin,
ritminin güzelliği, duygu yoğunluğu dinleyiciyi etkiler.
#12
SORU:
Solon kimdir?
CEVAP:
Atinalı ilk şair Solon’dur. İÖ 7. yüzyılda Yunan
dünyasındaki genel bunalımdan payını alan Atinalılar,
çare olarak 6. Yüzyıl başında Solon’u arabuluculuk
göreviyle en yüksek kamu görevlisi seçtiler. Klasik çağda
yasa koyucu siyasetçi olarak çok saygın, simgesel bir yeri
vardı. Vasat bir şair olmasına rağmen, iki tarafa kendi
reformlarını savunduğu siyasal şiirleri çok değerlidir.
#13
SORU:
Yunan klasik çağı ile ilgili bilgi veriniz.
CEVAP:
Yunan Klasik çağı, insanlık tarihinde gerçekten
benzersiz bir yaratıcılık dönemidir. İÖ 5. ve 4. yüzyıllarda,
sonraki kuşakların hep örnek alacakları; edebiyat, sanat,
felsefe alanlarında Batı’da 19. yüzyıl sonuna kadar
aşılmaz sayılan entelektüel standartlar yaratılmıştır. Bu
standartlar donuk, kitabi bilgiye değil canlı, gerçek söze
dayanır. Bu yapıtlarda özel bir yalınlık, denge, uyum,
doğallık kendini gösterir. Mimarlıktan, heykelden, vazo
resimlerine, tragedya komedya gibi yeni edebiyat
türlerine, seçkin bir düzyazı geleneğinin doğuşuna,
Avrupa düşüncesinin iki ayağı olan Platon ile Aristoteles
düşüncesine uzanan bir atılım gözlenir. Bu atılımın
merkezi Atina’dır.
#14
SORU:
Yunanlıların yaratıcılığının temelinde ne yatmaktadır?
CEVAP:
Yunanlıların yaratıcılığının temelinde siyasal ve
toplumsal düzen yatar. İlk defa bu ölçekte karmaşık bir
toplumda, kendi dışında bir güce, kral ve görevlilerine,
ruhban sınıfına dayanmayan, gitgide daha çok kesimin
doğrudan görev aldığı bir özyönetim kurulmuştur. Bu
sistem ana hatlarıyla şöyle özetlenebilir: Bürokratik bir
aygıtın yokluğu; her kamu işinin sözle tartılarak alınan
kararlara dayanması; kamu görevlerinin bir iki yılla
sınırlanması, bunun meslek olmaması. Dolayısıyla
meslekten hâkim, savcı, avukat diye bir şey yoktur;
kurayla atanan yurttaş mahkemelerinin jürileri davaları
sonuca bağlar. Hiçbir kamu görevi ücret karşılığında
yapılmaz. Yurttaşların hepsi en büyük meclisin doğal
üyesidir. Ayda birkaç kere, açık havada toplanan bu
meclis, altı bin kişi alabiliyordu.
#15
SORU:
Tragedya ve komedya ile ilgili bilgi veriniz
CEVAP:
Tragedya ve komedya türleri İÖ 5. yüzyıl
Atinasının bir icadıdır, dolayısıyla yazarları da Atina
yurttaşıdır. Bir bayramın parçası olarak yapıtlar arasında
bir yarışma yapılırdı. Bu icadın üzerinden henüz bir yüzyıl
geçmemişken tiyatro, mimarisiyle, bayramıyla birçok
Yunan kentince benimsenmişti. Bu kadar kolay
benimsenmesini sağlayan şey, ortak bir toplumsal
kültürün, şiir geleneğinin varlığı olmalıdır. Tragedya en
kalabalık yurttaş topluluğunun katıldığı kamusal bir
olaydır. Zorunlu olmayan temel eğitimin dışında kurumsal
bir eğitimin söz konusu olmadığı bu dünyada, tragedya bir
eğitim kurumu işlevi üstlenmiştir. Seyirciler arasında
siyasal yaşamda yeri olmayan kadınlar da bulunur.
Tragedyalar, köklü Yunan şiir geleneğinin başlıca konuları
olan övgü, bir tanrının, kişinin ya da duygunun
yüceltilmesi ya da yergisini ele almak yerine yeni
toplumsal düzendeki değerler çatışmalarının sahnelendiği
eserlerdir. Bunu da yurttaşların gündelik dünyası
içerisinde sahnelemez; çatışmaları ve açmazları
mitolojinin yarı tanrı, tanrı ve olağanüstü kişilerinin
dünyasına taşıyarak yapar.
