PARA POLİTİKASI Dersi PARA ARZININ BELİRLENME MEKANİZMASI soru cevapları:
Toplam 42 Soru & Cevap#1
SORU: Para arzı nedir ve önemli olması hangi nedenlerden kaynaklanmaktadır?
CEVAP: Bir ekonomide belirli bir anda dolaşımda bulunan her türlü paranın toplam miktarına para arzı denir. Para arzı bir stoktur ve bu anlamda bir ekonomide dolaşımda mevcut olan para miktarını verir. Para ve para arzı makroekonomik değişkenlerin en önemlilerindendir. Para arzının bu önemi büyük ölçüde içinde bulunduğu ekonominin diğer değişkenlerini etkileyebilmesinden kaynaklanmaktadır. Hatırlanacağı gibi istihdam düzeyi, fiyat düzeyinin istikrarı, ekonomik büyüme gibi makroekonomik hedefler, doğrudan veya dolaylı olarak para arzı ve parasal büyüme ile ilişkilidir. Para arzı değişmeleri faiz oranları üzerinden yatırım ve üretim gibi faktörleri etkileyerek ekonominin reel dengesi üzerinde etkili olmaktadır. Parasal aktarma mekanizmasına göre, para arzında meydana gelen bir artış faiz oranlarında düşüşe neden olmakta, dolayısıyla yatırım ve üretim artmaktadır. Para arzındaki düşüşler ise faiz oranlarını arttırarak yatırım ve üretim üzerinde azaltıcı etkiler yaratmaktadır. Diğer yandan para arzının önemi aynı zamanda, onun para politikalarının bir değişkeni olması özelliğinden kaynaklanmaktadır. Para politikalarının temel değişkeni aslında para arzıdır. Çünkü para politikası yürütücüleri para arzını kontrol altında tutarak ekonomik hedeflere ulaşmak isterler. Para arzı kontrolüne bağlı olarak ekonomik değişkenlere etki etmeyi hedefleyen para otoritelerinin, para arzı kapsamına girecek unsurları iyi belirlemeleri gerekmektedir. Böyle bir davranış para politikasının başarı şansını önemli ölçüde etkilemektedir.
#2
SORU: Dar tanımlı para arzının (M1) unsurları nelerden oluşmaktadır?
CEVAP: Para arzı tanımlardan en çok kullanılanı dar tanımlı para arzıdır. Doğrudan ve istendiği anda hiç bir kısıtlama olmaksızın ödemelerde kullanılabilen finansal varlıkları içerir. Dar tanımlı para arzı, dolaşımdaki nakit (C) ve vadesiz mevduatların (D) toplamından oluşmaktadır. M1 Dolaşımdaki Nakit + Vadesiz Mevduatlar Dar tanımlı para arzı eşitliğinde yer alan dolaşımdaki para ticari bankalar dışındaki işletmelerin ve hane halklarının ellerinde tuttukları madeni ve kâğıt paralardan ibarettir. Buna göre dolaşımdaki nakit: C Emisyon - Banka Kasaları olarak tanımlanmaktadır. Bir adım daha ileri gidersek baz para ya da parasal taban kavramına ulaşırız. Parasal taban, dolaşımdaki paraya ilave olarak bankaların kendi kasalarındaki nakdi ve bankaların Merkez Bankası’ndaki mevduatını da içerir. M1 ile sembolize edilen dar tanımlı para arzı, para tabanına ilave olarak ödemelerde doğrudan kullanılan vadesiz mevduatları içerir. Dar tanımlı para arzı tanımı içindeki vadesiz mevduatlar, mevduat bankalarındaki, katılım bankalarındaki ve merkez bankasındaki T ve yabancı para mevduatlardan oluşmaktadır. Merkez bankası tarafından yapılan diğer tanım, geniş anlamda para arzı olarak adlandırılmaktadır. Geniş tanımlı para arzı M2 ile sembolize edilmektedir. Geniş tanımlı para arzı, M1 para arzına mevduat bankaları, katılım bankaları ve TCMB’deki T ve yabancı para vadeli mevduatların (TD) ilave edilmesiyle bulunmaktadır. M2 M1 + Vadeli Mevduatlar
#3
SORU: M3 Para arzının unsurları nedir?
