CBS’DE PROJE TASARIMI VEYÖNETİMİ I Dersi Planlama Kavramı Çerçevesinde Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri soru cevapları:

Toplam 45 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Planlama nedir açıklayınız?


CEVAP:

Planlama kavramsal olarak, belirlenen hedefe
ulaşabilmek için var olan olanaklar ve karşılaşılan
sınırlayıcılar çerçevesinde, yapılabilecek eylemler
konusunda karar verme ve bu eylemleri hayata geçirme
sürecidir. Herhangi bir girişimin düşünsel olarak ön
hazırlığı konumunda bulunan planlama, aynı zamanda çok
yönlü bütünleştirici bir faaliyettir ve içerisinde sosyal,
ekonomik, politik, psikolojik, antropolojik ve teknolojik
faktörleri barındırmaktadır. Bir başka deyişle planlama;
bilimsel, teknik ve diğer bilgi organizasyonlarının birçok
seçenek içerisinde fikir birliğine varma sürecidir.


#2

SORU:

Plan ve planlama kavramları nasıl farklılık gösterir
açıklayınız?


CEVAP:

Plan ve planlama kavramları birbirine yakın
kavramlar olarak anılmaktadır. Ersoy (2006)’nın
belirttiğine göre planlama; sorun çözmek için yola çıkılan
bir süreç olarak algılanmalıdır. Planlama kapsamında,
karşılaşılan sorun veya sorunların hangi yapısal ilişkiler
bağlamında, neden ve nasıl ortaya çıktığı, müdahale
edildiği takdirde nasıl çözümlenebileceği konusunda
araştırmalar yapar. Kavram açısından bakıldığında
düşünsel düzeydeki bir modelin somut bir platforma
aktarılması plan, planın gerçekleşmesine yönelik
uygulama sürecinin bütünü ise planlamayı
oluşturmaktadır.


#3

SORU:

Planlamanın üç temel yapı taşı nelerdir?


CEVAP:

Planlama kavramı; (i) geleceğe yönelik bir
öngörü içermesi, (ii) belirli bir hedefe ulaşmak için
yapılması, (iii) eylem dizisinin sistematik yapılandırılması
gibi üç temel yapıtaşına sahiptir. Belirli amaçlara ulaşmak
için yapılan eylemler dizisi geçmişten günümüze tarih
boyunca ‘planlama’ eylemi olarak var olmuştur. Sanayi
devrimi öncesi ve özellikle küreselleşme sonrasında
planlama kavramı tüm çalışma alanlarında uygulanabilir
konuma gelmiştir.


#4

SORU:

Planlamanın bileşenleri nedir?


CEVAP:

Planlama istenilen amaçlara ulaşmak için
geleceğe yönelik sistemli eylem programları tasarlamak
çalışma nesnesine ve gerçekleştirilmesi istenilen amaçların
niteliğine göre değişim göstererek ‘planlama’ teriminin
önüne getirilecek sıfata bağlı olarak farklı planlama türleri
meydana getirmektedir. Bu bağlamda tarihsel gelişimleri,
teknikleri ve ilgi alanlarına göre birbirlerinden farklı
planlama türlerinden söz etmek mümkündür. Planlama
hizmet ettiği temel alanlara göre:
(i) Fiziksel (mekânsal) planlama, (ii) Sosyal planlama, (iii)
Ekonomik planlama olmak üzere üç bölümde ele
alınmaktadır. Bu bölümde özellikle fiziksel planlama ve
gelişen teknolojiler paralelinde fiziksel planlama
çalışmalarına yön veren Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ve
Uzaktan Algılama (UA) entegrasyonu ele alınmaktadır.


#5

SORU:

Fiziksel planlamayı açıklayınız?


CEVAP:

Fiziksel planlama çalışma ve uygulamaları tarım
devrimi ile yerleşik yaşam biçimine dönüşen neolitik çağa
dayanmaktadır. Ancak toplumun tüm ihtiyaç ve yaşam
biçimini şekillendirerek günümüz bakış açısını yansıtan
mekânsal planlama anlayışı toplumsal ilişkiler ağının bir
tanımlayıcısı olarak sanayi devrimi ile paralel gelişim
göstermektedir. Bu anlamda küresel bir platformda
mekânsal planlamanın ortaya çıkışı ve kurumsallaşması
19. yüzyıla dayanmaktadır. Mekânsal planlamanın
oluşumunu sanayi devriminin yol açtığı kitle nüfus
hareketleri ile kırsal alanlardan kentsel alanlara göç
dalgaları ile biçimlenmiştir. Göç dalga hareketlerinin
yoğunluğu, kentsel alanlardaki konut, ulaşım ve altyapı
yetersizliklerini gündeme getirerek kent/kır ilişkisinin
yeniden düzenlemesi sürecini doğurmuştur. Bu doğrultuda
artan nüfus ihtiyaçlarını gidermek ve bireyler için
yaşanabilir koşulların üretilmesi adına fiziksel planlama
kavramı ülkesel ölçekten yerel ölçeğe kademelendirilerek
planlama yaklaşımları uygulanabilir platformlara
aktarılmıştır. Farklı fiziksel planlama kademelerinin farklı
amaçlara hizmet etmesi toplumda mevcut iş bölümlerinin
farklılaşması temeline dayanmaktadır. Nitekim doğru ve
akılcı planlama çalışmaları sektörel bazdaki gelişim
öngörüleri destekleyebilir düzeyde gerçekleştirilmelidir.
Bu nedenle toplumdaki düşey gelişime paralel olarak
gereksinimleri karşılayabilme konusunda düşey planlama
ortaya çıkmaktadır. Düşey gelişim toplumdaki eylemler ve
ileriyi görme olanaklarının artışı ile planlamayı her rejim,
ünite, birim ve kişi için yaygınlaştırmayı hedef almaktadır.
Bu artış aynı zamanda merkezileşme kuvvetinin artışını da
meydana getirerek planlama anlayışının kişi ölçeğinden
toplum ölçeğine çıkarılmasını sağlamaktadır. Sosyal
tabana dayalı bir sistemde sosyal kuvvetin bir noktada
yığılması mevcut faaliyetlerin daha küçük gruplar
tarafından yönetilmesini sağlamaktadır. Kuvvet
yığılmasının bir sonucu olarak ekonomik gelişme ile
paralellik gösteren sanayileşme, kentleşme ve bürokrasi
birbiri ile sıkı bir ilişki içerisine girmektedir. Dolayısı ile
kuvvet yığılmasının bir içeriği olarak mekânsal boyutların
geliştirilmesi/düzenlenmesi gereklilikten öte zorunluluk
halini almaktadır. Bu anlamda mekânsal planlama
ekonomik ve çevresel kutuplar arasında salınan çoklu bir
içerik sunmaktadır.


