EĞİTİM TARİHİ Dersi DÜNYADA ÇAĞDAŞ EĞİTİM HAREKETLERİ soru cevapları:

Toplam 49 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Çağdaş sözcüğü ne anlama gelmektedir, açıklayınız?


CEVAP: Çağdaş sözcüğü, ele alınan konuya ve konuşan/yazan kişinin niyetine göre anlamı en çok değişen sözcüklerdendir. Eğitim olgusunda da çağdaş olarak eğitim sistemlerini mi, eğitim sorunlarını mı, öğrenme- öğretme teorilerini mi, eğitim teknolojilerini ve yöntemlerini mi yoksa eğitim felsefesini mi ele almalıdır? Her konudaki çağdaş yaklaşımlar ve değerlendirilen konular değişiktir.

#2

SORU: Çağdaş eğitim akımlarını etkileyen filozofların başında gelen J.J. Rousseau hakkında bilgi veriniz?


CEVAP: J.-J.Rousseau gelir. Rousseau’ya göre o dönemde çok değer verilen bilim ve sanatın gelişmesi insan ahlakını geliştirmiyor. Uzun bir süreçte oluşturulan kültürler, medeniyet içinde eriyip yok oluyor. Medeniyet pahasına özgürlükler feda ediliyor, dindar insan yerine vatandaş yetiştirilmeye çalışılıyor. Oysa önce insan ele alınıp değerlendirilmeli, sonra uygarlık ve meslek kazandırılmaya çalışılmalıdır. Emile veya Eğitim Üzerine adlı eserinde çocuğu doğada, çok yönlü ve özgür olarak yetiştirmeyi önermektedir. Kendisinden sonra gelen ve Robinson Crusoe türü romanlara kadar giden bir doğacı akımın önde gelen temsilcisidir.

#3

SORU: M.de Condorcet hakkında bilgi veriniz?


CEVAP: M.de Condorcet Fransız İhtilali’nden sonra eğitim politikasını ve yapısını belirleyen kişilerden biridir. Hazırladığı Millî Eğitim Üzerine Raporda devletin bir eğitim devleti olmasını, laik bir eğitim politikası izlemesini ve parasız eğitimi savunmuştur.

#4

SORU: J.H. Pestalozzi hakkında bilgi veriniz?


CEVAP: J.H. Pestalozzi, sanayi çağının eğitimcisidir. Ona göre eğitim, insanları maddi sefaletten kurtarmalıdır. Eğitimde artık sanayi işi esas alınmalıdır ve eğitim özellikle yoksullara bir meslek kazandırmalıdır (Öksüzler babası).

#5

SORU: F.W. Fröbel hakkında bilgi veriniz?


CEVAP: F.W. Fröbel, okulöncesi eğitimin, dolayısıyla Kindergartenlerin kurucusudur. Ona göre, okulun ilk görevi bilgi vermek değil, güçlü şahsiyet kazandırmaktır. Çocuk serbest hareket etmeli ve faal olmalıdır. Oyun, çok önemli bir eğitim vasıtasıdır.

#6

SORU: G.W. Hegel hakkında bilgi veriniz?


CEVAP: G.W. Hegel, Alman idealistlerinin eğitim, insanı ahlaklı yapmak sanatıdır görüşünü savunur. Rousseau’ya karşı görüşler savunur; insanı insan yapan doğaya uygunluğu değil bir kültür varlığı olmasıdır, insan doğadan uzaklaştıkça insan olur der. Eğitimi, devletin bir fonksiyonu olarak değerlendirir.

#7

SORU: J.F. Herbart hakkında bilgi veriniz?


CEVAP: J.F. Herbart da eğitimin amacını ahlaki olarak niteler. Eğitim, psikoloji ve etik üzerine kurulmalıdır ve öğretim, eğitici öğretim olmalıdır.

#8

SORU: K. Marx hakkında bilgi veriniz?


CEVAP: K. Marx, çağdaş eğitim akımlarını çok etkileyen düşünürlerden biridir. Ona göre; kapitalizm iş bölümü (uzmanlaşma) ile insanı köleleştirmekte, kendine yabancılaştırmaktadır. İnsan, çok yönlü ve derin duygulu yetiştirilmelidir (şahsiyet bütünlüğü). Kapitalistler kâr amacıyla insanı tek yanlı ve bir makine parçası gibi eğitmek istiyorlar. Eğitim, poli teknik okullarda üretim (iş) ile birleştirilmelidir.

#9

SORU: F. Nietzsche hakkında bilgi veriniz?


