OSMANLI DİPLOMASİSİ Dersi Osmanlı Diplomasisinde Restorasyon ve Sonrası (1878-1918) soru cevapları:

Toplam 20 Soru & Cevap
PAYLAŞ:

#1

SORU:

Osmanlı diplomasisinin son dönemini teşkil eden 1878-­1918 yıllarının başlangıcını ve akışını belirleyen temel gelişme nedir?


CEVAP:

Osmanlı diplomasisinin son dönemini teşkil eden 1878-­1918 yılları, Osmanlı tarihi açısından kritik bir süreç olmuştur. Bunun başlangıcını ve akışını belirle­ yen temel gelişme ise, 1878 Berlin Kongresi idi.


#2

SORU:

1878­1918 döneminin Osmanlı diplomasi tarihi açısından en önemli özelliği nedir?


CEVAP:

1878­1918 döneminin Osmanlı diplomasi tarihi açısından en önemli özelliği, diplomasisinin Babıâli’den Yıldız Sarayı’na kayması ve Sultan II. Abdülhamid’in (1876­1909) uhdesine geçmesiydi.


#3

SORU:

II. Abdülhamid’in salta­nat yıllarında Osmanlı hâri­ciye teşkilatının belli başlı kurumlarından bazıları nelerdir?


CEVAP:
  • Hâriciye Nezâreti
  • Divân­ı Hümâyun Tercümanlığı
  • Müsteşarlık Dairesi
  • En­cümen­i Hâriciye (komisyon)
  • Mektub­ı Hâriciye (ülke içi Türkçe yazışmalar)
  • Tahrirât­ı Hâriciye (ülke dışı yazışmalar)
  • Tercüme Odası
  • Hâriciye Muhasebe­ciliği
  • Hâriciye Teşrifatçılığı (Protokol işleri)
  • Hukuk Müşavirliği
  • Matbuât­ı Hâ­riciye Müdiriyeti (dış basın takibi)
  • Umûr­ı Şehbender Müdüriyeti (konsolosluk işleri)
  • Umûr­ı Hukûkiyet­i Muhtalıta Müdüriyeti (ihtilaf­lı hukuk işleri)
  • Sicil­i Ahvâl Müdüriyeti (personel işleri)
  • Tab’iyyet Müdüriyeti (vatandaşlık işleri)
  • Umur­ı Telgrafiye Müdüriyeti (telgraf işleri)

#4

SORU:

II. Abdülhamid’in salta­nat yıllarında Osmanlı dış temsilciliklerinden bazıları nelerdir?


CEVAP:
  • Sefâret­i Kübra (Büyükelçilik)
  • Se­fâret (Elçilik)
  • Bulgaristan Komiseri
  • Baş Şehbenderlik (Başkonsolosluk)
  • Şehben­ derlik (Konsolosluk)
  • Şehbender Vekâleti (Muavin Konsolosluk)
  • Tüccâr Vekâ­leti (Ticaret Ataşeliği)

#5

SORU:

II. Abdülhamid’in salta­nat yıllarında büyük ve orta elçilikler nerelerdeydi?


CEVAP:

Bu dönemdeki büyükelçilikler; Berlin, Paris, Londra, Viyana, Petersburg, Ro­ma, Tahran ve Washington idi. Orta elçilikler şunlardı: Atina, Stockholm, Brüksel, Bükreş, Belgrad, Sofya, Çetine, Madrid ve Lahey.


#6

SORU:

1876-­1882 arasına tekabül eden dönemde, II. Abdülhamid’in devlet işlerine olan ilgisi nasıldı?


CEVAP:

1876­1882 arasına tekabül eden birinci dönemde, II. Abdülhamid’in arka plan­da olduğu, devlet işlerini ilgili kurumlara ve devlet adamlarına bıraktığı görül­mektedir. Henüz tecrübesiz ve daha da önemlisi kendisini tahta getiren devlet adamlarına bağımlı olduğu bu dönemi, selef­leri Sultan Abdülmecid (1839-­1861), Abdülaziz (1861­-1876) ve V. Murad’ın (1876) bir devamı olarak görmek gereki­yor.


#7

SORU:

1876-1882 dönemimde II. Abdülhamid'in hükümdarlık alanını sınırlayan etkenler nelerdir?


CEVAP:

Sadrazam Mithat Paşa’nın tavassutuyla padişah olduğu için onun gölgesinde kalması, hükümdarlık alanını sınırlayan birinci etken olmuştur. İkinci etken ise, Kanûn­ı Esâsî’nin ilan edilmesi ve Meclis­i Mebûsân’ın açılmasıyla geleneksel hü­kümdarlık yetkilerinin sınırlandırılmasıdır. Bu iki gelişme ister istemez kendisini ikinci planda bırakmıştır. Sultan’ın bu iki engelden kurtulmasına ve dışişleri dâhil bütün devlet işlerini kendi uhdesine almasına yol açacak gelişmelerin asıl nedeni ise, 1877­-1878 Osmanlı­-Rus Harbi neticesinde alınan ağır mağlubiyet olmuştur.


