SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ Dersi AYDINLANMA VE AKLIN İKTİDARI soru cevapları:
Toplam 71 Soru & Cevap#1
SORU: Baruch Spinoza kimdir?
CEVAP: XII. yüzyılın önemli düşünürlerinden biri, Aydınlanmanın bir öncüsü, bir habercisidir. TeolojikPolitik İnceleme ve Politik inceleme adlı yapıtlarında bilimsel yeniliklerden, eleştirel ve sorgulayıcı düşünceden, fikirlerin özgürce ifade edilmesinden yana bir tutum takınır. Her kişinin inancını serbestçe yaşamasını, yani dinsel çoğulculuğu ve hoşgörüyü benimser. İnsanın, akıl yoluyla gerçek bilgiye yönelmedikçe özgürleşmesinin olanaksız olduğunu düşünür.
#2
SORU: Spinoza’nın kuramının temel yapı taşları nelerdir?
CEVAP: • İnsan Doğası ve Özgürlük • Doğa Durumu ve Sözleşme • Özgürlükçü Siyasal Toplum • Bireysel Özgürlükler ve Sınırları
#3
SORU: Spinoza’nın insan doğası ve özgürlük ile ilgili düşünceleri nelerdir?
CEVAP: Spinoza, erdemi, dolayısıyla mutluluğu dinsel anlamından tümüyle soyutlar. Erdemli olup mutluluğa ulaşmak ve iyi bir yaşam sürmek, dinsel inançlara bağlılık ile değil, sadece akla dayalı bir düşünme ile mümkündür. Her insan, varlığına zararlı olan ve üzüntü veren şeylerden uzak durup yararlı, faydalı olan ve sevinç yaratan şeylere ulaşmaya çalışır.
#4
SORU: Spinoza’nın doğa durumu ve sözleşmesi ile ilgili düşünceleri nelerdir?
CEVAP: İnsanın kendini koruması ve kendine yararlı olan şeyi isteyip elde etmesi bir haktır. Her insan, savaş durumundan kaçınıp mümkün oldukça güvenlik içinde ve korkudan uzak yaşamak ister. Bunu sağlamanın yolu, bir toplum sözleşmesiyle devletin kurulmasıdır.
#5
SORU: Spinoza’nın özgürlükçü siyasal toplum ile ilgili düşünceleri nelerdir?
CEVAP: Spinoza, ilk önce devleti her şeyin üzerine yerleştirip egemenliğin mutlak olduğunu ve büyük bir kudrete sahip bulunduğunu belirtir. Ancak Spinoza’nın kudret ile kastettiği kaba kuvvet değil, akıl ve zekâ gücüdür. Egemenliğin mutlağı ise devleti oluşturan anayasanın, yasaların çerçevesi içindedir ve yasaların kaynağı da toplumun bütünlüğüdür. Egemen güç ya da devlet, toplumun ta kendisidir. Spinoza’ya göre yurttaşların özgürlüğünü en iyi gerçekleştiren yönetim biçimi demokrasidir.
#6
SORU: Spinoza’nın bireysel özgürlükler ve sınırları ile ilgili düşünceleri nelerdir?
CEVAP: Her yurttaş aklını kullanma, hiç bir sınır olmadan düşünme ve görüşlerini ifade etme özgürlüğüne bir doğal hak olarak sahiptir. Düşünmenin ve öğretmenin ötesine geçildiği anda ifade özgürlüğünün sınırları da ortaya çıkar. İfade özgürlüğünün sınırları, devletin varlığının tehlikeye girdiği yerde başlamaktadır. Teoloji ile felsefe arasında hiçbir ilişkinin bulunmadığını savunan Spinoza’ya göre boş inançlarla, önyargılarla, hurafelerle, mucizelerle beslenen, bağnazlık içine düşmüş ve akıllarını kullanamayacak hâle gelmiş kitlelerin, din maskesi takınarak körü körüne eğdirilmesi çok kolaydır.
