ETİK Dersi ESKİÇAĞDA ETİK soru cevapları:
Toplam 80 Soru & Cevap#1
SORU: Felsefi düşünmede etiğin altın çağı olarak hangi dönem söylenebilir?
CEVAP: Felsefi düşünmenin M.Ö 6. yüzyıldan, yani 26 yüzyıldan beri var olduğu göz önüne alınırsa, uygarlık tarihinde felsefenin ancak son zamanlarda ortaya çıktığı görülmektedir. M.Ö 5. yüzyılda sofistlerin felsefede asıl araştırma konusu olarak insan ve toplum sorunlarına yönelmeleriyle etik konusu eskiçağda hızlı bir gelişme göstermiştir. Sokrates, daha sonra öğrencisi Platon, ardından da Aristoteles Eskiçağda etiği bir bilgi alanı olarak yüksek bir gelişme noktasına taşımışlardır. Bu açıdan bir araştırma alanı olarak, eskiçağın etiğin altın çağı olduğu söylenebilir.
#2
SORU: Sokrates varlığın ve doğanın yapısına ilişkin teorik sorularla yapılan araştırmaları neden doyurucu bulmamıştır?
CEVAP: Sokrates toplumdaki mevcut durumun, kuralların, ilkelerin eleştirilmesini öncelikli saymış ve felsefi araştırmalarını bu konulara yöneltmiştir. Alışılmış olan düzenlemeleri, düzenleyici kuralları, geçerlikteki ahlak kurallarını sorgulamıştır. Bilinmeyen bir şeyi araştırmak ve ona ilişkin bir bilgi ortaya koymak olanaklıdır. İyinin ne olduğunu araştırmak ve bu konuda bir bilgiye varmak mümkündür. Sokrates için asıl araştırma konusu erdemdir. İyi mutlu yaşam için erdem gereklidir. Ama erdemin ne olduğunu bilmeden erdemli olmak mümkün görünmemektedir.
#3
SORU: Sokrates’in erdemle ilgili düşünceleri nelerdir?
CEVAP: Erdemin veya herkes tarafından kavranabilecek bir iyinin bilinebileceğini düşünmüş, güzel ve faydalı kavramlarını da iyinin içinde ele almıştır. Ona göre hoş olan ve yaşamı acımasız kılan işler güzeldir. Güzel olan her iş de iyi ve yararlıdır. Sokrates her insanın bilgiye ve erdeme ulaşabileceğini düşünmüş ve iyi bir dünyanın olabilmesi için bilgiyle yaşamanın en doğru çıkış yolu olduğunu görmüştür.
#4
SORU: Sokrates erdemi ve bilgiyi neden önemsemiştir?
CEVAP: Sokrates insan için en büyük kötülüğün bilgisizlikten olduğunu düşünüyordu. Ona göre kimse bilerek kötülük yapmaz, kötülük bilgisizlikten kaynaklanır. İnsan bilgisi ya da erdemi sayesinde kötü olanın farkına varır. Erdem belirli özellikte bir bilgidir. Kişileri dinginliğe, uyuma ve dengeye dolayısıyla mutlu yaşamaya götüren şey bilgiyle eylemde bulunmaktır. Bu bilgiye ulaşabilmek de belirli bir eğitimle olur.
#5
SORU: Sokrates yasaları neden önemsemiştir?
CEVAP: Sokrates’e göre bir insan devletin yasalarını beğenmeyebilir ama yine de onlara karşı duramaz. Devletin buyruğuna her zaman uymalıdır, ya da yasanın kabul ettiği yollardan gidip o yasaları değiştirmeye çalışmalı insanları uyandırmalıdır. İyi ve mutlu yaşam için, ölçülü olmak, alçak gönüllü olmak, dost edinmek, toplum işleriyle ilgilenmek, yasalara uymak gibi ilkelere uymanın uygun olduğunu düşünmüştür.
#6
SORU: Antisthenes’in bilgi anlayışı nedir?
CEVAP: Felsefede teorik araştırmayı önemli görmeyen hatta karşı olan Antisthenes’in bilgi anlayışı etik görüşünde belirleyici olmuştur. Ona göre düşünme ve bilme araçlarımız olan kavramlar nesnelerin kendini değil insanların nesnelerle ilgili tasarımlarını dile getirirler. Nesneler için belirlediğimiz kavramlar nesneleri adlandırdığımız sözlerdir. Bizim elimizde yalnızca sözler vardır. Bunlar adları oldukları şeylerin yapısı hakkında bize hiç bir şey bildirmezler. Bundan dolayı varlıkla ilgili teorik araştırma, sanıldığı kadar önemli değildir. Araştırma ve bilgi yaşama hizmet ettiği ölçüde önemlidir. Bilgi insanları erdemli, dolayısıyla da mutlu yaparsa anlamlıdır.
#7
SORU: Kynik Okula göre mutluluk nedir?
CEVAP: Mutluluk haz karşısında bağımsızlaşmaktadır. Haz değil, erdem iyidir ve erdem başlıca değerdir. Erdemli olmak, bilgiyle ruhun dingin olmasını sağlamaktır. Yaşamda bizi kolayca etkileyebilen ruhumuzu, iç dünyamızı sarsabilen çeşitli dış etkenler vardır. Ün, mevki, zenginlik gibi bizim iç bağımsızlığımızı engelleyen, iyi görünseler de iyi olmayan şeylerdir. Yalnızca erdem iyidir, erdemli olmak için hazdan kaçmak sıkıntılara göğüs germek, çalışıp çabalamak daha doğru bir yoldur. Çünkü çalışmak insanı geliştirir, dış etkenler karşısında güçlü ve bağımsız kılar.
#8
SORU: Kyniklere göre iyi ve mutlu yaşam için yapılması gerekenler nelerdir?
CEVAP: İster aile ister devlet olsun, her tür toplumsal bağlanma kişinin bağımsız yaşamasına engeldir. Yaşamda ana değer kişidir. Esas olan şey dünya yurttaşlığıdır. Doğal olandan değil kötü olandan utanmak gerekir. Erdemli olabilmek için her türlü dış koşuldan bağımsız olmak gerekir. Toplumun geleneksel kurallarına bağlanmamak gerekir. Bu bilge yada erdemli kişinin toplumdan tümüyle kopması ve tek başına yaşaması değildir. Kişinin erdemli ya da bilge olabilmesi için mevcut kurallardan bağımsızlaşması ve böylece ulaştığı bilgelikle diğer insanlara erdemli yaşamanın önemini gösterebilmesi, onalar iyi ve mutlu yaşamaları yönünde etkileyebilecek durumda olmasıdır.
#9
SORU: Kyrene Okulunun düşünceleri nelerdir?
CEVAP: Haz iyidir düşüncesini benimsemiş, iyi ve mutlu yaşam için haz elde etmenin doğru olduğunu savunmuştur. Bu düşüncenin temelinde hazcı okulun kabul ettiği bilgi anlayışı vardır. Bu bilgi anlayışına göre bilen özne ile bilinen nesne arasında hiçbir zaman kapanamayacak olan bir açıklık vardır. Elimizde yalnızca edindiğimiz duyumlar vardır. Teorik araştırmalar peşinde koşmak yerine iyi ve mutlu yaşamın nasıl olabileceğini bilmek ve buna uygun yaşamaktır. Yalnızca haz koşulsuz olarak iyidir. Başka şeyler, haz verdikleri ölçüde iyidir ve hazdan dolayı istenmeye değerdir. Kyrene Okulunda da iyi ve mutlu yaşam için bilginin ve bunun göstergesi olarak erdemin önemi kabul edilmektedir. Bilgi önemlidir, çünkü hem doğru şekilde haz elde etmemizi sağlar hem de iç dinginliğimizi bozabilecek, mutlu olmamızı engelleyebilecek şeylerden etkilenmeme konusunda bize yardımcı olur.