#6

SORU:

Ülkemizde fiziksel planlama hiyerarşisini temel
başlıklarını maddeleyiniz?


CEVAP:

Ülkenin sosyoekonomik kalkınmasını yönlendiren ülke
kalkınma planları başta olmak üzere, bölge planları,
metropoliten planlaması, çevre düzeni planları, nazım
imar planları ve uygulama imar planları sıra düzeni temel
alınarak ülkemiz fiziksel planlama hiyerarşisi meydana
getirilmiştir. Ülkemizde planlama çalışmaları temel olarak
beş eksende yürütülmektedir.
• Sosyoekonomik Planlar
• Üst Düzey Fiziki Planlar
• Yerel Fiziki Planlar
• Özel Amaçlı Fiziki Planlar
• Tamamlayan Planlar
Ülke kalkınma planları ve bölge planları planlama
sisteminin en üst kademesinde yer alan sosyoekonomik
planlar olup Kalkınma Bakanlığı tarafından
hazırlanmaktadır. Hazırlanan planlar TBMM’nin onayı
alınarak yürürlüğe girmektedir. Ülke kalkınma planları
daha çok ekonomik amaçlı olurken, kent imar planları
fiziksel niteliği baskın, bölge planları ise her iki amaca da
ağırlık veren planlardır.


#7

SORU:

Ülke kalkınma planlarını açıklayınız?


CEVAP:

Ülke ölçeğinde farklı sektörlerde nasıl bir yol
izleneceğine karar veren, stratejik kararların oluşumuna
katkı sağlayan plan evresidir. Kalkınma planları esas
olarak ülke ekonomisi ve sosyal gelişmenin belirli bir
hızda ilerlemesini hedef alır ve belirlenen ulusal kalkınma
hızına sektörel dağılım ile öngörülü biçimde
yaklaşmaktadır.


#8

SORU:

Bölge Planlarını açıklayınız?


CEVAP:

Bir ülkenin sosyoekonomik gelişme eğilimlerini,
yerleşmelerin potansiyellerini, gelişme hedeflerini,
etkinliklerin ve alt yapının dağılımını belirten ve yerel
ölçekte sosyal-fiziksel-ekonomik parametrelere bağlı
olarak niteliksel analizlerin gerçekleştiği planlardır.
Kalkınma Bakanlığı tarafından gerekli görüldüğü hallerde
hazırlanan Bölge planları ülke kalkınma planlarından daha
fazla mekan içeriği İmar Planlarından ise daha fazla
ekonomik yönü bulunmaktadır.


#9

SORU:

Metropoliten Planlanmasını açıklayınız?


CEVAP:

1960’lı yılların ikinci yarısında gündeme gelen
metropoliten planlaması, büyük kentlerin ülke ekonomisi
içindeki payı göz önüne alınarak, kentleşmenin
sanayileşme ve kalkınmada itici bir güç olarak
kullanılması adına üretilmiş planlardır.


#10

SORU:

Çevre Düzeni Planı (ÇDP)’nı açıklayınız?


CEVAP:

Ülke ve bölge plan kararlarına uygun olarak
konut sanayi tarım, turizm, ulaşım gibi yerleşme ve arazi
kullanım kararlarını belirleyen planlardır. Çevre Düzeni
Planları genel olarak arazi kullarım kararlarını vermekle
birlikte buna ek olarak ekonomik kararlar ile ekolojik
kararların bir arada düşünülmesine olanak sağlamaktadır.
Buna ek olarak Bölge Planlarını temel alarak rasyonel
doğal kaynak kullanımını sağlaması, çevre kirliliklerini
oluşmadan önlemesi, plan kararları açısından ekosistem
bütünlüğünün korunması, arazi sürekliliğinin sağlanması
ve alt ölçekli planları yönlendirmesi açısından Çevre
Düzeni Planları planlar arası entegrasyonda büyük önem
taşımaktadır.


#11

SORU:

Nazım ve Uygulama İmar Planlarını açıklayınız?