#7
SORU: Aydınlanma Çağı’nın amacı nedir?
CEVAP: Avrupa burjuvazisinin, bir yanda İngiltere’de Avam Kamarası aracılığıyla iktidardan pay aldığı, öte yanda başta Fransa olmak üzere diğer ülkelerde Eski Rejim olarak adlandırılan geleneksel düzeni değiştirmek ya da hiç olmazsa yeniden düzenlemek amacı güttüğü bir çağdır. Bununla birlikte farklı ülkelerde farklı Aydınlanma felsefeleri ortaya çıkmıştır.
#8
SORU: Aydınlanma Çağı’nın en önemli düşünürleri kimlerdir?
CEVAP: • Voltaire (1694-1778) • Hume (1711-1776) • Diderot (1713-1784) • Helvétius (1715-1771) • D’Alembert (1717-1783) • D’Holbach (1723-1789) • Kant (1724-1804) • Mendelssohn (1729-1786) • Condorcet (1743-1794).
#9
SORU: Aydınlanma felsefesi nasıl yayılmıştır?
CEVAP: Aydınlanma düşüncesi, (birkaç istisna dışında) bir sistem kuran kuramsal kitaplarda değil, deneme, roman, hikaye, tiyatro eseri gibi edebî yapıtlarla ve tarihsel ya da ansiklopedik çalışmalarla dile getirilmiştir. Düşüncelerin ve bilgilerin bu şekilde ortaya konmasının bir nedeni de filozofların felsefeyi basitleştirerek gündelik yaşamın içine sokmak ve yaşamı dönüştürmede bir araç olarak kullanmak istemeleridir. XIII. yüzyılda, özellikle büyük kentlerde, gazeteler, dergiler, salonlar, kahvehaneler, tiyatrolar ve dernekler aracılığıyla gelişen ve bilgiye, tartışmaya, eleştiriye önem veren bir kamusal alanın varlığı da Aydınlanma felsefesinin biçimlenmesi ile yayılmasında etkide bulunur.
#10
SORU: Aydınlanma filozofları insan aklını hangi şeyden uzaklaştırır ve hangi anlamları yüklerler?
CEVAP: Aydınlanma filozofları, insan aklını Tanrısal aklın bir uzantısı olmaktan kurtarırlar ve ona insanın etkin, eleştirel ve değiştirici yetisi anlamını yüklerler.
#11
SORU: Aydınlanma filozofları hangi felsefenin akıl anlayışını reddeder?
CEVAP: Skolastik felsefe.
#12
SORU: Skolastik felsefenin akıl anlayışı nedir?
CEVAP: Skolastik felsefeye göre, insan aklı Tanrısal mutlak aklın bir uzantısıydı; daha doğrusu, insanın aklını kullanması, bu mutlak akla katılması, bu mutlak aklın işaret ettiği kabul edilen her türlü fiziksel ve metafiziksel hakikati sorgusuz sualsiz kabul etmesiydi.
#13
SORU: Aydınlanmacılar aklı hangi temel işlevlerle donatmışlardır?
CEVAP: • Yıkıcı işlev • Yapıcı işlev.
#14
SORU: Yıkıcı işlev nedir?
CEVAP: Aklın sorgulayıcı-eleştirici boyutunun ön plana çıkarılmasıyla gerçekleştirilir. Kabullenilmiş bütün inançların, bilgilerin, değerlerin, geleneklerin, toplumsal siyasal kurumların aklın süzgecinden geçirilip acımasızca eleştirilmesidir.
#15
SORU: Yapıcı işlev nedir?
CEVAP: Her türlü otoriteden bağımsız olarak aklını kullanıp kendi kaderini belirleyen ve iyi, erdemli bir yaşam süren insanın yaratılmasıdır.