#10
SORU: Platon’un etik görüşleri nelerdir?
CEVAP: Platon’un çalışmalarında iyi ve mutlu bir yaşamın olanağını sunabilecek bir devlet tasarlamak öncelikli bir konu olmuştur. Platon’un etik görüşünde beş nokta önemlidir. Erdem, adalet, insanın ya da ruhun yapısı, iyi ideas, siyaset ya da devlet. Platon, Devlet te ve Yasalar da erdemin öğretilebilir olduğunu düşünmüştür. Ona göre erdem kişilerin yatkınlığına göre öğretilebilir. Kişiler arasında etik yatkınlık ve idea bilgisine erişebilme bakımından derece farkı vardır.
#11
SORU: Platon’a göre dört ana erdem nelerdir?
CEVAP: Bilgelik, cesaret veya yiğitlik, ölçülülük ve adalet.. Bilgelik yöneten kesimin erdemidir. Cesaret ya da yiğitlik, koruyucu kesimin erdemidir. Ölçülülük ilk ikisinden farklı olarak daha genel, yani aynı zamanda her kesimi de kapsamakla birlikte üreten kesimin erdemidir. Adalet ise bu üç erdemin gerçekleşme koşulu olan ve bütün sınıflarla ilgili olan bir erdemdir.
#12
SORU: Platon’a göre adalet nedir?
CEVAP: Adalet diğer üç erdemle birlikte sitenin erdemli olmasını sağlayan erdemdir. Gerçekleşmesi için diğer erdemlerin varlığı farz eden bir erdem olarak adalet, herkesin kendi işiyle uğraşması kendi işini yapmasıdır. Adalet, bir yönetimi siteyi iyi kılma konusunda önemli bir işleve sahiptir. Sitede herkesin kendi işiyle uğraşmasını gerektiren ilke olarak adalet, bir yönetimi siteyi erdemli kılma konusunda bilgelik, ölçülülük ve yüreklilikle başa baş gider. İyi ve mutlu bir yönetim site olabilmesi için adalet önemlidir, çünkü bir yönetim için en büyük kötülük üç ayrı insan grubunun, yönetici, yardımcı, üretici grupların birbirinin işine karışması, birinin diğerinin işini yapmasıdır.
#13
SORU: Platon insanın ya da ruhun yapısına bakarak adaleti nasıl gözden geçirmiştir?
CEVAP: İnsan ruhunun yapısı da tıpkı bir siteninki gibi üç kısımdan oluşur. İnsan eylemlerine ve tutumlarına baktığımızda bir bakıma hemen belirlenebilen iki kısım görülür. Bunlardan biri ruhun düşünen yanıdır. Ruh bununla düşünür. Diğeri ise ruhun düşünmeyen yalnızca arzulayan yanıdır. Birtakım zevklerin, doyumların yoldaşı olan bu yanıyla ruh, sever, susar, acıkır başka arzulara kapılır. Ruhun kısımlarından biri akıl, diğeri arzular ve iştahlardır. Üçüncü kısım ise heyecanlanan, heyecan ve öfke duyan kısımdır. Bu üçüncü kısmın ruhun arzulayan kısımdan yana değil, düşünen kısımdan yana olduğunu tespit etmiştir. Platon ruhun arzulayan kısmının erdemini ölçülülük, heyecanlanan kısmının erdemini cesaret ya da yüreklilik, düşünen kısmının erdemini de bilgelik olarak belirler.
#14
SORU: Platon ruhun yapısına bakarak adaletsizliği nasıl açıklamıştır?
CEVAP: Ruhun üç kesimi arasında bir iç savaş, bunların birçok işi üzerine almaya, birbirlerinin işine karışmaya kalkmaları ruhta egemen kesime yaradılışı gereği köle gibi hizmet etmesi gereken bir kesimin hakkı olmayan bir egemenlik kapmak için ruhun bütününe karşı ayaklanması işte adaletsizlik böyle bir şeydir, yani ruhtaki kesimler arasındaki kargaşalık ve düzensizliktir; arzularını dizginleyememe, korkaklık bilgisizlik, kısacası her türlü kötülük de budur.
#15
SORU: Aritoteles’in felsefeye katkısı nasıl açıklanır?
CEVAP: Felsefenin temel dallarının sorunlarını sistematik şekilde işlemiştir. Kendinden önce biraz dağınık şekilde ele alınan felsefe sorunlarını toplamış birbirleriyle olan ilişkilerini de göz önünde bulundurarak bu sorunların alanlarını belirlemiş ve her birini kendi alanı içinde araştırmıştır. Aristoteles insanın bilme etkinliklerini üçe ayırır. Bunlar, teorik etkinlikler, pratik etkinlikler ve poietik etkinliklerdir. Fizik, Matematik ve ilk Felsefe teorik etkinliklerdir, Etik ve Politika pratik etkinliklerdir, ürün ya da eser ortaya koyan etkinlikler de poietik etkinliklerdir. Politika en üst pratik etkinliktir, Etik de Politikanın bir kısmını oluşturur. Böylece Aristoteles, Platon’da temelleri atılan politika ile etik arasındaki yakın ilişkiyi daha açık şekilde ortaya koyar.
#16
SORU: Aristoteles etik sorunların başında hangi kavramı görmüştür?
CEVAP: Aristoteles etik soruşturmalarının başında insan yaşamında aranan ve bilgisi yaşam için büyük önem taşıyan, kendisi için istenen, başka şeylerin de onun için istendiği bu amacın, siyaset işi olduğunu belirtir. Siyaset bu amaçla ilgisi bakımından en başta gelen ve en önemli olan etkinliktir. Çünkü siyaset, özünde, insan için iyi olanı amaçlamaktadır. Dolayısıyla onun amacı tüm diğer etkinliklerin amacını kapsar durumdadır. Her bilgi ve tercih bir iyiyi arzuladığına ve siyaset de önemli bir etkinlik alanı olduğuna göre, acaba onun arzuladığı ve en iyi olan şey nedir? İyi, kendisi için amaç olan şeyler arasında kendisi için en fazla amaç olan şeydir. Yani hiçbir zaman bir başka şey için tercih edilmeyip, hep kendisi için tercih edilen, sadece kendisi için amaç olan şeydir. Aristoteles, böyle bir şeyin, mutluluk olduğunu belirtir.
#17
SORU: Aristoteles’e göre mutluluk nedir?
CEVAP: Mutluluk en iyi, en güzel ve en hoş şey olduğuna göre, yanıtlanması gereken soru, mutluluğun kendisinin ne olduğu sorusudur. Mutluluk ya da iyi ruhun erdeme uygun etkinliğidir. Mutluluk için önemli olan, erdeme uygun etkinliklerdir. Erdeme aykırı etkinlikler mutsuzluk yaratır. Aristoteles’in, iyi’nin ne olduğu sorusuna verdiği yanıt kısaca şöyledir: iyi ; sırf kendileri için aranılan erdemler , insanın bu erdemlere göre etkinliği ve bu türlü bir etkinlikten duyulan sevinçtir. Aristoteles, birbirleriyle varlıksal bağlantı içinde olan iyi, mutluluk ve erdem kavramlarının bilgisini ortaya koyarak iyi ve mutlu yaşamın ne olduğu sorusuna açıklık getirmek istemiştir.
#18
SORU: Aristoteles erdemin araştırmasının önemini nasıl açıklar?