CEVAP: TCMB tarafından yapılan son ve en geniş tanımlı para arzı M3’tür. M3 para arzı tanımı ise şöyledir: M3 M2 + Repo + Para Piyasası Fonları (B Tipi Likit Fonlar) + ihraç Edilen Menkul Değerler İhraç edilen menkul değerler kalemi, 31.10.2010 tarihinden başlamak üzere M3 para arzı tanımına dahil edilmiştir. Bununla birlikte ülkelerin finansal sistemlerindeki gelişmeler ve sistem içinde kullanılan finansal varlıklara bağlı olarak para arzı tanımlarının kapsamının sürekli değişebileceği de aklımızda bulunmalıdır. PARA ARZI
#4
SORU: Para arzını etkileyen aktörleri belirtiniz?
CEVAP: - Merkez Bankası - Bankalar - banka dışı kesim (mevduat sahipleri ve bankalardan alınan borçlar)
#5
SORU: Bankacılık sistemi tarafından yaratılan kaydi para sürecini, aşamalandırarak basitçe nasıl özetlersiniz?
CEVAP: 1. Sisteme herhangi bir miktarda para girişi olduğunda (merkez bankası işlemleri ile), para ilk defa bir bankaya mevduat (D) olarak yatırılır. 2. Mevduatı kabul eden banka, bu mevduat için belirli bir oranda karşılık (zorunlu karşılık) ayırdıktan sonra kalan miktarı kredi olarak verir. 3. Krediyi alan işletme veya hane-halkı bu kredi ile herhangi bir mal veya hizmet karşılığı harcama yapar. 4. Harcanan bu para tekrar aynı veya başka bir bankaya mevduat olarak döner. 5. Banka, dönen mevduat için tekrar bir zorunlu karşılık ayırarak kalan miktarı işletmelere veya hane halkına kredi olarak verir.
#6
SORU: Merkez Bankası’nın altın ve döviz rezervleri karşılığında para yaratması nasıl gerçekleşmektedir?
CEVAP: Merkez bankalarının aktifleri arasında döviz ve altın rezervleri bulunmaktadır. Altın ve döviz rezervleri parasal taban üzerinde iki taraflı etki yaratabilir. Piyasadan döviz ve altın satın alan merkez bankaları, karşılığında piyasaya para sürebilirler. Bunun tersi bir durumda yani, merkez bankası piyasaya altın ve döviz sürmesine bağlı olarak piyasadan para çekmekte baz parayı daraltmaktadır. Ancak bu yöntem uygulamada genellikle, para arzı oluşturmaktan ziyade, döviz kurunu kontrol etme amacına hizmet eden bir yöntem olarak kullanılmaktadır.
#7
SORU: Merkez Bankası’nın kamu kesiminde verilen krediler karşılığında para yaratması nasıl gerçekleşmektedir?
CEVAP: Baz paranın yaratım yollarından birisi Merkez bankası tarafından kamuya açılan kredilerdir. Bu kapsamda nakit gereksinimleri karşılamak için, Merkez bankaları devlet iç borçlanma senetleri karşılığında kamu kesimine kredi verebilmektedir. Finansal sistemin ve finansal piyasaların, yeterince gelişmediği ekonomilerde daha çok tercih edilen bir yöntemdir. Bu yöntem merkez bankalarının bağımsızlığını sağlamak amacıyla günümüzde çok kullanılmamaktadır. Nitekim Ülkemizde de T.C. Merkez Bankası’nın parasal taban yaratma yolları arasında, kamu kesimine verilen krediler yer almamaktadır. Çünkü 2001 yılında Merkez Bankası Kanunu’nda yapılan düzenleme ile bu yöntemin kullanım olanağı ortadan kalkmıştır.
#8
SORU: Merkez Bankası’nın bankacılık sistemine açılan krediler karşılığında para yaratması nasıl gerçekleşmektedir?