#16
SORU: İlerleme anlayışını sadece XIII. yüzyılla ilişkilendirmeyip, ilerleme düşüncesini bir tarih felsefesi içine oturtan önemli temsilciler kimlerdir?
CEVAP: • Turgot • Marquis de Chastellux • Condorcet.
#17
SORU: Filozofların hemen hepsinin eğitim fetişizmine kapılmasının kaynağı nedir?
CEVAP: İnsanın aklını kullanabilmesi için doğru bilgilerle donanmış olması gerekir; bunu sağlayacak olan ise eğitimdir. İnsanın, dolayısıyla toplumun iyiliği ya da kötülüğü, doğuştan değil, fakat verilen eğitimin niteliğinden kaynaklanmaktadır.
#18
SORU: Aydınlanmacılar, neden entelektüel elitist bir tutum benimsemişlerdir?
CEVAP: Okuma-yazma oranının çok düşük olduğu halkın, onlara göre yüzyıllardır içinde debelendiği kara cehaletten kurtulması hiç de kolay değildir. İnsanların zihinsel ya da entelektüel bakımdan eşitsiz olduklarını kabul ederler.
#19
SORU: Ulaşılması amaçlanan özgürlüğün ve eşitliğin hüküm sürdüğü bir toplumu hedefleyen aydınlanmacılar, hangi alan ile mücadele halindedirler?
CEVAP: Aklı körelten dinsel dogmalarla mücadele edilmesi ve dinsel alanın yeniden düzenlenmesini düşünmektedirler.
#20
SORU: Aydınlanma düşüncesine göre mutluluğu yakalamanın önkoşulları nelerdir?
CEVAP: Gerek iyi bir insan olma gerek insanların birbirlerine iyi davranması, hem bireysel hem de toplumsa bakımdan mutluluğu yakalamanın önkoşulları olarak belirlenir.
#21
SORU: Aydınlanmacılar ahlakın kökenini, hangi iki karşıt yaklaşımla açıklarlar?
CEVAP: • Evrenselci yaklaşım • Göreceli yaklaşım
#23
SORU: Göreceli yaklaşımı savunan düşünürler kimlerdir?
CEVAP: • D’Holbach • Helvétius • Hume
#24
SORU: Evrenselci yaklaşım nedir?
CEVAP: İnsanın doğasına kazınmış doğal ahlaki değerler anlayışından hareket eder. İnsanların değişmez evrensel ahlak ilkelerini akıllarıyla kavrayıp birbirlerine iyilik yapmalarıdır.
#25
SORU: Göreceli yaklaşım nedir?
CEVAP: Ahlaki yapıyı insanın tutkulu ve çıkarcı doğasından türeten anlayış üzerine temellenir. Göreceli ahlak anlayışına göre insan doğarken iyi ile kötü, haklı ile haksız kavramlarını beraberinde getirmemiştir, dolayısıyla değişmez evrensel ahlak ilkeleri yoktur.
#26
SORU: Evrensel ve göreceli yaklaşımın ortak hedefleri nedir?
CEVAP: Her iki yaklaşımda karşıt önkabulleri benimsemelerine karşın, hem dinsel içerikli ahlak anlayışını yadsırlar hem de ortak iyiliği ya da toplumsal mutluluğu hedeflerler.
#27
SORU: Aydınlanma filozoflara göre, toplumdaki özgürlüğün ilk anlamı nedir?
CEVAP: Hiçbir insanın bir başkasının mülkiyetinde bulunmaması, yani köle olmamasıdır. Feodal düzene içkin olan serflik düzeni de bir tür kölelik olarak kabul edilip yadsınmaktadır.
#28
SORU: Aydınlanma filozoflarının toplumdaki özgürlükle ilgili düşünceleri nelerdir?