CEVAP: Aristoteles erdemin araştırılmasının önemini şöyle ifade etmektedir: Madem mutluluk, ruhun, kendisi amaç olan erdeme uygun bir etkinliği, erdem konusunu araştırmalı bu şekilde belki mutluluk konusuna da daha iyi bakmış oluruz. Aristoteles, erdem nedir? sorusunu, insan ruhunun yapısının bilgisine dayanarak yanıtlar. Ruhun yapısını bilmek iki bakımdan önemlidir. Birincisi, insansal erdem, bedenin değil, ruhun erdemidir ve mutluluk da ruhun bir etkinliğidir. İkincisi ise, nasıl göz doktoru gözleri tedavi etmek için tüm bedeni bilmek zorundaysa, siyaset adamı da ruh konusunu bilmeli, hele siyasetin tıptan daha değerli ve daha iyi olduğuna bakılırsa, daha da çok bilmelidir.
#19
SORU: Aristoteles’e göre insan ruhunun yapısı nasıldır?
CEVAP: İnsan ruhunun iki yanı, akla sahip ve akıldan yoksun yanları her bir yanın da iki işlevi ya da kısmı vardır. Böylece insan ruhu yapıca toplam dört kısımdan oluşmaktadır. Ruhun akla sahip yanının iki kısmından biri, ilkleri, başka türlü olamayacak varlıkları bilmemizi sağlayan kısmı, diğeri ise, olması beklenenleri bilmemizi sağlayan kısımdır. Ruhun akıldan yoksun yanının iki kısmından biri bitkisel kısım, diğeri de arzular ya da genel olarak iştahlar kısmıdır. Ruhun bu kısımlarından olması beklenenleri bilmemizi sağlayan kısım ile arzular ya da genel olarak iştahlar kısmı arasında karşılıklı şekilde sıkı bir ilişki vardır.
#20
SORU: Aristoteles’in erdem tanımları nelerdir?
CEVAP: İlk tanımı şöyledir: neliğine ve tanımına bakılırsa erdem, orta olandır. En iyi olan ve olumluluk açısından bakıldığında ise o, uçta olandır. Bu özellik, erdemi erdem yapan, onu diğer huylardan ayıran özelliktir. Bu tanım, onun huy olma bakımından özelliğini, erdem olmayan huylardan ayıran özelliğini ifade etmektedir. Erdemin eylemle ilgisinde tanımını da şöyle yapar: erdem, düşüne düşüne tercih edilen bir huydur, bize göre orta olan, akılca ve uslu kişinin belirleyeceği şekilde belirlenen bir huydur. Erdemin bilgiyle bağlantılı tanımını ise şöyle yapar erdem, yalnızca doğru akla uygun bir huy değil, aynı zamanda doğru akılla giden bir huydur.
#21
SORU: Aristoteles erdemleri kaça ayırır?
CEVAP: Aristoteles erdemleri iki türe ayırır: Bunlar, düşünme yetisinin erdemleri ile karakterin erdemleridir. Düşünme yetisinin erdemleri, doğru bilgiye ulaşmayı sağlayan erdemlerdir ve sayıca beş tanedir. Bunlar, bir şeyi yapabilme gücü, becerisi olan teknik, felsefî bilgi ve bilim, doğruyu görme yetisi olan pratik bilgelik, doğrudan kavrayan akıl ve felsefi bilgeliktir.
#22
SORU: Aristoteles’in ortalar olarak belirlediği etik erdemler nelerdir?
CEVAP: Aristoteles aşırılıkla, eksiklik arasında ortalar olarak belirlediği etik erdemlerin başlıca olanlarını tek tek ele alır ve her birinin özelliklerini tanıtır. Bunlar; cesaret ya da yiğitlik, cömertlik, yüce gönüllülük, adalettir.
#23
SORU: Stoa Okulunun etik görüşü nedir?
CEVAP: Anaksimenes’in, soluk, nefes anlamına gelen bir doğa tasarımı ortaya çıkmıştır. Böylece, edilgen ya da etkiye uğrayan varlık olarak su ve toprak ile buna etkiyen, ateş gibi bir soluk, nefes olarak tüm varolanların oluşmasında yer alan iki ana unsur olarak görülmüştür. Okulun etik görüşünü belirleyici olan teorik temel, bu okulun doğa anlayışıdır. Bu yapının ilk katmanı olan cansız doğada pneuma saklı olarak bulunur. Sonraki katman olan bitkide pneuma kısmen görünür. Canlı doğanın ikinci görünümü olan hayvan katmanında pneuma, ruh olarak görünür. Canlı doğanın en son katmanı insanda ise bu sıcak ateş gibi soluk, logos düşünme olarak görünür. Bu durumda insan aslında bir doğa varlığıdır. Her ne kadar düşünen ve akıl sahibi bir varlık ise de, onun bu durumu doğaya aykırı değildir. İnsandaki akıl, beden ve ruha bağlı bir akıldır, düşünmedir. İşte bir doğa varlığı olması nedeniyle insan bir yandan etik varlıktır. Çünkü insan, hem bedensel hem de ruhsal yönünden gelen etkiler nedeniyle eylemlerinde çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalabilmektedir. İnsanda hem akılla ilgili hem de akıldışı itki ve eğilimler vardır. Bütün itkilerimiz, eğilimlerimiz iyi ve kötüyle bağlantı içindedir.
#24
SORU: Epikouros Okulunun etik görüşü nedir?
CEVAP: Epikouros Demokritos’un geliştirdiği atomculuğa dayanarak benimsediği doğa anlayışından hareketle etik düşüncelerini ortaya koymuştur. Felsefenin amacını insanın dinginliğe ve mutluluğa ulaşmasına yardımcı olmak olarak gören Epikouros, teorik araştırma olan doğa bilgisini bu amaca katkı verdiği oranda önemli bulur. Bunun dışında matematik ve gramer çalışmaları, tarih araştırmaları, diyalektik, tanımlama, kanıtlama gibi çalışmalar insanın iyi ve mutlu yaşaması konusunda hiçbir şey katmazlar. Bundan dolayı asıl işi yaşama hizmet etmek olan felsefenin üç alanından etik, önem bakımından ilk sırada yer alır.
#25
SORU: Platon erdem kavramına nasıl bir açıklama getirmiştir?
CEVAP: Platon her ne kadar Menon’da “erdemin öğretilip, öğretilemeyeceği” sorusunu açık bırakmışsa da, Devlet’te ve Yasalar’da (Nomoi) erdemin öğretilebilir olduğunu düşündüğü görülmektedir. Platon’a göre erdem, kişilerin yatkınlığına göre öğretilebilirdir. Her kişinin “idea” bilgisine ulaşması beklenemez, ama buna yatkın kişiler vardır ve bunlara öğretilebilir. Kişiler arasında etik yatkınlık ve “idea” bilgisine erişebilme bakımından derece farkı vardır. Kişiler erdemi kazanmak için gereken “idea” bilgisine ya da bilgi ve bilimi birlikte ifade eden episteme (Krıvx?nh) dediği felsefi bilgiye ulaşma konusunda aynı yatkınlıkta değildir.
#26
SORU: M.Ö. 5. yüzyılda Sofistlerin felsefede asıl araştırma konusu olarak insan ve toplum sorunlarına yönelmeleriyle başlayan hareketinde ilk hangi felsefi düşünürler adım atmıştır?
CEVAP: Cevap: Sofistlerin içinde yetişen Sokrates, bu konuda ilk önemli adımı atan filozoftur. Daha sonra öğrencisi Platon ve ardından da onun öğrencisi Aristoteles, Eskiçağda etiği bir bilgi alanı olarak yüksek bir gelişme noktasına taşımışlardır.
#27
SORU: Stoalılara göre temel erdemler nelerdir?
