TARLA BİTKİLERİ I Dersi YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER-I soru cevapları:
Toplam 57 Soru & Cevap#1
SORU: Yemeklik tane baklagillerin önemi ve özellikleri nelerdir?
CEVAP: Ülkemiz tarım alanlarının %10’unu kapsayan yemeklik baklagil bitkileri, gerek sahip oldukları yüksek protein içeriği nedeniyle beslenme ve gerekse azot bağlama özelliklerinden dolayı ekim nöbeti sistemlerinde aranan bitkilerdir. Yemeklik tane baklagiller yararlanma ve kullanma şekillerine göre özellikle proteince zengin bitkilerdir. İnsan beslenmesinde hayvansal proteinler, bitkisel proteinlerden daha uygun olmasına rağmen gerekli olan hayvansal proteinin sağlanamadığı yörelerde besinleri biyolojik olarak tamamlayacak bitkilere gerek vardır. Yapılan çalışmalar yemeklik tane baklagillerin bu yönden çok uygun olduğunu göstermektedir. Çeşitli cinslerin kuru taneleri bileşiminde % 18-36 oranında protein kapsamaktadırlar. Bu proteinlerin hazmolunabilirlik dereceleri yüksek olup; vücutta sentezlenemeyen değerli aminoasitleri içermektedir. Bu oran tahıllardaki protein oranının yaklaşık 2 katıdır. Hayvansal ürünlerin çok pahalı olduğu düşünülürse, insanların ihtiyacı olan günlük proteinini karşılayabilmelerinde baklagiller, içerdikleri yüksek protein ile insan beslenmesinde büyük bir öneme sahiptirler ve vücudun ihtiyacı olan kalori miktarının karşılanmasında etkili rol oynamaktadırlar. Aynı zamanda baklagiller A, B ve D vitaminlerince, fosfor, demir, kalsiyum ve potasyumca da zenginlerdir. Bütün bu avantajlarından ötürü, açlık ve yetersiz beslenme sorunu ile karşı karşıya olan dünya için baklagiller insan beslenmesinde önemli besin maddeleridir. Uygun teknolojinin geliştirilmesine, ıslah edilmiş çeşitlerin kullanılmasına rağmen dünyanın birçok monokültür tarım yapılan alanlarında bitkisel verimler azalmış ve azalmaktadır. Yapılan denemeler baklagillerin ekim nöbetine alındığı yerlerde bu sakıncanın önlendiğini göstermektedir.
#2
SORU: Yemeklik tane baklagillerin yetiştirildikleri toprağa etkileri nasıldır?
CEVAP: Besin değerleri bakımından zengin oldukları gibi yetiştirildikleri toprağa da olumlu etkilerde bulunmaktadır. Baklagiller ile ortak yaşayan Rhizobium türü bakteriler, havada serbest halde bulunan, ancak canlılar tarafından doğrudan yararlanılamayan azotu yaşadıkları ortama bağlayarak köklerinin yayıldığı toprak katlarını organik azotça zenginleştirirler ve daha sonra ekilen bitkiler bu azottan faydalanırlar. Yemeklik baklagillerin toprağa bağladıkları azot miktarı çeşide ve çevre koşullarına göre değişmekle beraber, yılda genel olarak 5-20 kg/da dolaylarındadır.
#3
SORU: Yemeklik tane baklagillerin sürdürülebilir tarıma olan etkileri nelerdir?
CEVAP: Biyolojik azot fiksasyonu yapabilmeleri ve ekim nöbetine uygun bitkiler olmaları nedeniyle, baklagiller sürdürülebilir tarımda da oldukça önemli bitkilerdir. Gelişmekte olan ülkelerde nüfus artışı besin maddelerinin artışından fazla olmakta, buna bağlı olarak beslenme yetersizliği gittikçe artmaktadır. Yine bu ülkelerde gelir dağılımındaki adaletsizlik nüfusun büyük bir kısmının dengeli beslenmesini de zorlaştırmaktadır. Tüketiciler her iki durumda da hayvansal kaynaklı proteinlerin pahalı oluşu ve üretim azlığı nedeniyle daha ucuz ve saklanması daha kolay olan bitkisel kaynaklı proteine yönelmektedir. Ayrıca son yıllarda artan damar ve kalp hastalıkları, diyete bağlı beslenme ve batı ülkelerinde görülen önemli ve tehlikeli hayvan hastalıkları hayvansal kaynaklı proteinlerin tüketimini azaltmış ve bitkisel kaynaklı proteinleri ön plana çıkarmıştır. Yemeklik baklagiller bütün bu olumsuzlukları telafi edecek niteliklere sahip bitkilerdir.
#4
SORU: Ülkemizde yetiştirilen yemeklik tane baklagiller nelerdir?
CEVAP: Ülkemizde yemeklik tane baklagiller adı altında nohut, mercimek, fasulye, bakla, börülce ve bezelye olmak üzere altı tane cins incelenir ve önemleri, beslenmede, ekim nöbetinde ve ekonomik olmak üzere üç ana başlık altında toplanabilir.
#5
SORU: Yemeklik tane baklagillerin insan beslenmesindeki önemi nasıldır?
CEVAP: Tüm baklagillerde olduğu gibi yemeklik baklagiller de bünyelerinde yüksek oranda (% 18-36) protein bulundurdukları için beslenmede büyük önem taşırlar. Taneleri insan beslenmesinde önemli ölçüde kullanılır. Hayvansal proteinlerin önemli bir protein kaynağı olmalarına rağmen, maliyetlerinin yüksek olması, saklanmalarının güç olması, çabuk bozulmaları, beslenmeye trigliserit, lipit ve kolesterol bakımından uygun olmamaları ve bazı bölgelerde insanların et yememeleri (vejeteryan) gibi sebeplerden dolayı, kolay üretilip saklanabilen, ucuza mal edilebilen bitkisel proteinlerin önemi her geçen gün daha da artmaktadır. Bitkisel proteinlerin başında hiç şüphesiz ki, kuru tanelerinde insan beslenmesine uygun kalitede yüksek oranda protein içeren yemeklik tane baklagiller gelmektedir. Proteinlerin tüketici için değeri biyolojik değer, hazmolma derecesi ve protein etkinlik derecesi (PER) ile değerlendirilir. Biyolojik değer; gıda maddeleri ile bünyeye alınan proteinlerin vücut proteinlerinde sentezlenme oranı, hazmolma derecesi; gıda maddesi olarak alınan proteinlerin (ham) sindirim sistemi boyunca emilerek tutulan miktarının oranı ve proteinin etkinlik derecesi ise vücuda alınan bir birim proteinin canlı ağırlıkta oluşturduğu artış miktarı anlamlarına gelen bu değerler hayvansal gıdalardaki proteinlerde bitkisel gıdalardaki proteinlerden daha yüksektir.