#16
SORU:
Aiskhylos kimdir?
CEVAP:
Aiskhylos (İÖ 525-455) bildiğimiz tragedyayı
yaratmıştır, o ikinci oyuncuyu eklemeden önce tragedyada
tek oyuncu koroyla etkileşiyordu. Kendi mezar yazıtı için
yazdığı şiirinde sadece Perslere karşı Marathon
savaşındaki yiğitliğini anmıştır. Adlarını bildiğimiz 90
oyunundan Roma çağında okullarda okutulmak üzere
seçildiği için 7 tanesi bugüne kalabilmiştir. Birbiriyle
bağlantılı, üç tragedya kurmak onun buluşudur, buna tek
örnek eldeki tek üçleme olan Oresteia’sıdır. Persler eldeki
tragedyalar arasında hem en eskisi hem de tarihsel bir
olayı işleyen tek örnektir; ondan sonra değilse de ondan önce yine Pers istilalarını işleyen iki tragedyanın rakibi
tarafından yazıldığı biliniyor, bunun dışında yakın tarihli
bir olay tragedya konusu olmamıştır.
#17
SORU:
İskenderiye ve Roma çağında en gözde tragedya şairi
kimdir?
CEVAP:
Tarihsel açıdan İskenderiye ve Roma çağında
Euripides en gözde tragedya şairidir. Romalı filozof
Seneca’nın beş yüz yıl sonra onun yapıtlarını uyarlaması
tragedyanın Rönesans’ta yeniden doğuşunun arkasındaki
modeldir. Rönesans Fransız ve İngiliz tiyatrosundan
itibaren Avrupa edebiyatının başka şiir türlerinde de 19.
yüzyıla kadar etkisi süren, diğer iki şair değil Euripides
olmuştur.
#18
SORU:
Eski komedyalardan elimize ulaşanlar hangileri
olmuştur?
CEVAP:
Eski komedyalardan yalnızca Aristofanes’e ait on
bir tanesi elimizdedir. Aristofanes (İÖ 450-385) kırk tane
komedya yazmış, hemen hepsi de Peloponnesos savaşı
sırasında yazılmıştır. Bunlarda bıktırıcı savaş yanlısı
demagog (Yunanca halkı güden demektir) önderleri
kıyasıya eleştirmiştir. Kazandıkları ödüllere bakarak
yaşarken başka iki şairin komedyalarının onunkilerden
daha çok tutulduğunu söyleyebiliriz. Bunun nedeni
beğenisi daha incelmiş, eğitimli seyirciye hitap etmesi olsa
gerek. Platon Şölen’de onu komedya türünün örneği
sayar, Agathon’u da tragedya temsilcisi olarak sahneye
çıkartır. Bir seferinde kendi adı yanı sıra takma bir adla da
ikinci bir eseriyle katıldığı yarışmada ilk iki ödülü
almıştır. Komedyaları dikkat çekici bir üslup yelpazesine
sahiptir, söylev, hukuk, lirik şiir, tragedya söylemlerini
kolaylıkla yankılar. Komedyasının hem yergici hem de
lirik olduğunu söylemek az gelir. Hırçın öfkeyle yüklü,
alay ve sövgülerle dolup taşan, ders veren, hem güçlülerin
hem de halkın tüm kusurlarını yüzlerine çarpabilen, en
bayağı pisliğe bulanan bu komedya, müstehcenlikten
hoşlanır, bunu şiirle taçlandırır. Baş kişileri genellikle
dürüst, saf çiftçilerdendir. Kömürcüler, Atlılar, Bulutlar,
Eşek Arıları, Kuşlar eserlerinden birkaçıdır.
#19
SORU:
Yeni komedyanın eldeki tek eksiksiz örneği nedir?
CEVAP:
Yeni komedyanın eldeki eksiksiz tek örneği
Menandros’un (İÖ 342/41 – c 290) Türkçeye Huysuz
Adam diye çevrilmiş oyunudur, Eski Çağda kimileri onu
çok büyük şair saysa, Aristofanes’ten üstün tutsa da bu
yapıt Aristofanes düzeyinde değildir. Bu oyunu 20. yüzyıl
ortalarında Mısır’da bulunmuş bir papirüse borçluyuz,
yapıtları Orta Çağda yitip gitmişti. Yüzü aşkın
komedyasından yüzlerce kırıntı yanında Latince
uyarlamalarından da tanıyoruz onu.