CEVAP: F. Nietzsche, post modern eğitim akımlarını da çok etkilemiş, kitle eğitimine karşı seçkinler eğitimini desteklemiştir. İnsanları örgütlenmiş okul eğitiminden ziyade, kültür içinde eğitmelidir; bunun için de kültür eğitici olmalıdır. Eğitim İskenderiye ağına (teorik bilgi) düşmüştür ve bu durumdan derhâl kurtarılmalıdır fikirlerini savunur.

#10

SORU: 19. Yüzyıldan itibaren okulları değişmeye ve gelişmeye zorlayan etmenler nelerdir?


CEVAP: 19. yüzyıldan itibaren modern ekonomik, teknik, sosyal, politik ve kültürel değişmeler hızlı bir süreç içerisine girmiştir. Bu değişmeler (diğer bütün sosyokültürel kurumlar gibi) okulları da değişmeye ve gelişmeye zorlamıştır.

#11

SORU: Çağımızda müzelerin amaçları nelerdir?


CEVAP: Çağımızda müzeler, hemen her türlü kültür unsurunun, koleksiyonların, inceleme, etüt ve zevk almak amacıyla yerleştirildiği binalar olarak tasarlanıyor. Müzeler; yaratıcılık, mantık, gözlem, hayal gücü ve beğeni duygusunun oluşmasına ve gelişmesine katkıda bulunabilecek yaygın eğitim kurumları hâline getirilmeye çalışılıyor. Dolayısıyla müzeler yoluyla sanat eğitimi yaygınlaşıyor. Avrupa ve Amerika müzeleri, müze olma görevlerinin yanı sıra eğitimi de ciddi olarak üstlenmişlerdir.

#12

SORU: Kır eğitim yurdu akımı ne zaman ortaya çıkmıştır, örnekleri hakkında bilgi veriniz?


CEVAP: Kır eğitim yurdu akımı, 19. yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkmıştır. Bu akım, çağın büyük şehir kültürüne, yani onların deyimiyle asfalt kültürüne ve özellikle de entelektüalizmine bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bilgi kazandırma işi ikinci plan ait ilip, karakter şekillendirme ön plana alınmıştır. Bu tip okulların örneklerini İngiltere’de C.Reddie’nin New School of Abbotsholme adlı okulunda, H.Lietz’in Ilsenburg’daki Kır Eğitim Yurdu’ (Landerziehungsheim)adlı okulunda, G.Wyneken’in Wickersdorf’taki eğitim yurdunda ve P.Geheeb’in Oden waldschule adlı okul örneklerinde görmekteyiz. Bu okullarda doğaya uygun yaşamaktan ziyade somut bilgilerin, dostluğun, arkadaşlığın yoğun olduğu, ahlaki yönü güçlü kişiler yetiştirme amaçlanmaktadır. Dolayısıyla bu okullar, millî bir eğitim modeli sunmaktadırlar. Gençler, kendi özellik ve yeteneklerine uygun, çağın ve milletin gereksinimlerini karşılayacak bir şekilde yetiştirilmelidir. Onlara göre eğitilen çocuklar ailelerinden ayrılmalı ve kırlarda kurulan gençlik merkezlerinde eğitilmelidir.

#13

SORU: Eğitim reformcuları çocuğu nasıl tanımlamışlardır?


CEVAP: Bu gruptaki eğitim reformcuları, çocuğu yetişmeye terk etmek gibi bir görüşe geldiler. Çünkü çocuk, tıpkı bir çekirdek gibi, gelecekteki tüm yapısını potansiyel olarak kendi içinde taşımaktadır. Dolayısıyla çocuk, kendi kendine açılıp gelişmelidir’.Bu ilke çocuktan hareket akımının sarsılmaz bir temel ilkesi olmuştur. Geleneksel eğitim, çocuğa yersiz müdahalelerde bulunmaktır. Eğer çocuk, geleneksel yoldan eğitilecekse en iyi eğitim hiç eğitmemektir

#14

SORU: Çocuktan hareket akımının en büyük temsilcilerinden olan M. Montessori hakkında bilgi veriniz?


