MODERN FELSEFE II Dersi DİYALEKTİK MATERYALİZM VE İNGİLİZ YARARCILIĞI:MARX, BENTHAM VE MİLL soru cevapları:

Toplam 62 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU: Karl Heinrich Marx (1818-1883) geliştirdiği evren sistemini tanımlayınız.


CEVAP: Karl Heinrich Marx (1818-1883) Hegel’in geniş kapsamlı idealist evren siteminin diyalektik ögesini alıkoyarak maddeci temellerde yepyeni ve kuşatıcı bir evren sistemi geliştirdi.

#2

SORU: Marx’ın doktora tez başlığı nedir?


CEVAP: Tez başlığı: Demokritos ve Epiküros’un Doğa Felsefeleri Arasındaki Ayrım Üzerinedir.

#3

SORU: Hegel mutlak tini nasıl tanımlamaktadır?


CEVAP: Hegel mutlak tinin, özüne yabancılaşmış bir biçimde de olsa kendisini doğa olarak yansıtan, sonra yine kendine tin olarak dönen ve bu şekilde kendi özünü edimselleştiren biricik töz olduğunu savunuyordu.

#4

SORU: Hegel’e göre Özüne yabancılaşma kavramı nedir?


CEVAP: Özüne yabancılaşma şu anlama gelmektedir: Tin doğaya dönüşür doğada kendinin bilincinde olmaksızın, doğal zorunluluk kılığında gizlenmiş olarak yeni bir gelişim sürecinden geçer ve sonunda insanda yeniden bilincine ulaşır.

#5

SORU: Marx ve Engels’e göre töz madde nedir?


CEVAP: Marx ve Engels, Hegel’in bu metafiziksel idealizmine kökenden karşı çıkarak evrendeki birincil olgusallığın doğa olduğunu ilan ettiler. Doğanın kumaşı ya da tözü maddeden başka bir şey değildir. Buna göre evrende hüküm süren biricik töz maddedir. Tinsel olguların ya da bilinç edimlerinin kesinlikle tözselliği yoktur.

#6

SORU: Marx ve Engels’e göre, tinsellik/ruhsallık dediğimiz şey nedir?


CEVAP: Marx ve Engels’e göre, tinsellik/ruhsallık dediğimiz şey, madde tözünün belli bir evrim süreci geçirmesi sonucunda varoluş kazanır, varoluşundan sonra maddesel töze indirgenemez ama varlığını kesinlikle ona borçludur. Bir başka deyişle tinsellik maddi temeller üzerinde varlık kazanır.

#7

SORU: Diyaliktik kavramı nedir? açıklayınız.


CEVAP: Doğa diyalektik yasalara göre işleyen bir evrimleşme süreci içindedir. Marx ve Engels, her şeyin diyalektik yasalara uygun olarak işlediği konusunda Hegel ile uyuşurlar. Bu nedenle diyalektik kavramını alarak tüm evren içeriklerine uygulamışlardır.

#8

SORU: Marx ve Engels’e göre yaşam nasıl ortaya çıkmıştır?


CEVAP: Doğa diyalektik yasalara göre işleyen bir evrimleşme süreci içindedir. Marx ve Engels, her şeyin diyalektik yasalara uygun olarak işlediği konusunda Hegel ile uyuşurlar. Bu nedenle diyalektik kavramını alarak tüm evren içeriklerine uygulamışlardır.

#9

SORU: Diyaliktik maddecilik nedir?


CEVAP: Doğanın ve toplumun diyalektik bir süreç olarak gelişimi düşüncesi Marx ve Engels’in maddeciliğinde özsel bir noktadır. Bu nedenle bu maddecilik kendini öteki maddeciliklerden ayırmak üzere diyalektik maddecilik olarak ayrımlaştırır

#10

SORU: Marx’ın ilk tarihsel olgusunu nasıldır? açıklayınız.


CEVAP: Buna göre Marx, ilk tarihsel olgunun insanın gereksinimlerini giderebilmek için gerekli araçların üretilmesi olduğunu söyler. Ama belirtildiği gibi bu durum yeni gereksinimlere, bunlar üretim araçlarında bir gelişmeye, bu da yeni toplumsal ilişki biçimlerine yol açar. Şu hâlde tarihin ilk nüvesi, sözü edilen bu ilk tarihsel olgudur yani üretim araçlarının ilk üretilişi olgusudur.

#11

SORU: Üretim ve mülkiyet arasındaki ilişki nasıldır? açıklayınız.