#8

SORU:

II. Abdülhamid 5 Şubat 1877'de Mithat Paşa’yı neden yurt dışına sürmüştür ve bu sürgünün sonuçları nelerdir?


CEVAP:

1877­-1878 Rus Harbi’nin tam bir hezimetle kaybedilmesi sürecinde II. Abdülhamid ön­ce savaşa neden olduğuna inandığı Mithat Paşa’yı Kanûn­ı Esâsî’nin kendisine verdiği yetkiyi kullanarak 5 Şubat 1877’de azlederek yurtdışına sürmüş; ardından takriben bir yıl sonra 14 Şubat 1878 tarihinde bu kez Meclis­i Mebûsân’ı 1908’e kadar tatil etmiştir. Böylece II. Abdülhamid, bu iki engelden kurtularak devlet iş­lerini kendi sorumluluğuna alarak dedesi II. Mahmud’un geleneğine dönmüştür.


#9

SORU:

1877-1878 Rus Harbi’nin ardından imzalanan Ayastefanos Barış Antlaşması’nın sonuçları nelerdir?


CEVAP:

Şartları ağır olan bu barış anlaşmasına göre Os­manlı Devleti Balkanlardaki topraklarının hemen hemen tamamını kayıp etmiş ve İstanbul işgal tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. İngiltere ve diğer Batı Avrupalı devletler savaşın Rusya tarafından kazanılacağını tahmin etmekle birlikte, Rusla­ rın kısa bir sürede Osmanlı başşehri İstanbul’un kapısına dayanacaklarını tahmin edememişlerdi.


#10

SORU:

13 Haziran 1878’de Berlin’de toplanan kongreye Osmanlı Devleti adına kim katılmıştır?


CEVAP:

13 Haziran 1878’de Berlin’de toplanan kongreye Osmanlı Devleti adına Mehmed Ali Paşa (Alman kökenli), Kara Todori Paşa (eski Nâfia Nâzırı) ve Berlin Elçisi Sadullah Bey katılmıştır.


#11

SORU:

13 Haziran 1878’de Berlin’de toplanan kongrede toplantıya katılan devletleri daha ziyade başbakan ve dışişleri bakanlarını tercih ederken, Osmanlı'yı bir mühtedi paşanın ve bir elçinin tem­sil etmesinin sebepleri nelerdir?


CEVAP:
  • İngiltere’nin desteğine çok fazla güvenilmesi
  • Kongreden beklentilerin çok fazla olmaması
    • Kongrenin kendisi için toplanmadığı peşinen kabul etmesi

#12

SORU:

Berlin Kongresi'nde kongrenin Osmanlı için çok da fazla bir anlam taşımadığını Bismarck ne diyerek ifade etmiştir?


CEVAP:

Kongrenin Osmanlı için çok da fazla bir anlam taşımadığını Bismarck, kon­grenin ilk günü Osmanlı heyetine açık bir şekilde şöyle izah etmiştir. “Kongre’nin Osmanlı Devleti için toplandığını zannederek kendinizi aldatmayınız. Osmanlı Devleti ile Rusya arasında yapılan Ayastefanos Antlaşması Avrupa devletlerinin menfaatlerine dokunan bazı maddeleri ihtiva etmeseydi, olduğu gibi bırakılırdı.”


#13

SORU:

II. Abdülhamid dış siyasetindeki ikinci dönemde, Alman Askerî Heyeti’nin Ot­to von Kähler’in başkanlığında 21 Haziran 1882 tarihinde neden istihdam etmiştir?


CEVAP:

II. Abdülhamid’in dış siyasetindeki ikinci dönemini, Alman Askerî Heyeti’nin Ot­to von Kähler’in başkanlığında 21 Haziran 1882 tarihinde istihdam edilmesiyle başlatmak gerekiyor. Devletin bağımsızlığını devam ettirmek ve mevcut durumu muhafaza etmek için denge siyasetinde yeni bir aktöre ihtiyaç duyan sultan, bu şekilde ilk ciddî adımını atmış ve takriben iki yıllık görüşmelerden sonra 1882 yılında bu istihdamı gerçekleştirmiştir. Kähler’in ithali, Osmanlı­Alman Münase­ betlerinin gelişmesinde bir sıçrama tahtası işlevi görmüş; başta askerî olmak üzere diğer alanlardaki münasebetler hızlı bir şekilde çeşitlenmiş ve artmıştır. Böylece, birliğini sağlayıp sömürge yarışını sembolize eden “güneşteki” yerini almak iste­ yen Almanya, yeni ve taze bir müttefik olarak II. Abdülhamid tarafından Osmanlı denge siyasetine çekilmiştir.


#14

SORU:

II. Ab­dülhamid’in ikinci döneminde İngiltere'ye güvenmemesinin sebepleri nelerdir?


CEVAP:

II. Ab­ dülhamid’in İngiltere’ye güvenmemesinin ve şüpheyle yaklaşmasının nedenlerini tespit etmek gerekiyor. Kendi döneminde İngiltere’nin Rus harbine ilgisiz kalması, Berlin Kongresi’nde destek vaat ederek ve aynı anda aba altından sopa göstererek Kıbrıs’ı alması ve bütün bunlar yetmiyormuş gibi bu kez de Mısır’ı işgal etmesi, sultanın kafasındaki “olumsuz” İngiltere imajının oluşmasında etkili olmuştur.