#6
SORU: Yemeklik tane baklagillerin içeriğinde neler vardır?
CEVAP: Yemeklik baklagil tanelerindeki proteinlerin büyük bir çoğunluğu kuru maddesinin % 27’ sinin proteinden oluştuğu kotiledonlarda yer alır. Baklagil tanelerinin kuru madde olarak % 50’den daha fazlası karbonhidratlardan oluşur. Baklagil tanelerinde faydalanabilir şeker miktarı % 10 civarındadır. Baklagil taneleri önemli bir protein ve enerji kaynağıdır.
#7
SORU: Dünyada insan beslenmesinde yemeklik baklagillerin oranı nedir?
CEVAP: Dünyada insan beslenmesindeki bitkisel proteinlerin % 22’si, karbonhidratların % 7’si; hayvan beslenmesindeki proteinlerin % 38’i ve karbonhidratların % 5’i yemeklik baklagillerden sağlanmaktadır.
#8
SORU: Kültür nedir, toplumu nasıl etkiler?
CEVAP: Kültür bir topluma ilişkin öğrenilmiş, paylaşılmış değerler.
#9
SORU: Yemeklik tane baklagillerin hayvan beslenmesindeki önemi nasıldır?
CEVAP: Yemeklik baklagil tanelerinin insan beslenmesinde kullanılmasının yanında tane ve sapları hayvan beslenmesinde de kullanılmaktadır. Sap samanın kalitesi selüloz miktarının düşüklüğü ile ölçülür. Sap samanda en düşük selüloz oranı mercimekte % 30, bezelyede % 40, fasulyede % 45’dir. Tanelerin işleme artıklarında çok yüksek oranda protein (% 10-25) mevcuttur. Bu artıklar kırılarak, ıslatılarak ya da pişirilerek belli oranlarda rasyonlara katılır. Hayvan beslenmesinde büyük yeri olan tahıl saplarının 1 tonu 70.5 kg protein bulundururken, baklagillerde bu değer 137.4 kg’ dır. Yani 2 ton tahıl sapı, 1 ton baklagil sapına eşdeğerdir. Ayrıca baklagil saplarında ve tanelerinde bulunan proteinlerin hazmolunabilirlik dereceleri (% 78) de tahıllara oranla belirgin bir şekilde yüksektir. Hayvan beslenmesinde oldukça büyük yem açığına sahip olan ülkemizde yemeklik baklagillerin saman ve tane işleme artıkları hayvan beslemede çok büyük önem taşır.
#10
SORU: Ekim nöbeti nedir?
CEVAP: Aynı tarla üzerinde değişik bitkilerin belirli bir sıra içerisinde birbirinin ardından yetiştirilmesine ekim nöbeti denir.
#11
SORU: Bir bölgede uygulanacak ekim nöbetine etki eden faktörler nelerdir?
CEVAP: Bir bölgede uygulanacak ekim nöbetine bölgenin iklimi, toprak karakteri, yetiştirilen bitki çeşitleri ve ekonomik koşullar etki etmektedir.
#12
SORU: Yemekli baklagiller ekim nöbetini nasıl etkiler?
CEVAP: Baklagiller ekildikleri toprakların verimliliklerini artırırlar. Ekim nöbetine baklagillerin sokulması ile o tarladan kaldırılan ürün miktarında belirli bir artış sağlanabilmektedir. Baklagil köküyle ortak yaşama giren Rhizobium türü bakteriler, havada serbest halde bulunan, ancak canlılar tarafından doğrudan yararlanılamayan azotu yaşadıkları ortama bağlarlar. Atmosferden alınarak bitki köklerinde bakteriler tarafından oluşturulan yumrular içerisinde biriktirilen azot, bitkinin hasadından sonra mikroorganizmalar tarafından parçalanarak elementer hale geçirilir. Bu şekilde baklagiller, köklerinin yayıldığı toprak katlarını organik azotça zenginleştirirler ve daha sonra ekilen bitkiler bu azottan faydalanırlar. Baklagillerin toprağa bağladıkları azot miktarı çeşide ve çevre koşullarına göre değişmekle beraber, yılda genel olarak 5 19 kg/da kadardır. Bu değer baklada 19 kg/da, mercimekte 12 kg/da, bezelye ve börülcede 9 kg/da, nohutta 8 kg/da ve fasulyede 5 kg/da kadardır. Bu da ortalama olarak 10 kg/da kabul edildiğinde, % 20’lik amonyum sülfat gübresinden 50 kg demektir. Baklagillerin ekim nöbetinde yer alması azotlu ticari gübrelerin kullanımını azaltacağından hem parasal, hem de toprak ve toprak suyu kirlenmesi yönünden ayrı bir önem taşımaktadır. Yemeklik baklagillerin ekildikleri toprakları organik maddece zenginleştirmeleri yanında, toprağın ısınma, havalanma ve su tutma güçlerini artırmaları ve bazı çapa gören baklagillerin tarlayı yabancı otlardan arınmış halde bırakmaları nedeniyle, kendinden sonra ekilecek bitkilere uygun toprak koşulları hazırlayarak ekim nöbetinde önemli ve olumlu rol oynamaktadırlar.
#13
SORU: Hangi bakteriler yemeklik tane baklagillerle ortak yaşam ilişkileri kurarak atmosferdeki elementel azottan yararlanırlar?
CEVAP: Rhizobium leguminosarum ve Rhizobium phaseoli adlarıyla anılan bakteriler yemeklik tane baklagillerle ortak yaşam ilişkileri kurarak atmosferdeki elementer azottan yararlanırlar. Bu bakteriler yalnızca ortak yaşadıkları baklagil bitkisinin tek hücreden oluşan kök tüylerinin uç kısmından genç köklere girerler. Kökün kenar dokusunda tetraploid bir hücreyle karşılaştığında, bu hücreler ve komşu diploid hücreler bölünme için uyarılırlar. Bu dönemde aşılama boruları dallanarak tetraploid hücrelere dağılırlar. Bakteriler ve büyüme hormonlarının yardımıyla uyarılan kök dokusu anormal gelişerek sonuçta beş kısımdan oluşan kök yumruları ortaya çıkar.
#14
SORU: Yemeklik baklagillerin Dünyadaki ekonomik önemi nasıldır?