CEVAP: Bir toplumdaki üretim ilişkilerinin toplamı, o toplumun ekonomik yapısını oluşturur. Ekonomik yaşam da toplumsal alt yapıyı oluşturur. Üretim ilişkileri terimi mülkiyet ilişkilerine de göndermede bulunur. Mülkiyet ilişkileri üretim ilişkilerinin hukuksal anlatımından başka bir şey değildir.

#12

SORU: Engels’e göre doğadaki diyalektik işleyiş nasıldır?


CEVAP: Engels, öncelikle şunu belirtir: Doğada hiçbir şey değişmez ve durağan değildir, tersine her şey devinim, değişim ve gelişim içindedir. Özellikle doğada üç etmen iş başındadır. Birincisi çoğalma ve ayrımlaşma yoluyla bitki ve hayvan bedenlerinin gelişimini sağlayan hücrelerin bulunması ikinci olarak enerjinin dönüşümü yasası ve üçüncü olarak Darwin’in evrim kuramına uygun olarak evrimleşme sürecinin varlığıdır (Copleston, 1998: 79).

#13

SORU: Engels, Doğanın Diyalektiği’nde diyalektik yasaları nasıl şekilde dile getirdi?


CEVAP: ? Nicelik değişimlerinin nitelik değişimlerine yol açması yasası, ? Karşıtların birliği ve savaşımı yasası, ? Olumsuzlamanın olumsuzlanması yasası.

#14

SORU: Marx ve Engels’e göre tarihsel dönemler nasıldır?


CEVAP: Marx ve Engels, tarihin başlangıçlarında insanlığın ilkel komünal bir evresinin yaşandığını öne sürerler. Bu dönemde henüz özel mülkiyetin ortaya çıkmadığını, hiçbir sınıf ayrımının bulunmadığını, toprağın bireylere değil kabileye ait olduğunu ve ortaklaşa işlendiğini dile getirmişlerdir. Ancak zaman içinde özel mülkiyet belirdikten sonra çok geçmeden bunu toplumun ekonomik sınıra bölünmesi izlemiştir. Kuşkusuz uygar toplumdaki sınıf ayrılıkları çok daha karmaşık bir yapı göstermektedir. Ayrıca kendi ahlak kavramlarını da dayatmaya çalışır. İlkel komünal toplum biçiminden sonra tarih sahnesinde yerini alan toplum biçimi köleci toplum olarak nitelenen ilkçağ Grek ve Roma toplum biçimlerini anlatır. Köleler ile özgür insanlar ya da efendiler arasındaki sınıf karşıtlığı ile nitelenen bu toplum biçiminde ekonomik sistem kölelerin emeği üzerinde şekillenmektedir. Feodal toplumdaki örgütlenme senyör beyler ve serşer ayrımlaşmasına indirgenemeyecek denli karmaşık bir yapıya ulaşmıştı, ne var ki Marx tarihsel dönemlerin sınıfsal yapısını genelde bir dikotomi (ikili bir sınıflaşma) biçiminde ele aldığı için aynı yapıyı feodal sistemi izleyen kapitalist toplum yapısı için de uygulama yoluna gitti. Bu toplum yapısında anamalı (kapital) elinde tutan işverenler ile onların karşısında emeğini pazarlayan işçi sınıfı yer alır. Bir başka deyişle burjuva sınıfı ve proletarya.

#15

SORU: Marx’ın kapitalist düzen içerisinde ürüne yüklediği anlamı nedir?


CEVAP: Marx’a göre ürünün değeri, ürünün üretiminde harcanan değerin miktarıyla ölçülür. Ürün emeğin karşılık geldiğinden daha yüksek değere satıldığında bir artı-değer oluşur. Artı değerin varlığı kapitalist sistemde çelişkiyi derinleştirir. Bu nedenle, Marx, sömürünün kapitalist sistemde orada burada tek tük rastlanan bir olgu değil, her yerde ve daima karşımıza çıkan yaygın bir olgu olduğunu öne sürer. Kapitalist patronu lanetlemek yerine, işçilerin bilinçli ve güçlü bir grup olarak örgütlenmeleri gerektiğini öne sürer. Kapitalist düzen emeğin yabancılaşmasına şahit olur.

#16

SORU: Marx’a göre sınıf mücadelesinin karakteristiği nasıldır?