CEVAP: Merkez bankasının pasiflerindeki rezervler, ticari bankaların aktifidir. Ticari bankaların hane halkı veya şirketlere kullandırdıkları krediler ise ticari bankaların aktifidir. Bankaların bilançosunun pasifinde ise merkez bankasından aldıkları reeskont kredileri, hane-halkı veya şirketlerden topladıkları mevduatlar bulunmaktadır. Bu bağlamda Bankalar para arzı sürecinin önemli aktörlerindendir. Bankaların parasal taban talebi karşılıklar için rezerv talebinden oluşur. Bu da bankaların toplam mevduatına, kısa vadeli fon maliyetine (reeskont oranı), kısa vadeli varlıkları gelirine ve ekonomik faaliyetin canlılığına bağlı olarak değişir. Bankalar kendileri tarafından iskonto edilen senetleri Merkez Bankası’na götürüp, iskonto ettirerek merkez bankalarından kredi alabilirler. Bu sayede piyasaya para çıkarılmış (arz edilmiş) olmaktadır. Bu işleme reeskont, reeskont sırasında uygulanan faiz oranına ise reeskont faiz oranı denir.
#9
SORU: Merkez Bankası’nın açık piyasa işlemleri karşılığında para yaratması nasıl gerçekleşmektedir?
CEVAP: Açık piyasa işlemleri para yaratma yolları arasında en yoğun başvurulan yöntemdir. Tanımlamak gerekirse genel anlamda şöyle bir tanım uygun olacaktır: Açık piyasa işlemeleri, DİBS (devlet iç borçlanma senetleri) başta olmak üzere çeşitli finansal araçların merkez bankası tarafından alınıp-satılarak ekonominin para arzını etkilemesi olarak tanımlanabilir. Merkez bankaları, genellikle çeşitli devlet iç borçlanma senetleri ve özel sektöre ait bazı varlıkları bankalar ve aracı kurumlarından satın alarak karşılığında piyasaya para sunmaktadır. Bu işlem kesin alım-satım veya repo-ters repo yöntemleri kullanılarak yapılabilmektedir. Piyasadan bu gibi varlıkların merkez bankası tarafından satın alınması, piyasaya para çıkmasına ve baz paranın artmasına neden olacaktır. Bununla birlikte bu işlemin tersi bir uygulama ise yani ifade edilen varlıkların merkez bankası tarafından satılması ise baz paranın daralmasına neden olmaktadır. Bu yöntemle dolaşımdaki rezerv paranın (baz para ya da parasal taban) değişmesi, kaydi para hacmini aynı yönde etkilemekte ve para arzının değişmesine neden olmaktadır. Etkin bir para politikası aracı olarak da bilinen bu yöntem hisse senedi-tahvil piyasalarının gelişmiş olduğu ülkelerde uygulanabilmekte ve para arzı üzerinde etkili olmaktadır. Ancak finansal sistemleri yeterince gelişmemiş olan ekonomilerde açık piyasa işlemlerinin kullanılma olanağı oldukça sınırlıdır.
#10
SORU: Para arzını etkileyen faktörleri sıralayınız?
CEVAP: • Açık piyasa işlemleri • Reeskont kredileri • Zorunlu karşılık oranları • Bankaların aşırı rezerv bulundurma isteği • Halın nakit tutma isteği
#11
SORU: Para arzını etkileyen faktörlerden açık piyasa işlemlerini açıklayınız?
CEVAP: Açık piyasa işlemleri, daha önceki açıklamalardan da hatırlanacağı gibi merkez bankasının para tabanını etkilemek için DİBS (devlet iç borçlanma senetleri) başta olmak üzere çeşitli finansal araçları alıp satması işlemidir. Bu yöntemle merkez bankasının bankalar ve çeşitli aracı kurumlardan alım yapması para tabanının artırmaktadır. Aynı şekilde merkez bankasının banka ve aracı kurumlara yukarıda saydığımız çeşitli varlıkları satması durumunda ise para tabanı daralacaktır (azalacaktır). Ceteris paribus varsayımı altında, merkez bankasının bankacılık sisteminde açık piyasa alımı gerçekleştirmesi demek, banka rezervlerinin açık piyasa işlem tutarı kadar artması demektir. Parasal taban, dolaşımdaki para ve rezervler toplamı olarak tanımlandığından rezervlerdeki artış parasal tabanı artırmaktadır. MB ^ C + R^ Hatırlayacağınız gibi para arzını, dolaşımdaki para ile vadesiz mevduatların toplamı olarak tanımlamıştık. Bu işlemde dolaşımdaki para miktarında herhangi bir değişiklik yoktur. Ancak, önceki bölümlerde anlatılan kaydi para yaratım süreci ve mevduat çarpanını hatırlarsanız, banka rezervleri artışına bağlı olarak vadesiz mevduatların artacağını dolayısıyla para arzının artacağını anlayabilirsiniz. Aynı şekilde açık piyasa işlemleri (APİ) ile merkez bankası bir satış gerçekleştirdiği takdirde biraz önce söz ettiğimiz mekanizma tersinden işler ve para arzı daralır.