CEVAP: M. Montessori’dir. Roma Üniversitesi Tıp Fakültesi geri zekâlı çocuklar bölümünde çocuk doktoru olarak çalışan Montessori, daha sonra buradan ayrılarak kurduğu Çocuklar Evi’nde (Casa dei Bambini) kendi eğitim teorisini uygulamaya çalışır. Onun çocuklara sağladığı özel eğitim çevresi ve Montessori oyuncakları denilen özel eğitim araçlarıyla özgün bir okulöncesi eğitim modeli oluşturmuştur. Bunu yaparken uzun süre çocukların neleri isteyip neleri istemediklerini araştırmıştır. M. Montessori, çağdaş eğitim reformcuları arasında, öğretimi çocuğun kendi kendine etkinliği ilkesine dayandırarak kendine has bir öğretim sistemi yaratan kişidir. M. Montessori’nin büyük başarısı, E. Seguin’in geri zekâlılar üzerine geliştirdiği eğitim sistemini normal çocuklar üzerinde uygulamasıdır. Daha sonraları bu metod esas alınarak, çeşitli ülkelerde normal okullara uygulandı ve bu suretle deMontessori Okulları açılmaya başlandı.

#15

SORU: Yetenekli çocuklar için New York’da kurulmuş olan okul hakkında bilgi veriniz?


CEVAP: H.Parkhurst, Daltonlaştırılmış okulunu, New York’ta da kurmuş ve bu okulu Children’s University olarak adlandırmıştır. Yetenekli çocuklar için kurulan bu okullar 1970’ta Nagoya ve 1976’da Tokyo’daki örnekleriyle Dalton Planı’nı uygulayan okullar olarak yaşamaya devam etmektedir. Ayrıca Dalton Planı’na uygun okullar Avusturalya, Avusturya, Belçika, fiili, İngiltere, Kore ve Hollanda’da da açılmıştır.

#16

SORU: C.W. Washburn’un öğretim planı nasıldır, açıklayınız?


CEVAP: C.W. Washburn, geliştirdiği öğretim planını, Chicago’daki Winnetka’da uyguladığı için, buna Winnetka Planı adı verilmiştir. Burada eğitim danışmanlığı yapan Washburn, denemelerini dört okulda uygulamıştır. Bunlardan üç tanesi ilkokul, dördüncüsü ise iki sınışı bir ortaokul idi. Winnetka Planı, katı sınıflar sistemine bağlı olan okul anlayışına karşı gelerek öğretimin, öğrencinin ferdî yapısına göre esnekleştirilmesini öngörmektedir.

#17

SORU: Kerschensteinere göre ilkokulların görevi nedir?


CEVAP: Kerschensteiner’e göre ilkokulların görevleri; meslek seçimine yardım etmek, mesleki çalışmayı ve sosyal düzeni ahlakileştirmektir. Bu sebeple her okul için işlikler, bahçeler, mutfaklar, dikiş odaları, laboratuvarlar öngörür fakat genel öğretim okullarının birer meslek okulu şekline dönüştürülmesine karşıdır. Eğitimin insanlara iyi ahlak kazandırması, idealist Alman felsefesinin ana sorunu olmuştur. Kerschensteiner’e göre geleneksel okulların en büyük eksikliği, sadece zihnî yeteneklerin geliştirilmesine yönelmiş olmasıdır. Oysa eğitimde ve insan yetiştirmede bir eğitim vasıtası olarak iş, etkin şekilde kullanılmalıdır. İş eğitimi insanlara kendiliğinden etkinlik, yaşantı bilgisi, iş erdemleri, güçlükleri aşma, objektiflik, grup içinde çalışma gibi erdemleri kazandırır. Kapitalist iş okulu; el işi ile zihinsel işin birleştirilmesinden oluşur. Kerschensteiner, iş okulu üzerinden devlet vatandaşlığı eğitimine ulaşır.

#18

SORU: Bir tıp doktoru olan O. Decroly’nin çocuklar hakkındaki görüşleri nelerdir?


CEVAP: O. Decroly, bir tıp doktoru olarak geri zekâlı çocuklarla uğraşılarından, eğitim ve öğretimin bireyselleştirilmesi ve ‘ilgi merkezleri’ konusundaki teorisini geliştirdi. Decroly, 1907’de de dünyaca tanınan, L’Ermitage adlı okulunu kurdu. Normal çocuklar için olan bu okulda Decroly, kendi reform düşüncelerini uyguladı. Decroly’nin eğitim metodu (Decroly metodu) hayat yoluyla, hayat için okul şeklinde karakterize edilir. Okul, hayat yoluyla, hayata hazırlamalıdır. Decroly metodunda hayata gerçek yakınlık birinci temel ilkeyi teşkil eder. Onun okulunda insan hayatının dört temel ilkesi (dört temel ilgi merkezi) şunlardır: Beslenme ihtiyacı, soğuktan korunma ihtiyacı, düşmandan korunma ihtiyacı, toplum içinde çalışma, yükselme ve dinlenme ihtiyacı. Gerçek bilgi, yalnızca zihni yeteneklerin aktifliği yoluyla kazanılır. Okullarda kitabi yoldan bilgi kazanmak değil, çocuğun kendi gözlem ve tecrübesi yoluyla gerçek dünyanın eşyaları ile temasa geçmesi desteklenmelidir. Konular, ders plan ve programları, çocuğun ilgilerinden hareket etmelidir.