CEVAP: Marx, sınıf mücadelesinin üç karakteristiği olduğunu belirtir: Birincisi kapitalizmde işçilerinin durumu giderek daha da kötüleşecek, fakirler daha da fakirleşecek, sayıları daha da artacak, buna karşılık zengin daha da zenginleşecek, bu durum kitleler üretim araçlarını ele geçirinceye dek sürecek. Tarihsel bir olgu ki Marx bundan daha yanılgılı bir duruma düşemezdi. Çünkü yüksek derecede gelişmiş kapitalist ekonomilerde işçilerin koşullarının dramatik bir biçimde gelişmiş olduğu açık bir gerçektir. Yine üretim araçları bir avuç kişinin elinde kaldığı sürece, Marx’a göre, çelişki çözülünceye kadar sınıf mücadelesi amansız bir biçimde devam edecek, bu arada, işçilerin yaşamı, Marx’ın emeğin yabancılaşması biçiminde adlandırdığı şey tarafından korkunç biçimde robotlaştırılacak.

#17

SORU: Marx’a göre yabancılaşmanın görünümü nasıldır?


CEVAP: Marx bu nedenle yabancılaşmanın dört görünümüne dikkat çeker. ? Doğadan, ? Kendilerinden, ? Türsel varlıklarından, ? Öteki insanlardan yabancılaşmış olabilirler.

#18

SORU: Marx’a göre idealler ve düşünceler kavramı nasıldır?


CEVAP: Marx’a göre, ‹deler-düşünceler maddi düzenin başlıca bir yansımasıdır. Marx idelere sınırlı bir rol ya da işlev yükledi: ‹deler ekonomik gerçeklikle hiçbir ilişkileri yoksa özellikle yarasızdırlar. Ona göre ideler tarihin yönünü belirleyemez. Bu nedenle Marx, kapitalizme ilişkin kendi düşüncelerinin etik bir kınama getiremeyeceğini düşündü ve yine bu nedenle kapitalizm ya zayıflıktır ya da insan çılgınlığıdır diyemedi toplumun devinim yasasının bir sonucu olduğunu düşündü. Sonunda, bir bilim insanı olarak devinim yasalarından soyutlanan nesnel gerçeklikle düşüncesini sınırlamış bir biçimde çözümlemesini ileriye doğru taşıdığını dile getirdi (Stumpf, 1994: 417).

#19

SORU: Bentham’ın yapıtları nelerdir?


CEVAP: Bentham’ın ilk yapıtı 1776’da Hükumet Üzerine Bir Fragman adı ile yayımlandı. 1802’de Dumont Traittés de législation de M. Jérémie Bentham başlıklı bir yapıt yayımladı. Özellikle 1808 yılından başlayarak James Mill onun izleyicisi öğretilerinin yayıcısı oldu. Bunun sonucu olarak James Mill 1812 de kimi yazılarının bir uyarlaması olarak Kanıt Gerekçesi görüşüne Giriş başlıklı bir yapıt yayımladı. Daha sonra James’ Mill’ın çalışmasını da içeren Yargı Kanıtının Gerekçesi beş cilt halinde J.S. Mill tarafından 1827 de yayımlandı. Parlamento Reformu Üzerine Sorular ve Yanıtlar 1817 de çıktı. Aynı yıl Kamunun Bilgilendirilmesi üzerine Yazılar çıktı. 1819 da Açıklamalarla Köktenci Reform Tasarısı başlıklı bir yazısı, 1823’te de Bir Anayasa Düzenlemesinin Kılavuz İlkeleri başlıklı çalışması yayımlandı. Bu yapıtın tüm ciltleri toplu olarak ölümünden sonra 1841 de yayımlanmıştır. Eğitim Üzerine (Chrestomathia) 1816’da çıkmıştır. Eylem Tarzları Tablosu, 1817’de James Mill tarafından düzenlenerek yayımlanmıştır. Görev Ahlakı ya da Ahlak bilimi ise ölümünden sonra 1834’te yayımlanmıştır.

#20

SORU: Bentham tarafından geliştirilen etik öğreti nedir?


CEVAP: Bentham hazcılık temeli üzerinde bir etik öğreti geliştirmiştir. İlkçağda Epiküros tarafından öne sürülen, 18. yüzyılda Fransada Helvetius, İngiltere’de Hartley ve Tucker tarafından ele alınan bu yaklaşıma Bentham, yeni ve unutulmayacak bir anlatım kazandırmıştır: Bentham, Ahlak ve Yasama İlkelerine Giriş adlı temel yapıtına şu klasikleşmiş sözleriyle başlar: Doğa insanlığı iki üstün efendinin denetimi altına yerleştirdi.

#21

SORU: Bentham’ın etik ve politikayı bilimselleştirme çabasının nedeni nedir?


CEVAP: Bentham’a göre başarının birincil koşulu bilimsellik olduğu için etiği ve politikayı da bilimsel bakımdan doğrulanabilir disiplinler hâline getirmeye çalışmıştır.

#22

SORU: Bentham’ın niceliksel ölçeklere değer verme sebebi nedir?