CEVAP:

Düzentasar olarak adlandırılan imar planları
ÇDP’lere uygun olarak kentsel ve kırsal alanlarda sosyal
ve kültürel gereksinimleri karşılayarak yaşam kalitesini
arttırmayı hedeflemektedir. Nazım İmar Planları 1/5000
veya 1/2000 ölçekte bölgenin genel arazi kullanımı,
gelecekteki nüfus yoğunluğunu, yerleşme alanlarının
gelişme yön ve büyüklük ilkelerini, ulaşım sistemlerini
belirleyen mekânsal strateji planlarıdır. Uygulama imar
planları ise, planların uygulanması içinde gerekli
uygulama etaplarını ve esaslarını ortaya koymaktadır.
1/1000 ölçekte hazırlanan bu planlar, bölgenin yerleşme
düzenini, yapı adalarını ve yoğunluklarını ayrıntılı olarak
belirlemektedir


#12

SORU:

Özel Amaçlı Planları açıklayınız?


CEVAP:

Yürürlükte olan yasal mevzuat çerçevesinde
yapılan üst ölçekli planların ve alt ölçekli planların yanı
sıra, uzman kadrolarca hazırlanan ve sektörel yasal
mevzuat çerçevesinde yapılan ve onaylanan planlardır.


#13

SORU:

Peyzaj Planlama nedir açıklayınız?


CEVAP:

Peyzajların iyileştirilmesi, onarımı ve yaratılması
için yapılan ileriye dönük etkin eylem olarak
tanımlanmaktadır. Uzun ve ark. (2010), peyzajın
geçmişten günümüze insan aktiviteleri ve doğal olaylar
sonucu değiştiğini ve gelecekte de değişebileceğini
vurgulamaktadır. Buna ek olarak peyzajın, kentsel ve
bölgesel planlama, çevre, tarım, kültür ve ekonomiye ait
politikalarla bütünleştirilerek hedeflerine ulaşması,
gelecek açısından sürdürülebilir planlama çalışmalarını
destekleyecek bir unsudur (APS 2000). Peyzaj planlama
çalışmalarının tanımlanması adına IUCN bir takım
çalışmalarda bulunmuştur. 1966 yılında IUCN 10. Teknik
Toplantısında oluşturulan Peyzaj Planlama komisyonunda
söz alan İngiliz peyzaj mimarı Sylvia Crowe açık bir
şekilde peyzaj planlamaya duyulan ihtiyacı vurgulamış ve
peyzaj planlamanın tanımını gerçekleştirmiştir. Bu tanıma
göre peyzaj planlamanın kavramsal yaklaşımı, insanların
fiziksel çevrelerinden memnun bir şekilde ihtiyaçlarını
karşılarken fiziksel çevredeki ekolojik dengeyi, estetik ve
görsel kaliteyi koruyarak geliştirmesi olarak belirlenmiştir
(Lyndon 1968). Mekansal olarak ele alınan arazi
planlaması peyzaj ekoloji ile entegre edildiğinde göz
önüne alınacak kriterler üçlü bir yapıyla temsil edilebilir
Üç prensip ile tanımlanan üçgen abiyotik (abiotic)-biyotik
(biotic)-kültürel (cultural) faktörlerden meydana gelmekte
ve kısaca ABC biçiminde ifade edilmektedir. Peyzaj
planlama, mevcut peyzajların korunmasını, yeniden
yapılandırılmasını ve geliştirilmesini hedeflemektedir.
Peyzaj planlama fiziksel planlama kademeleri içerisinde
çevreye ve geleceğe duyarlı biçimde gerçekleşen tek
planlama türüdür. Diyagram incelendiğinde ABC
kriterlerini optimal biçimde kullanarak yeşil çembere en
yakın olarak bulunan planlama dalları peyzaj planlama ve
peyzaj ekolojisi ile temsil edilmektedir. Yalnızca uygun
arazi aplikasyonlarının uygulanmasını değil, biyotik ve
abiyotik faktörlerin en az ölçüde zarar görmesini de
hedeflemektedir. Peyzaj planlama çalışmalarında doğa
koruma yönü, bir tercihten öte gereklilik durumunu
almaktadır. Bu nedenledir ki peyzaj planlarında göz ardı
edilemeyecek etkenler uluslararası düzeyde tanınmış
sözleşmeler ile paralellik oluşturmaktadır (Ersoy 2012).


#14

SORU:

Fiziksel planlama ile bilgi teknolojilerinin gelişimini
açıklayınız?


CEVAP:

21. yüzyılda uzmanlaşma, iletişim ve bilgi
paylaşımının en üst seviyede olduğu göz önüne
alındığında, mesleklerin bireysel çözüm üretmelerinden
ziyade fiziksel planlama süreçlerine dâhil olmaları ve
teknolojik gelişmeler paralelinde planlama çalışmalarının
yürütülmesi gerekmektedir. Nitekim planlamanın
matematiksel yönü ile öne çıkan bir disiplin olduğunun
savunan Ersoy analitik önermelerin geçerliliğinin
sınanacağı tek ölçütün matematik ve mantık sistemi
düzeyinde ele alınması gerektiğini dile getirmektedir. Bu
bağlamda fiziksel planlamaların temelinde matematiksel
ve mantıksal sistemler ile beslenen donanım, yazılım,
yöntem ve veri gereksinimleri teknolojik gelişmeler ile
paralellik göstermelidir. Özellikle fiziksel planlama
süreçlerinde keskin bir dönemeç olarak işlev gören
jeoinformatik teknojilerin planlama çalışmalarına entegre
edilebilmesi, planlama çalışmalarında farklı bakış açıları
ve uygulama olanaklarını artırmıştır. Özellikle soğuk
savaş sonrasında 1995 yılında ABD parlamentosunun
aldığı karar ile yüksek yer çözünürlüğüne sahip uydu
görüntülerinin bilimsel ve ticari amaçlı kullanımlarının
serbest bırakılması ile günümüzde 50cm yer
çözünürlüğünde uydu görüntülerini kullanmak
mümkündür. Yer çözünürlüğünün yükselmesi orta
çözünürlükte verilerin fiyatlarının düşmesi kaba
çözünürlüğe sahip verilerin artması ve bunlara ücretsiz
ulaşılabilir olması, radar verilerinin çeşitlenmesi ve
çözünürlüğünün artması tüm bunların yanı sıra ülkemizin
BİLSAT yer gözlem uydusu ile başlayan Rasat ve
Göktürk-2 ile devam eden bu teknolojiye sahip olmasıyla
UA çalışmaları birçok disiplinin ilgisini çekmiş ve geniş
bir kullanım alanı bulmuştur. Avrupa Uzay Ajansı
(European Space Agency, ESA) kullanılabilir uydu verisi
sayısını son 10 yılda büyük oranda artırmıştır. ESA veri
çeşitliliğini artırmakla birlikte Avrupa ülkelerinde bu
verilerin kullanımını yaygınlaştırmak, araştırmaları teşvik
etmek ve kullanıcı sayısını artırmak amacıyla uzaktan
algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri’nin yeraldığı
enstitüler kurmuştur. Yapay uyduların geliştirilmesinden
çok daha önce, 1800 yılında Sir William Herschel
tarafından ilk defa kızılötesi tanımının yapılması ve 1839
yılında Louis Daguerre’nin fotoğrafçılığın kimyası
hakkındaki deneyimlerini halka duyurması ile başlayan ve
balondan fotoğraf çekimine uzanan uzaktan algılama
çalışmalarının ikinci kilometre taşı, hava fotoğrafı
platformlarının uçaklara monte edilmesidir. I. ve II. Dünya
Savaşları sırasında keşif aracı olarak kullanılan uçaklar
sayesinde hava fotoğrafçılığı ve fotogrametri uygulamaları
gelişmiştir. 1960 yılında meteorolojik ve klimatolojik
amaçlı LANDSAT uydusunun yörüngesine oturtulmasıyla
yeni bir çağ başlamış ve ilk kez uzaktan algılama terimi
kullanılmaya başlanmıştır. Ardından 1972 yılında yeryüzü
ile ilgili sürekli ve sistematik bir şekilde veri elde etmek
amacı ile LANDSAT1 (ERTS) uydusu fırlatılmıştır. Bu
gelişmelerin ardından Coğrafi Bilgi Sistemlerinde Proje
Tasarımı ve Yönetimlerin ardından uzaktan algılama
çalışmaları hız kazanarak Rusya, Hindistan, İsrail,
Japonya ve birçok Avrupa ülkesi doğal kaynaklarını
yönetmek ve korumak amacı ile uzaya kendi uydularını
yerleştirmiştir. 1950li yıllarda bitki örtüsü çalışmalarında
kullanılan kızılötesi fotoğraflar yanında sidelooking
airbone radar ve synthetic aperture radar sistemleri aktif
mikrodalganın uzaktan algılamada başarılı uygulamaları
olarak ortaya çıkmıştır. 1960’lı yıllardan itibaren
teknolojinin gelişimi ile birlikte algılayıcı sistemler
çeşitlenerek (line-scanner, pushbroom ve yansıma
duyarlılığı fazla olan dedektörler) elde edilen görüntüler
sivil-ticari uygulamalarda kullanılmıştır (Kavak, 1998).
Temel gelişme, soğuk savaşın bitmesinin ardından, ülkeler
arası şeffaflık ilkesinin benimsenmesi, daha açık politik
kurumların oluşması ve küresel bazda bilgi ve iletişim
teknolojisinin yayılması ile yaşanmıştır. Daha önceleri
hükümetlerin kontrolünde olan uydu görüntüleri alınma ve
işletilme çalışmaları özel teşebbüse açılarak hem ticari
hem de bilimsel açıdan yeni bir çağ başlamıştır. 1990’lı
yılların başında yeni Rusya Federasyonunun askeri uydu
görüntülerini sivil kişi ve kurumlara satmaktaki istekliliği,
ABD Parlamentosunun da firmaların kendi görüntülerini
alıp işletmeleri için yasal dayanakların geliştirilmesi
konusunda adım atmasına neden olmuştur. Ardından Land
Remote Sensing Policy Act of 1992 ve Presidental
Decision Directive adlı kanunları çıkararak, uzaktan
algılama uydusuna sahip olmak isteyen Amerikan
firmalarının lisans almaları sağlanmıştır. Planlama
çalışmalarında CBS ve UA olanakları birçok yönden
avantaj sağlamaktadır. Özellikle sayısal ortamda elde
edilen uydu görüntüleri dönüşümü aletlerine (scanner)
gereksinim duymadan kısa bir ön hazırlık işlemi ile CBS
ortamına aktarılabilmekte ve görüntülerin kolayca
işlenebilir hale getirilmesini sağlamaktadır. Sayısal
ortamda elde edilen görüntüle hızlı bir süreçte elde
edilebilmelerinin yanı sıra arazi çalışmalarına nazaran
düşük maliyet göstermektedir. Ayrıca UA platformları
verilerin güncellenmesi ve periyodik bilgi akışlarını
sağlamaktadır. Buna ek olarak uzaktan algılanan
görüntüler yeryüzünün çok farklı ve ölçekteki detaylarına
ilişkin bilgi sağlama avantajlarına sahiptir. Bir uydu
görüntüsünü oluşturan dört temel bileşen; yer, zaman,
yansıma ve radyometrik özelliklerdir. Uzaktan algılamada
bu temel bileşenlerden maksimum düzeyde yararlanmak
bilim adamlarının ve uzay araştırmalarının temel konusu
olmuştur. Bu bileşenler bir görüntüde çözünürlük olarak
ifade edilmektedir. Çözünürlük, genel olarak, ekranda
görünen piksel sayısını veya görüntüdeki bir pikselin
yeryüzündeki karşılığını ifade etmek için kullanılır.