CEVAP: Dünya toplam yemeklik baklagil ekim alanı 60 459 419 ha, üretimi ise 53 258 723 ton’dur. Dünya verilerine göre en fazla ekim alanına sahip yemeklik baklagil cinsi 25 211 468 ha ile fasulyedir. Fasulyeyi 11 862 341 ha’lık ekim alanıyla börülce ve 11 081 938 ha ile nohut izlemektedir. Bezelye, mercimek ve bakla ekim alanları ise sırasıyla 6 158 809, 3 637 008 ve 2 507 855 ha’dır. 2009 verilerine göre dünyada 19 723 330 ton ile en fazla üretimi yapılan cins fasulyedir ve fasulyeyi 10 379 890 ton ile bezelye, 9 774 082 ton ile nohut izlemektedir. Börülce, bakla ve mercimeğin ise üretimleri sırasıyla 5 689 562 ton, 4 096 682 ton ve 3 595 177 tondur.
#15
SORU: Yemeklik baklagillerin ülkemizdeki ekonomik önemi nasıldır?
CEVAP: Türkiye’de işlenen toplam alanın yaklaşık % 74’ünü tahıllar, % 8. 3’ünü yemeklik baklagiller kaplamaktadır. 1970’li yılların sonlarına kadar devletin tahıllarla ilgili çalışmalara daha fazla önem ve destek vermesinden dolayı baklagil üretiminde artış sağlanamamıştır. Nadas Alanlarının Daraltılması Projesi (NAD) ile 1980’li yıllarda, yoğun yayım faaliyetleri ve destekleme politikası uygulamasına gidilmiş ve nadas alanlarında mercimek ve nohut üretilmiştir. Ancak 1991 yılından itibaren, makineli tarıma uygun, çevre koşullarına adaptasyonu yüksek, hastalık ve zararlılara dayanıklı çeşitlerin geliştirilememesi ve uygulanan yanlış tarım politikaları sonucunda yemeklik tane baklagil ekim alanında önemli azalmalar görülmüştür. 2009 yılında toplam yemeklik baklagil ekim alanımız 936 742 ha’a kadar düşmüştür, üretim ise 831 504 ton olarak gerçekleşmiştir. Son verilere göre ülkemizde en fazla ekim alanına sahip yemeklik baklagil cinsi 505 165 ha ile nohuttur. Nohudu 318 675 ha ile mercimek, 98 233 ha ile fasulye, 10 263 ha ile bakla izlemektedir. Ülkemizde, bezelye ve börülce toplam yemeklik baklagiller içerisinde ekim alanlarının aldığı pay yönünden oldukça düşük değerler göstermektedir. Bezelye 1 365 ha ekim alanı ile en az yetiştirilen baklagil cinsidir. 2008 verilerine göre ülkemizde 518 026 ton ile en fazla üretimi yapılan cins nohuttur ve nohudu 154 630 ton ile fasulye, 131 188 ton ile mercimek, 20 668 ton ile bakla izlemektedir. Börülce üretimde 3 072 ton ile son sırada yer almaktadır. Ülkemizde yemeklik baklagil cinslerinde makineli tarıma geçiş, yeni çeşitlerin ve yetiştirme tekniklerinin geliştirilmesi ile birim alan verimleri artmış ancak istenilen düzeye ulaşamamıştır
#16
SORU: Kuru fasulyenin kökeni neresidir?
CEVAP: Kültür fasulyesinin (P. vulgaris L.) kökeni uzun süre tartışma konusu olmuştur. 18. yy ortalarına kadar botanikçiler fasulyeyi Hindistan kökenli kabul etmişlerdir. De Candolle (1959)’un açıklamalarına göre fasulyenin botanikçiler tarafından 16.yy’da Türk Fasulyesi adıyla anılması, Yunanlılarında bu bitkiye fasiolus ve dolichus adları vermiş olmaları fasulye’nin Batı Asya kökenli olduğu kanısını uyandırmıştır. Peru’nun eski mezarlarında çıkan tohumlar arasında fasulye tohumu bulunması ile fasulye’nin Amerika kökenli olduğu anlaşılmıştır. Fasulye’nin yabani formu kesin olarak bilinmemekle birlikte, morfoloji, coğrafi dağılış, ekoloji ve genetik ilişkiler yönünden yapılan karşılaştırmalar, Meksika ve Orta Amerika’da yabani olarak yetişen sarılıcı baklagil formlarının P. vulgaris’in progenitörü olduğunu göstermiştir. Gentry (1968), yabani ve kültür formlarının evolusyonunda Ph. harmsianus’un yabani form olabileceğini ileri sürmüştür. Zhukovsky (1950), fasulye’nin tropik Amerika ve Quatemala’da 2400m yüksekliklerde yetişen Phmacrolepis’ten türemiş olabileceğini bildirmiştir.
#17
SORU: Fasulyenin taksonomik özellikleri nelerdir?
CEVAP: Takım: Rosales Familya: Leguminosae / Fabaceae Alt familya: Papilionoideae Oymak: Phaseoleae Cins: Phaseolus Tür: Phaseolus vulgaris Phaseolus cinsine bağlı yaklaşık 230 tür bulunmakta, ancak bu türlerin birçoğu yabani olarak yetişmektedir.
#18
SORU: Phaseolus vulgaris türünün sınıflandırılması nasıldır?
CEVAP: Ph. vulgaris türünün sınıflandırması üzerindeki çalışmalar oldukça eskidir. Araştırıcılar, kullanma yerlerinin isteklerini dikkate alarak çeşitli morfolojik karakterlere göre bu türü sınıflandırmışlardır. Bu tip sınıflandırmada bir sistematikçinin dikkate aldığı karakteri bir başkası aynı amaçla kullanmamıştır. Linne, 1763 yılında bu cinsi sarılıcı form Ph. vulgaris ile bodur form Ph. nanus olarak iki alt türe ayırmıştır. Gradinaroff (1939) Ph. vulgaris türünü tohumların biçim ve büyüklüğüne göre; • Sphaericus (yuvarlağa yakın) • Ellipticus (eliptik biçimli) • Oblangus (uzun silindirik) • Subcompressus (yarı yassı) • Compressus (yassı) • Fasulye tanesinde renklenme durumları: • Maculatus (lekeli) • Pardinus (leopar desenli) • Zebrinus (zebra şekilli) • Variegatus (alacalı) • Semivariegatus (yarı alacalı) Fiehirali (1988) Türkiye’nin çeşitli illerinden sağladığı bodur fasulye örneklerinin sınıflandırılmasında, Gradinaroff (1939)’un çalışmalarından yararlanarak bodur fasulyeleri 15 botanik grup altında toplamış ve gruplara ilişkin ayrıntılı bilgiler vermiştir.
#19
SORU: Ülkemizde yetiştirilen fasulye standart çeşitleri ve özellikleri nelerdir?