CEVAP: Bentham için her alandaki başarının birincil koşulu bilimsel olmaktan geçiyordu. Bu nedenle etiği ve politikayı da bilimsel olarak doğrulanabilir disiplinler hâline getirmeye çalışmış, bunun için değerlendirme ölçütlerini, niceliksel ölçütler olarak formüle etmek gerektiğine inanmıştır.

#23

SORU: Bentham’ın hazcı hesaplama (hedonic calculus) yöntemi nasıldır?


CEVAP: Bentham, bu genel yarar ilkesini gerçekleştirebilmek için hazcı hesaplama (hedonic calculus) denilen, hazları ve acıları ölçümleme yolunu önermiştir. Bir eylemin doğurduğu haz ya da mutluluk, yoğunluk, süreklilik, akrabalık, kesinlik, verimlilik, arılık ve uzam (etkilenen kişilerin sayısı) etkenleri bakımından analiz edilecektir. Bunların optimal bileşkesini ortaya koyan eylem öteki almaşıklara göre seçilmesi gereken eylem olarak öne çıkar. Bu da bizi hazcı ütilitarianizme götürür.

#24

SORU: Bentham’ın yararlılık ilkesi nedir? açıklayınız.


CEVAP: Bir topluluğun ortak ilgileri ya da yararları bakımından onların mutluluğunu artıran eylemleri ahlaksal olarak değerlendirmek, buna karşılık mutluluğu azaltan, bir başka deyişle acıyı ya da mutsuzluğu çoğaltan eylemleri ise ahlaki bulmamak, evrensel yarar ilkesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Böylece birincileri doğru ya da iyi eylemler, ikincileri yanlış ya da kötü eylemler olarak ifade etmek çok doğal bir sonuç olmaktadır. Şu hâlde genel yarar ilkesi seçtiğimiz eylem ve davranışlarımızın sonuçları en büyük sayıda insanın en büyük mutluluğunu ortaya koyabilmelidir. Ahlaksal iyi bundan başka bir şey değildir. Böylece Bentham’ın yararcılığı egoistik-bencil yararcılık olmaktan çıkarak evrensel bir eylem yararcılığı haline gelmiş olmaktadır. Bir eylemin doğruluğu ya da yanlışlığı, bu eylemin ortaya çıkardığı sonuçların ne kadar çok insana yarar, mutluluk veya iyilik getirdiği ya da mutsuzluk veya kötülük getirdiği ile ölçülür. Ortaya konan eylem insanlığa ne kadar çok yarar bir başka deyişle mutluluk sağlıyorsa o kadar iyidir. Buradaki bütün sorun hangi eylemlerin ötekilere göre, en büyük sayıdaki insanlar için en büyük mutluluğu sağlayacak kapasitede olduğunu görebilmek ve buna göre en uygun eylemi seçebilmektir.

#25

SORU: Bentham’ın yasa konusunda yararlılık ilkesi nedir? açıklayınız.


CEVAP: Bentham’ın yasama yöntemi her şeyden önce eylemin verdiği zararı ölçmek üzerine kuruludur. Bu zarar eylem nedeniyle sonuç olarak ortaya çıkan acı ya da kötülükten başka bir şey değildir. Kötüyü üreten eylemler konusunda insanların cesareti kırılmalıdır. Bentham yasa koyucunun dikkate alması gereken birincil ve ikincil kötülüklerden söz eder. Birincil kötülük, bir hırsızın, parasının kaybına yol açmasından dolayı kurbanına çektirdiği acıdır. İkincil kötülük ise başarılı bir hırsızlık, hırsızlığın kolay olduğunu telkin etmiş olur. Bu telkin kötüdür çünkü özel mülkiyete karşı saygıyı zayıflatır ve mülkiyet güvenliksiz hâle gelir. Yasa koyucu açısından, ikincil kötülük birincil kötülükten çoğunlukla daha önemli görülür çünkü hırsızlık konusu tekrar ele alınırsa, kurbanın somut kaybı, bir bütün olarak toplumdaki güvenlik ve istikrarın kaybından akla yatkın bir biçimde, daha küçük olabilir.

#26

SORU: Bentham’a göre ceza kavramı nedir? açıklayınız.


CEVAP: Bentham’a göre her çeşit ceza kendinde kötüdür çünkü acı ve üzüntü verir. Aynı zamanda tüm yasalar ortak nitelikleri olarak topluluğun toplam mutluluğunu arttırmalıdır. Eğer ceza yararcı bakış açısından doğrulanabilecekse gösterilebilmelidir ki ceza nedeniyle verilen acı, bir şekilde daha büyük bir acıyı önlemeli ya da ortadan kaldırmalıdır. Ceza bundan dolayı, haz ya da mutluluğun daha büyük bir toplamını sağlamada yararlı olmalıdır. Eğer onun etkisi halen topluluğun acısını daha da artırıyorsa hiçbir biçimde doğrulanamıyor ya da haklı çıkarılamıyor demektir.