CEVAP: Filozoflar, gerek insan hakları özgürlüklerinin tanınmasının, gerek kişisel görüşlerini rahatça yayabilmelerinin temek güvencesi olarak gördükleri düşünce ve ifade özgürlüğüne çok büyük önem atfederler. Düşünme yetisine sahip olan insanın düşüncelerini dile getirmesi ve basıl yoluyla yayması, en temel doğal haklarından birisidir. Düşünce ve ifade özgürlüğünü savunmak, herşeyden önce bu özgürlüğü yadsıyan kişilere ve onların bu amaçla ileri sürdükleri gerekçelere karşı mücadele etmek demektir.
#29
SORU: Düşünce ve ifade özgürlüğünün sağladığı en büyük yarar nedir?
CEVAP: Düşünce ve ifade özgürlüğünün sağladığı en büyük yarar, cehaleti ortadan kaldırmasıdır; insanlar akıllarını kullanmayı öğrenerek doğruyu, gerçeği kavrarlar ve mutlu bir toplum kurma yolunda ilerlerler.
#30
SORU: Aydınlanmacıların eşitlik konusunda ki düşünceleri nelerdir?
CEVAP: Aydınlanmacıların eşitliğe ilişkin yaklaşımları, dönemin yükselen sınıfı olan burjuvaziye içkin temel bir çelişkiyi yansıtmaktadır: Bir yanda halkın yardımıyla feodal sistemden kurtulmak isteği; öte yanda bu halkı kendi çıkarına sömürmek arzusu, dolayısıyla eşitliğin olanaksızlığının vurgulanması. Aydınlanma düşüncesi, genellikle, eşitliği bir doğal hak olarak kabul edip insanların doğal eşitliği düşüncesini savunur.
#31
SORU: Aydınlanma filozofları, iyi ve mutlu bir toplum kurulmasındaki en büyük engel olarak gördükleri din ve Katolik Kilisesi’nin yol açtığı kötülükleri nasıl sıralamışlardır?
CEVAP: • Din, iktidarlarını kurmak ve pekiştirmek isteyen din adamlarının elinde dogmalarla, hurafelerle, boş inançlarla donatılır. Cehaletin yol açtığı ve beslediği din, aklı köreltilen insanın ergin olamayıştan kurtulmasını olanaksızlaştırır. • Böylesine cehaletle yoğrulmuş dogmatik bir toplumun bağnazlığın pençesine düşmesi kaçınılmazdır. İnsanların farklı inançtaki kişilere tahammül bile etmeleri imkânsız hâle gelir. • Bağnazlık ve hoşgörüsüzlük, insanların birbirine kin, öfke, düşmanlık duymalarına neden olarak toplumları adaletsizliğe ve savaşlara sürükleyen büyük bir beladır.
#32
SORU: Aydınlanma filozofları siyaset konusunda farklı görüşler ortaya koymalarına karşın, hangi noktada birleşmişlerdir?
CEVAP: Filozofların birleştikleri nokta her halk, yönetimi onu nasıl yapıyorsa öyledir anlayışıdır.
#33
SORU: Aydınlanmacılara göre siyasal iktidarın halk üzerinde ki olumsuz yaptırımı nelerdir?
CEVAP: Filozoflara göre bir halkın özgür ve erdemli ya da köle ve yoz olmasının asıl sorumlusu siyasal iktidardır.
#34
SORU: Özellikle Fransız filozofların siyasal yapı ile ilgili ortak düşünceleri nelerdir?
CEVAP: İçinde bulundukları siyasal yapıyı, adalet ilkelerini çiğneyen, haklar ile özgürlükleri ayaklar altına alan ve yasaları hiçe sayan keyfi bir iktidar olarak algılarlar.
#35
SORU: Aydınlanma filozoflarının siyasal alana ilişkin ortaya koydukları farklı, çelişkili düşünceleri nelerdir?
CEVAP: • Halk siyasal otoritenin temeline yerleştirilir ama bir siyasal özne olarak kabul edilmez. • Cumhuriyetin erdeminden söz edilir ama monarşiden vazgeçilmez • İngiliz modeline övgüler düzülür ama örnek olarak Prusya gösterilir. • Despotizmden nefret edilir ama aydınlanmış olduğu varsayılan mutlak hükümdardan medet umulur.