CEVAP: Stoalılar dört temel erdem belirlemişlerdir: • İyiyi kötüyü, doğruyu yanlışı ayırt etme bilgisi olan bilgelik (phrones is/{tqohvı), • “borçlu olunanı verme” bilgisi olan adalet (dikaiosyne/dılaıqvyoh), • yapılması gereken ile kaçınılması gerekeni ayırt etme bilgisi olan yiğitlik (andreia/ odtf ıa), • kendini yenme ve ölçülü olma bilgisi olan ölçülülük (sophrosyne/v?{tvvyoh).
#28
SORU: Stoa Okulunun kurucusu kimdir?
CEVAP: Stoa Okulunun kurucusu Kıbrıslı Zenon’dur.
#29
SORU: Aristotales’in üzerinde önemle durduğu asıl kavram nedir?
CEVAP: Aristoteles’in, üzerinde önemle durduğu adalettir. Adaleti hem kavramı bakımından hem de uygulama yönünden dikkatle incelemiştir. Çünkü ona göre adalet, “kendi amacını kendinde taşıyan erdemin tam kullanılması” olduğundan “kendi amacını kendinde en çok taşıyan erdemdir”. Yine adalet, ona sahip olan “yalnızca kendi kendine değil, başkasıyla ilgili olarak” da kullanması söz konusu olduğundan “tamdır”. Burada “tam” derken adaletin erdemin tam da kendisi olduğu, erdemin bütünü olduğu kastedilmektedir.
#30
SORU: Platon dendiğinde genellikle ilk akla gelen kavram nedir?
CEVAP: Platon dendiğinde genellikle ilk akla gelen kavram, sonrası için pek çok tartışmaya zemin hazırlamış ve Platon’un düşüncelerinin farklı yorumlarına yol açmış olan “idea” kavramından dolayı, onun etik alanındaki yeri üzerinde yeterince durulmamaktadır. Buna ek olarak, onun etik sorunlara ilişkin düşünceleri, genel olarak çeşitli yönleriyle sıkça eleştirilen “ideal devlet” görüşünün daha çok konuşulması nedeniyle gölgede kalmaktadır.
#31
SORU: Aristoteles erdemleri nasıl ayırmıştır?
CEVAP: Aristoteles erdemleri iki türe ayırır: • “Düşünme yetisinin (dianoia/ dı?oqıa ’nın) erdemleri” ile • “Karakterin (ethos’un) erdemleri”dir. Düşünme yetisinin erdemleri, doğru bilgiye ulaşmayı sağlayan erdemlerdir ve sayıca beş tanedir. Bunlar; • Bir şeyi yapabilme gücü, • Becerisi olan teknik (tekhne/ x?|oh), • Felsefî bilgi ve bilim (episteme/Krıvx?nh), • Doğruyu görme yetisi olan pratik bilgelik (phronesis/{t?ohvı), • Doğrudan kavrayan akıl (nous/oq?) ve felsefi bilgeliktir (sophia/vq{?a). Bunlar arasında tekniğin etikle bir ilişkisi yoktur. Etik konularla ve sorunlarla en fazla ilişkili olan yeti ise pratik bilgeliktir.
#32
SORU: Stoa filozofları ilkin insanın doğal yapısından gelen duygu ve duygulanımları nasıl açıklamışlardır?
CEVAP: Duyguları, • Normal duygular ve • Anormal duygular olarak ikiye ayırmışlardır. İrkilme ve ürkme, utanma, pişmanlık duyma, doğadan, güzellikten sevinç duyma gibi duyguları normal duygular; haz ve acı, arzu ve korku gibi tutku özelliği gösteren duyguları da anormal duygular olarak saymışlardır. Akla ve doğaya aykırı olan ruh devinimine ya da ölçüyü aşan içgüdüye tutku (pathos/r?iq) demişlerdir. Burada duygulanımları yenmek “duygusuz” olmak değildir. Erdemli ya da bilge olmak, acı veya kötülükler ya da çirkinlikler karşısında sarsılmadan durabilmeyi, bunlardan etkilenmemeyi, yara almamayı başarmaktır.
#33
SORU: Platon’un etik görüşünde hangi noktalar önemlidir?
CEVAP: Platon’un etik görüşünde şu beş nokta önemlidir: • Erdem, • Adalet, • İnsanın ya da ruhun yapısı, • İyi ideası ve • Siyaset ya da devlet. İster kişiyle ilgisinde ister siyasetle ilgisinde olsun iyi ve mutlu yaşam için olarak erdemin bilgisini ana koşul saydığı için, ilkin erdemin ne olduğu, öğretilebilir olup olmadığı sorularını ele almış ve bu sorulara açıklık getirmeye çalışmıştır. Daha çok gençlik dönemindeki çalışmalarında ele aldığı bu sorulara verdiği yanıtlarda her ne kadar kesin bir şey söylemiyorsa da, erdem kavramıyla ilgili önemli ipuçları vermiştir.
#34
SORU: Aristoteles’e göre iyi nedir?
CEVAP: “Yapılanlarda kendisi için istediğimiz, başka şeyleri de onun için istediğimiz bir amaç varsa ve her şeyi bir başka şey için tercih etmiyorsak..., bunun iyi ve en iyi olacağı açık”. Ona göre iyi; • “Dış iyiler”, • “Bedenle ilgili iyiler” ve • “Ruhla ilgili iyiler” olmak üzere üç türlüdür. Bunlardan “ruhla ilgili” olanların “en başta ve tam anlamda iyiler” olduğunu belirtir. Eylemler ve ruh etkinlikleri de “ruhla ilgili iyiler” arasındadır.
#35
SORU: Aristotales adaleti nasıl ayırmıştır?
CEVAP: Aristoteles; • Dağıtıcı adalet ve • Düzeltici adalet olarak adaletin çeşitlerinden söz eder. Dağıtıcı adalet: Onurun, paranın ya da toplumdaki yurttaşlar arasında bölüştürülebilir olan şeylerin dağıtılmasında söz konusudur. Düzeltici adalet: Kişilerarası ilişkilerde “isteyerek” veya “istemeyerek” olan alışverişlerde söz konusudur. Alım satım, borç verme, kefil olma veya hırsızlık, kandırma, tuzağa düşürme gibi durumlar buna örnek verilebilir.
#36
SORU: Sokrates için asıl araştırma konusu nedir?
CEVAP: Sokrates için asıl araştırma konusu erdemdir. İyi ve mutlu yaşam için erdem gereklidir. Ama erdemin ne olduğunu bilmeden, onun bilgisini edinmeden erdemli olmak mümkün görünmemektedir. Bundan dolayı yapılması gereken ilk iş, erdemin ne olduğunu araştırmaktır. Böyle bir araştırmayı yapabilmek için, önce “erdemi bildiğini sanma” yanılgısından kurtulmak gerekir. Bu yanılgı hem erdemin hem de genel olarak başka şeylerin araştırılmasında ve doğru bilgiye varma konusunda bir engeldir. Bu yanılgı aslında bir bilgisizlik durumudur ve kişileri yanlış eyleme götürür. Doğru eylemde bulunmak, sanılarla (doksa) değil, ancak kavramsal bilgiyle (episteme) mümkündür. Erdemli olabilmek için bu özellikte bir bilgi edinmek gereklidir.
#37
SORU: Sitenin erdemleri olarak bu erdemlerin her birinin özelliği nedir?