#27

SORU: Bentham’ın birincil kötülük ve ikincil kötülük kavramları nasıldır?


CEVAP: Bentham’ın yasama yöntemi de eylemin verdiği zararı ölçmek üzerine kuruludur. Birincil kötülük, bir hırsızın, parasının kaybına yol açmasından dolayı kurbanına çektirdiği acıdır. İkincil kötülük ise, başarılı bir hırsızlık, hırsızlığın kolay olduğunu telkin etmiş olur. Bu telkin kötüdür, çünkü özel mülkiyete karşı saygıyı zayıflatır ve mülkiyet güvenliksiz hâle gelir.

#28

SORU: Bentham’ın dönemin aristokratlarını eleştirmesinin temelinde ne yatmaktadır?


CEVAP: Bentham dönemin aristokratlarının en çok sayıda insanın mutluluğunu gütmediklerini söyleyerek döneminin yasalarına yönelik etkili eleştiriler geliştirmiştir.

#29

SORU: Mill’in Yararcı (Ütilitarianist) Etiği nasıldır? açıklayınız.


CEVAP: Ütilitarianism adlı ünlü yazısında Mill, Bentham’ın açtığı yolda ilerleyerek, yarar ilkesini savunma işine girişir. Bu arada sıklıkla alıntılanan bir tanımını ve betimlemesini de verir. Ahlakın temel olarak yararlılığı ya da en büyük mutluluk ilkesini kabul eden bildirim, eylemlerin mutluluğu ilerletme ile orantılı olarak doğru, mutluluğun tersini ortaya çıkarma eğiliminde oldukça yanlış olduklarını savunur. Mutluluk ile haz, bir başka deyişle acının yokluğu imlenir, mutsuzlukla acı yani, hazdan yoksunluk imlenir. Mill öğretisine, Bentham’ın ele aldığı mutluluk ve haz gibi genel kavramlarla başlasa bile çok geçmeden ahlak görüşünde özellikle haz teriminin oynadığı rol bakımından yeni birtakım noktalara ulaşmıştır.

#30

SORU: Milll’in Betham’a olan nicel ölçüm eleştirisini nasıldır? açıklayınız.


CEVAP: Mill’in Bentham’a asıl eleştirisi hazların sadece nicelik bakımından ele alınmasının yeterli olmayacağı noktasındadır. Çünkü ona göre sadece bedensel doyumu sağlayan hazlar değil aynı zamanda ussal, entelektüel ve estetik hazlar da vardır. Üstelik bu hazlarla bedensel hazlar arasında nitelik farkı bulunduğunu söylemek doğru olur. Mill hazları nitelik bakımından ele alınca daha yüksek hazlar ve daha aşağı hazlar biçiminde ayrımlaştırma yapmak zorunda kaldı.

#31

SORU: Mill’in Yurttaş Özgürlüğü hakkındaki görüşleri nelerdir?


CEVAP: Mill’in bireyin kendini geliştirmesi düşüncesi yurttaş özgürlüğü ya da toplumsal özgürlük üzerine düşüncelerinde merkezî rol oynamaktadır. Yarar ilkesinden bağımsız bir şey olarak soyut hak kuramını yadsımada Hume ve Bentham’ı izlediği için Mill gerçekten de bireyin kendini özgür olarak geliştirebilmesi bakımından bir doğal haklar kuramına başvurmaz ama yararlılık ilkesinin, başkalarının aynı özgürlüğü kullanmalarına engel olmaması koşuluyla her insanın güç ve kapasitelerini kendi isteğine uygun olarak geliştirmesi bakımından özgür olması isteminde bulunduğunu dile getirir. Ona göre, bireysel kişiliğin özgürce gelişimi, insan mutluluğunun başta gelen ögelerinden biridir. Bireylerin özgürce gelişimi toplumu da geliştirir ve zenginleştirir.

#32

SORU: Mill’in uygar bir toplulukta bireye zor uygulamanın tek haklı gerekçesi nedir?


CEVAP: Mill’in genel savı uygar bir toplulukta bireye zor uygulamanın tek haklı gerekçesi başkalarına zararı engellemek dir. İster fiziksel ister ahlaksal olsun onun kendi iyiliği yeterli bir gerekçe değildir.