#36
SORU: Aydınlanma siyasal öğretisinin, hangi farklı düzleme ilişkin düşüncelerden beslendiği kabul edilir?
CEVAP: 1. Siyasal iktidarın düzeltilmesi kaygısıyla ortaya konan reformcu anlayış. 2. Reformları kim, nasıl yapacak kaygısının yol açtığı aydın despotizmi anlayışı. 3. Olması gereken en iyi siyasal sistem nedir sorusuna yanıt olarak getirilen liberal siyasal iktidar anlayışı
#37
SORU: Fizyokratların, aydınlanmacıların liberal siyasal düzen özlemleriyle çelişen aydın despotizmini zaman zaman savunmuş olmalarının ardındaki temel nedenler nelerdir?
CEVAP: • Aydınlanmacılar, kendilerini gerçeğe sahip kişiler olarak görürler ve gerçeği topluma dayatmak için de prensleri, kralları eğitip aydınlatmayı görevleri olarak kabul ederler. • İktidarda aklı ya da felsefeyi hakim kılma, siyasetin belirleyiciliği, kitlelere inançsızlık gibi düşünceleri savunan filozoflar, halk kitlelerinden hiç bir beklentileri olmadığından, entelektüel elitizmden siyasal elitizme doğru kayarak toplumun kaderinin aydın danışmanlarca çevrili tek bir filozof kralın ellerinde olmasında hiçbir sakınca görmezler. • Aydınlanmacılar toplumsal-siyasal sorunlara reform yoluyla hemen çözüm bulma arzusundadırlar. • Filozoflar, aydınlanmış ya da aydınlanmaya yatkın olarak kabul ettikleri Avrupa’daki bazı monarklarla yakın kişisel ilişkiler kurarlar. Aydın despotlar ise bu düşünürlerin Avrupa çapında elde etikleri saygınlıktan yararlanıp bunu kendileri için bir propaganda malzemesine dönüştürme hesabı içindedirler.
#38
SORU: Despotizmi eleştirip siyasal liberalizm olarak nitelendirilebilecek, çeşitli görüşlerin sözcülüğünü yapan Aydınlanmacılar, siyasal yapının sürdürülebilmesi için hangi düzenlemeleri önerirler?
CEVAP: • Yasaların egemenliği • İktidarın sınırlanması • Güçler ayrımı • Siyasal temsil ve katılım
#39
SORU: Yasaların egemenliği nedir?
CEVAP: Ansiklopedi yazarları, yasa kavramını yüceltip yasaların mutlak bir güçle donanması gereği üzerinde dururlar. Sözü edilen yasalar, bir despotun iki dudağı arasında dökülen sözcükler değil, ortak yararı gözeten yasalardır.
#40
SORU: İktidarın sınırları nedir?
CEVAP: Yasaların yurttaşların hak ve özgürlüklerini yönetime karşı koruma altına alması, siyasal iktidarın sınırlı olduğunun ve sınırlarının da akılcıl yasalar tarafından belirlendiğinin bir gölgesidir. Monarkın iktidarının sınırlılığının gerekçelendirilmesi için doğal hukuk gündeme getirilir.
#41
SORU: Güçler ayrımı nedir?
CEVAP: Filozoflar, sınırlı bir siyasal yapının kurulup sürdürülebilmesi için anayasal güvencelere gerek olduğunun da bilincindedirler. D’Holbach ile Hume, siyasal iktidarın anayasal bir düzenlemeyle toplumun farklı katmanları ya da sınıfları arasında bölünmesi gerektiğini işaret ederler.
#42
SORU: Siyasal temsil ve katılım nedir?