#20
SORU:
Herodotos hakkında bilgi veriniz
CEVAP:
Bodrumlu olup Atina’da yaşamış olan Herodotos
(İÖ 484– 425) daha önce araştırma anlamına gelen historia
sözcüğüne tarih araştırması anlamını vermiştir, eksiksiz
kalan kitabının adı budur. Cicero onu boşuna ‘‘tarihin
babası’ ’diye nitelendirmemiştir, ondan önce gelen Ege
Marmara kıyılarından beş tane yazarın, bunlara logografos
yani logos düzyazı yazarı deniyordu, kentlerinin
mitolojisini, kurucu ataları basit dille anlattıkları bilinir.
Herodotos Perslerin Yunaneli’ne seferlerini, Marathon
gibi ünlü savaşlarını anlatmaya geçmeden önce o güne dek
görülmedik büyüklükte bir imparatorluk kuran Perslerin
sefer ettiği kendine kattığı bölgelerin halklarını törelerini
anlatır. Savaş anlatısının ardında Troya destanlarının
sağladığı model vardır. Eski Mısır, Babil uygarlıkları
hakkında 19. yüzyılda bu diller çözülmeye başlanana
kadar neredeyse tek bilgi kaynağı idi. Farklı töreleri, yerel
hikayeleri hikâye anlatmanın tadını çıkara çıkara anlatır,
çoğu kez bir yargıda bulunmaz, işittiklerime göre, der,
bana inanılmaz gelse de der, konuşurcasına anlatır. Dor
kentinden gelse de konuşma diline yakın İyon ağzıyla
yazmıştır. Yazgı anlayışı tragedyalara yakındır, eskilerin
bir hatasından başlayıp kuşaklar boyunca süren yazgı.
Sözden, hikayelerden beslenen bu rengarenk tarih
yazımının takipçisi çıkmamıştır, Atinalı Thukidides’in
koyduğu yeni bir tarihçilik anlayışı, üslubuyla birlikte
gelenek oluşturmuştur.
#21
SORU:
Platon’la ilgili bilgi veriniz.
CEVAP:
Alfred North Whitehead, “Bütün Batı felsefesi
Platon’a düşülen dipnotlardır,” derken haklıdır. Platon (İÖ
329-347) Sokrates öldüğünde 31 yaşındaydı, seyahate
çıktı, aşağı yukarı 40 yaşında Atina’ya dönüp Akademia
adında bir araştırma kurumu kurdu. Kapısının üzerinde
‘Geometri bilmeyen giremez’ yazılıydı. Bu Batı
geleneğindeki ilk yükseköğretim kurumudur,
Akademisi’nin Hıristiyan Roma imparatoru tarafından
kapatıldığı yıl olan İS 529 simgesel olarak Yunan-Roma
antik çağının sonu sayılır. O ve öğrencisi Aristoteles
Batı’nın yaptığı felsefe ve bilimi 17. yüzyıla kadar
belirledi.
#22
SORU:
Büyük İskender’in açtığı çağ hangi döneme tekabül
etmektedir?
CEVAP:
Büyük İskender İÖ 323 yılında Babil’de
öldüğünde bütün bir Yunan dünyasının çehresinin
değiştirdiği gibi Doğu Akdeniz’den Himalayalar’a kadar
dünyanın da çehresini de değiştirmişti. Onun açtığı bu
çağa İÖ 3yy ile İÖ 1yy arasına İskenderiye çağı, ya da
Hellenistik Çağ denir; ondan sonra Roma Çağı başlayacak
Antik Çağ onunla sona erecektir.
#23
SORU:
İskenderiye çağı ile ilgili bilgi veriniz.
CEVAP:
İskenderiye çağı Roma’dan önceki ilk
küreselleşme sayılabilir. Çok dilli, çok kültürlü bu farklı
bölgelerde yerleşen tek bir tarzda siyasal egemenlik
sonucunda Yunan dili, kültürü ortak yüksek kültür olarak
benimsendi. Örneğin Afganistan’da Pakistan’da Yunan
kentleri kuruldu. Milattan sonraki ilk yüzyıllarda Kuşan
krallığında Buddha’yla ilgili heykeller, kabartmalar
yapılmaya başlandı, ilk dönemlerinde bunlar Yunan-Roma
sanatı özellikleri gösterir. Makedonlar Homeros çeşnili
eski bir Yunanca konuşsalar da Yunanlıların gözünde
siyasal toplumsal yapıları Polis olmadığından Yunanlı
sayılmazlardı. Kendisinden sonra generalleri bu geniş
coğrafyayı bölüşüp krallık hanedanları kurdular. Çok geniş bir coğrafyada Yunanca adım adım kültür dili haline
geldi. Bu çağda birkaç edebiyat türü yaratıldı, asıl başarı
önceki çağların bilgi birikimini sınıflandırılması ve yeni
bilgi dallarıyla bunun değerlendirilmesidir.