#33

SORU: Mill’in demokrasi yönetimine eleştirileri nelerdir?


CEVAP: Demokrasi yönetiminde insanların istencinin genelde çoğunluğun istenci ile eş anlamlı olduğunu ve çoğunluğun da azınlık üzerinde baskı yapabileceğini ve bunun da zaman zaman görüldüğünü öne sürer. Yine baskı kadar büyük bir tehlike olarak bir demokraside düşünce despotluğu (tiranlığı) da bulunabilir. Bundan dolayı bir demokraside bile insanların özgürlüğünü ve öz-gelişim gereksinimlerini yadsıyan güçlere karşı güvenlik önlemleri almak zorunludur.

#34

SORU: Mill’e göre yönetim hangi konulara müdahale etmemelidir?


CEVAP: ? Bir eylem özel kişiler tarafından daha iyi yapıldığı zaman, ? Yönetimin özel bireylere göre eylemi daha iyi yapabilme olasılığı bulunmasına karşın, bireylerin gelişimleri ve eğitimleri bakımından söz konusu eylemi yapmaları arzu edilebilir bir husus olarak görüldüğü zaman ? Yönetimin gereksiz yere gücünün artmasının tehlike oluşturduğu zaman.

#35

SORU: Mill’in karakter belirlenimciliği kuramını benimsemesinin temelini ne oluşturmaktadır?


CEVAP: Mill için geçerli olan nedenler, güdüler ve karakterdir. Bu yüzden Mill’in bir karakter belirlenimciliği kuramını benimsemiş olduğu söylenebilir.

#36

SORU: Mill’in bürokratik uygulamalara bakışı nasıldır?


CEVAP: Mill devletin aşırı bürokratik uygulamalara sapmasını da eleştirir. Bir bürokrasi her zaman bir pedantokrasi (bilgiç-erki) olma eğilimindedir. Bu yüzden Mill bireyin kendini geliştirmesi ve girişimciliğinin değeri söz konusu olunca Devletin gönüllü kurumların işlevlerine karışma ve bunları bir devlet bürokrasisine teslim etme yönündeki hiçbir eğilimini onaylamaz. Gönüllü örgütlenmelerin ve devlet tarafından denetlenmeyen girişimciliğin değerine olan inancı ve bunu yanı sıra bürokrasiye karşı duyduğu güvensizlik nedeniyle Mill refah devleti gibi düşünceleri de pek inandırıcı bulmamaktadır.

#37

SORU: Mill’e göre bireyselliğin geliştirilmesi nasıl sağlanmaktadır?


CEVAP: Bireyselliğin geliştirilmesi ile iyi gelişmiş insanlar karşımıza çıkacaktır. Kişi bireysel olarak tüm güçlerini uyumlu bir biçimde birleştirip bütünleştirme idealine doğru gelişim gösterdikçe bireyselliğini de gerçekleştirmiş olacaktır.

#38

SORU: Mill’in bakış açısına göre istenç özgürlüğü kavramı nasıldır? açıklayınız.


CEVAP: İstenç özgürlüğünü savunan öğretinin yandaşlarına göre, isteklerimizin sözcüğün doğru anlamında nedenleri yoktur, onlar nedensiz olarak ortaya çıkarlar. Çünkü istenç o sırada özgürce yani nedensiz olarak istemiştir. Oysa Mill, tüm isteklerin ya da istenç edimlerinin nedenleri olduğunu kabul ettiği için felsefi zorunluluk öğretisi adını verdiği öğretiyi benimsemiştir. Nedensellik ile değişmez, kesin ve koşulsuz ardışıklığı, önceden tahminde bulunmaya izin veren bir ardışıklık düzenini anlar. Buna göre insan isteklerine ve eylemlerine uyguladığı, empirik bir nedensellik düşüncesidir.

#39

SORU: Mill’in temel uslama biçimi nasıldır?


CEVAP: Mill’e göre tümevarım genel önermeler ortaya çıkarma ve tanıtlama işlemidir ve en temel uslamlama biçimidir. Mill tümdengelimsel uslamlamayı kendisi tümevarımın sonucu olan bir genel önermeyi yorumlama süreci olarak kabul eder. Bu nedenle asıl önemli olan tümevarım süreci olmaktadır. Bu nedenle tümevarım en temel uslamlama biçimi olmaktadır. Mill tümevarımı genel önermeler ortaya çıkarma ve tanıtlama işlemi olarak tanımlamaktadır.

#40

SORU:

Hegel, mutlak tinin ne olduğunu savunur?


CEVAP:

Hegel mutlak tinin, özü ne yabancılaşmış bir biçimde de olsa kendisini doğa olarak yansıtan, sonra yine kendine tin olarak dönen ve bu şekilde kendi özünü edimselleştiren biricik töz olduğunu savunur.