#12
SORU: Para arzını etkileyen faktörlerden zorunlu karşılık oranlarını açıklayınız?
CEVAP: Merkez bankası para tabanı ve dolayısıyla para arzını zorunlu karşılık oranlarını kullanarak da etkileyebilir. Zorunlu karşılıklar; mevduat kabul eden bankaların topladıkları mevduatlara karşılık olarak merkez bankasında tutmak zorunda oldukları mevduatlarının kanunen saptanan miktarıdır. Bu daha çok oransal olarak ifade edilir ve kullanılır. Uygulamada zorunlu karşılık oranları olarak bilinen oran, tutulan zorunlu karşılıklar miktarının mevduatlara oranı olarak ifade edilmektedir. Merkez bankaları zorunlu karşılık oranını bir para politikası aracı olarak kullanabilmektedir. Zorunlu karşılık oranları ile para arzı arasında ters yönlü bir ilişki bulunmaktadır. Merkez bankası zorunlu rezerv oranlarını yükselttiğinde bankacılık sisteminin kaydi para yaratma olanakları daralacak ve bu durum para arzının azalmasına neden olacaktır. Zorunlu karşılık oranı düşürüldüğünde ise zorunlu karşılıkların bir kısmı kullanılabilir rezerv şekline dönüşür, bu da bankaların kredi tabanını artırır. Bankaların kredi tabanın genişlemesi de para arzının artmasına neden olmaktadır.
#13
SORU: Para arzını etkileyen faktörlerden reeskont kredilerini açıklayınız?
CEVAP: Bankaların, nakit gereksinimlerini karşılayabilmek amacıyla Merkez Bankası’ndan senet iskontosu şeklinde talep ettikleri nakdi krediye reeskont kredisi denilmektedir. Bu kredinin uygulanmasında kullanılan faiz oranına, reeskont oranı denilmektedir. Reeskont oranı, zorunlu karşılık oranı gibi bir para politikası aracıdır. Merkez Bankası genişletici para politikası izliyorsa reeskont oranını düşürecek, daraltıcı para politikası izliyorsa reeskont oranını yükseltecektir. Merkez bankası reeskont oranlarını değiştirerek, bu krediyi bankalar açısından cazip hale getirebilir ya da tersini yapabilir. Yani burada reeskont oranlarının büyüklüğü oldukça önemlidir. Reeskont oranlarındaki bir düşüşe bağlı olarak, bankacılık sisteminin reeskont kredisi talebi artacaktır. Merkez Bankası’ndan kullanılan reeskont kredisine bağlı olarak bankaların rezervleri artacaktır.
#14
SORU: Post-Fordist üretimin Fordist üretimden temel farklılığı nedir?
CEVAP: Post-Fordist üretimin, Fordist üretimden en temel farklılığı, iş gücünün üretim süreci içerisindeki rolünde ve iş gücünün örgütlenmesinde görülmektedir. Fordizmin niteliksiz veya yarı nitelikli iş gücü Post-Fordizm’de yerini nitelikli iş gücüne bırakmıştır. Fordist kitle üretimi, büyük ölçekli üretimin gerçekleştirildiği bir yöntemdir. Post-Fordizm ise tam aksine, tüketici beklentilerine dayalı, düşük miktarlarda gerçekleştirilen üretimi ifade eden bir kavramdır. Fordist üretimde, bant akışının sürekli kılınması, ürünlerin çok miktarda ve standardize üretimi, buna uygun sınırlı amaçlı makinelerin geliştirilmesi, işçilerin aşırı uzmanlaşmaya gitmesi ve sıkı bir biçimde denetimi söz konusudur. Fordist üretimde vasıfsız çalışanlar ve zaman standardı söz konusu iken PostFordist üretimde vasıflı çalışanlar ve zaman egemenliği vardır. Fordist üretimde makine temposuna ayak uydurmak önemli iken Post-Fordist üretimde montaj hattından bağımsızlık söz konusudur.
#15
SORU: Baz para bir diğer ifade ile parasal tabanı açıklayınız.