#24
SORU:
Latin edebiyatı ile ilgili bilgi veriniz.
CEVAP:
Latince edebiyatı, Roma’nın küçük bir köyden
dünya egemeni oluşunu, Batı edebiyatları üzerindeki
muazzam oluşturucu gücünü göz önüne almadan
incelemek olanaksızdır. Roma’nın kuruluş efsanesi, İÖ 8.
yüzyıl ortalarında Troya’dan kaçan bir soydan gelen bir
ikiz tarafından kurulduğunu aktarır. İÖ 500 yıllarına kadar
yani Yunanlıların klasik çağına kadar, Romalılar Etrüsk
krallarının egemenliği altındadır. İtalya’daki en yüksek
uygarlığı yaratan Anadolu kökenli Etrüsk uygarlığının dili
halâ çözülememiştir. Ardından gelen 500 yıl süren
cumhuriyet döneminde siyasal bir büyüme, etkin bir
devlet yapısı oluşturma öyküsüdür: bir dizi reform, sınıf
çatışmaları, adım adım İtalya yarımadasındaki başka
akraba diller konuşan bağımsız kentleri ele geçirme, İÖ 3.
yüzyıl ortasından başlayıp yüz yıl süren Kuzey Afrika’da
büyük bir Fenike devleti olan Kartaca ile savaşlarından
sonra deniz gücü olarak Akdeniz egemenliği, ardından
Yunan kentlerini, Doğu Akdeniz’i Mısır’ı fethetme.
#25
SORU:
Roma edebiyatının başlangıcı ne zamandır?
CEVAP:
Roma edebiyatının başlangıcı Yunan asıllı Livius
Andronicus’un İÖ 3. yüzyıl ortalarında Homeros’un
Odysseia destanını Latince bir vezinle çevirmesiyle başlar.
Şair, soylu çocuklarının öğretmeniydi. Yunanca oyunları
Latinceye uyarlayıp İÖ 240 yılında bir bayram
çerçevesinde sahneleyerek Roma tiyatrosunun da
başlatıcısı olmuştur. Tragedyadan çok komedya
yazmıştır, eserlerinden kırıntılar kalmıştır. Daha
eskilerden sadece Latince adlarını bildiğimiz geleneksel
Roma seyirlik oyun türleri vardı. İÖ 4. yüzyıl ortalarında
Roma’da süren veba salgınına tanrılara niyaz etmekle çare
bulamamıştı, bunun üzerine insanları eğlendirmek üzere
geleneksel bir oyun sahnelenmişti; bir takımın ettiği kaba
saba sataşmalara diğer yarı doğaçlama cevap veriyordu.
Hasat şenliklerinde, Roma’nın güneyinde konuşulan
Latinceye akraba dillerde, kaba güldürüler, kavuklu
pişekar oyununa yakın geleneksel türler vardı.
#26
SORU:
Romalılar’ın yarattığı edebiyat türü nedir?
CEVAP:
Romalılar başlı başına tek bir edebiyat türü
yaratmışlardır, bu Yunan satir oyunuyla ilgisi olmayan
hiciv türü satura’dır, gerçi bunun da ardında bir Yunan
yazarının şiir düzsöz karışımıyla yarattığı hiciv türünü de
görmek gerekir.
#27
SORU:
Latince edebiyatın klasik çağı hangi dönemdir?
CEVAP:
Latince edebiyatın klasik çağı İÖ 1. yüzyıl
başında cumhuriyetin son yıllarında başlayıp, İS 2. yüzyıl
sonuna kadar sürer, edebiyat düşünce ürünleri açısından
olağanüstü verimli bir dönemdir bu. Görmüş olduğumuz
Lucretius, Cicero, Catullus’la Cumhuriyetin son on
yıllarında başlayan olgun yapıtlara, iç savaştan sonra yeni
bir uyum yaratan Augustus’un döneminde özellikle şiirde
doruk yapıtlar eklenir, bu döneme altın çağ adı da
verilmiştir. Augustus’un İS 14 yılındaki ölümünden sonra
başlayıp yüzyıl süren döneme, klasik Latince edebiyatın
gümüş çağı denir. Bu çağ öncekine oranla edebiyat
beğenilerinde değişiklikler gösterir: bir ölçüde konuşma
dilinden uzaklaşma eski, şiir diline ait kelimelere,
süslemeler yer verme, başka metinlere imalı göndermeler.