#19

SORU: İ.H. Baltacıoğlu hakkında bilgi vererek ilkelerini yazınız?


CEVAP: İ.H. Baltacıoğlu, insanı yaşadığı gerçek çevre içerisinde sosyal bir şahsiyete kavuşturmak ister. O, bu amaca yönelik pedagoji anlayışına ‘şahsiyet Pedagojisi’ der. Bu pedagoji anlayışına dayalı sistem de ‘İçtimai Mektep’ sistemidir. Baltacıoğlu içtimai mektep anlayışını beş ana ilke ile temellendirir. Bunlar; kişilik, çevre, çalışma, verim ve başlatma ilkeleridir.

#20

SORU: Devlet ideolojisine karşı çıkan ilk eleştirmen kimdir, bilgi veriniz?


CEVAP: W. Godwin, devletin ideolojisini okullarda yayarak kazanacağı politik iktidara karşı çıkan ilk eğitim eleştirmenlerinden biriydi. Aydınlanmanın en çarpıcı iki olgusunun modern devletin yükselişi ve bu devlete vatandaş yetiştirecek millî eğitim sistemlerinin gelişmesiinsan aklının dogmatik olarak denetlenmesi ve bastırılmasına yol açmasından korkuyordu. İnsan aklının tam olarak gelişmesinin okul duvarları içinde engellendiği herhangi bir toplumda despotizm ve haksızlık rahatlıkla var olmaya devam edebilir. Godwin, politik iktidarın buyruklarına uygun bir eğitim düzenleneceğini ve şovenist vatanseverliğin, devletin politik ve ekonomik iktidarının desteklenmesinde kullanılacağını belirtiyordu. Godwin, ülkedeki yasaları öğreten bir millî eğitime karşı çıkıyordu. Nazi Almanya’sındaki okul eğitimi, Godwin’in 18. yüzyılda belirttiği bütün sakıncalara örnek oluşturmuştur. Bu rejimde okullar, özel bir ideolojinin ve toprakların genişletilmesine dayalı bir milliyetçiliğin yayılması ve ülke liderlerinin yüceltilmesi için kullanıldı.

#21

SORU: F. Ferrer’e göre okul nasıl olmalıdır?


CEVAP: F. Ferrer’e göre okul, öğrenciyi itaat etmeye ve uysal olmaya koşullandıran bir sistem ve yöntemdir. Çocuk, devlet okuluna girdiği andan itibaren otoriteye boyun eğmek, doğal olarak başkalarının isteğini yerine getirmek yönünde eğitilir ve bunun sonucunda yetişkin yaşamda yönetici sınıfın işine yarayan düşünce alışkanlıklarına sahip olur. Okulda öğretilen bilgi (ve beceriler), insanlar tarafından kullanılmaktan çok insanları kullanan bir şeye dönüşmüş; bilgi, köleliğin bir aracı hâline gelmiştir. Geçmişte hükûmetler kitleleri cehalet durumunda tutarak denetim altına almışlar iken şimdi de eğiterek daha kolay denetim altına alıyorlar. Ona göre, Millî okulları örgütleyenler, hiçbir zaman bireyin yüceltilmesini istemediler. Ancak Ferrer Okulu bir iktidar fahişesi olarak görür, çünkü okullar her devlette ve rejimde iktidara hizmet eder. İktidarın demokrasi, askerî darbe, krallık, sosyalist, dindar veya faşist olması önemli olmayıp okul, bu sistemlerin hepsine hizmet edebilir hâle getirilmiştir. Onun köleleştirilmesini istediler.

#22

SORU: W. Reich karakter oluşumunun sorununu nasıl açıklamıştır?