CEVAP: Önceki açıklamalarımızda merkez bankalarının baz para yaratma yöntemlerini görmüştük. Bu bağlamda baz para ya da parasal tabanın genel olarak bir tanımını vermek, bundan sonraki açıklamaların anlaşılması bağlamında doğru bir yaklaşım olacaktır. Her şeyden önce baz para merkez bankaları tarafından yaratılan bir büyüklüktür. Bu bağlamda, Merkez bankaları tarafından; altın ve döviz rezervleri karşılığı, bankacılık sistemi ve kamu kesimine verilen krediler karşılığı ve açık piyasa işlemlerine bağlı olarak yaratılan paraya, baz para ya da parasal taban denilmektedir.
#16
SORU: İçsel para arzının belirlenişi nasıl gerçekleşmektedir?
CEVAP: Para arzının içselliğiyle ilgili tartışmalar post Keynesgillerle birlikte başlamıştır. Post Keynesyen düşünce akımına göre para arzı, mevduat toplayan finansal aracı kurumlar ve bu kurumlardan borçlananların (kredi kullanan) etkileşimleri sonucunda belirlenir. Buna göre, Merkez Bankası’nın para politikasıyla ekonomiyi etkileme gücü azdır. Aslında para arzının içselliği yaklaşımı, dışsal para arzı yaklaşımının tersine modern bankacılık sisteminin mal paradan ziyade kredi paraya dayandığını kabul etmektedir. Kredi para, bankalardan borçlanmanın bir sonucu olarak yaratılmakta ve banka kredilerinin geri ödenmesiyle ortadan kalkmaktadır. Bu bağlamda para arzının, kredi para talebi tarafından içsel olarak belirlendiği ileri sürülmektedir.
#17
SORU:
Para arzı nedir?
CEVAP:
Bir ekonomide belirli bir anda dolaşımda bulunan her türlü paranın toplam miktarına para arzı denir. Para arzı bir stoktur ve bu anlamda bir ekonomide dolaşımda mevcut olan para miktarını verir. Para ve para arzı makroekonomik değişkenlerin en önemlilerinden birisidir. Para arzının bu önemi büyük ölçüde içinde bulunduğu ekonominin diğer değişkenlerini etkileyebilmesinden kaynaklanmaktadır.
#18
SORU:
Para arzı ve faiz oranı arasındaki ilişkiyi açıklayınız.
CEVAP:
Para arzı değişmeleri faiz oranları üzerinden yatırım ve üretim gibi faktörleri etkileyerek ekonominin reel dengesi üzerinde etkili olmaktadır. Parasal aktarma mekanizmasına göre, para arzında meydana gelen bir artış faiz oranlarında düşüşe neden olmakta, dolayısıyla yatırım ve üretim artmaktadır. Para arzındaki düşüşler ise faiz oranlarını arttırarak yatırım ve üretim üzerinde azaltıcı etkiler yaratmaktadır.
#19
SORU:
Dar tanımlı para arzını yazınız.
CEVAP:
Para arzı tanımlardan en çok kullanılanı dar tanımlı para arzıdır. Doğrudan ve istendiği anda hiç bir kısıtlama olmaksızın ödemelerde kullanılabilen finansal varlıkları içerir. Dar tanımlı para arzı, dolaşımdaki nakit (C) ve vadesiz mevduatların (D) toplamından oluşmaktadır.
M1 = Dolaşımdaki Nakit + Vadesiz Mevduatlar
#20
SORU:
Geniş tanımlı para arzını yazınız.
CEVAP:
Geniş tanımlı para arzı M2 ile sembolize edilmektedir. Geniş tanımlı para arzı, M1 para arzına mevduat bankaları, katılım bankaları ve TCMB’deki Türk Lirası ve yabancı para vadeli mevduatların (TD) ilave edilmesiyle bulunmaktadır.
M2 = M1 + Vadeli Mevduatlar
#21
SORU:
M3 para arzını yazınız.
CEVAP:
TCMB tarafından yapılan son ve en geniş tanımlı para arzı M3’tür. M3 para arzı tanımı şöyledir:
M3 = M2 + Repo + Para Piyasası Fonları (B Tipi Likit Fonlar) + İhraç Edilen
Menkul Değerler
#22
SORU:
Bankacılık sistemi konsolide bilançosu hangi alt bilançolardan oluşur?