CEVAP: TSE ülkemizde yetiştirilen fasulyeleri kuru tane olarak botanik yapılarına göre çeşitlere ayırmıştır. TSE 141’e göre bu çeşitler aşağıda verilmiştir. • Tombul: Bu çeşide giren kuru fasulyelerin tane renkleri beyaz, şekilleri oval ve taneler genellikle küçüktür. • Çalı: Bu çeşide giren kuru fasulyelerin tane renkleri beyaz, şekilleri böbreği andırır ve taneler genellikle orta büyüklüktedir. • Horoz: Bu çeşide giren kuru fasulyelerin tane renkleri beyaz, şekilleri uzun silindirik ve taneler genellikle orta büyüklüktedir. • Dermason: Bu çeşide giren kuru fasulyelerin tane renkleri beyaz, şekilleri dolgunca yassı olup bir uçları düz, diğer uçları yuvarlaktır. Taneler genellikle büyükçedir. • Selanik: Bu çeşide giren kuru fasulyelerin tane renkleri beyaz, şekilleri yandan basık (yassı) uçları yuvarlak ve taneler genellikle büyüktür. • Battal: Bu çeşide giren kuru fasulyelerin tane renkleri beyaz, şekilleri böbreği andırır ovalimsi yassı olup ve taneler Selanik çeşidinden daha büyüktür. • Fieker: Bu çeşide giren kuru fasulyelerin tane renkleri beyaz, şekilleri yuvarlak ve taneler genellikle büyükçedir. • Barbunya: Bu çeşide giren kuru fasulyelerin tane renkleri düz bej zemin üzerinde kırmızı çizgili veya alacalı şekilleri yuvarlağa yakın ve taneler genellikle büyüktür. • Bomba: Bu çeşide giren kuru fasulyelerin tane renkleri beyaz, şekilleri ovalimsi şişkin ve taneler Battal çeşidinden daha büyüktür.
#20
SORU: Türkiye’de tescilli bazı fasulye çeşitleri nelerdir?
CEVAP: Eskişehir - 855, şeker fasulye, Karacaşehir- 90, Şahin- 90, Şehirali- 90, Yunus- 90, Akman -98, Aras-98, Göynük-98, Önceller-98, Terzibaba,Yakutiye-98 Akdağ, Zülbiye- 07, Elkoca-05, Kantar-05, Güngör, Noyanbey-98
#21
SORU: Fasulyenin kimyasal içeriği nasıldır?
CEVAP: Fasulye’nin olgunlaşmamış bakla ve taneleri sebze olarak kullanılırlar. Bu dönemde su oranı yüksek (%89) protein düşüktür. Bu dönemde en fazla % 10 protein içerirler. Olgunlaşmada ise kuru tanelerinde %14.6-35.1 oranında protein vardır. Detaylı içerik aşağıdaki gibidir: Protein: %14.6-35.1 Vitamin A (karotin) : 0.35 mg/100 g Nem: %12.6-13.4Vitamin C(askorbik asit):27-46 mg/100 g K : 1.2-1.9 g/100 g Vitamin B : 0.55 mg/100 g P: 0.49-0.58 g/100g Vitamin B2 (riboşavin):0.22 mg/100 g Ca : 0.1-0.2 g/100 g Mg : 0.15-0.20 g/100 g S : 0.05-0.23 g/100 g Fe : 0.012-0.018 g/100 g Mn : 0.002 g/100 g
#22
SORU: Kuru fasulye hangi iklimde yetişir?
CEVAP: Çimlenme için optimum sıcaklık 16-20 °C’dir, 10 °C’nin altında çimlenme yavaş olur. Donlardan çok zarar görür, 105-120 gün don olmayan bir süre gereklidir. Fasulye, optimum gelişme için ortalama 18-24 °C sıcaklığa gereksinim duyan bir sıcak iklim bitkisidir. Sıcaklığın 30 °C olması başarılı yetişmenin üst sınırıdır. Bu sıcaklığın üzerinde çiçeklerin dökülmesi hızlanır, 35 °C’nin üzerinde ise tane tutma çok zayıflar. Yıllık ortalama yağışı 500-1500 mm arasında olan yerlerde sulanmadan yetiştirilir. Çiçeklenme döneminde hava oransal neminin % 50’den fazla olmasını ister.
#23
SORU: Kuru fasulyenin yetiştiği toprağın özellikleri nelerdir?
CEVAP: Fasulye hafif kumlu topraklardan ağır killi topraklara kadar değişik toprak tiplerinde yetişir. Kolay ufalanan, derin, iyi drene edilmiş toprak idealdir. Kötü drene edilmiş topraklarda çimlenme zayıf olur. pH’nın 6.0-6.8 arasında olması uygundur, pH: 5.2’nin altına düşünce manganez zehirlenmesi görülür, pH: 6.8-7.0’nin üzerine çıkınca da manganez eksikliği görülür. Fasulye’nin oldukça yüksek çinko isteği vardır. Fasulye özellikle yüksek tuz ve alkali konsantrasyonuna karşı duyarlıdır. Toprakta yüksek oranda bor bulunması bitkinin hızla zarar görmesine neden olur.
#24
SORU: Kuru fasulyenin ekim yöntemleri nelerdir?
CEVAP: Fasulye bitkisi 0 °C’nin üzerinde düşük sıcaklık derecelerinden zarar görür. Bu nedenle fasulye ekiminde bölgedeki ilkbahar son donlarından 3-4 gün önce başlanmalı ve 15-20 günde bitirilmelidir. Bu koşullarda çıkış, 7-10 gün sonra epigeal olarak gerçekleşir. Fasulye ekiminde en basitten en moderne kadar çeşitli ekim yöntemleri kullanılır. Tohumlar serpme, sık sıralar halinde mibzerle veya mekanik işlemeye uygun şekilde aralıklı sıralar halinde ekilir. Fasulye ekiminde kullanılan diğer bir yöntem de ocak usulü ekimdir. Bu yöntemde 70-80 x 25- 30 cm aralıklar 5-8 cm derinlikte açılan ocaklara 4-6 tohum bırakılır, çıkıştan sonra bitkiler 10-15 cm boylanınca ocaklarda seyreltme yapılır. Yurdumuzda kuru tane ürünü için bodur ve yarı sırık fasulye çeşitlerinin yetiştirilmesinde sıravari ekim yöntemi uygulanır. Sıralar arası 40-45 cm sıralar üzeri 5-10 cm olacak şekilde ekim yapılır. Sırık fasulye yetiştiriciliğinde 60-70 cm x 20-25 cm sıklık uygulanır. Fasulye yetiştiriciliğinde en uygun ekim yöntemi, bu amaçla geliştirilmiş 40-100 cm aralıkla iki ya da daha fazla sıra ekim yapabilen makinalarla yapılır. Bunlar fasulye ya da şeker pancarı, mısır, pamuk ekebilen mibzerlerdir. Ekim derinliği ağır topraklarda 2.5- 5.0 cm, hafif topraklarda 5.0-10.0 cm’dir.