Klasik çağın bittiği İÖ 2. yüzyıl ise aslında imparatorluğun
en barış içinde yaşadığı bir çağdır, ne var ki Latince
yazının niteliği apaçık düşmüştür, oysa bu dönem aynı
zamanda Yunanca edebiyat düşünce ürünlerinin yenilenip
serpildiği çok canlı bir dönemdir.
#28
SORU:
En genel çizgilerle, sanayi toplumu öncesinde Batı’nın anlamlar dünyasını kuran üç sacayağı hangileridir?
CEVAP:
En genel çizgilerle, sanayi toplumu öncesinde Batı’nın anlamlar dünyasını kuran üç sacayağı olduğu söylenebilir: Yunan-Roma dünyası, Orta Çağ feodal hukuku, Yahudi-Hıristiyan geleneği.
#29
SORU:
Avrupa’nın sanatında, Yunan-Roma dünyası ayrıcalıklı yerini kaç yüzyıl tutar?
CEVAP:
Avrupa’nın sanatında, edebiyatında, düşünce tarihinde, tek kelimeyle yüksek kültürünün biçimlenmesinde, İÖ 8. -İS 6. yüzyıl arasında 1400 yıl sürmüş Yunan-Roma dünyası ayrıcalıklı bir yer tutar.
#30
SORU:
Yunan edebiyatının en eski örneği, Batı edebiyatının da kurucu metninin adı nedir?
CEVAP:
Yunan edebiyatının en eski örneği, Batı edebiyatının da kurucu metni olan Homeros Destanı'dır.
#31
SORU:
İlyada'nın konusu nerede geçmektedir?
CEVAP:
İlyada, Yunanistan’dan gelen Akha beylerinin müttefik ordularının dokuz yıldır kuşatması altında olan Troya’da geçer.
#32
SORU:
Ölüler ülkesine inip geri gelen birkaç ölümlüden ikisi hangileridir?
CEVAP:
Odysseus ölüler ülkesine inip geri gelen birkaç ölümlüden birisidir, diğeri dünyanın hem en eski hem de en güzel edebiyat ürünlerinden olan Sümerlerin Gilgameş Destanının kahramanı Gilgameş’tir.
#33
SORU:
Homeros destanının, Vergilius ve Dante'nin eserlerinden farklı olan yönü nedir?
CEVAP:
Yazılı kültür ürünü destanlarda, örneğin en büyük Roma destanı Vergilius’un destanında Roma’nın yüceltilmesi, Dante’de dinsel kaygılar bulunurken Homeros destanının odağında sadece dramatik eylem bulunur.
#34
SORU:
Antik Yunan'da düz yazı geleneği ne zaman başlamıştır?
CEVAP:
Şiir geleneği Yunanlılara insan idealleri, ifade biçimleri, düşünme tarzı dağarı sağlamıştır. Zaten İÖ 5. yüzyıla yani Klasik çağa kadar bir düzyazı geleneğinin varlığından söz edemeyiz.
#35
SORU:
Adıyla sanıyla bildiğimiz ilk şair kimdir?
CEVAP:
Adıyla sanıyla bildiğimiz ilk şair Hesiodos’tur. İÖ 8. yüzyıl sonu ile İÖ 7. yüzyıl başında yaşadığı sanılır.
#36
SORU:
Arkaik ve klasik Antik Yunan çağları hangi tarihsel dönem aralıklarıdır?
CEVAP:
Aşağı yukarı İÖ 7 ile İÖ 5. yüzyıl arası Yunan arkaik çağı diye adlandırılır. İÖ 5-4 yüzyıl dönemine de Klasik çağ denir
#37
SORU:
Lirik şiir terimi nasıl ortaya çıkmıştır?
CEVAP:
İskenderiye kütüphanesindeki edebiyat bilginleri, filologlar lirik şiir terimini lir çalgısı eşliğinde seslendirilen şiirler için kullandılar, onlardan önce buna ezgili şiir denirdi.
#38
SORU:
Phytagoras (Pisagor) kuramının içeriği nedir?
CEVAP:
İyon adası Sisam’dan Güney İtalya’ya göçüp izleyicileriyle bir koloni kuran Phytagoras (ya da Pisagor İÖ 582-496) evreni bir uyum olarak kavradı, sayılar arasındaki oranlarla her şeyin açıklanabileceğini öne sürdü.