CEVAP: W. Reich, karakter oluşumundaki temel sorunun orta sınıf aile yapısı olduğuna inanıyordu. Almanya’da insanların faşizmi destekleme özelliğini, otoriter Alman ailesi içindeki çocuk yetiştirme sürecine bağlıyordu. Anlamlı bir toplumsal değişimin ancak ailenin değiştirilmesiyle gerçekleşebileceğini ileri sürüyordu. Reich’a göre 20. yüzyılın eğitimle ilgili en önemli görevi, cinsel özgürlük ve patriyarkal ailenin ortadan kaldırılmasıdır. O, zalim, saldırgan karakter özelliklerinin otoriter, cinsel açıdan baskıcı çocuk yetiştirme uygulamalarının sonucu olduğuna inanıyordu. Reich’ın amacı, büyük kurumsal değişiklikler getirerek insanların karakterlerindeki zalimlik ve düşmanlığı yok etmekti.Ailenin ekonomik işlevi, ulus devletin ve sanayileşmenin ortaya çıkışıyla yerini ideolojik bir işleve bıraktı. Aile, çocuğu otoriter bir toplum için yetiştiren temel eğitim kurumu haline geldi. Kişi, kendi kendini düzenleyen ve sadist olmayan bireylerden oluşan bir toplum istiyorsa, çocukları ahlaki baskı, otoriter kontrol ve zevk kaygısından kurtulmuş özgür bir ortamda yetiştirmelidir.

#23

SORU: Illich yasaya uygun ya da olmayan görüşünü nasıl açıklamıştır?


CEVAP: İnsanlık tarihinde kilise çağı geçmiş okul çağı başlamıştır. Okul, çağdaşlaşmış işçi sınıfının dünya dini durumunu almıştır ve teknolojik çağın yoksullarına boş yere kurtuluş vaadinde bulunmaktadır. Ne var ki bu ulus-devleti onu benimsemiş, böylece de vatandaşların birbiri ardına dizilen diplomalar için öğretim basamaklarını tırmanmaya mahkûm etmiştir, bunun eskilerin başlama törenleri ve dinsel yükseliş ayinlerinden pek bir farkı yoktur... Modern eğitim, yalnızca Yeni Dünya Dini olmakla kalmaz; okul da bu kokuşan kültürün kilisesidir. Başka hiç bir kurum bu denli göz boyayamaz, toplumdaki gerçeklerle ilkeler arasındaki uyuşmazlığı, bundan iyi insanlardan saklayamaz. Yeni Dünya Kilisesi, bilgi endüstrisidir.

#24

SORU: En önemli eleştirel pedegoglar kimlerdir?


CEVAP: EM.Apple, H. Giroux, P. McLaren, J.L. Kincheloe, H. Zinn, S. Canagarajah, A. Pennycook, G. Crookes ve hatta E. Said, A. Gramsci ve M. Foucault da sayılabilir.

#25

SORU: P. McLaren’in görüşleri, temsil ettiği düşünceler nelerdir?


CEVAP: P. McLaren, eleştirel pedagojinin Marksist güdümlü devrimci eleştirel pedagoji grubunu temsil etmektedir. O, bilgiyi sayısal açıdan değerlendirilebilir bir formatta ele aldığı için, test uygulamalarına şiddetle karşı çıkmaktadır. Eğitim, kolay ölçülebilir ve kolay pazarlanabilir beceriler şekline getirilmektedir. L.Gestner’in öğrencileri insan sermayesi, öğretmenleri de piyasadaki satıcılar olarak görmesine karşı, kamusal eğitime arka çıktı. Eğitimin ticarileşmesine (businessification), sermayenin yeni bir tür emek-gücü yaratma çabalarına da itiraz etti. Neoliberal düzen, güya kamusal eğitimin verimsiz ve başarısız olduğunu göstererek eğitim kurumlarını tamamen özel sektöre devretmeyi amaçlamaktadır. Kapitalist okullaşma insan emeğini üretim dışına atmakta, öğretmenleri tarihi temize çeken kişiler hâline getirmekte, sermayenin tarihsel ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Amerika, yabancıları Amerikan kültürü içinde eritmek için kendi kültürlerine yabancılaştırmaktadır. İnsanları İngilizceye mahkûm etmekte, onlara kendi dillerini, kültürlerini unutturmaktadır. Hümanist eleştirel pedagoji, öğrencilerin dillerine ve kültürel kimliklerine saygı duyar.

#26

SORU: Post modern eğitimin temel dayanağı nedir?


CEVAP: Post modern eğitim, insanların bilgiyi yapılandırdığı varsayımına dayanmaktadır. Anlam, ahlak ve gerçeklik nesnel olmayıp, aksine toplum tarafından yapılandırılır. Modern eğitimde öğretmenler, bilgileri öğrencinin zihnine yerleştirme ve bunu daha iyi yapma yollarını bulma üzerine çalışıyorlardı. Yapılandırmacılıkta, bilginin öğrenenler tarafından anlamlandırılması ve keşfedilmesi önem kazandı. Bilgiye ulaşma sürecinde kontrol öğrencilere ait olup öğretmen ise yol gösterici ve öğrenme için gerekli ortamı hazırlayıcıdır. Post modern düşünürler arasında G.Deleuze, J.-F. Lyotard, J. Derrida, M. Foucaultve R. Rorty sayılabilir.