#15

SORU:

Görsel Yorumlama nedir açıklayınız?


CEVAP:

Görüntüdeki hedeflerin özellikleri, hedef nokta,
çizgi veya bir alan olabilir. Hedef diğer objelerden ayırt
edilebilir olmalıdır yani diğer objelerle kontrast
yaratabilmelidir. Görüntü çeşitleri analog ya da dijital
formattadır ve manuel ya da dijital olarak görüntü
yorumlama yapılabilir.


#16

SORU:

Görsel Yorumlamanın elementleri nelerdir?


CEVAP:

• Ton
• Şekil
• Büyüklük
• Patern
• Tekstür
• Gölge
• İlgi


#17

SORU:

Dijital görüntü işlemeyi açıklayınız?


CEVAP:

Görüntü işleme kategorileri; ön-işleme, görüntü
zenginleştirme görüntü dönüşümleri ve görüntü sınıflama
ve analizi o; (i) Ön-işleme, (ii) Görüntü zenginleştirme,
(iii) Görüntü dönüşümleri, (iv) Görüntü sınıflama ve
analizi olmak üzere dört başlık altında toplanabilir.


#18

SORU:

Ön-işlemeyi ve ilgili başlıklarını açıklayınız?


CEVAP:

Geometrik Düzeltme: Geometrik düzeltme, ham
görüntüdeki geometrik bozulma etkilerinin (dünyanın
kavisli yapısı ve platformun hareketliliği nedeniyle)
giderilmesi ve görüntünün yer kontrol noktaları
kullanılarak tanımlı bir coğrafi koordinat sistemine
oturtulması işlemidir. Düzeltilecek görüntüdeki nokta
koordinatları yer kontrol noktalarının koordinatları ile
tanımlanırken (enlem, boylam gibi) yapılan işleme
rektifikasyon, ya da geometrik kayıt denilmektedir. 3
farklı yöntemle yeniden örnekleme (resampling)
yapılmaktadır.
En yakın komşu (Nearest neighbour) : Bu yöntemde,
orjinal görüntüde yeni piksel konumuna en yakın sayısal
piksel değerleri aktarılan piksel değerleri belirlenir. Basit
bir metottur ve orijinal değerler değişmez. Fakat bazı
pikseller kaybolurken bazılarının çifti oluşabilir.
Bilineer enterpolasyon yöntemi: Orijinal görüntüde yeni
piksel konumuna en yakın dört pikselin ortalama ağırlığı
kullanılarak yeni piksel değerleri belirlenir. Orjinal piksel
değerleri değişir ve görüntü dışı yeni piksel değerleri
oluşur. Spekral sınıflandırma gibi daha ileri işlem ve
analizler istenmiyorsa bu işlem tercih edilebilir.
Kübik eğri yöntemi: Orijinal görüntüde, yeni piksel
konumunu çevreleyen sekiz pikselli bir bloğun ağırlıklı
ortalaması kullanılarak yeni piksel değeri hesaplanır.
Bilineer enterpolasyonda olduğu gibi bu metotta tamamen
yeni piksel değerleriyle sonuçlanır.
Radyometrik düzeltme: 3adyometrik düzeltmeye 3 farklı
hata nedeni ile ihtiyaç duyulabilir. (i) Algılayıcı kaynaklı
hatalar: Bunlar sistematik hatalardır. Satır kayması (Line
drops) radyometrik hatalara örnek olarak verilebilir. (ii)
Güneş geliş açısından veya topoğrafyadan kaynaklanan
etkiler (iii) Atmosferik şartlardan kaynaklanan hatalar: Sis
ve partiküller örnek olarak verilebilir. Hedefin önünde yer
alarak, yeryüzüne ait veriye sağlıklı bir şekilde ulaşmayı
engellemektedirler. Görüntü işlemeden önce bu hata ve
etkilerin giderilmesi gerekmektedir.


#19

SORU:

Görüntü zenginleştirmeyi açıklayınız?


CEVAP:

Dijital görüntü zenginleştirme, görüntüde yer
alan farklı fiziksel özellikler arasındaki ayrımı artırarak bir
görüntünün görsel yorumlanabilirliğini artırmaktır. Bunu
gerçekleştirmek için ise çeşitli sayısal filtreleme matrisleri
kullanılır. Görüntüdeki farkların vurgulanması, kenar
çizgilerinin vurgulanması ya da giderilmesi işlemleri için
farklı sayı matrisleri kullanılmaktadır. Sayısal filtreleme
yönteminde her bir pikselin yeni gri renk tonları
hesaplanmaktadır. Piksellerin yeni gri tonları yalnızca
ortaya çıkarılacak detaya bağlı değil komşu piksellere de
bağlıdır. Uzaysal frekans filtreleme de denilen bu işlemde,
bir görüntüde istenilen detayı ortaya çıkarabilmek için;
yüksek, orta ve düşük frekanslı filtrelerden birisi kullanılır
(Jia 1999). Yüksek frekansları vurgulayan ve düşük
frekansları bastıran filtrelere yüksek geçirgenli filtreler
denir. Benzer olarak orta ve alçak geçirgenli filtreler de
vardır. Alçak ve yüksek geçirgenli filtreleri uygulamanın
en basit yolu uzaysal komşuluk ortalaması ile yapılır.
Örneğin bir alçak geçirgenli filtre, orijinal görüntünün her
pikselinin çevresindeki piksellerin ortalaması ve bu
ortalamanın işlenmiş görüntüde piksel gri renk tonu
düzeyi olarak kullanılması ile uygulanabilmektedir. Basit
bir yüksek geçirgenli filtre ise, orijinal görüntüden alçak
geçirgenli filtre ile filtrelenmiş bir görüntünün çıkarılması
ile ya da merkezdeki piksel için pozitif, etrafını çevreleyen
pikseller için negatif ağırlıklara sahip bir nokta yayılım
fonksiyonu kullanılarak döndürülmesi ile oluşturulabilir.
Dönüşümde kullanılan pencere (Kernel), her bir pikseli
etrafındaki piksel değerleri ile ortalamada kullanılan bir
sayı matrisidir. Matristeki elemanlar, belirli pikseller
yönünde bu ortalamayı ağırlıklandırmak için
kullanılmaktadır.