#15

SORU:

Berlin Kongresi’nin kararları mucibince Bulgaristan'ın durumu ne olmuştu?


CEVAP:

Berlin Kongresi’nin kararları mucibince Bulgaristan üçe ayrılmış; bunlardan iki tanesi Doğu Rumeli ve Makedonya eyaletleri ismiyle Osmanlı Dev­ leti’ne geri verilmişti. Fakat Bulgaristan her iki yerden de vazgeçmeyerek, buraları sınırlarına dâhil edebilmek için mücadeleye girişmiş ve öncelikli olarak dikkatini Doğu Rumeli’ye vermişti.


#16

SORU:

1897 Osmanlı­Yunan Harbi de Berlin Kongresi’yle tesis edilen yeni düzenin bir so­ nucu olarak patlak vermiştir. Savaşın bu kongreyle bağlantılı nedenleri nelerdir?


CEVAP:

Berlin Kongresi’nin Yunanistan’a toprak verilmesiyle alakalı maddesinin uygulan­masındaki ısrar ve çetin pazarlıkları ilk sırada yer almaktadır. Yunanistan’ın Girit’in kendisine katılması için adadaki isyanı doğrudan desteklemesi ve Berlin Kongresi’ne imza atan devletlerin buna destek vermesi bu savaşın diğer bir nedenidir.


#17

SORU:

“Ermeni Üçler İtilâfı” nedir?


CEVAP:

1894 yılında İngiltere, Fransa ve Rusya bir anlaşma yaparak Ermeniler lehine reform yapılması Osmanlı hükümeti indinde istekte bulunulması için “Ermeni Üçler İtilâfı” kurmuş­ lar ve birlikte baskıda bulunmuşlardır. II. Abdülhamid ise bu baskılar neticesinde, reformun yapılmasını 1895 yılında kabul etmek zorunda kalmasına rağmen, bunu uygulamamış ve uzun bir sürece yayarak zaman kazanmaya çalışmıştır.


#18

SORU:

II. Abdülhamid'in “Ermeni Üçler İtilâfı”nın baskıları neticesinde, reformun yapılmasını 1895 yılında kabul etmek zorunda kalmasına rağmen, uygulamayıp uzun bir sürece yayarak zaman kazanmaya çalışmasının sebebi nedir?


CEVAP:

Bu konuda II. Abdülhamid’in rahat hareket etmesinin nedeni, Avrupalı Büyük Devletler arasında bu konuda tam bir uzlaşmanın olmamasıydı. Bir defa Alman İm­paratorluğu, Osmanlı Devleti ile olan yakın ilişkilerinden dolayı Ermeni Meselesi’nde tarafsız kalması çok önemliydi. İkincisi, Fransa’nın bu konuda çok fazla bir etkiye sa­ hip olmamasıydı. Üçüncü olarak ise, bu meselede en fazla aktif olan İngiltere ve Rusya arasında çözüm hakkında aralarında bir uzlaşma olmadığı gibi, ciddî bir rekabet ve farklı beklentilerinin olması, II. Abdülhamid’e ciddî manevra alanı sağlıyordu.


#19

SORU:

II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesinin ardından hükümdar olan Sultan V. Meh­ med Reşad (1909­1918) dönemi Osmanlı diplomasisinde bazı değişikliklerin ve aynı zamanda sıkıntıların yaşandığı bir süreç olmuştur. Bu bağlamda yaşanan en önemli değişiklik ne olmuştur?


CEVAP:

II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesinin ardından hükümdar olan Sultan V. Meh­med Reşad (1909­1918) dönemi Osmanlı diplomasisinde bazı değişikliklerin ve aynı zamanda sıkıntıların yaşandığı bir süreç olmuştur. Bu bağlamda yaşanan en önemli değişiklik diplomasi merkezinin belirleme ve uygulama olarak saray ve hü­ kümdardan tekrar hükümete kaymasıdır. Bu süreçte, II. Abdülhamid dönemindeki tek adam merkezli diplomasi terk edilmiştir.


#20

SORU:

Birinci Dünya Savaşı'na giriş sürecinde Osmanlı ilk etapta hangi tarafta savaşa girmeyi düşünmüştür?


CEVAP:

Sultan II. Abdülhamid döneminden itibaren gelişen ilişkilerin daha sonraki süreçte de devam ettirilmesiyle, Almanya’nın Osmanlı Devle­ ti’nin doğal müttefiki olduğu düşüncesi ilk olarak akla gelmektedir. Fakat özellikle de Trablusgarp Savaşı ve Balkan Savaşı sırasında beklenilen desteği vermediğini düşünen dönemin devlet adamları, ilk etapta İtilaf Devletlerine yanaşmaya gayret etmişlerdir. Bunun yolu olarak öncelikle İngiltere ve Fransa’ya iktisadî bazı taviz­ler vermeyi denemişlerdi.