CEVAP: Siyasal güçlerin farklı ellere verilmesine, özellikle de kraldan bağımsız bir yasama organının bulunmasına yapılan vurgu, siyasal temsil anlayışını çağrıştırmaktadır. Filozoflar, genelde, siyasal temsile, dolasıyla siyasal katılıma vurgu yaparlar.
#43
SORU: Aydınlanma hangi devrime önemli bir katkıda bulunmuştur?
CEVAP: Aydınlanmanın ulus-devlet düşüncesinin oluşmasına ve bu düşünceyi hayata geçiren Fransız Devrimi’ne önemli bir katkıda bulunmuş olduğu söylenebilir.
#44
SORU: Aydınlanmacılar Ulus-devletin düşünülebilir olması için hangi rejimi yadsımaktadırlar?
CEVAP: Ancien Régime.
#45
SORU: Aydın despotizmi anlayışını, bir öğreti olarak ortaya koyan ilk düşünürlere ne denir?
CEVAP: Fizyokratlar.
#47
SORU:
Spinoza hangi yapıtlarında bilimsel yeniliklerden, eleştirel ve sorgulayıcı düşünceden, fikirlerin özgürce ifade edilmesinden yana bir tutum takınır?
CEVAP:
Spinoza, Teolojik-Politik İnceleme ile Politik İnceleme adlı yapıtlarında bilimsel yeniliklerden, eleştirel ve sorgulayıcı düşünceden, fikirlerin özgürce ifade edilmesinden yana bir tutum takınır
#48
SORU:
Spinoza'ya göre erdemli olup mutluluğa ulaşmak ve iyi bir yaşam sürmek nasıl mümkündür?
CEVAP:
Spinoza'ya göre erdemli olup mutluluğa ulaşmak ve iyi bir yaşam sürmek, dinsel inançlara bağlılık ile değil, sadece akla dayalı bir düşünme ile mümkündür.
#49
SORU:
Panteizm nedir?
CEVAP:
Sonsuz olan Tanrı'nın doğayla özdeş olduğunu, Tanrı'nın evrenden ayrı ve bağımsız bir varlığının olmadığını öne süren öğretidir. Buna göre sevinçleri, istekleri, öfkeleri, kısacası kişiliği olmayan Tanrı, bir yaratıcı değil, var olan her şeyin içindeki üretici güçtür.
#50
SORU:
Her insan , savaş durumundan kaçınıp mümkün olduğunca güvenlik içinde ve korkudan uzak yaşamak ister. Bunu sağlamanın yolu nedir?
CEVAP:
Her insan , savaş durumundan kaçınıp mümkün olduğunca güvenlik içinde ve korkudan uzak yaşamak ister. Bunu sağlamanın yolu, bir toplum sözleşmesiyle devletin kurulmasıdır. Bu, aynı zamanda insanın, tam olarak özgürleşmesinin ancak bir siyasal toplum içinde gerçekleşeceği bilgisine varmış olması demektir.
#51
SORU:
Devletin güçlü ve kalıcı olup amacını yerine getirebilmesi neye bağlıdır?
CEVAP:
Devletin güçlü ve kalıcı olup amacını yerine getirebilmesi, yurttaşlarının kendi kişisel iradeleriyle onu koruyup ona hizmet etmeye hazır olmalarına bağlıdır.
#52
SORU:
Spinoza devlet kavramını ne şekilde açıklamaktadır?
CEVAP:
Spinoza'ya göre devlet insanlar tarafından, insanlar için ve insanlarla birlikte yaratıldığından, "egemen güç", "egemenlik", toplumun çoğunluğu" ve "yurttaşların birleşik iradesi" kavramlarını içinde barındırmaktadır.
#53
SORU:
Spinoza'ya göre devletin gerçek amacı nedir?
CEVAP:
Spinoza'ya göre devletin gerçek amacı özgürlüktür.
#54
SORU:
Spinoza'ya göre siyasal düzeyde özgülüğü en iyi sağlayan yönetim biçimi nedir?