#25
SORU: Kuru fasulye yetiştirilmesinde gübreleme nasıl yapılır?
CEVAP: Fasulye yetiştiriciliğinde bir hektarlık alandan 1790 kg tane ve 1570 kg sap alındığında; kaldırılan besin maddesi miktarı 165 kg N, 67 kg P2O5 ve 137 kg K kadardır. Toprakta N miktarı az olduğunda, kök yumrusu miktarı artar, fakat bu yumruların N bağlama yeteneği diğer baklagillerden daha azdır. Fasulye azot uygulamalarına, çeşitlere bağlı olarak değişen ölçülerde olumlu tepki verir. Bu yönden sarılıcı formların tepkisi bodur formlara oranla daha yüksektir. Fasulye’ye verilecek gübre miktarının saptanmasında toprak verimlilik analizlerinin yapılması yararlı olur. Genel olarak fasulyeye 2-4 kg N, 4-6 kg P2O5 ve 4-8 kg K/da gübre verilmektedir. Kireçleme bazı topraklar için gerekmektedir. Kireçlemenin yapılacağı bol yağışlı ve asitli topraklarda azotlu gübrelerin nitratlı (NO3) olmasına dikkat edilmelidir. Fasulye yetiştiriciliğinde aşılama denemelerinden çok değişik sonuçlar alınmıştır. Tarla koşullarında bakteri (Rhizobium phaseoli) aşılamasının verimde % 14-45 arasında artış sağladığı saptanmıştır.
#26
SORU: Kuru fasulye yetiştirilmesinde sulama nasıl yapılır?
CEVAP: Fasulyenin haftalık su tüketimi, toprağın su tutma kapasitesi, yüzey akışı, evaporasyon hızına ve bitki çeşidine bağlı olarak 32-64 mm/ha/hafta arasında değişir. Üstün kuru tane verimi için, bitki gelişme süresinde 300- 500 mm su gerekir. Bu suyun: • 125-175 mm’si ekim ile ilk çiçek açması arasında, • 25-75 mm’sinin çiçeklenme döneminde, • Yaklaşık 150 mm’sinin de çiçeklenme ile ilk baklaların olgunlaşmasına kadar geçen dönemde verilmesi gerekir. Fasulye toprak-su dengesine çok duyarlıdır. Çiçeklenme döneminde su azlığı verimi *’ye kadar azaltır. Bu nedenle çiçeklenme süresince toprakta faydalı su miktarının %50’nin üzerinde bulunması önemlidir. Fasulye yetiştiriciliğinde üç farklı dönemde sulama yapılır. • Çimlenme dönemi • Çıkışla - çiçeklenme arasındaki dönem • Çiçeklenmeden hasatta kadar olan dönem Toprakta su eksikliğinin ilk belirtisi, açık-yeşil renkli olan yaprakların koyu mavi-yeşil renge dönüşmesidir. Renk değişimi görüldüğünde sulama yapmak zorunludur.
#27
SORU: Kuru fasulye hasadı nasıl yapılır?
CEVAP: Fasulye hasadında en önemli konu, ürün kaybını en düşük düzeyde tutarak en yüksek ve kaliteli ürün almaktır. Fasulye taneleri çeşit ve hava koşullarına bağlı olarak 90-120 gün sonra olgunlaşır. Hasat erken yapılınca, tanelerin buruşuk ve büzük olması nedeniyle verim azalır. Geciktirilmesi ise baklaların çatlayarak tane dökülmesine neden olur. Kuru tane üretimi için, baklaların büyük çoğunluğunun tamamen olgunlaşıp sarardığı ve tanedeki nem oranı % 40 olduğunda hasat yapılmalıdır. Bu nem düzeyinde birçok çeşitte baklanın % 80’i sararıp olgunlaşmıştır. Nem kapsamı % 40’dan az ise bakla çatlaması ve tanelerde mekanik zarar artar. Hasadı gelmiş bitkiler biçilerek veya yolunarak hasat edilirler. Biçilen bitkiler birkaç gün kurutulduktan sonra harman edilir. Fasulye harmanı baklalar kolaylıkla açılabilecek kadar nem kapsadığında yapılmalıdır. Böylece harman sırasında oluşabilecek mekanik zararlar en düşük düzeyde tutulur. Mekanik zararlar, kabuğun kırılması, kotiledonların ayrılması ve embriyonun kökcük ya da cücük kısmının zarar görmesi şeklinde olabilir. Harman bitkilerin harman makinelerinden geçirilmesi, traktörle ezilmesi veya sopalarla dövülmesi şeklinde yapılır.
#28
SORU: Börülcenin kökeni neresidir?
CEVAP: Filogenetik özellikler dikkate alınarak börülce’nin kökeni olarak İran ve Hindistan arasındaki bölge gösterilmiş olmasına karşın; Vavilov kendi çalışmaları sonucu olarak börülce için iki ayrı köken belirtmiştir. Bunlardan birincisi Hindistan ve İran ikincisi ise Nijerya ve Etiyopya’dır. Börülcenin Batı ve Orta Afrika kökenli olduğunu ise ilk açıklayan Körnicke (1885) (Şehirali 1988’den) olmuştur. Afrika’da yaygın olarak börülce örneklerinde genetik farklılıklar bulunduğu saptanmış ve günümüzde buraların börülcenin köken alanları olduğu birçok araştırıcı tarafından kabul edilmektedir. Börülcenin yabani formu kesinlikle bilinmemektedir. Ancak, Afrika’da bulunan Vigna nilotica ve Vigna vexillata’nın Vigna sinensis’in ilk örnekleri olduğu bildirilmektedir.
#29
SORU: Börülcenin taksonomik özellikleri nelerdir?
CEVAP: Familya: Leguminosae / Fabaceae Alt familya: Papilionoideae Oymak: Phaseoleae Cins: Vigna Tür: Vigna sinensis
#30
SORU: Türkiye’de TSE tarafından hazırlanan börülce standart çeşitleri nelerdir?
CEVAP: Türkiye’de TSE tarafından hazırlanan TS 3268 numaralı kuru tane börülce standardına göre alımı ve satımı yapılan börülceler şunlardır: • Ak börülce (beyaz börülce, üzümlü börülce, akkız): Beyaz veya kirlimsi beyaz tane renkli olan şekli böbreği andıran börülcelerdir. • Karnıkara (karagöz, karakız): Tane rengi kirli beyaz, göbek bağı etrafında siyah halka bulunan ve taneleri silindirik olan börülcelerdir. • Sarı göbek: Tane rengi kirli beyaz, göbek bağı etrafında kahverengi halka bulunan ve taneleri silindirik olan börülcelerdir. • Kırmızı börülce: Tane renkleri açık pembemsi kahverenginden koyu kırmızıya kadar değişen, göbek bağı etrafında kahverengi siyah ince bir halka bulunan ve taneleri silindirik olan börülcelerdir.