CEVAP:
Bankacılık sistemi konsolide bilançosu iki ana alt bilançodan oluşmaktadır. Bunlar; Merkez Bankası Bilançosu ve Mevduat Bankaları Bilançosudur. Bunların birleştirilmiş hâli bankacılık sistemi konsolide bilançosunu meydana getirmektedir.
#23
SORU:
Para arzını etkileyen faktörleri sıralayınız.
CEVAP:
Bir ekonomide para arzını çeşitli aktörler ve bu aktörlerin davranışları belirler. Bu aktörler aşağıdaki gibi sıralanmaktadır:
• Merkez Bankası
• Bankalar
• Banka dışı kesim (mevduat sahipleri ve bankalardan borç alanlar)
Bu bağlamada para arzının banka dışı kesim, bankalar ve merkez bankası arasındaki ilişkiler sonucunda belirlendiğini söyleyebiliriz. Merkez bankası, bankacılık sisteminin kontrolü ve parasal politikanın yönetiminden sorumlu olan kamu yönetimi birimidir. Aynı zamanda para arzının temelini oluşturan baz paranın yaratıcısıdır. Bankalar, bireyler ve işletmelerden mevduat toplayan ve ödünç veren finansal aracılar olup, ticari bankalar ve mevduat toplayıp ödünç veren diğer kuruluşları içerir. Banka dışı kesim, bankalarda mevduatlarını tutan ve bankalardan ödünç alan hane-halkları ile işletmelerden oluşmaktadır.
#24
SORU:
Kaydi para yaratma sürecini özetleyiniz.
CEVAP:
Kaydi para yaratma mekanizması, bankaların verdiği kredilerin mevduat yaratacağı, diğer bir deyişle verilen kredinin bir kısmının mevduat olarak bankacılık sistemi içerisine yeniden gireceği düşüncesine dayanır. Bankacılık sistemi tarafından yaratılan kaydi para sürecini, aşamalandırarak basitçe aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:
1. Sisteme herhangi bir miktarda para girişi olduğunda (merkez bankası işlemleri ile), para ilk defa bir bankaya mevduat (D) olarak yatırılır.
2. Mevduatı kabul eden banka, bu mevduat için belirli bir oranda karşılık (zorunlu karşılık) ayırdıktan sonra kalan miktarı kredi olarak verir.
3. Krediyi alan işletme veya hane-halkı bu kredi ile herhangi bir mal veya hizmet karşılığı harcama yapar.
4. Harcanan bu para tekrar aynı veya başka bir bankaya mevduat olarak döner.
5. Banka, dönen mevduat için tekrar bir zorunlu karşılık ayırarak kalan miktarı işletmelere veya hane-halkına kredi olarak verir.
Kaydi para yaratma işlemi 3 ve 5. aşama arasında devam eder. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, her bir aşamada merkez bankası nezdinde zorunlu karşılık ayrıldığı için yaratılan yeni mevduatın gittikçe azaldığıdır.
#25
SORU:
Merkez bankalarının para yaratma yöntemlerini sıralayınız.
CEVAP:
Merkez bankaları aşağıda sıralanan dört yönteme bağlı olarak para yaratırlar:
• Altın ve döviz rezervleri karşılılığında,
• Bankacılık sistemine verilen krediler karşılılığında,
• Kamu kesimine açılan krediler karşılılığında,
• Açık piyasa işlemleri aracılığıyla.
#26
SORU:
Merkez bankasının, altın ve döviz rezervleri karşılığında para yaratma sürecini açıklayınız.
CEVAP:
Merkez bankalarının aktifleri arasında döviz ve altın rezervleri bulunmaktadır. Altın ve döviz rezervleri parasal taban üzerinde iki taraflı etki yaratabilir. Piyasadan döviz ve altın satın alan merkez bankaları, karşılığında piyasaya para sürebilirler. Bunun tersi bir durumda yani, merkez bankası piyasaya altın ve döviz sürmesine bağlı olarak piyasadan para çekmekte baz parayı daraltmaktadır. Ancak bu yöntem uygulamada genellikle, para arzı oluşturmaktan ziyade, döviz kurunu kontrol etme amacına hizmet eden bir yöntem olarak kullanılmaktadır.
#27
SORU:
Merkez bankasının, kamu kesimine kredi vermesi karşılığında para yaratma sürecini açıklayınız.