#20

SORU:

Görüntü zenginleştirmeyi açıklayınız?


CEVAP:

Dijital görüntü zenginleştirme, görüntüde yer
alan farklı fiziksel özellikler arasındaki ayrımı artırarak bir
görüntünün görsel yorumlanabilirliğini artırmaktır. Bunu
gerçekleştirmek için ise çeşitli sayısal filtreleme matrisleri
kullanılır. Görüntüdeki farkların vurgulanması, kenar
çizgilerinin vurgulanması ya da giderilmesi işlemleri için
farklı sayı matrisleri kullanılmaktadır. Sayısal filtreleme
yönteminde her bir pikselin yeni gri renk tonları
hesaplanmaktadır. Piksellerin yeni gri tonları yalnızca
ortaya çıkarılacak detaya bağlı değil komşu piksellere de
bağlıdır. Uzaysal frekans filtreleme de denilen bu işlemde,
bir görüntüde istenilen detayı ortaya çıkarabilmek için;
yüksek, orta ve düşük frekanslı filtrelerden birisi kullanılır
(Jia 1999). Yüksek frekansları vurgulayan ve düşük
frekansları bastıran filtrelere yüksek geçirgenli filtreler
denir. Benzer olarak orta ve alçak geçirgenli filtreler de
vardır. Alçak ve yüksek geçirgenli filtreleri uygulamanın
en basit yolu uzaysal komşuluk ortalaması ile yapılır.
Örneğin bir alçak geçirgenli filtre, orijinal görüntünün her
pikselinin çevresindeki piksellerin ortalaması ve bu
ortalamanın işlenmiş görüntüde piksel gri renk tonu
düzeyi olarak kullanılması ile uygulanabilmektedir. Basit
bir yüksek geçirgenli filtre ise, orijinal görüntüden alçak
geçirgenli filtre ile filtrelenmiş bir görüntünün çıkarılması
ile ya da merkezdeki piksel için pozitif, etrafını çevreleyen
pikseller için negatif ağırlıklara sahip bir nokta yayılım
fonksiyonu kullanılarak döndürülmesi ile oluşturulabilir.
Dönüşümde kullanılan pencere (Kernel), her bir pikseli
etrafındaki piksel değerleri ile ortalamada kullanılan bir
sayı matrisidir. Matristeki elemanlar, belirli pikseller
yönünde bu ortalamayı ağırlıklandırmak için
kullanılmaktadır.


#21

SORU:

Görüntü dönüşümü nedir açıklayınız?


CEVAP:

Görüntü dönüşümleri, genellikle iki veya daha
fazla görüntüden yararlanılarak ilgilenilen özelliklerin
daha fazla ortaya çıktığı yeni bir görüntünün oluşturulması
işlemidir. Temel görüntü dönüşümleri görüntüye
uygulanan basit aritmetik işlemlerdir. Örneğin, görüntü
çıkarma işlemi genellikle farklı tarihlerde alınmış olan
görüntülerin arasındaki farklılıkları bulmak için yapılan
bir uygulamadır. Görüntü bölme veya orantılama, temel
bileşenler analizi sıkça kullanılan dönüşümlerden biridir.


#22

SORU:

Görüntü Sınıflaması ve Analizi nedir açıklayınız?


CEVAP:

Uydulardan elde edilen sayısal verileri kullanarak
cisimleri tanıma, toprak çeşitlerini bulma ve bitki
alanlarını birbirinden ayırma amacıyla sınıflandırma
yöntemleri kullanılır. Sınıflandırma yöntemleri kontrolsüz
(unsupervised) ve kontrollü (supervised) sınıflandırma
yöntemleri olmak üzere ikiye ayrılır.


#23

SORU:

Kontrollü sınıflandırmayı açıklayınız?


CEVAP:

Kontrollü Sınıflandırma işleminde, analist
görüntüde bilgi sahibi olduğu homojen örnek alanları
tanımlar ve bu alanlar bilgisayar sınıflandırma
algoritmasında eğitim alanları olarak temel alınarak
sınıflandırma işlemi yapılır.


#24

SORU:

Kontrolsüz sınıflandırmayı açıklayınız?


CEVAP:

Kontrolsüz Sınıflandırma: Öncelikle spektral
kümeler belirlenir. Bu tamamen yansıma değerlerine
dayalı sayısal bir işlem olarak yapılır. Daha sonra bu
kümeler sınıf oluşturmak üzere kullanılır.


#25

SORU:

Fiziksel Planlama Çalışmalarında Uzaktan Algılama
Ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Entegrasyonunu açıklayınız?