#31
SORU: Börülcenin kimyasal bileşimi nasıldır?
CEVAP: Börülcenin kuru taneleri oldukça yüksek beslenme değerine sahiptir. Börülce taneleri karoten, vitamin B1 yönünden zengindir. Börülce kuru tane ya da sebze olarak insan beslenmesinde kullanılır. Afrika’da kuru tanelerinden kahve de yapılmaktadır. Tanede bulunan yüksek protein miktarına karşın bu proteinin methionin bakımından eksiklidir. Su: % 12.0 Protein: % 24.6 Yağ: % 0.7 Karbonhidrat: % 55.7 Selüloz: % 3.8 Mineral madde: % 3.2 Kalsiyum % 0.7 Fosfor % 0.49 Demir % 3.8 Kalori 327 k.cal/100 g
#32
SORU: Börülce hangi iklimde yetişir?
CEVAP: Vigna grubuna giren çeşitlerin büyük çoğunluğu kısa gün bitkisidir. Ancak gün nötr çeşitler de bulunmaktadır. Börülce düşük sıcaklığa karşı fazla duyarlı olup, 1 °C’de dahi zarar görmektedir. Büyüme ve gelişmesini normal tamamlayabilmesi için yeterli sıcaklık ve nem bulunmasını ister. Özellikle çiçeklenme devresinde optimum sıcaklığın üzerindeki sıcaklıklar meyve bağlamayı olumsuz yönde etkiler. Börülcenin en yüksek kuru madde üretimi için gerekli sıcaklık gündüz 27 °C, gece 22 °C olmalıdır. Fasulyeye göre kurağa ve sıcağa biraz daha toleranslıdır.
#33
SORU: Börülcenin yetiştiği toprağın özellikleri nelerdir?
CEVAP: Börülce iyi drene edilmiş her türlü toprakta yetişir. Hafif kumlu topraklardan ağır killi topraklara kadar değişik toprak tiplerinde yetişir. Tuzlu ve alkali toprakları sevmez, nötr ve hafif alkali topraklarda daha iyi yetişir. Orta verimli topraklarda daha iyi sonuçlar vermektedir.
#34
SORU: Börülcenin için ekim zamanı ne zamandır ve ekim yöntemleri nelerdir?
CEVAP: Börülce, toprak iyice ısınmadan ekilmemelidir. İlkbahar son donlarından sonra ekim yapılmalıdır. Kuru tane üretimi için yapılan yetiştiricilikte ülkemizde ekim zamanı Nisan sonu Mayıs ayı başlarıdır. Börülce ekiminde serpme ekim iyi sonuçlar vermez. Uygun ekim yöntemi sıralar halinde mibzerle yapılan ekimdir. Tane üretimi için yapılan ekimlerde sıra aralıkları 60-90 x 5-12 cm olmalıdır. Bodur formalar için ise bu aralıklar 60 x 10 cm olarak uygulanmalıdır. Börülce yetiştiriciliğinde birim alana kullanılacak tohum miktarı çeşidin gelişme formu, tane büyüklüğü, ekim yöntemine göre değişmektedir. Dik gelişen çeşitlerde 3-6, sarılıcı formlarda ise 2-3 kg/da tohumluk yeterlidir. Serpme ekimlerde ise bu miktar 9-15 kg/da kadar çıkmaktadır. Ekim derinliği 4.0-5.0 cm’dir.
#35
SORU: Börülce yetiştirilmesinde gübreleme nasıl yapılır?
CEVAP: Azot uygulamalarında çok fakir topraklarda iyi sonuçlar alınmaktadır. Bu gibi fakir topraklarda 4-5 kg N/da verilmelidir. Genel olarak börülceye 4-6 kg P2O5/da gübre verilmektedir. Börülce yetiştiriciliğinde bitkilerin fosforlu gübrelere olan tepkiler azot ve potasyuma göre daha fazla olmaktadır. Kireçleme bazı topraklar için gerekmektedir. Kireçlemenin yapılacağı bol yağışlı ve asitli topraklarda miktar 1.6-2.8 ton/ha olmalıdır.
#36
SORU: Börülce yetiştirilmesinde hasat ve harman nasıl yapılır?
CEVAP: Börülce hasadında dikkat edilecek en önemli nokta, baklaların çatlayarak tane dökülmesinin en düşük düzeyde tutulmasıdır. Hasadın erken yapılması tane yüzenin kırışık kalmasına neden olur. Bu nedenle börülce hasadı, baklaların tamamen sarardığı fakat kupkuru olmadığı dönemde yapılmalıdır. Bu evrede taneler bakla içinde sertleşmiş bakla kırıldığında hemen dışarı çıkabilecek durumdadır. Ülkemizde börülce hasadı, bitkilerin elle yolunması veya toprak yüzeyinde orakla biçilmesiyle yapılır. Bu nedenle sabahın erken saatlerinde yapılması daha uygundur. Elle hasattan sonra bitkiler iyice kurutulduktan ve tanelerdeki nem oranı % 10’a kadar düştükten sonra harmanlanır. Harman, elle çalışan harman makinaları ile ya da özel makinalarla yapılır.
#37
SORU:
Yemeklik baklagiller ülkemiz tarım alanlarının yüzde kaçını oluşturur?
CEVAP:
Ülkemiz tarım alanlarının %10’unu kapsayan yemeklik baklagil bitkileri, gerek sahip oldukları yüksek protein içeriği nedeniyle beslenme ve gerekse azot bağlama özelliklerinden dolayı ekim nöbeti sistemlerinde aranan bitkilerdir.
#38
SORU:
Yemeklik baklagiller besin açısından yapısında neleri bulundurur?
CEVAP:
Yemeklik tane baklagiller yararlanma ve kullanma şekillerine göre özellikle proteince zengin bitkilerdir. Aynı zamanda baklagiller A, B ve D vitaminlerince, fosfor, demir, kalsiyum ve potasyumca da zenginlerdir.
#39
SORU:
Ülkemizde yemeklik baklagiller olarak hangi cinsler incelenir?
CEVAP:
Ülkemizde yemeklik tane baklagiller adı altında nohut, mercimek, fasulye, bakla, börülce ve bezelye olmak üzere altı tane cins incelenir ve önemleri, beslenmede, ekim nöbetinde ve ekonomik olmak üzere üç ana başlık altında toplanabilir.