CEVAP:
Siyasal düzeyde özgülüğü en iyi sağlayan yönetim biçimi demokrasidir.
#55
SORU:
Spinoza'ya göre kişinin "asi ve bozguncu" olarak tanımlanması hangi durumda söz konusudur?
CEVAP:
Spinoza’nın deyişiyle “yöneticiyi eşitsiz davranmakla suçlamak ve yığınların
ona karşı öfke duymasını sağlamak” ve “yöneticinin isteğine karşı, bu yasayı kışkırtıcı bir biçimde kaldırtmaya” çalışmak, kişiyi bir “asi ve bozguncu” yapar.
#56
SORU:
Spinoza'ya göre ifade özgürlüğünün sınırları hangi ilke ile sınırlıdır?
CEVAP:
Spinoza'ya göre ifade özgürlüğünün sınırları, devletin varlığının tehlikeye girdiği yerde başlamaktadır.
#57
SORU:
XVIII. yüzyılı kapsayan ve Aydınlanma Çağı olarak adlandırılan dönemin en önemli Aydınlanmacıları ya da Aydınlanma filozofları kimlerdir?
CEVAP:
En önemlileri, Voltaire (1694-1778), Hume (1711-1776), Diderot (1713-1784), Helvétius (1715-1771), D’Alembert (1717-1783), D’Holbach (1723-1789), Kant (1724-1804), Mendelssohn (1729-1786) ve Condorcet (1743-1794)’dir.
#58
SORU:
Aydınlanma düşüncesi, (birkaç istisna dışında) bir sistem kuran kuramsal (teorik) kitaplarla değil, deneme, roman, hikaye, tiyatro, eseri gibi edebi yapıtlarla ve tarihsel ya da Ansiklopedik çalışmalarla dile getirilmiştir. Bunun nedeni nedir?
CEVAP:
Düşüncelerin ve bilgilerin bu şekilde ortaya konmasının nedeni filozofların
felsefeyi basitleştirerek gündelik yaşamın içine sokmak ve yaşamı dönüştürmede bir araç olarak kullanmak istemeleridir. Kısacası amaç, kuramsal ve kurgusal yapılar içinde sıkışıp kalmaktansa düşünceye pratik bir boyut kazandırmak ve böylece insanı özgürleştirip toplumu yenidendüzenlemektir.
#59
SORU:
Aydınlanma düşünüleri tüm geleneksel yapıların ve değerlerin eleştirilebileceğini kabul ederler ve her türlü önyargıya, boş inanca karşı çıkıp insanın bu dünyada mutlu olmasını sağlayacak bir toplumsal- siyasal düzenin kurulabileceği inancını dile getirirler. Bu inancın ortaya çıkmasına temel hazırlayan ne olmuştur?
CEVAP:
Bu inanç, büyük ölçüde, XVII. yüzyılda doğa bilimleri ile teknoloji alanlarında yaşanan önemli gelişmelerin sonucunda beliren “insanın doğaya egemen olduğu” düşüncesinden beslenecektir. Çünkü “doğa kavranıp belirlenebiliyorsa neden insan ile toplumuda bilimsel olarak yeniden kurmayalım?” sorusu kaçınılmaz olarak kafalarda yer etmeye başlar.
#60
SORU:
Kant'ın "çağımız eleştiri çağıdır" ya da Diderot "her şey eleştirilmelidir" derken kastettikleri şey nedir?
CEVAP:
Kant'ın "çağımız eleştiri çağıdır" ya da Diderot "her şey eleştirilmelidir" derken kastettikleri şey, kabullenilmiş bütün inançların, bilgilerin, değerlerin, geleneklerin, toplumsal- siyasal kurumların aklın süzgecinden geçirilip acımasızca
eleştirilmesidir.
#61
SORU:
"Toplum Mühendisliği" ne anlama gelmektedir?