#41

SORU:

Marx ve Engels’e göre evrendeki birincil olgusallık nedir?


CEVAP:

Marx ve Engels’e göre evrendeki birincil olgusallık doğadır. Doğanın tözü ise maddedir. O hâlde evrende hüküm süren biricik töz maddedir. Tinsellik maddi temeller üzerinde anlam kazanır.


#42

SORU:

Marx ve Engels evrende hüküm süren tözü nasıl açıklamıştır?


CEVAP:

Marx ve Engels’e göre evrendeki birincil olgusallık doğadır. Doğanın tözü ise maddedir. O hâlde evrende hüküm süren biricik töz maddedir. Tinsellik maddi temeller üzerinde anlam kazanır.


#43

SORU:

Marx ve Engels’in maddeciliğinin özsel noktası nedir?


CEVAP:

Doğanın ve toplumun diyalektik bir süreç olarak gelişimi düşüncesi Marx ve Engels’in maddeciliğinde özsel bir noktadır.


#44

SORU:

Diyalektik maddeciliğe göre çalışma nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Çalışma, insanın gereksinimlerini gidermek için doğal nesneleri çeşitli araçlar kullanarak bilinçli olarak dönüştürmesidir. İnsanın doğayla temel ilişkisi üretici etkinliğidir ve insan temelde ekonomik bir varlıktır.


#45

SORU:

Marx’ta “ilk tarihsel olgu” nedir?


CEVAP:

Marx, “ilk tarihsel olgu”nun insanın gereksinimlerini giderebilmek için gerekli araçların üretilmesi olduğunu söyler. Ama belirtildiği gibi bu durum yeni gereksinimlere, bunlar üretim araçlarında bir gelişmeye, bu da yeni toplumsal ilişki biçimlerine yol açar.


#46

SORU:

Engels, Doğanın Diyalektiği’nde diyalektik yasaları ne şekilde dile getirir?


CEVAP:

Engels, Doğanın Diyalektiği’nde diyalektik yasaları şu şekilde dile getirdi:

1) Nicelik değişimlerinin nitelik değişimlerine yol açması yasası,

2) Karşıtların birliği ve savaşımı yasası,

3) Olumsuzlamanın olumsuzlanması yasası.


#47

SORU:

Engels’in nicelik değişimlerinin nitelik değişimlerine yol açması yasası nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Nicelik değişimlerinin nitelik değişimlerine yol açması yasası: Bu yasa oldukça iyi bilinir. Örneğin ısıtılan suyun derecesi yükseldikçe suyun sıcaklığı da artar. Ancak ısısı yüz dereceyi bulan su molekülleri birden bire sıvı halden buhar hâline geçerler. Tersi de söz konusudur. Yirmi derecelerden başlayarak ısısı adım adım düşürülen suyun ısısı sıfır derece civarına geldiğin de su birden bire buz kütlesi durumuna dönüşür. Ayrıca bu evrimsel dönüşüm birden bire bir sıçrama ile bir başka deyişle devrim biçimin de olmaktadır.


#48

SORU:

İnsanlık, tarihsel süreçte hangi aşamalardan geçmiştir?


CEVAP:

İnsanlık, tarihsel süreçte şu aşamalardan geçmiştir: ilkel komünal toplum, köleci toplum, feodal ve kapitalist toplum.


#49

SORU:

Marx’a göre ürünün değeri ne ile ölçülür?


CEVAP:

Marx’a göre ürünün değeri, ürünün üretiminde harcanan değerin miktarıyla ölçülür. Ürün emeğin karşılık geldiğinden daha yüksek değere satıldığında bir artı değer oluşur.


#50

SORU:

Hume’un uyguladığı ve Bentham tarafından sürdürülen yöntem hangisidir?


CEVAP:

Hume’un uyguladığı indirgemeci çözümleme yöntemi, yani karmaşık yapılı bütünün parçalarına, yalın ya da ilkel ögelerine indirgenmesi Bentham tarafından sürdürülmüştür.


#51

SORU:

Bentham’ın ilk yapıtı nedir?


CEVAP:

Bentham’ın ilk yapıtı 1776’da Hükümet Üzerine Bir Fragman adı ile yayımlandı.


#52

SORU:

Bentham’a göre tüm eylemlerimiz nasıl güdülenir?


CEVAP:

Bentham’a göre tüm eylemlerimiz hazza ulaşma isteği ve acı çekme korkusunca güdülenir.


#53

SORU:

Bentham’ın haz çözümlemesi nasıldır?