CEVAP:

Coğrafi Bilgi Sistemleri, mekânsal verilerin
toplandığı, bunların görüntülenebildiği, grafik ve öznitelik
bilgilerinin ilişkilendirilerek kullanıldığı, farklı bilgi
kaynaklarından gelen verileri bütünleştirerek yönetim,
planlama ve analiz problemlerinin çözümüne katkıda
bulunan, bilgi alışverişinde standardizasyonu ve haritalar
yardımıyla öznitelik verilerinin yer aldığı kombinasyonları
sağlayan bilgisayar destekli sistemlerdir.


#26

SORU:

Plan ve planlama arasındaki fark nedir?


CEVAP:

Düşünsel düzeydeki bir modelin somut bir platforma aktarılması plan, planın gerçekleşmesine yönelik uygulama sürecinin bütünü ise planlamayı oluşturmaktadır.


#27

SORU:

Planlamanın bileşenleri nelerdir?


CEVAP:

Planlama hizmet ettiği temel alanlara göre;
i. Fiziksel (mekânsal) planlama,
ii. Sosyal planlama,
iii. Ekonomik planlama olmak üzere üç bölümde ele alınmaktadır


#28

SORU:

Makra ve mikro düzeylere göre kent planlamasını sınıflandırınız.


CEVAP:

Ülkesel Planlar
• Bölgesel Planlar
• Su Havası Planları
• Metropoliten Planlar makro düzeyde planları oluştururken 

• Kentsel Alan Planları
• Kırsal Alan Planları
• Mahalle Ünite Planları
• Bina Birim Planları mikro düzeyde kent planlamasına girmektedir. 


#29

SORU:

Ülkemizde fiziksel (mekansal) planlama hiyerarşisi nasıl olmaktadır?


CEVAP:

Ülkemizde planlama çalışmaları temel olarak beş eksende yürütülmektedir;

i. Sosyo-ekonomik Planlar
• Kalkınma Planı
• Bölge Planları
ii. Üst Düzey Fiziki Planlar
• Metropolitan Alan Planı
• Çevre Düzeni Planı
iii. Yerel Fiziki Planlar
• Nazım İmar Planı
• Uygulama İmar Planı
iv. Özel Amaçlı Planlar
• Koruma Amaçlı İmar Planı
• Turizm Amaçlı İmar Planı
• Özel Çevre Koruma Bölgesi Planı
v. Tamamlayıcı Planlar
• İlave İmar Planı
• Revizyon İmar Planı
• Mevzii İmar Planı


#30

SORU:

Metropoliten planlanması kavramını açıklayınız.


CEVAP:

Metropoliten Planlanması: 1960’lı yılların ikinci yarısında gündeme gelen metropoliten planlaması, büyük kentlerin ülke ekonomisi içindeki payı göz önüne alınarak, kentleşmenin sanayileşme ve kalkınmada itici bir güç olarak kullanılması adına üretilmiş planlardır.


#31

SORU:

ÇDP nedir?


CEVAP:

Çevre Düzeni Planı (ÇDP): Ülke ve bölge plan kararlarına uygun olarak konut, sanayi, tarım, turizm, ulaşım gibi yerleşme ve arazi kullanım kararlarını belirleyen planlardır. Çevre Düzeni Planları genel olarak arazi kullarım kararlarını vermekle birlikte buna ek olarak ekonomik kararlar ile ekolojik kararların bir arada düşünülmesine olanak sağlamaktadır. 


#32

SORU:

Ülkemizde fiziksel planlama süreci hangi kanuna bağlı olarak yürütülmektedir?


CEVAP:

Ülkemizde fiziksel planlama süreci 3194 sayılı İmar Kanunu ve bu kanuna bağlı yönetmeliklerle yürütülmektedir.


#33

SORU:

Planlama çalışmalarında CBS ve UA nın sağladığı avantajlar nelerdir?


CEVAP:

Planlama çalışmalarında CBS ve UA olanakları birçok yönden avantaj sağlamaktadır. Özellikle sayısal ortamda elde edilen uydu görüntüleri dönüşümü aletlerine (scanner) gereksinim duymadan kısa bir ön hazırlık işlemi ile CBS ortamına aktarılabilmekte ve görüntülerin kolayca işlenebilir hale getirilmesini sağlamaktadır. Sayısal ortamda elde
edilen görüntüler hızlı bir süreçte elde edilebilmelerinin yanı sıra arazi çalışmalarına nazaran düşük maliyet göstermektedir. Ayrıca UA platformları verilerin güncellenmesi ve periyodik bilgi akışlarını sağlamaktadır. Buna ek olarak uzaktan algılanan görüntüler yeryüzünün çok farklı ve ölçekteki detaylarına ilişkin bilgi sağlama avantajlarına sahiptir.


#34

SORU:

Görsel yorumlama unsurları nelerdir?


CEVAP:

Görsel Yorumlama Elemanları:
• Ton
• Şekil
• Büyüklük
• Patern
• Tekstür
• Gölge
• İlgi


#35

SORU:

Görüntü işleme aşamalarını sıralayınız.


CEVAP:

Görüntü işleme kategorileri;
ön-işleme, görüntü zenginleştirme görüntü dönüşümleri ve görüntü sınıflama ve analizi o;

(i) Önişleme,

(ii) Görüntü zenginleştirme,

(iii) Görüntü dönüşümleri,

(iv) Görüntü sınıflama ve analizi olmak üzere dört başlık altında toplanabilir.


#36

SORU:

Geometrik düzeltme nedir?