CEVAP: Sitenin bu erdemlerin her birinin özelliği şöyle özetlenebilir: • Sitenin/yönetimin ilk erdemi bilgelik, doğru, uygun ve isabetli kararlar alabilmek için gereken bilgiyi ifade eder. Bu bilgi, “sitenin yalnız bir kesimiyle ilgili değil de, bütünüyle ilgili işler üzerinde kararlar almasını; gerek iç ilişkilerini, gerekse başka sitelerle olan ilişkilerini en iyi biçimde düzenlemesini sağlayacak” özellikte bir bilgidir. • Sitenin ikinci erdemi cesaret ya da yüreklilik, “korkulacak ve korkulmayacak şeylerle ilgili doğru ve yasaya uygun inancı her zaman koruyan” bir gücü ifade etmektedir. • Sitenin üçüncü erdemi ölçülülük, yalnızca bir kesimin erdemi değildir ve bundan dolayı ilk iki erdemden biraz farklıdır. Farkı şuradadır: • Ölçülülük, “toplumun bütün kesimine yayılan” ve güçlü veya güçsüz, orta halli veya zengin, üst veya alt kesimler arasında bütünün dengesi bakımından arasında neyin belirleyici olacağı konusundaki doğal uyumdur.
#38
SORU: Stoalılar insanları nasıl ayırmıştır?
CEVAP: Stoalılar insanları; • Bilgeler ve • Budalalar olmak üzere iki gruba ayırmışlardır. Bunun ölçüsü ise erdemli/bilge olmaktır. Bilgeler dış koşullar, engeller karşısında bağımsız ve özgür, dolayısıyla mutlu kişilerdir. Yalnızca bilge kişiler sevgi ve dostluk değerlerini duyabilirler. Bilge kişi, yaşamda katlanılamaz durumlar söz konusu olduğunda, kendi isteği ile yaşamdan ayrılmayı da bilmelidir.
#39
SORU: Sokrates’in bilgi hakkındaki görüşü nedir?
CEVAP: Kendine yeten ve bağımsız bir kişi olarak bilinen Sokrates bilgi için bıkmadan, yılmadan mücadele etmiştir. Her insanın bilgiye ve erdeme ulaşabileceğini düşünmüş; iyi bir dünyanın olabilmesi için bilgiyle yaşamanın en doğru çıkış yolu olduğunu görmüştür. Acaba Sokrates erdemi veya bilgiyi neden bu kadar önemsemiştir? Sokrates bilgiye önem vermiştir, çünkü insan için en büyük kötülüğün bilgisizlik olduğunu biliyordu. Bunun çaresinin de bilgi olduğunu biliyordu. Burada bilgi derken Sokrates’in ne anladığını kendisine sorulan bir soruya verdiği yanıta bakarak daha açık kavramak mümkündür. Platon’un Gorgias adlı diyaloğunda haksızlık etmenin “kötülüklerin en büyüğü” olduğunu söyleyen Sokrates’e Polos, “haksızlığa uğramanın daha büyük kötülük olduğunu” düşündüğü için, “öyleyse, eğrilikte bulunmaktansa ona uğramayı mı istersin?” diye sorar. Sokrates’in yanıtı da, “ne birini ne ötekini isterim. Ama nasıl olursa olsun, ya eğrilik etmek yahut ona uğramak varsa, etmeyi değil uğramayı isterim” olur.
#40
SORU: Aristoteles “aşırılıkla” “eksiklik” arasında “ortalar” olarak belirlediği etik erdemlerin başlıcaları nelerdir?
CEVAP: Aristoteles “aşırılıkla” “eksiklik” arasında “ortalar” olarak belirlediği etik erdemlerin başlıca olanlarını tek tek ele alır ve her birinin özelliklerini tanıtır. Bunlardan başlıca olanları şunlardır: • Cesaret ya da yiğitlik, • Cömertlik, • Yüce gönüllülük, • Adalet.
#41
SORU: Kynik Okula göre mutluluk nedir?
CEVAP: Kynik Okula göre mutluluk ise, haz karşısında bağımsızlaşmaktadır. Haz değil, erdem iyidir ve erdem başlıca değerdir. Erdemli olmak, bilgiyle ruhun dingin olmasını sağlamaktır. Yaşamda bizi kolayca etkileyebilen, ruhumuzu, iç dünyamızı sarsabilen çeşitli dış etkenler vardır. Bunlar genellikle bize iyi görünen şeylerdir. Örneğin, ün, mevkii, nüfuz, zenginlik vb. şeyler, yani kişileri çeken şeyler, bizim iç bağımsızlığımızı engelleyici şeylerdir. Bunlar aslında kendisi için istenebilecek şeyler değildir. Dolayısıyla iyi görünseler de, iyi değildirler. Yalnızca erdem iyidir. Anthisthenes’e göre erdem, öğrenilebilir bir şeydir ve öğrenildikten sonra bir daha unutulmaz.
#42
SORU: Aristippos tarafından kurulan ve Hazcı Okul (Hedonist Okul) adıyla da bilinen Kyrene Okulu hangi düşünce tarzını benimsemiştir, açıklayınız.
CEVAP: Aristippos tarafından kurulan ve Hazcı Okul (Hedonist Okul) adıyla da bilinen Kyrene Okulu, “haz, iyidir” düşüncesini benimsemiş, iyi ve mutlu yaşam için haz elde etmenin doğru olduğunu savunmuştur. Bu düşüncenin temelinde, Hazcı Okulun kabul ettiği bilgi anlayışı vardır. Bu bilgi anlayışına göre, bilen özne ile bilinen nesne arasında hiçbir zaman kapanamayacak olan bir açıklık vardır. Yani bir nesneden edinilen duyum ile nesnenin kendisi ayrı şeylerdir. Dolayısıyla bizim elimizde yalnızca edindiğimiz duyumlar vardır. Elbette duyumu oluşturan nesne de vardır, ama biz nesnenin kendisini bilemeyiz. Bu durumda bilgide öznellik ve görecelik sorunu ortaya çıkmaktadır. Sonuç olarak bizim nesnelerle (dış dünyayla) etkileşimimizde ortak adlar vardır, ama ortak duyumlar yoktur.
#43
SORU: Platon’a göre adalet nedir?
CEVAP: Adalet, her şeyden önce, bu üç erdemle birlikte sitenin erdemli olmasını sağlayan erdemdir. Gerçekleşmesi için diğer erdemlerin varlığı farz eden bir erdem olarak adalet, “herkesin kendi işiyle uğraşması”, kendi işini yapmasıdır. Adaletin bu olduğu düşüncesine nasıl vardığını da Platon şöyle açıklar: “Sitede ölçülülüğü, yürekliliği ve bilgeliği arayıp bulduktan sonra, geri kalan nitelik budur diyorum. Bu nitelik, bütün öbür erdemlerin sitede doğmasına imkân verir; bundan sonra da, kendisi sitede bulunduğu sürece, onların devamını sağlar”. Adalet, “...insanın dış uğraşlarını değil, iç uğraşlarını, gerçek varlığını, gerçekten kendisiyle ilgili olan şeyleri yönetir, ruhun hiç bir kesiminin başkasına özgü işler görmesine, hakkı olmadığı halde birbirinin işine karışmasına izin vermez”. Adaletin istediği, insanın, kendini gerçek anlamıyla düzene koymasını, kendine hâkim olmasını, kendi içinde kendi kendisiyle dost olmasını ifade eden bir erdemdir. Adalet, “tıpkı müzikteki üç perde (pes, tiz, orta ve varsa ara perdeler gibi) arasındaki uyum gibi, insanın, ruhunun üç kesimi arasında tam bir uyum” kurması, ruhun kısımlarını birbirine bağlayarak kendini çoklukken birlik haline getirmesi, ölçülü, uyumlu kılmasıdır.
#44
SORU: Sokrates’in felsefeye bakış açısı nasıldır?
CEVAP: Sokrates, Cicero’nun deyişiyle, felsefeyi gökten alıp yeryüzüne indirmiş, onu kentlere ve evlere taşımış, böylece yaşamla, alışkanlıklarla, iyi ve kötüyle ilgili araştırmalar için gerekli hale getirmiştir. Günlük yaşamın içinde felsefe yapan Sokrates, iyi ve mutlu yaşam için erdemi bilmenin önemini vurgulamıştır. Bu bakımdan Sokrates’in ilk bakışta pratik bir etkinlik olarak felsefe yaptığını söylemek gerekirse de, aslında onun felsefeyi teorik bir etkinlik olarak da kavradığını gözden kaçırmamak gerekir.