#27

SORU: G.Deleuze eğitim hakkındaki görüşleri nelerdir?


CEVAP: G.Deleuze, eğitimin, insanı yersizyurtsuzlaştırmasına (deterritorialization)katkıda bulunduğundan şikâyet eder. Günümüzde para, yurtsuzlaştı; mal, ticaret yoluyla yurtsuzlaştı; mülkiyet, yurtsuzlaştı; toprak, yurtsuzlaştı; emek, yurtsuzlaştı. Bu durum, insanı tekrar göçebe durumuna getirmiştir. Modernizm, insanı yerinden, ruhundan, aklından uzaklaştırmıştır. Kapitalizm, insanın hâline gelişine (becoming)izin vermiyor; önce baskı ile uyruklaştırıyor, dışlıyor, sonra da yurtsuzlaştırıyor; başkası olmaya (becomingother) zorluyor. Kapitalizm, her şeyi yurtsuzlaştırıyor; tüm kutsal şeyleri, gelenekleri, inançları ortadan kaldırıyor; devleti, aileyi vs. yıkıyor ve kendine göre yeniden yapılandırıyor. Bilgi kapitalizmi, insanlar dahil her şeyi robotlaştırıyor. Kapitalizm, insanı şizofren yapıyor, beyinler şizofrenleşiyor. İnsan, devamlı olarak kendisinden devlete, aileye, toplumsal ve dinsel kurumlara kaçıyor. Modern teknoloji, insanın algılarını bilgi hâline dönüştürmesini, kendi zihninde sindirmesini, mayalamasını ve kendisinin malı yapmasını önlüyor.

#28

SORU: M. Foucault’un eğitim görüşleri nasıldır, açıklayınız?


CEVAP: M. Foucault, modern devletin tüm kurumlara ve hatta kişilerin günlük yaşamlarına aşırı derecede müdahalesinden yakınmaktadır. Devlet, insanları daha iyi yönetebilmek için eğitiyor, cezalandırıyor, disipline ediyor, tedavi ediyor. İtaatkâr, hızlı ve üretken bir beden için âdeta insanı yeniden oluşturuyor. Eski dönemlerin baskıcı iktidarının yerine disipline edici bir iktidar mevcut olup toplumun her alanını her an kontrol ediyor. Teknolojinin de yardımıyla sadece hapishanedekiler değil, toplumdaki herkes gözetleniyor. Suçlular hapsediliyor, hastalar tedavi ediliyor, çocuklar eğitiliyor. Okul, hapishane, hastane vs. insanları normalleştiriyor; sınavlar, sağlık testleri normalleşmeyi ölçüyor. Derslerin programları, konuların günlere ve saatlere yerleştirilmesi, yani zamanın küçük parçalara bölünerek ayrıntılı bir şekilde planlanması, sistematik gözlemin ta kendisidir. Okul, çocukları ve gençleri kapatıyor, istenen bilgi ve becerileri yerleştiriyor, kontrol edip diplomasıyla birlikte paketliyor.

#29

SORU: J. Derride’nın insan tanımını açıklayınız?


CEVAP: J. Derridada insanı, kurmaktan çok kurulan bir varlık olarak görüyor. Günümüz kapitalizminde eğitim ve öğrenme hürriyeti ciddi bir tehdit altındadır. Egemenlik ve bilgi merkezîleşiyor, homojenleşiyor. Egemenlik merkezi, bilgiyi ve kişilikleri standartlaştırıyor ve kontrol ediyor. Eğitim, bilime ve psikolojik farklılıklara karşı evrenselleşiyor ve tektip (uniform) oluyor. Derrida da Freire gibi- öğretmenlerin öğrencilerin kafasına bilgi ve fikir depolamasından şikâyetçidir. Birçok post modernist çağdaş düşünür, günümüz sosyal ve politik düzeni içinde eğitimde ciddi sorunlar görüyor. Toplum, ekonomi ve teknoloji içinde insan yok ediliyor. Sistem, her şeye göre ama insana göre değil; insan her şeye uyum sağlamaya zorlanıyor. Modern çağda insan, önce bireyleştirildi, toplumsal ve ahlaki bağlarını kaybetti. Bağlarından kopartılmış, bilinçsiz bir sürü elemanı, kendini bu dünyaya fırlatılmış hisseden, sığınacağı din, aile, toplum ruhu vs. yok edilmiş bir canlı gibi duruyor. Devlet, bireye sürekli baskı yaparak ve onu tehdit ederek parçaladı, korkak ve çalışkan hayvanlar sürüsü hâline getirdi. Günümüz modern toplumlarına ve modern eğitim sistemlerine ilişkin eleştiriler buraya kadar kısaca özetlenenlerle sınırlı değildir. Geçmişte ve bugün olduğu gibi eğitim konusundaki tartışmalar ve eleştiriler gelecekte de devam edecektir.