#40
SORU:
Yemeklik baklagillerde bulunan protein hayvansal proteinle karşılaştırıldığında ne gibi avantajları vardır?
CEVAP:
Hayvansal proteinlerin önemli bir protein kaynağı olmalarına rağmen, maliyetlerinin yüksek olması, saklanmalarının güç olması, çabuk bozulmaları, beslenmeye trigliserit, lipit ve kolesterol bakımından uygun olmamaları ve bazı bölgelerde insanların et yememeleri (vejeteryan) gibi sebeplerden dolayı, kolay üretilip saklanabilen, ucuza mal edilebilen bitkisel proteinlerin önemi her geçen gün daha da artmaktadır.
#41
SORU:
Ekim nöbetinde baklagiller toprağa nasıl bir fayda sağlarlar?
CEVAP:
Ekim nöbetine baklagillerin sokulması ile o tarladan kaldırılan ürün miktarında belirli bir artış sağlanabilmektedir. Baklagil köküyle ortak yaşama giren Rhizobium türü bakteriler, havada serbest halde bulunan, ancak canlılar tarafından doğrudan yararlanılamayan azotu yaşadıkları ortama bağlarlar. Atmosferden alınarak bitki köklerinde bakteriler tarafından oluşturulan yumrular içerisinde biriktirilen azot, bitkinin hasadından sonra mikroorganizmalar tarafından parçalanarak elementer hale geçirilir. Bu şekilde baklagiller, köklerinin yayıldığı toprak katlarını organik azotça zenginleştirirler ve daha sonra ekilen bitkiler bu azottan faydalanırlar.
#42
SORU:
Ülkemizde yemeklik baklagillerin ekim alanları ve üretim miktarları nedir?
CEVAP:
Son verilere göre ülkemizde en fazla ekim alanına sahip yemeklik baklagil cinsi 505 165 ha ile nohuttur. Nohudu 318 675 ha ile mercimek, 98 233 ha ile fasulye, 10 263 ha ile bakla izlemektedir. Ülkemizde, bezelye ve börülce toplam yemeklik baklagiller içerisinde ekim alanlarının aldığı pay yönünden oldukça düşük değerler göstermektedir. Bezelye 1 365 ha ekim alanı ile en az yetiştirilen baklagil cinsidir. 2008 verilerine göre ülkemizde 518 026 ton ile en fazla üretimi yapılan cins nohuttur ve nohudu 154 630 ton ile fasulye, 131 188 ton ile mercimek, 20 668 ton ile bakla izlemektedir. Börülce üretimde 3 072 ton ile son sırada yer almaktadır.
#43
SORU:
Ülkemizde baklagil ithalatı durumu nedir?
CEVAP:
Ülkemiz son yıllarda önemli miktarlarda baklagil ithal etmektedir. 1994 yılına kadar ithalatımızın hemen hemen tamamına yakınını fasulye oluştururken, 1994 yılından itibaren mercimek, 1999 yılından itibaren de nohut ithalatımız önemli ölçüde artmıştır. Üretimin azalması ve iç piyasada fiyatların yüksek olması dışalımı artıran nedenlerdendir
#44
SORU:
Dünyada ve ülkemizde fasulye tarımı hangi ekolojik şartlarda yapılamktadır?
CEVAP:
Fasulye tarımı genellikle ılıman kuşakta yaygındır. Yurdumuzun tüm yörelerinde fasulye tarımı yapılabilmektedir. Fasulye tarımı tropik Amerika’da nötr ve hafif alkali topraklarda, denizden 2000 m yüksekliklere kadar, Meksika’da 1200-2800 m, Kafkaslar’da 1700 m, Kuzey Almanya’da 850 m yüksekliklere kadar yapılabilmektedir. Yurdumuzda Niğde’de 1500-1550 m, Burdur’da 1100 m, Konya’da 1054 m, Giresun’da 1000 m yüksekliklerde fasulye tarımı yapılmaktadır.
#45
SORU:
Tane renkleri düz bej zemin üzerinde kırmızı çizgili veya alacalı şekilleri yuvarlağa yakın ve taneler genellikle büyük olan kuru fasulye çeşidi nedir?
CEVAP:
Barbunya: Bu çeşide giren kuru fasulyelerin tane renkleri düz bej zemin üzerinde kırmızı çizgili veya alacalı şekilleri yuvarlağa yakın ve taneler genellikle büyüktür.
#46
SORU:
Fasulye tanesinde bulunan proteinlerin özellikleri nelerdir?
CEVAP:
Fasulye tanesinde bulunan proteinler bir çok proteinin karışımından oluşmuştur. Bunların %62-95 kadarı suda erimekte, %13 kadarı sodada ve %2-25 kadarı da tuzda erimektedir.
#47
SORU:
Fasulyenin iklim istekleri nelerdir?
CEVAP:
Çimlenme için optimum sıcaklık 16-20 °C’dir, 10 °C’nin altında çimlenme yavaş olur. Donlardan çok zarar görür, 105-120 gün don olmayan bir süre gereklidir. Fasulye, optimum gelişme için ortalama 18-24 °C sıcaklığa gereksinim duyan bir sıcak iklim bitkisidir. Sıcaklığın 30 °C olması başarılı yetişmenin üst sınırıdır. Bu sıcaklığın üzerinde çiçeklerin dökülmesi hızlanır, 35 °C’ nin üzerinde ise tane tutma çok zayıflar. Yıllık ortalama yağışı 500-1500 mm arasında olan yerlerde sulanmadan yetiştirilir. Çiçeklenme döneminde hava oransal neminin % 50’den fazla olmasını ister.
#48
SORU:
Tohumu ekilen fasulyenin bakımı nasıl yapılır?
CEVAP:
Ekimi izleyen 10-15 gün içinde tohumlar toprak yüzüne çimlenerek çıkar. Bu dönemde fazla yağış nedeniyle varsa oluşan kaymak tabakası kırılır. Bitkiler 4 yapraklı dönemde (10-15 cm) iken ilk çapa yapılır. Sırık fasulye yetifltiriciliğinde sülük verme döneminde sıralara sırıklar konulur.
#49
SORU:
Börülcenin kökeni ve yayılışı nasıldır?