CEVAP:
Baz paranın yaratım yollarından birisi Merkez bankası tarafından kamuya açılan kredilerdir. Bu kapsamda nakit gereksinimleri karşılamak için, Merkez bankaları devlet iç borçlanma senetleri karşılığında kamu kesimine kredi verebilmektedir. Finansal sistemin ve finansal piyasaların, yeterince gelişmediği ekonomilerde daha çok tercih edilen bir yöntemdir. Bu yöntem merkez bankalarının bağımsızlığını sağlamak amacıyla günümüzde çok kullanılmamaktadır. Nitekim Ülkemizde de T.C. Merkez Bankasının parasal taban yaratma yolları arasında, “kamu kesimine verilen krediler” yer almamaktadır.
#28
SORU:
Merkez bankasının, bankacılık sistemine kredi açması karşılığında para yaratma sürecini açıklayınız.
CEVAP:
Merkez bankasının pasiflerindeki rezervler, ticari bankaların aktifidir. Ticari bankaların hanehalkı veya şirketlere kullandırdıkları krediler ise ticari bankaların aktifidir. Bankaların bilançosunun pasifinde ise merkez bankasından aldıkları reeskont kredileri, hanehalkı veya şirketlerden topladıkları mevduatlar bulunmaktadır. Bu bağlamda Bankalar para arzı sürecinin önemli aktörlerindendir. Bankaların parasal taban talebi karşılıklar için rezerv talebinden oluşur. Bu da bankaların toplam mevduatına, kısa vadeli fon maliyetine (reeskont oranı), kısa vadeli varlıkları gelirine ve ekonomik faaliyetin canlılığına bağlı olarak değişir. Bankalar kendileri tarafından iskonto edilen senetleri Merkez Bankası’na götürüp, iskonto ettirerek merkez bankalarından kredi alabilirler. Bu sayede piyasaya para çıkarılmış (arz edilmiş) olmaktadır. Bu işleme reeskont, reeskont sırasında uygulanan faiz oranına ise reeskont faiz oranı denir.
#29
SORU:
Merkez bankasının, açık piyasa işlemleri karşılığında para yaratma sürecini açıklayınız.
CEVAP:
Açık piyasa işlemleri para yaratma yolları arasında en yoğun başvurulan yöntemdir. Tanımlamak gerekirse genel anlamda şöyle bir tanım uygun olacaktır: Açık piyasa işlemeleri, “DİBS (devlet iç borçlanma senetleri) başta olmak üzere çeşitli finansal araçların merkez bankası tarafından alınıp satılarak ekonominin para arzını etkilemesi olarak tanımlanabilir.
#30
SORU:
Para arzını belirleyicilerini sıralayınız.
CEVAP:
Ekonomide yaratılan para arzı büyüklüğünü belirleyen birtakım faktörler bulunmaktadır. Bu faktörlerde meydana gelen değişmelere bağlı olarak para arzı miktarı azalıp çoğalmaktadır. Bu faktörler bağlamında para arzının belirleyicileri aşağıdaki gibi sıralanmaktadır.
• Açık piyasa işlemleri
• Reeskont kredileri
• Zorunlu karşılık oranları
• Bankaların aşırı rezerv bulundurma isteği
• Halkın nakit tutma isteği.
#31
SORU:
Açık piyasa işlemleri nedir?
CEVAP:
Açık piyasa işlemleri, merkez bankasının para tabanını etkilemek için “DİBS (devlet iç borçlanma senetleri) başta olmak üzere çeşitli finansal araçları alıp satması işlemidir. Bu yöntemle merkez bankasının bankalar ve çeşitli aracı kurumlardan alım yapması para tabanının artırmaktadır. Aynı şekilde merkez bankasının banka ve aracı kurumlara yukarıda saydığımız çeşitli varlıkları satması durumunda ise para tabanı daralacaktır (azalacaktır).
#32
SORU:
Zorunlu karşılıklar nedir?
CEVAP:
Zorunlu karşılıklar; mevduat kabul eden bankaların topladıkları mevduatlara karşılık olarak merkez bankasında tutmak zorunda oldukları mevduatlarının kanunen saptanan miktarıdır. Bu daha çok oransal olarak ifade edilir ve kullanılır. Uygulamada zorunlu karşılık oranları olarak bilinen oran, tutulan zorunlu karşılıklar miktarının mevduatlara oranı olarak ifade edilmektedir.