#45
SORU: Platon’a göre ana erdemler nelerdir?
CEVAP: Platon’a göre dört ana erdem; • Bilgelik, • Cesaret veya yiğitlik, • Ölçülülük ve • Adalettir. Bunların her birinin ne ifade ettiğini ilkin bir sitede, bir yönetim topluluğunda adaletin ne olduğunu, nasıl geçekleşebileceğini saptamak yoluyla belirler. Bir sitede bulunan başlıca üç sınıfın her birinin erdemi farklıdır: • Bilgelik, yöneten kesimin erdemidir. • Cesaret ya da yiğitlik, koruyucu kesimin erdemidir. • Ölçülülük, ilk ikisinden farklı olarak daha genel, yani aynı zamanda her kesimi de kapsamakla birlikte, üreten kesimin erdemidir. • Adalet ise bu üç erdemin gerçekleşme koşulu olan ve bütün sınıflarla ilgili olan bir erdemdir.
#46
SORU: Stoa Okulunun etik görüşünü belirleyici olan teorik temel nedir?
CEVAP: Stoa Okulunun etik görüşünü belirleyici olan teorik temel, bu okulun doğa anlayışıdır.
#47
SORU: Platon’a göre ruh’un arzulayan ve düşünen kısmına nasıl açıklama getirmiştir?
CEVAP: Platon, ruhun bu üçüncü kısmının ilk bakışta sanılabileceği gibi arzulayan kısımdan yana değil, düşünen kısmından yana olduğunu saptar. Bu durumda insan ruhunda da (bir) sitede olduğu gibi üç kısım bulunduğuna göre, ruhun bu kısımlarının sitedekine benzer şekilde erdemleri olmalıdır. Site ile ruhun yapısı arasındaki benzerlikten hareketle Platon, “site nasıl ve hangi kesimi yüzünden bilge ise, tek kişinin de öyle ve o kesimi yüzünden bilge olması”nın zorunlu olduğu sonucuna varır. Bu benzerliği izleyerek Platon, ruhun arzulayan kısmının erdemini ölçülülük, heyecanlanan kısmının erdemini cesaret ya da yüreklilik, düşünen kısmının erdemini de bilgelik olarak belirler.
#48
SORU: Platon adaletsizliği nasıl açıklamıştır?
CEVAP: Adaletsizliğin ne olduğunu da Platon şöyle ifade eder: “Ruhun üç kesimi arasında bir iç savaş; bunların birçok işi üzerine almaya, birbirlerinin işine karışmaya kalkmaları; ruhta egemen kesime yaradılışı gereği köle gibi hizmet etmesi gereken bir kesimin hakkı olmayan bir egemenlik kapmak için ruhun bütününe karşı ayaklanması. İşte adaletsizlik böyle bir şeydir, yani ruhtaki kesimler arasındaki kargaşalık ve düzensizliktir; arzularını dizginleyememe, korkaklık, bilgisizlik, kısacası her türlü kötülük de budur”.
#49
SORU: Platon episteme dediği felsefi bilgiye ulaşma konusunu hangi örnekle açıklamıştır?
CEVAP: Platon bu durumu bir benzetmeyle şöyle açıklar: • Kimilerinin mayasında altın vardır, bunlar; • Önder olacak kişilerdir. • Kimilerinin mayasında gümüş vardır, bunlar; • Yardımcılar veya • Koruyucular/bekçilerdir. • Kimilerinin mayasında da demir ve tunç vardır, bunlar da; • Esnaf, • Çiftçiler ve • Üreticilerdir. Bu üç tür yatkınlık içinde felsefi bilgiye ulaşmaya, filozof olmaya, dolayısıyla erdemi kazanmaya en yatkın olanlar mayasında altın bulunanlardır.
#50
SORU: Stoa Okulu etik görüşünü nasıl oluşturmuştur?
CEVAP: Platon ve Aristoteles’in görüşlerinden yararlandığı görülen Stoa Okulu etik görüşünü, doğa-insan- akıl birlikteliğinde oluşturmuştur. “İyi”yi de aynı bağlantı içinde belirlemiş ve bunun her şey için ortak olduğunu düşünmüştür.
#51
SORU: Stoa Okulunda “iyi”nin ölçüsü nasıldır?
CEVAP: Stoa Okulunda “iyi”nin ölçüsü, başka şeyden dolayı değil “yalnız kendisi için iyi olma”dır. Başka şeyden dolayı iyi olan bir şey, iyi değildir; başka şeyden dolayı kötü olan da kötü değildir. Örneğin sağlık, zenginlik, ün, mevkii gibi şeylerin kendileri iyi değildir. Aynı şekilde yoksulluk, hastalık, zayıflık, ölüm gibi şeylerin kendileri kötü değildir. Başka şeylerden dolayı iyi ya da kötü olan şeyler aslında ne iyidirler ne de kötüdürler. Bunlar “değer” olma bakımından kayıtsız kalınacak şeylerdir. Haz da asla iyi olabilecek bir şey değildir ve yaşamda amaç olarak görülmesi yanıltıcıdır. Bu durumda insan için yalnızca erdem iyidir.
#52
SORU: Epikouros Demokritos felsefenin amacını nasıl yorumlamıştır?
CEVAP: Epikouros Demokritos’un geliştirdiği atomculuğa dayanarak benimsediği doğa anlayışından hareketle etik düşüncelerini ortaya koymuştur. Felsefenin amacını, insanın dinginliğe ve mutluluğa ulaşmasına yardımcı olmak olarak gören Epikouros, teorik araştırma olan doğa bilgisini bu amaca katkı verdiği oranda önemli bulur. Bunun dışında matematik ve gramer çalışmaları, tarih araştırmaları, diyalektik, tanımlama, kanıtlama gibi çalışmalar insanın iyi ve mutlu yaşaması konusunda hiçbir şey katmazlar. Bundan dolayı, asıl işi yaşama hizmet etmek olan felsefenin üç alanından Etik, önem bakımından ilk sırada yer alır. Diğer iki alandan; • Mantık/Kanonik, Fizik alanına; • Fizik de Etik alanına hizmet eder.
#53
SORU: Aristippos iyinin hangi yolla elde edilmesini savunmaktadır, açıklayınız.
CEVAP: Her ne kadar Aristippos, “iyi”yi, bir anda olabildiğince şiddetli şekilde duyulan, yaşanan haz olarak belirlemişse de, bu hazzın doğru şekilde elde edilmesi gereğini de unutmaz. Yaşamda kendisi için istenebilecek tek şey olarak görülen hazzın, sonuçta da haz olarak yaşanabilmesi için, doğru şekilde elde edilmesi ancak bilgiyle/bilgelikle olabilir.
#54
SORU: Aristoteles mutluluğu nasıl açıklamıştır?
CEVAP: Aristoteles, böyle bir şeyin, “mutluluk” olduğunu belirtir: “En çok mutluluğun böyle bir şey olduğu düşünülüyor, çünkü onu hiçbir zaman başka bir şey için değil, hep kendisi için tercih ediyoruz; ama onuru, hazzı, usu ve her erdemi hem kendileri için tercih ediyoruz (çünkü hiçbir yere götürmese bile onların her birini yine tercih ederdik) hem de mutluluk uğruna, onlar aracılığıyla mutlu olacağımızı düşündüğümüz için tercih ediyoruz. Oysa hiç kimse mutluluğu onlar uğruna ya da genel olarak başka bir şey uğruna tercih etmiyor”. Peki, neden böyle düşünülüyor diye sorarsak, mutluluğun, kendisi amaç olan bir şeydir ya da kendine yeterli olan bir şeydir. Yukarıda söylendiği gibi mutluluk, başka iyiler arasında, “kendisi amaç olan iyi” olma özelliğini taşımaktadır. Bundan dolayı mutluluk, tercih edilebilir şeyler arasında en fazla tercih edilir olan şeydir. Sonuç olarak mutluluk, kendisi amaç olma, kendine yeterli olma ve en fazla tercih edilen şey olma özellikleri bakımından, en iyi şeydir.