CEVAP:
Filogenetik özellikler dikkate alınarak börülce’nin kökeni olarak İran ve Hindistan arasındaki bölge gösterilmiş olmasına karşın; Vavilov kendi çalışmaları sonucu olarak börülce için iki ayrı köken belirtmiştir. Bunlardan birincisi Hindistan ve İran ikincisi ise Nijerya ve Etiyopya’dır. Börülcenin Batı ve Orta Afrika kökenli olduğunu ise ilk açıklayan Körnicke (1885) (fiehirali 1988’den) olmuştur. Afrika’da yaygın olarak börülce örneklerinde genetik farklılıklar bulunduğu saptanmış ve günümüzde buraların börülcenin köken alanları olduğu birçok araştırıcı tarafından kabul edilmektedir. Börülcenin yabani formu kesinlikle bilinmemektedir. Ancak, Afrika’da bulunan Vigna nilotica ve Vigna vexillata’nın Vigna sinensis’in ilk örnekleri olduğu bildirilmektedir.
#50
SORU:
Börülce standart çeşitleri nelerdir?
CEVAP:
Türkiye’de TSE tarafından hazırlanan TS 3268 numaralı kuru tane börülce standardına göre alımı ve satımı yapılan börülceler şunlardır:
Ak börülce (beyaz börülce, üzümlü börülce, akkız): Beyaz veya kirlimsi beyaz tane renkli olan şekli böbreği andıran börülcelerdir.
Karnıkara (karagöz, karakız): Tane rengi kirli beyaz, göbek bağı etrafında siyah halka bulunan ve taneleri silindirik olan börülcelerdir.Sarı göbek: Tane rengi kirli beyaz, göbek bağı etrafında kahverengi halka bulunan ve taneleri silindirik olan börülcelerdir.
Kırmızı börülce: Tane renkleri açık pembemsi kahverenginden koyu kırmızıya kadar değişen, göbek bağı etrafında kahverengi siyah ince bir halka bulunan ve taneleri silindirik olan börülcelerdir.
#51
SORU:
Börülcenin toprak istekleri nelerdir?
CEVAP:
Börülce iyi drene edilmiş her türlü toprakta yetişir. Hafif kumlu topraklardan ağır killi topraklara kadar değişik toprak tiplerinde yetişir. Tuzlu ve alkali topraklar› sevmez, nötr ve hafif alkali topraklarda daha iyi yetişir. Orta verimli topraklarda daha iyi sonuçlar vermektedir.
#52
SORU:
Börülcede gübreleme nasıl yapılmalıdır?
CEVAP:
Azot uygulamalarında çok fakir topraklarda iyi sonuçlar alınmaktadır. Bu gibi fakir topraklarda 4-5 kg N/da verilmelidir. Genel olarak börülceye 4-6 kg P2O5/da gübre verilmektedir. Börülce yetiştiriciliğinde bitkilerin fosforlu gübrelere olan tepkiler azot ve potasyuma göre daha fazla olmaktadır. Kireçleme bazı topraklar için gerekmektedir. Kireçlemenin yapılacağı bol yağışlı ve asitli topraklarda miktar 1.6-2.8 ton/ha olmalıdır
#53
SORU:
Fasulyede hasat yapılırken en önemli konu nedir?
CEVAP:
Fasulye hasadında en önemli konu, ürün kaybını en düşük düzeyde tutarak en yüksek ve kaliteli ürün almaktır. Fasulye taneleri çeşit ve hava koşullarına bağlı olarak 90-120 gün sonra olgunlaşır. Hasat erken yapılınca, tanelerin buruşuk ve büzük olması nedeniyle verim azalır. Geciktirilmesi ise baklaların çatlayarak tane dökülmesine neden olur. Kuru tane üretimi için, baklaların büyük çoğunluğunun tamamen olgunlaşıp sarardığı ve tanedeki nem oranı % 40 olduğunda hasat yapılmalıdır.
#54
SORU:
Fasulyede tohumluk nasıl olmalıdır?
CEVAP:
Tohumluk, temiz olmalı, zayıf, bozuk ve kırık tanelerden arınmış; çimlenme güçleri % 80-95 arasında ve sertifikalı olmalıdır. Tohumluk miktarı, çeşidin bodur ya da sarılıcı olmasına, ekim sıklığına, ekim yöntemine ve tohum büyüklüğüne bağlı olarak değişiklik gösterir. Buna göre ocak usulü ekimlerde 6-19 kg/da arasında değişir. Sıraya ekilişlerde küçük taneli çeşitlerde 6-7 kg/da, orta büyüklükteki çeşitlerde 7-10 kg/da tohum kullanılır. İklim, toprak ve çeşitlere bağlı olarak bodur formlarda normal sıklıkta 5.6-17 kg/da, sarılıcı formlarda 2.2-3.4 kg/da tohum kullanılır.
#55
SORU:
Fasulye kültürlerinin sınıflandırması nasıldır?
CEVAP:
Kültürü yapılan Phaseolus cinsine bağlı türlere ilişkin olarak Hedrich (1931)’ın hazırlamış olduğu sınıflandırma:
- Phaseolus aconitifolius
- Phaseolus mungo
- Phaseolus aureus
- Phaseolus calcuratus
- Phaseolus angularis
- Phaseolus coccineus
- Phaseolus acutifolius
- Phaseolus lunatus
- Phaseolus vulgaris
#56
SORU:
Börülce çiçeğinin morfolojisi nasıldır?
CEVAP:
Börülce çiçekleri, yaprak koltuklarında çıkan 5.0-60 cm uzunluğundaki salkım saplarının ucunda yer alırlar. Salkım sapındaki çiçek sayısı 8-12 arasında değişir. Toplam çiçek tomurcuklarının % 10-15’i olgun meyve oluşturur. Börülce çiçeğinin rengi, çeşitlere göre beyaz veya mavidir. Bir dişi organ (gynaecium) ve 10 erkek organ (androecium) bulunduran börülce çiçekleri erkek organlar bakımından diadelphus durum (9+1) göstermektedir. Çiçeğin beş tane olan taç yaprakları bayrak yaprağı, kayıkçık ve kanatçıklar olarak isimlendirilir. Bunlar da dipte birleşerek corolla adını alırlar.
#57
SORU:
Börülcenin iklim istekleri nelerdir?
CEVAP:
Vigna grubuna giren çeşitlerin büyük çoğunluğu kısa gün bitkisidir. Ancak gün nötr çeşitler de bulunmaktadır. Börülce düşük sıcaklığa karşı fazla duyarlı olup, 1 °C’de dahi zarar görmektedir. Büyüme ve gelişmesini normal tamamlayabilmesi için yeterli sıcaklık ve nem bulunmasını ister. Özellikle çiçeklenme devresinde optimum sıcaklığın üzerindeki sıcaklıklar meyve bağlamayı olumsuz yönde etkiler. Börülcenin en yüksek kuru madde üretimi için gerekli sıcaklık gündüz 27 °C, gece 22 °C olmalıdır. Fasulyeye göre kurağa ve sıcağa biraz daha toleranslıdır.