CEVAP:

Bentham’ın hesaplamaya konu olan haz çözümlemesi şöyledir: Bir eylemin doğurduğu haz ya da mutluluk, yoğunluk, süreklilik, akrabalık, kesinlik, verimlilik, arılık ve uzam (etkilenen kişilerin sayısı) etkenleri bakımından analiz edilecektir. Bunların hiç kuşkusuz en optimal bileşkesini ortaya koyan eylem öteki alma şıklara göre seçilmesi gereken eylem olarak öne çıkmaktadır. Örneğin bir haz çok yoğun ama kısa süreli olabilir, bir başkası daha az yoğun ama nicel olarak ilkinden daha büyük olmasını sağlayan bir dayanıklılık gösterebilir. Yine haz verici duyumlar üreten iki eylemden hangisi ötekine göre, daha öte yeni hazcı duyumlara kapı açıyorsa bu eylem verimlilik ölçütüne uyar. Arılık ise kar şıt tür den duyumlar tarafından izlenmemeye işaret eder.


#54

SORU:

Bentham’ın yasama yöntemi ne üzerine kuruludur?


CEVAP:

Bentham’ın yasama yöntemi her şeyden önce “eylemin verdiği zararı” ölçmek üzerine kuruludur.


#55

SORU:

Bentham’a göre ceza nasıl açıklanabilir?


CEVAP:

Bentham’a göre her çeşit ceza kendinde kötüdür çünkü acı ve üzüntü verir. Aynı zamanda tüm yasalar ortak nitelikleri olarak topluluğun toplam mutluluğunu arttırmalıdır. Eğer ceza yararcı bakış açısından doğrulana bilecekse gösterilebilmelidir ki ceza nedeniyle verilen acı, bir şekilde daha büyük bir acıyı önlemeli ya da ortadan kaldırmalıdır. Ceza bundan dolayı, haz ya da mutluluğun daha büyük bir toplamını sağlamada yararlı olmalıdır.


#56

SORU:

Bentham, zamanının aristokratik toplum yapısına yarar ilkesinin uygulanmayışının nedenini nasıl açıklamıştır?


CEVAP:

Bentham, zamanının aristokratik toplum yapısına yarar ilkesinin uygulanamayışının nedenine kendince tanı koydu. Neden, toplumsal bozukluklar ve yasal sistemdeki bozukluklar, en çok sayıda insan için en büyük mutluluğu üretebilecek yeni davranış yolları gösterildikten sonrada hâlen sürüp gidiyor? Yanıt çok açıktır. Gücü elinde bulunduranlar en çok sayıda insanın en büyük mutluluğunu istemiyorlar. Yöneticiler kendi kişisel çıkarlarına çok daha fazla ilgi gösteriyorlar.


#57

SORU:

Mill’in ilk önemli yazı denemeleri nelerdir?


CEVAP:

Mill’in ilk önemli yazı denemeleri 1824 yılında Westminster Review kurulduktan sonra bu dergiye gönderdiği yazıları ile yaptığı katkılardır.


#58

SORU:

Mill’in felsefi görüşlerinin Bentham ile ilişkisi nedir?


CEVAP:

Mill’in felsefi görüşlerini Bentham’ın yararcılığını geliştirerek ileriye doğru taşıdığı için yararcılık akımının bütünlüğü içindeki akışı bozmamak adına, etik alanından başlatmak uygun görülmüştür.


#59

SORU:

Bentham eylemin ahlaksallığını ne ile belirlemiştir?


CEVAP:

Bentham eylemin ahlaksallığını doğurduğu haz miktarını ölçmek yoluyla belirlemekteydi.


#60

SORU:

Mill ve Bentham ahlaksallığı birbirinden neden ayrılır?


CEVAP:

Bentham eylemin ahlaksallığını doğurduğu haz miktarını ölçmek yoluyla belirlemekteydi. Mill’e göre ise hazları ya da acıları böyle bilimsel şekilde ölçümlemek mümkün değildir.


#61

SORU:

Mill, en büyük mutluluk ilkesini neye bağlamaktadır?


CEVAP:

Mill de tıpkı Bentham gibi toplumun sorunları ile yakından ilişkilidir. En büyük mutluluk ilkesi, kaçınılmaz olarak tüm ütilitarianları birey ile yönetim arasındaki uyumlu ilişkinin nasıl olması gerektiği noktasına getirir.


#62

SORU:

Mill, tümevarım genel önermeleri nasıl açıklar?


CEVAP:

Mill’e göre tümevarım genel önermeler ortaya çıkarma ve tanıtlama işlemidir ve en temel uslamlama biçimidir.