#33
SORU:
Reeskont kredisi nedir?
CEVAP:
Bankaların, nakit gereksinimlerini karşılayabilmek amacıyla Merkez Bankasından senet iskontosu şeklinde talep ettikleri nakdi krediye reeskont kredisi denilmektedir. Bu kredinin uygulanmasında kullanılan faiz oranına, reeskont oranı denilmektedir. Reeskont oranı, zorunlu karşılık oranı gibi bir para politikası aracıdır.
#34
SORU:
Bankaların serbest rezervleri nedir
CEVAP:
Serbest rezervler, beklenmeyen nakit çekilişlerini karşılamak ya da kârlı yatırımlarla karşılaştıklarında kullanmak için, bankaların yasal zorunluluk olmaksızın ayırdıkları fonlardır. Bu fonların toplam mevduata oranlanmasına da serbest rezerv oranı denir. Serbest rezerv oranının yükseltilmesi, yaratılan kaydi para miktarının daha düşük olmasına, dolayısıyla para arzının azalmasına neden olmaktadır. Tersi durumda, yaratılan kaydi para miktarı ve para arzı artacaktır.
#35
SORU:
Ekonomik birimlerin nakit tutma isteklerini belirleyen faktörleri sıralayınız.
CEVAP:
Ekonomik birimlerin nakit tutma isteklerini belirleyen çeşitli faktör olduğu bilinmektedir. Bunlar;
• Finansal sistemin gelişmişliği
• Vadesiz mevduat faiz oranlarının büyüklüğü,
• Enflasyon oranı
• Finansal istikrarsızlık
• Kayıt dışı ekonominin büyüklüğü, gibi faktörlerdir.
#36
SORU:
Enflasyon oranı ile ekonomik birimlerin nakit tutma istekleri arasında nasıl bir ilişki vardır?
CEVAP:
Enflasyon oranın artışı bireylerin harcamalarını teşvik eder. Bu da onların nakit tutma isteklerinin artmasına neden olmaktadır.
#37
SORU:
Mevduatların geri dönüş oranı ile para arzı arasında nasıl bir ilişki vardır?
CEVAP:
Mevduatların geri dönüş oranı ne kadar yüksek olursa, yaratılan kaydi para o ölçüde yüksek olacağından, para arzı da o kadar yüksek olacaktır.
#38
SORU:
Parasal taban nedir?
CEVAP:
Parasal taban (baz para), dolaşımdaki nakit ile bankaların rezervlerinin toplamından oluşur.
#39
SORU:
Para arzı çarpanı nedir?
CEVAP:
Para çarpanı, parasal tabandaki 1 Türk Liralık değişikliğe karşı, para arzının ne kadar değişeceğini gösteren bir katsayıdır.
#40
SORU:
Para çarpanının belirleyicilerini sıralayınız.
CEVAP:
Para çarpanının değeri bazı faktörler tarafından belirlenmektedir. Bu faktörler ise;
• Zorunlu karşılık oranı,
• Serbest rezerv oranı,
• Nakit tutma oranı, olarak sıralanmaktadır.
Sayılan her üç faktör ile para çarpanı arasında ters yönde bir etkileşim bulunmaktadır.
#41
SORU:
Dışsal para arzı yaklaşımını açıklayınız.
CEVAP:
Dışsal para arzı yaklaşımına göre para arzı, dışsal olarak merkez bankaları tarafından belirlenmekte ve kontrol edilmektedir. Dışsal para arzı yaklaşımında faiz oranları ile para arzı arasında bir ilişki yoktur. Bu nedenle dikey eksende faiz oranlarının yer aldığı bir grafikte para arzı eğrisi faiz eksenine paralel bir doğru olarak çizilmektedir.
#42
SORU:
İçsel para arzı yaklaşımını açıklayınız.
CEVAP:
Kamu otoriteleri para arzını belirlerken ve diğer amaçları güderken pasif davranarak ekonomide yükselen para talebine göre para arzını yükseltir ya da azaltırsa bu durumda içsel para arzı durumu geçerlidir. İçsel para arzı yaklaşımında faiz oranları ile para arzı arasında doğrusal bir ilişki bulunmaktadır. Bu nedenle dikey eksende faiz oranlarının yer aldığı bir grafikte para arzı eğrisi pozitif eğimli bir doğru olarak çizilmektedir.