#30

SORU:

Çağdaş eğitim akımlarını etkileyen eğitim filozofları hangileridir?


CEVAP:

Çağdaş eğitim akımlarını etkileyen eğitim filozofları; J.-J.Rousseau, M.de Condorcet, J.H. Pestalozzi, F.W. Fröbel, G.W. Hegel, J.F. Herbart, K. Marx, F. Nietzsche'dir.


#31

SORU:

M.de Condorcet hazırladığı  “Millî Eğitim Üzerine Rapor" da neyi savunmuştur?


CEVAP:

M.de Condorcet Fransız İhtilali’nden sonra eğitim politikasını ve yapısını belirleyen kişilerden biridir. Hazırladığı “Millî Eğitim Üzerine Rapor”da devletin bir “eğitim devleti” olmasını, laik bir “eğitim politikası” izlemesini ve parasız eğitimi savunmuştur.


#32

SORU:

J.H. Pestalozzi'ye göre eğitim nasıl olmalıdır?


CEVAP:

J.H. Pestalozzi, sanayi çağının eğitimcisidir. Ona göre eğitim, insanları maddi sefaletten kurtarmalıdır. Eğitimde artık sanayi işi esas alınmalıdır ve eğitim özellikle yoksullara bir meslek kazandırmalıdır (“Öksüzler babası”).


#33

SORU:

F.W. Fröbel'in eğitim anlayışı nasıldır?


CEVAP:

F.W. Fröbel, okulöncesi eğitimin, dolayısıyla “Kindergarten”lerin kurucusudur. Ona göre, okulun ilk görevi bilgi vermek değil, güçlü şahsiyet kazandırmaktır. Çocuk serbest hareket etmeli ve faal olmalıdır. Oyun, çok önemli bir eğitim vasıtasıdır.


#34

SORU:

G.W. Hegel'in eğitim anlayışı nasıldır?


CEVAP:

G.W. Hegel, Alman idealistlerinin “eğitim, insanı ahlaklı yapmak sanatıdır” görüşünü savunur. Rousseau’ya karşı görüşler savunur; insanı insan yapan doğaya uygunluğu değil bir kültür varlığı olmasıdır, insan doğadan uzaklaştıkça insan olur der. Eğitimi, devletin bir fonksiyonu olarak değerlendirir.


#35

SORU:

J.F. Herbart'ın eğitim anlayışı nasıldır?


CEVAP:

J.F. Herbart da eğitimin amacını ahlaki olarak niteler. Eğitim, psikoloji ve etik üzerine kurulmalıdır ve öğretim, “eğitici öğretim” olmalıdır.


#36

SORU:

K. Marx'ın eğitim anlayışı nasıldır?


CEVAP:

K. Marx, çağdaş eğitim akımlarını çok etkileyen düşünürlerden biridir. Ona göre; kapitalizm “iş bölümü” (uzmanlaşma) ile insanı köleleştirmekte, kendine yabancılaştırmaktadır. İnsan, çok yönlü ve derin duygulu yetiştirilmelidir (şahsiyet bütünlüğü). Kapitalistler kâr amacıyla insanı tek yanlı ve bir makine parçası gibi eğitmek istiyorlar. Eğitim, politeknik okullarda üretim (iş) ile birleştirilmelidir.


#37

SORU:

F. Nietzsche'nin eğitim anlayışı nasıldır?


CEVAP:

F. Nietzsche, postmodern eğitim akımlarını da çok etkilemiş, kitle eğitimine karşı seçkinler eğitimini desteklemiştir. İnsanları örgütlenmiş okul eğitiminden ziyade, kültür içinde eğitmelidir; bunun için de kültür eğitici olmalıdır. Eğitim “İskenderiye ağı”na (teorik bilgi) düşmüştür ve bu durumdan derhâl kurtarılmalıdır, fikirlerini savunur.


#38

SORU:

Çağdaş eğitim akımları nelerdir?