CEVAP:

Geometrik düzeltme, ham görüntüdeki geometrik bozulma etkilerinin (dünyanın kavisli yapısı ve platformun hareketliliği nedeniyle) giderilmesi ve görüntünün yer kontrol noktaları kullanılarak tanımlı bir coğrafi koordinat sistemine oturtulması işlemidir. Düzeltilecek görüntüdeki nokta koordinatları yer kontrol noktalarının koordinatları ile
tanımlanırken (enlem, boylam gibi) yapılan işleme rektifikasyon, ya da geometrik kayıt denilmektedir. 


#37

SORU:

Kübik eğri yöntemini açıklayınız.


CEVAP:

Kübik eğri yöntemi: Orijinal görüntüde, yeni piksel konumunu çevreleyen sekiz pikselli bir bloğun ağırlıklı ortalaması kullanılarak yeni piksel değeri hesaplanır. Bilineer
enterpolasyonda olduğu gibi bu metotta tamamen yeni piksel değerleriyle sonuçlanır.


#38

SORU:

Görüntü sınıflamasında yararlanılan sınıflandırma türleri nelerdir?


CEVAP:

Sınıflandırma yöntemleri genel olarak kontrolsüz (unsupervised) ve kontrollü (supervised) sınıflandırma yöntemleri olmak üzere ikiye ayrılır. Kontrolsüz Sınıflandırma
Öncelikle spektral kümeler belirlenir. Bu tamamen yansıma değerlerine dayalı sayısal bir işlem olarak yapılır. Daha sonra bu kümeler sınıf oluşturmak üzere kullanılır. Kontrollü Sınıflandırma işleminde, analist görüntüde bilgi sahibi olduğu homojen örnek alanları tanımlar ve bu alanlar bilgisayar sınıflandırma algoritmasında eğitim alanları olarak temel alınarak sınıflandırma işlemi yapılır. 


#39

SORU:

Yapay Sinir Ağları sınıflama yöntemi için geliştirilmiş çok katmanlı algılayıcı modelini açıklayınız. 


CEVAP:

Bu model en az üç katmandan oluşur.
Katman 1: Giriş katmanı, sisteme sınıflaması yapılacak bilgiler girilir ve diğer katmanlara buradan veriler aktarılır bu katmanda herhangi bir işlem yapılmaz. Bu katman uydu verilerinin değişik bantlardaki yansıma değerleri ve sınıflamaya yardımcı olacak diğer verilere ait değerleri içerir.
Katman 2: Gizli katmanlar, sayısı kullanıcı tarafından belirlenir, genelde bir fakat dağılım değişkenliği çok yüksek olan veriler için birden fazla kullanılabilir.
Katman 3: Bu sonuç katmanıdır ve arazi sınıflarını içerir.


#40

SORU:

Maksimum Olabilirlik (MO) Yöntemi nedir?


CEVAP:

MO yöntemi Bayesian olasılık teorisine dayalıdır. Bu yöntemde piksellerin varyans–kovaryans ve ortalama değerleri, sınıfların belirlenmesinde kullanılmaktadır. Maksimum Olabilirlik yönteminde, bantlar arası korelasyon ile sınıfların yansıma karakteristikleri ortaya konmaktadır. Tamamen istatistiksel fonksiyonlara bağlı bir sınıflama yöntemidir.


#41

SORU:

Coğrafi Bilgi Sistemleri nedir?


CEVAP:

Coğrafi Bilgi Sistemleri, mekansal verilerin toplandığı, bunların görüntülenebildiği, grafik ve öznitelik bilgilerinin ilişkilendirilerek kullanıldığı, farklı bilgi kaynaklarından gelen verileri bütünleştirerek yönetim, planlama ve analiz problemlerinin çözümüne katkıda bulunan, bilgi alışverişinde standardizasyonu ve haritalar yardımıyla öznitelik verilerinin yer aldığı kombinasyonları sağlayan bilgisayar destekli sistemlerdir.


#42

SORU:

UA ve CBS günümüzde birleşik bir teknoloji olarak hangi alanlarda çözümler sunmaktadır?


CEVAP:

UA ve CBS günümüzde birleşik bir teknoloji olarak;
• Şehir planlaması
• Arazi kullanım planlaması
• Güncel yol ağlarının haritalanması
• Ürün yetiştirmeye elverişli bölgelerin belirlenmesi doğal kaynak kullanımlarının
yönetilmesi vb. konularda birçok soruna çözümler getirmektedir.


#43

SORU:

Uzaktan Algılamanın hidroloji konusunda yaygın kullanım alanları nelerdir?


CEVAP:

• Sel haritalaması ve izlenmesi
• Toprak nemi tahmini
• Kar örtüsünün değişiminin izlenmesi
• Kar kalınlığı tahmini
• Nehir ve deltalardaki değişimin izlenmesi
• Su havzası haritalaması
• Sulama yönetimi
• Sulak alanların haritalanması ve izlenmesi


#44

SORU:

Uzaktan Algılamanın tarım ve ormancılıkta yaygın kullanım alanları nelerdir?


CEVAP:

• Ürün sınıflaması
• Ürünün durumunun analizi
• Ürün miktarının tahmini
• Toprak karakterlerinin sınıflaması
• Orman tiplerinin sınıflaması
• Biokütle tespiti
• Rejenerasyon
• Yanan alanların tespiti
• Orman tahribatı
• Su havzası yönetimi


#45

SORU:

Kıyı yönetiminde uzaktan algılama sistemleri hangi alanlarda kullanılır?


CEVAP:

• Deniz akıntıları ve dalgalar
• Batimetri
• Balık stokları tespiti
• Su sıcaklığı tespiti
• Su kalitesi
• Planktonlar ve diğer besin elementler
• Petrol kazaları
• Petrol arama
• Deniz taşımacılığı
• Kıyı vejetasyonu haritalaması
• İnsan etkileri