CEVAP:
Toplum Mühendisliği:Genellikle somut koşullar göz önüne alınmaksızın toplumsal yapının evrensel olarak kabul edilen belli ilkeler doğrultusunda yeniden, bir bakıma sıfırdan yapılandırılması anlamına gelmektedir.
#62
SORU:
Entelektüel Elitist Tutum kavramının anlamı nedir?
CEVAP:
Elit, yani seçkin bir zümrenin "akıllı, aydın, bilgili”, gerikalanların ise “aptal, cahil, bilgisiz” olduğunu kabul edip toplumsal eşitsizliği entelektüel farklılık üzerine oturtup meşrulaştıran yaklaşımdır.
#63
SORU:
Diderot, “yetenekler ile erdemler, bir saraydan çok, kulübelerden çıkar” diyerek, neyi savunmuştur?
CEVAP:
Diderot, “yetenekler ile erdemler, bir saraydan çok, kulübelerden çıkar” diyerek, eğitim konusunda sınıfsal bir ayrımın gözetilmemesi gerektiğini savunur.
#64
SORU:
Aydınlanma düşüncesine göre hem bireysel hem toplumsal mutluluğu yakalamanın önkoşulu nedir?
CEVAP:
Aydınlanma düşüncesi, bu noktada, dilinden düşürmediği mutluluğu ahlaki bir çerçeve içine oturtur: Gerek iyi bir insan olma (kişisel ahlak ya da aktöre)
gerek insanların birbirlerine iyi davranması (toplumsal ahlak ya da töre),hem
bireysel hem de toplumsal bakımdan mutluluğu yakalamanın önkoşulları olarak
belirlenir.
#65
SORU:
Voltaire ve Diderot için erdem nedir?
CEVAP:
Voltaire ve Diderot için erdem, iyilikseverliktir ya da daha açıkçası, insanların değişmez evrensel ahlak ilkelerini akıllarıyla kavrayıp birbirlerine iyilik yapmalarıdır.
#66
SORU:
Filozoflara göre toplumdaki özgürlüğün ilk anlamı nedir?
CEVAP:
Filozoflara göre toplumdaki özgürlüğün ilk anlamı, hiçbir insanın bir başkasının mülkiyetinde bulunmaması, yani ke olmamasıdır.
#67
SORU:
Hukuksal eşitlik ne anlama gelmektedir?
CEVAP:
Tüm yurttaşların, aralarında hiçbir farklılık ya da ayrıcalık gözetilmeksizin yasalar önünde eşit olması anlamına gelmektedir.
#68
SORU:
Voltaire, "Tanrı olmasaydı bile, onu yaratmak gerekecekti" diyerek ne demek istemiştir?
CEVAP:
Voltaire, “Tanrı olmasaydı bile, onu yaratmak gerekecekti” diyerek Tanrı inancının
hem ahlaki yaşamı güvenceleyen bir temel olduğunu hem de kitleleri yönetmede
kolaylık sağladığını ileri sürer.
#69
SORU:
Filozofların devrime karşı çıkmalarının temel nedeni nedir?
CEVAP:
Filozofların devrime karşı çıkmalarının temel nedeni, bu hareketi “kurulu düzene karşı şiddet kullanılarak gerçekleştirilen kapsamlı bir halk eylemi” olarak algılamalarıdır.
#70
SORU:
Aydın despotizmi anlayışını, bir öğreti olarak ortaya koyan ilk düşünürler kimlerdir?
CEVAP:
Aydın despotizmi anlayışını, bir öğreti olarak ortaya koyan ilk düşünürler, dönemin iktisatçıları olan Fizyokratlardır.
#71
SORU:
Demokrasiyi "çoğunluğun tiranlığı" olarak tanımlayan düşünür kimdir?
CEVAP:
Voltaire demokrasiyi "çoğunluğun tiranlığı" olarak tanımlamaktadır.