#39
SORU:
Yazıları bugüne en fazla ulaşan Sokrates öncesi filozof kimdir?
CEVAP:
Yazıları bugüne en fazla ulaşan Sokrates öncesi filozof İyonyalı Demokritos’tur
(İÖ.460-370).
#40
SORU:
Parthenon’un bezemelerini ve heykellerini yapan sanatçı kimdir?
CEVAP:
Fidias en büyük klasik sanatçıdır. Parthenon’un bezemelerini, kabartmalarını, dev altın-fildişi heykelini yapmıştır.
#41
SORU:
Aiskhylos'un bildiğimiz kaç eseri vardır ve kaç tanesi günümüze kalmıştır?
CEVAP:
Aiskhylos'un adlarını bildiğimiz 90 oyunundan Roma çağında okullarda okutulmak üzere seçildiği için 7 tanesi bugüne kalabilmiştir.
#42
SORU:
Yeni komedyanın eldeki eksiksiz tek örneğinin adı nedir?
CEVAP:
Yeni komedyanın eldeki eksiksiz tek örneği Menandros’un (İÖ 342/41) Türkçeye Huysuz Adam diye çevrilmiş oyunudur.
#43
SORU:
HerodotosU tarihin babası olarak kim nitelemişitir?
CEVAP:
Bodrumlu olup Atina’da yaşamış olan Herodotos (İÖ 484– 425) daha önce araştırma anlamına gelen historia sözcüğüne tarih araştırması anlamını vermiştir,
eksiksiz kalan kitabının adı budur. Cicero onu boşuna ‘‘tarihin babası’ ’diye nitelendirmemiştir.
#44
SORU:
Sofist Protagoras’ın, en ünlü sözü nedir?
CEVAP:
Protagoras’ın “insan her şeyin ölçüsüdür” düsturu dünya görüşlerini özetler.
#45
SORU:
Alfred North Whitehead'in Platon'a yönelik söylediği ünlü sözü nedir?
CEVAP:
Alfred North Whitehead, “Bütün Batı felsefesi Platon’a düşülen dipnotlardır,” derken haklıdır.
#46
SORU:
Platon akıl yürütmeyle dile getirilemeyecek bazı görüşlerini mesellerle anlatır, bunların içinde en ünlüsü hangisidir?
CEVAP:
Platon akıl yürütmeyle dile getirilemeyecek bazı görüşlerini mesellerle, uydurdu-
ğu mitoslarla aktarır. Bunların en ünlüsü Cumhuriyet/ Devlet yapıtındaki mağara meselidir.
#47
SORU:
Aristoteles tragedyayı nasıl tanımlar?
CEVAP:
Aristoteles “sıradan olmayan birisinin eyleminin ağırbaşlı anlatımı” diye tanımlıyordu tragedyayı, bu eylemle bizdeki korku ve dehşet duygularından arınırız diyordu.
#48
SORU:
Rodoslu Apollonios'un, Argonautika (Argo Gemicileri Destanı) konu olarak ne anlatmaktadır?
CEVAP:
Argonautika (Argo Gemicileri Destanı). Konusu, Akhalı beylerin Yunaneli’nden Gürcistan’daki efsanevi altın postu ele geçirmek üzere denizde yaptıkları serüven
dolu bir seferdir.
#49
SORU:
En eski Latince metinler nelerdir?
CEVAP:
En eski Latince metinler, İÖ 5. Yüzyıl ortalarından anlaşılması çok güç yasalardır.
#50
SORU:
Eldeki en eski, eksiksiz Latince şiir hangisidir?
CEVAP:
Hakkında yüzyılın ilk yarısında yaşadığından başka bir şey bilmediğimiz Lucretius’un Evren’in Yapısı (De Rerum Natura) şiiri eldeki en eski, eksiksiz Latince şiirdir.
#51
SORU:
Augustus dönemi edebiyatının en saygın ismi kimdir?
CEVAP:
Augustus dönemi edebiyatın altın çağının kuşkusuz en büyüğü, günümüze kadar Avrupa edebiyatında da en saygın yere sahip olmuş Vergilius’tur.
#52
SORU:
Platon’u gizemcilikle bağdaştıran, son büyük pagan felsefe okulu kurucusu kimdir?
CEVAP:
Plotinos (İÖ 3. yüzyıl başı ) ise Platon’u gizemcilikle bağdaştıran, son büyük pagan felsefe okulu kurucusu idi.