#55
SORU: Aristoteles erdemi nasıl açıklamıştır?
CEVAP: Aristoteles, “erdem nedir?” sorusunu, insan ruhunun yapısının bilgisine dayanarak yanıtlar. Ruhun yapısını bilmek iki bakımdan önemlidir: • Birincisi, “insansal erdem”, bedenin değil, ruhun erdemidir ve mutluluk da yukarıda söylendiği gibi, “ruhun bir etkinliğidir”. • İkincisi ise, “...nasıl göz doktoru gözleri tedavi etmek için tüm bedeni bilmek zorundaysa, siyaset adamı da ruh konusunu bilmeli, hele siyasetin tıptan daha değerli ve daha iyi olduğuna bakılırsa, daha da çok bilmeli”dir. Aristoteles’in ilk tanımı şöyledir: “Niteliğine ve tanımına bakılırsa erdem, orta olandır (mesotes/nfv?xh); en iyi olan ve olumluluk açısından bakıldığında ise o, uçta olandır”. Bu özellik, erdemi erdem yapan, onu diğer huylardan ayıran özelliktir. Bu tanım, onun huy olma bakımından özelliğini, erdem olmayan huylardan ayıran özelliğini ifade etmektedir. Erdemin eylemle ilgisinde tanımını da şöyle yapar: “erdem, düşüne düşüne tercih edilen bir huydur, bize göre orta olan, akılca ve uslu kişinin belirleyeceği şekilde belirlenen bir huydur”.
#56
SORU: Aristoteles insanın bilme etkinliklerini nasıl ayırmıştır?
CEVAP: Aristoteles insanın bilme etkinliklerini üçe ayırır: • Teorik etkinlikler, • Pratik etkinlikler ve • Poietik etkinlikler. Fizik, Matematik ve İlk Felsefe teorik etkinliklerdir; Etik ve Politika pratik etkinliklerdir; ürün ya da eser ortaya koyan etkinlikler de poietik etkinliklerdir. Politika en üst pratik etkinliktir, ve Etik de Politikanın bir kısmını oluşturur. Böylece Aristoteles, Platon’da temelleri atılan politika ile etik arasındaki yakın ilişkiyi daha açık şekilde ortaya koyar.
#57
SORU: Sokrates, erdemin bilinmesini Sofistlerden nasıl ayırır?
CEVAP: Sokrates, erdemin veya herkes tarafından kavranabilecek bir “iyi”nin bilinebileceği konusunda Sofistlerden ayrılır. Gerçi bilinebileceğini düşündüğü bu “iyi”nin içeriğini tam olarak belirlememekle birlikte, “güzel” ve “faydalı” kavramlarını da “iyi”nin içinde ele almıştır. Ona göre hoş olan ve yaşamı acısız kılan işler güzeldir. Güzel olan her iş de iyi ve yararlıdır. Sokrates, “iyi” kavramını gerçeklikle ya da eylemlerle, kişilerin yapıp ettikleriyle ilişkili şekilde ve işlevsel yönüyle düşünmüştür.
#58
SORU:
Eski Çağ'ın ilk uygarlıkları nelerdir?
CEVAP:
Eski Mısır, Çin ve Hint uygarlıkları ilk akla gelen örneklerdir.
#59
SORU:
Felsefi düşünme ne zamandan beri varlığını sürdürmektedir?
CEVAP:
Felsefi düşünmenin M.Ö. yaklaşık 6. yüzyıldan, yani 26 yüzyıldan beri var olduğu göz önüne alınır.
#60
SORU:
Uygarlık tarihinde felsefenin ne zaman ortaya çıktığı söylenmektedir?
CEVAP:
Felsefi düşünmenin M.Ö. yaklaşık 6. yüzyıldan, yani 26 yüzyıldan beri var olduğu göz önüne alınırsa, uygarlık tarihinde felsefenin ancak son zamanlarda ortaya çıktığı görülmektedir.
#61
SORU:
Etiğin gelişme göstermesinde ilk adımı atan filozof kimdir?
CEVAP:
Eldeki kaynaklara bakılırsa, felsefi düşünüşün doğup geliştiği bu evrede etik, kısa bir zaman içinde hızlı bir gelişme göstermiştir. M.Ö. 5. yüzyılda Sofistlerin felsefede asıl araştırma konusu olarak insan ve toplum sorunlarına yönelmeleriyle başlayan hareket, bu gelişimin yolunu açmıştır. Sofistlerin içinde yetişen Sokrates, bu konuda ilk önemli adımı atan filozoftur.
#62
SORU:
Üç Grek Tanrıçasını/“Üç Güzeller”i gösteren heykel kümesinin hangi filozofa ait olduğu söylenmektedir?
CEVAP:
Sokrates’in babası Sophroniskos heykeltıraştı, annesi Phainarete ebeydi. Babasından yontu sanatını öğrendi. Akropolis’in girişinde bulunan üç Grek Tanrıçasını/“Üç Güzeller”i gösteren heykel kümesini onun yaptığı söylenmektedir.
#63
SORU:
Sokrates felsefeye nasıl başlamıştır?
CEVAP:
Felsefeye, varlığın ve doğanın yapısına ilişkin teorik sorularla başlamış olan Sokrates, bu tür sorularla yapılan araştırmayı pek doyurucu bulmamıştır. Kısa bir zamanda, aynı düşünsel ortamı paylaştığı Sofistlerin çizgisine koşut şekilde, toplumdaki mevcut durumun, kuralların, ilkelerin eleştirilmesini öncelikli saymış ve felsefi araştırmalarını bu konulara yöneltmiştir.
#64
SORU:
Sokrates’in öğrencileri tarafından kurulan okullar hangileridir?
CEVAP:
Megara Okulu, Elis-Eretria Okulu, Kyrene Okulu ve Kynik Okuldur. Eukleides’in kurduğu Megara Okulu ve Phaidon’un kurduğu ElisEretria Okulu küçük okullardır. Sokrates’in düşüncelerini sürdürme eğilimleri bakımından daha etkili olan Kyrene Okulu ve Kynik Okul öne çıkmıştır. Daha önce de söz edildiği gibi Aristippos’un kurduğu Kyrene Okulu, hazcı (hedonist) okul diye de anılmaktadır.
#65
SORU:
Kynik Okulu temsilcilerine göre mutluluk nedir?
CEVAP:
Kynik Okulu’na göre mutluluk ise, haz karşısında bağımsızlaşmaktadır. Haz değil, erdem iyidir ve erdem başlıca değerdir. Erdemli olmak, bilgiyle ruhun dingin olmasını sağlamaktır.
#66
SORU:
Felsefe tarihinde Platon dendiğinde akla ilk gelen kavram nedir?
CEVAP:
Felsefe tarihinde Platon dendiğinde genellikle ilk akla gelen kavram, sonrası için pek çok tartışmaya zemin hazırlamış ve Platon’un düşüncelerinin farklı yorumlarına yol açmış olan “idea” kavramından dolayı, onun etik alanındaki yeri üzerinde yeterince durulmamaktadır.
#67
SORU:
Platon’un etik görüşünde önemli olan beş nokta nedir?