CEVAP:

Çağdaş eğitim akımları; sanat eğitimi ve müze eğitimi akımı, kır eğitim yurdu akımı, çocuktan hareket akımı, sınıf düzenleri akımı, iş eğitimi akımı, özgürlükçü eğitim teorileri, eleştirel eğitim akımı, postmodern eğitim akımıdır.


#39

SORU:

Sanat eğitimi neyi ifade eder?


CEVAP:

Sanat eğitimi, sanayileşme sonucunda ortaya çıkan kültür çöküşüne ve insanın kendine yabancılaşmasına karşı koymak için, eğitimde güzel sanatlar yoluyla genel bir reform yapmak yönündeki girişilen çabaları ifade eder.


#40

SORU:

Kır eğitim yurdu akımı nasıl ortaya çıkmıştır?


CEVAP:

Kır eğitim yurdu akımı, 19. yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkmıştır. Bu akım, çağın büyük şehir kültürüne, yani onların deyimiyle “asfalt kültürüne” ve özellikle de entelektüalizmine bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.


#41

SORU:

Montessori yönteminin temel ilkesi nedir?


CEVAP:

Montessori yönteminin temel ilkesi “her çocuk kendi kendine etkinlik gösterebilir ve öğretimde bu ana noktadan hareket edilmelidir” ilkesidir.


#42

SORU:

“İş okulu” akımı içinde gösterilebilecek çağdaş eğitimciler hangileridir?


CEVAP:

“İş okulu” akımı içinde gösterilebilecek çağdaş eğitimciler Kerschensteiner, Dewey, Gaudig, Decroly, Kilpatrick, Ferrière, Freinet ve İsmail Hakkı Baltacıoğlu’dur.


#43

SORU:

Pragmatizm ne demektir?


CEVAP:

Pragmatizm, eğitimde öğretilecek bilgi ve becerilerin işe dönüştürülerek hem bireyin hem de toplumun işine yaraması hususunu esas alan bir eğitim felsefesi akımıdır.


#44

SORU:

İ.H. Baltacıoğlu'nun içtimai mektep anlayışını hangi ilkelerle temellendirir?


CEVAP:

Baltacıoğlu içtimai mektep anlayışını beş ana ilke ile temellendirir. Bunlar; kişilik, çevre, çalışma, verim ve başlatma ilkeleridir.


#45

SORU:

İş eğitimi akımının “Üretim Okulu” grubu içinde hangi eğitimcileri sayabiliriz?


CEVAP:

İş eğitimi akımının “Üretim Okulu” grubu içinde Schulz, Östreich, Krupskaya, Blonski, Makarenko ve Tonguç gibi eğitimcileri sayabiliriz.


#46

SORU:

Eleştirel pedagoji/eğitim ne anlama gelmektedir?


CEVAP:

Eleştirel pedagoji ya da eğitim, resmî ifadelere, geleneksel kalıplara karşı çıkarak her şeyi eleştiri içine almak ve sorunlardan yeni çıkış yolları bulmaya çalışmaktır.


#47

SORU:

Modern eğitim ne demektir?


CEVAP:

Modern eğitim, büyük kültürlerin temel değerleri ile bilimsel araştırmalar sonucu ulaşılan bilgileri, okullar ve öğretmenler vasıtasıyla çocuklara aktarmak demektir. Bunun için tek tip bir bilgi sistemi, tek tip kültür, doğrusal teknolojik ve toplumsal ilerleme anlayışı ile disiplinli bir eğitim gereklidir.


#48

SORU:

Postmodernizmde temel ilke nedir, açıklayınız.


CEVAP:

Postmodernizmde ise temel ilke, düzen yerine belirsizliktir. Eğitim, elektronik gelişmelerle okulların dışında oluşmaya başlamakta, alışveriş merkezleri, sokak grupları, video salonları, kafeler, televizyon kültürü ve diğer popüler kültür öğeleri, okul bilgisinin ciddi nesneleri olmakta, eskiden sadece okulların kontrol ettiği bilgiler kontrol edilememekte, ulusal kimlikler yerine melez kimlikler ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla eğitimde otoritenin olmaması, çoğul bakışlar, farklı anlatımlar ve konular, farklılıkların ve çelişkilerin bile hoş görüldüğü kaotik bir ortam söz konusudur.


#49

SORU:

Postmodern düşünürler kimlerdir?


CEVAP:

Postmodern düşünürler arasında G.Deleuze, J.-F. Lyotard, J. Derrida, M. Foucault ve R. Rorty sayılabilir.