CEVAP:
Platon’un etik görüşünde şu beş nokta önemlidir: Erdem, adalet, insanın ya da ruhun yapısı, iyi ideası ve siyaset ya da devlet.
#68
SORU:
Platon, erdemi nasıl açıklamıştır?
CEVAP:
Platon’a göre erdem, kişilerin yatkınlığına göre öğretilebilirdir. Her kişinin “idea” bilgisine ulaşması beklenemez, ama buna yatkın kişiler vardır ve bunlara öğretilebilir. Kişiler arasında etik yatkınlık ve “idea” bilgisine erişebilme bakımından derece farkı vardır. Kişiler erdemi kazanmak için gereken “idea” bilgisine ya da bilgi ve bilimi birlikte ifade eden episteme (??ı???µ?) dediği felsefi bilgiye ulaşma konusunda aynı yatkınlıkta değildir.
#69
SORU:
Platon’un dört temel erdemi hangileridir?
CEVAP:
Platon’a göre dört tane ana erdem vardır. Bunlar bilgelik, cesaret veya yiğitlik, ölçülülük ve adalettir. Bunların her birinin ne ifade ettiğini ilkin bir sitede, bir yönetim topluluğunda adaletin ne olduğunu, nasıl geçekleşebileceğini saptamak yoluyla belirler.
#70
SORU:
Aristoteles, insanın bilme etkinliklerini kaça ayırır?
CEVAP:
Aristoteles, insanın bilme etkinliklerini üçe ayırır: Bunlar, teorik etkinlikler, pratik etkinlikler ve poetik etkinliklerdir.
#71
SORU:
Aristoteles’in teorik etkinlikleri nelerdir?
CEVAP:
Fizik, Matematik ve İlk Felsefe teorik etkinliklerdir.
#72
SORU:
Aristoteles’in “iyi” kavramı, Platon’un “iyi” kavramından nasıl ayrılır?
CEVAP:
Aristoteles’in “iyi” kavramı, Platon’un “iyi” kavramından farklıdır. Ona göre iyi, “dış iyiler”, “bedenle ilgili iyiler” ve “ruhla ilgili iyiler” olmak üzere üç türlüdür. Bunlardan “ruhla ilgili” olanların “en başta ve tam anlamda iyiler” olduğunu belirtir. Eylemler ve ruh etkinlikleri de “ruhla ilgili iyiler” arasındadır.
#73
SORU:
Aritoteles, mutluluk kavramını nasıl açıklar?
CEVAP:
Ana çizgileriyle söylenirse Aristoteles’e göre “mutluluk” ya da “iyi”, “ruhun erdeme uygun etkinliği”; “mutluluk için önemli olan, erdeme uygun etkinliklerdir”, “erdeme aykırı etkinlikler” mutsuzluk yaratır.
#74
SORU:
Aristoteles’e göre insan ruhunun yapısı nasıldır?
CEVAP:
Aristoteles’e göre insan ruhunun yapısı nasıldır? “İnsan ruhunun iki yanı, ‘akla sahip’ ve ‘akıldan yoksun’ yanları; her bir yanın da iki işlevi ya da kısmı vardır”. Böylece insan ruhu yapıca toplam dört kısımdan oluşmaktadır. Ruhun “akla sahip” yanının iki kısmından “biri, ilkleri, başka türlü olamayacak varlıkları bilmemizi sağlayan kısmı; diğeri ise, olması beklenenleri bilmemizi sağlayan kısım”dır. Ruhun “akıldan yoksun” yanının iki kısmından biri “bitkisel” kısım, diğeri de “arzular ya da genel olarak iştahlar” kısmıdır. Ruhun bu kısımlarından “olması beklenenleri bilmemizi sağlayan kısım” ile “arzular ya da genel olarak iştahlar” kısmı arasında karşılıklı şekilde sıkı bir ilişki vardır. İşte iyi olduğu söylenen ve adına erdemler denen özellikler, dört parçalı bir yapısı olan insan ruhunun üç kısmıyla, “akla sahip” yanın iki kısmı ve “akıldan yoksun” yanın iki kısmından birinin kısmı ilgili özelliklerdir. “Bitkisel” kısmın doğal olarak erdemlerle bir ilgisi yoktur. Demek ki Aristoteles’e göre erdemler, “ruhun üç kısmının özellikleri ya da ‘özel durumları’dır”.
#75
SORU:
Stoa Okulu’nun kurucusu kimdir?
CEVAP:
Stoa Okulu’nun kurucusu Kıbrıslı Zenon’dur.
#76
SORU:
Stoa filozofları duyguları nasıl ayırmışlardır?
CEVAP:
Stoa filozofları ilkin insanın doğal yapısından gelen duygu ve duygulanımları incelemişlerdir. Duyguları, normal duygular ve anormal duygular olarak ikiye ayırmışlardır. İrkilme ve ürkme, utanma, pişmanlık duyma, doğadan, güzellikten sevinç duyma gibi duygulara normal duygular, haz ve acı, arzu ve korku gibi tutku özelliği gösteren duyguları da anormal duygular saymışlardır.
#77
SORU:
Stoalılar hangi dört temel erdem belirlemişlerdir?
CEVAP:
Stoalılar dört temel erdem belirlemişlerdir: İyiyi kötüyü, doğruyu yanlışı ayırt etme bilgisi olan bilgelik (phronesis/??????ı?), “borçlu olunanı verme” bilgisi olan adalet (dikaiosyne/?ı?ı?????), yapılması gereken ile kaçınılması gerekeni ayırt etme bilgisi olan yiğitlik (andreia/???????), kendini yenme ve ölçülü olma bilgisi olan ölçülülük (sophrosyne/????????). Stoalılara göre erdemler birbiriyle ilişkili ve bütünlük içindedir. Erdemli bir eylemin içinde bütün erdemler vardır.
#78
SORU:
Stoalılar, insanları kaça ayırmışlardır?
CEVAP:
İnsanları da bilgeler ve budalalar olmak üzere iki gruba ayırmışlardır. Bunun ölçüsü ise erdemli/bilge olmaktır. Bilgeler dış koşullar, engeller karşısında bağımsız ve özgür, dolayısıyla mutlu kişilerdir. Yalnızca bilge kişiler sevgi ve dostluk değerlerini duyabilirler. Bilge kişi, yaşamda katlanılamaz durumlar söz konusu olduğunda, kendi isteği ile yaşamdan ayrılmayı da bilmelidir. Örneğin, iyileşmez hastalık, yaşlılıktan gelen zayıflık gibi durumlarda yaşamdan çekilmesini bilmek bilgece bir tutumdur. Seneca’nın deyişiyle “deniz yolculuğunu ya da evde oturmayı seçer gibi ölüm yolunu seçebilir bilge. Zamanı gelince bir konuk gibi yaşamdan ayrılır; giyilmez hale gelen bir giysi gibi, bedeni artık kendine uymuyorsa, onu bırakır”.
#79
SORU:
Stoa Okulu hangi filozofların görüşlerinden etkilenmiştir?
CEVAP:
Platon ve Aristoteles’in görüşlerinden yararlandığı görülen Stoa Okulu etik görüşünü, doğa-insan-akıl birlikteliğinde oluşturmuştur. “İyi”yi de aynı bağlantı içinde belirlemiş ve bunun her şey için ortak olduğunu düşünmüştür.
#80
SORU:
Stoa Okulu haricinde Eski Çağ’da Hellenistik dönemde yer alan diğer felsefe okulu hangisidir?
CEVAP:
Eski Çağ’da Hellenistik dönemde yer alan diğer önemli bir felsefe okulu Epikouros’un okuludur. Epikouros, Demokritos’un geliştirdiği atomculuğa dayanarak benimsediği doğa anlayışından hareketle etik düşüncelerini ortaya koymuştur.